ahmetmeydani
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 7 Ocak 2012
- Mesajlar
- 149
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 64
OTUZYEDİNCİ BÖLÜM
...benim köpek çok sinsi bir hayvandı. Saldıracağı kişiye havlamaz, arkasından yaklaşır aniden üstüne atlardı. Ben geceleri, köpeğin yularını elime dolar öyle uyurdum. Bir gece baktım, köpek yavaşça kalktı, ben de çaktırmadan onu takip ettim. Bir koyunu boğazlayarak sırtına attı ve dağın yolunu tuttu. Ben de peşinden gittim. Koyunu götürüp dişi bir kurda teslim etti. Hayvandır bir hata yapabilir dedim. İkinci bir sefer gene aynısını yapınca, bunun bir hata değil ihanet olduğunu anladım. Şayet ben köpeğin bu ihanetini görmeseydim bunu kurttan bilecektim. Ama hain benim yanımdaydı. Ben de bu yüzden köpeği astım. Buyur bu da bana verdiğin mühür.
--Vay be Dede, bu ne hainlik böyle?
--Evet çocuklar, şunu hiç bir zaman unutmayınız ki bir kale daima içten fethedilir. Aksi takdirde kaleyi almanız imkansız olur.
--Peki neden birileri ihanet etme ihtiyacı duyar?
--Dünyanın geçici zevklerine aldanma tabii ki. Ama bu da İslamı anlamama ve yaşamamadan kaynaklanır.Bir müslümanın ihanet etmesi düşünülemez. İnançları zayıflarsa ancak ihanet edebilir.
--Desene, geçen gece bizim erzağa saldıranlar da bizim içimizdeki hainlerden.
--Aynen öyle. Buraya erzak getirdiğimizden diğer orman sakinlerinin haberi yok ki, böyle bir işe kalkışsınlar.
--VALLAHi doğru.
--Öyleyse çok iyi tedbir almamız lazım.
--Merak etmeyin, nasıl olsa bir yerde hata yapacaklar. Her şeyden önce içimizde hain birilerinin olduğunu biliyoruz.
Kafilede Son Durum
Nene ve torunu getirmek için gönderilen kafile, herhangir bir problemle karşılaşmadan Dede'nin evinin yanına kadar varmıştı. Torun ne zamandır rüyalar görüyor, Dede'sinin bir an önce kendilerini aldırmalarını bekliyordu. Gördüğü rüyaya göre bugünlerde birilerinin gelmesi gerekiyordu.
Torun her gün, geç saatlere kadar dışarıda bekliyor, birilerinin gelip gelmediğini gözlüyordu. Bugün de geç vakte kadar bekledi ama heyhat ki gene kimse gelmemişti. Melul mahzun bir şekilde içeri girdi ve bir süre sonra da deriiiiiiin bir uykuya daldı. Yine rüyalar alemindeydi. Rüyasında Dede'sini görmüştü gene.
--Dede, hani bizi aldıracaktın. Ninem de gelmeye razı.
--Tamam kızım, yarına hazır olun inşaALLAH.
--Ne, yarın mı?
--Evet yarın.
--ALLAH ALLAH! Büyük haber.
O gün de sabah olmuştu. Torun mest olmuş bir şekilde uykudan uyandı ve:
--Nine!
--Ne var gene?
--Bu gece de rüya gördüm.
--Hayırlara tebdil olsun. Ne gördün yine?
--Dedem bizi bugün aldıracak.
--İnşaALLAH!
--Ben namazı kılıp dişarı çıkacağım.
--Üstüne kalın bir şeyler al, üşütmeyesin.
--Tamam tamam!
Torun namaz kıldıktan sonra, kahvaltıyı beklemeden yolu gözetlemeye gitmişti ki...
OTUZYEDİNCİ BÖLÜMÜN SONU
...benim köpek çok sinsi bir hayvandı. Saldıracağı kişiye havlamaz, arkasından yaklaşır aniden üstüne atlardı. Ben geceleri, köpeğin yularını elime dolar öyle uyurdum. Bir gece baktım, köpek yavaşça kalktı, ben de çaktırmadan onu takip ettim. Bir koyunu boğazlayarak sırtına attı ve dağın yolunu tuttu. Ben de peşinden gittim. Koyunu götürüp dişi bir kurda teslim etti. Hayvandır bir hata yapabilir dedim. İkinci bir sefer gene aynısını yapınca, bunun bir hata değil ihanet olduğunu anladım. Şayet ben köpeğin bu ihanetini görmeseydim bunu kurttan bilecektim. Ama hain benim yanımdaydı. Ben de bu yüzden köpeği astım. Buyur bu da bana verdiğin mühür.
--Vay be Dede, bu ne hainlik böyle?
--Evet çocuklar, şunu hiç bir zaman unutmayınız ki bir kale daima içten fethedilir. Aksi takdirde kaleyi almanız imkansız olur.
--Peki neden birileri ihanet etme ihtiyacı duyar?
--Dünyanın geçici zevklerine aldanma tabii ki. Ama bu da İslamı anlamama ve yaşamamadan kaynaklanır.Bir müslümanın ihanet etmesi düşünülemez. İnançları zayıflarsa ancak ihanet edebilir.
--Desene, geçen gece bizim erzağa saldıranlar da bizim içimizdeki hainlerden.
--Aynen öyle. Buraya erzak getirdiğimizden diğer orman sakinlerinin haberi yok ki, böyle bir işe kalkışsınlar.
--VALLAHi doğru.
--Öyleyse çok iyi tedbir almamız lazım.
--Merak etmeyin, nasıl olsa bir yerde hata yapacaklar. Her şeyden önce içimizde hain birilerinin olduğunu biliyoruz.
Kafilede Son Durum
Nene ve torunu getirmek için gönderilen kafile, herhangir bir problemle karşılaşmadan Dede'nin evinin yanına kadar varmıştı. Torun ne zamandır rüyalar görüyor, Dede'sinin bir an önce kendilerini aldırmalarını bekliyordu. Gördüğü rüyaya göre bugünlerde birilerinin gelmesi gerekiyordu.
Torun her gün, geç saatlere kadar dışarıda bekliyor, birilerinin gelip gelmediğini gözlüyordu. Bugün de geç vakte kadar bekledi ama heyhat ki gene kimse gelmemişti. Melul mahzun bir şekilde içeri girdi ve bir süre sonra da deriiiiiiin bir uykuya daldı. Yine rüyalar alemindeydi. Rüyasında Dede'sini görmüştü gene.
--Dede, hani bizi aldıracaktın. Ninem de gelmeye razı.
--Tamam kızım, yarına hazır olun inşaALLAH.
--Ne, yarın mı?
--Evet yarın.
--ALLAH ALLAH! Büyük haber.
O gün de sabah olmuştu. Torun mest olmuş bir şekilde uykudan uyandı ve:
--Nine!
--Ne var gene?
--Bu gece de rüya gördüm.
--Hayırlara tebdil olsun. Ne gördün yine?
--Dedem bizi bugün aldıracak.
--İnşaALLAH!
--Ben namazı kılıp dişarı çıkacağım.
--Üstüne kalın bir şeyler al, üşütmeyesin.
--Tamam tamam!
Torun namaz kıldıktan sonra, kahvaltıyı beklemeden yolu gözetlemeye gitmişti ki...
OTUZYEDİNCİ BÖLÜMÜN SONU