[ı]selamun aleyküm kardeşim rabbimiz kalbimize gönlümüze tesirini nasip eylesin...[/ı]
aleykum selam abi ...
*nasıl görmek istersen öyle bakarsın .* çok beğendigim bu hikayecik konunuza uygun olur diye düşündüm .. . hayırlı sabahlar ALLAH 'a emanet olunuz ..
selam ve dua ile
İki yatak ve hayat ile ölüm arasındaki çizgide yaşamdan yana kalmaya çalışan iki kalp hastası...
yataklardan biri pencere önünde, diğeri duvar dibinde... pencere kenarındaki sabahtan akşama kadar, pencereden dışarıya bakıp seyrettiklerini duvar dibinde bir şey görmeyen, aynı kaderi paylaşan hasta arkadaşına anlatıyor:
"-bugün deniz dünden daha durgun... rüzgar hafif esiyor olmalı... beyaz yelkenliler denizde belli belirsiz ilerliyor, kuğu gibi süzülüyorlar... park mı?... ha, park henüz tenha. salıncakların ikisi dolu, ikisi boş... geçen haftaki sevgililer yine geldiler. hep el-eleler... bir sıraya oturdular. gözlerini birbirlerinden ayırmıyorlar. erkek bilgiç tavırla birşeyler anlatıyor. nekadar da bir birlerine yakışıyorlar... ah kardeşim görmelisin. erguvanlar bugün çıldırmış... öyle bir çiçek açmışlar ki etraf mora boyanmış... erikler desen keza, tepeden tırnağa beyazlar giyinmiş, gelinler gibi. işte parkın neşesi çocuklar geldi. ellerinde rengarenk uçurtmalar, balonlar... umutlarını göğe uçuruyorlar. bugün martıların keyfine diyecek yok. masmavi denizin üzerinde gösteri uçuşu yapıyorlar. arada bir suya şöyle bir dokunup günlük yiyeceklerini topluyorlar"...
Bu böyle hergün sürüp giderken, her gördüğünü anlatıp dururken ansızın yeni bir kalp krizi geçirir pencere yanındaki adam... duvar dibindeki düğmeye bassa doktoru çağırabilir ve belkide arkadaşı kurtulabilir ama... ama yapmıyor işte.
şeytan karışıyor işe. arkadaşı ölürse pencere kenarı boşalacak ve kendisi oraya geçecek. bugüne kadar kulaklarıyla duyduklarını gözleriyle de görecek ve duvar dibindeki düğmeye basmaz ve arkadaşı ölür. ertesi gün duvar dibindekini yatağından pencere kenarındaki yatağa taşırlar. beklediği an gelmiştir artık. yattığı yerden pencereden dışarıya bakar ve karsisinda beklenen civil civil manzaranin aksine sadece DUVAR gorur...
Kabağın Sahibi Vardır Elbet!
Vaktiyle bir derviş, nefisle mücadele makamının sonuna gelir.
Meşrebin usulünce bundan sonra her türlü süsten, gösterişten arınacak,
varlıktan vazgeçecektir.
Fakat iş yamalı bir hırka giymekten ibaret değildir. Her türlü görünür
süslerden arınması gereklidir.. .
Saç, sakal, bıyık, kas, ne varsa hepsinden. Derviş, usule uygun hareket
eder, soluğu berberde alır.
- Vur usturayı berber efendi, der.
Berber dervişin saçlarını kazımaya baslar. Derviş aynada kendini takip etmektedir.
Başının sağ kısmı tamamen kazınmıştır.
Berber tam diğer tarafa usturayı vuracakken, yağız mı yağız, bıçkın mı bıçkın bir kabadayı girer içeri.
Doğruca dervişin yanına gider, başının kazınmış kısmına okkalı bir tokat atarak:
- Kalk bakalım kabak, kalk da tıraşımızı olalım, diye kükrer.
Dervişlik bu... Sövene dilsiz, vurana elsiz gerek. Kaideyi bozmaz derviş.
Ses çıkarmaz, usulca kalkar yerinden. Berber mahcup, fakat korkmuştur.
Ses çıkaramaz.
Kabadayı koltuğa oturur, berber tıraşa baslar.
Fakat küstah kabadayı tıraş esnasında da sürekli aşağılar dervişi, alay eder:
'Kabak aşağı, kabak yukarı.'
Nihayet tıraş biter, kabadayı dükkândan çıkar.
Henüz birkaç metre gitmiştir ki, gemden boşanmış bir at arabası yokuştan aşağı hızla üzerine gelir. Kabadayı şaşkınlıkla yol ortasında kalakalır.
Derken, iki atın ortasına denge için yerleştirilmiş uzun sivri demir karnına dalıverir.
Kabadayı oracığa yığılır, kalır.Ölmüştür. Görenler çığlığı basar.
Berber ise şaşkın, bir manzaraya, bir dervişe bakar, gayri ihtiyarî sorar:
- Biraz ağır olmadı mı derviş efendi?
Derviş mahzun, düşünceli cevap verir:
- Vallahi gücenmedim ona. Hakkımı da helal etmiştim. Gel gör ki kabağında bir
sahibi vardi elbet !. O gücenmiş olmalı!
Hikâye böyle...
Ama hayat da böyle...
Ensemize, kafamıza vurup vurup dalga geçen sahte kabadayıların, kabağın da
bir sahibi olduğunu, bu sahibin de en affetmeyeceği şeyin kibir ve kul hakkı
yemek olduğunu unutmaya başlayanlar, koltuklarına, makamlarına, rantlarına
yapışanlar anlayacaklardır ...
Gününüz , ömrünüz güzel olsun...
Güzel görün güzel düşünün...
selamünm aleyküm mustafa abim...
allah c.c. razı olsun...
çok güzel ve ibretlik bir yazıymış...
çok begendim. evet allahımız var çok şükür...
selam ve dua ile..
selamunaleykum mavci
hayırlı sabahalar
emeğıne sağlık
hayat bu kısa bir yol
uzun sanıp da aldanma sakın
vakıt nakıttır derler unutma
zamanını iyi kullan,harcama
ölüm hergün biraz daha yakın
o halde
güzel gör herşeyı
güzel gören güzel düşünür
tıpkı mavci gibi
gülnisa