Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ehli sünnet ve şii inancı arasındaki farkların özeti (1 Kullanıcı)

Elmeddin

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
22 Eyl 2009
Mesajlar
26
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Aha Humeyni, "El-Kur'an - Bab Marifetullah"adı ile yazdıgı kitapta, Kur'an-ı Kerim'de diğer İlahi Kitaplar gibi tahrif edildiğini iddia eder!
Sari renk ile isaretlenmis bolumun tercumesi soyledir:

"... . bu da bütün İlahi Kitaplar, Kur'an-i Şerif ve bütün Serif Ayetleri de dahil olmak
üzere, tahrif edildiklerinin bir göstergesidir, daha sonra zaman içersinde bir çok tahrif
eylemlerinden geçerek insanların eline sunulmuştur,... ..."

öcelikle hatırlatmak isterim ki, imam Humeyni (r) 1988 yılında "Kuran şeytan ayetleridir" diyen, Rasulullaha (s.a.a) ve anemiz Ayşeye hakaret eden Salman Rüşdiye ölüm fetvası vermişdir! sizin amerikanın uşaklığını yapan alimlerden hiç olmazsa bir tanesi bile bunu yapmadı. ikinci olarak bir kitapta bir hadisin olması yazarın ona inandığının kanıtı değildir. zira hadis zayıf da ola bilir, sahihde. "yok sen bizi kandırmaya çalışıyorsan" derseniz buyurun imam Humeyi (r) size kendisi cevap veriyor: "ahbarilerin (ki onlar her hadisi kabul ederler) fikirleri batıldır. Kuranda harflerin ve ya bazı sözlerin olmaması (tahrif olunması) hakkında olan hadisler kabul görülemez, çünkü onların hepsinin ravileri arasında zayıf ve itibarsız kimseler vadır" (ayetullah Humeyni (r) "Tehzid el üsul" c.2, s.156)
 

Elmeddin

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
22 Eyl 2009
Mesajlar
26
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
BİZ EHLİ SÜNNETİZ..
SİZ DALALET EHLİ ŞİA...
BİZİM İTİKADIMIZDAN ŞEK VE ŞÜPHEMİZ YOK..GALİBA SENİNDE..
BEN HAK BİLDİKLERİMİ TEBLİĞ ETTİM...
HZ EBUBEKR RA,HZ ÖMER RA VE DİĞER BÜTÜN SAHABELER PEYGAMBERİMİZİN ALLAHCC YOLUNDA EN YAKINLARIDIR..SEN KABUL ETSEN NE,ETMESEN NE,SEN KİMSİNKİ..
MUTA ZİNADIR..
BU KONULAR EHLİ SÜNNET VE EHLİ DALALET OLAN ŞİA ARASINDA HALLEDİLMİŞ KONULARDIR...
Hadi şimdi,sen yoluna,ben yoluma...

doğrusu kimin dalalet ehli olduğu apaçık ortadadır. eğer bağnazlık ve taassuba kapılıyorsan unutma müşriklerde böyle yapıyorlardı. Allah Tealla (c.c) bu konuda buyuruyor ki: "Onlara; “Allah’ın indirdiğine uyun” denildiğinde; “Hayır biz atalarımızı üzerinde bulduğumuza (geleneğe) uyarız.” derler. Ya atalarının aklı bir şeye yetmez, doğru yolu bulamamış idiyseler?" (Bakara suresi 170-ci ayet)
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
mürmüdük´isimli üyeden Alıntı
BİZ EHLİ SÜNNETİZ..
SİZ DALALET EHLİ ŞİA...
BİZİM İTİKADIMIZDAN ŞEK VE ŞÜPHEMİZ YOK..GALİBA SENİNDE..
BEN HAK BİLDİKLERİMİ TEBLİĞ ETTİM...
HZ EBUBEKR RA,HZ ÖMER RA VE DİĞER BÜTÜN SAHABELER PEYGAMBERİMİZİN ALLAHCC YOLUNDA EN YAKINLARIDIR..SEN KABUL ETSEN NE,ETMESEN NE,SEN KİMSİNKİ..
MUTA ZİNADIR..
BU KONULAR EHLİ SÜNNET VE EHLİ DALALET OLAN ŞİA ARASINDA HALLEDİLMİŞ KONULARDIR...
Hadi şimdi,sen yoluna,ben yoluma...
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
mürmüdük ne oldu? devam etsene. edemiyormusun? neden? hakk gelince batıl kaçar ondanmı?
Sapık ve dalalet üzere olan ve sahabe düşmanlığında şeytanın oyuncağı olanlar...
Benim peygamberimizin arkadaşlarını savunmammı batıl..
Allahcc, siz dalalet ehlinden, bütün ümmeti muhafaza buyursun...
HAK VE HAKİKAT EHLİ SÜNNET VEL CEMAATTIR..
KİM ALLAH VE REUL DİYORSA BİZ ONDANIZ,ODA BİZDEN...
Vesselam...
 

σпця 1905

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 May 2009
Mesajlar
210
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
@mürmüdük.

NEDIR SENI BU SIA ZITI YAPAN.
BENDE SIAYIM.
DEMIN OKUDUM BIR YERE YAZMISSIN ki ; SIA KAFIRDIR.

Gercekten ayip.


(Mümine kâfir diyenin, kendisi kâfir olur ) [Buhari] Müslümanım diyen, kelime-i şehadet söyleyen kimseye kâfir denmez.


SELAMETLE!
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
σпця 1905;1196898' Alıntı:
@mürmüdük.

NEDIR SENI BU SIA ZITI YAPAN.
BENDE SIAYIM.
DEMIN OKUDUM BIR YERE YAZMISSIN ki ; SIA KAFIRDIR.

Gercekten ayip.


(Mümine kâfir diyenin, kendisi kâfir olur ) [Buhari] Müslümanım diyen, kelime-i şehadet söyleyen kimseye kâfir denmez.


SELAMETLE!
Kafirlik peygamberimizin arkadaşlarına düşmanlıktır...
Kafirlik zinayı muta adı altında savunmaktır...
Kafirlik Kuran-ı Kerime leke sürmeye çalışmaktır..
Kafirlik peygamberimizin arkadaşlarını birbirine düşman göstermektir...
Sevgili kardeşim..Sizde bu özellikler yoksa kardeşimsiniz...
Babam da olsa yukardaki fitnelere alet olanlar dalalet ehlidir..
EHLİ KIBLE TEKFİR EDİLEMEZ..Amenna...
Mümine kâfir diyenin, kendisi kâfir olur ) [Buhari] Müslümanım diyen, kelime-i şehadet söyleyen kimseye kâfir denmez.Amenna..
Selametle..
İnşaALLAH YUKARDAKİ ÇİRKİN FİİLLERİ SAVUNMUYORSUNUZDUR...
Ozaman ne mutlu size ve bize...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
EHLİ SÜNNET VE Şİİ İNANCI ARASINDAKİ FARKLARIN ÖZETİ


KUR'AN-I KERİM

Ehli Sünnet'e Göre:
Ehil Sünnet Kur'an'ın sıhhatine, ziyade ve noksan olmadığına ittifak etmiştir. Kur'an Arap dili kural ve usullerine uygun olarak anlaşılır. Ehli Sünnet Kur'an'ın Allah'ın kelamı olduğuna, hadis ve mahluk olmadığına, içinde batıl bir şeyin bulunmadığına ve müslümanların inanç ve muamelatta ilk kaynağının Kur'an olduğuna inanırlar.

Şiiler'e Göre:
Bazılarına göre Kur'an sıhhatli değildir Kur'an Şii inançlarından herhangi biriyle çatıştığında mezheplerine uygun garip teviller yaparlar. Bu yüzden bunlara "Müteevvile" ismi verilmiştir. Daima Kur'an toplanırken ortaya çıkan ihtilafa işaret etmeyi severler. Kendi imamlarının sözleri onlara göre güvenilen teşri kaynağıdır.





HADİS

Ehli Sünnet'e Göre:
Şeriatta ikinci kaynak ve Kur'an'ı açıklayıcı mahiyettedir Peygamber (SAV)'den sahih olarak gelen herhangi bir hadise muhalefet etmek caiz değildir. Hadislerin sahih olduğunu anlamak İslam Ümmeti alimlerinin Hadis Usulü hususunda ittifak ettiği kurallara dayanır.
Bunun yolu da senedin tahkikidir. Kadın ve erkek ayırdedilmeksizin adil şahısların şehadetiyle güvenilir olup olmadıkları incelenir. Her hadis rivayet edenin belli bir tarihi, rivayet ettiği hadislerin sahih olup olmadığı tespit edilmiştir. Yalancıdan, meçhul şahıslardan sadece akrabalık vasfıyla hadis kabul edilmez. Çünkü hadis rivayeti her türlü itibarın üzerinde büyük bir emanettir.

Şiiler'e Göre:
Resulullah (SAV)'ın ehli beytine nisbet edilen ve siyasi savaşlarında Hz. Ali'nin yanında bulunanların rivayet ettiği hadislerden başkasını kabul etmezler Hadislerin kabulünde sahih olup olmadığına, senedine ve ilmi metoda ehemmiyet vermezler. Çok defa meçhul şahıslardan rivayet ederler ve derler ki : Muhammed b. İsmail'den .o da ashabımızdan birinden, o da bir adamdan rivayet etti ki şöyle dedi..." Kitapları sıhhatinin ispatı mümkün olmayan on binlerce hadisle doludur. Ve bu hadisler üzerinde dinlerini bina etmişlerdir " Bu tutumlarıyla Sünnet-i Nebeviye'nin dörtte üçünden fazlasını inkar etmişlerdir. Bu nokta Şiiler'in diğer müslümanlardan ayrıldığı en mühim noktadır





SAHABE

Ehli Sünnet'e Göre:
Ehli Sünnet sahabeye hürmet edilmesi ve onlardan razı olduklarına ittifak etmişlerdir. Çıkan anlaşmazlıklar samimi olarak yaptıkları ictihad kabilindendir. Ve o ortam geçmiştir. Onların anlaşmazlıklarını ele alarak nesiller boyu kin beslemek caiz değildir, Zira sahabileri Allahu Teala hayırla zikretmiş çok yerde methetmiş ve bazılarını tahdit ederek beraatlarını beyan etmiştir. Bu sebepten de kimsenin onları itham etmesi helal olmaz ve bunda kimsenin de bir menfaati yoktur.

Şiiler'e Göre:
Resulullah'tan sonra parmak sayısını aşmayacak kadar az bir topluluğun dışında bütün sahabenin kafir olduğuna inanırlar Hz Ali'ye çok özel bir makam verirler. Bazıları vasi, bazıları peygamber bazıları da ilah mertebesinde olduğuna inanırlar Sonra da kalkar müslümanlar hakkında Hz. Ali hususunda inançlarına göre hüküm verirler. Hz. Ali'den önce halife seçilenler ya zalim veya kafirdir. Hz. Ali'ye fikrinde muhalefet eden zalim veya kafir veyahut da fasıktır. Hz. Ali'nin zurriyetinden gelenlere muhalefet etmek de böyledir. Böylece tarihte nesiller boyu devam eden bir düşmanlık ve iftira kapısı açtılar Şii'lik bu öğretilerle devam eden tarihi bir ekol haline geldi.





TEVHİD (ALLAH'I BİRLEME) İNANCI

Ehli Sünnet'e Göre:
Allah'ın bir olduğuna, ortağı, benzeri olmadığına ,kul ile Allah arasında vasıta bulunmadığına iman ederler. Sıfat hususundaki ayetlere tevil, inkar ve teşbih yapmaksızın inanırlar. Allah dini tebliğ için peygamberler göndermiştir. Onlar da dini tebliğ etmişler hiçbir şeyi gizlememişlerdir. Gaybı sadece Allah'ın bildiğine inanırlar. Şefaatin Allah'ın izni şartına bağlı olduğuna, duanın, adağın ve kurbanın sadece Allah için olacağına, Allah'-dan başkasına caiz olmadığına inanırlar. Hayır ve şerrin Allah'ın mülkünde olduğuna, Allah'tan başkasının diri olsun ölü olsun kainatta tasarruf ve yetkisinin olmadığına, her
kesin Allah'ın fadl ve rahmetine muhtaç olduğuna inanırlar. Allah'ı bilmek ise akıldan önce Şeriat ve Allah'ın ayetleriyle olacağına inanırlar. Her zaman hakkı bulması mümkün olmayan aklıyla insan imanını kuvvetlendirir.

Şiiler'e Göre:

Allah'ın birliğine iman ederler fakat bu inancı bazı şirke götüren tutumlarıyla bulandırırlar Allah'tan başkalarına, kullara dua eder onlardan isterler ve "Ya Ali, Ya Hüseyin, Ya Zeyneb" derler. Allah'tan başkasına kurban keserler ve adak adarlar Ölülerden ihtiyaçlarının giderilmesini isterler Kendilerince malum duaları vardır. Bu dualarla ibadet ederler imamlarının masum olduğuna ve gaybı bildiklerine inanırlar, imamlarının kainatı idare ettiklerine inanırlar. Bu batıl inançlarını bina etmek için de kendilerine göre bir tasavvuf yolu icad ederler. Evliyanın, kutupların ve Ehli beytin (Allah'ın kudretinin dışında) hususi güç ve kuvvetlerinin olduğuna inanırlar. Dinde imtiyazlı bir tabaka olduğunu yayarlar ve bu imtiyazın veraset yoluyla oğullarına geçtiğini öğretirler. Allah'ı bilmenin akıl ile olduğuna Kur'an ayetlerinin aklın te'kidi mahiyetinde olduğuna. Kur'an'ın yeni şey getirmediğine inanırlar. Onlara göre Kur'an aklın eriştiği marifeti kuvvetlendirir.





RÛYETULLAH (ALLAH'I GÖRMEK)

Ehli Sünnet'e Göre:
Ahirette görmek mümkündür. Zira Kur'an'da : "O günde bazı yüzler parlaktır (çünkü) Rablerine bakmaktadırlar" buyurulmaktadır. (Ayrıca bu hususta sarih hadisler vardır).

Şiiler'e Göre:
Ne dünyada ne de ahırette görmek mümkün değildir





GAYB

Ehli Sünnet'e Göre:
Gaybı Allah'tan başkası bilemez. Allah gaybı kendisine has kılmıştır Ancak başta Hz. Muhammed olmak üzere peygamberlerine gayba ait bazı şeyleri bildirir. "Dilediğinden başka onun ilminden hiç bir şeyi kavrayamazlar."

Şiiler'e Göre:

Gaybı bilmenin sadece kendi imamlarının hakkı olduğuna inanırlar (Gaybtan haber vermek Peygamberin hakkı değildir) Bu sebepden bazıları imamlarına ilahlık nisbet etmektedirler.
Güncelleme..............
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt