Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Dua Adabı ve Makbul Olduğu Zamanlar (2 Kullanıcı)

emine364

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Nis 2007
Mesajlar
318
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
İSTANBUL
MAKBUL OLAN DUA

MAKBUL OLAN DUA

Akşamdan abdestli olarak, temizlik üzere zikrederek uyuyan sonra da uyanıp Allah’tan dünya ve ahiret için hayırlar talep eden kişinin duasını Allah kabul eder ve dileklerini de lutfeder.”

Müslüman kardeşim! Peygamberimiz’in (s.a.v.) sünneti üzere yaşarsan asla sıkıntıya düşmezsin. Üzerinden Allah’ın ihsanı hiç eksik olmaz. Dua, Allah’ın rızasını celbeder. Allah (c.c.) “Sizin duânız olmasaydı değeriniz de olmazdı” buyurmuştur.

Gece istirahata çekilirken Efendimiz’in sünneti üzere yat. Peygamberimiz (s.a.v.) yatmadan abdest alırdı. Yatağının kenarına oturur ihlâs, felak, Nas, Ayet’el-Kursü, Bakara suresinin son iki ayetini okur avuçlarına üfler ve bütün bedenini meshettikten sonra sağ yanı üzere yatıp uyurlardı. Gecenin üçte ikisi geçtikten sonra kalkar teheccüd namazlarını kılarlardı. Bu vakitte yapılan dualar (günah şeyleri istememek kaydıyla) makbul olur. İstenenleri Allah (c.c.) lutfeder.
 

erdal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Nis 2006
Mesajlar
3,212
Tepki puanı
1
Puanları
38
RE: MAKBUL OLAN DUA

RE: MAKBUL OLAN DUA

ALLAH RAZI OLSUN EMİNE KARDEŞ..
ELLERİNE SAĞLIK...
 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: MAKBUL OLAN DUA

RE: MAKBUL OLAN DUA

Allah(c.c) razı olsun inşallah...Allaha emanet olun...B)B)B)
 

emine364

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Nis 2007
Mesajlar
318
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
İSTANBUL
RE: MAKBUL OLAN DUA

RE: MAKBUL OLAN DUA

RABBİM SİZDEN VE SİZİ YETİŞTİREN İNSANLARDANDA RAZI OLSUN İNŞALLAH
SELAMETLE KALIN.
HAYIRLI AKŞAMLAR
Resul_Acer yazdı:
Allah(c.c) razı olsun inşallah...Allaha emanet olun...B)B)B)
 

zeytin84

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Haz 2007
Mesajlar
206
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: MAKBUL OLAN DUA

RE: MAKBUL OLAN DUA

allah razı olsun inşallah her daim gülerin efendisinin sünetinee uyarız .
 

handan06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Şub 2007
Mesajlar
2,070
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: MAKBUL OLAN DUA

RE: MAKBUL OLAN DUA

allah razı olsun canım inş.uygularız uygulamaya calışıom
 

istikbal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
1,236
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Uzun ve düşünülmüş yoldan.
Duanın kabul olması için

Duanın kabul olması için

Sual: Kur'an-ı kerimde, (Dua edin, duanızı kabul ederim), hadis-i şerifte ise, (Rabbiniz kerimdir, kendine açılan eli boş çevirmekten hayâ eder) buyurulduğu halde, bazı dualar niçin kabul olmuyor?
CEVAP
Duanın kabul edilmesi için bazı şartlar vardır. Duanın kabul edileceğinden şüphe etmemeli, şartlarına riayet edilip edilmediğinden şüphe etmelidir. Gereken şartlara riayet etmeden duanın kabul edilmesini beklemek uygun olmaz.
Önce çalışmak, sonra dua dinin esası!
Kabul edilir ancak, çalışanın duası!

Duanın kabul edilmesi için gereken şartlardan bir kısmı şöyle:
1- Haram lokmadan sakınmalıdır!
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Haramdan sakının! Midesine haram lokma girenin kırk gün duası kabul olmaz.) [Taberani]

Sad bin Ebi Vakkas hazretleri dedi ki: Ya Resulallah, dua buyur da, Allahü teâlâ, benim her duamı kabul etsin! Cevabında buyurdu ki:
(Duanızın kabul olması için helal lokma yiyiniz! Çok kimse vardır ki, yedikleri ve giydikleri haramdır. Sonra ellerini kaldırıp dua ederler. Böyle dua nasıl kabul olunur?) [Şir’a]
Yine buyurdu ki:
(Duanın kabul olması için iki şey gerekir. Duayı ihlas ile yapmalıdır. Yediği ve giydiği helalden olmalıdır. Müminin odasında, haramdan bir iplik varsa, bu odada yaptığı dua kabul olmaz.) [Tergibüs-salât]

2- İtikadı düzgün olmalıdır.
Bid’at ehlinin duaları kabul olmaz. Hadis-i şerifte, (Bid’at ehlinin duası ve ibadetleri kabul olmaz) buyuruldu. (İbni Mace)
Âyet-i kerimenin, duanın tesir edebilmesi için, okuyan ve okunan kimsenin buna inanması ve okuyanın itikadının düzgün olması, Allah rızası için okuması, kul hakkından sakınması, haram yememesi ve karşılığında ücret istememesi şarttır.

3- Uyanık kalble ve kabul edileceğine inanarak dua etmelidir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâya, kabul edileceğine tam inanarak dua ediniz! Biliniz ki, Allahü teâlâ gafil bir kalb ile yapılan duayı kabul etmez.) [Şir’a]

4- Dualarım niçin kabul olmuyor dememelidir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, duanızı kabul eder. Dua ettim, hâlâ duam kabul olmadı diye acele etmeyiniz! Allah’tan çok isteyiniz! Çünkü kerem sahibinden istiyorsunuz.) [Buhari]

İstenilen şeyin olmaması, duanın kabul olmadığını göstermez. Onun için duaya devam etmelidir! Duanın kabulünün gecikmesinin başka sebepleri de vardır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mümin dua edince, Allahü teâlâ, Cebraile, "Ben onu seviyorum, isteğini hemen yerine getirme!" Facir, [günahkâr] dua edince de "Ben onun sesini sevmiyorum. İsteğini hemen yerine getir" buyurur.) [İbni Neccar]
Şu halde, duanın kabulünün gecikmesi zararlı değildir.

5- Bela gelmeden önce çok dua etmelidir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Sıkıntılı iken duasının kabul edilmesini isteyen, refah zamanında çok dua etsin!) [Tirmizi]
Ebu İshak hazretlerinden dua istediler. Dua etti. Duasının kabul edildiğini gören bir talebesi, (Efendim, bu duayı bana da öğretin, ihtiyaç halinde ben de edeyim) dedi. Buyurdu ki: (Duamın kabul edilmesinin sebebi, otuz yıldır kıldığım namazlar, ettiğim dualar ve haram lokmadan sakınmamdır.)

6- Duaya hamd ve salevatla başlamalıdır.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ey namaz kılan, acele ettin. Namaz kıldıktan sonra dua ederken önce Allahü teâlâya layık olduğu şekilde hamd et, sonra bana salevat getir, sonra dua et!) [Tirmizi]

7- Yalvararak dua etmelidir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Gafil olan kalb ile yapılan dua makbul değildir.) [Tirmizi]

Hz. Davud zamanında kuraklık oldu. Halk dua etmek için aralarından üç âlimi seçtiler.
Âlimlerden biri şöyle dua etti:
(Ya Rabbi, Kitabında kendimize zulmedenleri affetmemizi bildirdin. İşte biz, nefslerimize zulmettik. Senden af diliyoruz. Bizi affet!)

İkinci âlimin duası da şöyle:
(Ya Rabbi, Kitabında köleleri, azat etmemizi bildirdin. İşte biz kul olarak huzurundayız. Bizleri azat eyle!)

Üçüncü âlim de şöyle dua etti:
(Ya Rabbi, Kitabında, kapımıza gelen saili kovmamamızı, yüz çevirmememizi bildirdin. İşte biz de sail olarak huzurundayız. Senden rahmet istiyoruz. Bizi boş çevirme!)

Duaları kabul olarak rahmet yağdı.

8- Sebeplere yapışmadan istemek kuru bir temennidir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Çalışmadan dua eden, silahsız harbe giden gibidir.) [Deylemi]

9- Günah işlemeyen dil ile dua etmelidir.
Peygamber efendimiz, (Allahü teâlâya günah işlemeyen dil ile dua edin) buyurdu. Böyle bir dilin nasıl bulunacağı sual edilince, (Birbirinize dua edin! Çünkü ne sen onun, ne de o senin dilinle günah işlemiştir) buyurdu. [Tergibüs-salât]

10- İsm-i a’zam ve esma-i hüsna ile dua etmelidir.

Sual: Gafletle dua etmektense hiç dua etmemek daha iyi değil mi?
CEVAP
Gaflet içinde olduğunu söyleyerek, duayı bırakmak doğru değildir. Kalbine geldiği gibi dua etmek, ezberlediği duayı okumaktan daha iyidir. (Bezzâziyye)

Dua dinin direğidir. (Allahü teâlâ indinde duadan daha şerefli bir şey yoktur), (Düşmandan kurtulmak, bol rızka kavuşmak için dua edin! Çünkü dua, müminin silahıdır) hadis-i şerifleri duanın önemini açıkça bildirmektedir. Allahü teâlâdan bir şey istememek ise çok kötüdür. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, kendisinden bir şey istemeyene, dua etmeyene gadap eder.) [Tirmizi]

Başka bir hadis-i şerifte, (Dua ibadettir) buyuruldu. İbadeti terk etmek ise hiç uygun değildir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Bana dua edin kabul edeyim. [Bana halis kalb ile dua ederseniz kabul ederim.] Bana ibadet etmek istemeyenleri, zelil ve hakir eder, Cehenneme atarım.) [Mümin 60]

Hamd ve salevat
Sual: Dua ederken, hamd ve salevat gerekir mi?
CEVAP
Peygamber efendimize salevat getirmek duanın kabulüne vesiledir. Hamd duanın başı, salevat getirmek ise, kanatları gibidir. Duaya hamd ve Resulullah efendimize ve Onun âline ve eshabına salevat ile başlamalı, yani (Elhamdülillahi rabbil âlemîn, essalâtü vesselâmü alâ resûlinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn) demeli, sonunda da yine salevat okumalı, (Allahümme salli alâ seyyidinâ ve nebiyyinâ Muhammed) demelidir. Resulullah efendimize okunan dua, yani salevat kabul olacağı için, kabul olmuş iki dua arasında edilen dualar da, kabul olur.

alıntı
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
RE: Duanın kabul olması için

RE: Duanın kabul olması için

selamün aleyküm kardeşim.. duayla ilgili çok güzel bilgilerdi. Allah razı olsun, emeğinize sağlık..dualarımızın gecikmesi, onun olmayacağı anlamına gelmez. ''belki istediğimiz şey hakkımızda hayırlı değildir'' diyerek de düşünmek gerekir.. bu da çok güzel açıklanmış.. Rabbimiz ehsen surette kabul etsin edilen duaları.. selametle kalın.
 

istikbal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
1,236
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Uzun ve düşünülmüş yoldan.
RE: Duanın kabul olması için

RE: Duanın kabul olması için

aliye_aliye yazdı:
selamün aleyküm kardeşim.. duayla ilgili çok güzel bilgilerdi. Allah razı olsun, emeğinize sağlık..dualarımızın gecikmesi, onun olmayacağı anlamına gelmez. ''belki istediğimiz şey hakkımızda hayırlı değildir'' diyerek de düşünmek gerekir.. bu da çok güzel açıklanmış.. Rabbimiz ehsen surette kabul etsin edilen duaları.. selametle kalın.

aleykümselam kardeşim...Allah cümlemizden razı olsun inşallah,dua müminin silahıdır,her zaman Allaha dua edelim inşallah.
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
Duanin Makbul Vakitleri

Duanin Makbul Vakitleri

Yaşamımızın her anı DUA olsun:


İFTAR VAKTİ
HASTALIKTA
YOLCULUKTA
MİSAFİRLİKTE
ORUÇLU İKEN
CUMA GECESİ
SECDE ANINDA
ARAFAT DAĞINDA
SEHER VAKTİNDE
KABE-İ ŞERİF GÖRÜLÜNCE
RAMAZAN AYINDA
BAYRAM GECELERİ
ZEMZEM İÇERKEN
YAĞMUR YAĞARKEN
HARB MEYDANINDA
KALB ÜZÜNTÜLÜ İKEN
MÜBAREK GECELERDE
FARZ NAMAZLARDAN SONRA
EZANLA-İKAMET ARASINDA
RECEB AYININ İLK GECESİ
HACERÜ'L-ESVED YANINDA
GECE NAMAZINDAN SONRA
KUR'AN-I KERİMİ HATMEDİNCE

Dua etmek için bazı zaman dilimleri önemlidir.

Bunun için Ramazan,arefe,bayram,Cum'a ve özellikle seher vakitlerini gözetmelidir. Kamet alındığı,ezan okunduğu zaman,secdeler arasında,namazların sonunda,müslümanların cihad ve savaş için saflar teşkil ettikleri sırada yapılan dualar son derece makbuldur.

Kıble'ye yönelerek dua edilmelidir.

Sesi fazla yükseltmemeli,yüksek sesle fısıltı arasında bir sesle dua etmeliyiz.

Dua ederken,yapmacıklığa asla kaçmamalıyız,çünkü dua yalvarma,yakarma yeridir,orada yapmacıklığın işi yoktur.

Yüce Allah: "Tazarru ve korku ile Rabbinize yalvarın;çünkü O,haddi aşanları sevmez. O'na korkarak ve umarak dua ediniz.Allah'ın rahmeti iyilik edenlere yakındır." buyurmaktadır.(A'RAF:55-56)

Huzu ve huşu ile,umarak ve korkarak dua etmeliyiz.Buna işaretle Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Onlar hayır işlerine koşarlar,umarak ve korkarak bizeyalvarırlar ve Bizden korkarlardı."(ENBİYA:90)

Canı gönülden,inanarak ve ihlasla dua etmeli ve duanın kabul edileceğine kesin olarak inanmalıyız.

İbnMes'ud(r.a.) şöyle demiştir:"Hz.Peygamber(SAV) dua ettiği zaman üç kere tekrar ederdi.Allah'tan bir şey istediği zaman üç kere isterdi.

*********************************************************
"Rahmet kapısı elle açılmaz.O kalp ile zorlanır.DUA,kevserlerin en tatlısıdır Gözyaşlarından ve İlahi rahmetlen yapılmalıdır.Gözyaşları;duadır, anahtar dır.Unutmayalım ki;

***************KAPIYI VURMAZSANIZ, KAPIAÇILMAZ************


*"İLAHİ Hamdini sözüme sertac ettim.


Zikrini kalbime mi'rac ettim.


Kitabını kendime minhac ettim.


Ben yoktum var ettin,varlığından haberdar ettin.


Aşkınla gönlümü bikarar ettin.


İnayetine sığındım,kapına geldim,kulluk edemedim affına geldim.


Şaşırtma beni,doğruyu söylet,neş'eni duyur hakikatı öğret.


Sen duyurmazsan ben duyamam.


Sen söyletmezsen ben söyleyemem.


Sen sevdirmezsen ben sevemem.


Sevdir bize hep sevdiklerini.


Yerdir bize hep yerdiklerini.


Yar et bize erdirdiklerini.


Sevdin Habibini kainata sevdirdin.


Sevdin de hil'atı risaleti giydirdin.


Makam-ı İBRAHİM'den Makam-ı MAHMUD'a erdirdin.


Server-i esfiya kıldın.


Hatem-i Enbiya kıldın.


Muhammed Mustafa(SAV) kıldın.


Selat-u Selam Tahıyyat-u İkram,her türlü ihtiram O'na;


O'nun al'u ashabu etba'ına Ya Rab ! "*

(Merhum Elmalılı HAMDİ YAZIR Hoca'mızın duasıdır)

Rabbim her daim dua ve dualarımızı kabul etsin inş.
 

sena30

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ara 2006
Mesajlar
133
Tepki puanı
0
Puanları
0
İFTAR VAKTİ
HASTALIKTA
YOLCULUKTA
MİSAFİRLİKTE
ORUÇLU İKEN
CUMA GECESİ
SECDE ANINDA
ARAFAT DAĞINDA
SEHER VAKTİNDE
KABE-İ ŞERİF GÖRÜLÜNCE
RAMAZAN AYINDA
BAYRAM GECELERİ
ZEMZEM İÇERKEN
YAĞMUR YAĞARKEN
HARB MEYDANINDA
KALB ÜZÜNTÜLÜ İKEN
MÜBAREK GECELERDE
FARZ NAMAZLARDAN SONRA
EZANLA-İKAMET ARASINDA
RECEB AYININ İLK GECESİ
HACERÜ'L-ESVED YANINDA
GECE NAMAZINDAN SONRA
KUR'AN-I KERİMİ HATMEDİNCE

Rabbim her daim dua ve dualarımızı kabul etsin inş.

s.a.amin...
sağol allah razı olsun.a.e.o
 

RiSaLei-NuR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2007
Mesajlar
301
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Web Sitesi
www.powereglence.com
Duada Kararli Olmak

