Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hadis Dersleri (2 Kullanıcı)

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,043
Puanları
113
Yaş
43
teşekkürler Yusuf, sen parsellemişsin ne de güzel etmişsin..ben de takipteyim inş...:)

hatta ilk hadislerde bildiklerim arasında bilmediğim bişeyi de öğrenmiş oldun Allah razı olsun

çok faydalı fevkalade bir paylaşım..;)

Ben teşekkür ederim okuyan gözlerinize sağlık olsun
Mevlam sizdende razı olsun

Selam ve dua ile
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,043
Puanları
113
Yaş
43
(40) Kabilenin Azadlısı, Kendilerinden Sayılır


75— Rifa'a îbni Râfi'den:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), Ömer'e —Allah ondan razı olsun — şöyle dedi:
— Bana kavmini topla.»
O da, onları topladı. Vakta ki, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) in kapısında hazır duruma geldiler, Ömer, Peygamberin huzuruna varıp:
— Sana kavmimi topladım.» dedi.
Bünü Ensar duyunca, Şöyle dediler:
«— Kureyş.hakkında vahiy nazil oldu.»
Bunun üzerine ne söylenecek diye, dinleyici ve görücü kimseler gel­di. Derken Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) çıkageldi de onların or­tasında durup dedi ki:
«— İçinizde, sizden olmıyan var mı?» Onlar :
«— Evet, içimizde anddaşımız, kız kardeşimizin oğlu ve azadlılarımız vardır.» dediler.
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«— Arkadaşımız bizdendir. Kız kardeşimizin oğlu bizdendir. Azadlı­larımız da bizdendir. Siz duyunuz ki, benim yardımcılarım, sizden, takva sahipleridir. Eğer siz bunlarsaniz, ne güzel bu. Değilse, akıbete bakın: İnsanlar kıyamet günü salih amellerle gelip de siz, günahlarınızla gelmiş olmayasınız. Bu takdirde sizden yüz çevrilir.»
Sonra Peygamber hitab buyurup şöyle dedi: O halde ki, ellerini Kureyş halkının başları üzerine koyacak şekilde kaldırmıştı:
«-Ey nas! Muhakkak ki Kureyş halkı emin kimselerdir. Onlara kim zulmederse, Allah onu yüzüstü sürdürür.»
Bunu üç defa söylüyordu. Raviler'den Züheyr dedi ki:
— Zannımca Peygamber: «Onlara kim tuzaklar kurarak zulmederse...» diye söyledi.

Bundan önceki hadîs-i şerifte bir azadlının: «Ben falanca oğullarındanim» dememesi gerektiği beyan buyurulmuştu. Böylece bir azadlının kendisini tanıtma.şeklî bildirilmişti. Burada ise, birlik ve beraberlik mevzu bahis olduğu zaman, bir kavmin efradı İle onların azadlıları arasında, umumî manâda bir ayrılık düşünülmemektedir. Birbirine bağlılık ve yardımlaş­ma bakımından kendileri İle sözleşme yapılanlar, yeğen mevkiinde olanlar, azadlılar ve o kavmin diğer ferdleri bir aile topluluğu gibi sayılmıştır.
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,043
Puanları
113
Yaş
43
41) İki Kız Veya Bir Kız Geçindiren Kimse

Ukbe îbni Âmir dedi ki:
— Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle dediğini işittim:
— Kim üç kızı olur da bunlara sabrederse ve varlığından onlara giydilrirse, ona, ateşten koruyucu bir perde olurlar.»

Erkek çocukların dışında kız çocuklara bakmanın sevâb ve faziletine işaret buyurması, kızların künye ve gelişme bakımından erkeklerden daha çok bakıma ve korunmaya muhtaç olmalarındandır. Yine İslâm'dan önce mevcut kız Çocuklara hor bakma ve onları hiçe sayma geleneği yıkılmış oluyor. Aksine kız çocukları yetiştirmek, giyim ve iaşelerini temin etmek, erkeklere bakmaktan daha sevâb oluyor. Öyle ki, kıyamette kendilerini gözetîp geçindirenler için Cehennem ateşine karşı birer engel perde olacak­lardır. Şüphe yok ki, bunların terbiye ve yetişmelerinde islâm inanç ve ah­lâkını esas tutmak şarttır. İslâm inacı olmadıktan sonra, maddî yardımların âhirette bir faydası olmaz. O halde çocukları İslâm terbiyesi altında büyüt­mek ve maddî ihtiyaçlarını, zenginlik durumuna göre karşılamak gerektir.
Böyle hareket edildiği takdirde, âhirette va'd buyurulan sevaba ancak kavusulabilir. Evlenmek veya başka bir sebeple ihtiyaçtan kurtuluncaya ka­dar kızlara yardımın devamı ve bu bakımın elden geldiği kadar iyi olma­sına çalışılması halinde ümid edilen sevaba erişilir.
Ravi Ukbe ibni Âmir kimdir?:

77— îbni Abbas'dan işitildiğine göre, Peygamber (Salialiahü Aleyhi ve Sellem) şöyle dedi:
«— Herhangi bir müslüman ki, ona bulûğ çağı ile iki kız yetişir de onları korumayı güıel yaparsa, onu Cennete koyarlar. (Bu kızlara yapı­lan iyilik ve muhafazaya karşılık, Allah onları vesile ederek iyilik sahi­bini Cennet'e koyar.)»

Bu hadîs-i şerifte özellikle bulûğ çağma ermiş kız çocuklara iyi bak­mak, onları gözetmek üzerinde durulmuştur. Yetişkin çocukların korunması ve ihtiyaçlarının karşılanması küçüklere nispet daha güç ve külfetli bu­lunduğundan, onların çilesini çekmek ve sabırla hareket etmek karşılığında Allah Tealâ'nın Cennet'i mükâfat olarak vereceğini Peygamberimiz haber vermektedir.
Bünye ve his bakımından erkeklere nispetle daha zayıf bulunan kız ço­cukların bakıma ve korunmaya ihtiyaçtan daha fazladır ve önemlidir. önemli hizmetlerin sevabı da büyük olur. Onun için Cennet va'd buyurulmuştur. Bütün bunlar, İslâm iman ve ahlâkı üzere yürütüldüğü zaman kıy­met kazanır. Aksine bir yol bulursa ebedî felâkete götürür
 

ebuzer25

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ağu 2008
Mesajlar
1,845
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
[COLOR=""]Aksine kız çocukları yetiştirmek, giyim ve iaşelerini temin etmek, erkeklere bakmaktan daha sevâb oluyor.ALLAH razı olsun yusuf kardeşim..rabbim bizleri efendimizin şefaatine nail eylesin..selametle kalınız[/COLOR]
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,043
Puanları
113
Yaş
43
(42) Üç Kız Kardeşi Geçindiren Kimse


79— Ebû Saîd El-Hudrîden rivayet edildiğine göre, Resûlüllah şöyle dedi:
«— Kimin üç kızı, yahut üç kız kardeşi olur da onlara iyi muamele ederse, muhakkak cennete girer.»

Daha Önceki hadîs-i şeriflerde kız çocuklara bakmak ve onlara ihsan etmek karşılığında cennet va'd buyurulmuş olduğu ve bu büyük mükâfatın sebebi görülmüştü. Bu hadîs-i şerifte, kız kardeşlere aynı güzel muamele yapılması halinde de yine mükâfat olarak cennete girme olduğu beyan bu­yurumustur. Zira kız kardeşlerin külfeti, kız çocuklarınki gibidir.
Ravi Ebu Saîd EI-Hudrî kimdir? :
Ashab-ı kiramdan ve Ensar'dçm olup, ismi Sad ibniMalİk ibni Sİnan 'dır. Fakat künyesi ile meşhurdur. Ebu Saîde I-Hudrî diye yad edilir. Uhud savaşında yaşı küçük görüldüğünden bu savaşa katılamadı. Fakat babası bu savaşta bulunarak şehid edildi. Babası çok fakir olduğundan geriye mal bırakmamıştı. Bu sebeple muhtaç duruma düştüğünden Hazreti Peygamber'den bir şey istemek için huzurlarına var­dıkları zaman, Peygamber ona şöyle buyurdu :
«— Kim ihtiyaç göstermezse, Allah onu ihtiyaçtan beri kılar ve kim de fenalıktan korunmak isterse, Allah onu korur, iffetli yapar.»
Sa'd bunu duyunca bir şey istemeden geri döndü.
Ashab-ı kiramın gençleri arasında en fakihleri olup, ileri gelen fazilet erbabındandı. Çok miktarda hadîs ezberledi ve rivayet etti. IbniAbbas, Ibnİ Ümer gibi ashabı kiramdan bazı zevat ve tabiinden Ibni Müseyyeb, Ebu Osman En-Nehdî gibi büyük şahsiyetler de kendisinden hadîs rivayet etmişlerdir.
Hicrî 74 tarihinde vefat etti. Allah ondan razı olsun.

(43) (Ölüm Veya Boşanma Sureti İle) Kendisine Dönmüş Kızını Geçindiren Kimsenin Fazileti


80— Musa, babası Uleyy ibni Ribah'dan anlattığına göre, Peygamber Süraka îbni Cu'şüm'e şöyle dedi:
«— Sana, sadakaların en büyüğünü göstereyim mi?» Süraka:
«-— Evet, ya Resûlallah, dedi. Peygamber buyurdu: «— (Boşanmak veya kocası ölmek suretiyle) Sana dönmüş olan, sen­den başka geçindiricisi olmıyan kızındır.»

İster boşanmak sureti ile olsun, ister kocasının ölümü sebebiyle olsun, babasına veya yakın akrabasına dönmek zorunda kalan bir kadının du­rumu çok nazik ve müşkül olduğundan bu mühim anlarında onu himayeye almak ve geçimini karşılamak büyük bir hizmettir. İşte bu gibilere yapı­lacak harcamalar, sadakaların en büyüğünü teşkil eder. En büyük sada­kanın sevabı da en büyük sevâb olur.
Süraka kimdir? :
Süraka ashab-ı kiramdan on üç kadar Zevatın ismidir. Burada ravi olarak adı geçen Süraka, Cü'şüm'ünoğlu MaIik'in oğludur. Yani Süraka ibniMaIik"ibni Cü'süm"dur. Bazan doğrudan doğruya dedesine nispet edilir ki, hadîs-i şerifteki nispeti de böyledir. Künyesi EbuSüfyan 'dir.
Peygamber Efendimizin, Hazreti Ebu Bekir ite Mekke den Medine'ye hicretlerinde arkalarına düşmüş ve takibe koyulmuştu. Kendilerine kavuşacak kqdar yaklaştıkları esnada bir mucize ile Süraka 'run bin­diği at yere saplandı ve üç defa atından yere düştü. Hz. Peygamberden duâ istemesi üzşrine, arkadan takibe koyulmuş bulunanları geri çevirmek şartı ile kurtulmuş ve geri dönmüştü. Peygamber'd en de, kendisine Müslü­manlar tarafından dokunulmasın diye bir «Emniyet» mektubu almıştı. Son­ra Mekke'nin fethinde, elinde bu mektubu tutarak Müslüman askerleri ara­sına girmiş ve oklarla mızraklar arasında Hazreti Peygamberin huzurla­rına kadar İlerleyip İslâm'a girme şerefini kazanmıştı.
Hazreti Osman'ın halifeliği zamanında ve hicretin 24. yılında vefat etmiştir. Allah ondan razı olsun.

81— Musa diyor ki:
«— Babam Süraka İbni Cü'şüm'den, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi veSellem)'in şöyle buyurduğunu işittim:
«— Ey Süraka...» diye, geçen hadîs aynen rivayet edilmiştir.

Bu ikinci rivayette «Ey Süraka» hitabı ile söze başlanmış, önceki riva­yette bu söz zikredilmemiştir. Diğer lâfızlar aynıdır. Bir önceki hadîs-i şerifin okunması kâfidir.

82— El-Mikdam îbni Ma'dî Kerib'den rivayet edildiğine göre Re­sûlüllah: (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in şöyle buyurduğunu işitmiştir :
«— Kendi nefsine yedirdiğin sana bir sadakadır. Çocuğuna yedirdiğin Senin için bir sadakadır. Zevcene yedirdiğin, senin için bir Sadakadır. Hizmetçine yedirdiğin de senin için bir sadakadır.»

Bu hadîs-i şerifte şuna işaret olunuyor ki, bir insan üzerine vacib ofan nafakayı ödemesinden dolayı, sadaka sevabı gibi mükâfat alır. Ancak bu harcamalarda Allah'a bir ibadet olduğuna niyyet ederek sevab ummak lâzımdır. Aksi halde, üzerine farz olan nafaka borcunu ödemiş olur.
Bir mümin, maksadında Allah bu işi mubah kıldı veya bu iş yapılınca hayır olur ve bunda Allah'ın rızası vardır diyerek onu yaparsa, yahut Allah'ın razı olmadığı bir İştir diye onu terk ederse, bu hareketlerinden dolayı sevâb kazanır. İşte bu niyyetlerle hem kendi nefsine, hem de diğer geçimini temine mecbur olduğu kimselere harcama yapan, Allah'ın emret­tiği vazifeyi yapıp haramdan kurtulmuş olup, üstelik sadaka vermiş gibi sevâb alır.
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,043
Puanları
113
Yaş
43
(43) (Ölüm Veya Boşanma Sureti İle) Kendisine Dönmüş Kızını Geçindiren Kimsenin Fazileti


80— Musa, babası Uleyy ibni Ribah'dan anlattığına göre, Peygamber Süraka îbni Cu'şüm'e şöyle dedi:
«— Sana, sadakaların en büyüğünü göstereyim mi?» Süraka:
«-— Evet, ya Resûlallah,* dedi. Peygamber buyurdu: «— (Boşanmak veya kocası ölmek suretiyle) Sana dönmüş olan, sen­den başka geçindiricisi olmıyan kızındır.»

İster boşanmak sureti ile olsun, ister kocasının ölümü sebebiyle olsun, babasına veya yakın akrabasına dönmek zorunda kalan bir kadının du­rumu çok nazik ve müşkül olduğundan bu mühim anlarında onu himayeye almak ve geçimini karşılamak büyük bir hizmettir. İşte bu gibilere yapı­lacak harcamalar, sadakaların en büyüğünü teşkil eder. En büyük sada­kanın sevabı da en büyük sevâb olur.
81— Musa diyor ki:
«— Babam Süraka İbni Cü'şüm'den, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi veSellem)'in şöyle buyurduğunu işittim:
«— Ey Süraka...» diye, geçen hadîs aynen rivayet edilmiştir.

Bu ikinci rivayette «Ey Süraka» hitabı ile söze başlanmış, önceki riva­yette bu söz zikredilmemiştir. Diğer lâfızlar aynıdır. Bir önceki hadîs-i şerifin okunması kâfidir.

82— El-Mikdam îbni Ma'dî Kerib'den rivayet edildiğine göre Re­sûlüllah: (Satlatlahü A leyhi ve Sellem) 'in şöyle buyurduğunu işitmiştir :
«— Kendi nefsine yedirdiğin sana bir sadakadır. Çocuğuna yedirdi­ğin Senin için bir sadakadır. Zevcene yedirdiğin, senin için bir Sadakadır. Hizmetçine yedirdiğin de senin için bir sadakadır.»

Bu hadîs-i şerifte şuna işaret olunuyor ki, bir insan üzerine vacib ofan nafakayı ödemesinden dolayı, sadaka sevabı gibi mükâfat alır. Ancak bu harcamalarda Allah'a bir ibadet olduğuna niyyet ederek sevab ummak lâzımdır. Aksi halde, üzerine farz olan nafaka borcunu ödemiş olur.
Bir mümin, maksadında Allah bu işi mubah kıldı veya bu iş yapılınca hayır olur ve bunda Allah'ın rızası vardır diyerek onu yaparsa, yahut Allah'ın razı olmadığı bir İştir diye onu terk ederse, bu hareketlerinden dolayı sevâb kazanır. İşte bu niyyetlerle hem kendi nefsine, hem de diğer geçimini temine mecbur olduğu kimselere harcama yapan, Allah'ın emret­tiği vazifeyi yapıp haramdan kurtulmuş olup, üstelik sadaka vermiş gibi sevâb alır.
 

berat05

Yönetici
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
7,764
Tepki puanı
1,036
Puanları
163
Yaş
48
Konum
Gönlün olduğu yerde
ESSELAMU ALEYKÜM - ŞİMAL kardeşimize yazılmış ama ben kendi adıma güncellemek istedim

ESSELAMU ALEYKÜM - ŞİMAL kardeşimize yazılmış ama ben kendi adıma güncellemek istedim

YUSUF KARDEŞİMİZDEN ALINTI....


Ve Aleyküm Selam Değerli Şimal kardeşmiz;
Allah'u teala sizlerdende razı olsun inşaAllah
Okuyan gözlerinize sağlık olsun, okuduklarınızla amel etmeyi, ve en yakınlarınızdan başlayarak insanlara ulaştırmayı nasip eylesin,

Değerli kardeşim;
Dediğiniz sorun malesef hepimizde mevcut bunun yüzlerce sebebi olabilir ama bir kaç tanesini aktarmaya çalışayım.

İlk olarak okuduğunuz şeyi hayret ile okumalısınız.Mesela hergün girdiğiniz odanıza girip odanıza bir hayret ile bakmayı deneyin odanızı daha farklı göreceksiniz.Deneyiniz,

İkinci olarak, okuduğunuz şeye ihtiyacınız olduğunu bilmelisiniz.
Mesela doktora gidiyorsunuz.Ve doktora şikayetinizi anlatıp doktorun tavsiyelerini dinlemeye başlıyorsunuz.Nasıl dinlersiniz?
Tabiri caizse kulaklarınızı 4 açarsınız değilmi? : ) ama hasta değilseniz duyduklarınız bir kulaktan girer öbür kulaktan çıkar değilmi? Yani önce hasta olduğunuzu kabul edecek ve okuduklarınıza dinlediklerinize bir hasta gibi yaklaşacaksınız.

Üçüncü olarak, ki bu en önemlisi, okuduklarınızı hayata geçirerek okuduklarımızı hemen elimizden geldiğince pratiğe çevirerek ve etrafımıza öğrendilerimizi bir an önce ulaştırmaya çalışarak ki; en önemli ve kalıcı yöntemi budur.

Son olarak okumaya başlamadan önce Allah'a hamd ve Efendimize asm seletü selam getirerek ve euzubesmele çekerek başlayınız.Rahman suresinden ilk 5 ayetide okumak iyidir.Ve okuduktan sonrada besmele çekip ''Ferdün, Hayyün,Kayyumun,Hakemün,Adlün,Kuddüsün'' deyin üç kere Allah'ın izni ile okuduklarınız daha iyi aklınızda kalacaktır

Allah'u tealaya emanet olunuz

YUSUF KARDEŞİMİZDEN ALINTI....
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt