Duanın adabı
Duanın adabı
Duanın kabul edilmesi ve adabı için birkaç şeye başvurmamız gerekiyor.
1. Vakitlerin en faziletli ve şereflisini seçmeliyiz. Bu faziletli vakitler; Cuma günü, Cumanın ikinci ezanı ve iki ezan arası, Kuran hatmi edildikten sonra, Kabe'yi gördüğümüz zaman, hatip minberde otururken, çarşamba günü, öğle ile ikindi arası, gece yarısı veya son üçte biri, seher vakti, cuma, regaib , miraç, kadir, arefe, bayram geceleri gibi, Ramazan ayı gece ve gündüzleri, Müslüman'ların cihad için, savaş için saflara durduklarında, hafif hafif, tatlı tatlı yağmur yağdığı vakitlerde gök kapıları açılır ve semaya ulaşır yani duaların son derece makbul olduğu vakitlerdir.
2. Kıbleye yönelerek koltuklarının altı görünecek kadar ellerini kaldırıp dua etmek. Peygamber Efendimiz (sav) Arafat'tan kıbleye dönerek bu şekilde akşama kadar duada bulunurlarmış. Çünkü Allah'u Teala mekandan münezzehtir. Allah (cc) Hz.'leri "Ben size şah damarlarınızdan daha yakınım ." buyurmuştur. Ayrıca dua ederken elleri duanın kıblesi olan arş tarafına açmak.Şiddet ve afeti önlemek amacı ile olursa o zaman ellerin arkası yukarıya tutulur.Tüncina da Afat ve Seyyiat kelimeleririni söylediğimiz zaman böyle yaparız.
3. Peygamber .Ef.(sav)dua ederken sesi fazla yükseltmeden, açıkla gizli arasında bir sesle dua etmemizi tavsiye etmiştir.Rivayete göre; Hz. Ebubekir duayı içinden yapar. "Rabb'ime gizli söylüyorum, benim ne istediğimi O biliyor."dermiş. Hz.Ömer de açıktan dua eder. "Şeytanı kovuyor, uykuyu gideriyorum."dermiş. İsra 110. ayet mealen "ister Allah'a ister Rahman'a dua ediniz de hangisine dua etseniz en güzel isimler O'nundur.Namazın da ne yüksekten oku, ne de sesini gizle, ikisi arasın da yol tut." buyrulmuş. Bu ayet inince Hz. Peyg. Ef. (sav) Hz. Ebubekir (ra)'a sesini biraz yükseltmesini, Hz. Ömer (ra)'da sesini biraz alçaltmasını emretti.Yani bizde ikisinin ortası bir yol tutmamız gerekir.
4. Dua ederken cümlelerde vezin ve kafiye aramamak, seci yapmamalıyız, yapmacığa kaçmamalıyız. Zira dua yalvarma yeridir, orada yapmacığın işi yoktur. Yüce Allah "tazarru ve korku ile Rabb'inize yalvarın çünkü O haddi aşanları sevmez. Ona korkarak ve umarak dua ediniz. Allah'ın rahmeti iyilik edenlere yakındır." Buyurulmuştur. Ahzab 55,56 ayetlerde.
5. Huzur ve huşu içinde Allah (cc)'dan korkarak, kabulünü ümit ederek istediği şeyde de ısrarla durmak. Bu adaba riayet eden zatlar için Kur'an-ı Kerim de Allah (cc) şöyle buyurmuştur. Enbiya 90. ayet "Onlar hayırlı işlere koşarlar ve birbirlerini geçmeye çalışırlar.Umarak ve korkarak bize dua ederlerdi." Ayeti kerimede ki onlar bu adaba riayet eden, uyan,Allah'tan korkan zatlardır.
6. Duanın kabul olmasında asıl sebep gizli edeptir. Oda tevbe etmek yani günahlardan arınmaktır. Ve helalleşmek yani bir kimsenin hakkına girmemek gerekir. Musa (as) zamanında kıtlık olmuş, duaya üç gün çıktıkları halde (dualar kabul olmamış olacak ki) yağmur yağmamış.Bunun üzerine Musa (as) "cemaatin içinde laf taşıyan bir kimse vardır.Onun için duanız kabul olmaz." Buyurmuş.Bunun üzerine hepsi birden tevbe etmişler.Derhal Rahmeti İlahi nazil olmuş yani yağmur yağmış.
7. Haramdan kaçınıp, helal lokma yemek.Ayrıca duadan önce abdest almak veya boy abdesti almak temiz ve pak bir bedenle huzuru ilahiye çıkmamız da hem kabul olmasının şartlarındandır, hem de adabındandır. Malik bin Dinar (ks) zamanında vuku bulmuş bir olayı şöyle anlatıyor bize; İsrail devrinde duaya çıkmışlar. Allah (cc) onların Peyg.'lerine şöyle buyurdu. "Sen onlara haber ver ,pis beden ve haram ile dolmuş mide ve bulaşmış elleriyle karşıma çıkmış ve benden rahmet istiyorlar. Halbuki bu vaziyette rahmet şöyle dursun ancak benim gazabımı ve benden uzaklığı kazanırlar. Bu hallerinden vazgeçsinler ki onlara rahmet vereyim ." Buyuruyorlar.
8. Duada azimli ,cana gönülden ve kabulünde ümitli bulunmak da gerekir.Peyg. Ef.(sav) "Sizden biriniz dua ettiğiniz zaman Allah'ım dilersen beni mağfiret et, dilersen bana merhamet et, dilersen bana merhamet eyle demesin istediklerini kesin suretle istesin." buyurmuştur.
9. Israr ile dua etmek ve duayı üç kere tekrarlamak gerekir. Bu adab hakkında İbni Mesud (ra) " Hz. Peyg. Ef. (sav) dua ettiği zaman üç kere tekrar ederdi. Allah'tan bir şey istediği zamanda üç kere isterdi" buyurmuştur.
10. Duada hemen muradını söyleyerek değil, Allah'ın adını anarak yani "BİSMİLLAHİRRAHMENİRRAHİM" diyerek başlamalıyız. Ayrıca Esma zikriyle de duamızı süslemeliyiz.. Allah'a hamd ederek başlamalı, Allah'ın adını andıktan sonra Peyg. Ef. (sav)'e Salat ve Selam getirmek daha sonrada dilediğini istemek. Duayı yine başında olduğu gibi Allah'a hamd ve rasülüne salat ve selam getirmekle bitirmek. Çünkü Allah iki Salatı şerifeyi kabul eder. Bunları kabul edince arasında yapılan duayı da bunlar yüzü hürmetine reddetmezmiş.Ayrıca Peyg. Ef. (sav) duaya "SUBHANE RABBİYEL AĞLAL VAHHAB"Diye başlarmış.İsterseniz bunu şöyle kısaca toplayalım. "BİSMİLLAHİRRAHMENİRRAHİM.ELHAMDÜLİLLAHİ RABBİLALEMİN VESSALATÜ VE SSALAMÜ ALA SEYYİDİNA MUHAMMEDİV VE ALA ALİHİ VE SAHBİHİ ECMAİN. SUBHANE RABBİYEL AĞLAL VAHHAB." Diyebiliriz.
11. Anne babamızı duamızda zikretmeliyiz. Çocuklarda anne babalarının duasını yürekten bekleyip, gönüllerini almalıdır. Bir hadis de Peyg. Ef. (sav) Anne ve babanın duasını kıymet ve ehemmiyetini şöyle anlatmıştır; "Anne babanın çocuklarına duası Peyg. (sav) 'in ümmetine yaptığı dua gibidir".Ayrıca anne ve babasını duasında anmayan evlat fakirlikten kurtulamaz.Misafirin duasını almaya çalışmak. Kişi ikramda ve iyilikte bulunduğu misafirin duasını da bir ganimet saymalıdır. Mazlumun ahından kaçınmalıyız, duasını almalıyız. Zira mazlumun duası geri çevrilmez.
12. İstediği şeyin geç elde edilmesini istememek ayrıca duaya devam etmek. Peygamber Efendimiz (sav) bir hadiste "Şüphesiz Allah (cc) ısrarla isteyenleri sever." buyrulmuştur.
13. Dua uzun zaman kabul edilmezse, üzülmemeliyiz, umutsuzluğa düşmemeliyiz. Duanın kabul edilmemesini şu üç sebebe yorumlayabiliriz.1,istediği dua dünyada kendisi için zararlı olduğundan ahiret de verilmesi veya başına gelecek bir belanın önlenmesi ya da ısrar edilmesi arzu edildiği içindir.Hatta kıyamet günün de amel defterinde bir takım sevaplar görecek, Allah (cc) ona şöyle buyuracak "Sen dünya da falan falan işler hakkında dua etmiştin.Ben ise dünyada o istediklerini vermeyip bu güne bıraktım.Şimdi şu defterinde gördüğün sevaplar dünyada ettiğin duaların neticesidir." bunun üzerine kul: "Keşke dünyada yaptığım duaların hiç biri kabul olmasaydı da mükafatını bugün amel defterimde hazır bulsaydım." Temennisi de bulunacakmış. Allah'u Teala sevdiği kullarının duasını hemen kabul etmez. Biraz daha dua etsinde sesini, yalvarışını biraz daha duyayım dermiş.Sevmediği kulunu da sesini duymayayım diye duasını hemen kabul edermiş.Allah (cc) sevdiği ve razı olduğu kullarından eylesin cümlemizi .
14. Rahat ve refah vaktinde duayı çoğaltmak ve tekrar etmek. Pey.Ef. (sav) "Şiddetli, sıkıntılı anlarında duasının kabulünden hoşlanan kişi, rahat zamanında çok dua etsin." Buyurmuştur.
15. Duasında bütün müminleri zikretmek. .Pey. Ef. (sav) bir hadisi şerifte; "Bir Müslümanın din kardeşine gıyabında dua etmesi müstecabtır.Baş ucunda bir melek görevlendirilir. O dua ettikçe görevli melek şöyle der; "Aynısı senin içinde olsun."
16. Duayı bitirdikten sonra ellerini yüzüne sürmek.Burada ellerimizi yüzümüze sürmemizden maksat Allah'ın rahmet ve bereketi açık olan elimize dolar.Bizde o rahmet ve bereketi vücudumuzda toplarız. Gece yatarken ve daima muavvezeteyn (Felak ve Nas sureleri) kötülüklerden korunmak ve Allah'a sığınmak için okumalıyız. Pey.Ef. (sav) muavvezeteyn surelerini okuduktan sonra ellerini yüzüne ve vücuduna sürermiş.
17. Duanın sonunda AMİN demek. Amin ;Allah'ın (cc) müminlerin dilleri üzerindeki mührüdür.Süleyman (as) 'ın zamanında kıtlık oluyor. Hayvanlar toplanıp Süleyman (as)' da dua ediyor.Bütün hayvanlar duasına Amin diyorlar.Fakat beklemelerine rağmen yağmıyor. Bu sefer karınca dua ediyor.Hz.Süleyman (as) Amin diyor. O anda yağmur yağmaya başlıyor. Hz. Süleyman (as) diyor ki " Ya Rab i ben ki senin peygamberinken dua ettim fakat yağmur yağmadı.Şu karınca dua etti de yağmur yağmaya başladı.Allah (cc)'da cevaben : "Ey Süleyman !Peki bu duaya kim amin dedi ? "buyurmuştur .Yani dua yapandan çok amin diyenin duası kabul olur .Çünkü o temiz yürekle amin der .Zaten aminin tam manası da "Rabb'im öyle yap ,Allah'ım duamıza icabet et ,ümidimizi boşa çıkarma ."dır . Dua ederken aksırmak ,duanın kabulüne işaret eder .Ne istersek Allah'tan istemeliyiz .bir hadiste Pey . Ef : "Allah'tan istemeyene ,Allah gazap eder ."buyurmuştur .İnsan duadan hali kalmamalıdır .Yani basit bir şey olsa dahi Allah (cc)'dan istemeliyiz .Pey . Ef : "Ayakkabı bağınız kaybolsa dahi Allah (cc)a dua ediniz ."buyurmuştur .
Allah (cc)a layıkıyla dua etmeyi cümlemize nasip eylesin .Allah Teala Hz .leri bize hakkı ve hayrı işletsin . Şerden , kötülükten , zararlardan , hatalardan , isyanlardan , günahlardan bizi uzak eylesin . Şeytana uymamayı , haramlardan uzak durmayı , orucu layıkıyla , hakkıyla tutmayı , sevapları çok kazanmayı , affına , mağfiretine erip , cehennemden azat olmayı cümlemize nasip eylesin . (ÂMİN )