Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

<<< ERTELE - ME !!! <<< (3 Kullanıcı)

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Modern insanın hastalıklarından biri olan erteleme; nefis ile mücadele çabasındaki müminin de önemli bir problemi haline geldi ne yazık ki...

Yani, toplumca bir erteleme hastalığına tutulmuş gitmekteyiz. En tuhafı da bunun bir hastalık olduğunun farkında bile olmayışımız. Üstelik mühim bir hastalık! Bu tıpkı, ciddi bir akciğer enfeksiyonu geçiren bir hastanın, hafif bir üst solunum yolu problemi yaşadığını sanması kadar traji-komik. Çünkü çoğumuz, bu ''erteleme'' işini, kontrolümüzde olan basit bir iş sanırız. Sanırız ki, irademiz dahilinde ve istediğimiz zaman bu hastalıktan kurtulabiliriz...

Oysa ki durum bundan daha vahim maalesef. Çünkü, kişi erteleme hastalığını sürekli yaşamaya başlayınca, alışkanlık haline dönüşür. Hastalık kronik hale gelir. Ve zamanla, karakterine, çok daha güçlenerek yerleştiğini fark edemeyiz bile...

Böylece basit bir iş, kurtulması gün geçtikçe zorlaşan, ağır bir sorun haline gelir. Tıpkı, Hz.Mevlana'nın Mesnevi'sinde anlattığı gibi:

''Adamın biri yol kenarına diken ekmiş. Önceleri zararsız gibi görünen bu dikenler, zamanla gelip geçenleri rahatsız etmeye başlayınca, şikayetler çoğalmış. Fakat, adam bu şikayetleri duymamazlıktan gelmiş. Derken, Allah-u Teala'nın bir veli kulu gelip adama dikenleri sökmesini söylemiş. Adam da:

''Bir hayli gün var babacığım. Bugün olmazsa yarın; bir gün mutlaka o dikenleri sökeceğim.'' demiş. Bunun üzerine ALLAH dostu, adama şöyle demiş: ''Hep yarın diyerek bu işi erteliyorsun. Fakat, bil ki günler geçtikçe o dikenler büyüyüp güçleniyor, sense güç kaybediyorsun. Dikenler gençleşiyor, sense giderek ihtiyarlıyorsun...''

İşte, bizlerin işi de bunun gibidir. İşlemekte ısrar ettiğimiz günahlar, o adamın dikenlerine benziyor ki ''tevbe'' ipine sımsıkı sarılmadıkça, günah daha ısrarlı yerleşir hayatlarımıza... Başında dediğimiz gibi, sanırız ki kontrolümüz altında ve sanırız ki tövbe etmek, an meselesi!..

Bu rahatlıkla, erteleriz hep yarınlara... Erteledikçe ve uyanmadıkça tövbeye, göremeyiz günah dikenlerimizin, gönül köprülerimize ne sağlam kök saldığını. Ve göremeyiz, her geçen gün azalan direncimize rağmen, dikenlerin güçlenen köklerini!...

Hep erteleriz bir şeyleri, tüm umudumuzu yarınlara bağlayarak. Ve unutarak, bu günlerin de aslında ''dün''lerin, ''yarın''ı olduğunu. Oysa, Alemlere Rahmet diye gönderilen Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem, on beş asır evvel veriyor gereken cevabı: ''Yarıncılar helak oldu!'' Başka söze ne hacet...

Hep erteleriz bir şeyleri... Ve ne acıdır ki, fark etmeyiz asıl ertelediğimizin kendi hayatımız olduğunu! Kaç ana-baba vardır, evlatlarının dini eğitimini hep bir daha ki yaza erteleyen...Kaç genç kız örtünme işini okul sonrasına; kaç delikanlı namaza başlamayı bir başka Cuma'ya erteleyen...

Bir ilmihal, bir itikat kitabı veya Kur'an öğrenmeyi erteleyenler, Allah-u Teala'nın rahmet kapısı olan sohbetleri bir daha ki haftaya erteleyenler...

İnsanın yüksek bir yere çıkıp haykırası geliyor:
Neye güveniyorsunuz, ey insanlar! Ertelediğiniz zamanlara dek yaşama garantisini hangi merciden aldınız? Allah'ın -cc- 'Habibim' dediği elçisi bile bilmezken ömür sermayesini; sizlere yarına dair bunca güveni kim veriyor ki, bu rahatlıkla erteleyip durmaktasınız, her yarını bir sonrakine...

Ey mü'minler! Bilmez misiniz ki, hayat tekrarı olmayan 'tek filim'dir. Ve ertelediğimiz her zaman dilimi, kendi hayatımızdan çalmaktır, görmüyor musunuz!

Peki, o zaman çözüm ne? Diyeceksiniz. Çözüm, yapmanız gereken her ne ise onu ''şimdi'' yapmak. Zaten o ''şimdi'' dediğimiz andan başka hangi zaman var elimizde; geçmiş gitti, gelecek ise gelip gelmeyeceği belli değil!.. Öyleyse, elimizde olan en büyük sermaye, şimdiki an... Tek gerçek zaman.

Ey nefsim! İşlemekte ısrar ettiğin ne kadar günah varsa, hepsine şimdi tövbe ediyorum. Ve tövbemin ardından aynı günaha, bin kez dönecek olsan da bilesin ki, ben de senin ardından bin kez tövbe edeceğim ama hepsini bugün yapacağım. Çünkü ben ölüm meleğini, bir saniye bile ''erteleyecek'' güçte değilim.

Sen de biliyorsun ki, hayat yapman ve yapmaman gereken pek çok şeyle dolu. Öyleyse illa bir şeyleri ertelemek istiyorsan, nefsinin arzularını ertele, dünyaya olan taleplerini ertele!...

''Ölüm, mü'min için nimet; kafir içinse felakettir.'' sözü, bu yüzden söylenmiştir. Kafirin hazırlığı yoktur. Oysa mü'min, tüm yapması gerekenleri zamanında yapmış ve Rahman'ın emanetçisi geldiğinde ''biraz daha zaman'' deme lüksü bulunmadığını unutmamıştır.

Durum böyleyken ey nefsim: Eğer muradın ebedi kurtuluşa ermekse, Resulüllah'a -sav- uy ve helak olanlardan olma!..

Şeytanın seni yolundan alıkoymak için telkin ettiği her ne varsa ertele! Ama hayrı; ama güzelliği; ama Resulün ahlakı ile ahlaklanmayı, Rahman'a tabi olana tabi olmayı ve ille de kök salmış günahlarına tövbe etmeyi, sakın erteleyeyim deme!..

Ve sen mü'min kardeşim! Bilesin ki, Hakka tabi olma yolunda, nefsinin en ciddi hastalıklarından birisidir erteleme; ve sen sen ol, bu hastalıkla mücadeleyi asla yarına erteleme!
 

bedirhan_bedir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Ara 2006
Mesajlar
74
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: <<< ERTELE - ME !!! <<<

herşeyi erteliyoruz. ibadetler gibi mutluluğumuzu da sonralara bırakıyoruz.

hoş bir paylaşım olmuş teşekkürler.
 

sevil1

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eyl 2006
Mesajlar
285
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
49
Konum
izmir
RE: <<< ERTELE - ME !!! <<<

S.A ÇOK GÜZEL BİR YAZI,ŞİMDİKİ ANIMIZ BOŞ GEÇİRMEYELİM BELKİ AZ SONRAMIZ OLMAYACAK.
B)ALLAH RAZI OLSUNB)
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: <<< ERTELE - ME !!! <<<

Ve sen mü'min kardeşim! Bilesin ki, Hakka tabi olma yolunda, nefsinin en ciddi hastalıklarından birisidir erteleme; ve sen sen ol, bu hastalıkla mücadeleyi asla yarına erteleme!

selamun aleykum...

Rahman razı olsun inşaALLAH emeginize saglık selametle...
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
RE: <<< ERTELE - ME !!! <<<

m_muaz yazdı:
Ve sen mü'min kardeşim! Bilesin ki, Hakka tabi olma yolunda, nefsinin en ciddi hastalıklarından birisidir erteleme; ve sen sen ol, bu hastalıkla mücadeleyi asla yarına erteleme!

selamun aleykum...

Rahman razı olsun inşaALLAH emeginize saglık selametle...

ve aleyküm selam rabbim sizden de razı olsun inş. selametle kalın
 

derya_gulu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2007
Mesajlar
474
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: <<< ERTELE - ME !!! <<<

Ey nefsim! İşlemekte ısrar ettiğin ne kadar günah varsa, hepsine şimdi tövbe ediyorum. Ve tövbemin ardından aynı günaha, bin kez dönecek olsan da bilesin ki, ben de senin ardından bin kez tövbe edeceğim ama hepsini bugün yapacağım. Çünkü ben ölüm meleğini, bir saniye bile ''erteleyecek'' güçte değilim.
SELAMÜN ALEYKÜM ALİYECİM ÇOK DOĞRU NEREYE KADAR NE KADAR BUNU HİÇ BİR ZAMAN BİLEMİYECEĞİMİZE GÖRE ? ELİMİZİ ÇABUK TUTMALI ALLAH CC. RAZI OLSUN SELAMETLE İNŞB)
 

deren75

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Eki 2006
Mesajlar
802
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
RE: <<< ERTELE - ME !!! <<<

Ey nefsim! İşlemekte ısrar ettiğin ne kadar günah varsa, hepsine şimdi tövbe ediyorum. Ve tövbemin ardından aynı günaha, bin kez dönecek olsan da bilesin ki, ben de senin ardından bin kez tövbe edeceğim ama hepsini bugün yapacağım. Çünkü ben ölüm meleğini, bir saniye bile ''erteleyecek'' güçte değilim.

s.a.Aliye kardeşim okadar güzel yazılar paylaşıyorsun ki bizimle deyim yerindeyse 12'den vuruyorsun bu kadar önemli konuları bize aktarıp bizimle paylaşıp nefsimizi bir nebze uyardığın için Allah razı olsun ne yazık ki erteleme hastalığı bendede biraz var ama şu andan itibaren daha dikkatli olup ertelemeyeye çalışacağım Alla'a emanet ol.
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
RE: <<< ERTELE - ME !!! <<<

derya_gulu yazdı:
Ey nefsim! İşlemekte ısrar ettiğin ne kadar günah varsa, hepsine şimdi tövbe ediyorum. Ve tövbemin ardından aynı günaha, bin kez dönecek olsan da bilesin ki, ben de senin ardından bin kez tövbe edeceğim ama hepsini bugün yapacağım. Çünkü ben ölüm meleğini, bir saniye bile ''erteleyecek'' güçte değilim.
SELAMÜN ALEYKÜM ALİYECİM ÇOK DOĞRU NEREYE KADAR NE KADAR BUNU HİÇ BİR ZAMAN BİLEMİYECEĞİMİZE GÖRE ? ELİMİZİ ÇABUK TUTMALI ALLAH CC. RAZI OLSUN SELAMETLE İNŞB)

ve aleyküm selam ablacım.. çok haklısınız.. zamanımızı çok iyi kullanmak zorundayız. rabbimr azı olsun inşallah ablacım yorumunuz için..Allaha emanet olun. selametle inş.B);)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
RE: <<< ERTELE - ME !!! <<<

deren75 yazdı:
Ey nefsim! İşlemekte ısrar ettiğin ne kadar günah varsa, hepsine şimdi tövbe ediyorum. Ve tövbemin ardından aynı günaha, bin kez dönecek olsan da bilesin ki, ben de senin ardından bin kez tövbe edeceğim ama hepsini bugün yapacağım. Çünkü ben ölüm meleğini, bir saniye bile ''erteleyecek'' güçte değilim.

s.a.Aliye kardeşim okadar güzel yazılar paylaşıyorsun ki bizimle deyim yerindeyse 12'den vuruyorsun bu kadar önemli konuları bize aktarıp bizimle paylaşıp nefsimizi bir nebze uyardığın için Allah razı olsun ne yazık ki erteleme hastalığı bendede biraz var ama şu andan itibaren daha dikkatli olup ertelemeyeye çalışacağım Alla'a emanet ol.

ve aleyküm selam ablacım... hepimizde var ertleme hastalığı malesef..bu da nefsin bir cilvesi olsa gerek..Allah, bunu fıtratımıza yerleştirmiş..istemesek de bir yerler de nefsin tuzağına düşüyoruz malesef. Rabbim nefsimize karşı bizlerin yardımcısı olsun inşallah.. Allah razı olsun ablacım güzel düşünceleriniz için.. çok teşekkür ederim.. her zaman en güzelini ve de bizler için en faydalı olduğuna inandığım şeyleri paylaşmaya devam edeceğim inşallah.. okuduğunuz için ben de size çok teşekkür ederim. Allaha emanet olun. selametle inş.B)B)B)
 

ADALETIMAHZA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eyl 2006
Mesajlar
3,630
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Web Sitesi
www.islamiportal.net
RE: <<< ERTELE - ME !!! <<<

S.A.ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM.YİNE CANEVİNDEN VURMUŞSUN KONUYU.ALLAHIM HAYIRLARI ANINDA YAPANLARDAN EYLESİN BİZLERİ.NEFSİMİZE BIRAKMASIN.BU ARADA MAİL ADRESİNİ ALAMADIM,BULUŞMAK İÇİN LAZIM.İSTERSEN TABİ.A.E.O.
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
RE: <<< ERTELE - ME !!! <<<

ADALETIMAHZA yazdı:
S.A.ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM.YİNE CANEVİNDEN VURMUŞSUN KONUYU.ALLAHIM HAYIRLARI ANINDA YAPANLARDAN EYLESİN BİZLERİ.NEFSİMİZE BIRAKMASIN.BU ARADA MAİL ADRESİNİ ALAMADIM,BULUŞMAK İÇİN LAZIM.İSTERSEN TABİ.A.E.O.

ve aleyküm selam ablacım.. Allah razı olsun inşallah.. amin, rabbim işlerimizi zamanında yapmamızı nasip eylesin inşallah.. Allah'a emanet olun, çok sağolun. selametle inş.B)B)B);)
 

RECEB-I KAMER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,771
Tepki puanı
77
Puanları
48
Yaş
38
Konum
vakt-i seher
RE: <<< ERTELE - ME !!! <<<

[marq][/marq][big][/big]
S.ALEYKÜM MAŞAALLAH YİNE HER ZAMANKİ GİBİ GÜZEL BİR PAYLAŞIM OLMUŞ..RABBİM SİZLERDEN RAZI OLSUN..VE ERTELEMEK HASTALIĞINA MÜPTELA OLMAKTAN BİZLERİ MUHAFAZA ETSİN İNŞAALLAH..B)B)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
RE: <<< ERTELE - ME !!! <<<

RECEB BOZKUS yazdı:
[marq][/marq][big][/big]
S.ALEYKÜM MAŞAALLAH YİNE HER ZAMANKİ GİBİ GÜZEL BİR PAYLAŞIM OLMUŞ..RABBİM SİZLERDEN RAZI OLSUN..VE ERTELEMEK HASTALIĞINA MÜPTELA OLMAKTAN BİZLERİ MUHAFAZA ETSİN İNŞAALLAH..B)B)

ve aleyküm selam recep kardeşim. Allah razı olsun inş. sizden, sağolasınız.. duanıza da amin inş. rabbim kimseyi, nefsine karşı gaflete düşürmesin.. selametle kalınB)B)B)
 

cemil cemil

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Mar 2007
Mesajlar
304
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Sabah-Akşam Ona Yalvaranlarla Bir Arada Olmaya Kendini Zorla

RE: Sabah-Akşam Ona Yalvaranlarla Bir Arada Olmaya Kendini Zorla

Sabah-Akşam Ona Yalvaranlarla Bir Arada Olmaya Kendini Zorla
Sırf Rab'lerinin rızasını dileyerek sabah-akşam ona yalvaranlarla bir arada olmaya kendini zorla. Dünya hayatının çekiciliğini isteyerek böyle kimseleri göz ardı etme. Adımızı anmayı kalbine unutturduğumuz ve ihtiraslarına tutsak olarak kendini akıntıya kaptırmış kimselerin arzularına uyma .

(KEHF 28)



Rivayete göre bu ayette; “Şayet Kureyş kabilesinin önde gelenlerinin iman etmesini istiyorsa. Bilal, Suheyb, Ammar, Habbab ve Abdullah b. Mesud gibi yoksul müminleri yanında uzaklaştırmasını yahut bu yoksulların üzerinde hırkalardan ter kokuları geldiğini ve bu da önde gelen Kureyşli efendileri rahatsız ettiği için bu kişilerin toplantılarında ayrı bir toplantı düzenlemesini Peygamber efendimize -salât ve selam üzerine olsun- öneren Kureyş kabilesinin önde gelen liderleri hakkında indirmiştir.

Yine rivayete göre Peygamber efendimiz (s.a.v) onların inanmalarını istemiş bu yüzden önerilerine olumlu yaklaşım göstermiştir. Bu yüzden yüce Allah şu ayeti indirmiştir.

“ Sırf Rablerinin rızasını dileyerek sabah-akşam O'na yalvaranlarla bir arada olmaya kendini zorla .”

Yüce Allah bu ayeti, gerçek değerleri açıkça duyurmak ve yanılmaz teraziyi yerleştirmek için indirmiştir. Bundan sonra isteyen inansın isteyen inkâr etsin.” İslam kimseye yaltaklanmaz. İnsanları, ne ilkel cahiliye ölçüleriyle ne de kendisinin koyduğu ölçüler dışında insanların hayatı için ölçüler koyan herhangi bir cahiliye sisteminin ölçüleriyle değerlendirilmez.

“ Dünya hayatının çekiciliğini isteyerek böyle kimseleri göz ardı etme.”

Dünya hayatının güzelliklerine eğilim göstererek onlardan ilgini kesme. Çünkü onun çekiciliği Rabbin rızasını dileyenlerin yükseldikleri ufkun düzeyine çıkamaz.

“Adımız anmayı kalbine unutturduğumuz ve ihtiraslarına tutsak olarak kendini akıntıya kaptırmış kimselerin arzularına uyma.”

Fakirlere karşı kendilerine ayrıcalık tanınmasına ilişkin isteklerine uyma. Eğer Allah'ı anmış olsalardı büyüklük taslamaktan vazgeçerlerdi.

Kendi şahsına, malına, evladına, çıkarına, zevkine, sefasına ve ihtiraslarına yönelik kalbinde Allah'a yer kalmadığı için Allah'ı anmayı kalbine unutturduk. Böyle şeylerle uğraşan bir kalp, bunları hayatının gayesi haline getiren bir kalp kesinlikle Allah'ı anmayı unutur.

Evet, tefsirde ayetler böyle açıklanmaktadır. Allah'ın kullarına bildirdiği değer ölçüleri bunlardır. İnananlar arasında zengin, fakir, soylu ya da başka sebeplere dayanan değerlendirmeler yapılamaz. Allah'ı en çok anan ona en çok yalvaran, onun rızasına uygun yaşamaya çaba sarf edenler O'nun ayetinde bir arada olmayı tavsiye ettiği ve övüp değer verdiği kullardır.

Peki, bizler bir araya geldiğimiz insanları buna göre seçebiliyor muyuz? Neye göre ayırım yapıyor ve insanlara değer veriyoruz.

“ Sırf Rablerinin rızasını dileyerek sabah-akşam O'na yalvaranlarla bir arada olmaya kendini zorla.”

Çünkü bu din tek başına yaşanamaz, bu din yalnızlık dini değildir. Bizim bir araya gelmeye, dersler, toplantılar, eğitim faaliyetleri ve Allah adına sohbetler yapmaya birbirimizle paylaşıma ihtiyacımız vardır. Bizler aciz insanlarız yalnız kaldığımız zaman şeytan ve nefis hemen bizi kuşatmaya geçiyor. Onlarla mücadele etmek ve İslam'ı Allah'ın rızasına uygun yaşayabilmek için birbirimizin desteğine ihtiyacımız var.

Her insanla bir araya gelme anlamında değil, inanan insanlarla (sosyal durumu ne olursa olsun) bir araya gelmeye ihtiyacımız var.

Kendimizi yetiştirmek, çevremize faydalı olabilmek için.

Bir araya geldiğimizde Allah'ın rızasına uygun yaşamaya çalışan oturması, kalkması, konuşması, her şeyiyle Allah'ı hatırlatan, sana bu dini yaşamakta istek aşılayan insanlarla bir arada olmak, bir araya gelmek ne kadar güzeldir.

Böyle bir ailenin evine gittiğiniz zaman (hele bir de yalnız yaşamaya çalışıyorsanız) kapıdan içeriye girdiğinizde sizi manevi bir hava kaplar, bambaşka duygular içerisinde olursunuz.

Bu ziyaret ne hasta, ne akraba, ne komşu ziyaretidir. Sıradan bir ziyaret değildir. Bu, aynı inancı paylaştığınız, bu dini yaşama konusunda, fikirlerinizi paylaştığınız, birbirinizden yardım aldığınız ve sizi mutlu eden huzurlu bir ortamdır.

Evinize döndüğünüzde sanki şarj olmuş gibi hissedersiniz. Dünyevi sıkıntılardan uzaklaştığınızı, daha ümitli, sevinçli ve hayata karşı sınavınızı verirken daha güçlü hissedersiniz kendinizi.

Ayet Peygamber Efendimize Kureyş kabilelerinin önde gelenleri hakkında iniyor. Ama biz kendi hayatımıza baktığımızda bu ayeti nasıl anlamamız, yüreğimize nasıl sindirmemiz lazım, hayatımızda neleri bu ayete göre yargılamalı ve değiştirmeliyiz.

Gerçekten Müslümanlarla bir araya gelmek için kendimizi ve şartlarımızı zorluyor muyuz?

Yoksa dünya hayatının çekiciliğine ve meşakkatlerine kapılıp birbirimizi ihmal mi ediyoruz?

Eşimiz, çocuğumuz, ekonomik şartlarımız ya da çevresel etkenler bizi bundan alıkoyuyor mu?

Bir Müslüman kardeşimize ihtiyaç duyduğumuz an kalkıp gidebiliyor muyuz?

Aramadan gidemem, müsait midir, misafir kabul eder mi, gittiğime memnun olur mu, çocuğum yaramazlık yaptığında huzursuz olur mu, bunu hissedersem gitmesem daha mı iyi olur, konuşup sıkıntılarımı paylaşsam beni anlar mı, bana yardımı dokunur mu?

Sorunlarıma, cahiliye ölçülerini biryana bırakıp İslam'ın ölçülerine göre yaklaşıp tavsiyelerde bulunabilir mi vesaire birçok soruya cevap aramak zorunda mı kalıyoruz?

Birbirimizle karşılaştığımızda aramızda şu konuşmalar geçiyor mu?

Nerelerdesin, uzun zamandır görüşemiyoruz, kaç kere çağırdın bir gelmedin, ben gelmek istiyorum da sorma evden hiç çıkamıyorum, işler bitmiyor, gelenim gidenim bitmiyor, çocuklardan fırsatım olmuyor, bu aralar çok yoğunum falan filan…

Ben düşüncemi söyleyeyim. Evet, aynen bu konuşmaların hepsi oluyor. Bizler bir araya gelmek için çaba sarf etmiyoruz. Akrabalarımızla, komşularımızla, çevremizdekilerle görüştüğümüz kadar birbirimizle görüşmüyoruz. Görüşmek için çaba sar fetmek, kendimizi zorlamak istemiyoruz.

Oysa hepimizin, yeter ki bir araya gelelim diyerek fedakârlık yapmaya, güzel dostluklar ve arkadaşlıklar kurmaya ihtiyacımız var. Paylaşılacak ne kadar çok şey var, bu paylaşım ortamını birbirimize hazırlamamız ve kucak açmamız lazım.

Allah ayetinde kendini zorla dediğine göre bizimde bazı şeyleri zorlamamız gerek.

Bizlere bu ayet indiği halde uzun bir yalnızlıktan sonra içine girdiğim, binbir sevinçle ve umutla içine girdiğim çevreme baktığımda, Müslümanlar arasında meydana gelen fitneleri düşündüm, küçük fındıkkabuğunu doldurmayacak sebeplerden dolayı birbirinden uzaklaşan Müslümanları, kapanan arkadaşlıkları, zarar gören aile, kardeş ve akrabalıkları düşündüm.

Bu ayet kalbine inmesi gerekirken bu emre muhatap olan Müslümanlar nasıl bunları yaşabilir diye üzüldüm.

Allah için görüştüğüm, dost olup dostluklar paylaştığım bir insandan, ayrı olmanın, ayrılıklar yaşamanın acısını duydum.

Birbirimizin değerini daha iyi anlamalı ve onlar hakkında düşünürken değer ölçülerimizin İslam'a uygun olmasına çok dikkat etmeli ve birbirimiz için zorluklara katlanabilmeliyiz.

Eğer bunları yapmazsak şu uyarıyı çok dikkate almalıyız, bizi bir tehlike bekliyor demektir.

Dünya hayatının çekiciliğini isteyerek böyle kimseleri göz ardı etme.

Adımızı anmayı kalbine unutturduğumuz ve ihtiraslarına tutsak olarak kendini akıntıya kaptırmış kimselerin arzularına uyma!

İşte bu uyarının muhatabı oluruz. Hep dünya için yaşayan insanlarla birlikte ola ola onların arzularına meyletmeye ve yavaş yavaş onlar gibi yaşamaya başlarız.

Allah'ı anmayı unutan bir insanın arzularına göre hareket etmek Allah korusun. Allah tarafından unutulmaya ve iki dünyamızın hüsran olmasına bizi götürür.

Bütün bunlardan sonra oturup bir düşünelim. Kimlerle neden, ne kadar, bir araya geliyoruz?

Komşu oturmalarından, akraba oturmalarından, altın günlerinden, ya da vesaire günlerde olduğu kadar Müslümanlarla bir araya gelebiliyor muyuz? Gelmek için ne yapmalıyız? Gerçekten bu oturmalardan da çok bizim bir araya gelmemiz ve şartları zorlamamız lazım diye düşünüyorum.



Siz ne dersiniz?!
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt