Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Dünya! (1 Kullanıcı)

Zeynep..

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eki 2009
Mesajlar
161
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı”(Ankebut, 64)

Allah razi olsun hepinizden.
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı”(Ankebut, 64)

Allah razi olsun hepinizden.

amin kardesim okuyan yüreginize, gözlerinize saglik
Allah'a (Celle Celaluh) emanet olun
Selam ve baki dua ile...
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
عن ابن عباس رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُول اللَّهِ صَلّى اللَّهُ عَلَيْهِ وسَلَّم: «نِعْمَتانِ مَغْبُونٌ فِيهِما كَثِيرٌ مِنَ النَّاسِ: الصِّحَّةُ والفَرَاغُ» رَوَاهُ مُسْلِمٌ.

İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, yerkürenin kapkaranlık çehresini bir hamlede ışığa boğan Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular:

“İnsanların çoğunun kıymetini bilemedikleri ve aldandıkları iki nimet vardır ki bunlar; sıhhat ve boş vakittir.”

(Buhârî, Rikak 1. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 1; İbni Mâce, Zühd 15)
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
Allahü teâlâyı, görür gibi ibâdet et! Sen O'nu görmüyorsan da, O seni görüyor." (Hadîs-i şerîf-Buhârî ve Müslim)

İnsanlar ibâdet yapmak için yaratıldı. İbâdetin özü de; kalbin her zaman Allahü teâlâdan gâfil olmamasıdır, unutmamasıdır. (Ubeydullah-ı Ahrâr)

İbâdet etmek bakımından dünyânın bir sâati, kıyâmetin bin senesinden daha iyidir. Zîrâ bu bir sâatte; sâlih, faydalı amel işlenebilir. Hâlbuki kıyâmetin o bin senesinde bir şey yapılamaz. O hâlde, ey mü'min kardeşim! Vaktini boş şeylerle geçirme! Zamânının kıymetini bil ve en iyi şeyler için kullan! Namazlarını vaktinde kıl ki, kıyâmet günü pişman olmayasın!Çok büyük sevâba kavuşasın!(Cüneyd-i Bağdâdî)
 

serranur27

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Mar 2009
Mesajlar
383
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Allah razı olsun,inşallah farkına varanlardan oluruz...
 

smyyes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
3,791
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
30
dünyanın geçici olduğunu çoğu kişi biliyor.
ama kimsenin bu yolculuk için hazırlık yaptığı yok.
sanki hep burada kalacakmışız gibi..
birgün bizde
geldik ve gidiyoruz diyeceğiz
hayırlı amellerle dolu bir dünye hayatı geçirmek dileğiyle
Allah a emanet olun
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
dünyanın geçici olduğunu çoğu kişi biliyor.
ama kimsenin bu yolculuk için hazırlık yaptığı yok.
sanki hep burada kalacakmışız gibi..
birgün bizde
geldik ve gidiyoruz diyeceğiz
hayırlı amellerle dolu bir dünye hayatı geçirmek dileğiyle
Allah a emanet olun

cok haklisin degerli kardesim gelip gecici olan bu dunyadan Ebedi aleme gidis var ama cok aldaniyoruz insaALLAH su hadisi serif düsturumuz olur;
" Ben dünya ile beraber degilim. Benim dünya ile beraberligim ancak bir agacin altinda biraz gölgelenip sonra giden ve agaci orada birakan bir yolcunun beraberligi gibidir."

katkin için tesekkurler kardesim
selametle
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
DÜNYA SALTANATINDAN KIYMETLİ AMEL

Zikrin hakîkatine ererek ilâhî muhabbetin lezzetini tadan kullar için bütün dünyevî zevkler değerini yitirir. Nitekim dünya saltanatını bir kenara bırakıp ilâhî aşk deryâsına dalmış olan İbrahim bin Edhem Hazretleri buyurur ki:

“İlâhî muhabbetteki vecd ve istiğrâkımız müşahhas bir şey olsaydı; krallar onu alabilmek için bütün hazinelerini de krallıklarını da fedâ ederlerdi.”

Dâvûd (as), kendisine lûtfedilen büyük mülk ve saltanata rağmen kalben dünyaya meyletmezdi. Rabbiyle öyle müstesnâ bir huzur ve yakınlık iklîminde yaşardı ki, zikre başladığı zaman onunla birlikte dağlar, taşlar ve hattâ vahşî hayvanlar bile vecd ve istiğrak hâline bürünürdü.

Dâvûd (as)’ın oğlu Süleyman (as)’a ise, hiçbir kula nasip olmayan muhteşem bir saltanat bahşedilmişti. Rivâyete göre bir gün Süleyman (as), kuşların gölgesinde, insanlar, cinler, vahşî ve evcil hayvanlar sağında ve solunda olmak üzere büyük bir ihtişam içerisinde ordusuyla gidiyordu. Bu hâliyle, İsrâiloğulları’ndan bir âbidin yanına uğradı. Âbid ona:

“–Ey Dâvud’un oğlu, Allah sana ne büyük bir saltanat bahşetmiş!” dedi.

Süleyman (as) bunu işitince şu karşılığı verdi:

“–Mü’min bir kulun amel defterinde bulunan bir tek tesbîh (sübhânallâh sözü) Dâvud’un oğluna verilenden daha hayırlıdır. Çünkü Dâvud’un oğluna verilen fânîdir, hâlbuki tesbîhin kazandıracağı saltanat bâkîdir.” (Rûhu’l-Beyân, VII, 150)

Allah Teâlâ, Hazret-i İbrahim’e (as) de sayılamayacak kadar koyun sürüleri ihsân etmişti. Bir gün Cebrâîl (as), insan sûretinde gelerek:

“–Bu sürüler kimin? Bana sürülerden birini satar mısın?” diye sordu. İbrahim u:

“–Bu sürüler Rabbimindir. Şu anda benim elimde emânet olarak bulunuyor. Bir kere zikredersen, üçte birini; üç kere zikredersen hepsini al, götür!” dedi.

Cebrâîl u da üç defa;

»سُبُّوحٌَ قُدُّوسٌ رَبُّنَا وَ رَبُّ الْمَلَائِكَةِ وَالرُّوحِ «

“Bizim Rabbimiz, Rûh’un ve melâike-i kirâmın Rabbi, bütün kusurlardan münezzeh, cümle eksikliklerden pâk ve yücedir.” diye zikredince İbrahim (as):

“–Al hepsi senin olsun, al götür!” dedi. Cebrâîl (as):

“–Ben insan değil, Cibrîl’im, alamam.” dedi. İbrahim (as) da:

“–Sen Cibrîl’sen, ben de Halîl’im (Allâh’ın dostuyum). Verdiğimi geri almak bana yakışmaz.” karşılığını verdi.

Nihayet İbrahim u, sürülerinin hepsini sattı; mülk alıp vakfetti. Böylece bütün dünya metâının, Allâh’ın zikri karşısında bir “hiç” mesâbesinde olduğunu fiilen tebliğ edip “Halîlullah/Allâh’ın dostu” sıfatına liyâkatini tescil etmiş oldu.

Bir gün Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem zikrin Hak katındaki kıymetini ifâde sadedinde ashâbına:

“−Size en hayırlı, Allah katında en değerli, derecenizi en fazla yükseltecek, sizin için sadaka olarak altın ve gümüş dağıtmaktan daha kazançlı, düşmanla karşılaşıp da sizin onların boynunu vurmanızdan, onların da sizi öldürmesinden daha çok sevap getirecek amelin ne olduğunu haber vereyim mi?” diye sormuştu. Onlar da:

“−Evet, söyleyiniz!” dediler. Rasûl-i Ekrem r de:

“−Allah Teâlâ’yı zikretmektir.” buyurdu.
(Tirmizî, Deavât, 6)

Yine Hazret-i Peygamber r, Necd taraflarına bir birlik göndermişti. Onlar da bir miktar ganimet elde ederek geri döndüler. Adamın biri:

“–Bu birlikten daha çabuk dönen ve daha fazla ganimet elde eden başka bir birlik görmedik.” dedi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz r şöyle buyurdu:

“–Ben size bunlardan daha hızlı ve daha fazla ganimet alan bir topluluğu bildireyim mi? Onlar, sabah namazında hazır bulunan, namazdan sonra oturup Güneş doğana kadar Allâh’ı zikreden kimselerdir.” (Tirmizî, Deavât, 198)

Allah katında dünyanın, bir sivrisineğin kanadı kadar bile değeri yoktur.1 Dolayısıyla dünyanın aldatıcı câzibelerine rağmen dilini ve gönlünü dâimâ Hakk’ın zikriyle meşgul edebilenlerin bu ameli, Allah katında cihan mülküyle değişilmeyecek kadar değerlidir. Bu hakîkati Efendimiz r şöyle ifâde buyurmuşlardır:

“Dünya ve onun içinde olan şeyler değersizdir. Sadece Allâh’ı zikretmek ve O’na yaklaştıran şeylerle, ilim (mârifet ilmi) öğreten âlim ve (Hakk’a lâyıkıyla kul olmak için) tahsil gören talebe bundan müstesnâdır.” (Tirmizî, Zühd, 14)

Sahâbeden Sevbân t şöyle anlatır:

“…Altın ve gümüşü biriktirip de bunları Allah yolunda sarf etmeyenlere acıklı bir azâbı müjdele!” (et-Tevbe, 34) âyeti nâzil olduğu zaman biz, Peygamber Efendimiz’le birlikte seferde bulunuyorduk. Sahâbeden bâzıları:

“–Altın ve gümüş hakkında inecek olan indi. (Artık bir daha onları biriktirmeyiz. İhtiyacımız dışındakileri infâk ederiz.) Keşke hangi şeyin daha hayırlı olduğunu bilsek de, ondan biraz edinsek.” dediler.

Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem şu cevâbı verdi:

“–Sahip olunan şeylerin en fazîletlisi;

(Hayatın hiçbir safhasında Allâh’ı unutmayıp dâimâ) zikreden bir dil,

(Bütün nîmetleri Hakk’ın lûtfettiğinin idrâki içinde) şükreden bir kalp ve

Kocasının îmânına yardımcı olan sâliha bir zevcedir.”
(Tirmizî, Tefsîr, 9/9)

ALTINOLUK DERGİSİ (OSMAN NURİ TOPBAŞ HOCAEFENDİ)
 

Çeşm-i Bülbül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2009
Mesajlar
13,384
Tepki puanı
6
Puanları
0
selamun aleykum gurbette abi.
ALLAH Celle Celalühü Razı olsun.
 

ibra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Eyl 2009
Mesajlar
6,106
Tepki puanı
12
Puanları
38
Yaş
30
Konum
Konya
Çook güzel paylaşımlar.

ALLAH celle celalühü razı olsun :)
 

suda

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Kas 2010
Mesajlar
336
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
güzel bir yazı teşekkürler
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
selamun aleykum gurbette abi.
ALLAH Celle Celalühü Razı olsun.

Çook güzel paylaşımlar.

ALLAH celle celalühü razı olsun :)

güzel bir yazı teşekkürler

ve aleykum selam tesekkur ediyorum degerli kardeslerim
Rabbim hepimizden razi olsun, ayrica OSMAN NURİ hocam'a cok tesekkur ediyorum bu degerli ve bizleri aydinlatici yazilarindan dolayi...
selam ve dua ile...
 

LUTFI

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Haz 2007
Mesajlar
2,120
Tepki puanı
0
Puanları
0
selamun aleykum

Dünya nedir
Allah Azze ve Celle dunya için su sekilde bildirmistir;


Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, '(eğlence türünden) tutkulu bir oyalama', bir süs, kendi aranızda bir övünme (süresi ve konusu), mal ve çocuklarda bir 'çoğalma-tutkusu'dur. Bir yağmur örneği gibi; onun bitirdiği ekin ekicilerin (veya kafirlerin) hoşuna gitmiştir, sonra kuruyuverir, bir de bakarsın ki sapsarı kesilmiş, sonra o, bir çer-çöp oluvermiştir. Ahirette ise şiddetli bir azap; Allah'tan bir mağfiret ve bir hoşnutluk (rıza) vardır. Dünya hayatı, aldanış olan bir metadan başka bir şey değildir. (Hadid suresi 20)

Ey insanlar, hiç şüphesiz Allah'ın va'di haktır; öyleyse dünya hayatı sizi aldatmasın ve aldatıcı(lar) da, sizi Allah ile (Allah'ın adını kullanarak) aldatmasın. (Fatir suresi 5)

Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem söyle buyuruyor:

" Dünya sevgisi her kötülügün basidir."

baska bir Hadisi Serifte ise;
" Ben dünya ile beraber degilim. Benim dünya ile beraberligim ancak bir agacin altinda biraz gölgelenip sonra giden ve agaci orada birakan bir yolcunun beraberligi gibidir."

Allah'a emanet olun

Emeğine sağlık kardeşim .güzel bir paylaşım olmuş.
Dünya bir tiyatro insanlar ise onun aktörleridir.
Selam ve dua ile
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
Emeğine sağlık kardeşim .güzel bir paylaşım olmuş.
Dünya bir tiyatro insanlar ise onun aktörleridir.
Selam ve dua ile

tesekkur ederim
dunya bir tiyatro insanlarda onun aktörleridir, evet kimisi kötü aktördür kimisi iyi ve hayirli aktördür Rabbim bizleri hayirli olanlarindan eylesin. amin
selametle
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
Eğer dünya, Allah katında sivrisineğin kanadı kadar bir değere sahip olsaydı, Allah hiçbir kafire Dünyadan bir yudum su bile içirmezdi.
Tirmizi, Zühd 13. Ayrıca bk. İbni Mace, Zühd 3
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
421430_367703386580995_177921895559146_1375239_180829502_n.jpg
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt