mürmüdük
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 7 Tem 2009
- Mesajlar
- 6,952
- Tepki puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 53
- Web Sitesi
- anadoluhaber.blogcu.com
NECİP FAZIL KISAKÜREK
Ömrünün son yıllarında sıkıntılı bir hayat geçiren büyük düşünür Necip Fazıl Kısakürek, 1904 yılında Kahramanmaraşlı köklü bir ailenin çocuğu olarak İstanbul Çemberlitaş’ta dünyaya geldi. 1912’de Gedikpaşa’da bir Fransız okuluna yazıldı. Sonra yine aynı semtte bulunan Amerikan Koleji’ni bitirdi. Annesinin hastalığı sebebiyle taşındıkları Heybeliada’daki Bahriye Mektebine girdi. 1917 yılında Darülfünun’da Felsefe eğitimine başladı. 1924 yılında Maarif Vekaleti sırasında Paris, Sorbon Üniversitesi’ne gönderildi ve bir yıl sonra eğitimini yarıda bırakarak geri döndü.
Mizacı O’nun bir işte sürekli olarak çalışmasını engelliyordu. Bu yüzden Paris dönüşü başladığı bankacılık görevinden 1938 yılında ayrıldı. 1941 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi ve Robert Kolej’de hocalık yaptı. Yine bu tarihlerde yazar ve şair olarak Babıali’de görev almaya başladı.
İslamın özünü anlaması yine bu yıllara rastlamaktadır. Büyük Doğu Hareketi adı ile başlattığı hareket kısa süre içerisinde din düşmanlarının korkulu rüyası haline geldi. 1943-1972 yılları arasında Anadolu’nun bütün illerini karış karış gezerek konferanslar verdi. Hakkında sekiz dava açıldı. Bu davalar sonucunda üç yıl altı ay cezaevinde kaldı. Kendisine yapılan bütün haksızlara rağmen 1984 yılında vefat edene kadar mücadelesine devam etti.
Mücadelesi sadece din düşmanları ile olmamış, din adına ortaya çıkarak dine isteyerek yada istemeyerek büyük zararlar veren sapkın akımlarla da mücadele etmiştir. "Doğru Yolun Sapık Kolları"adındaki kitabı bir çok insanı bu sapkın akımların etkisinden kurtarmıştır.
Necip Fazıl, bu önemli eserinde Batınilerden Vehabilere kadar bütün sapkın fırkaların görüşlerini anlatmış ve doğru yol olarak Resulullah’ın ve sahabenin yolu olan "Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat”i göstermiştir.
Necip Fazıl Kısakürek’in bazı sözleri şöyledir:
"Sapık kolların yelpazevari açıldığı, modalaştığı ve bir cümbüş havası içerisinde tepindiği ikinci ve üçüncü hicri asırlar, sünnet ve cemaat ehl-i caddesinde yolun bütün ölçülerini abideleştiren iki zafer takına şahid oldu.
İslami itikad esaslarıyle beraber iş ve amel kanunlarını istikametlendiren dört geçitli bir tak ile, doğrudan doğruya iman ve itikat yönlerini perçinleyen iki geçitli başka bir tak... Biri iş ve amelde diğeri iman ve itikatta...
İş ve amelde: İmam Malik, İmam Azam, İmam Şafii, İmam Ahmed Bin Hanbel;
İman ve itikatta: İmam Maturidi, İmam Eş’ari.
Bunlar doğru yolun hudut bekçisi karakollarını temsil ve sünnet ve cemaat ehl-i zabıtasını teşkil ederler.
Kitap, Kuran, sünnet, Allah’ın Resulü’nün her sözü, her emri, her hareketi... İcma ümmetin, yani ümmetlik vasfına en layık ve en üstün derece sahabilerin, üzerinde birleştikleri toplu hükümler... Kıyas belli başlı din alimlerinin nisbet yoluyla buluşları...
Dereceler yukarıya doğru birbirinde erir ve nihayet tek mutlakta toplanır. Allah’ın kitabında ve yanıbaşında Peygamberin sünneti...
İşte sünnet ve cemaat ehl-inin yolu, bu kahramanların binbir fesad çizgisi arasında düpedüz meydana çıkardığı caddedir. Bu caddede hem itikat, hem amel, dört geçitli zafer takını yükseltenler, kendilerinden sonra itikat mimarlarının da çekirdeğini getirmiş olarak dış cephenin en büyük mühendisleri..." (Necip Fazıl Kısakürek, Doğru Yolun Sapık Kolları: Arınma Çağında İslam, s. 95)
Ömrünün son yıllarında sıkıntılı bir hayat geçiren büyük düşünür Necip Fazıl Kısakürek, 1904 yılında Kahramanmaraşlı köklü bir ailenin çocuğu olarak İstanbul Çemberlitaş’ta dünyaya geldi. 1912’de Gedikpaşa’da bir Fransız okuluna yazıldı. Sonra yine aynı semtte bulunan Amerikan Koleji’ni bitirdi. Annesinin hastalığı sebebiyle taşındıkları Heybeliada’daki Bahriye Mektebine girdi. 1917 yılında Darülfünun’da Felsefe eğitimine başladı. 1924 yılında Maarif Vekaleti sırasında Paris, Sorbon Üniversitesi’ne gönderildi ve bir yıl sonra eğitimini yarıda bırakarak geri döndü.
Mizacı O’nun bir işte sürekli olarak çalışmasını engelliyordu. Bu yüzden Paris dönüşü başladığı bankacılık görevinden 1938 yılında ayrıldı. 1941 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi ve Robert Kolej’de hocalık yaptı. Yine bu tarihlerde yazar ve şair olarak Babıali’de görev almaya başladı.
İslamın özünü anlaması yine bu yıllara rastlamaktadır. Büyük Doğu Hareketi adı ile başlattığı hareket kısa süre içerisinde din düşmanlarının korkulu rüyası haline geldi. 1943-1972 yılları arasında Anadolu’nun bütün illerini karış karış gezerek konferanslar verdi. Hakkında sekiz dava açıldı. Bu davalar sonucunda üç yıl altı ay cezaevinde kaldı. Kendisine yapılan bütün haksızlara rağmen 1984 yılında vefat edene kadar mücadelesine devam etti.
Mücadelesi sadece din düşmanları ile olmamış, din adına ortaya çıkarak dine isteyerek yada istemeyerek büyük zararlar veren sapkın akımlarla da mücadele etmiştir. "Doğru Yolun Sapık Kolları"adındaki kitabı bir çok insanı bu sapkın akımların etkisinden kurtarmıştır.
Necip Fazıl, bu önemli eserinde Batınilerden Vehabilere kadar bütün sapkın fırkaların görüşlerini anlatmış ve doğru yol olarak Resulullah’ın ve sahabenin yolu olan "Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat”i göstermiştir.
Necip Fazıl Kısakürek’in bazı sözleri şöyledir:
"Sapık kolların yelpazevari açıldığı, modalaştığı ve bir cümbüş havası içerisinde tepindiği ikinci ve üçüncü hicri asırlar, sünnet ve cemaat ehl-i caddesinde yolun bütün ölçülerini abideleştiren iki zafer takına şahid oldu.
İslami itikad esaslarıyle beraber iş ve amel kanunlarını istikametlendiren dört geçitli bir tak ile, doğrudan doğruya iman ve itikat yönlerini perçinleyen iki geçitli başka bir tak... Biri iş ve amelde diğeri iman ve itikatta...
İş ve amelde: İmam Malik, İmam Azam, İmam Şafii, İmam Ahmed Bin Hanbel;
İman ve itikatta: İmam Maturidi, İmam Eş’ari.
Bunlar doğru yolun hudut bekçisi karakollarını temsil ve sünnet ve cemaat ehl-i zabıtasını teşkil ederler.
Kitap, Kuran, sünnet, Allah’ın Resulü’nün her sözü, her emri, her hareketi... İcma ümmetin, yani ümmetlik vasfına en layık ve en üstün derece sahabilerin, üzerinde birleştikleri toplu hükümler... Kıyas belli başlı din alimlerinin nisbet yoluyla buluşları...
Dereceler yukarıya doğru birbirinde erir ve nihayet tek mutlakta toplanır. Allah’ın kitabında ve yanıbaşında Peygamberin sünneti...
İşte sünnet ve cemaat ehl-inin yolu, bu kahramanların binbir fesad çizgisi arasında düpedüz meydana çıkardığı caddedir. Bu caddede hem itikat, hem amel, dört geçitli zafer takını yükseltenler, kendilerinden sonra itikat mimarlarının da çekirdeğini getirmiş olarak dış cephenin en büyük mühendisleri..." (Necip Fazıl Kısakürek, Doğru Yolun Sapık Kolları: Arınma Çağında İslam, s. 95)