Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Guantanamo (1 Kullanıcı)

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
3da20f8b3b63e7918de8718b87dba44b-grande.jpg
Zaif Bagram ve Guantanamo'yu anlattı
Molla Abdusselam Zaif Amerika'nın Afganistan işgalinin ardından tutuklanan ve Molla Ömer'in "sağ kolu", "en yakın adamlarından biri" olarak bilinen ilk Taliban lideri. CNN Zaif'le bir söyleşi gerçekleştirdi.

Önce Afganistan'daki Bagram hapishanesinde sonrasında ise Küba'daki Guantanamo hapishanesinde tutulan Zaif 3 yılını bu hapishanelerde geçirmesinin ardından 2006 yılında serbest bırakıldı.

Uzun süre Taliban yöneticisi olmadığını belirten Zaif şimdi özgür... Ancak o ne Bagram ne de Guantanamo günlerini unutabiliyor... Zaif, "hayatımın en kötü yıllarıydı" diyor parmaklıklar ardında geçirdiği günler için.

O, Guantanamo'nun kapatılarak işkenceci insanların açığa alınmasının dünyadaki en büyük adalet hareketlerinden biri olacağını savunuyor.

Adalet Bakanlığı'nın Mart ayındaki kararına rağmen Zaif ve benzerleri Amerikan ordusunca "düşman savaşçılar" olarak isimlendiriliyor. Zaif'e göre bu şekilde bir sınıflandırma daha baştan kendilerini savunma haklarını ellerinden alıyor.

Guantanamo günlerini hatırlayınca hala içinin titrediğini ifade eden Zaif'i, "bilincimiz kapanıncaya kadar bizi soğukta bekletiyorlardı" derken bile titrediğini hissediyorsunuz.

Kimi hukukçuların iddialarına göre bugüne kadar Küba'daki Guantanamo Bay hapishanesinde 600 tutsak haklarında her hangi net bir suçlama olmadan tutuklu bulundu.

Hali hazırda 240 mahkumu barındıran ve mahkumların yasal temsilcilerine ulaşmakta güçlük çektiği kaydedilen hapishane için Kızıl Haç "nahoş" ifadesini kullandı.

Son seçim kampanyasında Obama sözü edilen hapishanenin kapatılmasının Amerika'nın imajı bakımında önemli olduğunu vurgulamıştı.

Mahkumların kendi ülkelerine gönderilmesi konusundaki bu çıkış Amerika'da kimi kesimlerde, özellikle orduda yoğun tepkilere yol açtı.

Zaif'in bu tepkileri anlayamadığını söylediği söyleşide, "Guantanamo'da kural yok ki" şeklindeki sözleri dikkat çekiyor. Zaif Guantanamo'nun bir hapishane değil, adaletin işlemediği bir esir kampı olduğunu belirtiyor.

Bagram'daki esirlerin savunuculuğunu yapan Şerif Yusuf ise büyük bir umutla bu iki kampın kapatılacağı günü beklediğini söylüyor.

Yusuf bu iki hapishanede haklarında hiç bir somut iddia dahi bulunmayan esirlerin birkaç yıl işkence gördükten sonra serbest bırakılmasına dikkat çekiyor.

Yusuf'un iddiasında göre her iki hapishanede de insan hakları sözleşmelesi göz ardı ediliyor.

Amerikan istihbarat teşkilatının serbest bırakılan esirlerin %14'ünün yeniden "terör" faaliyetlerine karıştığına yönelik raporlarına ise yine Zaif cevap veriyor. Zaif'e göre bunun tek sebebi hapishanede "hukuksuz" bir şekilde tutuklanan ve işkence gören esirlerin ABD'ye karşı olan yoğun öfkesi...

Zaif şunları kaydediyor, "Küba'ya sürülen bu esirlerin bir kısmı tamamen iş göremez bir halde çıkarken, çoğu da işini, evini, düzenini kaybediyor. Dolayısıyla da Amerika'ya karşı kin besliyor."

Artık Taliban üyesi olmadığının altını çizen Zaif şu tespitleri sebebiyle hala Afganistan'daki isyana destek çıkmakla suçlanıyor, "Afganistan'da Taliban'dan başka seçenek var mı? Peki Taliban'ın silaha sarılmaktan başka seçeneği var mı?"

Taliban dönemi Pakistan büyükelçisi olan Zaif sözlerini şöyle sürdürüyor, "ABD Afganistan'da kitlelerle, toplumla savaşıyor. Bu savaşı kazanması mümkün değil."

Tecrübeli lider sözlerini şu cümleyle noktalıyor, "ABD'nin ideolojisi Afganistan'da tutmadı."

Press Medya
 

kalbiminurlandır

Eposta Onaylanmamış Üyeler
Katılım
7 Tem 2008
Mesajlar
4,040
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
GUANTANAMO GARDİYANINDAN İTİRAF




240209_HA_ISKENCE.jpg


Guantanamo'da gardiyanlık yapan Neely, kamp gerçeğini anlattı. "Mahkumlara psikolojik ve fiziksel işkence yaptık" diyen Neely, "Ne olursa olsun mahkumlara bu şekilde davranmamız için bahane yoktu" dedi.
ABD'nin Küba'daki üssü Guantanamo kampında tuttuğu mahkumlara yönelik işkencelerin boyutları ortaya çıkıyor.
Independent gazetesine Guantanamo gerçeğini anlatan Brandon Neely, ABD yönetiminin terörle mücadele bahanesiyle dünyanın her yerinden topladığı insanlara nasıl işkence yapıldığını anlattı. Guantanamo'daki taciz ve işkencelerle ilgili bugüne kadarki ilk itirafların sahibi olan Brandon Neely, kendisiyle birlikte arkadaşlarının, tutuklulara hem psikolojik hem de fiziksel işkence yaptıklarını söyledi.

240209_ha_iskence2.jpg


PSİKOLOJİK İŞKENCE
Guantanamo'da 6 ay gardiyanlık yapan Neely, şunları söyledi: “Masum, suçlu, siyah, beyaz, Müslüman ya da Yahudi, ne olursa olsun ben ve arkadaşlarımın yaptığı şekilde davranmak için hiçbir bahane yok. Tamamen yanlış ve bu düpedüz bir suç.” Esirlere fiziksel ve psikolojik acı verecek en sert uygulamaların yapıldığını söyleyen Neely, "Dövme, sözle taciz ve aşağılama, esirler toplama kampına ayak bastıkları gün başlıyor. Tutuklular kampa vardıkları andan itibaren, tüm süreç boyunca çığlık çığlıyaydı" dedi. Neely, psikolojik işkenceden örnekler verdi: "Esirlere ülkelerine atom bombası atıldığı ve geriye hiç bir şey kalmadığı, ailelerin öldüğü söylenirdi. Bazı gardiyanların esirlere her an idam edilebileceklerini bile söylediklerini hatırlıyorum".


240209_ha_iskence3.jpg



NAMAZ SIRASINDA TACİZ
"Ezan sırasında birçok asker esirlere gülüp dalga geçerdi. Birçoğu da ezanla birlikte şarkı söylerdi. Bazı-ları namaz sırasında esirleri suyla ıslatırdı" şeklinde aşağılayıcı bir çok psikolojik işkence yapıldığını anlatan Neely, Guantanamo'da dünyanın en kötü ve en tehlikeli teröristlerinin tutulduğu iddiasıyla dalga geçerek "Hatırlıyorum dünyanın yetiştirdiği en kötü insanlarla yüz yüze geleceğimiz bize söylenmişti. Bunların 11 Eylül planlayıcıları olduğu anlatılıyordu. Dünyanın en tehlikeli adamlarıyla karşılaşmaya hazırdım. Bu teröristler ülkemde binlerce insanı öldürmüştü. Geldikleri gün, yani 'dünyanın en tehlikeli' adamları vardığında, hiç de beklediğim gibi olmadı. Birçoğu zayıf, aşırı korkmuş ver yaralıydı. Bu insanları canavarlar şekilde tahayyül ediyordum" dedi.


240209_ha_iskence4.jpg

ONLAR DA İNSAN
Tutuklular hakkındaki yanlış ve kasıtlı iddialar ortaya çıktıkça, esirlerle konuşmaya ve onlarla iletişime geçmeye başladığını belirten Neely, artık esirleri gerçek insanlar gibi görmeye başlamış. Afganistan'da kaçırılan Avustralyalı Müslüman David Hicks'le de zaman geçirmiş. Neely Hicks'le ilişkisini şöyle anlattı: "Hicks, hiç de bize anlatıldığı gibi soğukkanlı bir katil değildi. Sıradan bir insandı. Orada oturur, şaka yapar ve havadan sudan konuşurdu. Tıpkı normal bir insanın yapacağı gibi". Guantanamo'ya gittikten 4 gün sonra kampa yığınla insan getirildiğini söyleyen Neely gelenlerin çoğu zaten işkence görmüş olarak gelirdi. Kimisinde kurşun yarası olurdu. Kimisinin de bacağı ya da kollarında kırıkları olurdu. Ancak asıl işkence orada başlardı.
YALNIZCA BİR KISMI
Alıkoyma. Taciz. İşkence. Dünya, Guantanamo'da neler olduğunu yalnızca tahmin edebilir, ancak olanların sadece bir kısmını gördüm diyen eski Guantanamo gardiyanı Brandon Neely, ABD'nin neden utanması gerektiğini anlattı. Independent gazetesi muhabiri Almerindo Ojeda'a konuşan Neely, hayatı boyunca askeriyeye hiç girmek istemediğini ancak 11 Eylül saldırılarından sonra 2000 yılında askeri polis olduğunu 2002 yılında da Guantanamo'ya gittiğini söyledi. 11 Eylül saldırıları sırasında Texas'ta 410. Askeri Polis Şirketi'nde askeri eğitim aldığını söyleyen Neely, saldırıların ardından savaşa girmeyi bile düşündüğünü belirtti. Neely daha sonra yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Saldırıların ardından şirketimiz tatbikat için Mısır'a gitti. Daha sonraki günlerde Guantanamo için seçildim. Ve 7 Şubat 2002'de kampa gittim. Ardından Gitmo maceram başladı.”

-YENİ ŞAFAK-



http://www.turkishny.com/old/en/headline-news/3320-guantanamo-gardiyanindan-itiraf.html
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
300px-Afghanistan_War_2001.jpg

Savaş Bitmedi, Yeni Başlıyor...
Dünya’nın gündemi hala daha Afganistan ve Pakistan!
AB-D emperyalizminin var olmak ve yok olmak arasında gidip geldiği ve mutlaka kazanmak zorunda olduğu bir savaş var. Asya’nın tam’da orta yerinde süren bu savaşta Taliban savaşçılarının ölümü göze alarak sürdürdüğü mücadele’de Afgan Halkı’nın zaferi kazanan taraf olacağını görmek ,Doğu’nun Batı’ya karşı üstünlüğüne işaret ettiği gibi Asya Halkları olarak bizleri ve Batı sömürgecilerinin tecavüzüne ,işkencesine,işgaline uğrayan çocukları,kadınları ve yaşlıları da elbette ki sevindiriyor.
4 EYLÜL: Çoğu Çocuk ve Kadın 142 şehit.
4 Eylül’deki saldırıda NATO uçakları, halka yakıt dağıtmakta olan tankerleri vurmuş, etrafında zaten yakıt almak üzere oraya gelmiş bulunan insanlar nedeniyle izdiham olan tankerlerin patlaması sonucu 142 kişinin cesedi tanınmaz hale gelmişti. Afgan köylülerden Ömer Han, “Oraya vardığımızda ölülerin hiçbirini tanıyamadık” diye anlatıyor katliam gününü, “köylüler cesetlerin başında kavga ediyordu. İnsanlar ‘bu benim kardeşim’, ‘bu benim kuzenim’ diyor fakat kimse kimseyi tanıyamıyordu.”Orda yaşanan Kargaşayı, yaşlıların müdahalesi önlemiş. Tüm cesetler bir yerde toplanmış, insanlar sıraya girmişler. Herkes ölen yakınlarının isimlerini vererek, ceset yığınından o sayıda ceset alıp gitmiş. Kimin cesedi olduğuna bakmadan, sadece yakınlarının sayısı kadar cesedi alıp dönmüş evlerine Afgan köylüleri. Reuters’ten Maria Golovnina ise üç saat önce bir internet servisinin yazmış olduğu şeyi manşete taşımıştı: “Saldırının bilançosu: kavrulmuş etler ve yanan öfke.”
Alman Bild gazetesi geçtiğimiz günlerde 142 kişinin katledildiği bu olaya ithafen çok önemli bir manşetle yayımlandı. Haber, 4 Eylül 2009 günü Afganistan’ın Kunduz kentinde NATO şemsiyesi altında görev yapan Alman komutanın, Taliban tarafından kaçırılmış iki yakıt tankerinin havadan vurulmasını emretmesiyle ilgiliydi. Hava saldırısında toplam 142 kişi ölmüştü ve bunlardan birçoğunun masum siviller olduğu sonradan anlaşılmıştı. Bild, Alman Genelkurmay Karargâhı’ndan sızan bilgi ve belgelere dayanan haberinde, askerî yetkililerin bu hava saldırısında sivillerin ölebileceğini başından itibaren bildiklerini, ancak bu bilgiyi hükümet ve parlamentoyla paylaşmadıklarını yazdı. Gazete ayrıca, bu saldırının video görüntülerini de web sitesine koydu; Alman komutanın vurulmasını emrettiği tankerleri gösteren bu videoda, tankerlerin çevresindeki sivil kalabalık da çok açıkça fark ediliyor.
gen_wolfgang_schneiderhan.jpg




Wolfgang Schneiderhan >>>





ABD emperyalizmin Batı ayağında ki işbirlikçi ve sömürgeci devleti Almanya’da geçtiğimiz günlerde Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanlığı Müsteşarı Peter Wichert istifa etmişlerdi, ondan sonra ise baskılar sonrasında eski Savunma, şimdiki Çalışma Bakanı Franz Josef Jung da dün istifasını verdi. İstifaya konu olan, Afganistan’ın kuzeyindeki Kunduz kentinde yapılan bir hava saldırısında 142 kişinin öldüğü bir saldırının, kamuoyundan saklanarak örtbas edilmeye çalışıldığının ortaya çıkması. Alman basınında yer alan raporlar, Savunma Bakanı Jung’un, ardından yaptığı açıklamalarda “hiç sivilin ölmediğini” söylediği Eylül ayı başlarındaki saldırıdan sonra kendisine gelen raporlardan saldırıyla ilgili gerçeği bildiğini ortaya koymuş.
Nato Üyesi Ülkelerde Katliamı Gizledi!
142 kişi ve çoğu kadın ile çocuklardan oluşan bu insanlar Batı’nın ahlaksız vicdanına içimizde ki işbirlikçiler vasıtası ile terk edilerek vahşice katledilmişlerdir. ABD, Afganistan ve Irak'ı işgal ederken bu kadar şiddetli bir direnişle karşılaşacağını düşünmüyordu. Hatta Irak'ta çiçeklerle karşılanmayı beklediklerini itiraf etmişlerdi.

İşgaller için öne sürdükleri gerekçelerin de sahteliği zaman içinde açığa çıktıkça dünya kamuoyunda tepkiler çığ gibi yükselmeye başlamıştı ve bu ülkelerin başında da Almanya ve Halkı geliyordu. Bu saldırıların 142 kişi ile sınırlı kalmadığını elbette ki hepimiz bilmekteyiz.

Emperyalizmin özellikle Müslüman Ülkelerde uyguladığı ve terörizme karşı savaş dediği bu oyuna alet olan sadece Alman Devleti de değildi. Nato isimli gerçek terörist yapılanmaya üye ülkelerinde birebir bu Katliamla olan ortaklıkları Alman Genelkurmayının istifa etmesi ile de adeta gün yüzüne çıkmıştır. NATO üyesi ülkelerin katliamı gizlemekteki suç ortaklığı işin küçük boyutu gibi görünse de elbette asıl suç ortaklığı, küresel savaş oyununda Almanya ve diğer Nato üyesi ülkelerin birer işgalci ülke olarak yeniden dizayn edilmelerinden kaynaklanıyor. ABD tetiklemesi ile oluşan bu durum elbette ki Almanya’yı etkisi altına almış ve büyük çoğunlukla Yahudi sermayesinin halkı yönlendirmek amaçlı elinde tuttuğu medya vasıtası ile de bu katliamlar resmen ve Devlet eli ile örtbas edilmiştir. Kunduz’da yaşanan katliamın raporunun, NATO vasıtasıyla Almanya’ya ulaştırıldığı biliniyor. Ancak NATO, böylesi “pisliklerin” nasıl temizleneceğini düğmeye basan ülkeye bırakan, gizli katliamlar yürütmeye alışmış bir suç örgütü. Alman hükümeti bunu örtbas ederken, katliamdan haberdar olan çok sayıda başka devlet de susarak örtbas faaliyetine destek veriyor. Almanya ve diğer Nato üyesi Devletler Nato ve benzeri yapılanmalar vasıtası ile aslında AB-D emperyalizminin temel aktörü haline geldi. Mesela, 2007 yılı itibariyle Almanya'nın Afganistan, Lübnan, Bosna, Cibuti, Etiyopya, Gürcistan, Kosova ve Sudan’da 8200 askeri bulunuyor.
Doğu’nun Vicdanı Hesap Sorulmasından Yanadır
Afganistan’da 142 kişinin tek seferde öldürülmesini örtbas etmeye çalışan emperyalizm, sadece Alman Askeri ve siyasi bakanların istifası ile bu lekeyi temizleyeceğini düşünüyor. Emperyalizm bunu düşünerek oldukça büyük bir hata yapmaktadır. Batı tarihin her döneminde sömürgeci ve Doğu halklarının katliamcısı olarak anılmış ve her zaman bizlerin vicdanlarında kötünün ve pisliğin kaynağı olarak yer edinmiştir.Almanya’da yaşanan ve Genelkurmay başkanının istifasına kadar giden bu olay ileriki dönemlerde hem Batı hem de Batı işbirlikçisi olan Doğu’da ki iktidarları sarsacak şekilde yayılacağı kanaatindeyiz.Kaldı ki Batı halklarının vicdanının alamadığı bu katliama ve gösterdikleri tepkilere Almanya’da yaşanan istifalar cevap vermemiştir.Doğu’da ise NATO üyesiyim diye övünen Genelkurmay Başkanları ve Siyasi iktidarları nasıl bir şekilde kendi halklarına nasıl cevap verebileceklerini merak ile bekliyoruz.Aslında Müslüman Afganlı kardeşlerimizin katledilmesinden sorumlu olan yetkililerden cevap değil hesap sorulmasından yana olduğumuzda gayet net ve açık bir şekilde ortadadır.Velhasıl bu katliamlar kesinlikle bizim insanımıza ve coğrafyamıza karşı işlenmiştir.
ABD, yeni dönem adını verdiği bu süreçte işgal ettiği bölgelerde işbirlikçi yönetimleri de fiili olarak savaşın içine çekerek muazzam insan kaynaklarının yanı sıra, coğrafi, kültürel, tarihsel vb. tüm imkânlarını kendi yararına (işgal) seferber etmenin yollarını arıyor. Özellikle Afganistanın etkilediği coğrafyada Bu pratik uygulanıyor. ABD Pakistan ve Türkiye’deki yönetimler aracılığıyla kendi yerine onların savaştırılabileceği kanaatini pekiştirdi. Pakistan ordusu şu an o işi yapıyor. ABD'nin isteklerinin sadece Afganistan ile sınırlı olmayıp Türkiye'nin BOP kapsamında ihtiyaç duyulan her yere koşturulacağı, TSK'nin de sıcak çatışmalar da dâhil taşeron haline getirileceği anlaşılıyor.
Afganistan'da direniş ülkenin her yanına yayılmış durumda. Ayrıca bu savaş sadece Afganistan değil Pakistanı’da çerçevelemiş durumdadır. Mesela Pakistan'da NATO birliklerine ikmal yapan araçlara son 2 ayda 2 saldırı düzenlenmiştir Afganistan'da bulunan NATO birliklerine ikmallerin yüzde 70'i Pakistan üzerinden yapılıyor. Bu bile savaşın nasıl ve hangi boyutlara ulaştığının açık bir resmidir. Yani artık savaş yayılmıştır. Taliban’ın zaferi ile sonuçlanması muhtemeldir. Ancak bu savaş kesinlikle sadece Taliban’ın değil Müslüman Halkların savaşıdır. Ve daha yeni başlamıştır.
Kazanan ise Büyük Doğu –Asya olacaktır.

Bu yazı Baran Dergisi'nde Yayınlanmıştır
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt