Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Her Güne 1 HADİS-i ŞERİF (2 Kullanıcı)

kayip-gönül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 May 2009
Mesajlar
40
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Web Sitesi
www.seydaoglu.com
Sabah namazının iki rekat sünneti dünyadan ve dünyada olan her şeyden daha hayırlıdır

(sahih i müslim)
 

Kahramankentli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Eki 2008
Mesajlar
641
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Bismillahirrahmanirrahim

Iyaz ibni Hımar (Allah Ondan razı olsun)'den rivayet edildiğine göre
Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Allah bana alçak gönüllü
olmamızı ve hiç kimse kimseye karşı öğünüp böbürlenmesin ve hiçbir kimse de
kimseye karşı zulmedip aşırı gitmesin diye vahyederek bildirdi .”
(Müslim, Cennet 64)
 

kayip-gönül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 May 2009
Mesajlar
40
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Web Sitesi
www.seydaoglu.com
Yoksullarınızı arayın görüp gözetin siz ancak fakirleriniz sayesinde düşmanlara karşı yardım görür ve rızıklanırsınız (hadis i şerif)
 

Kahramankentli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Eki 2008
Mesajlar
641
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Bismillahirrahmanirrahim

Harise ibni Vehb (Allah Ondan razı olsun), Rasulullah (sallallahu aleyhi
vesellem)’i şöyle buyururken dinledim, demiştir. “Size cehennemliklerin kimler
olduğunu haber vereyim mi? Katı kalbli, kaba, malını hayırdan esirgeyen ve kibirli
kimselerdir.”
(Buhari, Eyman 9, Müslim, Cennet 47)
 

ismaile

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ocak 2009
Mesajlar
1,872
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
Peygamber Efendimiz (sav)'in Duayla İlgili Sözleri



Peygamber Efendimiz Allah'a kendisine güzel bir ahlak ve iyi bir huy vermesi için dua ettiği şöyle belirtilir: "Allah'ım! Yaratılışımı ve ahlakımı güzelleştir. İlahi! Beni ahlakın kötülerinden uzaklaştır."

(Tırmizi, İmam Ahmed ve Hakim'den; Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din, 2. cilt, Çeviri: Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s. 789)


... Bir şey isteyince Allah'tan iste. Yardım talep edeceksen Allah'tan yardım dile. Zira kullar, Allah'ın yazmadığı bir hususta sana faydalı olmak için biraraya gelseler, bu faydayı yapmaya muktedir olamazlar. Allah'ın yazmadığı bir zararı sana vermek için biraraya gelseler, buna da muktedir olamazlar.

Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, 1992, s. 314


İcabetten emin olarak Allah'a dua edin.

Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 327


Dua ibadetten ibarettir. Allah buyurur ki: "Bana dua edin, Ben size icabet edeyim"

(Hz.Numan İbni Beşir r.a.) Ramuz El-Hadis s.207


Dua, mü'minin silahıdır ve dinin direğidir. Göklerin ve yerin nurudur.

(Hz.Ali r.a.) Ramuz El-Hadis s.207


Ebu Musa el-Eş'ari'den şöyle tahdis etti: Peygamber (S) şu dua ile dua ederdi:��� "Ey Rabbim! Benim günahımı, bilgisizliğimi, her işimde israfımı ve benden daha iyi bilmekte olduğun kusurlarımı mağfiret eyle! Ya Allah! Benim hatalarımı, kasdımla ve bilgisizliğimle işlediklerimi, şakalarımı mağfiret eyle! Bunların hepsi bende vardır. Ya Allah! Evvelden yaptığım, sonradan yapacağım; gizlediğim, açığa çıkardığım bütün günahlarımı Sen mağfiret eyle! Öne geçiren ancak Sensin, sonraya bırakan da ancak Sensin. Sen her şeye gücü yetensin!)".

(Sahih-i Buhari ve Tercemesi, Mütercim: Mehmed Sofuoğlu, Ötüken Yayınları, İstanbul 1987, Cilt 14 syf.6336)




" Ey kalpleri tesbit eden Rabbimiz ! Kalplerimizi dinin üzerine tesbit et."

(Nevvas Ibnu Sem'an el-Kilabi Kütüb-i Sitte, 16. Cilt , Sf. 536)
 

ismaile

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ocak 2009
Mesajlar
1,872
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
Peygamber Efendimiz (sav)'in Oruç ile İlgili Sözleri



Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.

(Buhari, İman 28, Savm 6; Müslim, Sıyam 203, Müsafirîn 175. Aynca bk. Ebu Davüd, Ramazan l, Savm 57; Tirmizî, Savm l. Cennet 4; Nesaî, Sıyam 39; İbni Mace, İkamet 173, Sıyam 2, 33)


Aziz ve celîl olan Allah "İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükafatını da ben vereceğim". Oruç kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da çatarsa: 'Ben oruçluyum' desin. Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır."

(Buharî, Savm 9; Müslim, Sıyam 163)
 

Kahramankentli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Eki 2008
Mesajlar
641
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Bismillahirrahmanirrahim

Aişe (Allah Ondan razı olsun)’dan rivayet edildiğine göre bir gün
peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)’e Ey Allahın peygamberi Uhud gününden
daha şiddetli bir gün yaşadın mı? diye sordum. Şöyle cevap verdi.
“Evet senin kavminden çok kötülük gördüm. Onlardan gördüğüm sıkıntının
en şiddetlisi Akabe gününde idi. O gün ben Taifli Abdü Külalin oğlu İbni Abdu
Ya’lile sığınmak istemiştim de beni kabul etmemişti. Bende geri dönmüş, derin
üzüntüler içinde dalgın dalgın yürüyüp gidiyordum. Karn’üs Sealîbe varıncaya
kadar kendime gelemedim. Orada başımı kaldırıp baktığımda bir bulutun beni
gölgelediğini gördüm. Dikkatlice bakınca bulutun içinde Cebrail’i gördüm. Cebrail
bana seslenerek Allah kavminin sana ne söylediğini ve seni himayeyi nasıl
reddettiğini duymuştur. Onlara dilediğini yapabilmem için sana dağlar meleğini
göndermiştir.
Bunun üzerine dağlar meleği bana seslenerek selam verdi. Sonra da: “Ey
Muhammed kavminin sana ne dediğini Allah işitti. Ben dağlar meleğiyim ne
emredersen yapmam için Allah beni sana gönderdi. Ne yapmamı istiyorsun?
Dilersen Ahşabeyn denilen şu iki dağı onların başına kapatıvereyim dedi. o zaman
ben “Hayır Allah’ın onların soylarından sadece Allah’a ibadet edecek ve ona hiçbir
şey ortak koşmayacak kimseler çıkaracağını ümit ederim dedim.”

(Buhâri Bed’ul halk 7, Müslim cihad 111)
 

Kahramankentli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Eki 2008
Mesajlar
641
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Enes (Allah Ondan razı olsun)şöyle demiştir. Günün birinde Rasûlullah
(sallallahu aleyhi vesellem)ile beraber gidiyordum. Üzerinde necran kumaşından
yapılmış sert kenarlı bir cübbesi vardı. Bu esnada bir bedevi arkasından yetişerek
cübbesini sertçe çekti. Peygamber efendimizin boynuna baktım. Bedevinin sert
çekişinden dolayı cübbenin kenarı boynunda iz bırakmıştı. Sonra bedevi “Ey
Muhammed elinde bulunan Allah’a aid mallardan bana da verilmesini emret dedi.
Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) bedeviye dönüp güldü. Sonra ona bir
şeyler verilmesini emretti.

(Buhari, Humus 19, Müslim, Zekat 128)

 

ismaile

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ocak 2009
Mesajlar
1,872
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
Peygamber Efendimiz (sav)'in Temizlik ile İlgili Sözleri



Müslümanlık temizdir, kirsizdir. Siz de temiz olun, temizlenin, Zira cennete temizler girer.

(G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 1. cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 96/2)


Câbir anlatır: "Peygamber salla'llahü 'aleyhi ve sellem buyurdu ki: "Hilâl eylemek dişleri arıtır, pâk eyler, diplerini sağlamlaştırır ve ağız kokusunu güzel eyler."

(Önder ÇAĞIRAN, Tıbbi Nebevi,1. Baskı, Boğaziçi Yayınları, İstanbul 1996)


Şüphe yok ki Yüce Allah temizdir, temizliği sever. İkramı boldur, ikramı sever. Cömerttir, cömertliği sever. Artık evlerinizin çevresini temiz tutun.

(Et-Tıbbün Nebavi s.216)


Benim ümmetim kıyamet gününde yüzleri parlak, elleri ve ayakları nurlu olarak haşrolunacaktır. Herkes gücünün yettiği kadar bu parlaklığı arttırsın.

(http://www.diyanet.gov.tr/turkish/hutbe.asp?h_id=193)


[FLASH]http://s5b.directupload.net/images/090521/gjz8ikyk.swf[/FLASH]
 

Kahramankentli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Eki 2008
Mesajlar
641
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Ebu Mesud Ukbe ibni Amr el Bedri (Allah Ondan razı olsun)şöyle
demiştir: Bir adam peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)’e gelerek: “Ben filanın
namazı uzatması yüzünden sabah namazına gelemiyorum dedi. Ben peygamber
(sallallahu aleyhi vesellem)’i hiç bir konuşmasında o günkü kadar öfkeli görmedim.
Şöyle buyurdu: “Ey insanlar aranızda insanları namaz ve ibadetlerden usandıranlar
var sizden kim imamlık yaparsa namazı kısa kıldırsın zira arkasında namazı kılanlar
arasında yaşlı olanı, çocuğu olanı ve iş güç sahibi olanı var.”

(Buhari, İlim 28,Müslim, Salat 128)
 

kardelele

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ocak 2009
Mesajlar
15,425
Tepki puanı
28
Puanları
0
Yaş
55
Konum
istanbul
"selamun aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü"
imanın tadını ;
rab olarak allahı
din olarak islamı
peygamber olarakta muhammet aleyselamı seçen kişi tadabilir.
 

bedavih

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 May 2009
Mesajlar
299
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Musâfaha edin ki (el sıkışın ki), kalplerdeki kin gitsin, hediyeleşin ki birbirinize sevgi doğsun ve aradaki düşmanlık bitsin

(Muvatta, Hüsnü’l-Hulk 16, (2, 908 ))
 

ismaile

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ocak 2009
Mesajlar
1,872
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
Peygamber Efendimiz (sav)'in Aileyle İlgili Sözleri



"... (Abdullah) bin Abbas (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Sizin en hayırlı olanınız, ailesine en iyi olanınızdır. Ben de aileme iyi olanınızım."

(Mace, Cilt5, Syf.461)


"Allah'tan korkun. Çocuklarınızın size itaatli olmalarını istediğiniz gibi siz de onların aralarında adaletle davranınız."

G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 1. cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 13/10


"Bir baba çocuğuna güzel ahlaktan daha üstün bir miras bırakamaz."

Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s.512


"Çocuklarınıza ikram edin ve terbiyelerini güzel yapın..."

Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s.515


"En olgun imana sahip mümin huyu en güzel ve ailesine karşı en nazik, lütufkar olanıdır."

Nesai, Tirmizi ve Hakim'in de yaklaşık anlamda rivayetleri vardır.; Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din, 2. cilt, Çeviri: Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s.105


"En hayırlınız, hanımlarına en hayırlı olanınızdır. Ben hanımlarına karşı sizlerin en iyisiyim."

Tirmizi; Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din, 2. cilt, Çeviri: Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s.10
 

ismaile

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ocak 2009
Mesajlar
1,872
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
Peygamber Efendimiz (sav)'in Dünya Hırsından Kaçınmak ile İlgili Sözleri



Malı toplayıp da harcama hususunda cimri davranma ki Allah rızkını senden keser, saklayıp elinde infak etmeksizin tutma ki Allah da senden meneder.

(İbn-i Kesir, Peygamberimizin Şemaili Mu'cizeleri, Temel Neşriyat, sf. 87)


Zenginlik, mal ve metaın çokluğundan değildir; fakat zenginlik gönül zenginliğidir.

(Sünen-i Tirmizi Tercemesi Cilt: 4, Sf: 195)


... Ata Ebi Rebah şöyle demiştir: Ben ibn Abbas'dan işittim, şöyle diyordu: Ben Peygamber(S)'den işittim, şöyle buyuruyordu: "Adem oğlunun iki vadi dolusu malı olsa, muhakkak bir üçüncüsünü ister. Adem oğlunun iç boşluğunu (hırslı gönlünü) topraktan başka bir şey dolduramaz. Allah (ihtirastan) tevbe eden kişinin tevbesini kabul eder".

(Sahih-i Buhari, Cilt 14, syf.6373)


... Ben Abdullah ibnu'z Zubeyr'den Mekke'de minber üzerinde hutbe yaparken işittim; o şöyle diyordu: - Ey insanlar! Peygamber (S) şöyle buyurdu: "Eğer Adem oğluna altın ile dolu bir vadi verilseydi, o kendisine ikinci bir vadi verilmesini arzu ederdi. Şayet kendisine ikinci bir vadi verilse, üçüncüsünü isterdi. Adem oğlunun iç boşluğunu ancak toprak kapatır. Allah da (hırstan) tevbe eden kimsenin tevbesini kabul eder".

(Sahih-i Buhari, Cilt 14, syf.6374)


"... (Abdullah) bin Abbas (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Sizin en hayırlı olanınız, ailesine en iyi olanınızdır. Ben de aileme iyi olanınızım."

(Mace, Cilt5, Syf.461)


�. Hakim ibn Hızam şöyle demiştir: Ben Peygamber(S)'den istedim; O da bana verdi. Sonra yine istedim, O da bana verdi sonra yine istedim, yine verdi. Bundan sonra: "Bu mal�." Buyurdu.
���.Peygamber (S) bana: "Ya Hakim! Şüphesiz bu mal yeşildir, tatlıdır. Her kim bu malı nefis güzelliği ile hırssız olarak alırsa, o mal kendisi için bereketli, meymenetli kılınır. Kim de bunu nefis düşkünlüğü ile, hırsla alırsa, mal alan için bereketli kılınmaz. O ihtiraslı kişi yiyip de hiç doymayan (köpek açlığı hastalığına tutulmuş) kimse gibi olur. Yüksek el, alçak elden hayırlıdır!" buyurdu.

(Sahih-i Buhari, Cilt 14, syf.6376)
 

ismaile

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ocak 2009
Mesajlar
1,872
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
Peygamber Efendimiz (sav)'in Güzel Söz Söylemekle ile İlgili Sözleri



Ebu Hureyre, Peygamber (S)'den, "Güzel ve hoş söz sadakadır" buyurduğunu nakletmiştir.

(Sahih-i Buhari, Cilt 13, syf.6013)


... Adiyy ibn Hatim şöyle demiştir: Peygamber (S) ateşi zikretti de ondan Allah'a sığındı ve yüzünü ondan çevirdi. Sonra yine ateşi yani cehennemi zikretti, ondan sığındı ve yüzünü döndürüp çevirdi��..
- "Sizler tek hurmanın yarısı ile, bunu da bulamayan güzel bir sözle de olsa ateşten korununuz" buyurdu.

(Sahih-i Buhari, Cilt 13 syf.6013)


�Ebu Hureyre, Rasulullah (S) şöyle buyururken işitmiştir: "Kul bazen içinde ne olduğu belli olmayan (yani kötülüğünü ve ne sabit olacağını düşünmeden) bir söz söyler de, o söz sebebiyle ateşin içinde, güneşin doğduğu yer ile battığı yer arasında daha uzak bir derinliğe kayıp gider!".

(Sahih-i Buhari, Cilt 14, syf.6405)


"... Ebu Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu, demiştir:
'Birinizin oruç günü olduğu zaman sakın çirkin söz söylemesin. Ve cehaletin gereklerinden bir şey işlemesin. Eğer bir kimse ona karşı cahilce davransa; Ben oruçlu bir adamım, desin.'"

(Mace Cilt4, Syf.592)


"... İbn-i Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu demiştir:
Bir (mü'min) kulun sırf Allah rızasını talep etmek için yuttuğu bir öfke yudumundan Allah katında sevap bakımından daha büyük bir yudum yoktur."

(Mace, Cilt10, Syf.462)
 

ismaile

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ocak 2009
Mesajlar
1,872
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
Peygamber Efendimiz (sav)'in Eşitlik ile İlgili Sözleri



Peygamberimiz (sav) insanları ırka ve renge göre değerlendirme anlayışının basitliği üzerinde durmuş ve Veda Hutbesinde Arap kavmine hitaben şöyle söylemiştir: Soylarla övünülmez. Araplar, Arap olduklarından Acemlerden; Acemler de, Acem olduklarından Araplardan üstün sayılamazlar. Çünkü Allah Katında en yüce olanınız, ona karşı gelmekten en fazla kaçınanınız (en takvalınız)dır. Ey insanlar dikkat ediniz! Rabbiniz tektir. Arabın, Arab olmayana, Arab olmayanın Arab'a, siyahın kırmızıya, kırmızının siyaha, takvadan öte, hiçbir üstünlüğü yoktur. Şüphesiz Allah Teala Katında en üstününüz, Allah Teala'dan en çok korkanınızdır.

(Müsned-i Ahmed b. Hanbel, 5/411)


Sizin şu soyunuz-sopunuz kimseye üstünlük ve kibir taslamaya vesile olacak şey değildir. (Ey insanlar)! Hepiniz Adem'in çocuklarısınız. Hepiniz bir ölçek içindeki birbirine eşit buğday taneleri gibisiniz� Halbuki, hiç kimsenin kimseye din ve takva müstesna üstünlüğü yoktur. Kişiye kötü olması için; başkalarını yermesi, küçük görmesi, cimri, kötü huylu, had ve hududu aşmış olması yeter.

(Müsned-i Ahmed b. Hanbel, 4/158, İbnu Kesir, 4/218)
 

Kahramankentli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Eki 2008
Mesajlar
641
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم


Ebu Huneydete Vail ibni Hucr (Allah Ondan razı olsun)’ der ki; Seleme
bin Yezid El-Cuhfi peygamberimize; “Ya Nebiyyallah! Başımıza kendi haklarını
bizden isteyen fakat kendi hakkımızı bize vermeyen yöneticiler tayin edilirse bize ne
yapmamızı emredersiniz?diye sordu, Rasûlullah yüzünü çevirdi cevap vermedi.
Fakat tekrar sorulunca şöyle buyurdu: “Onların sözünü dinleyip kendilerine itaat
edin onlar kendi vazifelerinden, siz ise kendi vazifenizden sorumlusunuz.”

(Müslim, İmare 49)

 

ismaile

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ocak 2009
Mesajlar
1,872
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
40 HADİS
1

اَلدِّينُ النَّصِيحَةُ قُلْنَا: لِمَنْ )يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟( قَالَ: لِلَّهِ وَلِكِتَابِهِ وَلِرَسُولِهِ وَلأئِمَّةِ الْمُسْلِمِينَ وَعَامَّتِهِمْ

(Allah Rasûlü) “Din nasihattır/samimiyettir” buyurdu. “Kime Yâ Rasûlallah?” diye sorduk. O da; “Allah’a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi.

Müslim, İmân, 95.
2

اَلإِسْلاَمُ حُسْنُ الْخُلُقِ

İslâm, güzel ahlâktır.

Kenzü’l-Ummâl, 3/17, HadisNo: 5225.
3

مَنْ لاَ يَرْحَمِ النَّاسَ لاَ يَرْحَمْهُ اللَّهُ

İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.

Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16.
4

يَسِّرُوا وَلاَ تُعَسِّرُوا وَبَشِّرُوا وَلاَ تُنَفِّرُوا

Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.

Buhârî, İlm, 12; Müslim, Cihâd, 6.
5

إنَّ مِمَّا أدْرَكَ النَّاسُ مِنْ كَلاَمِ النُّبُوَّةِ:

إذَا لَمْ تَسْتَحِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ

İnsanların Peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de: “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözüdür.

Buhârî, Enbiyâ, 54; EbuDâvûd, Edeb, 6.
6

اَلدَّالُّ عَلىَ الْخَيْرِ كَفَاعِلِهِ

Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir.

Tirmizî, İlm, 14.
7

لاَ يُلْدَغُ اْلمُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ مَرَّتَيْنِ

Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz.(Mümin, iki defa aynı yanılgıya düşmez)

Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63.
8

اِتَّقِ اللَّهَ حَـيْثُمَا كُنْتَ وَأتْبِـعِ السَّـيِّـئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحُهَا

وَخَالِقِ النَّاسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ

Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran.

Tirmizî, Birr, 55.
9

إنَّ اللَّهَ تَعَالى يُحِبُّ إذَا عَمِلَ أحَدُكُمْ عَمَلاً أنْ يُتْقِنَهُ

Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur.

Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat, 1/275; Beyhakî, fiu’abü’l-Îmân, 4/334.
10

اَلإِيمَانُ بِضْعٌ وَسَبْعُونَ شُعْبَةً أفْضَلُهَا قَوْلُ لاَ إِلهَ إِلاَّاللَّهُ وَأدْنَاهَا إِمَاطَةُ اْلأذَى عَنِ الطَّرِيقِ وَالْحَيَاءُ شُعْبَةٌ مِنَ اْلإِيـمَانِ

İman, yetmiş küsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka ilah yoktur)” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandandır.

Buhârî, Îmân, 3; Müslim, Îmân, 57, 58.
11

مَنْ رَأَى مِنْكُمْ مُنْكَرًا فَلْيُغَيِّرْهُ بِيَدِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِلِسَانِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِقَلْبِهِ وَذَلِكَ أضْعَفُ اْلإِيـمَانِ

Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir.

Müslim, Îmân, 78; Ebû Dâvûd, Salât, 248.
12

عَيْنَانِ لاَ تَمَسُّهُمَا النَّارُ: عَيْنٌ بَـكَتْ مِنْ خَشْيَةِ اللَّهِ وَعَيْنٌ

بَاتَتْ تَحْرُسُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ

İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz.

Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 12.
13

لاَ ضَرَرَ وَلاَ ضِرَارَ

Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur.

İbn Mâce, Ahkâm, 17; Muvatta’, Akdıye, 31.
14

لاَ يُؤْمِنُ أحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لأخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ

Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü’min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz.

Buhârî, Îmân, 7; Müslim, Îmân, 71.
15

اَلْمُسْلِمُ أخُو الْمُسْلِمِ لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يُسْلِمُهُ مَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أخِيهِ كَانَ اللَّهُ فِي حَاجَتِهِ وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ بِهَا كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ

Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanı(n kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter.

Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58.

16

لاَ تَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى تُؤْمِنُوا وَلاَ تُؤْمِنُوا حَتَّى تَحَابُّوا

İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız.

Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu’l-Kıyâme, 56.
17

اَلْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ النَّاسُ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ

Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.

Tirmizî, Îmân, 12; Nesâî, Îmân, 8.
18

لاَ تَبَاغَضُوا وَلاَ تَحَاسَدُوا وَلاَ تَدَابَرُوا وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ إخْوَانًا

وَلاَ يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أنْ يَهْجُرَ أخَاهُ فَوْقَ ثَلاَثِةِ اَيَّامٍ

Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz.

Buhârî, Edeb, 57, 58.
19

إنَّ الصِّدْقَ يَهْدِي إلَى الْبِرِّ وَ إنَّ الْبِرَّ يَهْدِي إلَى الْجَنَّةِ وَإنَّ الرَّجُلَ لَيَصْدُقُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ صِدِّيقًا وَ إنَّ الْكَذِبَ يَهْدِي إلَى الْفُجُورِ وَ إنَّ الْفُجُورَ يَهْدِي إلَى النَّارِ وَ إنَّ الرَّجُلَ لَيَـكْذِبُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ كَذَّابًا

Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır.

Buhârî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103, 104.
20

لاَ تُمَارِ أخَاكَ وَلاَ تُمَازِحْهُ وَلاَ تَعِدْهُ مَوْعِدَةً فَتُخْلِفَهُ

(Mümin) kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme.

Tirmizî, Birr, 58.
21

تَبَسُّمُكَ فِي وَجْهِ أخِيكَ لَكَ صَدَقَةٌ وَأمْرُكَ بِالْمَعْرُوفِ وَ نَهْيُكَ عَنِ الْمُنْكَرِ صَدَقَةٌ وَإِرْشَادُكَ الرَّجُلَ فِي أرْضِ الضَّلاَلِ لَكَ صَدَقَةٌ وَإِمَاطَتُكَ الْحَجَرَ وَالشَّوْكَ وَالْعَظْمَ عَنِ الطَّرِيقِ لَكَ صَدَقَةٌ

(Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır.

Tirmizî, Birr, 36.
22

إِنَّ اللَّهَ لاَ يَنْظُرُ إِلَى صُوَرِكُمْ وَأمْوَالِكُمْ وَلـكِنْ يَنْظُرُ إِلَى قُلُوبِكُمْ وَأعْمَالِكُمْ

Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.

Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9;

Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.
23

رِضَى الرَّبِّ في رِضَى الْـوَالِدِ وَسَخَطُ الرَّبِّ في سَخَطِ الْـوَالِدِ

Allah’ın rızası, anne ve babanın rızasındadır.

Allah’ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir.

Tirmizî, Birr, 3.
24

ثَلاَثُ دَعَوَاتٍ يُسْتَجَابُ لَهُنَّ لاَ شَكَّ فِيهِنَّ:

دَعْوَةُ الْمَظْلُومِ، وَدَعْوَةُ الْمُسَافِرِ ، وَدَعْوَةُ الْوَالِدِ لِوَلَدِهِ

Üç dua vardır ki, bunlar şüphesiz kabul edilir:

Mazlumun duası, yolcunun duası ve babanın evladına duası.

İbn Mâce, Dua, 11.
25

مَا نَحَلَ وَالِدٌ وَلَدًا مِنْ نَحْلٍ أَفْضَلَ مِنْ أدَبٍ حَسَنٍ

Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir

hediye veremez.

Tirmizî, Birr, 33.
26

خِيَارُكُمْ خِيَارُكُمْ لِنِسَائِهِمْ

Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır.

Tirmizî, Radâ’, 11; ‹bn Mâce, Nikâh, 50.
27

لَيْس مِنَّا مَنْ لَمْ يَرْحَمْ صَغِيرَنَا وَيُوَقِّرْ كَبِيرَنَا

Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı

göstermeyen bizden değildir.

Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 66.
28

كَافِلُ الْيَتِيمِ لَهُ أوْ لِغَيْرِهِ أنَا وَ هُوَ كَهَاتَيْنِ فيِ الْجَنَّةِ وَأشَارَ بِالسَّبَّابَةِ وَالْوُسْطَى

Peygamberimiz işaret parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek: “Gerek kendisine ve gerekse başkasına ait herhangi bir yetimi görüp gözetmeyi üzerine alan kimse ile ben, cennette işte böyle yanyanayız” buyurmuştur.

Buhârî, Talâk, 25, Edeb, 24; Müslim, Zühd, 42.
29

اِجْتَنِبُوا السَّبْعَ الْمُوبِقَاتِ قَالُوا يَا رَسُولَ للهِ وَمَا هُنَّ قَالَ: اَلشِّرْكُ بِاللَّهِ وَالسِّحْرُ وَ قَتْلُ النَّفْسِ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إلاَّ بِالْحَقِّ وَأكْلُ الرِّبَا وَأكْلُ مَالِ اْليَتِيمِ وَالتَّوَلِّي يَوْمَ الزَّحْفِ وَقَذْفُ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلاَتِ الْمُؤْمِنَاتِ

(İnsanı) helâk eden şu yedi şeyden kaçının. Onlar nelerdir ya Resulullah dediler. Bunun üzerine: Allah’a şirk koşmak, sihir, Allah’ın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak buyurdu.

Buhârî, Vasâyâ, 23, Tıbb, 48; Müslim, Îmân, 144.
30

مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلاَ يُؤْذِ جَارَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيُكْرِمْ ضَيْفَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيَقُلْ خَيْرًا أوْ لِيَصْمُتْ

Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun.

Buhârî, Edeb, 31, 85; Müslim, Îmân, 74, 75.
31

مَا زَالَ جِبْرِيلُ يُوصِينِي بِالْجَارِ حَتَّى ظَنَنْتُ أنَّهُ سَيُوَرِّثُهُ

Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki;

ben (Allah Teâlâ) komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.

Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140, 141.
32

اَلسَّاعِي عَلَى الأرْمَلَةِ وَالْمِسْكِينِ كَالْمُجَاهِدِ فِي سَبِيلِ اللَّهِ

أوِ الْقَائِمِ اللَّيْلَ الصَّائِمِ النَّهَارَ

Dul ve fakirlere yardım eden kimse, Allah yolunda cihad eden

veya gündüzleri (nafile) oruç tutup, gecelerini (nafile) ibadetle

geçiren kimse gibidir.

Buhârî, Nafakât, 1; Müslim, Zühd, 41;

Tirmizî, Birr, 44; Nesâî, Zekât, 78.
33

كُلُّ ابْنِ آدَمَ خَطَّاءٌ وَخَيْرُ الْخَطَّائِينَ التَّوَّابُونَ

Her insan hata eder.

Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.

Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30.
34

عَجَبًا لأمْرِ الْمُؤْمِنِ إِنَّ أمْرَهُ كُلَّهُ خَيْرٌ وَلَيْس ذَاكَ لأحَدٍ إِلاَّ لِلْمُؤْمِنِ: إِنْ أصَابَتْهُ سَرَّاءُ شَـكَرَ فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ وَإِنْ أصَابَتْهُ ضَرَّاءُ صَبَرَ فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ

Mü’minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır; O’nun her işi hayırdır. Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir darlığa (musibete) uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur.

Müslim, Zühd, 64; Dârim”, Rikâk, 61.
35

مَنْ غَشَّـنَا فَلَيْس مِنَّا

Bizi aldatan bizden değildir.

Müslim, Îmân, 164.
36

لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ نَمَّامٌ

Söz taşıyanlar (cezalarını çekmeden ya da affedilmedikçe)

cennete giremezler.

Müslim, Îmân, 168; Tirmizî, Birr, 79.
37

أعْطُوا الأجِيرَ أجْرَهُ قَبْلَ أنْ يَجِفَّ عَرَقُهُ

İşçiye ücretini, (alnının) teri kurumadan veriniz.

İbn Mâce, Ruhûn, 4.
38

مَا مِنْ مُسْلِمٍ يَغْرِسُ غَرْسًا أوْ يَزْرَعُ زَرْعًا فَيَـأكُلُ مِنْهُ

طَيْرٌ أوْ إِنْسَانٌ أوْ بَهِيمَةٌ إِلاَّ كَانَ لَهُ بِهِ صَدَقَةٌ

Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.

Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10.
39

إِنَّ فِي الْجَسَدِ مُضْغَةً إِذَا صَلَحَتْ صَلَحَ الْجَسَدُ كُلُّهُ

وَإِذَا فَسَدَتْ فَسَدَ الْجَسَدُ كُلُّهُ ألاَ وَهِيَ الْقَلْبُ

İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.

Buhârî, Îmân, 39; Müslim, Müsâkât, 107.
40

اِتَّقُوا اللَّهَ رَبَّـكُمْ وَصَلُّوا خَمْسَـكُمْ وَصُومُوا شَهْرَكُمْ وَأدُّوا زَكَاةَ أمْوَالِكُمْ وَأطِيعُوا ذَاأمْرِكُمْ تَدْخُلُوا جَنَّةَ رَبِّـكُمْ

Rabbinize karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, mallarınızın zekatını verin, yöneticilerinize itaat edin. (Böylelikle) Rabbinizin cennetine girersiniz.

Tirmizî, Cum’a, 80.
 

bedavih

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 May 2009
Mesajlar
299
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...
Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)


Enes'in (r.a.) naklettiğine göre: Hz. Peygamber (a.s.) büyük günahlar olarak şunları saydı: "Allah'a ortak koşmak ebeveyne eziyet etmek cana kıymak ve yalan söylemektir."



 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt