Kul lâ ekûlu lekum indî hazâinullâhi ve lâ a’lemul gaybe ve lâ ekûlu lekum innî melek(melekun), in ettebiu illâ mâ yûhâ ileyy(ileyye), kul hel yestevîl a’mâ vel basîr(basîru),e fe lâ tetefekkerûn(tetefekkerûne).
1. kul : de, söyle
2. lâ ekûlu lekum : size demiyorum, söylemiyorum
3. indî : benim yanımda
4. hazâinu allâhi : Allah'ın hazineleri
5. ve lâ a'lemu : ve ben bilmiyorum
6. el gaybe : gayb, bilinmeyen
7. ve lâ ekûlu : ve demiyorum, söylemiyorum
8. lekum : size
9. innî melekun : gerçekte, mutlaka ben bir meleğim
10. in ettebiu : ben ancak tâbî olurum (eğer tâbî olursam)
11. illâ mâ yuhâ : sadece vahyedilen şeye
12. ileyye : bana
13. kul : de, söyle
14. hel yestevî : eşit, bir olur mu?
15. el a'mâ : görmeyen, kör, âmâ
16. ve el basîru : ve basiretle gören
17. e fe : hâlâ, ...mı?
18. lâ tetefekkerûne : tefekkür etmiyorsunuz
Diyanet İşleri : De ki: “Ben size, ‘Allah’ın hazineleri benim yanımdadır’ demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size ‘Ben bir meleğim’ de demiyorum. Ben sadece, bana gönderilen vahye uyuyorum.” De ki: “Görmeyenle gören bir olur mu? Siz hiç düşünmez misiniz?”