Aleykumselam Sevgili kardeşim
Konuya tartışma babından baktığınız anlaşılıyor o nedenle ben bu konuda şahsi tartışmalar yapmak yerine hükmün ne olduğunu ortaya koymak adına tefsir alimlerimizden bu konudaki görüşleri nakletmeyi uygun gördüm.
Eğer yinede konuya ilişkin soru işaretleriniz varsa.Nisa 3 ayetinin tefsirlerinede başvurabilirsiniz
[h=3]Nisa 129
Hangi Konuda Kadınlar Arasında Adalet Sağlanamaz[/h]«Ne kadar gayret ederseniz ediniz kadınlar arasındaki adalete güç yetiremezsiniz...»
Cenab-ı Hak, bu âyette kadınlar arasında tam mânâsiyle adaleti gözetmenin mümkün olmadığını haber veriyor. Bu, bir kadını sevmek, yatakta tercih etmek ve ondan kalbin payını almak hususundadır. Bunlar insan oğlunun iradesi altında değildirler. Cenab-ı Peygamber: «Ey Allah'ım! Bu, kadınlar arasında benim taksimimdir. Gücüm yet*tiği konuda bu taksimi yaptım. Gücüm yetmediği ve senin yed-i kud*retinde olan konularda da beni kınama ve mazur gör.» diye yalvardı.
Kattâde, Nadr bin Enes'den, o da Beşir bin Nehik'ten, o da Ebu Hureyre'den rivayet etti. Resûlüllah buyurdu:
«Kimin iki hanımı varsa ve onlar arasında adaletli davranmazsa kıyamet gününde bir tarafı yamuk olarak haşrolunacaktır.»
Hadisi Ebu Davud rivayet etmişti umumi bir hüküm!...
Bir kişinin nikâhında iki veya daha fazla kadın varsa, taksimat*ta onların, aralarında müsavi hareket etmesi lâzımdır. Eğer onların aralarında eşitliği bırakırsa, Allah'a isyan etmiş olur. Eşitlik, onların odalarında yatmaktadır. Cinsî mukârenette ise, eşitlik şart değildir. Çünkü bu insanın neşesine, kalbinin meyline bağlı bir şeydir. Bu da insanın elinde değildir. Nikâhının altında hürre ve bir de cariye varsa, hürrenin odasında iki, cariyede bir gece yatacaktır. Eski hanımlarının üzerine yeni bir hanım getirirse, yeni hanımın yanında, eğer bakire ise, yedi gece yattıktan sonra taksime başlayacaktır. Eğer dul ise, üç gece onun yarımda yattıktan sonra yeniden aralarında taksime başlayacak*tır. Gerek bakire, gerekse dul hanımın yanında durduğu geceler kadar, diğerlerinin yanında durması gerekmez. Buna Ebu Kilâbe'nin Enes'-den rivayet ettiği şu hadîs delâlet eder: «Bakire bir kızla evlenirse onun yanında yedi gece kalacak, dulla evlenirse üç gece kalacak. Son*ra eski hanımlanyla onlann arasında taksimata başlayacaktır.» Kişi | sefere çıkarsa, kadınlar arasında kur'a çeker ve birisini yanma alabi-g, lir. Döndükten sonra yolculuk ne kadar uzun sürerse sürsün geride kalanların haklarını kaza etmek mecburiyetinde değildir. Yalnız bir memlekette misafirlik müddetinden fazla durmamak zamanı böyledir. Aişe validemizden gelen şu hadis buna delâlet eder: «Resûlüllah (S.A. V.) bir sefere çıkmak istediğinde hanımlarının arasında kur'a çeker-İ di. Kur'a hangisine isabet ederse, onu beraberine alır, sefere götürür-| dü.» Hadisi Buharı rivayet ederek: «Kişi bir yerden diğer yere göç et*mek istiyorsa, bütün hanımlarını beraberinde götürmesi vacibtir.» eki*ni de ilâve etti..,
«Kim dünya sevabını irade ederse, Allah'ın katında dünyanın da âhiretin de sevabı vardır...»
Bu âyeti celîle müşrikler hakkında nazil olmuştur. Onlar ahirete îman etmiyorlardı. Dünyada Allah'a yaklaşıyorlardı ki Allah dünyada kendilerine bol rızık versin. Cenab-ı Hak: «Dünya rızkım isteyen bir insan bilsin ki dünyanın da âhiretin de rızkı Allah batındadır» demek suretiyle onlann yanlış bir yolda olduklarını beyan buyurdu. Bazı tef-sircilere göre; âyet, münafıklar hakkında nazil olmuştur. Et Tâberi bu görüşü ihtiyar etmektedir. Ayeticelîle İslâm dininin müslümanlan saa*deti dareyne götürdüğüne ve müslümanlann dünya ve ahiret sevabı*nın Allah'ın rahmetinden olduğunu bilmelerinin gerekliliğine delâlet eder. Bu gibi bir mâna «Ey Rabbimiz, dünyada bize bir iyilik, âhirette
bir iyilik ver ve bizi ateş azabından koru» (El-Bakara: 201) âyetndede geçti
Büyük kuran tefsiri Ali aslan
........................
