Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

dua ve duanın kabul anları ve günleri (1 Kullanıcı)

erdal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Nis 2006
Mesajlar
3,212
Tepki puanı
1
Puanları
38

ferit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,723
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: DUA EDENİN ''RABBİM'' DEMESİ

RE: DUA EDENİN ''RABBİM'' DEMESİ

Esselamü aleyküm;
Allah c.c. razı olsun erdal abi çok güzel bir kıssa ders alırız İnşAAllah...
 

erdal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Nis 2006
Mesajlar
3,212
Tepki puanı
1
Puanları
38
RE: DUA EDENİN ''RABBİM'' DEMESİ

RE: DUA EDENİN ''RABBİM'' DEMESİ

ferit yazdı:
Esselamü aleyküm;
Allah c.c. razı olsun erdal abi çok güzel bir kıssa ders alırız İnşAAllah...

ALEYKÜM SELAM FERİT KARDEŞ...
RABBİM CÜMLEMİZİ MEMNUN KALACAĞI KULLAR ZÜMRESİNE DAHİL ETSİN....
ALLAHA EMANET OLUNUZ...
 

sebos

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Tem 2007
Mesajlar
100
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Web Sitesi
www.cilginbiyologlar.com
günahsız agızla dua etmek

günahsız agızla dua etmek

Cenab-ı Rabbül Alemin HZ.Musa ya
ya Musa Bana günahsız bir agızla dua et diye buyurdu
Musa(a.s)
yarabbi bende öyle bir agız yok ki,sana nasıl günahsız bır agızla dua edeyım dedi
Bunun üzerine Allah-u Teala
Baskalrının agzıyla dua et çünkü,sen baskalarının ağzıyla günah işlemiş olmassın ,öyle hareket etki diğer insanlar gece gündüz sana dua etsinler.veya kendi agzını temızle ,Allah'ın (c.c)adı temızdır,onu zıkreden agız temızlenır. buyurdu.
RABBİM GÖZÜ GÖNLÜ DİLİ TEMIZLERDEN EYLESİN BİZLERİ ADINI ANDIKCA TİTREYEN YÜREKLER VERSİN BİZE .........AMİN........
 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: günahsız agızla dua etmek

RE: günahsız agızla dua etmek

Amin......Allah(c.c)razı olsun inşallah.....B)
 

elvannn

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Tem 2007
Mesajlar
18
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: günahsız agızla dua etmek

RE: günahsız agızla dua etmek

amin..
 

emine364

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Nis 2007
Mesajlar
318
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
İSTANBUL
RE: günahsız agızla dua etmek

RE: günahsız agızla dua etmek

AMİN.
ALLAH RAZI OLSUN
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
41
Konum
sakarya
RE: günahsız agızla dua etmek

RE: günahsız agızla dua etmek

BİTANE HAFIZ TANIDIK:BAŞKALARINDAN DUA İSTEYİN.ÇÜNKÜ ALLAH KİMİN DUASINI KABUL EDER O HİÇ BELLİ OLMAZ....ODA:NERDE Bİ ÇOCUK,YETİŞKİN GÖRSEM KENDİM İÇİN DUA İSTERDİM DEMİŞTİ.
AEOLUN
 

sebos

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Tem 2007
Mesajlar
100
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Web Sitesi
www.cilginbiyologlar.com
RE: günahsız agızla dua etmek

RE: günahsız agızla dua etmek

Nevin_1982 yazdı:
BİTANE HAFIZ TANIDIK:BAŞKALARINDAN DUA İSTEYİN.ÇÜNKÜ ALLAH KİMİN DUASINI KABUL EDER O HİÇ BELLİ OLMAZ....ODA:NERDE Bİ ÇOCUK,YETİŞKİN GÖRSEM KENDİM İÇİN DUA İSTERDİM DEMİŞTİ.
AEOLUN
paylasımın ıcın saol kardesım allah razı olsun sızde allaha emanet olun B)B)
 

dolunayhilal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
287
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: günahsız agızla dua etmek

RE: günahsız agızla dua etmek

RABBİM GÖZÜ GÖNLÜ DİLİ TEMIZLERDEN EYLESİN BİZLERİ ADINI ANDIKCA TİTREYEN YÜREKLER VERSİN BİZE .........AMİN........
 

desertrose

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
3,480
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
RE: günahsız agızla dua etmek

RE: günahsız agızla dua etmek

Amin.. Allah c.c. razı olsun emeğine sağlık kardeşim..
Selamun aleykum..
 

sebos

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Tem 2007
Mesajlar
100
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Web Sitesi
www.cilginbiyologlar.com
RE: günahsız agızla dua etmek

RE: günahsız agızla dua etmek

dolunayhilal yazdı:
RABBİM GÖZÜ GÖNLÜ DİLİ TEMIZLERDEN EYLESİN BİZLERİ ADINI ANDIKCA TİTREYEN YÜREKLER VERSİN BİZE .........AMİN........
dualarda bulusmak kadar güzel ne olabiliirki allah razı olsun
 

zeynep_nur_gul

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Tem 2007
Mesajlar
24
Tepki puanı
0
Puanları
0
DUA HAYATIN ISIGIDIR HER DERDIN DEVASI DUA... !

DUA HAYATIN ISIGIDIR HER DERDIN DEVASI DUA... !


Dua, müminin gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, gülen yüzü, helale koşan ayağı, Hakk’a yönelen kalbi, zikreden dili ve fikreden beynidir. Cennet kapıları ancak duayla ve besmeleyle açılır. Cehennem kapılarını sadece dualı diller ve helâle uzanan eller kapatabilir. Dua; açan gülümüz, seherde esen yelimiz, Hakk’a teslim olan ve O’nun adıyla titreyen kalbimizdir. Gönül bahçelerimiz onunla yeşerir. Hayat onunla anlamını bulur. O ki, içimizdeki karanlıkları aydınlatır, yanan kalpleri serinletir. Fırtınanın tipiye dönüştüğü ve kurtuluşun, imkânın sınırlarını zorladığı demlerde tutacağımız yegâne dal duadır.

Dua, kulluğun en güzel ifadesidir. Kalp onunla safa bulur ve yumuşar. Belalara karşı kalkandır o. Karamsarlığın her yanımızı sarıp sarmaladığı demlerde felahlıktır, müjdedir, yeşeren taptaze umuttur. Kırk ağızlı koca kavşaklarda yolumuzu gösteren kılavuzdur. Daralan ruhlara genişliktir. Faniliğe ebedilik iksiridir. Nurdur yolumuzu aydınlığa boğan… Çölleşen maneviyat tarlalarına ilahi rahmetin sağnak sağnak yağmasıdır. Köz köz olan yürek yaralarına merhemdir. Ölümü bekleyen hastalara şifadır.

Duanın temelinde Allah’a sadakat ve güven vardır. Duayla hâl-i pür-melâlimizi Allah’a sunarız. İçimizi o büyük dosta döker, dileklerimizi onun yüce dergâhına sunar, sonra da büyük bir teslimiyetle neticeyi bekleriz. Duanın makbulünü Allah’ın cömertliğinde, reddini günahlarımızda ararız. İç dünyamıza çekidüzen veririz. Tekrar onun kapısına dayanır, duada ısrarcı oluruz. Asla ondan yüz çevirmeyiz. Zira ondan başka gideceğimiz kapı var mıdır?

Niçin dua edilir?

Allah, içimizden geçenleri bilir. Madem öyle, niye isteklerimizi dua yoluyla O’na ulaştırma yoluna başvuruyoruz? Bilinmelidir ki dua aynı zamanda bir ibadettir. Bu yolla isteklerimizi O’na iletmenin yanında; Rabbimize saygımızı, güvenimizi ve O’nun gücünün her şeye yettiğini itiraf ederiz. Bu aynı zamanda Allah’ı ululamaktır. Ondan başka gidecek kapımızın olmadığını kabullenmektir.




Onun için dua da sözden daha ziyade öz önemlidir. Neyi istediğin değil, niçin ve ne amaçla istediğin mühimdir. Dua eden kişi Allah’la arasındaki bağı pekiştirmiş olur, duadan kaçınanlar Rabbiyle aralarındaki iman bağını gevşetirler. Nasıl ki sevdiğimiz dostlarımızı sürekli arar, hâl ve hatırlarını sorar, aramızdaki muhabbet bağını berk tutarsak, işte aynen bunun gibi Allah’la olan bağımızı da duayla güçlü ve sağlam kılarız.

Dua; kulun, aczinin, fakrının ve zaaflarının itirafıdır. Öte yandan Allah’ın her şeye muktedir olduğunun dil ile ifadesi ve kalp ile tasdikidir. Kul dua ettikçe kendi güçsüzlüğünün, Allah’ın sonsuz gücünün farkına varır. Olması gereken de budur.

Dua-tevekkül beraberliği

Dua eden insanın öncelikle yapması gerekenleri yerine getirmesi, ardından tevekkül etmesi gerekir. Tevekkül, elinden gelenin azamisini yapıp, kendini aşan kısmının Allah’ın yardımına havale edilmesidir. Fakat, günümüzdeki insanların tevekkül anlayışında da ciddi yanlışlıklar vardır. Yan gelip yatarak, Allah’tan nimet ve ihsan beklemek doğru değildir. Toprağın mahsul verebilmesi için onun sürülmesi, ekilmesi, gübrelenmesi ve sulanması gerekir. Bunları yapmadan ürün beklerseniz, bu doğru bir davranış olmaz. Böyle hareket etmek tevekkül değil, miskinliktir. Miskinlik de mümine yakışmaz. Bu adetullaha (Allah’ın adeti) da muhalif bir yaklaşımdır. Her şey bir sebebe bağlıdır. Fakat nimetleri veren Allah’tır.

Tedbirsiz tevekkül olmaz. Hz. Peygamber, müminlerin elinden geleni yaptıktan sonrasını Allah’a bırakmalarını önermiştir. Bununla ilgili olarak anlatılan şu kıssa manidardır: “Bir bedevi: ‘Ya Rasûlallah! Devemi çölde bırakıp tevekkül ediyorum!’ demişti. Peygamber (sav) de cevaben : ‘Deveni bağla, ondan sonra tevekkül et!’ diyerek onu ikaz etmiştir. Konumuz tevekkül olmamasına rağmen, duanın tevekkülle yakın bir ilişkisi olmasından dolayı bu meseleye değinmeyi de gerekli gördük. Çünkü; tevekkülü kavramadan dua edilmesi ve edilen duanın netice vermemesi kulu inanç bulanıklığına sürükleyebilir.

Hz. Peygamberin duaya verdiği önem

Peygamber Efendimiz duayı hayatının her anında yaşamın en güzel meşgalesi saymıştır. Her fırsatta Allah’ına iltica etmiş, tebliğ zorluklarının ateş topuna dönüştüğü anlarda duayla serinlemiştir. Yeryüzüne O’nun kadar dua eden bir başka insan gelmemiştir. Oysa o ‘ismet’ sıfatına haizdi. Yani günah işlemezdi. Böyle olduğu halde dua ikliminden uzak durmamıştır. Ona göre “İbadetin en üstünü duadır.”… “Dua ibadetin ta kendisidir.”… “Dua, ibadetin özüdür.” O böyle yaparken biz günahkârlar nasıl olur da Allah’a yakarmaz, affını dilemez?

Resulullah her an Allah’la beraberdi. Otururken, yatarken, ayaktayken, yürürken, yolculuktayken zihni Allah’ın ululuğunu tefekkür etmekle meşguldü. Cenabı Hakk’ın isimlerini, sıfatlarını düşünür, fikrederdi. Allah’ın nimetlerini över, yüceltirdi. O, Rabbinden kendisi için güzel ahlâk ve salih amel dışında fazla bir şey istemezdi. İstekleri hep ümmetinin kurtuluşuna dairdi. Ahir zaman ümmetinin, şeytanın vesveseleriyle imansızlık bataklığına düşmemesi için Rabbine yalvarırdı. Aldığı her nefeste Rabbine şükrederdi. O bilirdi ki, dua; inen felaketlere de, inmemiş musibetlere de fayda verir. Kazayı duadan başka geri çevirecek şey yoktur. Dua her derde devadır. Allah’tan başka sığınacak kimimiz vardır?


Dua tedavi ilişkisi

Dua kula manevi güç verir. Onun dayanacağı bir güç, tutunacağı bir dal olduğunu bilmesi korkularını ve umutsuzluklarını bertaraf eder. Bundan yola çıkarak bazı hastalıkların duayla iyileştiği sonucuna varılmıştır. Zira pek çok hastalığın esas nedeni psikolojiktir. Kişi güçlü olunca hastalıkları da kolayca yenebilmektedir. Allah gibi bir dostu ve sonsuz gücü yanında hisseden kişi, elbette çok daha umutlu ve diri olacaktır.
Duanın hastalıkların iyileşme sürecine katkıda bulunup bulunmayacağı konusu Batılı bilim adamları tarafından araştırılmıştır. Mind/Body Medicam Enstitüsü’nün kurucusu Dr. Herbert Benson tarafından 10 yıl boyunca devam eden ve 1800 kişinin katıldığı bir araştırma, bu alanda şimdiye kadarki en geçerli sonuçların elde edildiği araştırma olarak nitelendirilmektedir. ABD'de federal hükümetin 2,3 milyon dolar fon ayırdığı araştırmalarla ulaşılan sonuç, dua ve hastalıkların iyileşmesi arasında birebir bağlantı olduğudur. Bu ilmî bir araştırmadır. Dolayısıyla bu neticeyi iyi okuyup yorumlamak gerekir. Bu araştırmanın Müslüman bilim adamları tarafından yapılmış olmasını ne kadar çok isterdim. Fakat duanın tesirini bile Batılılar ve Amerikalılar araştırıp bizlere sunuyor. Müslümanlar tevekkül edip çalışmayı erteleyedursun, bakalım sonumuz ne olacak!...
Duanın iyileşme sürecindeki tesirini araştıran bilim adamları, dua eden ve Allah’a dayanan kişilerin daha kısa zamanda iyileştiği sonucuna varmışlardır. Şimdi biz böyle konuşunca, bazıları yine sözlerimizi suistimal edebilirler. İlmi inkâr ettiğimizi iddia edebilirler. Hayır, kimsenin ilmi inkâr ettiği filan yok. Aksine İslam dünyasında en çok gelişen bilim sahalarından birisi de tıptır. Biruni, Farabi, İbni Sina gibi isimler bu alanda köklü çalışmalar yapmış ve kaynak teşkil etmiş müslümanlardır.
Duanın hastalıkların iyileşmesindeki ehemmiyeti, bazı kesimler tarafından çağdaş bulunmasa da bugünkü bilim bunu ispat ediyor. Zaten bu konuda mühim olan inançtır, güvendir, telkindir. İnanmayan kişinin dua etmesi de duadan medet umması da abestir. Çünkü duayla inanç, yapışık ikizler gibidir. Birbirlerinden ayrı düşünülemezler. Yüce Allah bir ayette duaya şöyle dikkat çekmektedir: “Rabbiniz dedi ki: ‘Bana dua edin, size icabet edeyim. Doğrusu Bana ibadet etmekten büyüklenen (müstekbir)ler; cehenneme boyun bükmüş kimseler olarak gireceklerdir. (Mümin, 60)
Böyle diyen bir Allah nasıl olur da hastalıklarla savaşan inançlı bir kuluna yardım etmez, ‘Şafi’ sıfatını onun üzerinde tecelli ettirmez? Elbette Allah hastalıklarla cedelleşen kulunun sesine cevap verecektir. Şayet iyileşme olmasa bilinmelidir ki bu da bir imtihan sırrıdır. Şükreden kul, çektiği acıların mükâfatını kat kat görecektir. Mükâfata en çok ihtiyaç duyduğumuz yer şüphesiz ki ahiret yurdudur.

İyilere gelen musibetlerin sebebi?

Rabbimiz biz kullarını sınamak için yeryüzüne göndermiştir. Onun için çektiklerimiz kötülüğümüzden değil, imtihan sırrındandır. Öyle olmasaydı en büyük zorlukları peygamberler yaşamazdı. Allah dünyayı yüzü suyu hürmetine yarattığı Hz. Muhammed (sav)’e bile imtihan sırrının gereği olarak bazı acıları tattırmıştır. Hz. Eyüp, Hz. Yunus, Hz. Zekeriya gibi peygamberlerin başına gelenler hangi kulun başına gelmiştir?
Musibetlerle karşılaşanlar kendilerini diri tutmalı ve Allah’a dayanmalıdır. Dua zırhıyla zırhlanmalıdır. Bu zırhı giyinenlere hiçbir belâ tesir edemez. Başlarına belalar gelen Peygamberler her zaman dua etmiş, şükürlerinde hiçbir noksanlık olmamıştır. Aksine Allah’a daha bir sevgiyle ve güvenle bağlanmışlardır. Yüce Allah kendilerine değişik belalar gönderdiği Peygamberlerle ve onların dualarıyla ilgili olarak Kuran’da şöyle buyuruyor:
“Eyüp de; hani o Rabbine çağrıda bulunmuştu: ‘Şüphesiz bu dert (ve hastalık) beni sarıverdi. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın.’ Böylece onun duasına icabet ettik. Kendisinden o derdi giderdik; ona katımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için bir zikir olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir katını daha verdik.” (Enbiya, 83,84)

Darda kalınca mı?

Dua etmek için her zaman ve zemin müsaittir. Kişinin sadece namaz sonunda dua etmesi şart değildir. Kişi her fırsatta dua etmelidir. İnsanlar genellikle darda kaldıkları zaman dua ederler. Bu doğru değildir. Rahat günlerimizde de Allah’a yönelmeli, ondan istemeliyiz. İstemek derken aklımıza hep maddi varlıklar gelmemelidir. İmanlı ölmeyi, Allah’a yakın kul olmayı, İslam’a hizmet etmeyi, dürüst ve muttaki bir kul olmayı istemek en güzel dileklerdir. Duada işi, maddi menfaate dökmek samimiyet noksanlığına işarettir.
Müslümanın müslümana gıyaben duası çok muteberdir. Müminler dua hususunda bencil olmamalıdır. Kendisi ve yakın çevresi için istediklerini bütün Müslümanlar için de istemelidir. Çünkü Müslümanlar kardeştir. Allah katında din bağından kaynaklanan kardeşlik, kan bağıyla olan kardeşlikten daha evlâdır. İman kardeşliği her şeyin üstündedir.

Dua ruhumuzun karardığı demlerde nur coğrafyasında soluklanmadır. Dua ümitsizliklere ümit, dertlere tesellidir. Kuşkuları inanca, karanlığı aydınlığa, üzüntüleri sevince tebdil eder. Pörsüyen tenimize can, körelen gözlerinize fer, çirkinliklere örtü, inanan kalplerde iman ve mağfirettir dua… Günahlarla kirlenen kalplerimizin cilasıdır dua… Rahmettir, ihsandır, berekettir, şefkattir, merhamettir, lütuftur, servettir, manevi huzurdur…




Ruhumuz buhranlar anaforunda çalkalandığında mübarek dualar içimizi serinletir. Onlar lafızların en güzelidir. İç sıkıntılarımızın ilacıdır. Pespaye duygular nefsimizle elele verip imanımıza tuzaklar kurduğunda, dualara sığınırız. Mücadele gücümüzü onlardan alırız. Korkularımız dua ikliminde erir; ümitlerimiz onunla beslenir. Benlik ve bencilik duvarlarını dua merdiveniyle aşarız. Uzaklıklar onunla bertaraf olur. Zaman ve mekân dualarla kalkar ortadan… Dua kalın perdelerin arkasını gösteren şeffaf bir tüldür. Aczin itirafıdır aynı zamanda… Kısacası dua hayatımız kuşatan ve gecelerimizi aydınlatan ışıktır.


Nasıl dua edileceğini bilmeyenler, Peygamber Efendimizin ettiği duaları aynen söyleyebilirler. Peygamberimizin dualarından bazılarını birleştirerek dikkatinize sunmak istiyorum:

“Ya Rabbi, Sana ve Resulüne itaat etmemizi ve bildirdiklerinle amel etmemizi nasip eyle!... Ya Rabbi, faydasız ilimden, makbul olmayan ibadetten ve kabul edilmeyen duadan sana sığınırım… Ya Rabbi, bildiğimiz-bilmediğimiz bütün iyilikleri ver, bildiğimiz-bilmediğimiz bütün kötülüklerden de koru!... Ya Rabbi, her işimizin sonunu güzel eyle, dünya sıkıntılarından ve ahiret azabından bizi koru!... Ya Rabbi, bizi sabreden ve şükredenlerden eyle! Ya Rabbi, bizi dostlarına dost, düşmanlarına düşman olanlardan eyle!... Ya Rabbi, acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten ve her çeşit hastalıktan sana sığınırım!... Ya Rabbi, işinde sebat eden, nimetine şükreden, ibadetini güzel yapan ve doğru konuşanlardan eyle! Bedenime, kulağıma, gözüme sıhhat ver! Küfürden, fakirlik ve kabir azabından sana sığınırım… Ya Rabbi, kusurlarımızı ört, korkulardan emin kıl ve borçlarımızı ödememizi nasip et!... Ya Rabbi, sıhhat, afiyet ve güzel ahlak ver! Kaza ve kaderine rıza gösterenlerden eyle!... Ya Rabbi, gece ve gündüz gelecek kötülüklerden, sıkıntılardan, kötü arkadaştan ve kötü komşudan sana sığınırım… Ya Rabbi, ölünceye kadar ibadet etmemizi, ömrümüzün hayırlı amellerle sona ermesini nasip et ve Cennetini ihsan eyle!... Ya Rabbi, zulmetmekten, zulme uğramaktan sana sığınırım. Bize dünya ve ahirette iyilik, güzellik ver ve Cehennem azabından bizi koru!...”
 

istikbal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
1,236
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Uzun ve düşünülmüş yoldan.
Dua okumakla fakirlikten kurtulmak

Dua okumakla fakirlikten kurtulmak

Sual: (Şu duayı okuyan fakirlikten kurtulur) deniyor. Dua okumakla fakirlikten nasıl kurtulunur?
CEVAP
Dinimiz çalışarak kazanmayı emretmektedir. Hz.Ömer, (Çalışın, kazanın, çalışmadan rızık beklemeyin! Allahü teâlâ gökten para yağdırmaz) buyurdu. Hz.Lokman Hakim de, (Çalışmayıp muhtaç olanın dini ve aklı noksandır) buyurdu.

Rızık için endişe etmemeli! Kur'an-ı kerimde, (Her canlının rızkı Allah’a aittir) buyuruldu. (Hud 6) Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(En güzel rızık, helale, harama dikkat edilerek alın teri ile kazanılandır.) [Nesai]
(İbadet on kısımdır, dokuzu çalışıp helal kazanmaktır.) [Deylemi]

(Rızık için üzülme, takdir edilen rızık seni bulur.) [İsfehani]
(Çalışıp kazanmak her müslümana farzdır.) [Taberani]

(Çalışmayıp kendini sadaka isteyecek hale düşüren 70 şeye muhtaç olur.) [Tirmizi]
(Ana-babaya, evlada bakmak, kimseye muhtaç olmamak için çalışmak cihaddır.) [İ.Asakir]
(İhtiyacını halka açan, ihtiyaçtan kurtulamaz. Allah’a arz eden, ihtiyaçtan kurtulur.) [Hakim]

Şu duayı okuyan fakirlikten kurtulur demek, o dua kabul olmuşsa, ona bir çalışma kapısı açılır veya ummadığı yerden rızka kavuşur demektir. Hastalığı için dua eden de şifaya sebep olan ilaca veya başka bir sebeple sıhhate kavuşur. Çalışmak rızkı artırmaz. Rızkı veren Allahü teâlâdır. Çalışmak sebebe yapışmaktır. Sebeplere yapışmak sünnettir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ömrüm uzun, rızkım bol olsun diyen, akrabasını ziyaret etsin, görüp gözetsin!) [İ. Ahmed]
(Sabah uykusu rızka manidir.) [Beyheki]

(Allah korkusunu sermaye edinen, rızka ticaretsiz ve sermayesiz kavuşur. Kur'an-ı kerimde, "Kim Allah’tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder ve rızkını ummadığı yerden gönderir" buyuruldu.) [Talak 2, 3 - Taberani]

(Eve girerken "İhlas" suresini okuyan, fakirlik görmez.) [T.Kurtubi]

(Sıkıntıya düşen veya borçlanan, bin kere "La havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim" derse, Allahü teâlâ işini kolaylaştırır.) [Şir’a]

(Günde yüz kere, La ilahe illallah, el-melikül hakkul mübin, Muhammedün Resulullah, sadikul vâdül emin diyen, fakirleşmez, zenginleşir, kabirde kendisine yoldaş olur, Cennetin kapısını da açmış olur.) [Hatib]

(Rızka kavuşan çok hamd etsin! Rızkı azalan istiğfar etsin!) [Hatib]
(Hamd; "Elhamdülillah", İstiğfar; "Estağfirullah" demektir. İstiğfar etmek, günahların affına sebep olan iyilikleri yapmaktır.)

Çocuklarının geçimi için sıkıntı çeken birine, Peygamber efendimiz, (Neden istiğfar etmiyorsun? Ben günde yüz defa istiğfar ederim) buyurdu. Hasan-ı Basri hazretlerine, kıtlık, fakirlik, çocuksuzluktan şikayette bulunuldu. Hepsine de istiğfar etmesini söyledi. Sebebi sorulunca, Nuh suresinden şu mealdeki âyet-i kerimeleri okudu:
(Çok affedici olan Rabbinize istiğfar edin ki, gökten bol yağmur indirsin; size, mal ve oğullar ile yardım etsin, sizin için bahçeler, ırmaklar versin.) [Nuh 10-12]

İstiğfar edileceği zaman yüz defa (Estağfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh) demeli ve manasını düşünmelidir! Manası şöyledir: (Kendisinden başka ilâh bulunmayan hay, kayyum ve azim olan Allah’a istiğfar eder, günahlarıma pişman olup Ona sığınırım.) [Azim, zatı ve sıfatları kemalde, Hay, ezeli ve ebedi bir hayatla diri olan, Kayyum, zatı ile kaim olan, yarattığı her şeyi varlıkta durduran demektir.]

Borçtan kurtulmak için, (Allahümme ekfini bihelâlike an haramike ve agnini bi fadlike ammen sivâke) duasını okumalı.

Hadis-i şerifte, (Ya Muaz, şu duayı okursan, dağ gibi borcun olsa da, Allah ödetmeyi nasip eder) buyuruldu. Al-i imran suresinin 26. âyeti okunduktan sonra, şu dua okunur: Ya Rahmâneddünyâ vel âhireti ve rahimehümâ tu’ti minhümâ mâ teşâü ve temne’u mâ teşâü ferhamni rahmeten tugni bihâ an rahmeti men sivâke. Allahümmekdi anni deyni. (Hakim)

Her türlü tedbire rağmen, zengin olamayan da, haline şükretmeli, fakirliğe sabretmelidir. Çünkü hadis-i şerifte (Fakirlik, dünyada kusur ise de, ahirette süstür) buyuruldu. Bir kişi "Ya Resulallah! Vallahi seni seviyorum" dedi, bunu üç kere tekrar etti. Resulullah efendimiz, ona (Beni seven, fakirlik için bir zırh hazırlasın. Çünkü beni sevene fakirlik, dağın tepesinden inen selden daha süratli gelir) buyurdu.

Mal ne kadar çok olursa hesabı vardır, haramdan kazanılmışsa azabı vardır. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(O gün, size verilen her nimetten sorguya çekileceksiniz.) [Tekasür 8]

Sual: Peygamber efendimizin, Eshab-ı kiramdan Ebu Ümâme hazretlerine, dertten ve borçtan kurtulması için öğrettiği bir dua varmış. O dua nasıl?
CEVAP
Eshab-ı kiramdan, Ebu Said Hudri hazretleri anlatıyor:
Resulullah efendimiz, bir gün, mescide girdi ve Ensar’dan Ebu Ümâme’ye rastladı ve kendisine, (Yâ Ebâ Ümâme! Ne diye, namaz vaktinin dışında seni mescitte oturur halde görüyorum?) diye sordu. Ebû Umâme, (Beni saran dertler ve borçlar yüzünden yâ Resûlallah) dedi. Resulullah, (Sana bir duâ öğreteyim, bunu okuduğun zaman, Allah derdine devâ verir, borcunu ödettirir. Sabah ve akşam bu duâyı oku) buyurdu. Dua şöyledir:

(Allahümme innî eûzü bike minel-hemmi vel-hazen ve eûzü bike minel-aczi vel-kesel ve eûzü bike minel-cübni vel-buhl ve eûzü bike min galebetid-deyni ve kahrir-ricâl.)
[Yâ Rabbi, kederden, dertten, âcizlikten, tembellikten, korkudan, cimrilikten, borcumu ödeyememekten ve insanların kahrından sana sığınırım!]

Ebû Umâme hazretleri buyurdu ki:
(Bunu okudum, Allahü teâlâ, derdimi giderdi, borcumu da ödetti.) [Ebu Davud]

alıntı
 

asil20

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Haz 2007
Mesajlar
195
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dua okumakla fakirlikten kurtulmak

RE: Dua okumakla fakirlikten kurtulmak

S.A. PAYLAŞIMINDAN DOLAYI ALLAH C.C RAZI OLSUN KARDEŞİM.DÜNYA MALININ FAZLASINDA GÖZÜM YOK RABBİM HELALİNDEN GEÇİNECEĞİM KADAR RIZIK VERSİN İNŞALLAH YETERLİ.BUNU YAZDIRIP İNŞALLAH HERGÜN OKUYACAĞIM.HAKKINI HELAL ET KARDEŞİM...A.E.O...B)B)B)B)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt