Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Dini siirler (1 Kullanıcı)

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

HİCRET. . . RRAVZA GÖNDERDİ



Elimin içine soğuğunu akıtan kurşundan bir kalem var...Ağlıyor...ve
defterin içine akıtıyor gözlerindeki nemi.
Keşke diyor, böyle nem akıttığım gibi, Peygambere atılan taşlara siper
etseydim kendimi.
Elimde ağlayan bir kalem, keşke diyor bir müşrikten dökülen kötü
sözlere, dökseydim içimi...
Elimde ağlayan bir kalem keşke diyor, Hz.Muhammed’in(s.a.v) Mekke’ye
vedasından önce, Hz.Ali’ye bıraktığı emanetler içerisinde, bir garip
gözyaşı akıtsaydım...
Yazsaydım...Ya Muhammed (s.a.v), bırakma Mekke’yi...Ya Muhammed (s.a.v)
gülüşünden mahrum bırakma merhamet iklimini




HİCRET. . . RRAVZA GÖNDERDİ



Elimin içine soğuğunu akıtan kurşundan bir kalem var...Ağlıyor...ve
defterin içine akıtıyor gözlerindeki nemi.
Keşke diyor, böyle nem akıttığım gibi, Peygambere atılan taşlara siper
etseydim kendimi.
Elimde ağlayan bir kalem, keşke diyor bir müşrikten dökülen kötü
sözlere, dökseydim içimi...
Elimde ağlayan bir kalem keşke diyor, Hz.Muhammed’in(s.a.v) Mekke’ye
vedasından önce, Hz.Ali’ye bıraktığı emanetler içerisinde, bir garip
gözyaşı akıtsaydım...
Yazsaydım...Ya Muhammed (s.a.v), bırakma Mekke’yi...Ya Muhammed (s.a.v)
gülüşünden mahrum bırakma merhamet iklimini...
Mekke’de hurma ağaçlarının gözlerinden aktı şefkatinin şerbetine
bulanmış gözyaşları...Bir yağmur yağacaktı belki, çocuklar kumdan
arabalarının arkasında, senin ayak izlerini taşıyacaklardı. Mekkenin yetimleri
asıl sen gidince yetim kaldı.
Bir çocuğa sorsan belki ağlamaktan konuşamayacaktı, sen onların başını
okşadığında rüzgar duana tutunup güneşe sarınacaktı.
Mekke sokakaları sordular sanki, Ya Muhammed (s.a.v) Cennetin sokağına
varacak olan ayaklarını, bir daha bağrımıza basamayacakmıyız.
Ya Muhammed(s.a.v), Ebubekir’le beraber gelirken sen, üzerimizde duran
şükür secdesine kapanmış taşların gözyaşlarına karışamayacakmıyız bi
daha.
Yetimliğine ağlayan şu gözyaşlarıda, şimdi gözyaşı döküyor…soruyorlar;
Mehammed nereye gidiyor...
O gece Hz.Ali ve Hz.Ebubekir biliyor gerçeği. Müşrikler kumların
üzerinde Muhammed’in kanını akıtmayı düşünürken, Hz.Ali vardı Muhammed’in
yanında.
Cebrail dedi: Ya Muhammed(s.a.v) bu gece yatağında uyuma.
Hz.Ali girdi Muhammed’in cennet döşeli yatağına, Mekke’nin gecesi
ağlıyor ve ağlayarak daha çok karanlığa gizleniyor, bütün müşriklerin
gözlerine iniyor gece, iniyor ki göremesin müşrikler Allah’ın Rasülünü.
Hz.Muhammed(s.av) ve Hz.Ebubekir sığındılar Sevr mağarasının kalbine.
Sevr heyecanlı...bir Peygamber var içinde. Servin kalbi çarpmakta ve
Peygamberi saklayacak kuşların kanat sesleri içinde yankılanmakta .
Güvercinler kanatlarını Peygamberin merhameti gibi içine aldılar.
Ve yuva kurdular bir dua gamzesi gibi kondular Sevr mağarasının
yanağına, örümcekler ağlarını nurdan bir iplikle ördüler Sevr mağarasının
yüzüne. Sevr mağarası sevinçten ağlar gibi sanki, çünki içinde bir
Peygamberi saklamakta, ve Ebubekir’in saçlarına akmakta, Sevr mağarasının
sevinç gözyaşları.
Müşrikler Sevr mağarasının önüne geldiklerinde, müşriklerin
acımasızlığına nurdan bir ağ ördü örümcekler.
Ve bilselerdi Muhammed’i bir daha göremeyecekler, yollarını değiştirip
acımasızlığın kılıcını Sevr mağarasına çekmekten vazgeçecekler...
Müşrikler gitti servin önünden, kuşlar alınlarını yeni kaldırdı şükür
secdesinden.
Hz.Muhammed Ebubekir’le çıktı servin kalbinden. Örümcekler
dediler..Ağımızı bir daha mübarek ellerin delsin. Kuşlar dediler,ya Muhammed, senin
kalbin gibi çırpalım kanatlarımızı ve Medine’ye gitki dinsin seni
bekleyenlerin kalbindeki sızı.
Kumlar Peygamberin ayakları altında ezilmek için, birbirlerini
ezdiler.Hz. Muhammed geliyordu, bunu tane tane sezdiler, Medineliler
Hz.Muhammed’i(s.a.v) beklediler hurma ağaçlarının gölgesinde ve duydular ki
Hz.Muhammed Kuba’da ve öğrendiler ki Hz.Muhammed (s.a.v) Kuba’da bir mescid
yaptırmış, alnındaki nur damlarlı dökülmüş Kubanın topraklarına ve ilk
Cuma namazı , ilk tekbirler, ilk şükürler, duaların arasından yeşeren
ilk şükür tohumları Kuba’nın bağrında. Kuba ağlıyor ve çağırıyor, gelin
eyy inananlar Hz.Muhammed (s.a.v) burada, Ebubekir burada... tekbirler
müşriklerin mühürlenmiş kulaklarında patlıyor. Allahuekber diyor
Peygamberin eline dokunan Kubanın duvarları, Allahuekber...
Medinenin ağaçları gözyaşları içinde, Medine’nin kumları ayakta,
Hz.muhammed(s.a.v) Hz Ebubekir’in yanında.Hz.Muhammed geliyor meleklerin
kucağında, Medine günlerdir bekliyor geliyor kalk Medine Hz.muhammed(s.a.v)
sana geliyor...Çocuklar indiler develerin üzerinden, koştular damlara,
develer süpürdüler eğilerek Peygamberin ayak bastığı Medine
topraklarını, kadınların dilinden dökülen şiir sanki Peygambere dökülen nurdan bir
nehir,
...Ay doğdu üzerimize veda tepelerinden....
Müslümanlar şükür secdesine kalktılar, hepsinin yüreğinden döküldü
kasvet taşları ve hepsinin gözlerinden aktı şükrün yaşları,
Ya Muhammed hoş geldin,
Ya Muhammed nurun senden önce geldi Medine’ye.
Ya Muhammed hoş geldin
Ya Muhammed hoş geldin...
Hüzün kaydı bir yıldızın kaydığı gibi hicret gecesinden.
Bu hicret unutulmayacak...Bu hicret inananların kalbinden Allah’a doğru
akan rahmet ırmaklarını hatırlatacak.
Bu hicret tane tane konuşulacak.
Bu hicret bize gelişin, bizim sana gidişimiz
Bu hicret alınların secdeye sığınması,
Bu hicret bir müşrikin kalbinde çatırdayan mührün açılışı ve kanayışı,
Bu hicret bir müminin Allah’a yakarışı...

Hicretin 1427.yılında seni düşünüyoruz.
Kalplerimizi salavatlar içine sararak, senin şefaatine nail olacağımız
günü bekliyoruz.
Ya rasulallah sen Medine’nin beklediği, Mekke’nin özlediğiydin…Seni
kalplerine mescid yapan Müslümanların kalbinde bekliyor ve özlüyoruz…

...Allahümme salli ala seyyidina Muhammed’in ve ala ali Muhammed...
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

ALLAH’IM

Ellerim Sana açık, kalbim Senden duacı
Affet benim günahım, dursun artık bu acı.
Yabancı her şey bana, ah bu dünya yabancı,

Şu günahkâr hâlimden kurtar beni ey Şahım.
Ayırma daim beni Senden rahim Allah’ım.

Geldim nurlu yoluna, ilâhî kelâmınla
Nasıl çıkarım Yarab, bu hâlle huzuruna.
Mağfiret kıl ilâhi, şu günahkâr kuluna,

Mağfiret kıl, bağışla dursun artık hep acım,
Göster bana doğru yol, ey benim kurtarıcım.

İstemem artık Yarab,ne eğlence, ne de mal
Bir tek istediğim var, bulsun imanım kemâl
Sensiz bana bu dünya, hem cehennem, hem zindan,

Ayırma beni Senden yol bulamam penahım,
Yardım et hem bağışla, kurtar beni Allah’ım.
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

Gülme Gülme Ağla Gönül

Bir garibsin şu dünyada
Gülme gülme ağla gönül
Derdin dahi çoktur senin
Gülme gülme ağla gönül

Ebubekir sıddık veli
O'dur peygamberin yari
Hani Ömer, Osman, Ali
Gülme gülme ağla gönül
Birgün ola ecel gele
Kullar kulluğunda kala
Cümle mahluk toprak ola
Gülme gülme ağla gönül

İşi gücü cevru cefa
Dünya kime kıldivefa
Hani Muhammed Mustafa
Gülme gülme ağla gönül

Onlar cihane geldiler
Hep gittiler kalmadılar
Gülmediler ağladılar
Gülme gülme ağla gönül

Aşık Yunus söyler sözü
Kanlı yaşlar döker gözü
Eğer yazın eğer gözün
Gülme gülme ağla gönül
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

Zahida! Aç gözün, sahraya bak da, ibret al!
Şu direksiz kubbe-i semaya bak da, ibret al!

Görmek istersen, Cenab-ı kibriyanın kudretin,
her sabah, seher vakti, dünyaya bak da ibret al!

Padişah olsan da, derler “Er kişi niyetine”,
var, musallada yatan mevtâya bak da, ibret al!

Bir kefendir akıbet, sermaye-i beğ ve fakir,
varlığa mağrur olan, mecnun değil de, ya nedir?
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

GERÇEK DOST
Geceymiş ben gündüz sandım,
Ateş böceklerini yıldız sandım,
Bir kabus görmüşüm uyandım,
Huzura Gerçek Dost ile vardım.

Dünyayı gerçek sanıp aldandım,
Mavisi yeşilinde gaflette daldım,
Şu ömrüm bitmez ebedi sandım,
Gerçek Dosta gözümü kapadım.

Nefis verildi insana ama bir de akıl,
Nefis şımartıldı susturuldu hep akıl,
Hep nefsi dinledi, şeytana uydu kul,
Gerçek Dosta değil nefsine oldu kul.

Sensiz yapılanlar yıkıldı anlamadım,
Bütün tatların tadı kaçtı anlamadım,
Tüm güzeller çirkin oldu anlamadım,
Gerçek Dostu sağır olup duyamadım.

Her nefes de hayatı yeniden vermişsin,
Ben kördüm, bu gerçeği görememişim,
İnsan olabilmenin sırrına erememişim,
Gerçek o Dosta gerçek kul olamamışım.
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

Allah Derim

Sırtımda, taşınmaz yükü göklerin;
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!

Ey akıl, nasıl delinmez küfen?
Ebedi oluşun urbası kefen!
Kursa da boşluğa asma köprü, fen,
Allah derim, başka hiçbir şey demem!
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

ATEŞTE AÇAN GÜL

GÖNÜL EŞİĞİNE BOYUN EĞENDE
BAKIŞLARIN GÖZLERİME DEĞENDE
YALIN KILIÇ BİR AŞK ŞAHLANIR BENDE

GÜL ATEŞTE NASIL AÇAR EFENDİM?
KUL DEDİĞİN HER DEM NAÇAR EFENDİM

BENİ NE BEN NE AYNALAR TANIYOR
NERESİNDEN TUTSAM AKLIM KANIYOR
TOPRAK ŞERHA ŞERHA, GÖKLER YANIYOR

RÜYALARIM BİLE SOLDU EFENDİM
İNSANLIĞIM TALAN OLDU EFENDİM

BİLİRİM GÜN BATMAZ ŞEFKAT ÜLKENDE
BİR SIRLI UYKUYA DALSAM GÖLGENDE
GARİPLERİN HÜZNÜ MÜ VAR HEYBENDE?

HER NE YANA BAKSAM GURBET EFENDİM
YOLLAR TEKİN DEĞİL MEDET EFENDİM

HER GECE ÇAĞIRIR KIRK MELAL BENİ
SUSUZ KIYILARDAN ÇIKAR AL BENİ
HUZUR KOKAN BİR SEFERE SAL BENİ

KOYNUMDA VERDİĞİN FERMAN EFENDİM
YAKAMI BIRAKSIN ZAMAN EFENDİM

EY BİR ÖZGE MUHABBETİN ALİMİ
KİMSELERE ANLATAMAM HALİMİ
SEN BİLİRSİN İÇİMDEKİ ZALİMİ

CAN ÖĞÜTÜR DEĞİRMENİ EFENDİM
TUT ELİMDEN KALDIR BENİ EFENDİM....
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

YA RASULALLAH



Firkatin acısına can dayanmaz,
Bir gece geliver , Ya Rasulallah.
Tabibler yarama çare bulamaz,
Derdimin dermanı , Ya Rasulallah.

Kalplerin bağı , gönlümün huzuru,
Kaşın hilal , gözlerin çeşm-i ahu,
Yüzün güneş , rayihan gül kokusu,
Sen ayın ondördü , Ya Rasulallah.

Taş , toprak dekor canlı bir ahenksin,
Ulvi bir nasip , yegane rehbersin,
Hürmetle beklenen gül misafirsin,
Sen bahar müjdesi , Ya Rasulallah.

Ilgıt ılgıt esersin gönüllerde,
Davetin nurdur feyyaz şebnemlerde,
Sevgin büyüdü , devleşti kalplerde,
Sevgini çok görme , Ya Rasulallah.

Yoktur mislin , vücud-i mübareksin,
Gidilecek yol , en parlak çizgimsin,
Ummanlar gibi en derin fikrimsin,
Salat , selam sana , Ya Rasulallah.
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

Seccaden kumlardı...
Devirlerden, diyarlardan
Gelip göklerde buluşan
Ezanların vardı!

Mescit mü’min, minber mü’min...
Taşardı kubbelerden Tekbîr,
Dolardı kubbelere “âmin!”

Ve mübarek geceler, dualarımız,
Geri gelmeyen dualardı...
Geceler, ki pırıl pırıl,
Kandillerin yanardı.

Kapına gelenler, yâ Muhammed,
-Uzaktan, yakından-
Mü’min döndüler kapından!

Besmele, ekmeğimizin bereketiydi,
İki dünyada aziz ümmet;
Muhammed ümmetiydi.

Konsun –yine- pervazlara güvercinler,
“Hû hû”lara karışsın âminler...
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler!

Şimdi seni ananlar,
Anıyor ağlar gibi...
Ey yetimler yetimi,
Ey garipler garibi;
Düşkünlerin kanadıydın,
Yoksulların sahibi...
Nerde kaldın ey Resûl,
Nerde kaldın ey Nebi?

Günler, ne günlerdi, yâ Muhammed,
Çağlar ne çağlardı:
Daha dünyaya gelmeden
Mü’minlerin vardı...
Ve bir gün, ki gaflet
Çöller kadardı,
Halîme’nin kucağında
Abdullah’ın yetimi
Âmine’nin emaneti ağlardı.
Hatice’nin goncası,
Aişe’nin gülüydün.
Ümmetinin gözbebeği
Göklerin resûlüydün...

Elçi geldin, elçiler gönderdin...
Ruhunu Allah’a,
Elini ümmetine verdin.
Beşiğin, yurdun, yuvan
Mekke’de bunalırsan
Medine’ye göçerdin.
Biz bu dünyadan nereye
Göçelim, yâ Muhammed?

Yeryüzünde riyâ, inkâr, hıyanet
Altın devrini yaşıyor...
Diller, sayfalar, satırlar
“Ebu Leheb öldü” diyorlar.
Ebû Leheb ölmedi, yâ Muhammed
Ebû Cehil kıt’alar dolaşıyor!

Neler duydu şu dünyada
Mevlidine hayran kulaklarımız;
Ne adlar ezberledi, ey Nebî,
Adına alışkın dudaklarımız!
Artık, yolunu bilmiyor;
Artık, yolunu unuttu
Ayaklarımız!
Kâbe’ne siyahlar
Yakışmamıştır, yâ Muhammed
Bugünkü kadar!

Hased gururla savaşta;
Gurur, Kafdağı’nda derebeyi...
Onu da yaralarlar kanadından,
Gelse bir şefkat meleği...
İyiliğin türbesine
Türbedâr oldu iyi.

Vicdanlar sakat
Çıkmadan yarına,
İyilikler getir, güzellikler getir
Âdem oğullarına!

Şu gördüğün duvarlar ki
Kimi Tâif’tir, kimi Hayber’dir...
Fethedemedik, yâ Muhammed,
Senelerdir.

Ne doğruluk, ne doğru;
Ne iyilik, ne iyi...
Bahçende en güzel dal,
Unuttu yemiş vermeyi...
Günahın kursağında
Haramların peteği!

Bayram yaptı yapanlar;
Semâve’yi boşaltıp
Sâve’yi dolduranlar...
Atını hendeklerden -bir atlayışta-
Aşırdı aşıranlar...
Ağlasın Yesrib,
Ağlasın Selman’lar!

Gözleri perdeleyen toprak,
Yüzlere serptiğin topraktı...
Yere dökülmeyecekti, ey Nebî,
Yabanların gözünde kalacaktı!

Konsun -yine- pervazlara güvercinler,
“Hû hû”lara karışsın âminler...
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler!

Ne oldu, ey bulut,
Gölgelediğin başlar?
Hatırında mı, ey yol,
Bir aziz yolcuyla
Aşarak dağlar, taşlar,
Kafile kafile, kervan kervan
Şimale giden yoldaşlar!

Uçsuz bucaksız çöllerde,
Yine, izler gelenlerin,
Yollar gideceklerindir.

Şu tekbir getiren mağara,
Örümceklerin değil;
Peygamberlerindir, meleklerindir...
Örümcek ne havada,
Ne suda, ne yerdeydi;
Hakkı göremeyen
Gözlerdeydi!

Şu kuytu cinlerin mi;
Perilerin yurdu mu?
Şu yuva -ki, bilinmez-
Kuşları Hüdhüd müdür, güvercin mi, kumru mu?
Kuşlarını, bir sabah,
Medine’ye uçurdu mu?

Ey Abvâ’da yatan ölü,
Bahçende açtı dünyanın
En güzel gülü;
Hâtıran, uyusun çöllerin
Ilık kumlarıyla örtülü!

Dinleyene, hâlâ,
Çöller ses verir;
“Yaleyl!” susar,
Uğultular gelir.
Mersiye okur Uhud,
Kaside söyler Bedir.
Sen de bir hac günü,
Başta Muhammed, yanında Ebû Bekir;
Gidenlerin yüz bin olup dönüşünü
Destan yap, ey şehir!

Ebû Bekir’de nûr, Osman’da nûrlar...
Kureyş uluları, karşılarında
Meydan okuyan bir Ömer bulurlar;
Ali’nin önünde kapılar açılır,
Ali’nin önünde eğilir surlar,
Bedir’de, Uhud’da, Hayber’de
Hakk’ın yiğitleri, şehîd olurlar...
Bir mutlu günde, ki ölüm tatlıydı,
Yerde kalmazdı ruh... kanatlıydı.

Konsun –yine- pervazlara güvercinler
“Hû hû”lara karışsın âminler.
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler!

Vicdanlar, sakat çıkmadan,
Yâ Muhammed, yarına;
İyiliklerle gel, güzelliklerle gel
Âdem oğullarına!

Yüreklerden taşsın
Yine, imanlar!
Itrî, bestelesin Tekbîr’ini;
Evliyâ, okusun Kur’ân’lar!
Ve Kur’ân-ı göz nûruyla çoğaltsın
Kayışzâde Osman’lar
Na’tını Galip yazsın,
Mevlid’ini Süleyman’lar!
Sütunları, kemerleri, kubbeleriyle
Geri gelsin Sinan’lar!
Çarpılsın, hakikat niyetine
Cenaze namazı kıldıranlar!

Gel, ey Muhammed, bahardır...
Dudaklar ardında saklı
Âminlerimiz vardır...
Hacdan döner gibi gel;
Mi’râc’dan iner gibi gel;
Bekliyoruz yıllardır!

Bulutlar kanat, rüzgâr kanat;
Hızır kanad, Cibril kanad;
Nisan kanad, bahar kanad;
Âyetlerini ezber bilen
Yapraklar kanad...
Açılsın göklerin kapıları,
Açılsın perdeler, kat kat!
Çöllere dökülsün yıldızlar;
Dizilsin yollarına
Yetimler, günahsızlar!
Çöl gecelerinden, yanık
Türküler yapan kızlar
Sancağını saçlarıyla dokusun;
Bilâl-i Habeşî sustuysa
Ezânlarını Dâvûd okusun!

Konsun –yine- pervazlara güvercinler,
“Hû hû”lara karışsın âminler...
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler!
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

EY İNSANOGLU

Ey insanoğlu! yaptığınla sevinme,ettiğinle yerinme
Ulu dağlarla yücelik yarışına girip,kendinle övünme

Senden büyük ALLAH vardır,onun sözü hep haktır
Büyüklenerek ona karşı gelene,cehennem müstehaktır

Kalemle yazı yazmayı o öğretti,bilmediğini belletti
Beşikten mezara dek, hiç durmadan seni gözetti

Nice nimetlerle bezedi etrafını,donattı bedenini
Akıl,idrak ve imanla güzelce süsledi her yerini

Sakın nankörlük edip de şeytana uyma hayasızca
Son pişmanlık fayda vermez,cehennemde yanınca

Uy onsekizbin alemin efendisi Hz. Muhammed'in sünnetine
Gir hiç tükenmek bilmeyen sonsuz nimetler cennetine.
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

Alemde Doğru Dost Yoktur

Alemde doğru dost yoktur
Dedikleri gerçek imiş
Kulunu saklayan Hak'tır
Dedikleri gerçek imiş

Bulut asümana ağar
Yerlere rahmetler yağar
Gün doğmadan neler doğar
Dedikleri gerçek imiş

Eğer insan eğer melek
Yalvarırım gerçek dilek
Bivefadır çarh'ı felek
Dedikleri gerçek imiş

Kuloğlu der ömür geçer
Kalmasın alemde naçar
Dünya sana konan göçer
Dedikleri gerçek imiş
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

Aşkın İle Aşıklar

Aşkın ile aşıklar
Yansın ya Rasûlallah
İçip aşkın şerabın
Kansın ya Rasûlallah

Şol seni seven kişi
Verir yoluna başı
İki cihan güneşi
Sensin ya Rasûlallah
Şol seni sevenlere
Kıl şefaat onlara
Mümin olan tenlere
Cansın Ya Resulallah

Aşık oldum dildare
Bülbül oldum gülzare
Seni sevmeyen nare
Yansın Ya Resulallah

Şol seni seven sübhan
Oldu kamuya sultan
Canım yoluna kurban
Olsun Ya Resulallah

Aşık Yunus'un canı
İlm ü şefaat kânı
Alemlerin sultanı
Sensin ya Rasûlallah!
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

Kutlu nebi



Kainatın efendisisin,
İnsanlığın şerefisin.
Önder ve örnek sensin;
Allah’ın habibisin.
Adının anıldığı mekandan,
Uzaklaştırmasın, Yaradan.

Cehaletin ve zulmün,
En yaygın olduğu zaman;
"Oku" emriyle, elinde Kur’an;
Alemlere rahmet geldin sen.
Adının anıldığı mekandan,
Uzaklaştırmasın, Yaradan.

Seni hakkıyla övemem ben,
Sana övgü yüce makamdan.
Rabbim herkese nasip etsin.
Gitmeyi senin izinden.
Adının anıldığı mekandan,
Uzaklaştırmasın, Yaradan.

Göçeceğiz bir gün bu dünyadan;
Hepimiz geçeceğiz, hesaptan.
Senin şefaatın olmadan;
Nasıl kurtuluruz azaptan.
Adının anıldığı mekandan,
Uzaklaştırmasın, Yaradan.
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

Bir Na't-ı Vefa



Alemlerin Efendisi'ne (S.A.V.)

Ey gönül tesellisi, yankısı güle vuran
Ey bin pare gönlümü ateşiyle kavuran

Sığındım dergahına bir Bedir seherinde
Erittim hicabımı leylin tenha yerinde

Beyza bir nur saçardın gökkubbenin yüzüne
Ben de düşmek isterim topraktaki izine

Ey yürekten fışkıran bahş-ı hayatın adı
Ey biricik sermayem, Ey gönlümün muradı

İdrakimdir peşinde gezip biçare düşen
Senin ismindir her dem leblerimden süzülen

Zümrüt kanatlarına ol sevdayı bindirdin
Mübarek ellerinle güneşe taç giydirdin

Ey elest-ü bezminde kapıldığım rüzigar
Ey yürek iklimimde güller kokan gülizar

Sana geldim tut elimden, Ey güllerin şebnemi
Nur ellerin koy gönlüme soğut ateş sinemi

Serinliğinle yanıp ateşinle susamak
Tek muradımdır canım sevgine layık olmak.
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

Aşkın bağında açan güllere, bülbül olan,
İslâmın hasret ile beklediği kahramân,
Ma’şûkunun aşkından yanıp yanıp kül olan,
Ağlasa yeri vardır, seni görmiyen zemân!

İlmîle, irfanîle, sâhib olan (Sılâ)ya,
İki temel bilgiyi, vasl eden bir araya,
dalıp uçsuz bucaksız, o mu’azzam deryâya,
Ve bu zikr deryâsından en büyük payı alan!

Kimi sâhile gider ve bu bana yeter der;
kimi uzakdan görür, mest olur, başı döner,
kimi yalnız seyr eder, kimi bir katra içer;
bir Sensin, bu deryâdan, içip içip de kanan!

Kur’ândan, hadîslerden sonra, gelir eserin,
rûhlara şifâ olan, o mubârek sözlerin,
baş kumandanısın sen velîlerin, erlerin;
ve (Müceddid-i elf-i sânî) adını alan!

Bize seni duyuran, fıtraten dostun olan,
ve cihânda bir tekdir, senin izinde kalan.
(Seyyid Abdülhakîm) O, senin aşkınla yanan,
hürmetine nasîb et, bize şefâ’atından!

Eserinle cihânı, yeniden tenvîr eden,
sihrli bir kuvvetle, bizi kendine çeken,
ondördüncü yüzyılın, zulmetini gideren,
(Arvâs)ın ışığıdır, gerisi hayâl yalan!

Biz onun talebesi, o sizin tâlibiniz,
muhakkak aks yapar; o nûrlu kalbleriniz,
belli, birbirinize, âşıksınız ikiniz,
ve size âşık olur (Mektûbât)ı anlıyan!

Besmeleyle başlıyalım kitâba!
Allah adı en iyi bir sığnakdır.
Ni’metleri sığmaz, ölçü hisâba.
Çok acıyan, afvı seven bir Rabdır!
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

BİR AKSAM ÜSTÜ YÜREĞİN DARALIRSA;


GÖZLERİNDEN TÖVBE`LER TAŞARSA;
AVUÇLARIN DUALAR`LA DOLARSA;
BİR BESMELE ÇEK GÖNÜL`DEN

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİMNEFSİNLE ŞEYTANA CİHAD AÇARSAN;
HER HAYIRLI İŞE KOŞARSAN;
MUHAMMED AŞK`IYLA TUTUŞUP YANARSAN;
BİR BESMELE ÇEK KALBTEN

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

GENÇLİGİNİ BİTİRİP ÖMRÜNÜN SONUNA VARIRSAN;
VE NEFES ALMAKTAN YORULURSAN;
O KERİM ALLAH`IN HUZURUNA CIKARSAN
BİR BESMELE ÇEK İLK SÖZ OLARAKTAN

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM


KATRAN KARASI GECELER SENİ BOĞARSA;
VÜCUDUNU SOĞUK TERLER BASARSA;
İCİNDE ARD ARDA TOPLAR PATLARSA;
BİR BESMELE ÇEK SESSİZCE

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

SIR VERECEK BİR DOST BULAMAZSAN;
GÜNAHLARINDAN AYRILAMAZSAN;
BOĞUK BOĞUK HEP AĞLARSAN;
BİR BESMELE ÇEK YÜREKTEN

BİSMİLLAHİRRAGÖNÜL DOST`LARINI BİRGÜN BULURSAN;
O YÜCE İLAHİYATA KAVUŞURSAN;
ŞÜKR DUA`LARINI HEP OKURSAN;
BİR BESMELE ÇEK UNUTMADAN

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

HUZURU NEŞEYİ İSLAMDA BULURSAN;
BAŞLADIGIN HER İŞTE ONU ANARSAN;
KALBİNİ TÜM İNSANLARA AÇARSAN;
BİR BESMELE ÇEK HER SEFERİNDE

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

O GECE SENDİN GELEN

Arşın kubbelerine adı nurla yazılan
İsmi semada Ahmed yerde Muhammed olan
Yedi katlı göklerde hak cemalini bulan
Evvel ahir yolcusu ya Hz.Muhammed

Sağnak nur yagmurları inerken yedi kattan
O gece sendin gelen ezel kadar uzaktan
Melekler her zerreye müjde verirken Hakk'tan
O gece sendin gelen ya Hz.Muhammed

Güneşler o gecenin Nur'una secd ederken
Yıldızlar meşk içinde kainat vecd ederken
Bütün Hamdü senalar yüce Rabb'e giderken
O gece sendin gelen ya Hz.Muhammed

Ka'be'de şirk taşları Putlar yere dönerken
Cehalet bayrakları birer birer inerken
Bin yillik küfr ateşi ebediyyen sönerken
O gece sendin gelen ya Hz.Muhammed

O gece Save gölü mucizeyle kururken
Kisra saraylarında sütünlar savrulurken
Arz'dan Arş'a alemler rahmetini bulurken
O gece sendin gelen ya Hz.Muhammed

Sen ki dogum kundağı ak bulutla örülen
Doğar doğmaz ALLAH'a secde emri verilen
Anlında alemlere rahmet tacı görülen
Kainat efendisi ya Hz.Muhammed

Sen ki güzel huyların ahlakın meş'alesi
Sabır doruklarında Beşer'in en yücesi
Senin cennet mekanın fakirlerin hanesi
Gönüller hazinesi ya Hz.Muhammed

Sana şahit sonsuzlar ezelden beri her an
Sana şahit ayetler her zerre ve her mekan
Senden uzak kalmaya nasil dayanır ki can
Sen her canda canansın ya Hz.Muhammed

MIrac gecesi bir bir açılıyorken gökler
Seni selamlıyorken her katta peygamberler
Öyle bir an geldi ki durdu bütün melekler
Hakk'a yanlız yürüdün ya Hz.Muhammed

Gönül gözü görmeyen can gözünü neylesin
Dünyada dönmeyen dil mahşerde ne söylesin
Mevla bütün beşeri ümmetinden eylesin
Sancağının altında ya Hz.Muhammed

Hakk ile kul vuslatı o ilahi düğünde
Hiç kimseden kimseye fayda olmayan günde
Hasatları has tartan o terazi önünde
Noksanlarım bağışlat ya Hz.Muhammed

Biliriz ki hükmü yok bu dünya ni'metinin
Gönüldür sermayesi ahiret servetinin
Sana salat ve selam gönderen ümmetinin
Cennetler şahidi ol ya Hz.Muhammed
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

GÜL SULTANIM

Gül kokusunu sizden mi almış bilmem
Bir ateş attınız içime sönmez yanar her dem
Bükülür boynum, bir gariplik çöker
Doyulmaz güzelliğinize hasret kaldı bu gözler!
Efendim benim güzel efendim
Sultanım benim gül sultanım
Dilenciyim, kapınıza geldim dayandım
İşte bu zalim nefsim işte bunlar günahlarım
Size uzattım ellerimi şahidim olun
Biz gözyaşı dökemedik, tövbemiz için siz dökün;
Efendim benim güzel efendim
Sultanım benim gül sultanım
Altın bir nesilden geldiniz
Hoş geldiniz sefa geldiniz bizlere şeref verdiniz
Rabbimizin şahidi, peygamberimizin varisi
Gönüllerimizin şifası, aşka susamışların deryası
Efendim benim güzel efendim
Sultanım benim gül sultanım
Dünya’dan eser bulunmaz kalbinizde
Misk kokuları eksik olmaz elbisenizde
Güzellik sizinle güzelliğini bulur
Yürüyünce toprak sizi kıskanır olur
Efendim benim güzel efendim
Sultanım benim gül sultanım
Gelenler kozaydı, kelebek oldu, sonsuza uçtu
Bu garip hasretinizle yandı kül oldu
Bu tendeki can, can evinden çıkıp size gelmek ister
Son nefesinde sizden himmetinizi bekler
Efendim benim güzel efendim
Sultanım benim gül sultanım .
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

Hocam




Kapattın gözünü açtın ağzını
Dediğini kendin duydun mu hocam
Dehşetle dinledim bütün va’zını
Bu dediklerine uydun mu hocam?

Kürsüde oturdun, kasılıp durdun
Nefsine zulmetmiş birini gördün
Bütün suçlarını yüzüne vurdun
Taşı gediğine koydun mu hocam?

Zavallı gafletten asi kul oldu
İş sana kalmışsa yandı kül oldu
Gösterdiğin hedef çıkmaz yol oldu
Milleti imandan soydun mu hocam?

Halimiz çok bozuk feci söyledin
Kolayı terkettin, güç’ü söyledin
Ateşle korkuttun, acı söyledin
Kendini kurtulmuş saydın mı hocam?

Bir çoğu pişmandır akıyor yaşı.
Diyorsun çoğunun haramdır aşı
Sallayarak beşi aldın maaşı
Söyle helalinden doydun mu hocam?

Uyarmak değil mi senin vazifen?
Parayla ölüye biçersin kefen
Her yaptığın işte vardır tarifen
Bedava bir nikah kıydın mı hocam?

Mikdat der geniştir Hakkın rahmeti
Affeder herkesi var merhameti
Bu yolda ettin mi, cahtı zahmeti
Bu dini hakkıyla yaydın mı hocam?
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

Sevgili Peygamberim




Sevgin ile seni andım,
Sevdim seni Peygamberim.
Seni andım, aydınlandım,
Sevdim seni Peygamberim.


Çağırarak kutlu ize,
Önder örnek oldun bize,
Sevgileri dize dize,
Sevdim seni Peygamberim.


Yüreğimde kutlu sözün,
Nurlar saçar o gül yüzün,
Geceleyin ve gündüzün,
Sevdim seni Peygamberim.


O anlattı İslâm nedir,
İlim, ahlâk, insan nedir,
Adın her an dilimdedir,
Sevdim seni Peygamberim.


Son peygamber, kutlu insan,
Dost ve düşman ona hayran,
Odur derde ilaç, derman,
Sevdim seni Peygamberim.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt