Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Gerçek Bir Aşk Hadisesi (Dini) (1 Kullanıcı)

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Ah... Tek hece... Bütün Lisanlarda aynı olan mana... Bir elif ardından bir he... Allah adının ilk ve son harfi... Elif ve heile yanmış aşk...Zora tahammülü güzel bulanlara değil; güzele tahammülü zor bulanlara yazgılıdır âh...Güneşi izleyen bulut, gizleyebilir mi hiç varlığını güneşin; acıyı saklayan tebessüm, ya saklayabilir mi hiç vücudunu acının?

Dokunulunca en ince teline içindeki sızının, bülbül durabilir mi şeydalanmadan ta mahşer olunca?...



Her nereye bakarsa gördüğü
âhtır aşkın; âh elinden niyaz için mescide girse dahi...Minaresi elif, kubbesi hedir çünkü camilerin...Ve hala elifin bağrı şerha şerha kan ve hala iki gözü iki çeşme henin...



Erbab-ı aşka pîşe heman her gün âhimiş




Her bir nefes ki âh ile geçmez, günah imiş...



Ve sözün düğümü;




Âhmine-l aşk!...
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
[FONT=comic sans ms,sans-serif]Aşk güneşimsin sen hiç bir zaman sönmeyecek
Sana tutkun yüreğim sevdandan dönmeyecek
Gönlümden dalga dalga yayılan sevgilerim
Sonsuza dek artacak, hiç mi hiç ölmeyecek

.
[/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT][FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT]

[FONT=comic sans ms,sans-serif]Aşkına gönül verdim, etrafa sevgi saçtım
Sevmeyen gönüllerden hep köşe bucak kaçtım
İçimdeki sevdayı büyüterek çoğaltıp
Şefkatle harmanlayıp, gönül deryana saçtım
[/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT][FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif]Baharın sevinciyle girdin sen hayatıma
Nice güzellikleri kattın bu talihsiz bahtıma
Birçok yarla doluyken şu çile yüklü dünya
Yalnız ama yalnız sen kuruldun gönül tahtıma
[/FONT]

[FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT][FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif]En zorlu anımda bir tek yanımda sen oldun
O tatlı sözlerinle hep yüreğime doldun
Karanlıklarla dolu acımasız dünyada
Ufkumu aydınlatan, aşka giden yol oldun
[/FONT]

[FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT][FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif]Senden ayrı duramam, sensiz hayat bulamam
Şu bitimsiz alemde aşktan uzak olamam
Sevginin tükendiği bu gariban diyarda
Suya hasret kalmış bir çiçek gibi solamam
[/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif].[/FONT]​
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
[FONT=comic sans ms,sans-serif]Aşk güneşimsin sen hiç bir zaman sönmeyecek
Sana tutkun yüreğim sevdandan dönmeyecek
Gönlümden dalga dalga yayılan sevgilerim
Sonsuza dek artacak, hiç mi hiç ölmeyecek

.
[/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT][FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT]

[FONT=comic sans ms,sans-serif]Aşkına gönül verdim, etrafa sevgi saçtım
Sevmeyen gönüllerden hep köşe bucak kaçtım
İçimdeki sevdayı büyüterek çoğaltıp
Şefkatle harmanlayıp, gönül deryana saçtım
[/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT][FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif]Baharın sevinciyle girdin sen hayatıma
Nice güzellikleri kattın bu talihsiz bahtıma
Birçok yarla doluyken şu çile yüklü dünya
Yalnız ama yalnız sen kuruldun gönül tahtıma
[/FONT]

[FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT][FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif]En zorlu anımda bir tek yanımda sen oldun
O tatlı sözlerinle hep yüreğime doldun
Karanlıklarla dolu acımasız dünyada
Ufkumu aydınlatan, aşka giden yol oldun
[/FONT]

[FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT][FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif]Senden ayrı duramam, sensiz hayat bulamam
Şu bitimsiz alemde aşktan uzak olamam
Sevginin tükendiği bu gariban diyarda
Suya hasret kalmış bir çiçek gibi solamam
[/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif].
[/FONT][FONT=comic sans ms,sans-serif]De hele ey deli gönül de hele
Seyis atsız kuş kanatsız olur mu
Asilenme sen sadete gel hele
Kul umutsuz tanrı kulsuz olur mu
[FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT][FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif]Bak hele ey deli gönül bak hele
Gök bulutsuz tarla susuz olur mu
Göreceksin şu abayı yak hele
Sevgi aşksız gözler yaşsız olur mu
[/FONT]

[FONT=comic sans ms,sans-serif][/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT][FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif]Der hele ey deli gönül der hele
Bağ bülbülsüz bülbül gülsüz olur mu
Bilinmeyen yere doğru gir hele
Beden cansız can ecelsiz olur mu
[/FONT]

[FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT][FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif]Gör hele ey deli gönül gör hele
Kuzu otsuz orman kurtsuz olur mu
Önümüzde kara kış var dur hele
Bebek sütsüz insan yurtsuz olur mu
[/FONT]

[FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT][FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif]Yan hele ey deli gönül yan hele
Yürek dertsiz dert acısız olur mu
Elemlerin alasıyla kan hele
Hayat zorsuz zor Murat’sız olur mu
[/FONT]
[/FONT][FONT=comic sans ms,sans-serif][/FONT]​
 

melissa26

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,857
Tepki puanı
18
Puanları
36
Yaş
51
Ellerine saglik gulberra, sondakiler birer harika! çok tesekkurler
Asiga ates gerek, bulamazsa yananlardan biraz verek....
 

Sedaa_*

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 May 2012
Mesajlar
2,150
Tepki puanı
6
Puanları
0
Yaş
24
[FONT=comic sans ms,sans-serif]Aşk güneşimsin sen hiç bir zaman sönmeyecek
Sana tutkun yüreğim sevdandan dönmeyecek
Gönlümden dalga dalga yayılan sevgilerim
Sonsuza dek artacak, hiç mi hiç ölmeyecek

.
[/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT][FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT]

[FONT=comic sans ms,sans-serif]Aşkına gönül verdim, etrafa sevgi saçtım
Sevmeyen gönüllerden hep köşe bucak kaçtım
İçimdeki sevdayı büyüterek çoğaltıp
Şefkatle harmanlayıp, gönül deryana saçtım
[/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT][FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif]Baharın sevinciyle girdin sen hayatıma
Nice güzellikleri kattın bu talihsiz bahtıma
Birçok yarla doluyken şu çile yüklü dünya
Yalnız ama yalnız sen kuruldun gönül tahtıma
[/FONT]

[FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT][FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif]En zorlu anımda bir tek yanımda sen oldun
O tatlı sözlerinle hep yüreğime doldun
Karanlıklarla dolu acımasız dünyada
Ufkumu aydınlatan, aşka giden yol oldun
[/FONT]

[FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT][FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif]Senden ayrı duramam, sensiz hayat bulamam
Şu bitimsiz alemde aşktan uzak olamam
Sevginin tükendiği bu gariban diyarda
Suya hasret kalmış bir çiçek gibi solamam
[/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif].
[/FONT][FONT=comic sans ms,sans-serif]De hele ey deli gönül de hele
Seyis atsız kuş kanatsız olur mu
Asilenme sen sadete gel hele
Kul umutsuz tanrı kulsuz olur mu
[FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT][FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif]Bak hele ey deli gönül bak hele
Gök bulutsuz tarla susuz olur mu
Göreceksin şu abayı yak hele
Sevgi aşksız gözler yaşsız olur mu
[/FONT]

[FONT=comic sans ms,sans-serif][/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT][FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif]Der hele ey deli gönül der hele
Bağ bülbülsüz bülbül gülsüz olur mu
Bilinmeyen yere doğru gir hele
Beden cansız can ecelsiz olur mu
[/FONT]

[FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT][FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif]Gör hele ey deli gönül gör hele
Kuzu otsuz orman kurtsuz olur mu
Önümüzde kara kış var dur hele
Bebek sütsüz insan yurtsuz olur mu
[/FONT]

[FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT][FONT=comic sans ms,sans-serif] [/FONT]
[FONT=comic sans ms,sans-serif]Yan hele ey deli gönül yan hele
Yürek dertsiz dert acısız olur mu
Elemlerin alasıyla kan hele
Hayat zorsuz zor Murat’sız olur mu
[/FONT]
[/FONT][FONT=comic sans ms,sans-serif][/FONT]​

Ellerine sağlık, süpermiş :)
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........

aa22duabebek5jg.jpg


ALLAH aşkı için çalış. ALLAH aşkı için hizmette bulun; halkın kabul etmesi veya reddetmesi ile senin ne işin var?
Bu fani dünya pazarında sana bol bol kazandıracak bir müşteri olarak ALLAH kafi değil mi? ALLAH’tan alacağın karşısında insanların verebilecekleri ne ki!.. O halde gözünü ve gönlünü insanlardan gelecek teşekkürlere değil, ALLAH’tan gelecek mazhariyete döndür!..”

GERÇEL AŞK ALLAH C.C İÇİN
GERÇEK AŞK ''ALLAH (C.C.)'' İÇİN‏‏
AllahCc.jpg


Allah (c.c.) aşkı başka oluyor,Seni kesinlikle karşılıksız bırakmıyor,

Her dem yanında Yüceler Yücesi,

Her an seninle ve seni çok seviyor,

O'na yöneldiğin her an var ya,

O kadar çok seviniyor ki,

Hele ellerini her açtığında semaya,

Seni karşılıksız bırakmıyor,

Aşkların en yücesi, işte gerçek aşk,

Anlatmıştı oysa ki Habibi Kibriya,

Bize O yüceler Yücesini anlatmıştı,

Dinleyenler, O'nun aşkında kaybolanlar,

Aşkı gerçekten yaşayanlar,

Allah (c.c.)'ın Habibini dinleyenlerdi,

Dinleyip de Aşkı yaşayanlardı,

İşte bunlardı kazançlı olanlar…

Biri Rasulullah (s.a.v.) nefesiyle,

Çağırırsa sizi işte bu aşka,

Davet ederse bu büyük devlete sizi,

Ve gerçekten aşkı yaşamaksa dileğiniz,

Gelin, Allah (c.c.) aşkına gelin,

Rasulunun (s.a.v.)'un yoluna gelin,

Allah (c.c.) dostlarının yoluna gelin,

Her dem inananlarla beraber olun,

İslam sohbetlerine katılın,

Katılın ki, üzerinize Arş'tan nur yağsın,

Ne güzeldir O Nur yağmurunda ıslanmak,

Ve o yağmurla beraber günahlardan arınmak,

Buram buram Gül kokusu almak…

Bilir misiniz ?

yarisma3oj6wd91lc3.jpg


O sohbetlerin misafirleri kimlerdir ?

En başta Rasulullah (s.a.v.),

Ve Allah (c.c.) dostları, büyükler,

Ve Arş' a kadar melekler sizleri izler,

Melekler sizleri haber verir,

Seni anıyorlar derler Allah (c.c.)'a,

İşte o zaman gelir bir mükafat daha,

" Oradakilerin hepsini bağışladım"…

Allah (c.c.) bize o kadar yakın ki,

Şah damarından bile daha yakın,

Her an bizimle ve her an bizi görüyor,

Nasıl günah işler bunu bilen bir mümin,

Bire bin veren Yüceler Yücesi Allah (c.c.)'ın,

Bunca nimeti varken nasıl günaha saplanır,

Ama pişmansan üzülmek yok sana,

Allah (c.c.)'tan af var, bağışlanma var,

Aç ellerini semaya, yalvar,

O seni geri çevirmez, O seni mahzun bırakmaz,

O seni çok seviyor, seni bekliyor…

İşte seni böylesine Sevene aşık olunmaz mı?

Merhameti o kadar büyük ki,

"Rahmetim Gazabımı aşmıştır" diyor,

Bizleri Rahmetine çağırıyor,

O Yüceler Yücesi bizi tövbeye çağırıyor

allah-cc-hikmetleri-120929488394-buyuk.jpg


Dünya ahretin tarlasıdır,

Ne ekersen ahrette onu biçeceksin,

Hiçbir şey Allah (c.c.) rızasından,

O'nun bizden hoşnut olmasından,

Daha önemli değildir…

Bende dahil haydi hep beraber huzura,

Kurtuluşu en az benim kadar sizde,
Hepiniz biliyorsunuz,

Haydi o zaman, Gayret…

Öyle bir yerdeyim ki Rabbim,
Beni kurtar bu yerden...
Elimi uzatsam tutan yok...
Sen uzat gönlüme ellerini...


Duyur Resulune hasretimi.öyle
Hasretim ki Sizlere Rabbim.
Bir annenin çocuğuna olan hasreti
Kadar büyük hasretim size...


Bilirim ki merhametin de annenin çocuğuna olan
Merhametinden daha büyük ve Yücedir...


Merhametin,rahmetin hürmetine beni yolundan ayırma...
Bilirim ki sen Dilediğin kullarını yoluna iletirsin...
Beni sapıkların yolundan eyleme Ne olur...


Yüreğim kan ağlıyor Rabbim...
Gözümden yaş tükenmiyor Allah ım...
Varsın bu gözyaşlarım kurban olsun yoluna...


Senin için akıttığım göz yaşları hürmetine yolundan döndürme beni...
Sen Rahman ve Rahimsin...
Dualarımı ve tüm dua edenlerin dualarını kabul et...
AMİN...

2lddtfq.jpg
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
mevlana1600x12002600x45em3_1249393410.jpg



Şöyle bir misal verelim, arifler anlasın. Bir demir parçası kızgın bir ateşe sokulsa kıpkırmızı kor haline gelse ve o demir artık ben ateşim dese yalan söylemiş olur mu? Aşk böyle bir şeydir.

Bu aşkın bedenî olanı vardır, ilâhî olanı vardır, ancak bunlar sütün içindeki maddeler gibi birbirinden ayrılmaz. Sütte su da vardır, ancak bütün sütün içindeki maddeler gibi birbirinden ayrılmaz. Birbirinden ayırdığınız zaman süt, süt olmaktan çıkar. Biz peynire, yoğurda, lora, ayrana, kaşara bakıp sütü göremeyiz. Süt olmasaydı onlar olmazdı.

Ama aşk ne peynirdir, ne kaşardır, ne rokfordur. Onları oluşturan süttür aşk. Süt, süt olarak da içilir, ama kişiye ne lazımsa o olarak da kullanılır. Yoğurdu suyla karıştırdığın zaman ayran olur. Ama artık o süt değildir, ama süttendir. Dolayısıyla her aşk ilâhî aşk değildir ama ilâhî aşktandır. Bu hususun sohbetinin sonu gelmez. Bir Farsça mısra vardır:

`Ez-sohbet-i dervişân bû»y-i Muhammed âmed` Yâni, dervişlerin sohbetinden Muhammed kokusu gelir.

İşte aşkın odak noktası olan Muhammed aleyhisselâmın kokusunu almaktır mesele. Onun için dervişlerin sohbeti hiç bitmez. Birbiriyle konuşmaktan, başkalarıyla da konuşmaktan hiç bıkmazlar. Geveze bile zannedilebilirler.

Halbuki insan, sevdiğini söylemekle yükümlüdür. Daha doğrusu, sevgi, kişiyi söyletir. Ve bütün noksanlıkların giderilmesinin bir tek ilacı vardır, aşk. Yunus Emre deyişiyle diyelim:

`Aşk gelicek, cümle noksanlıklar tamam olur.`

Molla Câmî`nin Hz. Mevlânâ türbesinin kapısındaki beyitinin mealini söyleyelim,

`Burası âşıklar kıblesidir, noksan gelenler burada tamam olurlar.`






alıntı...
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Tabiin devrinde yetişen büyük hanım evliyalardandır. Dünyaya düşkün olmaması ve
ibadetleriyle meşhur bir hanımdır.Basrada doğdu.Ailenin dördüncü çocuğu olduğundan ismini bu manaya gelen RABİA koydular.
Babası çok fakir olduğundan o doğduğu gece evinde ihtiyaç olan şeylerden hiçbiri yoktu.Annesi çok ağlayıp mahsun olmuştu.O gece babası rüyasında Peygamberimizi (sav) gördü ve kızının büyük bir kimse olacağı müjdelenip, basra beyine bir kağıda; 'Her gece Rasulullah'a yüz salavat getirdin,dün gece unuttun,bunun için bu kağıdı getirene 400 dinar ver'diye yazıp götürmesini söyledi.Bunun üzerine babası böylece yazıp götürdü.Basra beyi memnuniyetle on bin kızıl altın verip,onlara hep yardımcı olacağını söyledi.Bundan sonra rahatlayıp kızlarını büyüttüler.
Rabia-i Adeviyye biraz büyüyünce anna babası öldüler,kızkardeşleri dağıldı.Basrada kıtlık başgösterdi.O da bir ihtiyara hizmete yani köleliğe başladı öyle ki bir gece ;'Ya Rabbi, biliyorsunki benim arzum senin emirlerine uymaktır.Eğer iş benim elimde olsa sana ibadetten bir an geri kalmazdım fakat ihtiyara hizmet ettiğim için sana gereği gibi ibadet edemiyorum'derken efendisi bunları duydu ve onun nasıl bir kişi olduğunu anlayarak azad etti ve kabul ederse ona hizmet edebileceğini söyledi.Ancak Rabia-i Adeviyye kabul etmeyerek onun yanından ayrıldı.
Günlerini sürekli ibadetle geçirirdi,geceleride ibadet ederdi.Kefenini daima yanında taşır,namazını üzerinde kılardı.Kefenini yanına almadan gezdiğini,konuştuğunu kimse görmedi.Çok oruç tutardı.Bir defasında bir hafta yiyecek bulamadı,sekizinci gece açlığı iyice şiddetlendi,nefsine eziyet ettiğini düşünürken kapı çaldı.Bir tabak yemek getirdi,mum almaya gitmiştiki döndüğünde kedinin yemeğini döktüğünü gördü.Su bardağını almaya gitti mum söndü içmek isterken bardak düştü,kırıldı.O da 'Ya Rabbi,bu zavallı kulunu imtihan ediyorsun,fakat acizliğimden sabredemiyorum!'diyerek ah çekti.Bu ahtan neredeyse ev yanacaktı.Bir ses duyuldu.'Ey Rabia,istersen dünya nimetlerini üstüne saçayım fakat gamımı alayım.Çünkü benim gamım ile dünya birarada bulunmaz!Bu sözü işitince şöyle dua etti; 'Ya Rabbi, beni seninle meşgul eyle ve senden alıkoyacak işlere beni bulaştırma!'
Bir gece yarısı yine kalkmış Rabbiyle başbaşayken arkadan biri yaklaşmış onun minacatını dinliyor.'Allah'ım gece oldu sevgililer sevgililerinin yataklarına gittiler.Aşık maşuk şimdi sarmaş dolaş.Benim MAŞUKUM SENSİN!BENDE KALKTIM SENİN YANINA GELDİM! Sana çeşitli şeyleri şefaatçi olarak arzediyorum.Benim sevgimde bir hayli derindir...İsteğim,dileğim çoktur.Aşığın maşuktan istediği herşeyi istiyorum.Aşkımı şefaatçi değil,senin bana olan alakanı şefaatçi yapıyorum!!!!!' Dikkat ediniz bu emin bir kalbin ifadesidir.'Allah'ın sizi ne kadar sevdiğini öğrenmek istiyorsanız onu nekadar sevdiğinize bakın' O öyle çok öyle delicesine seviyorduki Rabbininde onu nekadar sevdiğini bildiğinden kendi sevgisini değil Rabbinin ona olan sevgisini şefaatçi yapıyordu.
Rabia-tül Adeviyye son derece tevekkül ve sabır ve hertürlü güzel ahlaka sahip,dünyaya değer vermeyen yani düşkün olmayan,Rabbinin rızasından başka birşey düşünmeyen,gece ve gündüzünü ona ibadet ve tefekkürle geçiren,hayatı boyunca çok işkence ve eziyet görmesine rağmen imanından dönmeyip sabreden, kısacası gözlerine Rabbinin hayalinden başka hayal girmeyen çok yüce bir kadın evliyadır.752'de (doğumu bilinmemektedir) Kudüs civarında vefat etmiştir.Allah bizi onun şefaatine nail eylesin.AMİN


alıntı
 

melissa26

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,857
Tepki puanı
18
Puanları
36
Yaş
51
`Aşk gelicek, cümle noksanlıklar tamam olur.`

Molla Câmî`nin Hz. Mevlânâ türbesinin kapısındaki beyitinin mealini söyleyelim,

`Burası âşıklar kıblesidir, noksan gelenler burada tamam olurlar.`

(cok guzel, paylasimlar ama okunmaya yoruma firsat ver lutfen)

Ne guzeldir askta yogrulmak
Kiblesi Mevlana?varmi tamamlanmayan?
Var, hala yarimim simdi
Hamsin pismedin ki!
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Gerçek Bir Aşk Hadisesi (Dini)
İLk önce şunu belirtmek isterim yazı çok ama çok uzun olduğu içn bölüyorum....
muhteşem bir yazıdır inşALLAH sizde çok beğenirsiniz...

Gerçek bir aşk hadisesi

Beykoz'da öğretmen Muhammed bin Receb efendinin 1649 da yazdığı (Nevha-tül-uşşak = Aşıkların feryadı, iniltisi) kitabından alınan şiiri sadeleştirerek yayınlıyoruz. Gerçek bir aşk hadisesidir.

Hâlimi arz
Olayın aslını yazmadan önce,
Bir örnek vereyim, yerli yerince.

Bir gün bizim merhum Hoca Nasreddin,
Bir iş için çıkmış, damına evin,

Ayağı kayarak aşağı düşmüş,
Konu komşu duyup hep üşüşmüş.

Derler: ”Niçin böyle bağırıyorsun?
Yangın varmış gibi çağırıyorsun?

Acılar içinde kıvranan hoca,
Hemen doğrularak der ki, usulca;

Varsa böyle damdan düşmüş olanlar
Ancak onlar benim hâlimi anlar.

İşte buna benzer, benim hâlim de,
Hemen anlar bunu aşk varsa kimde

Başından geçenler pek iyi bilir,
Aşkı tatmayana bu oyun gelir.

Sanmayın bir yerden nakledeceğim,
Başımdan geçeni söyleyeceğim.

Ayıplama beni, gülme komşuna!
Belki de bu senin de gelir başına.

Her işte bulunur, çeşitli hikmet,
Ârif olan ondan alır çok ibret.
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Hasbihâl
Nasıl anlatayım dertli halimi,
Dünyadan çekmiştim artık elimi.

Yalnız ahireti düşünüyordum,
Etmeliydim dine hizmet diyordum.

Yoktu hâtırımda başka düşünce,
Allah’ı anardım gündüz ve gece.

Bir okulda öğretmenlik ederdim,
Her gün aynı vakit gelir giderdim.

Çocuklara Kur’an öğretiyordum,
Hepsine itina gösteriyordum.

Bir cami de imamlık da ederdim,
Muntazaman oraya da giderdim.

İşlerimden başka şey görmez idim,
Halkın arasına hiç girmez idim.

Hakkın muhabbeti beni sarmıştı,
Genç değildim, yaşım kırka varmıştı.

Ağarmaya yüz tutmuştu sakalım,
Netice nereye varır bakalım.

Durmayıp gözümden yaşlar akardı,
Bilmeyenler tuhaf tuhaf bakardı.

Pek çok zayıfladım eridi etim,
Hastalandım hiç kalmadı takatim.

İştahım da kesilmişti iyice,
Bir simit yeterdi gündüz ve gece.

Gizli kalmıyordu artık feryadım,
Ona kavuşmaktı yalnız muradım.

Ne hâlden ne hâle düştüm bir bilsen,
Hayrette kalırsın eğer işitsen.
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Edepli çocuk
Ahlakı güzeldi edebi çoktu,
Onun gibi iyi öğrencim yoktu.

Mümkün değil onun hâlini beyan,
Mest olurdu hemen sözünü duyan.

Bulunmazdı belki onun misâli,
Hem hürmetli hem de hâyâ timsâli.

Her ne kadar küçük olsa da yaşı,
Haktan korkar, akıtırdı göz yaşı.

Kim olmaz ki temiz ruhuna meftun,
Gören melek derdi, olurdu mecnun.

Sevilmez mi onun gibi bir civan,
Tanıyan verirdi yollarına can.

Hayran kaldım çocuğun her hâline,
Aşık oldum onun bu kemâline.

Bakışı manâlı, yüzü nurluydu,
Boynunda Mushafı nur üzre nurdu.

Okula vaktinde gelip giderdi,
Bu âşıktan ilim tahsil ederdi.

Garip hâli vardı dikkati çeken,
Dersini okuyup giderdi hemen.

Diğerleri gibi dersten kaçmazdı,
Sırrı neyse hiç kimseye açmazdı.

Şaşılacak kadar zekası çoktu,
Sanki bilmediği hiçbir şey yoktu.

Kalbi; ilim, irfan ile dolmuştu,
Daha küçük yaşta hâfız olmuştu.

Her işinde Kur’an ahlakı vardı,
Dinimizin her emrine uyardı.
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
İlm-i Ledünni
Bu edepli çocuk, Kur’an okurdu,
Tilaveti kalbimizi yakardı.

Hem öyle bir okuyuşu var idi,
Belki tefsirini hep anlar idi.

Yaklaşıp yanına imandan sordum,
Verdiği cevaba çok hayran oldum.

Okuduğum kitap elbet pek çoktu,
Ama bu bilgi hiç birinde yoktu.

O sözler ezberden söylenemezdi,
Hem ezberlemeye ömür yetmezdi.

Bu çocuk yaşta bu ilmin kaynağı,
Ne ola diyerek aklımı sardı.

Bunlar ledün ilmi olsa gerektir,
Hak dilediğine elbette verir.

Bir kula tecelli eylese Hudâ,
Onda bir çok kemâl olurdu peydâ.

Habibin nurundan ederse ihsan,
Hemen hikmet söyler böyle bir insan.

Hikmet; fen, ahlak ve edep demektir,
Özetle faydalı olan her şeydir.

Temiz kalbler ona hemen bağlanır,
Resulün feyzini hep ondan alır.

Feyz, kalbe marifet, nur gelmesidir,
Mârifet de, kalb ve ruh bilgisidir.

Bir kalbde bulunsa, edeple iman,
Böyle kalbe dolar sevgi o zaman.

Bu aşkın aslı Allah sevgisidir,
Feyiz ancak bu aşk yolundan gelir.

Feyizli kalb, anlaşılır sözünden,
Bunu âşık belli eder gözünden.

Çocuk da maşuk olur bu nur ile,
Resulü sevmeyi var kıyas eyle.

Sakın çocuk feyiz alır mı deme,
Almıştı Celâleddin-i Rumi de.

Henüz beş yaşında iken Mevlana,
Verilmişti ilm-i ledünni ona.

Bunun misalleri elbet pek çoktur,
Hak teâlâ için hiç zorluk yoktur.

Kimileri zahmet çeker yıllarca,
Kimi de hizmetle olur bir anda.

Bu sevgi mecâzi aşka benzemez,
Masivaya bağlı kalblere gelmez.

İlâhi bu aşktan nasip et bize,
Dostların aşkını ver kalbimize
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Öyle yanayım ki..Yüreğimi aşkına kurban eyle!
Gözümün yaşı ile sabredenler gibi kavuşmak nasip eyle!
Sana kavuşmanın adı ise ölüm.. ölümü sevdir bana,
Soğuk deymesin şu dilime, en sıcak kelime olsun.. vuslatın adı..
Ya İlahi,Bu yürek Senin için Sana yanmak ister..Öyle yanayım ki.. Ya İlahi..Sevdan geceleri uykumu bölsün, günün aydınlığında gafleti silsin..Her hâl'de Seni arayım, her hâl'imle Seni bulayım..
Her kapının anahtarı Sende Ya İlahi..Sana gelen tüm kapıları arala, sessizce süzülüp geleyim yanına..Sana gelen yollarda beni nefs eline bırakma, Dostlarını yoldaş eyle yolculuğumda!
Sen tut ki..yüreğimin elinden,ayağıma çakıl ve taş deydiğinde, düşmeyim sendelemeyim..Sana çıkacak yollarda, Sen tut yüreğimin ellerinden!Emanetini sağlam ulaştırmayı nasip eyle..Doğduğum gün verdiğin o tertemiz kalbi, aynı temizlikte emanet etmeyi nasip eyle..Kirlerden pak eyle bu kalbimi, parçalamaya meyl eden faniliklerden uzak eyle!Senin verdiğin gönül de, Sen'in ile geleyim Ya İlahi..Yalan tutsaklıklara esir etme bedenimi,Üzerimde yalan ve yalnış hiç bir sevdanın izini bırakma,Gönlüme her gireni, bana Seni getirdiği için seveyim,Sana gelebilmek için sevileyim!Gözeten Sensin her halimi.. Sen koru benliğimi..Sana emanet ettim yüreğimi.. her halimi!Dünya kuyusunda Yusuf(AS)'ın teslimiyetini ihsan eyle bu bedene,Yakup(AS)'ın, Yusuf(AS)'a hasreti gözyaşı oldu ömrüne, gözlerinden etti hasreti..Sabır ile duâsı ile kavuşturdun hem Yusuf'una hem gören gözlerine..Senin için akan gözyaşına talibim Ya İlahi..Öyle yanayım ki..Yüreğimi aşkına kurban eyle!Gözümün yaşı ile sabredenler gibi kavuşmak nasip eyle!Sana kavuşmanın adı ise ölüm.. ölümü sevdir bana,Soğuk deymesin şu dilime, en sıcak kelime olsun.. vuslatın adı..Öyle yanayım ki.. Ya İlahi..Ölümü özleyen bir beden de ben olayım!Ölümlerin en güzeline talibim,Faniliğe rağbet ettirme,Ömrüme ömür bereketi ver ki.. Ellerim boş gelmeyim o en güzel kavuşma anına..Ömrümü tükettiğim yerlerin adını, malımı harcadığım yerlerin adını güzel eyle..Bedenimi yıprattığım yolları hayır eyle,Hesabımı kolay, amelimi bol ve güzel eyle..Öyle Yanayım ki.. Ya İlahi..Senin için yaşayıp..Senin için öleyim..Öyle bir iman ver ki Ya İlahi..Yalnızca senin için yanayım...

-Alıntı-

 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Aşk nedir
Bana hücum etti aşkın askeri,
Sarıp kalb kalemi, içten fethetti.

Aşkın bayrağını diktiler sura,
Kendimi kaybettim, bakma kusura!

Aşk yolu açıldı gam diyârına,
Maşuka kavuşmak kaldı yarına.

Ne bilsin, deryayı aşka dalmayan,
Aşk denen sultana köle olmayan.

Bunu bilmez aşk şerbeti içmeyen,
Onun çetin yollarından geçmeyen.

Aşkla yaralanan, hep ağlar, gülmez,
Başına gelmeyen, aşk nedir bilmez.

İlâhi lütuftur bu aşkın nârı,
Resulün kalbidir aşkın pınarı.

Aşk, âb-ı hayatla dolu deryadır,
Resulün kalbi de ona membadır.

Aşka düşen artık kolay ayılmaz,
Bu yoldan geçmeyen insan sayılmaz.

Anlar mı hiç aşk acısı tatmayan,
Masivâyı kalbden söküp atmayan.

Acep duymadın mı şunları ey cân?
Niçin oldu Veysel Karani çoban?

Kays, niçin Leylâ’ya meftun olmuştu?
Aklını kaybedip mecnun olmuştu?

Niçin gönül verdi, Ferhat, Şirin’e?
Atıp külüngünü kıydı serine?

Niçin ahu figân eder bülbüller?
Tomurcuk açmayıp, nazlanır güller?

Pervane, ışığa niçin can atar?
Niçin gece kandil, durmadan yanar?

Niçin Züleyha o hâllere düştü?
Kadınlar kınayıp ona gülmüştü?

İnkâr etmez bilir, bu hâli zahit,
Onun bu aşkına Kur’andır şahit
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Bırakmıyorum ki, gönülde düşünce olasın,
İstemiyorum ki, gözlerde değersiz kalasın;
Seni canımda saklıyorum; gözümde gönlümde değil.
Tâki son nefesime kadar bana yar olasın!

Sana dilsiz, dudaksız sözler söyleyeceğim Bütün kulaklardan gizli sırlardan bahsedeceğim Bu sözleri sana, herkesin içinde söyleyeceğim ama senden başka kimse duymayacak Kimse anlamayacak..

Şimdi sorarım sana, hangi aşk daha büyüktür?
Anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi?

Aşktan mutluluk, güvenlik beklerler, halbuki aşk son zerresine kadar kendini vermektir, ruhundaki son zerreye kadar sevdiğin olmak istemektir, onun içinde eriyecek kadar sevmek, kendinden kopmak demektir. İşte ben aşk derken böyle bir aşktan bahsediyorum, ölmekten bahsediyorum. Var mı o'nun aşkıyla ölmeye cesareti olan?

Ben seni nasıl incitebilirim? Ayağına bir öpücük kondurayım desem, Kirpiklerimin dikeni ayağına batar da rahatsız eder diye korkarım…

Kalp mi insana sev diyen yoksa yalnızlık mı körükleyen? Sahi nedir sevmek; bir muma ateş olmak mı yoksa yanan ateşe dokunmak mı?

Ya tam açacaksın yüreğini, ya da hiç yeltenmeyeceksin! Grisi yoktur aşkın, ya siyahı, ya beyazı seçeceksin.

Anladım ki gönül çuvalımdaki kelimeler sana yetmez.
Oysa gönlüm güzel olmazsa, bahçemde bir gül dahi bitmez,
Ey Sevgili,
Senin “AŞK’ın” daim olsun.
Benim yaram olsa da fark etmez.
Ey Sevgili!..
Bir geceliğine değiş tokuş etseydik yüreğimizi,
Taşıyabilir miydin acaba bendeki seni!

ŞEMS​

Guncelleme...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt