Tevhid Davası
Yasaklı Kullanıcı
İMAN BİR ÇOK ŞUBELERİ OLAN VE ARTIP EKSİLEN BİR MEFHUMDUR
Bilindiği gibi iman ; bir çok cüzleri ve şubeleri bulunan bir mefhumdur. Dolayısıyla bu şubelerinin ikmali ile artan ve ihmali ile de eksilen bir yapısı vardır….. Yani terakki ve tedenni seyrine sahiptir.
“... Allah resulü s.a.v ise bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır : İman yetmiş küsür şubedir, onun en üst derecesi lailahe İllallah, en alt derecesi ise yoldan geçenlere eziyet verici şeyleri gidermektir.”
BUHARİ 1.C. 166.S
“ … Ömer İbnu Abdulaziz Adiy İbnu Adiy’e yazmış olduğu bir mektupta şunları yazmıştı : “ Muhakkak ki imanın bir takım farızaları, akideleri, men edilmiş şeyleri ve mendupları vardır. Kim bunları tam yaparsa imanı tamamlamış olur, kim de bu işleri tam yapmazsa imanı kemale erdirmemiş olur....”
BUHARİ, 1. C. 163.S
إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذِينَ إِذَا ذُكِرَ اللّهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَإِذَا تُلِيَتْ عَلَيْهِمْ آيَاتُهُ زَادَتْهُمْ إِيمَاناً وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ
“ Müminler ancak o kimselerdir ki ; Allah’ın adı anıldığı zaman kalpleri ürperir. Allah’ın ayetleri onlara okunduğu zaman imanlarını artırır ve sadece Rablerine güvenirler. “
Enfal : 2
وَلَمَّا رَأَى الْمُؤْمِنُونَ الْأَحْزَابَ قَالُوا هَذَا مَا وَعَدَنَا اللَّهُ وَرَسُولُهُ وَصَدَقَ اللَّهُ وَرَسُولُهُ وَمَا زَادَهُمْ إِلَّا إِيمَاناً وَتَسْلِيماً
“ Mü'minler – düşman - birliklerini gördükleri zaman ise - korkuya kapılmadan - dediler ki : " Bu, Allah'ın ve Resûlü'nün bize vadettiği şeydir ; Allah ve Resûlü doğru söylemiştir." Ve bu, yalnızca onların imanlarını ve teslimiyetlerini arttırdı. “
Ahzab : 22
الَّذِينَ قَالَ لَهُمُ النَّاسُ إِنَّ النَّاسَ قَدْ جَمَعُواْ لَكُمْ فَاخْشَوْهُمْ فَزَادَهُمْ إِيمَاناً وَقَالُواْ حَسْبُنَا اللّهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ
“ Onlar, kendilerine insanlar : " Size karşı insanlar toplandılar, artık onlardan korkun " dedikleri halde imanları artanlar ve : " Allah bize yeter, O ne güzel vekildir " diyenlerdir. “
Ali İmran : 173
وَإِذَا مَا أُنزِلَتْ سُورَةٌ فَمِنْهُم مَّن يَقُولُ أَيُّكُمْ زَادَتْهُ هَـذِهِ إِيمَاناً فَأَمَّا الَّذِينَ آمَنُواْ فَزَادَتْهُمْ إِيمَاناً وَهُمْ يَسْتَبْشِرُونَ
“ Bir sûre indirildiğinde onlardan bazısı : " Bu, hanginizin imanını arttırdı ? " der. Ancak iman edenlere gelince ; onların imanını arttır-mıştır ve onlar müjdeleşmektedirler. “
Tevbe : 124
هُوَ الَّذِي أَنزَلَ السَّكِينَةَ فِي قُلُوبِ الْمُؤْمِنِينَ لِيَزْدَادُوا إِيمَاناً مَّعَ إِيمَانِهِمْ وَلِلَّهِ جُنُودُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَكَانَ اللَّهُ عَلِيماً حَكِيماً
“ Mü'minlerin kalplerine, imanlarına iman katıp arttırsınlar diye, güven duygusu ve huzur indiren O'dur. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır : Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. “
Fetih : 4
وَمَا جَعَلْنَا أَصْحَابَ النَّارِ إِلَّا مَلَائِكَةً وَمَا جَعَلْنَا عِدَّتَهُمْ إِلَّا فِتْنَةًوَلَا يَرْتَابَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ وَالْمُؤْمِنُونَ وَلِيَقُولَ الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ وَالْكَافِرُونَ مَاذَا أَرَادَ اللَّهُ بِهَذَا مَثَلاً كَذَلِكَ يُضِلُّ اللَّهُ مَن يَشَاءُ وَيَهْدِي مَن يَشَاءُ وَمَا يَعْلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ إِلَّا هُوَ وَمَا هِيَ إِلَّا ذِكْرَى لِلْبَشَرِ
“ Biz o ateşin koruyucularını meleklerden başkasını kılmadık. Ve onların sayısını inkâr edenler için yalnızca bir fitne (konusu) yaptık ki, kendilerine kitap verilenler, kesin bir bilgiyle inansın, iman edenlerin de imanları artsın ; kendilerine kitap verilenler ve iman edenler (böylece) kuşkuya kapılmasın. Kalplerinde bir hastalık olanlar ile kafirler de şöyle desin: "Allah, bu örnekle neyi anlatmak istedi?" İşte Allah, dilediğini böyle şaşırtıp-saptırır, dilediğini böyle hidayete erdirir. Rabbinin ordularını kendisinden başka (hiç kimse) bilmez. Bu ise, beşer (insan) için yalnızca bir öğüttür. “
Müddesir : 31
Bilindiği gibi iman ; bir çok cüzleri ve şubeleri bulunan bir mefhumdur. Dolayısıyla bu şubelerinin ikmali ile artan ve ihmali ile de eksilen bir yapısı vardır….. Yani terakki ve tedenni seyrine sahiptir.
“... Allah resulü s.a.v ise bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır : İman yetmiş küsür şubedir, onun en üst derecesi lailahe İllallah, en alt derecesi ise yoldan geçenlere eziyet verici şeyleri gidermektir.”
BUHARİ 1.C. 166.S
“ … Ömer İbnu Abdulaziz Adiy İbnu Adiy’e yazmış olduğu bir mektupta şunları yazmıştı : “ Muhakkak ki imanın bir takım farızaları, akideleri, men edilmiş şeyleri ve mendupları vardır. Kim bunları tam yaparsa imanı tamamlamış olur, kim de bu işleri tam yapmazsa imanı kemale erdirmemiş olur....”
BUHARİ, 1. C. 163.S
إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذِينَ إِذَا ذُكِرَ اللّهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَإِذَا تُلِيَتْ عَلَيْهِمْ آيَاتُهُ زَادَتْهُمْ إِيمَاناً وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ
“ Müminler ancak o kimselerdir ki ; Allah’ın adı anıldığı zaman kalpleri ürperir. Allah’ın ayetleri onlara okunduğu zaman imanlarını artırır ve sadece Rablerine güvenirler. “
Enfal : 2
وَلَمَّا رَأَى الْمُؤْمِنُونَ الْأَحْزَابَ قَالُوا هَذَا مَا وَعَدَنَا اللَّهُ وَرَسُولُهُ وَصَدَقَ اللَّهُ وَرَسُولُهُ وَمَا زَادَهُمْ إِلَّا إِيمَاناً وَتَسْلِيماً
“ Mü'minler – düşman - birliklerini gördükleri zaman ise - korkuya kapılmadan - dediler ki : " Bu, Allah'ın ve Resûlü'nün bize vadettiği şeydir ; Allah ve Resûlü doğru söylemiştir." Ve bu, yalnızca onların imanlarını ve teslimiyetlerini arttırdı. “
Ahzab : 22
الَّذِينَ قَالَ لَهُمُ النَّاسُ إِنَّ النَّاسَ قَدْ جَمَعُواْ لَكُمْ فَاخْشَوْهُمْ فَزَادَهُمْ إِيمَاناً وَقَالُواْ حَسْبُنَا اللّهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ
“ Onlar, kendilerine insanlar : " Size karşı insanlar toplandılar, artık onlardan korkun " dedikleri halde imanları artanlar ve : " Allah bize yeter, O ne güzel vekildir " diyenlerdir. “
Ali İmran : 173
وَإِذَا مَا أُنزِلَتْ سُورَةٌ فَمِنْهُم مَّن يَقُولُ أَيُّكُمْ زَادَتْهُ هَـذِهِ إِيمَاناً فَأَمَّا الَّذِينَ آمَنُواْ فَزَادَتْهُمْ إِيمَاناً وَهُمْ يَسْتَبْشِرُونَ
“ Bir sûre indirildiğinde onlardan bazısı : " Bu, hanginizin imanını arttırdı ? " der. Ancak iman edenlere gelince ; onların imanını arttır-mıştır ve onlar müjdeleşmektedirler. “
Tevbe : 124
هُوَ الَّذِي أَنزَلَ السَّكِينَةَ فِي قُلُوبِ الْمُؤْمِنِينَ لِيَزْدَادُوا إِيمَاناً مَّعَ إِيمَانِهِمْ وَلِلَّهِ جُنُودُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَكَانَ اللَّهُ عَلِيماً حَكِيماً
“ Mü'minlerin kalplerine, imanlarına iman katıp arttırsınlar diye, güven duygusu ve huzur indiren O'dur. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır : Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. “
Fetih : 4
وَمَا جَعَلْنَا أَصْحَابَ النَّارِ إِلَّا مَلَائِكَةً وَمَا جَعَلْنَا عِدَّتَهُمْ إِلَّا فِتْنَةًوَلَا يَرْتَابَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ وَالْمُؤْمِنُونَ وَلِيَقُولَ الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ وَالْكَافِرُونَ مَاذَا أَرَادَ اللَّهُ بِهَذَا مَثَلاً كَذَلِكَ يُضِلُّ اللَّهُ مَن يَشَاءُ وَيَهْدِي مَن يَشَاءُ وَمَا يَعْلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ إِلَّا هُوَ وَمَا هِيَ إِلَّا ذِكْرَى لِلْبَشَرِ
“ Biz o ateşin koruyucularını meleklerden başkasını kılmadık. Ve onların sayısını inkâr edenler için yalnızca bir fitne (konusu) yaptık ki, kendilerine kitap verilenler, kesin bir bilgiyle inansın, iman edenlerin de imanları artsın ; kendilerine kitap verilenler ve iman edenler (böylece) kuşkuya kapılmasın. Kalplerinde bir hastalık olanlar ile kafirler de şöyle desin: "Allah, bu örnekle neyi anlatmak istedi?" İşte Allah, dilediğini böyle şaşırtıp-saptırır, dilediğini böyle hidayete erdirir. Rabbinin ordularını kendisinden başka (hiç kimse) bilmez. Bu ise, beşer (insan) için yalnızca bir öğüttür. “
Müddesir : 31