İslamda flört ve evlilik
dinde flört, islama göre flört etmek, flört nedir, flört etmek caizmi, islamda flörtün yeri, dinde flört varmı
“Eğlenilecek değil, evlenilecek insan ol!”
“Kötü ameli kendisine süslü gösterilip de onu güzel gören kimse, ameli iyi olan kimse gibi mi olacaktır?…” (Fâtır -8)
İnsan hayatının en güzel, en güçlü ve umutlu dönemi olan gençlik dönemi aynı zamanda kriz ya da bunalım dönemi olarak da adlandırılabilir. Bu dönemin en belirleyici vasfı gerek evlilik için olsun, gerek farklı amaçlı yönelişler için olsun, karşı cinse duyulan ilgidir. Bu ilgi, ya evlilikle doyuma ulaştırılmakta ya da flört adı verilen yaşam tarzı ile sürdürülmektedir. Flört kelimesi Türkçe’de “karşı cinsten birisiyle yakın ilişki kurmak” anlamına geliyor.
Aynı kelime yerine “takılmak”, “çıkmak” kelimeleri de kullanılıyor. Ruhbilimci Erich Fromm “Karşıt cinsler arasındaki duvarın yıkılması durumunda, duygusal ilişkilerin karşı konulmaz bir cinsel isteğe dönüşmesi kaçınılmazdır.” diyor. Yani flört, takılma, çıkma hepsinin cinsel isteğe dönüşmesi kaçınılmaz. Peygamber Efendimizin “Dikkat edin! Bir erkek yabancı bir kadınla başbaşa kaldığında muhakkak üçüncüsü şeytandır.” (Tirmizi, Rada’ 16) ikazı, çağları aşan bütün emir ve ikazları gibi bu konuda da bize ışık tutuyor.
Ortak bir gelecek planı olmayan, hatta birbirlerine verilmiş sözleri bile bulunmayan iki kişi arasında, sonu çoğunlukla cinsel birlikteliğe uzanan ilişki, takılmak ya da flört diye tanımlanıyor. Takılmak, internet ve cep teknolojileri sayesinde iyice kolaylaştı. Baştan ayağa cinsellik kokan bu yaşam şeklini ister özgürleşme, ister ahlâksızlaşma olarak tanımlayın, bireysellikle arasında kurulan bağ çok açık. Parola: Kendini nasıl iyi hissediyorsan öyle davran, toplum kurallarını umursama. Verilen mesaj ise şöyle: Bu sizin vücudunuz, eğlenin, ne isterseniz onu yapın. Öte yandan cinsellik bugünün gençlerine şu şekilde algılattırılıyor: Abartılacak bir şey yok! Bu şartlar altında yetişen gençlerin evliliği zor ve durağan, duygusal yönden yıpratıcı, hislerin ve yakınlığın ön planda olduğu, karmaşık bir dünya olarak algılamalarını yadırgamamalı.
Bir kıza kendisiyle flört etmesini, yaygın deyimiyle “çıkmasını” teklif eden bir erkek, karşılıklı güvensizliğe dayalı, her iki tarafı da küçük düşürecek, şahsiyetlerini kaybettirecek bir paket program sunuyor demektir. Flört edenlerin aralarında vefa ve sadakat gibi kavramlar bulunmuyor. İki taraf da karşısındakinin kendisinden daha güzel ya da yakışıklı, daha zengin birini bulduğunda, ilk fırsatta kendini terk edeceğini biliyor ve sürekli bunun tedirginliğini yaşıyor. Dışardan bakan pek çok insan için flört, dünyanın en zevkli, en güzel durumu gibi gözükür. Bu imaj özellikle konuyla ilgili filmler sayesinde oluşmuştur. Binlercesi çevrilmiş bu filmlerde flört ilişkileri, insanın ayaklarını yerden kesen, hayatın anlamının bulunduğu bir tarz olarak gösterilir. Televizyon programları ve filmlerde evlilik dışı cinsel birlikteliklere sıkça yer veriliyor. Yapılan bir araştırma 15-17 yaşları arasındaki gençlerin %70’inin internette erotik içerikli film seyrettiğini ortaya koydu. Cinselliğin bu kadar ortada gezen bir meta gibi sunulması, insanları duyarsızlaştırarak, cinselliği çok yaygın ve sıradan bir şey gibi gösteriyor. Bir süre öncesine kadar liseli bir kızın “şöhret” olması kötü bir şeydi; ancak Türk televizyonlarında da gösterilen gençlik dizileri şöhretli kızları artık iyi bir model olarak algılattırıyor.
Ergen dönem içinde çocukların, ebeveyninden uzaklaşarak daha fazla arkadaşlarına yöneldiği bu dönemin en önemli özelliklerindendir. Yapılan bir araştırmada on iki ve on sekiz yaşları arasındaki Türk gençlerinin anne ve babayla yakınlık ve konuşmalarının azaldığı buna karşılık arkadaşlarla arttığı görülmüştür. Yine yapılan bir araştırmada, kızların kendi hemcinsi arkadaşlarını, erkeklerden daha çok sevdikleri ve sırlarını daha fazla paylaştıkları görülmüştür. Yani sosyalleşmek adına flörte vize çıkarmanın mutlak anlamı kalmamıştır.
Eski Çin toplumlarına kadar uzanan görücü usulü evlilik biçimi, Doğu toplumlarına özgü bir geleneksel yapının ürünü; cinsel özgürlük ve seçme özgürlüğü hakkı veren flört ve duygusal arkadaşlıklar ise Batı toplumsal yapısının bir sonucudur. Geleneksel Türk toplum yapısında “sevgi” duygusu, evlilikle birlikte gelişmektedir. Geleneksel toplumdaki, “evlilikte keramet vardır” anlayışı doğu kültürü motifini yansıtır. Diğer tarafta, Batı toplumu “hayatımın erkeğini/kadınını arıyorum” sözü ile evlilik öncesi özgür seçme kararını ve iki karsı cins arasında özgür cinsel ilişkinin de bulunduğu, özgür arkadaşlık ilişkisinin mutluluğa götürdüğü inancındadır. Günümüzde Türkiye’de evliliklerin üçte biri, akraba evliliği. Aile kurarken amaç, tek yastıkta kocamak. Kadının sadakatsizliği ve ihanet yaygın değil. Batının hazcılığının ve bireyciliğinin sonucu olan “çocuksuz aile”, Türk toplumunda aile problemi olarak algılanıyor. Hatta çocuk sahibi olmak için yeni evlilikler yapılıyor. Hızlı toplumsal değişmeye rağmen, boşanma nadir görülüyor.
Flört tecrübesi, daha azı lise döneminde daha çok da üniversite dönemindeki öğrencilerde görülmektedir. Batı toplumunda yaşandığı şekliyle flört ise, belli başlı üç aşamadan oluşmaktadır. Bu aşamalar, arkadaşlık, sevgililik ve cinsellik aşamalarıdır. İki cinsin baştan beri bir araya gelmesinde cinsel istek ve eğilimlerin rolü vardır diyen Psikiyatrist Nevzat Tarhan, “Kadın sevgi ve aşk ister, cinsellik verir; erkekse cinsellik ister, sevgi ve aşk verir.” diyor. Flört ilişkilerinde cinsellik erkek ve kadında farklı tepkiler doğurmaktadır. Özellikle ilişkinin ayrılmayla sonuçlanması üzerine kadın, kendini kullanılmış hisseder. Erkek ise, elde ettiği kadın cinselliği karşısında, kolaylıkla ulaştığından değer vermemeye başlar. Birçok flört ilişkisi sonucu, karşı cinse ilgisiz, sevgi duygusu yıpranmış, hazcı kadın ve erkek bireyler oluşacaktır. Bu da ileride yapılması düşünülen evliliklerin ya hiç gerçekleşmemesine ya da çok fazla gecikerek yapılacak sevgisiz formalite evliliklere neden olabilecektir.
Batı toplumlarında flört davranışı sonuçları açısından farklılık arzediyor. Amerika ile Kıta Avrupa’sının flört anlayışı farklılık gösterir. Amerika toplumunda flörte, sonucunda hiçbir şey olmayacağı bilinerek başlanmaktadır. Hiçbir gerçek seçim yapılmamaktadır. Kıta Avrupa’sında ise, flörtün bir risk getirdiği bilinir. Bir flört ilişkisinde her iki tarafta, bunun ciddi sonuçlarını her an aklında tutmak zorundadır. Ancak evliliklerin flört ile yapıldığı Avrupa’da, boşanma oranının yüksek olması da unutulmamalıdır. Avrupa’daki evliliklerin yaklaşık yarısı boşanmayla sonuçlanmaktadır.
Click the image to open in full size.
Flört davranışı bir kişilik bozukluğu mu?
Uzmanlara göre, başkalarıyla olan etkileşimleri çoğu zaman uygunsuz biçimde cinsel yönden ayartıcılık, baştan çıkarıcı davranışlarla belirli olan Histriyonik kişilik bozukluğu olanlar, flört düşkünü oluyor. Hemen her alanda aşırı duygusallık ve ilgilenilme arayışı içinde olan bu kişiler sürekli birileriyle flört ediyor. İlgi çekmek ve başkalarının kendisiyle ilgilenmesini sağlamanın en kolay yollarından biri olduğu için, seçicilik ya da beğenip beğenmediklerine aldırmaksızın, hemen herkesle flört ediyorlar.
Flört istatistikleri
Gencin flörtünün olması ile kaç kez evden kaçtığı arasındaki ilişkiye bakıldığında evden kaçan gençlerin %50.90’ının bir flörtü olduğu görülmektedir. Evden kaçmayan gençlerde bu oran %39.50’ye düşmektedir. Gencin şimdiye kadar kaç kişiyle flört ettiği ile, çevresinde flörtlerini sıklıkla değiştirenleri nasıl karşıladığı arasındaki ilişkiye bakıldığında, şimdiye kadar dört ve üzeri sayıda flörtü olan gençlerin çok yüksek bir oranla (%74.00) çevresinde, flörtlerini sıklıkla değiştirenleri normal karşıladıkları saptanmıştır. Flörtlerini sıklıkla değiştirenleri anormal karşılayan gençlerde bu oran %46.90’a düşmektedir. Kısaca gencin duygusal arkadaşlık yaşama sıklığı arttıkça, flörtlerini sıklıkla değiştiren kişileri normal karşılama düşüncesi de artmaktadır.