Duada Kararli Olmak

“Çağırmak, seslenmek, istemek, yardım talep etmek” anlamlarına gelen dua, Kuran'a göre "kulun bütün benliğiyle Allah'a yönelmesi” ya da sınırsız ve sonsuz bir kudret karşısında acizliğini kabul ederek Allah'tan yardım dilemesidir.
Allah inancı olan her insanın çeşitli şekillerde dua ettiği bir gerçektir. Ancak insanların oldukça büyük bir kısmı duayı, sadece darlık ve sıkıntı anında elden gelen tüm ihtimaller denendikten sonra Allah'ı hatırlamak şeklinde anlamaktadırlar. Bu insanlar üzerlerindeki sıkıntı geçince bir sonraki darlık ve sıkıntı anına kadar Allah'ı unutur ve ondan bir şey talep etmeyi düşünemezler. Halbuki dua, yaşamın geneline yayılacak başlı başına bir ibadettir.
Kuran'a göre dua etmek, Allah'a ulaşabilmenin en kolay yoludur. Şimdi Allah'ın sıfatlarını bir düşünelim. "O, insana şah damarından daha yakın olan," her şeyi bilen, işitendir... İnsanın içinden geçirdiği tek bir düşünce bile Allah'tan gizli kalmaz. O halde samimi olarak Allah'tan bir istekte bulunmak için insanın sadece düşünmesi bile yetmektedir. İşte Allah'a ulaşmak bu denli kolaydır.
İnsanların tamamı duaya muhtaçtır. Fakir ve zor şartlar altında yaşayan birinin, zengin bir insana göre duaya daha fazla ihtiyacı olduğunu düşünmek, dua konusunu temelinden yanlış anlamak demektir. Dua beraberinde tevekkülü de getirir. Dua eden insan, karşısına çıkabilecek zor ya da kolay her türlü durumu, tüm olayları, kainatın Yaratıcısı ve Hakimi olan Allah'ın takdirine bırakmış demektir. Bir problemi çözmenin ya da önlemenin bütün yollarının evrendeki tüm kudretin sahibi olan Allah'a dayandığını bilmek, tüm işleri ona havale etmek ve sadece ona dua etmek, mümin için bir ferahlık ve güven kaynağıdır.
Yalnız başına, için - için dua
Çok çaresiz ve sıkıntı içerisinde kaldığınızda, Allah'a dua etme ihtiyacı hissettiğiniz bir anda dua etmek için nasıl bir ortamı tercih ettiğinizi hatırlıyor musunuz? Hiç şüphesiz gece yastığa başınızı koyduğunuzda ya da çok sessiz ve gürültüsüz, Allah'la baş başa olabileceğinizi hissettiğiniz bir ortamda dua etmeyi tercih etmişsinizdir.
İbadetler sırasında manevi yoğunluk en fazla yalnız başına, kimsenin bilmediği zamanlarda, tam bir konsantrasyonun sağlanabildiği sırada yaşanır. İhtiyaçları, hataları veya eksikleri konusunda Allah'a dua etme gereksinimi duyan insan, yalnız başına ve için- için dua etmeyi tercih eder.
Rabbini, sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara- yalvara ve için- için zikret. Gaflete kapılanlardan olma. Şüphesiz Rabbinin Katında olanlar, O'na ibadet etmekten büyüklenmezler...” (A'raf Suresi, 205-206)
Kuran'da, duanın yalnızken, yalvararak ve için- için yapılabileceğine dikkat çekilir. Dolayısıyla duanın nerede yapıldığı, dua sırasında düzenlenen “tören”in büyüklüğü, katılımın fazla olması ve dua eden şahsın sesinin çok fazla çıkması ölçü değildir.
Din sadece Allah'ındır. İbadetlerin hepsi sadece O'nun hoşnutluğunu kazanmak amacıyla yapılır. Bunun yegane yolu da O'nun istediği gibi dua edip O'na yalvarmaktır.
Duada aceleci davranmaktan kaçınmak
İnsan fıtratı gereği aceleci bir varlıktır.. İnsanın bu aceleciliği zaman- zaman dualarına da yansıyabilir. Dua ettiği zaman hemen duasına karşılık verilmesini ister. Duasına karşılık alması biraz gecikirse “dua ediyorum, ancak kabul edilmiyor” şeklinde çok yanlış bir serzenişte bulunabilir. Sabırsızlık, zamanla ümitsizliğe hatta duanın terk edilmesine kadar gider. Oysa mümin bilir ki, kendisi için neyin hayırlı olduğunu en iyi bilen Allah'tır.
“... Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz” (Bakara Suresi, 216)
Ayeti, insana bunu haber verir. Bu nedenle insan Allah'tan bir şeyi istediğinde, takdiri O'na bırakmalı, O'ndan her şartta razı olmuş bir biçimde sabırla beklemelidir. Belki dua ederek talep ettiği şey kendisine bir fayda sağlamayacaktır, o nedenle Allah bunu kendisine vermemektedir. Belki de o hayra ulaşması için belirli bir olgunluğa kavuşması, bunun için de bir süre eğitilmesi gerekmektedir. Tüm bunlar dua eden insanın, duasında sabırlı ve kararlı olması, Allah'ın rahmetinden asla ümit kesmemesi gerektiğini göstermektedir. Nitekim Kuran'da, duada sabırlı olmaya özellikle dikkat çekilir:
“Sabır ve namazla yardım dileyin. Bu şüphesiz, huşu duyanların dışındakiler için ağır bir yüktür.” (Bakara Suresi, 45)
Duada kararlı ve sabırlı olmak
Kuran'da dua ederken kararlı olmak öğütlenmiştir. Dua bir ibadettir ve dua da kararlılık ve sabır, dua eden açısından önemlidir. Allah'a olan yakınlığın arttığının göstergesidir. Duada sabır göstermek mümini olgunlaştırır, güçlü bir irade ve karakter kazandırır.
Allah sabırla ve kararlılıkla dua eden salih kullarının dualarının karşılığını belirli bir süre ertelemekle onlara hayır dilemiş, onları bu sayede olgunlaştırmış, eğitmiş, sadakat ve ihlaslarını pekiştirmiş, onları cennette yüksek makamlara layık kullar haline getirmiştir.
Bu nedenle yaptığı bir duanın karşılığını görmek için aceleci davranmak asla ve asla bir mümine yaraşmaz. Müminin yegane görevi Rabbimize kul olması ve O'nun kendisi için belirlediği kadere rıza göstermesidir.
Allah, başka ayetlerde de “... sıkıntı ve ihtiyaç içinde olana, Kendisi'ne dua ettiği zaman icabet eden...” (Neml Suresi, 61-62) olarak bildirilir ki, bu da yine samimi duaların Allah Katında mutlaka karşılık göreceğinin ifadesidir.
Dolayısıyla duayı, Allah'ın yardımından kuşkuya düşmeden, kabul olacağına kesin olarak iman ederek dile getirmek gerekir. Aksi bir tutum içinde bulunan, yani Allah'ın icabetine karşı kuşku ile yaklaşan kişi ise, daha başlangıçta Kuran mantığı ile ters düşmüştür.
Bu nedenle dua eden kişinin sahip olması gereken en temel iki özellik, Allah'a karşı samimiyet ve güvendir. Yapılması gereken tek şey inançla ve sabırla istemektir.
Dua konusunda belki de en büyük tehlike, kabul olmayacağı endişesiyle dua etmekten vazgeçmektir. Bu pek çok yönden hatalı, hatta cahilce bir tavırdır. Öncelikle belirtmek gerekir ki, ayetlerde vurgulanan “ duaya icabet ” bir şeyin “aynen gerçekleşmesi” anlamına gelmez. Çünkü insan, bazen kendisi için zararlı olan bir şeyi Allah'tan talep ediyor olabilir. “İnsan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir. İnsan, pek acelecidir” (İsra Suresi, 11 ) ayeti, bu durumu açıklamaktadır.
Dua ile ilgili ayetlerde defalarca “dini Allah'a halis kılarak dua etmek” ten söz edilir. Bunun anlamı, dinin, yani ibadetin sadece ve sadece Allah için yapılması, O'ndan başkalarının rızasının kesinlikle aranmamasıdır:
Oysa dua insanın Allah ile samimi bir bağlantısıdır. Bu bağlantının en büyük kanıtı gayba imandır. Her insanın içinde bulunduğu sorunları istekleri, arzuları, ruh hali birbirinden çok farklıdır. Dua sırasında önemli olan sözcükler değil kulun o anki ruh hali ve samimiyetidir.
Duasını, ya da başka herhangi bir ibadetini Allah için yapmayanlar. Yani etraflarındaki insanlara takva görünmek veya gösteriş olsun diye ibadet yapanlar, büyük bir yanılgı içindedirler. Allah Kuran'da bu tür insanlardan şöyle söz eder.
"İşte (şu) namaz kılanların vay haline,
Ki onlar, namazlarında yanılgıdadırlar,
Onlar gösteriş yapmaktadırlar." (Maun Suresi, 4-6)
 

beyzanurekin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 May 2007
Mesajlar
65
Tepki puanı
0
Puanları
0
yureğinize sağlık çokguzel bi konu seçmişşınız...Allah razı olsun...sizden bi isteğim olcak şırnakta şehit düşen askerlerimiz için yasini şerif dağıtıyom almak isterseniz benim konu başlıklarıma tıklayın yasını şerif kampanyasına 26/10/2007 tarihine kadar ekleğebilirsiniz...bende bu kampanyayı sabırla beklıyom umarım duyarlı arkadaşlar olurda kampanya tavan yapar...
 

nevin_70

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
885
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
54
Ne Guzel Yazmissin Risalei Nur Ellerine Saglik.ben Dualarimi Ya Yalnizken Ya Da Annemle Kizimla Beraberken Yaparim Ve Icimden Daima Allahima Dua Ederim.benim Bu Sitede Oldugumu Esim Duysa Beni Bosar,dua Ettigimi Duysa Benimle Alay Eder.biliyorum Aslinda Onun Da Icinde Allah Korkusu Var Ama Nedense Din E Inanmaz.allah Onu Da Hidyetine Erdirir Insallah.
 

leyla-1

Altın Üye
Ayın En İyi Üyesi
Katılım
4 May 2007
Mesajlar
39,504
Tepki puanı
5,772
Puanları
163
Yaş
51
“Çağırmak, seslenmek, istemek, yardım talep etmek” anlamlarına gelen dua, Kuran'a göre "kulun bütün benliğiyle Allah'a yönelmesi” ya da sınırsız ve sonsuz bir kudret karşısında acizliğini kabul ederek Allah'tan yardım dilemesidir.
Allah inancı olan her insanın çeşitli şekillerde dua ettiği bir gerçektir. Ancak insanların oldukça büyük bir kısmı duayı, sadece darlık ve sıkıntı anında elden gelen tüm ihtimaller denendikten sonra Allah'ı hatırlamak şeklinde anlamaktadırlar. Bu insanlar üzerlerindeki sıkıntı geçince bir sonraki darlık ve sıkıntı anına kadar Allah'ı unutur ve ondan bir şey talep etmeyi düşünemezler. Halbuki dua, yaşamın geneline yayılacak başlı başına bir ibadettir.
Kuran'a göre dua etmek, Allah'a ulaşabilmenin en kolay yoludur. Şimdi Allah'ın sıfatlarını bir düşünelim. "O, insana şah damarından daha yakın olan," her şeyi bilen, işitendir... İnsanın içinden geçirdiği tek bir düşünce bile Allah'tan gizli kalmaz. O halde samimi olarak Allah'tan bir istekte bulunmak için insanın sadece düşünmesi bile yetmektedir. İşte Allah'a ulaşmak bu denli kolaydır.
İnsanların tamamı duaya muhtaçtır. Fakir ve zor şartlar altında yaşayan birinin, zengin bir insana göre duaya daha fazla ihtiyacı olduğunu düşünmek, dua konusunu temelinden yanlış anlamak demektir. Dua beraberinde tevekkülü de getirir. Dua eden insan, karşısına çıkabilecek zor ya da kolay her türlü durumu, tüm olayları, kainatın Yaratıcısı ve Hakimi olan Allah'ın takdirine bırakmış demektir. Bir problemi çözmenin ya da önlemenin bütün yollarının evrendeki tüm kudretin sahibi olan Allah'a dayandığını bilmek, tüm işleri ona havale etmek ve sadece ona dua etmek, mümin için bir ferahlık ve güven kaynağıdır.
Yalnız başına, için - için dua
Çok çaresiz ve sıkıntı içerisinde kaldığınızda, Allah'a dua etme ihtiyacı hissettiğiniz bir anda dua etmek için nasıl bir ortamı tercih ettiğinizi hatırlıyor musunuz? Hiç şüphesiz gece yastığa başınızı koyduğunuzda ya da çok sessiz ve gürültüsüz, Allah'la baş başa olabileceğinizi hissettiğiniz bir ortamda dua etmeyi tercih etmişsinizdir.
İbadetler sırasında manevi yoğunluk en fazla yalnız başına, kimsenin bilmediği zamanlarda, tam bir konsantrasyonun sağlanabildiği sırada yaşanır. İhtiyaçları, hataları veya eksikleri konusunda Allah'a dua etme gereksinimi duyan insan, yalnız başına ve için- için dua etmeyi tercih eder.
Rabbini, sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara- yalvara ve için- için zikret. Gaflete kapılanlardan olma. Şüphesiz Rabbinin Katında olanlar, O'na ibadet etmekten büyüklenmezler...” (A'raf Suresi, 205-206)
Kuran'da, duanın yalnızken, yalvararak ve için- için yapılabileceğine dikkat çekilir. Dolayısıyla duanın nerede yapıldığı, dua sırasında düzenlenen “tören”in büyüklüğü, katılımın fazla olması ve dua eden şahsın sesinin çok fazla çıkması ölçü değildir.
Din sadece Allah'ındır. İbadetlerin hepsi sadece O'nun hoşnutluğunu kazanmak amacıyla yapılır. Bunun yegane yolu da O'nun istediği gibi dua edip O'na yalvarmaktır.
Duada aceleci davranmaktan kaçınmak
İnsan fıtratı gereği aceleci bir varlıktır.. İnsanın bu aceleciliği zaman- zaman dualarına da yansıyabilir. Dua ettiği zaman hemen duasına karşılık verilmesini ister. Duasına karşılık alması biraz gecikirse “dua ediyorum, ancak kabul edilmiyor” şeklinde çok yanlış bir serzenişte bulunabilir. Sabırsızlık, zamanla ümitsizliğe hatta duanın terk edilmesine kadar gider. Oysa mümin bilir ki, kendisi için neyin hayırlı olduğunu en iyi bilen Allah'tır.
“... Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz” (Bakara Suresi, 216)
Ayeti, insana bunu haber verir. Bu nedenle insan Allah'tan bir şeyi istediğinde, takdiri O'na bırakmalı, O'ndan her şartta razı olmuş bir biçimde sabırla beklemelidir. Belki dua ederek talep ettiği şey kendisine bir fayda sağlamayacaktır, o nedenle Allah bunu kendisine vermemektedir. Belki de o hayra ulaşması için belirli bir olgunluğa kavuşması, bunun için de bir süre eğitilmesi gerekmektedir. Tüm bunlar dua eden insanın, duasında sabırlı ve kararlı olması, Allah'ın rahmetinden asla ümit kesmemesi gerektiğini göstermektedir. Nitekim Kuran'da, duada sabırlı olmaya özellikle dikkat çekilir:
“Sabır ve namazla yardım dileyin. Bu şüphesiz, huşu duyanların dışındakiler için ağır bir yüktür.” (Bakara Suresi, 45)
Duada kararlı ve sabırlı olmak
Kuran'da dua ederken kararlı olmak öğütlenmiştir. Dua bir ibadettir ve dua da kararlılık ve sabır, dua eden açısından önemlidir. Allah'a olan yakınlığın arttığının göstergesidir. Duada sabır göstermek mümini olgunlaştırır, güçlü bir irade ve karakter kazandırır.
Allah sabırla ve kararlılıkla dua eden salih kullarının dualarının karşılığını belirli bir süre ertelemekle onlara hayır dilemiş, onları bu sayede olgunlaştırmış, eğitmiş, sadakat ve ihlaslarını pekiştirmiş, onları cennette yüksek makamlara layık kullar haline getirmiştir.
Bu nedenle yaptığı bir duanın karşılığını görmek için aceleci davranmak asla ve asla bir mümine yaraşmaz. Müminin yegane görevi Rabbimize kul olması ve O'nun kendisi için belirlediği kadere rıza göstermesidir.
Allah, başka ayetlerde de “... sıkıntı ve ihtiyaç içinde olana, Kendisi'ne dua ettiği zaman icabet eden...” (Neml Suresi, 61-62) olarak bildirilir ki, bu da yine samimi duaların Allah Katında mutlaka karşılık göreceğinin ifadesidir.
Dolayısıyla duayı, Allah'ın yardımından kuşkuya düşmeden, kabul olacağına kesin olarak iman ederek dile getirmek gerekir. Aksi bir tutum içinde bulunan, yani Allah'ın icabetine karşı kuşku ile yaklaşan kişi ise, daha başlangıçta Kuran mantığı ile ters düşmüştür.
Bu nedenle dua eden kişinin sahip olması gereken en temel iki özellik, Allah'a karşı samimiyet ve güvendir. Yapılması gereken tek şey inançla ve sabırla istemektir.
Dua konusunda belki de en büyük tehlike, kabul olmayacağı endişesiyle dua etmekten vazgeçmektir. Bu pek çok yönden hatalı, hatta cahilce bir tavırdır. Öncelikle belirtmek gerekir ki, ayetlerde vurgulanan “ duaya icabet ” bir şeyin “aynen gerçekleşmesi” anlamına gelmez. Çünkü insan, bazen kendisi için zararlı olan bir şeyi Allah'tan talep ediyor olabilir. “İnsan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir. İnsan, pek acelecidir” (İsra Suresi, 11 ) ayeti, bu durumu açıklamaktadır.
Dua ile ilgili ayetlerde defalarca “dini Allah'a halis kılarak dua etmek” ten söz edilir. Bunun anlamı, dinin, yani ibadetin sadece ve sadece Allah için yapılması, O'ndan başkalarının rızasının kesinlikle aranmamasıdır:
Oysa dua insanın Allah ile samimi bir bağlantısıdır. Bu bağlantının en büyük kanıtı gayba imandır. Her insanın içinde bulunduğu sorunları istekleri, arzuları, ruh hali birbirinden çok farklıdır. Dua sırasında önemli olan sözcükler değil kulun o anki ruh hali ve samimiyetidir.
Duasını, ya da başka herhangi bir ibadetini Allah için yapmayanlar. Yani etraflarındaki insanlara takva görünmek veya gösteriş olsun diye ibadet yapanlar, büyük bir yanılgı içindedirler. Allah Kuran'da bu tür insanlardan şöyle söz eder.
"İşte (şu) namaz kılanların vay haline,
Ki onlar, namazlarında yanılgıdadırlar,
Onlar gösteriş yapmaktadırlar." (Maun Suresi, 4-6)

Emeğinize sağlık çok güzel bir paylaşıdı sadece sıkıtılı dar zamanlarda değil her zaman Rabbimz'e dua etmek şükür etmek gerekir Allah'a ne kadar şükür etsek azdır Rabbim bu günden geriye bizi koymasın halimize şükür binlerce milyonlarca bu dünya bir sınavdır bazı zorluklara sıkıntlara göğüs gereceğiz ki bazı mükafatını almak için inşallah Allah'ım Cennetinden bir köş nasip etsin peygamber efendimizin şefatine nail olmak inşallah bizleri affedip huzuruna layık edip ellerimizi dergahından boş çevirmeyip dualarımızı kabul etsin inşallah sevdiği razı olduğu kullar olmak nasip etsin bu dünya da ve ahirette de inşallah. AMİN AMİN AMİN...
 

leyla-1

Altın Üye
Ayın En İyi Üyesi
Katılım
4 May 2007
Mesajlar
39,504
Tepki puanı
5,772
Puanları
163
Yaş
51
Duanin Makbul Vakitleri

--------------------------------------------------------------------------------

İFTAR VAKTİ
HASTALIKTA
YOLCULUKTA
MİSAFİRLİKTE
ORUÇLU İKEN
CUMA GECESİ
SECDE ANINDA
ARAFAT DAĞINDA
SEHER VAKTİNDE
KABE-İ ŞERİF GÖRÜLÜNCE
RAMAZAN AYINDA
BAYRAM GECELERİ
ZEMZEM İÇERKEN
YAĞMUR YAĞARKEN
HARB MEYDANINDA
KALB ÜZÜNTÜLÜ İKEN
MÜBAREK GECELERDE
FARZ NAMAZLARDAN SONRA
EZANLA-İKAMET ARASINDA
RECEB AYININ İLK GECESİ
HACERÜ'L-ESVED YANINDA
GECE NAMAZINDAN SONRA
KUR'AN-I KERİMİ HATMEDİNCE

Rabbim her daim dua ve dualarımızı kabul etsin inş.
Emeğinize sağlık Allah razı olsun Rabbim bizleri affedip dualarımızı kabul etsin inşallah...
 

berra34

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Eki 2007
Mesajlar
201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
paylaşimin Için Sağol.allah Dualarimizi Geri çevirmez Inşgüzel Rabbim....
 

RiSaLei-NuR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2007
Mesajlar
301
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Web Sitesi
www.powereglence.com
yureğinize sağlık çokguzel bi konu seçmişşınız...Allah razı olsun...sizden bi isteğim olcak şırnakta şehit düşen askerlerimiz için yasini şerif dağıtıyom almak isterseniz benim konu başlıklarıma tıklayın yasını şerif kampanyasına 26/10/2007 tarihine kadar ekleğebilirsiniz...bende bu kampanyayı sabırla beklıyom umarım duyarlı arkadaşlar olurda kampanya tavan yapar...
Esselamü Aleyküm Ve Rahmetullahi Ve Beraketuhu
Allah hepimizden razı olsun yasini şerif kampanyasına inşaallah katılan sayılar artar selametle kalın
 

RiSaLei-NuR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2007
Mesajlar
301
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Web Sitesi
www.powereglence.com
“Çağırmak, seslenmek, istemek, yardım talep etmek” anlamlarına gelen dua, Kuran'a göre "kulun bütün benliğiyle Allah'a yönelmesi” ya da sınırsız ve sonsuz bir kudret karşısında acizliğini kabul ederek Allah'tan yardım dilemesidir.
Allah inancı olan her insanın çeşitli şekillerde dua ettiği bir gerçektir. Ancak insanların oldukça büyük bir kısmı duayı, sadece darlık ve sıkıntı anında elden gelen tüm ihtimaller denendikten sonra Allah'ı hatırlamak şeklinde anlamaktadırlar. Bu insanlar üzerlerindeki sıkıntı geçince bir sonraki darlık ve sıkıntı anına kadar Allah'ı unutur ve ondan bir şey talep etmeyi düşünemezler. Halbuki dua, yaşamın geneline yayılacak başlı başına bir ibadettir.
Kuran'a göre dua etmek, Allah'a ulaşabilmenin en kolay yoludur. Şimdi Allah'ın sıfatlarını bir düşünelim. "O, insana şah damarından daha yakın olan," her şeyi bilen, işitendir... İnsanın içinden geçirdiği tek bir düşünce bile Allah'tan gizli kalmaz. O halde samimi olarak Allah'tan bir istekte bulunmak için insanın sadece düşünmesi bile yetmektedir. İşte Allah'a ulaşmak bu denli kolaydır.
İnsanların tamamı duaya muhtaçtır. Fakir ve zor şartlar altında yaşayan birinin, zengin bir insana göre duaya daha fazla ihtiyacı olduğunu düşünmek, dua konusunu temelinden yanlış anlamak demektir. Dua beraberinde tevekkülü de getirir. Dua eden insan, karşısına çıkabilecek zor ya da kolay her türlü durumu, tüm olayları, kainatın Yaratıcısı ve Hakimi olan Allah'ın takdirine bırakmış demektir. Bir problemi çözmenin ya da önlemenin bütün yollarının evrendeki tüm kudretin sahibi olan Allah'a dayandığını bilmek, tüm işleri ona havale etmek ve sadece ona dua etmek, mümin için bir ferahlık ve güven kaynağıdır.
Yalnız başına, için - için dua
Çok çaresiz ve sıkıntı içerisinde kaldığınızda, Allah'a dua etme ihtiyacı hissettiğiniz bir anda dua etmek için nasıl bir ortamı tercih ettiğinizi hatırlıyor musunuz? Hiç şüphesiz gece yastığa başınızı koyduğunuzda ya da çok sessiz ve gürültüsüz, Allah'la baş başa olabileceğinizi hissettiğiniz bir ortamda dua etmeyi tercih etmişsinizdir.
İbadetler sırasında manevi yoğunluk en fazla yalnız başına, kimsenin bilmediği zamanlarda, tam bir konsantrasyonun sağlanabildiği sırada yaşanır. İhtiyaçları, hataları veya eksikleri konusunda Allah'a dua etme gereksinimi duyan insan, yalnız başına ve için- için dua etmeyi tercih eder.
Rabbini, sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara- yalvara ve için- için zikret. Gaflete kapılanlardan olma. Şüphesiz Rabbinin Katında olanlar, O'na ibadet etmekten büyüklenmezler...” (A'raf Suresi, 205-206)
Kuran'da, duanın yalnızken, yalvararak ve için- için yapılabileceğine dikkat çekilir. Dolayısıyla duanın nerede yapıldığı, dua sırasında düzenlenen “tören”in büyüklüğü, katılımın fazla olması ve dua eden şahsın sesinin çok fazla çıkması ölçü değildir.
Din sadece Allah'ındır. İbadetlerin hepsi sadece O'nun hoşnutluğunu kazanmak amacıyla yapılır. Bunun yegane yolu da O'nun istediği gibi dua edip O'na yalvarmaktır.
Duada aceleci davranmaktan kaçınmak
İnsan fıtratı gereği aceleci bir varlıktır.. İnsanın bu aceleciliği zaman- zaman dualarına da yansıyabilir. Dua ettiği zaman hemen duasına karşılık verilmesini ister. Duasına karşılık alması biraz gecikirse “dua ediyorum, ancak kabul edilmiyor” şeklinde çok yanlış bir serzenişte bulunabilir. Sabırsızlık, zamanla ümitsizliğe hatta duanın terk edilmesine kadar gider. Oysa mümin bilir ki, kendisi için neyin hayırlı olduğunu en iyi bilen Allah'tır.
“... Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz” (Bakara Suresi, 216)
Ayeti, insana bunu haber verir. Bu nedenle insan Allah'tan bir şeyi istediğinde, takdiri O'na bırakmalı, O'ndan her şartta razı olmuş bir biçimde sabırla beklemelidir. Belki dua ederek talep ettiği şey kendisine bir fayda sağlamayacaktır, o nedenle Allah bunu kendisine vermemektedir. Belki de o hayra ulaşması için belirli bir olgunluğa kavuşması, bunun için de bir süre eğitilmesi gerekmektedir. Tüm bunlar dua eden insanın, duasında sabırlı ve kararlı olması, Allah'ın rahmetinden asla ümit kesmemesi gerektiğini göstermektedir. Nitekim Kuran'da, duada sabırlı olmaya özellikle dikkat çekilir:
“Sabır ve namazla yardım dileyin. Bu şüphesiz, huşu duyanların dışındakiler için ağır bir yüktür.” (Bakara Suresi, 45)
Duada kararlı ve sabırlı olmak
Kuran'da dua ederken kararlı olmak öğütlenmiştir. Dua bir ibadettir ve dua da kararlılık ve sabır, dua eden açısından önemlidir. Allah'a olan yakınlığın arttığının göstergesidir. Duada sabır göstermek mümini olgunlaştırır, güçlü bir irade ve karakter kazandırır.
Allah sabırla ve kararlılıkla dua eden salih kullarının dualarının karşılığını belirli bir süre ertelemekle onlara hayır dilemiş, onları bu sayede olgunlaştırmış, eğitmiş, sadakat ve ihlaslarını pekiştirmiş, onları cennette yüksek makamlara layık kullar haline getirmiştir.
Bu nedenle yaptığı bir duanın karşılığını görmek için aceleci davranmak asla ve asla bir mümine yaraşmaz. Müminin yegane görevi Rabbimize kul olması ve O'nun kendisi için belirlediği kadere rıza göstermesidir.
Allah, başka ayetlerde de “... sıkıntı ve ihtiyaç içinde olana, Kendisi'ne dua ettiği zaman icabet eden...” (Neml Suresi, 61-62) olarak bildirilir ki, bu da yine samimi duaların Allah Katında mutlaka karşılık göreceğinin ifadesidir.
Dolayısıyla duayı, Allah'ın yardımından kuşkuya düşmeden, kabul olacağına kesin olarak iman ederek dile getirmek gerekir. Aksi bir tutum içinde bulunan, yani Allah'ın icabetine karşı kuşku ile yaklaşan kişi ise, daha başlangıçta Kuran mantığı ile ters düşmüştür.
Bu nedenle dua eden kişinin sahip olması gereken en temel iki özellik, Allah'a karşı samimiyet ve güvendir. Yapılması gereken tek şey inançla ve sabırla istemektir.
Dua konusunda belki de en büyük tehlike, kabul olmayacağı endişesiyle dua etmekten vazgeçmektir. Bu pek çok yönden hatalı, hatta cahilce bir tavırdır. Öncelikle belirtmek gerekir ki, ayetlerde vurgulanan “ duaya icabet ” bir şeyin “aynen gerçekleşmesi” anlamına gelmez. Çünkü insan, bazen kendisi için zararlı olan bir şeyi Allah'tan talep ediyor olabilir. “İnsan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir. İnsan, pek acelecidir” (İsra Suresi, 11 ) ayeti, bu durumu açıklamaktadır.
Dua ile ilgili ayetlerde defalarca “dini Allah'a halis kılarak dua etmek” ten söz edilir. Bunun anlamı, dinin, yani ibadetin sadece ve sadece Allah için yapılması, O'ndan başkalarının rızasının kesinlikle aranmamasıdır:
Oysa dua insanın Allah ile samimi bir bağlantısıdır. Bu bağlantının en büyük kanıtı gayba imandır. Her insanın içinde bulunduğu sorunları istekleri, arzuları, ruh hali birbirinden çok farklıdır. Dua sırasında önemli olan sözcükler değil kulun o anki ruh hali ve samimiyetidir.
Duasını, ya da başka herhangi bir ibadetini Allah için yapmayanlar. Yani etraflarındaki insanlara takva görünmek veya gösteriş olsun diye ibadet yapanlar, büyük bir yanılgı içindedirler. Allah Kuran'da bu tür insanlardan şöyle söz eder.
"İşte (şu) namaz kılanların vay haline,
Ki onlar, namazlarında yanılgıdadırlar,
Onlar gösteriş yapmaktadırlar." (Maun Suresi, 4-6)

Emeğinize sağlık çok güzel bir paylaşıdı sadece sıkıtılı dar zamanlarda değil her zaman Rabbimz'e dua etmek şükür etmek gerekir Allah'a ne kadar şükür etsek azdır Rabbim bu günden geriye bizi koymasın halimize şükür binlerce milyonlarca bu dünya bir sınavdır bazı zorluklara sıkıntlara göğüs gereceğiz ki bazı mükafatını almak için inşallah Allah'ım Cennetinden bir köş nasip etsin peygamber efendimizin şefatine nail olmak inşallah bizleri affedip huzuruna layık edip ellerimizi dergahından boş çevirmeyip dualarımızı kabul etsin inşallah sevdiği razı olduğu kullar olmak nasip etsin bu dünya da ve ahirette de inşallah. AMİN AMİN AMİN...
Esselamü Aleyküm Ve Rahmetullahi Ve Beraketuhu Amin amin amin arkadaşım dualar samimi ihlasla olması yeterli içimizdeki niyet ve Allah dan isteyişimiz edeple olmasıda çok önemlidir tek kendimiz için istemekde olmaz hepimiz için dua edilmelidir Rabbim cemiili cümlemizin dualarını samimi ihlaslı dua eden kullarından eylesin( Amin ) selametle kalın
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt