Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

ÇOCUK OLMAK Varmış...!!! (1 Kullanıcı)

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Ayın En İyi Üyesi
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,960
Tepki puanı
8,073
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
960142_541193592584855_21195568_n.jpg
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Ayın En İyi Üyesi
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,960
Tepki puanı
8,073
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Ayın En İyi Üyesi
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,960
Tepki puanı
8,073
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Ayın En İyi Üyesi
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,960
Tepki puanı
8,073
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Ayın En İyi Üyesi
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,960
Tepki puanı
8,073
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,594
Tepki puanı
961
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
[h=3]ÇOCUK OLMAK VARMIŞ...[/h]

Klasik bir İstanbul havası hakim etrafta. Kalabalık, trafik, yol çilesi de cabası… Kadını, erkeği, yaşlısı, genci, çocuğu, bebesi herkes yollarda. Kimisi iş için çıkıyor yollara, kimisi okul, kimisi gezmek için. Ama her zaman hatırı sayılı bir kalabalık var İstanbul’da. Günlerin, saatlerin, hafta içi ya da hafta sonu olmasının hiçbir önemi yok sanki bu şehirde. Kalabalık, her zaman, her yerde kalabalık.


İşte yine öylesi hareketli günlerden birinde rastladık şeker mi şeker bir kız çocuğuna.
Kızımla karşı yakadaki randevumuza yetişme telaşımızın arasında renkli bir çiçek gibi açtı aniden. Metrobüsteyiz. İstanbul’da Anadolu yakasından Avrupa yakasına doğru geçmekteyiz. Karşıya geçmek için metrobüsü tercih edenler bilirler; şoför koltuğunun hemen arkasındaki yolcu koltuğundan sonra dar bir yükseklik vardır, teker üstü. İşte sözünü ettiğim kız çocuğunu oraya oturttu annesi. Kısa dağınık saçları, pembe elbisesi, beyaz çorapları ve yine beyaz sandaletleri ile tam karşımızda. Önce biraz yadırgadı yerini, ama kısa sürdü alışması. Hepimizdeki telaşa inat o son derece sakin. Dünya umurunda değil. Pembe elbisesinin üzerinde böldüğü kocaman bir simiti yiyor iştahla. Etrafa döküp saçmadan. Son derece kibar ve düzenli hareketleri. Annesinin gözü ise her an üzerinde.


Ön dişleri ile değil de arka dişlerinden güç alıyor simiti ısırırken. Kopardığı minicik lokmaları iştahla çiğniyor; ardından kucağına koyduğu diğer parçayı düzeltip elindekinden bir ısırık daha alıyor. Öyle sevimli ki… Kocaman iri gözleri var. Ayaklarını sürekli sallıyor ve arada bacaklarımıza değiyor ama ne o, ne de biz bu durumu hiç önemsemiyoruz. Bizim tebessüm dolu bakışlarımıza arada sırada kaçamak bakışlar atıyor ama, belli ki aklı fikri simitinde.


Bir süre sonra susadı ve annesinden su istedi. O kalabalıkta ve düşmemek için birbirimizden güç aldığımız o esnada, annesi anneliğini gösterdi. Çantasını usulca açtı, naylon torbaya koyduğu suyu çıkardı, şişenin ağzını açarak kızına uzattı. O sırada metrobüs sallanıyormuş, viraj alıyormuş kimin umurunda. Annesi bir cambaz edasıyla orta yerde hiç tutunmadan ve sallanmadan duruyor. Sabırla kızının suyunu içmesini bekliyor. Sonra aynı hamaratlıkla şişeyi alıp kapağını kapadı, naylona sarıp çantasına usulca yerleştirdi. Annelik işte…


Bu arada tam boğaz köprüsünden geçiyorduk ki annesi kızına seslendi; “Bak denizi gördün mü kocaman?”. Bizim sevimli kızımız şöyle bir arkasına döndü denize baktı, evet der gibi başını salladı. Sonra yeniden iştahla simidini yemeye devam etti. O anda sadece simitine konsantre olmuştu o kadar.


Belki bir yerleri gezmeye ya da bir akrabalarını ziyarete gidiyorlardı. Ama o küçük sevimli kız için trafikmiş, boğaz köprüsüymüş, denizmiş hepsi bir yana kucağındaki simit bir yanaydı. Annesi yanındaydı ve karnı doyuyordu ya, daha ne isterdi?


Çocuk yaşlarımızda hep bir an önce büyüme telaşımız vardır. Ama büyüyünce de insanın içinden yeniden çocukluk yıllarına geri dönme isteği oluşur nedense. Çocuk olup minicik şeylerle sevinmenin; dünyayı umursamadan o anın keyfini çıkarmanın hayattaki en basit ama en güzel şeylerden birisi olduğunu çoktan unuttuğumuz için olsa gerek.


Hepimize içimizdeki çocuk yanımızın sesini duymaya ve onu daha çok yaşatmaya çağırıyorum desem ne dersiniz? Haydi durup düşünme zamanı değil bu, içinizdeki çocuk sizden sadece tek bir hareket bekliyor. Bir an için bırakalım telaşı, koşturmaları, yetişecek işleri. Ve bir simiti yemenin, bir bardak sıcacık çayı içmenin, bir avuç çekirdeği paylaşmanın keyfine varalım. Bu kısacık anların hayatımızı daha yaşanabilir hale getirdiğini unutmadan ve ertelemeden.


Şansın bol olsun küçük kız. Çocukluğunu hiç unutma ve hep içinde bir yerlerde yaşat.


Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Ayın En İyi Üyesi
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,960
Tepki puanı
8,073
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Ayın En İyi Üyesi
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,960
Tepki puanı
8,073
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Ayın En İyi Üyesi
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,960
Tepki puanı
8,073
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya

Z4F3R_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Mar 2013
Mesajlar
91
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
34
mümkünse 1 an 1 saniye bile geri dönmesin zaman

gidebildiği yere kadar gitsin

aralansın sır perdeleri bir bir :/
kaybedeceklerimizi bir an önce kaybedelim

akmayı bekleyen gözyaşlarımız bir an önce aksın
gidecekler gitsin bir an önce

o başıboşluğun,o vurdumduymazlığın ,o umursamazlığın simgesi olan çocukluğumuzu özleten şu dünya kapatsın perdeleri,akıp gitsin zaman
ve bir daha şu yalan dünyada çocuk olmayı özletmesin zaman bize

ve inşallah özlediklerimiz kaybedeceklerimiz değil de kazanacaklarımız olur.
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Ayın En İyi Üyesi
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,960
Tepki puanı
8,073
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya

Çeşm-i Bülbül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2009
Mesajlar
13,384
Tepki puanı
6
Puanları
0
mümkünse 1 an 1 saniye bile geri dönmesin zaman

gidebildiği yere kadar gitsin

aralansın sır perdeleri bir bir :/
kaybedeceklerimizi bir an önce kaybedelim

akmayı bekleyen gözyaşlarımız bir an önce aksın
gidecekler gitsin bir an önce

o başıboşluğun,o vurdumduymazlığın ,o umursamazlığın simgesi olan çocukluğumuzu özleten şu dünya kapatsın perdeleri,akıp gitsin zaman
ve bir daha şu yalan dünyada çocuk olmayı özletmesin zaman bize

ve inşallah özlediklerimiz kaybedeceklerimiz değil de kazanacaklarımız olur.

Ne güzel yazmışsınız kardeşim, duygularıma tercüman olmuşsunuz..
EyvALLAH.. :)
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,594
Tepki puanı
961
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
cocukluk.jpg


ÇOCUKLUK YILLARI
Gün ışığını görünce sokaklara düşerdik
Bir basma gömlek, lastikli pantolon giyerdik
Kızların saçlarında hep iki örgü vardı
Koşunca Tozlu yolda dizlerimiz kanardı
Bayramların gelişini dört gözle kollardık
Uçurtmaları göğe bin umutla yollardık
Bizdik bilye oynayan kirli yüzlü çocuklar
Ne Büyük gelirdi bize daracık sokaklar
Mor dağların başı bulutlara değiyor mu?
Yasemen kokuları uzaktan geliyor mu?
Gökler Maviydi çocukken yaşadığım yerde
Hayallerim Pembeydi, şimdi o renkler nerde
Mehmet Orhan DURDU

 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt