Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark
<<< ERTELE - ME !!! <<< (3 Kullanıcı)
- Konuyu başlatan aliye_aliye
- Başlangıç tarihi
~*~ B)B) ~*~
Modern insanın hastalıklarından biri olan erteleme; nefis ile mücadele çabasındaki müminin de önemli bir problemi haline geldi ne yazık ki...
Yani, toplumca bir erteleme hastalığına tutulmuş gitmekteyiz. En tuhafı da bunun bir hastalık olduğunun farkında bile olmayışımız. Üstelik mühim bir hastalık! Bu tıpkı, ciddi bir akciğer enfeksiyonu geçiren bir hastanın, hafif bir üst solunum yolu problemi yaşadığını sanması kadar traji-komik. Çünkü çoğumuz, bu ''erteleme'' işini, kontrolümüzde olan basit bir iş sanırız. Sanırız ki, irademiz dahilinde ve istediğimiz zaman bu hastalıktan kurtulabiliriz...
Oysa ki durum bundan daha vahim maalesef. Çünkü, kişi erteleme hastalığını sürekli yaşamaya başlayınca, alışkanlık haline dönüşür. Hastalık kronik hale gelir. Ve zamanla, karakterine, çok daha güçlenerek yerleştiğini fark edemeyiz bile...
Böylece basit bir iş, kurtulması gün geçtikçe zorlaşan, ağır bir sorun haline gelir. Tıpkı, Hz.Mevlana'nın Mesnevi'sinde anlattığı gibi:
''Adamın biri yol kenarına diken ekmiş. Önceleri zararsız gibi görünen bu dikenler, zamanla gelip geçenleri rahatsız etmeye başlayınca, şikayetler çoğalmış. Fakat, adam bu şikayetleri duymamazlıktan gelmiş. Derken, Allah-u Teala'nın bir veli kulu gelip adama dikenleri sökmesini söylemiş. Adam da:
''Bir hayli gün var babacığım. Bugün olmazsa yarın; bir gün mutlaka o dikenleri sökeceğim.'' demiş. Bunun üzerine ALLAH dostu, adama şöyle demiş: ''Hep yarın diyerek bu işi erteliyorsun. Fakat, bil ki günler geçtikçe o dikenler büyüyüp güçleniyor, sense güç kaybediyorsun. Dikenler gençleşiyor, sense giderek ihtiyarlıyorsun...''
İşte, bizlerin işi de bunun gibidir. İşlemekte ısrar ettiğimiz günahlar, o adamın dikenlerine benziyor ki ''tevbe'' ipine sımsıkı sarılmadıkça, günah daha ısrarlı yerleşir hayatlarımıza... Başında dediğimiz gibi, sanırız ki kontrolümüz altında ve sanırız ki tövbe etmek, an meselesi!..
Bu rahatlıkla, erteleriz hep yarınlara... Erteledikçe ve uyanmadıkça tövbeye, göremeyiz günah dikenlerimizin, gönül köprülerimize ne sağlam kök saldığını. Ve göremeyiz, her geçen gün azalan direncimize rağmen, dikenlerin güçlenen köklerini!...
Hep erteleriz bir şeyleri, tüm umudumuzu yarınlara bağlayarak. Ve unutarak, bu günlerin de aslında ''dün''lerin, ''yarın''ı olduğunu. Oysa, Alemlere Rahmet diye gönderilen Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem, on beş asır evvel veriyor gereken cevabı: ''Yarıncılar helak oldu!'' Başka söze ne hacet...
Hep erteleriz bir şeyleri... Ve ne acıdır ki, fark etmeyiz asıl ertelediğimizin kendi hayatımız olduğunu! Kaç ana-baba vardır, evlatlarının dini eğitimini hep bir daha ki yaza erteleyen...Kaç genç kız örtünme işini okul sonrasına; kaç delikanlı namaza başlamayı bir başka Cuma'ya erteleyen...
Bir ilmihal, bir itikat kitabı veya Kur'an öğrenmeyi erteleyenler, Allah-u Teala'nın rahmet kapısı olan sohbetleri bir daha ki haftaya erteleyenler...
İnsanın yüksek bir yere çıkıp haykırası geliyor:
Neye güveniyorsunuz, ey insanlar! Ertelediğiniz zamanlara dek yaşama garantisini hangi merciden aldınız? Allah'ın -cc- 'Habibim' dediği elçisi bile bilmezken ömür sermayesini; sizlere yarına dair bunca güveni kim veriyor ki, bu rahatlıkla erteleyip durmaktasınız, her yarını bir sonrakine...
Ey mü'minler! Bilmez misiniz ki, hayat tekrarı olmayan 'tek filim'dir. Ve ertelediğimiz her zaman dilimi, kendi hayatımızdan çalmaktır, görmüyor musunuz!
Peki, o zaman çözüm ne? Diyeceksiniz. Çözüm, yapmanız gereken her ne ise onu ''şimdi'' yapmak. Zaten o ''şimdi'' dediğimiz andan başka hangi zaman var elimizde; geçmiş gitti, gelecek ise gelip gelmeyeceği belli değil!.. Öyleyse, elimizde olan en büyük sermaye, şimdiki an... Tek gerçek zaman.
Ey nefsim! İşlemekte ısrar ettiğin ne kadar günah varsa, hepsine şimdi tövbe ediyorum. Ve tövbemin ardından aynı günaha, bin kez dönecek olsan da bilesin ki, ben de senin ardından bin kez tövbe edeceğim ama hepsini bugün yapacağım. Çünkü ben ölüm meleğini, bir saniye bile ''erteleyecek'' güçte değilim.
Sen de biliyorsun ki, hayat yapman ve yapmaman gereken pek çok şeyle dolu. Öyleyse illa bir şeyleri ertelemek istiyorsan, nefsinin arzularını ertele, dünyaya olan taleplerini ertele!...
''Ölüm, mü'min için nimet; kafir içinse felakettir.'' sözü, bu yüzden söylenmiştir. Kafirin hazırlığı yoktur. Oysa mü'min, tüm yapması gerekenleri zamanında yapmış ve Rahman'ın emanetçisi geldiğinde ''biraz daha zaman'' deme lüksü bulunmadığını unutmamıştır.
Durum böyleyken ey nefsim: Eğer muradın ebedi kurtuluşa ermekse, Resulüllah'a -sav- uy ve helak olanlardan olma!..
Şeytanın seni yolundan alıkoymak için telkin ettiği her ne varsa ertele! Ama hayrı; ama güzelliği; ama Resulün ahlakı ile ahlaklanmayı, Rahman'a tabi olana tabi olmayı ve ille de kök salmış günahlarına tövbe etmeyi, sakın erteleyeyim deme!..
Ve sen mü'min kardeşim! Bilesin ki, Hakka tabi olma yolunda, nefsinin en ciddi hastalıklarından birisidir erteleme; ve sen sen ol, bu hastalıkla mücadeleyi asla yarına erteleme!
Yani, toplumca bir erteleme hastalığına tutulmuş gitmekteyiz. En tuhafı da bunun bir hastalık olduğunun farkında bile olmayışımız. Üstelik mühim bir hastalık! Bu tıpkı, ciddi bir akciğer enfeksiyonu geçiren bir hastanın, hafif bir üst solunum yolu problemi yaşadığını sanması kadar traji-komik. Çünkü çoğumuz, bu ''erteleme'' işini, kontrolümüzde olan basit bir iş sanırız. Sanırız ki, irademiz dahilinde ve istediğimiz zaman bu hastalıktan kurtulabiliriz...
Oysa ki durum bundan daha vahim maalesef. Çünkü, kişi erteleme hastalığını sürekli yaşamaya başlayınca, alışkanlık haline dönüşür. Hastalık kronik hale gelir. Ve zamanla, karakterine, çok daha güçlenerek yerleştiğini fark edemeyiz bile...
Böylece basit bir iş, kurtulması gün geçtikçe zorlaşan, ağır bir sorun haline gelir. Tıpkı, Hz.Mevlana'nın Mesnevi'sinde anlattığı gibi:
''Adamın biri yol kenarına diken ekmiş. Önceleri zararsız gibi görünen bu dikenler, zamanla gelip geçenleri rahatsız etmeye başlayınca, şikayetler çoğalmış. Fakat, adam bu şikayetleri duymamazlıktan gelmiş. Derken, Allah-u Teala'nın bir veli kulu gelip adama dikenleri sökmesini söylemiş. Adam da:
''Bir hayli gün var babacığım. Bugün olmazsa yarın; bir gün mutlaka o dikenleri sökeceğim.'' demiş. Bunun üzerine ALLAH dostu, adama şöyle demiş: ''Hep yarın diyerek bu işi erteliyorsun. Fakat, bil ki günler geçtikçe o dikenler büyüyüp güçleniyor, sense güç kaybediyorsun. Dikenler gençleşiyor, sense giderek ihtiyarlıyorsun...''
İşte, bizlerin işi de bunun gibidir. İşlemekte ısrar ettiğimiz günahlar, o adamın dikenlerine benziyor ki ''tevbe'' ipine sımsıkı sarılmadıkça, günah daha ısrarlı yerleşir hayatlarımıza... Başında dediğimiz gibi, sanırız ki kontrolümüz altında ve sanırız ki tövbe etmek, an meselesi!..
Bu rahatlıkla, erteleriz hep yarınlara... Erteledikçe ve uyanmadıkça tövbeye, göremeyiz günah dikenlerimizin, gönül köprülerimize ne sağlam kök saldığını. Ve göremeyiz, her geçen gün azalan direncimize rağmen, dikenlerin güçlenen köklerini!...
Hep erteleriz bir şeyleri, tüm umudumuzu yarınlara bağlayarak. Ve unutarak, bu günlerin de aslında ''dün''lerin, ''yarın''ı olduğunu. Oysa, Alemlere Rahmet diye gönderilen Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem, on beş asır evvel veriyor gereken cevabı: ''Yarıncılar helak oldu!'' Başka söze ne hacet...
Hep erteleriz bir şeyleri... Ve ne acıdır ki, fark etmeyiz asıl ertelediğimizin kendi hayatımız olduğunu! Kaç ana-baba vardır, evlatlarının dini eğitimini hep bir daha ki yaza erteleyen...Kaç genç kız örtünme işini okul sonrasına; kaç delikanlı namaza başlamayı bir başka Cuma'ya erteleyen...
Bir ilmihal, bir itikat kitabı veya Kur'an öğrenmeyi erteleyenler, Allah-u Teala'nın rahmet kapısı olan sohbetleri bir daha ki haftaya erteleyenler...
İnsanın yüksek bir yere çıkıp haykırası geliyor:
Neye güveniyorsunuz, ey insanlar! Ertelediğiniz zamanlara dek yaşama garantisini hangi merciden aldınız? Allah'ın -cc- 'Habibim' dediği elçisi bile bilmezken ömür sermayesini; sizlere yarına dair bunca güveni kim veriyor ki, bu rahatlıkla erteleyip durmaktasınız, her yarını bir sonrakine...
Ey mü'minler! Bilmez misiniz ki, hayat tekrarı olmayan 'tek filim'dir. Ve ertelediğimiz her zaman dilimi, kendi hayatımızdan çalmaktır, görmüyor musunuz!
Peki, o zaman çözüm ne? Diyeceksiniz. Çözüm, yapmanız gereken her ne ise onu ''şimdi'' yapmak. Zaten o ''şimdi'' dediğimiz andan başka hangi zaman var elimizde; geçmiş gitti, gelecek ise gelip gelmeyeceği belli değil!.. Öyleyse, elimizde olan en büyük sermaye, şimdiki an... Tek gerçek zaman.
Ey nefsim! İşlemekte ısrar ettiğin ne kadar günah varsa, hepsine şimdi tövbe ediyorum. Ve tövbemin ardından aynı günaha, bin kez dönecek olsan da bilesin ki, ben de senin ardından bin kez tövbe edeceğim ama hepsini bugün yapacağım. Çünkü ben ölüm meleğini, bir saniye bile ''erteleyecek'' güçte değilim.
Sen de biliyorsun ki, hayat yapman ve yapmaman gereken pek çok şeyle dolu. Öyleyse illa bir şeyleri ertelemek istiyorsan, nefsinin arzularını ertele, dünyaya olan taleplerini ertele!...
''Ölüm, mü'min için nimet; kafir içinse felakettir.'' sözü, bu yüzden söylenmiştir. Kafirin hazırlığı yoktur. Oysa mü'min, tüm yapması gerekenleri zamanında yapmış ve Rahman'ın emanetçisi geldiğinde ''biraz daha zaman'' deme lüksü bulunmadığını unutmamıştır.
Durum böyleyken ey nefsim: Eğer muradın ebedi kurtuluşa ermekse, Resulüllah'a -sav- uy ve helak olanlardan olma!..
Şeytanın seni yolundan alıkoymak için telkin ettiği her ne varsa ertele! Ama hayrı; ama güzelliği; ama Resulün ahlakı ile ahlaklanmayı, Rahman'a tabi olana tabi olmayı ve ille de kök salmış günahlarına tövbe etmeyi, sakın erteleyeyim deme!..
Ve sen mü'min kardeşim! Bilesin ki, Hakka tabi olma yolunda, nefsinin en ciddi hastalıklarından birisidir erteleme; ve sen sen ol, bu hastalıkla mücadeleyi asla yarına erteleme!
selamun aleykum gül kardeşim benim
ellerine güzel yüreğine saglık çok güzel bir paylaşım yine rabbim razı olsun inşallah
inşallah bu güzel paylaşımların devam eder yazan ELLERİN dert görmesin İNŞALLAH canım kardeşim benim....
güzel rabbimize emanetsin inşallah
selam dua ve muhabbetle inşallah
<<<B)>>>
Modern insanın hastalıklarından biri olan erteleme; nefis ile mücadele çabasındaki müminin de önemli bir problemi haline geldi ne yazık ki...
Yani, toplumca bir erteleme hastalığına tutulmuş gitmekteyiz. En tuhafı da bunun bir hastalık olduğunun farkında bile olmayışımız. Üstelik mühim bir hastalık! Bu tıpkı, ciddi bir akciğer enfeksiyonu geçiren bir hastanın, hafif bir üst solunum yolu problemi yaşadığını sanması kadar traji-komik. Çünkü çoğumuz, bu ''erteleme'' işini, kontrolümüzde olan basit bir iş sanırız. Sanırız ki, irademiz dahilinde ve istediğimiz zaman bu hastalıktan kurtulabiliriz...
Oysa ki durum bundan daha vahim maalesef. Çünkü, kişi erteleme hastalığını sürekli yaşamaya başlayınca, alışkanlık haline dönüşür. Hastalık kronik hale gelir. Ve zamanla, karakterine, çok daha güçlenerek yerleştiğini fark edemeyiz bile...
Böylece basit bir iş, kurtulması gün geçtikçe zorlaşan, ağır bir sorun haline gelir. Tıpkı, Hz.Mevlana'nın Mesnevi'sinde anlattığı gibi:
''Adamın biri yol kenarına diken ekmiş. Önceleri zararsız gibi görünen bu dikenler, zamanla gelip geçenleri rahatsız etmeye başlayınca, şikayetler çoğalmış. Fakat, adam bu şikayetleri duymamazlıktan gelmiş. Derken, Allah-u Teala'nın bir veli kulu gelip adama dikenleri sökmesini söylemiş. Adam da:
''Bir hayli gün var babacığım. Bugün olmazsa yarın; bir gün mutlaka o dikenleri sökeceğim.'' demiş. Bunun üzerine ALLAH dostu, adama şöyle demiş: ''Hep yarın diyerek bu işi erteliyorsun. Fakat, bil ki günler geçtikçe o dikenler büyüyüp güçleniyor, sense güç kaybediyorsun. Dikenler gençleşiyor, sense giderek ihtiyarlıyorsun...''
İşte, bizlerin işi de bunun gibidir. İşlemekte ısrar ettiğimiz günahlar, o adamın dikenlerine benziyor ki ''tevbe'' ipine sımsıkı sarılmadıkça, günah daha ısrarlı yerleşir hayatlarımıza... Başında dediğimiz gibi, sanırız ki kontrolümüz altında ve sanırız ki tövbe etmek, an meselesi!..
Bu rahatlıkla, erteleriz hep yarınlara... Erteledikçe ve uyanmadıkça tövbeye, göremeyiz günah dikenlerimizin, gönül köprülerimize ne sağlam kök saldığını. Ve göremeyiz, her geçen gün azalan direncimize rağmen, dikenlerin güçlenen köklerini!...
Hep erteleriz bir şeyleri, tüm umudumuzu yarınlara bağlayarak. Ve unutarak, bu günlerin de aslında ''dün''lerin, ''yarın''ı olduğunu. Oysa, Alemlere Rahmet diye gönderilen Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem, on beş asır evvel veriyor gereken cevabı: ''Yarıncılar helak oldu!'' Başka söze ne hacet...
Hep erteleriz bir şeyleri... Ve ne acıdır ki, fark etmeyiz asıl ertelediğimizin kendi hayatımız olduğunu! Kaç ana-baba vardır, evlatlarının dini eğitimini hep bir daha ki yaza erteleyen...Kaç genç kız örtünme işini okul sonrasına; kaç delikanlı namaza başlamayı bir başka Cuma'ya erteleyen...
Bir ilmihal, bir itikat kitabı veya Kur'an öğrenmeyi erteleyenler, Allah-u Teala'nın rahmet kapısı olan sohbetleri bir daha ki haftaya erteleyenler...
İnsanın yüksek bir yere çıkıp haykırası geliyor:
Neye güveniyorsunuz, ey insanlar! Ertelediğiniz zamanlara dek yaşama garantisini hangi merciden aldınız? Allah'ın -cc- 'Habibim' dediği elçisi bile bilmezken ömür sermayesini; sizlere yarına dair bunca güveni kim veriyor ki, bu rahatlıkla erteleyip durmaktasınız, her yarını bir sonrakine...
Ey mü'minler! Bilmez misiniz ki, hayat tekrarı olmayan 'tek filim'dir. Ve ertelediğimiz her zaman dilimi, kendi hayatımızdan çalmaktır, görmüyor musunuz!
Peki, o zaman çözüm ne? Diyeceksiniz. Çözüm, yapmanız gereken her ne ise onu ''şimdi'' yapmak. Zaten o ''şimdi'' dediğimiz andan başka hangi zaman var elimizde; geçmiş gitti, gelecek ise gelip gelmeyeceği belli değil!.. Öyleyse, elimizde olan en büyük sermaye, şimdiki an... Tek gerçek zaman.
Ey nefsim! İşlemekte ısrar ettiğin ne kadar günah varsa, hepsine şimdi tövbe ediyorum. Ve tövbemin ardından aynı günaha, bin kez dönecek olsan da bilesin ki, ben de senin ardından bin kez tövbe edeceğim ama hepsini bugün yapacağım. Çünkü ben ölüm meleğini, bir saniye bile ''erteleyecek'' güçte değilim.
Sen de biliyorsun ki, hayat yapman ve yapmaman gereken pek çok şeyle dolu. Öyleyse illa bir şeyleri ertelemek istiyorsan, nefsinin arzularını ertele, dünyaya olan taleplerini ertele!...
''Ölüm, mü'min için nimet; kafir içinse felakettir.'' sözü, bu yüzden söylenmiştir. Kafirin hazırlığı yoktur. Oysa mü'min, tüm yapması gerekenleri zamanında yapmış ve Rahman'ın emanetçisi geldiğinde ''biraz daha zaman'' deme lüksü bulunmadığını unutmamıştır.
Durum böyleyken ey nefsim: Eğer muradın ebedi kurtuluşa ermekse, Resulüllah'a -sav- uy ve helak olanlardan olma!..
Şeytanın seni yolundan alıkoymak için telkin ettiği her ne varsa ertele! Ama hayrı; ama güzelliği; ama Resulün ahlakı ile ahlaklanmayı, Rahman'a tabi olana tabi olmayı ve ille de kök salmış günahlarına tövbe etmeyi, sakın erteleyeyim deme!..
Ve sen mü'min kardeşim! Bilesin ki, Hakka tabi olma yolunda, nefsinin en ciddi hastalıklarından birisidir erteleme; ve sen sen ol, bu hastalıkla mücadeleyi asla yarına erteleme!
selamun aleykum gül kardeşim benim
ellerine güzel yüreğine saglık çok güzel bir paylaşım yine rabbim razı olsun inşallah
inşallah bu güzel paylaşımların devam eder yazan ELLERİN dert görmesin İNŞALLAH canım kardeşim benim....
güzel rabbimize emanetsin inşallah
selam dua ve muhabbetle inşallah
<<<>>>
Ve aleyküm Selam nur damlası..Rabbim senden de razı olsun canım kardeşim...Beğendiğine sevindim, çok teşekkür ederim..İnşallah sen de daim olursun güzel kardeşim benim, Rabbimiz c.c eksikliğini göstermesin ve güzel konularının devamını getirmeni nasip eylesin inşallah..Bir de eklediğin bu güzel güller için çok teşekkür ederim narin yüreklim.. Rahman ve Rahim olan Rabbimize emanetsin, selam ve duaların en güzeliyle..Bunlar da sana nur damlası:HB)
Ve aleyküm Selam nur damlası..Rabbim senden de razı olsun canım kardeşim...Beğendiğine sevindim, çok teşekkür ederim..İnşallah sen de daim olursun güzel kardeşim benim, Rabbimiz c.c eksikliğini göstermesin ve güzel konularının devamını getirmeni nasip eylesin inşallah..Bir de eklediğin bu güzel güller için çok teşekkür ederim narin yüreklim.. Rahman ve Rahim olan Rabbimize emanetsin, selam ve duaların en güzeliyle..Bunlar da sana nur damlası:H
[
hayırlı geceler gül kardeşim benim
yok yok ben teşekkür ederim canım kardeşim
beyaz güller içinde çok teşekkür ederim çok güzeller...
amin inşallah güzel yürekli kardeşim...
düşündüm taşındım hangi çiçeği versem diye yorucu oldu ama sana bir araba dolusu çiçek getirdim her renk her tür çiçek...
güzel rabbimize emanetsin inşallah
selam dua ve muhabbetle inşallah
Ve aleyküm selam kardeşim. Allah c.c cümlemizden razı olsun inşallah..Selam ve dua ile..
Ve aleyküm Selam nur damlası..Rabbim senden de razı olsun canım kardeşim...Beğendiğine sevindim, çok teşekkür ederim..İnşallah sen de daim olursun güzel kardeşim benim, Rabbimiz c.c eksikliğini göstermesin ve güzel konularının devamını getirmeni nasip eylesin inşallah..Bir de eklediğin bu güzel güller için çok teşekkür ederim narin yüreklim.. Rahman ve Rahim olan Rabbimize emanetsin, selam ve duaların en güzeliyle..Bunlar da sana nur damlası
[
hayırlı geceler gül kardeşim benim
yok yok ben teşekkür ederim canım kardeşim
beyaz güller içinde çok teşekkür ederim çok güzeller...
amin inşallah güzel yürekli kardeşim...
düşündüm taşındım hangi çiçeği versem diye yorucu oldu ama sana bir araba dolusu çiçek getirdim her renk her tür çiçek...
güzel rabbimize emanetsin inşallah
selam dua ve muhabbetle inşallah
Selamün Aleyküm Nur Damlam..Sağolasın bu güzel çiçekler için..Çok çok teşekkür ederim.Allah c.c razı olsun..Güzel bir çözüm bulmuşsun:evet..Çok güzeller, emeğine ve güzel yüreğine sağlık güzel kardeşim benim..Rahman ve Rahim olan Mevlamıza emanetsin Nur damlam, Selam ve duaların en güzeli ile..Hayırlı akşamlar olsun inşallah..Bunlar sana..B)
Selamün Aleyküm Nur Damlam..Sağolasın bu güzel çiçekler için..Çok çok teşekkür ederim.Allah c.c razı olsun..Güzel bir çözüm bulmuşsun:..Çok güzeller, emeğine ve güzel yüreğine sağlık güzel kardeşim benim..Rahman ve Rahim olan Mevlamıza emanetsin Nur damlam, Selam ve duaların en güzeli ile..Hayırlı akşamlar olsun inşallah..Bunlar sana..
aleykum selam gül tanem benim
evimin her tarafı beyaz güller oldu
güller çok güzel çok çok teşekkür ederim
güzel rabbimize emanetsin inşallah gül tanesi
selam dua ve muhabbetle inşallah
bunlarda benden
s.a kardeşim eline emeğine gönlüne sağlık MEVLA razı olsun bu kadra güzel ve çok derin manalar ifade eden paylaşımın için
Günlük yaşamımızda hep zarasız gibi görünrn bu ertelemeler ilerleyen günler diliminde bizlere Maddi ve Manevi zararı büyük ve telafisi zor birer engel olarak karşımıza çıkıyor .
MEVLA biz Müminlere uyanık olmay nasip eylesin selam ve dua ile a.e.o
Günlük yaşamımızda hep zarasız gibi görünrn bu ertelemeler ilerleyen günler diliminde bizlere Maddi ve Manevi zararı büyük ve telafisi zor birer engel olarak karşımıza çıkıyor .
MEVLA biz Müminlere uyanık olmay nasip eylesin selam ve dua ile a.e.o
Canım benim Allah c.c razı olsun..Çok güzeldi, yüreğine ve emeğine sağlık..Çok çok teşekkür ettim canım kardeşime.. B) Rabbimiz c.c, her biri cennettekilerin ancak küçük bir örneği olan bu güzelliklerin asıllarını cennete görmemizi nasip eylesin ve de birbirimize hediye etmemizi inşallah:evet..Rabbimize emanetsin Nur Damlası...Allah c.c razı olsun..Selam ve dua ile inşallah..
Ve aleyküm selam kardeşim..Rabbimiz c.c sizden de razı olsun..Selam ve dua ile inşallah.B)
Ve Aleyküm Selam Resulaydın abi..Allah c.c sizden de razı olsun.. Vicdanlarımızın bu çağrıya kulak vermesi duasıyla inşallah..Siz de Allah'a emanet olun.Selam ve dua ile..
Selamün Aleyküm Güzel Kardeşim çok Güzel Bir Konu Rabbim Tövbe Ipine Geç Kalmadan Sarilanlardan Eylesin Inşallah
ENES BİN MALİK R.A RASULÜLLAH S.A.V DEN ŞÖYLE İŞİTMİŞTİR
YARINCILAR HELAKTADIR
RABBİME EMANET OLUN GÜZEL KARDEŞİM RABBİME EMANETSİNİZ DAİM YAR VE YARDIMCINIZ OLSUN İKİ CİHANIN VE İÇİNDE OLANLARIN SAHİBİ OLAN RABBİM DUA İLE:H
ENES BİN MALİK R.A RASULÜLLAH S.A.V DEN ŞÖYLE İŞİTMİŞTİR
YARINCILAR HELAKTADIR
RABBİME EMANET OLUN GÜZEL KARDEŞİM RABBİME EMANETSİNİZ DAİM YAR VE YARDIMCINIZ OLSUN İKİ CİHANIN VE İÇİNDE OLANLARIN SAHİBİ OLAN RABBİM DUA İLE:H
Ve aleyküm selam abim.. Allah c.c sizden de razı olsun, güzel yorumunuz için teşekkür ederim..Duanıza amin..Allah'a emanet olun siz de..Selam ve dua ile.
Ve aleyküm selam güzel kardeşim benim.. Allah c.c razı olsun, güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim..Amin güzel duanıza.. Rabbimiz c.c erteleme hastalığından ve yarıncı zihniyetten bizleri uzak kılsın inşallah..Çünkü zaman kimse için beklemiyor..Hiç kimsenin elinde bir saat sonraya bile kalacağının ne senedi var ne de garantisi..Bize düşen, şimdiki zamanda bir an önce faaliyete geçip Rahman c.c'nin rahmetini ve merhametini umabilmek.. Allah c.c'ye emanetsiniz siz de güzel kardeşim..Rabbimiz c.c ecrinizi, firdevslerle versin inşallah..B) Selam ve acizane dualar ile..B):H
İşte, bizlerin işi de bunun gibidir. İşlemekte ısrar ettiğimiz günahlar, o adamın dikenlerine benziyor ki ''tevbe'' ipine sımsıkı sarılmadıkça, günah daha ısrarlı yerleşir hayatlarımıza...
ALLAH RAZI OLSUN ALİYECİĞİM. BÖYLE ÖNEMLİ BİR KONUDA BİZLERLE PAYLAŞIMDA BULUNDUĞUN İÇİN...
İŞLEDİĞİMİZ HER GÜNAH KALBİMİZDE ; BEYAZ BİR ZEMİNE DAMLAYAN ZİFT GİBİ YER EDER. ZAMANINDA TEMİZLENMEZSE LEKEYİ ÇIKARTMASI , DAHA ÇOK ÇABA VE ZAMAN İSTER ÜSTELİK İZİ KALIR. BİR DAMLA , BİR DAMLA DERKEN BİRDE BAKMIŞSINIZ BEYAZ ZEMİNDEN ESER KALMAMIŞ.
İŞLENEN HER GÜNAH , ZİFT DOLU BİR ÇUKARA DÜŞMEK GİBİDİR.
LAKİN EFENDİMİZ <<< ADEMOĞLI HATA İŞLEYEBİLİR. HATA İŞLEYENLERİN EN HAYIRLISI TÖVBE EDENLERDİR>>> BUYURMAKTADIR.
SELAM VE DUA İLE YARADAN! EMANET OL........:H
ALLAH RAZI OLSUN ALİYECİĞİM. BÖYLE ÖNEMLİ BİR KONUDA BİZLERLE PAYLAŞIMDA BULUNDUĞUN İÇİN...
İŞLEDİĞİMİZ HER GÜNAH KALBİMİZDE ; BEYAZ BİR ZEMİNE DAMLAYAN ZİFT GİBİ YER EDER. ZAMANINDA TEMİZLENMEZSE LEKEYİ ÇIKARTMASI , DAHA ÇOK ÇABA VE ZAMAN İSTER ÜSTELİK İZİ KALIR. BİR DAMLA , BİR DAMLA DERKEN BİRDE BAKMIŞSINIZ BEYAZ ZEMİNDEN ESER KALMAMIŞ.
İŞLENEN HER GÜNAH , ZİFT DOLU BİR ÇUKARA DÜŞMEK GİBİDİR.
LAKİN EFENDİMİZ <<< ADEMOĞLI HATA İŞLEYEBİLİR. HATA İŞLEYENLERİN EN HAYIRLISI TÖVBE EDENLERDİR>>> BUYURMAKTADIR.
SELAM VE DUA İLE YARADAN! EMANET OL........:H