129. Sûrenin başında (3. âyet), eşler arasında âdil davranamamaktan korkan kimselere bir kadınla yetinmeleri tavsiye edilmişti. Burada ne kadar istense, üze*rine düşülse, gayret edilse de birden fazla eş arasında her yönden âdil davranma*nın mümkün olmadığı açık ve kesin bir ifadeyle dile getirilmiştir. Bu gerçek kar*şısında beklenirdi ki birden fazla kadınla evlenmek yasaklansın. Ancak Allah Te-âlâ zaruretleri, mübrem ihtiyaçları, fevkalâde halleri bildiği İçin bunu yasaklama*dı; kullarının uygulamada zorlanacakları bir yasak hükmü koymak yerine, iki al*ternatifli bir tavsiye ile yetindi: a) Tek hanımla evli olanlar -bir zaruret bulunma*dıkça- bununla yetinmelidirler. Çünkü Allah ilgili âyetlerde adalet ve hakkaniyete vurgu yapmaktadır. Oysa erkekler birden fazla kadınla evlenmeleri halinde hak*sızlıklar olacak ve bundan dolayı günaha girebileceklerdir, b) 3. âyetin tefsirinde açıklanan zaruretler neticesinde birden fazla kadınla evli bulunan erkekler ise gö*nül ilişkisi, sevgi ve bağlılık gibi insanın elinde olmayan durum ve farklılıklar dı-şrnda, maddî konularda objektif, ölçülebilir hak ve menfaatlerde kadınlarına eşit davranacak, biriyle evlilik hayatını fiilen yaşarken diğerini askıda (yalnız bırakıl*mış, ilgi ve ilişkiden dışlanmış, ihtiyaç içinde veya maddî bakımdan diğerlerinden aşağı durumda) bırakmayacaklardır
Diyanet tefsiri
.................
Öyle ise birine tamamen yönelip ötekini boşlukta gibi bırakmayın. Eğer sulh yapar ve muttaki olursanız, Allah bağışlayıcı ve esirgeyicidir." âyeti de çok büyük bir gerçeği kapsar: Koca, nikâhmdaki hanımları arasında adaleti yerine getirmekten âcizdir. Adaleti ne kadar gözetse de. asla zirveye ulaşa*mayacaktır. Burada adaletten maksat, sevgideki ve cinsel ilişkideki adalettir. Değilse gün ayırmaya, giydirmeye, yedirmeye, iyi davranmaya kocanın gücü yetebilir. Allah-u Teâlâ, kulunun bu özelliğini bildiği için. kocaya sevgi ve ilişki konusunda ruhsat verdi. Nefsin meylinden dolayı kocayı sigaya çekme*di. Nitekim Allah Rasûlü de (s.a.v.) "Benim elimden gelen taksim budur Al*lah'ım. Senin sahip olup, benim sahip olmadığım hususta beni kınama!" buyur*muştuKocaya haram olan, gerisini bırakıp hanımlarından sırf birine mey-letmektir. Çünkü bu, mü'mine bir hanımı ne eşlik haklarından yararlanabilen evli, ne de haklarını vererek kendisini mutlu edecek bir başka adamla evlen*mesine imkân sağlayacak tarzda boşanmış bir kadın durumunda kalmaya götürür. İşte "... ötekini boşlukta gibi bırakmayın..."in gün tayininde "... sulh yaparsanız ve..." bunda, Alîah-u Tcâlâ'dan "... sakınırsanız..." ve sadece bir eşinize yönelmezseniz, adaletli davranabileceğiniz şeylerde haksızlık yap*mazsanız, Allah-u Teâlâ zayıflığınızdan dolayı yerine getirmekten âciz oldu*ğunuz şeyleri bağışlar, dünyanızda ve âhiretinizde size rahmet eyler. Çünkü Allah-u Teâlâ tevbe edenleri bağışlamıştır ve bağışlayacaktır, mü'minlere merhamet 1 İd ir ve merhametli olacaktır."
En kolay tefsir
..............
[h=3]Bîrden Fazla Kadınla Evlenmek:[/h]
Evlilik hayatının karekteri, tabii olarak kocanın kadına, kadının da ko*casına mahsus olmasını gerektirmektedir. Koca, karısını kıskandığı gibi, ka*dın da kocasını kıskanır. İçinde iki kuma bulunan evde ihtilaf, çekişme ve huzursuzluk olduğunu görüyoruz. Bu anlaşmazlık ve çekişmeler, bazen kök*lü bir düşmanlığa dönüşür ve Ölümle sonuçlanır. Bu nedenle bazı kimseler, İslâm dininde birden fazla kadınla evlenme hükmünün, tabiat ve akılla çeli*şen bir şey olduğunu 'iöylemişlerdir. Şu halde bu izni kaldırmak çok hayırlı bir iş olacaktır. Zira zararlı şeyleri ortadan kaldırmak, yararlı şeyleri sağla*maktan önce.gelİr! İslâm dini birden fazla kadınla evlenmeye izin verirken, zorunluluk nedeniyle izin vermiş ve bu İzni, gerçekleştirilmesi zor bazı kayıt*lara bağlamıştır. Kur'an-ı Kerim diyor ki: Yetim kızların kendilerine ve mal*larına haksızlık etmeyin. Onlardan başka bir çok kadın daha vardır. O ka*dınlardan, ikişer, üçer ve dörder tanesiyle evlenin. Tabii ki, tanınan bu serbest*lik, bir takım kayıtlarla sınırlanmıştır. Kadının eskisine de yenisine de, güze*line de çirkinine de arada fark gözetmeksizin adalet uygulayın ve zulümden kaçının. Diğer bir ayette de şöyle buyuruluyor: "Kadınlar (ınız) arasında sev*gide eşit davranmaya çabalasanız bile, asla buna gücünüz yetmez. O halde açık açık birine fazla ilgi göstermeyin Burada kastedilen adalet, kalbin eğilimidir. Zira tam anlamıyla adaletin gerçekleşmesi hemen hemen imkân*sızdır. Kadınlardan bîrine mutlaka daha fazla ilgi gösterilecektir. Hiç bir kayda ve şarta bağlı kalmaksızın birden fazla kadınla evlenmek mubah kılınmamıştır. Tersine bu izin, gerçekleşmesi zor bir şarta bağlanmıştır. Kadını boşamak ve*ya birden fazla kadınla evlenmek, kocanın hakkıdır. Bu hak onun elinden alınamaz. Bu, insan tabiatının mutlaka karşılaşılan zorunluluklarındandır. Ancak en büyük hata,bu hakkın kötüye kullanılması durumunda işlenmiş olur. Bu hakkın, kocanın elinden alınması gerektiğini söylemek, Kur'an'ın apaçık nassına ters düşer olur. Hem erkeğin, hem de kadının hukukuna aykırı davranilmış olur.
Çocuk sahibi olmak isteyen zengin bir erkek, iki kadına yetecek iktidarı varsa, kısır bir kadınla da evliyse ne yapılması gerekir? Kadınlara karşı aşırı derecede istekli olan bir erkek, erkeğe karşı istek duymayan veya kendisinde cinsel ilişkiye engel bir hastalık bulunan bir kadınla evliyse, bu erkek zina mı edecektir? Zina edip te dinîni» malını, sağlığını ve şerefini mi yitirecektir? Yoksa her ikisine de adaletle davramnak şartıyla ikinci bir kadınla mı evlene*cektir? Erkeklerin çoğunun ölümüne yol açan ve çok sayıda kadını az sayıda erkekle bir arada bırakan savaşlardan sonraki dönemlerde ne yapılacaktır? Bazı kadınlar erkeklerden; yararlanırken, çok sayıdaki kadının erkek şefka*tinden ve geçim garantisinden yoksun kalması ve içinde yaşamakta olduğu ortam tarafından günah ve fuhuş işlemeye mecbur bırakılması daha mı iyi olur? Şu halde İyilik, bu meseleyi dinin sunduğu reçeteyle tedavi etmektedir. Savaşta da barışta da kadını tam bir korumayla ve İtinayla koruma altına almaktadır.
İslâm'ın sunduğu bazı ruhsatları müslümanların kötüye kullanmaları, İslâm dinine zarar vermez. Şerefli bir maksat için değil de, sırf şehvet ve inti*kam için bazı müslüman erkeklerin birden fazla kadınla evlendiklerini ve eş*leri arasında adalet uygulamadıklarını görmekteyiz. Bir çok batılı felsefeci*nin boşama olayının gerekli olduğunu söylemesi ve birden fazla kadınla ev*lenmeyi savunması, İslâm için bir övünç olarak yeter. Yetkililerin İslâm'ın ru*huna sadık kalmak şartıyla bu soruna kesin bir çare bulmaları gerekir
Furkan tefsiri