Resul Aydın
Kayıtlı Kullanıcı
İnsan hakları düşünce ve inanç hürriyeti
''İNSAN HAKLARI’’ DEDİLER, HÜRRİYET ADINA ABİDELER BİLE DİKTİLER, İNSANLARI, İNSANİ DEĞERLERİ, HÜRRİYET DİYE DİYE KATLETTİLER.''
''İNSAN HAKLARI’’ DEDİLER, HÜRRİYET ADINA ABİDELER BİLE DİKTİLER, İNSANLARI, İNSANİ DEĞERLERİ, HÜRRİYET DİYE DİYE KATLETTİLER.''
TARİHÎ BOYUT
Fikir ve inanç hürriyeti ''hayat hakkı'' gibi, ''mülkiyet hakkı'' gibi, insanın insan olarak doğuştan sahip oduğu tabii haklardandır.
Fikir ve inanç hürriyeti veya hürriyetsizliği konusu insanın varolduğu günden bu yana mevcuttur. Düşünce, fikir, insan olmanın lâzım-ı gayr-ı mufârıkı (değişmez özelliği) dir.
Fikir ve inanç hürriyeti ''hayat hakkı'' gibi, ''mülkiyet hakkı'' gibi, insanın insan olarak doğuştan sahip oduğu tabii haklardandır.
Fikir ve inanç hürriyeti veya hürriyetsizliği konusu insanın varolduğu günden bu yana mevcuttur. Düşünce, fikir, insan olmanın lâzım-ı gayr-ı mufârıkı (değişmez özelliği) dir.
İnsanı diğer varlıklardan ayıran akıl, düşünme meziyetidir. Onun içindir ki, ''fikrin tarihi insanın arz üzerinde mevcut olduğu günden başlar'' denilmiştir.
Fikir ve inancın suç teşkil etmesi, yasaklanması, harekete dönüşmesine bağlıdır. O fikir ve inanç zararlı da olsa.. Fiile inkılâp etmeyen, düşünce olarak kalan fikr'in suç olarak görülmesi, yasaklanması düşünülemez, düşünülmemelidir. Hatta kınanması, hor görülmesi de..
Fikre, düşünceye, fiil'e inkılâp etmemiş fikir ve düşünceye zincir vurulamaz. Bunun en güzel misali Galile'dir.
Fikir ve inancın suç teşkil etmesi, yasaklanması, harekete dönüşmesine bağlıdır. O fikir ve inanç zararlı da olsa.. Fiile inkılâp etmeyen, düşünce olarak kalan fikr'in suç olarak görülmesi, yasaklanması düşünülemez, düşünülmemelidir. Hatta kınanması, hor görülmesi de..
Fikre, düşünceye, fiil'e inkılâp etmemiş fikir ve düşünceye zincir vurulamaz. Bunun en güzel misali Galile'dir.
Galile tâ milâdî 1611'lerde kendi eliyle bir dürbün yapmış; bu dürbünle güneş'in üzerindeki lekeleri tesbit etmiş; bu lekenin hareketinden, dünyanın, kâinâtın merkezi olmadığı; sâbit te olmadığı; güneşin etrafında döndüğü fikrine, kanaatına ulaşmıştı.
Roma'daki ''SanctumOffictum'' (Kutsal dâire) bu kanaatından dolayı Galile'yi idama mahkum etti. Tabii bu kanaatını açıkladığı için..
Roma'daki ''SanctumOffictum'' (Kutsal dâire) bu kanaatından dolayı Galile'yi idama mahkum etti. Tabii bu kanaatını açıkladığı için..
Yakın dostları Galile'yi ikna ettiler. İdamdan kurtulmak için büyük ilim adamı SANCTUM OFFİCİUM önünde kanaatından vaz geçtiğini söyledi. ..Ve idamdan kurtuldu. Fakat mahkemeden çıkınca EPPUR Sİ MOUVE (Dünya yine de dönüyor) demekten kendini alamadı.
Yani düşünceye zincir vurulamaz. Roma'nın Sanctum Officium'una rağmen.. Modern zamanlarda en modern zincirlerle fikir ve inançlar için hazırlanmış en modern, en çağdaş parangalara rağmen..
Yani düşünceye zincir vurulamaz. Roma'nın Sanctum Officium'una rağmen.. Modern zamanlarda en modern zincirlerle fikir ve inançlar için hazırlanmış en modern, en çağdaş parangalara rağmen..
Bunun en güzel örneği, şte bu Galile misali. Diyanet Gazetesi, Temmuz 1983 sayısında ''Geç kalmış bir itiraf'' başlığı ile geniş bir ''Haber yorum'' yayınladı:''Kilise Galile'ye Haksızlık Etmiştir'' Bu haber ve yorumda şöyle deniliyor:
''Geçtiğimiz yıl, aralarında 33 tane Nobel ödülü almış bilim adamının da bulunduğu milletlerarası üne sahip 200 kişilik bir bilim heyeti, Vatikan'da Papa II.Jean Paul'a başvurarak davanın geri alınmasını istediler.''
''Geçtiğimiz yıl, aralarında 33 tane Nobel ödülü almış bilim adamının da bulunduğu milletlerarası üne sahip 200 kişilik bir bilim heyeti, Vatikan'da Papa II.Jean Paul'a başvurarak davanın geri alınmasını istediler.''
Papa dünyanın döndüğünü kabul etti ve kilisenin namusunu kurtarmak için tarihî bir itirafta bulundu:''Kilise Galile'ye haksızlık etmiştir'' dedi. Neden sonra değil mi? ''Ba'de harab'il Basra''.. Halbuki Kopernikte'ten 500, Galile'den 591 yıl önce yaşamış olan büyük İslâm Bilgini Birûni, Kur'an-ı Kerim'in ışığında bu gerçeğe ulaşmış, hatta yerçekimi hesapları bile yapmıştır. Hiçbir müslümandan herhangi bir tepki görmediği gibi, bil'akis devrin müslüman idarecilerinden alâka ve teşvik görmüştür.
Galile misali tek örnek değil şüphesiz.. Daha önceki ve sonraki çağlarda fikir, düşünce ve inançlarından dolayı zulme uğrayan ''Mazlum'' lar, ''Mağdur'' lar var.. Çok sayıda var!.
SOKRAT Atina'da fikirlerinden dolayı yargılanmış, idama mahkum edilmiş.. Dünya Sokrat gibi bir soylu fikir ve düşünce âbidesinden ''Fikir ve Düşüncelere tahammül Edememe ibtidâiliği'' yüzünden mahrum kalmış.
ARİSTO, hakkında aynı hüküm uygulanacağını farketmiş, Atina'yı terketmiş..
SPİNOZA, inanç ve kanaatleri sebebiyle yahudi toplumu tarafından aforoz edilmiş.. Bununla yetinilmemiş, Amsterdam'da yargılanmış; sürgün cezasına çarptırılmış..
ROMA İMPARATORLUĞU, 4'ncü asrın sonlarına kadar Yahudi ve Hristiyan'ları canhıraş işkencelere tabi tutmuş.
ROMA İMPARATORLUĞU, 4'ncü asrın sonlarına kadar Yahudi ve Hristiyan'ları canhıraş işkencelere tabi tutmuş.
YAHUDİ VE HRİSTİYANLAR, kendi dinlerinden insanlara, ayrı koldan, ayrı mezheptendir diye olmadık zulümler, cezalar uygulamışlar. Yüz kızartıcı Engizisyon Mahkemeleri uygulamaları insanlığı bugün de utandırır.
İNSAN HAKLARINA GENEL BİR BAKIŞ
ZENCİ TİCARETİ
AFRİKA'nın çeşitli bölgelerinden Amerika'ya yüzyıllarca zenci ticareti yapılmış. Gemiler Afrika'dan Amerika'ya bir mal taşır gibi zenci taşımışlar. Bu zenci aşağılamasının yer-yer bugün bile devam ettiği izahtan vâreste..
Amerikalı zenci müslümanların bu konuyu drama uslûbuyla anlatan bir plâkları var. Sözleri şöyle :
AFRİKA'nın çeşitli bölgelerinden Amerika'ya yüzyıllarca zenci ticareti yapılmış. Gemiler Afrika'dan Amerika'ya bir mal taşır gibi zenci taşımışlar. Bu zenci aşağılamasının yer-yer bugün bile devam ettiği izahtan vâreste..
Amerikalı zenci müslümanların bu konuyu drama uslûbuyla anlatan bir plâkları var. Sözleri şöyle :
''Sen dünyanın en sıcak, en renkli vatanı Afrika'da yaşıyordun. İstediğin meyveyi koparabilir, istediğin hayatı yaşayabilirdin. Adın Ali, Abdullah, Ahmet, Mehmet'ti.
Bir gün kıyıya adamlar geldiler. Sen onları çiçeklerle karşıladın. Ama onlar seni demirlere vurup memleketlerine götürdüler; köle ettiler. Adını Cassius. John, Michel koydular.
Bir gün kıyıya adamlar geldiler. Sen onları çiçeklerle karşıladın. Ama onlar seni demirlere vurup memleketlerine götürdüler; köle ettiler. Adını Cassius. John, Michel koydular.
Bodrumlara kapattılar. Hürriyetini elinden aldılar. Seni alkole ve ahlâksızlığa mahkum ettiler. Tekrar hürriyetine, insanlığa dönmek istiyorsan Müslüman ol. Adını değiştir, ahlâkını değiştir, ruhunu değiştir. Allah'a ve Peygamber'e koş...''
Bu plâk Amerika'daki zenci müslümanlar tarfından her zaman çalınıp dinlenmekte ve İslâmiyet çığ gibi büyümektedir.
Bu plâk Amerika'daki zenci müslümanlar tarfından her zaman çalınıp dinlenmekte ve İslâmiyet çığ gibi büyümektedir.
Yeni kıt'a Amerika'daki dram zenci dramından mı ibaret? Uzun yıllar devam eden Kızılderili avı, tahkir ve terzil edici tarzda bugün de devam ediyor. Bugün sadece şekil/metod değişmiş. Avlana avlana bitirilen Kızılderililerden artakalanlar, büyük parklarda, teşhir yerlerinde toplanmış... Turistlerin seyir ve başka zevklerini tatmin için..
İngiltere'nin Gurka askerleri, Hindistan'da görülen Parya uygulaması, Ortaçağ'dan kurtulup, gûya modernleşen dünyanın insanlık adına yüzünü kızartan modern ibtidaîlikler değil midir?
İngiltere'nin Gurka askerleri, Hindistan'da görülen Parya uygulaması, Ortaçağ'dan kurtulup, gûya modernleşen dünyanın insanlık adına yüzünü kızartan modern ibtidaîlikler değil midir?