(42) Üç Kız Kardeşi Geçindiren Kimse
79— Ebû Saîd El-Hudrîden rivayet edildiğine göre, Resûlüllah şöyle dedi:
«— Kimin üç kızı, yahut üç kız kardeşi olur da onlara iyi muamele ederse, muhakkak cennete girer.»
Daha Önceki hadîs-i şeriflerde kız çocuklara bakmak ve onlara ihsan etmek karşılığında cennet va'd buyurulmuş olduğu ve bu büyük mükâfatın sebebi görülmüştü. Bu hadîs-i şerifte, kız kardeşlere aynı güzel muamele yapılması halinde de yine mükâfat olarak cennete girme olduğu beyan buyurumustur. Zira kız kardeşlerin külfeti, kız çocuklarınki gibidir.
Ravi Ebu Saîd EI-Hudrî kimdir? :
Ashab-ı kiramdan ve Ensar'dçm olup, ismi Sad ibniMalİk ibni Sİnan 'dır. Fakat künyesi ile meşhurdur. Ebu Saîde I-Hudrî diye yad edilir. Uhud savaşında yaşı küçük görüldüğünden bu savaşa katılamadı. Fakat babası bu savaşta bulunarak şehid edildi. Babası çok fakir olduğundan geriye mal bırakmamıştı. Bu sebeple muhtaç duruma düştüğünden Hazreti Peygamber'den bir şey istemek için huzurlarına vardıkları zaman, Peygamber ona şöyle buyurdu :
«— Kim ihtiyaç göstermezse, Allah onu ihtiyaçtan beri kılar ve kim de fenalıktan korunmak isterse, Allah onu korur, iffetli yapar.»
Sa'd bunu duyunca bir şey istemeden geri döndü.
Ashab-ı kiramın gençleri arasında en fakihleri olup, ileri gelen fazilet erbabındandı. Çok miktarda hadîs ezberledi ve rivayet etti. IbniAbbas, Ibnİ Ümer gibi ashabı kiramdan bazı zevat ve tabiinden Ibni Müseyyeb, Ebu Osman En-Nehdî gibi büyük şahsiyetler de kendisinden hadîs rivayet etmişlerdir.
Hicrî 74 tarihinde vefat etti. Allah ondan razı olsun.
(43) (Ölüm Veya Boşanma Sureti İle) Kendisine Dönmüş Kızını Geçindiren Kimsenin Fazileti
80— Musa, babası Uleyy ibni Ribah'dan anlattığına göre, Peygamber Süraka îbni Cu'şüm'e şöyle dedi:
«— Sana, sadakaların en büyüğünü göstereyim mi?» Süraka:
«-— Evet, ya Resûlallah, dedi. Peygamber buyurdu: «— (Boşanmak veya kocası ölmek suretiyle) Sana dönmüş olan, senden başka geçindiricisi olmıyan kızındır.»
İster boşanmak sureti ile olsun, ister kocasının ölümü sebebiyle olsun, babasına veya yakın akrabasına dönmek zorunda kalan bir kadının durumu çok nazik ve müşkül olduğundan bu mühim anlarında onu himayeye almak ve geçimini karşılamak büyük bir hizmettir. İşte bu gibilere yapılacak harcamalar, sadakaların en büyüğünü teşkil eder. En büyük sadakanın sevabı da en büyük sevâb olur.
Süraka kimdir? :
Süraka ashab-ı kiramdan on üç kadar Zevatın ismidir. Burada ravi olarak adı geçen Süraka, Cü'şüm'ünoğlu MaIik'in oğludur. Yani Süraka ibniMaIik"ibni Cü'süm"dur. Bazan doğrudan doğruya dedesine nispet edilir ki, hadîs-i şerifteki nispeti de böyledir. Künyesi EbuSüfyan 'dir.
Peygamber Efendimizin, Hazreti Ebu Bekir ite Mekke den Medine'ye hicretlerinde arkalarına düşmüş ve takibe koyulmuştu. Kendilerine kavuşacak kqdar yaklaştıkları esnada bir mucize ile Süraka 'run bindiği at yere saplandı ve üç defa atından yere düştü. Hz. Peygamberden duâ istemesi üzşrine, arkadan takibe koyulmuş bulunanları geri çevirmek şartı ile kurtulmuş ve geri dönmüştü. Peygamber'd en de, kendisine Müslümanlar tarafından dokunulmasın diye bir «Emniyet» mektubu almıştı. Sonra Mekke'nin fethinde, elinde bu mektubu tutarak Müslüman askerleri arasına girmiş ve oklarla mızraklar arasında Hazreti Peygamberin huzurlarına kadar İlerleyip İslâm'a girme şerefini kazanmıştı.
Hazreti Osman'ın halifeliği zamanında ve hicretin 24. yılında vefat etmiştir. Allah ondan razı olsun.
81— Musa diyor ki:
«— Babam Süraka İbni Cü'şüm'den, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi veSellem)'in şöyle buyurduğunu işittim:
«— Ey Süraka...» diye, geçen hadîs aynen rivayet edilmiştir.
Bu ikinci rivayette «Ey Süraka» hitabı ile söze başlanmış, önceki rivayette bu söz zikredilmemiştir. Diğer lâfızlar aynıdır. Bir önceki hadîs-i şerifin okunması kâfidir.
82— El-Mikdam îbni Ma'dî Kerib'den rivayet edildiğine göre Resûlüllah: (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in şöyle buyurduğunu işitmiştir :
«— Kendi nefsine yedirdiğin sana bir sadakadır. Çocuğuna yedirdiğin Senin için bir sadakadır. Zevcene yedirdiğin, senin için bir Sadakadır. Hizmetçine yedirdiğin de senin için bir sadakadır.»
Bu hadîs-i şerifte şuna işaret olunuyor ki, bir insan üzerine vacib ofan nafakayı ödemesinden dolayı, sadaka sevabı gibi mükâfat alır. Ancak bu harcamalarda Allah'a bir ibadet olduğuna niyyet ederek sevab ummak lâzımdır. Aksi halde, üzerine farz olan nafaka borcunu ödemiş olur.
Bir mümin, maksadında Allah bu işi mubah kıldı veya bu iş yapılınca hayır olur ve bunda Allah'ın rızası vardır diyerek onu yaparsa, yahut Allah'ın razı olmadığı bir İştir diye onu terk ederse, bu hareketlerinden dolayı sevâb kazanır. İşte bu niyyetlerle hem kendi nefsine, hem de diğer geçimini temine mecbur olduğu kimselere harcama yapan, Allah'ın emrettiği vazifeyi yapıp haramdan kurtulmuş olup, üstelik sadaka vermiş gibi sevâb alır.