_YUSUF_
Yönetici
- Katılım
- 26 Haz 2008
- Mesajlar
- 4,070
- Tepki puanı
- 1,043
- Puanları
- 113
- Yaş
- 43
(20) Babasının İyilik Ettiği Kimseye, Evlâdın İyilik Etmesi
40— Hazreti Ömer'in oğlundan rivayet edildiğine göre, bir yolculukta Hazreti Ömer'in oğlu (İbni Ömer) bir Bedevi'ye tesadüf etti. Bu Bedevi'nin babası, Hazreti Ömer (Radiyallahu anh) 'in dostu idi. Bedevi dedi ki, sen falanın oğlu değil misin? O da : «Evet!» dedi.. Bunun üzerine İbni Ömer, yedekte bulundurduğu bir merkebin ona verilmesini emretti ve başından da sarığını çıkararak ona verdi. İbni Ömer'in beraberinde olanlardan biri: «(Bedeviler kanaatkardır, aza razı olurlar) ona iki dirhem para yetmez miydi?» dedi. İbni Ömer dedi ki, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu :
«— Babanın dostunu gözet (ona ikram et ve sevgi göster). Onunla ilgiyi kesme, yoksa Allah (iman) nurunu söndürür.»
Ebeveyn hayatta iken ve bilhassa vefatlarından sonra, onların sadık arkadaşlarına hürmet ve sevgi beslemek, onlara ihsan ve ikramda bulunmak gerektiğini Peygamber Efendimiz emretmektedir. Bunu yapmayanların iman nurlarının söneceğini de bildirmektedir. Hadîs-i şerifte yalnız baba dostundan bahsedilmekte ise, de buna annelerin, dedelerin, hocaların ve karı-kocanın dostları da katılır. Bunların da gözetilmesi gerektiği unutulmamalıdır.
41— îbni Ömer'den Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
«— İyiliklerin en iyisi, babasının dostu olanlara, kişinin iyilik etmesidir.»
Babanın hayatında veya ölümünde, onun sevdiği kimselere iyilik etmek, babaya İyilik etmek yerine geçeceği için büyük bir vazifedir. Babanın bulunmadığı bir zamanda, onun dostlarına iyilik ve ikram ise, babaya yapılacak İhsanın en büyüğüdür. Babanın gaybubetinde hakkı gözetilirse, huzurnda pek alâ gözetileceğine delil teşkil edeceğinden böyle bir iyilik, iyiliklerin en iyisi olmağa hak kazanır.
(21) Babana Sıla Ecenle İlgiyi Kesme, Nurun Söner Sılâ-i Rahmin Fazileti
42— Ubbade El-Ensarî'den oğlu Sa'd naklettiğine göre, babası şöyle demiştir:
«— Medîne-i Münevvere'nin mescidinde Hazret-i Osman'ın oğlu Amr ile oturuyorduk. Abdullah Ibni Selâm, kardeşi oğluna dayanarak bize uğrayıp meclisimizden öteye geçti. Sonra (hoşnud olmıyan bir tavırla) Amr'ı kasdedip oradakilere döndü ve şöyle dedi:
(îki veya üç defa tekrar ederek) Ey Osman'ın oğlu Amr! İstediğin şekilde hareket et. Muhammed (Sallaüahü Aleyhi ve Sellem)'i hak olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, Allah (Azze ve Celie) 'nin kitabı (Tevrat) da şu vardır. (Bunu iki defa tekrarladı) : Babana dostluk ve iyilik edenden ilgiyi kesme, yoksa bu hareketle (iman) nurun söner.»
Abdullah ibni Selâm, Medine'de İkâmet eden Yahudilerin âlimlerinden ve ileri gelenlerindendi. Hz. Peygamberin Medine'ye hicretlerinde İslâm'ı kabul etmişti. İslâm'dan önce ismi Husayn idi. Hazreti Peygamber ismini Abdullah olarak değiştirdi. Cennetle müjdelenmiş olduğuna dair rivayetler vardır. Hazreti ömer'le Kudüs fethinde bulunmuş ve hicretin 43. yılında Medine'de vefat etti.
Hazreti Osman'la aralarında olan dostluk ve muhabbet dolayısıyla, dostunun oğlu Amr'dan bir ilgi ve hürmet göremeyince, buna müteessir olmuş ve ona hitaben, baba dostuna ilgi göstermenin lüzumuna temas ederek, Tevrat'daki hükmü söylemiştir. Zaten bu hususta, aynı anlamı taşıyan hadîs-i şerif varid olduğundan oralarında ittifak vardır. Abdullah ibni Selâm, İslâm'ı kabul edişinden önce, Musevî âlimlerinden biri olup, Tevrat ahkâmına vakıf bulunduğundan ve aynca baba dostuna hürmet ve İyilik etmeğe dair Hazreti Peygamber in hadîs-i şeriflerini de bildiğinden ve belki de büyük Önemine binaen Allah kelâmından şahid göstererek Hazreti Osman'ın oğlu Amr'a tarizde bulunmuştur. Ayrıca diğer hazır bulunanlara da, bu hususta bir bilgi vermiştir. Ayrıca Amr'a, baba dostluğunu ve muhabbetini hatırlatmıştır.
Hadiseyi anlatan Ubbade El-Ensarî, ashab-ı kiramdan olup, Abdullah ibni Selâm 'dan hadîs-İ şerîf rivayet etmiştir. Kendisinden de oğulları Sa'd ile Abdullah rivayet etmişlerdir. Tarize uğrayan Hazreti Osman'in oğlu Amr, sohbet şerefine nail olamamış, fakat tabiîn zevatın büyüklerinden biri olmuştur. Hazreti Muaviye kızı RemIe'yi Amr'a nikahlamıştı. Allah hepsinden razı olsun.
40— Hazreti Ömer'in oğlundan rivayet edildiğine göre, bir yolculukta Hazreti Ömer'in oğlu (İbni Ömer) bir Bedevi'ye tesadüf etti. Bu Bedevi'nin babası, Hazreti Ömer (Radiyallahu anh) 'in dostu idi. Bedevi dedi ki, sen falanın oğlu değil misin? O da : «Evet!» dedi.. Bunun üzerine İbni Ömer, yedekte bulundurduğu bir merkebin ona verilmesini emretti ve başından da sarığını çıkararak ona verdi. İbni Ömer'in beraberinde olanlardan biri: «(Bedeviler kanaatkardır, aza razı olurlar) ona iki dirhem para yetmez miydi?» dedi. İbni Ömer dedi ki, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu :
«— Babanın dostunu gözet (ona ikram et ve sevgi göster). Onunla ilgiyi kesme, yoksa Allah (iman) nurunu söndürür.»
Ebeveyn hayatta iken ve bilhassa vefatlarından sonra, onların sadık arkadaşlarına hürmet ve sevgi beslemek, onlara ihsan ve ikramda bulunmak gerektiğini Peygamber Efendimiz emretmektedir. Bunu yapmayanların iman nurlarının söneceğini de bildirmektedir. Hadîs-i şerifte yalnız baba dostundan bahsedilmekte ise, de buna annelerin, dedelerin, hocaların ve karı-kocanın dostları da katılır. Bunların da gözetilmesi gerektiği unutulmamalıdır.
41— îbni Ömer'den Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
«— İyiliklerin en iyisi, babasının dostu olanlara, kişinin iyilik etmesidir.»
Babanın hayatında veya ölümünde, onun sevdiği kimselere iyilik etmek, babaya İyilik etmek yerine geçeceği için büyük bir vazifedir. Babanın bulunmadığı bir zamanda, onun dostlarına iyilik ve ikram ise, babaya yapılacak İhsanın en büyüğüdür. Babanın gaybubetinde hakkı gözetilirse, huzurnda pek alâ gözetileceğine delil teşkil edeceğinden böyle bir iyilik, iyiliklerin en iyisi olmağa hak kazanır.
(21) Babana Sıla Ecenle İlgiyi Kesme, Nurun Söner Sılâ-i Rahmin Fazileti
42— Ubbade El-Ensarî'den oğlu Sa'd naklettiğine göre, babası şöyle demiştir:
«— Medîne-i Münevvere'nin mescidinde Hazret-i Osman'ın oğlu Amr ile oturuyorduk. Abdullah Ibni Selâm, kardeşi oğluna dayanarak bize uğrayıp meclisimizden öteye geçti. Sonra (hoşnud olmıyan bir tavırla) Amr'ı kasdedip oradakilere döndü ve şöyle dedi:
(îki veya üç defa tekrar ederek) Ey Osman'ın oğlu Amr! İstediğin şekilde hareket et. Muhammed (Sallaüahü Aleyhi ve Sellem)'i hak olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, Allah (Azze ve Celie) 'nin kitabı (Tevrat) da şu vardır. (Bunu iki defa tekrarladı) : Babana dostluk ve iyilik edenden ilgiyi kesme, yoksa bu hareketle (iman) nurun söner.»
Abdullah ibni Selâm, Medine'de İkâmet eden Yahudilerin âlimlerinden ve ileri gelenlerindendi. Hz. Peygamberin Medine'ye hicretlerinde İslâm'ı kabul etmişti. İslâm'dan önce ismi Husayn idi. Hazreti Peygamber ismini Abdullah olarak değiştirdi. Cennetle müjdelenmiş olduğuna dair rivayetler vardır. Hazreti ömer'le Kudüs fethinde bulunmuş ve hicretin 43. yılında Medine'de vefat etti.
Hazreti Osman'la aralarında olan dostluk ve muhabbet dolayısıyla, dostunun oğlu Amr'dan bir ilgi ve hürmet göremeyince, buna müteessir olmuş ve ona hitaben, baba dostuna ilgi göstermenin lüzumuna temas ederek, Tevrat'daki hükmü söylemiştir. Zaten bu hususta, aynı anlamı taşıyan hadîs-i şerif varid olduğundan oralarında ittifak vardır. Abdullah ibni Selâm, İslâm'ı kabul edişinden önce, Musevî âlimlerinden biri olup, Tevrat ahkâmına vakıf bulunduğundan ve aynca baba dostuna hürmet ve İyilik etmeğe dair Hazreti Peygamber in hadîs-i şeriflerini de bildiğinden ve belki de büyük Önemine binaen Allah kelâmından şahid göstererek Hazreti Osman'ın oğlu Amr'a tarizde bulunmuştur. Ayrıca diğer hazır bulunanlara da, bu hususta bir bilgi vermiştir. Ayrıca Amr'a, baba dostluğunu ve muhabbetini hatırlatmıştır.
Hadiseyi anlatan Ubbade El-Ensarî, ashab-ı kiramdan olup, Abdullah ibni Selâm 'dan hadîs-İ şerîf rivayet etmiştir. Kendisinden de oğulları Sa'd ile Abdullah rivayet etmişlerdir. Tarize uğrayan Hazreti Osman'in oğlu Amr, sohbet şerefine nail olamamış, fakat tabiîn zevatın büyüklerinden biri olmuştur. Hazreti Muaviye kızı RemIe'yi Amr'a nikahlamıştı. Allah hepsinden razı olsun.