DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
...bir mağara bulmuş dede.
--İyi yaw! Geceyi burada geçiririm.
Dede mağaraya girdiğinde, bir de ne görsün. İki tane ayı, iki de yavrusu.
--Aha dedi, baba ayı. Yiyeceğimiz ayağımıza geldi.
--Hadi iyisin gene, dedi ana ayı. Yiyecek bulma sıkıntısından kurtuldun.
--He ya, hemen harekete geçiyim.
--Hoop hop! dedi dede, ne oluyoruz? Ulan ben buraya size yem olmaya mı geldim?
Ayılarda şafak attı. ALLAH ALLAH! Bu adam onların dilinden anlıyor.
--Bana bakın, ben insanlardan kaçtım. Burada daha rahat ederim diye. Sakın ola ki beni hayal kırıklığına uğratmayın.
Üzerlerinden ilk şaşkınlığı atan ayılar, kendilerine çeki düzen verdiler.
--Bana bakın, bu gece misafirinizim. Ona göre.
--Yaw hoş geldin ama, sana ikram edecek bir şeyimiz yok.
--Merak etmeyin, ben de yeteri kadar yiyecek var. Ama önce namaz kılmam lazım. İbadet yani.
--Anladım, dedi baba ayı. Biz de zikrimizi yaparız, yemeği de sonra yeriz.
--Tamam. ALLAH kabul etsin.
Dede namazını kıldı, ayılar da kendi lisanlarıyla zikirlerini yaptıktan sonra, dedenin sofrasına oturdular.
--Yaw siz elinizi yüzünüzü yıkadınız mı?
--Hayır, el yüz yıkanır mı ki?
--Yaw sahi, sizinki yıkanmaz. Şimdi elinizi yüzünüzü yıkamaya kalksanız sofra ıslanır, yiyecekler de berbat olur. Neyse, hadi bakalım afiyet olsun.
--Sağol, sana da afiyet olsun.
Yemekler yendi ve sohbet başladı.
--Eeeeeeeee anlat bakalım, kimsin, nesin burada ne arıyorsun?
--Benim geldiğim yerde, millet bana kısaca dede derdi. Buraya geliş sebebime gelince, doğrusunu isterseniz insanlardan yıldım usandım. Düşündüm taşındım ve sonunda taşınmaya karar verdim. İnşaALLAH siz de bir kısım insanlar gibi bana hainlik düşünmezsiniz?
--Hiç endişe etme, bizde dalavere yok. Her şey harbi. Münafıklık da yok. En kötü düşüncelimiz tilki, o bile münafıklık yapmaz.
--Bak buna sevindim. O zaman sizinle iyi geçineceğiz demektir.
--Yaw senin dediğin gibiyse, inşaALLAH insanlar buraya gelmez. Yoksa yandığımızın resmidir.
--Merak etmeyin. Benden başkası gelmez, ama belki benim ailemden bir iki kişi gelebilir. Onlardan da size zarar gelmez.
--İyi o zaman, senin ailenin başımızın üstünde yeri var.
--Başınız, gözünüz var olsun.
Sohbet bu minval üzere gece yarısına kadar devam etti. Gece yarısına doğru...
DÖRDÜNCÜ BÖLÜMÜN SONU