Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

çanakkale geçildi!..... (3 Kullanıcı)

hafizkiz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ağu 2007
Mesajlar
1,923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Konum
manevi iklimden selamlar
b[ı]iz bilinçli olursak bizden sonraki nesil de biliçli olacaktır biz dünümüzü unutmuşken çocuklarımız neyi bilecek şehitlerimizin kemiklerini sızlatmayalım yarın mahşerde bizlerden şikayetçi olmasınlar inş. Yazıyı okurken çok etkilendim açıkcası paylaşımın için teşekkürler allah razı olsun kardeşim
selam ve dua ile...
[/ı]

amin ecmain olsun inş
 

HÜZÜNLE DOLUYUM

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ocak 2009
Mesajlar
343
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45

"yırt at
hiçe geçen günlerini
doğrulda gel
hatıralar içinden
sancak yine salınsın
o burçta
devir putlarını çağın
bir vuruşta
yaman ol yine yaman
- dileyene kadar aman -
hesap soruşta."
- "hiç görmediğim
hiç tanımadığım
kimbilir hangi şehir
hangi köydesin
hangi köy, hangi dağda
karargahın
gördü yüzlerini... gördü
hepsi tanıdık ve bildik
yırtıldı dünyayı karartan peçe
toprağın altından nasıl fışkırırsa tohum
bir bahar ansızın
çıkacak arsız otlar
arasından
düzenli ve örgütlü
yağmurda büyütür
onu
güneşte"
Salih MİRZABEYOĞLU
"Aydınlık Savaşçıları-Moro Destanı"ndan
-1979-



BARAN Dergisi 89. Sayı Çıktı…
TÜM BAYİLERDE!..
B89.jpg
BARAN'dan
(Kâim ve Dâim-89)
Tanımlanamayan Şey: İSTİKLÂL SAVAŞI
 

HÜZÜNLE DOLUYUM

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ocak 2009
Mesajlar
343
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
BARAN'dan
(Kâim ve Dâim-89)
Tanımlanamayan Şey: İSTİKLÂL SAVAŞI
Anayasanın 5. Maddesi:
Devletin Temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.

* * *

Ülkede her bir kesimin farklı "sorunları" var…
Tanımlanamayan, izahı yapılamayan, şekli ve muhtevası tam olarak izah edilemeyen bir konu var ki, herkesi ilgilendirmekle beraber asıl Silahlı Kuvvetleri ilgilendiren bir "sorun"…
"Yüce", "büyük", "anlı-şanlı" gibi ifadelerle içi boş cümle kalıpları kurmaya alışkın hiçbir askerden, nedense bu "sorun"un tanımlanmasına ve çözümüne dair tek bir cümle duyamazsınız.
Tanımlanamayan sorun; "İstiklâl Savaşı"!
"İstiklâl Savaşı" nedir? Neyi ifade eder? "İstiklâl Savaşı" deyince ne anlaşılmalı?
Umumî anlayış şu;
"İstiklâl Savaşı" denilen şey olmuş-bitmiştir…" "Bir daha o günlere dönülmeyecek…" "Allah bu millete o günleri bir daha yaşatmasın…" "Önümüze bakalım, ufuklara yelken açalım…"
"Öğretilen tarih" o kadar yalancı ve uydurmadır ki; "İstiklâl Savaşı"ndan ve hâliyle bir işgalden bahsedilir de, nedense düşmanın işgâl ettiği topraklarda neler yaptığından, ne tür insanlık suçları işlediğinden Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren hiç bahsedilmez!
 

HÜZÜNLE DOLUYUM

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ocak 2009
Mesajlar
343
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Dört yıl işgâl altında kalmış bir başkentte (İstanbul) ve ülkede işgâlci düşman hiç mi katliamlarda, tecavüzlerde, yağmalarda bulunmadı? Soruyu başka bir şekilde sorarsak, mesela İstanbul'da hiç mi direniş olmadı? Düşman işgâline karşı direnişi örgütlemek için bir üniversite öğrencisi, bir subay, bir kabadayı hiç mi kimse harekete geçmedi?
İlkokuldan itibaren "öğretilen tarih" işgale karşı bahsettiğimiz direnişe ait bu tür motiflerden her hangi birine rastlamak mümkün değil. "İstiklâl Savaşı", "Tam Bağımsızlık", "Emperyalizmin kovulması"ndan sıkça bahsedenler "İstiklâl Savaşı"nın bu tarafı akıllarına gelmediğinden dolayı mı, hiç gündeme getirmezler?!
İşgalci düşmanın yaptığı katliamlar, tecavüzler, yakıp-yıkmalar bilinmeyince, düşmana karşı verildiği söylenen "İstiklâl Savaşı" da ruhsuz bir ceset havasında, yeri geldikçe gündeme getirilmekte…
 

HÜZÜNLE DOLUYUM

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ocak 2009
Mesajlar
343
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
"İstiklâl Savaşı" da ruhsuz bir ceset havasında, yeri geldikçe gündeme getirilmekte…
"İstiklâl Savaşı"nın muhatabı olan düşmanın yaptıkları bilinmediğinden ve şuurlaştırılmadığından dolayı da, "Tam Bağımsızlık" ve "Vatanseverlik" ruhsuz ve gereği yerine getirilmeyen, hemen hemen herkesin işine geldiği gibi, keyfine göre kullandığı argümanlar olmaktan öte bir mânâ ifade etmemekte...
İnsan, nasıl olur da hem bir "İstiklâl Savaşı"na taraftar olur, hem de taraftar olduğu "İstiklâl Savaşı"nın muhatabı düşmanın neler yaptığını bilmez veya anlatmaz?!
Koskoca askerlerde dahi "İstiklâl Savaşı" anlayışı yukarıda işaretlediğimiz umumî anlayış içindedir: "Bir daha oraya ve o şartlara dönülmeyecek, olmuş bitmiş bir şey…"
Vatan savunmasında ve "vatanseverlikteki ruhsuzluğun sebebi olan bu sakat anlayıştan dolayıdır ki, ülkesi işgale uğramış insanların direnişine "terör", bu insanlara da "terörist" denilebiliyor! Peki kim diyor bunu?! "İstiklâl Savaşı" vermiş bir ordunun generali!..
 

HÜZÜNLE DOLUYUM

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ocak 2009
Mesajlar
343
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
İşgâl edilen ülkede (Irak) direnişin-İstiklâl Savaşı'nın nerede olduğunu dahi bilmeyen bir asker, bütün bu anlayışsızlığı yetmiyormuş gibi, bir de işgalci (ABD)'nin "terör" tarifine ve anlayışına binaen düşmanla ortak "terörle mücadele" faaliyeti yürütmekten bahsediyor.
Bu nasıl anlayış, nasıl bir aymazlık?!
Lafı uzatmadan söyleyelim ki, "terör" denilen şey, son tahlilde "şiddet" kullanmak demek…
Mânâsını kavramadan sakat bir anlayışla bahsettiğin "İstiklâl Savaşı" işgalci düşmana "gül" atarak mı verildi, yoksa mermi atarak mı?!
İşgâlci düşmanın söylediği "terörle mücadele"nin aslında işgal edilen vatan topraklarındaki "İstiklâl Savaşı"yla mücadele demek olduğu anlaşılmıyor mu? Anlaşılıyorsa, zaten düpedüz ihanet ve işgâlci düşmanla işbirliği söz konusu!..
 

HÜZÜNLE DOLUYUM

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ocak 2009
Mesajlar
343
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Bütün bunların yanında bir de işgalci (ABD)'nin girdiği İslâm coğrafyasında İstiklâl-bağımsızlık mücadelesi veren mücahid örgütleri bertaraf etmek için onun kuyruğunda mücahidlerle savaşmak… Sonra da "20.yy'ın ilk "İstiklâl Savaşı" edebiyatını yapmak…
"İstiklâl Savaşı" tamam da, senin şu hâlinle bahsettiğin o İstiklâl Savaşı'yla ne alâkan var?!
"İstiklâl Savaşı" "tanımlanamayan gök cismi-ufo" gibi…
Madem "İstiklâl Savaşı"na taraftarsın, o zaman bize bir tarih ver; "İstiklâl Savaşı" ne zaman verilir? Bir tahlil yap, şartları nelerdir? Ne tarihten, ne zamandan ne de şartların tahlilinden haberin var! Ama iş lafa gelince "vatanın satıldığı"ndan, "yabancılara peşkeş çekildiği"nden, "1919 Şartları"ndan, "ülkenin çembere alınıp kuşatıldığı"ndan vesaire bahsedip duruyorsun!.. Bir ülke varından-yoğundan arttırarak beslediği ordusunun önderliğinde şimdi değilse, bu şartlarda değilse ne zaman İstiklâl Savaşı verecek?!
"İstiklâl Savaşı"yla kapıdan kovduğumuz emperyalizm, düşmana kapıyı içeriden açan her kesimden hain-işbirlikçiler eliyle, bacadan çok daha güçlü bir şekilde girmiş, ülkeyi açık hava kerhanesine çevirerek yağmalanmadık, talan edilmedik tek karış vatan toprağı bırakmamışken bizimkiler tavana bakıp ıslık çalıyorlar!.. Tabii "İstiklâl Savaşı"ndan bahsetmeyi ihmâl etmeden!..
 

HÜZÜNLE DOLUYUM

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ocak 2009
Mesajlar
343
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Bir ülkenin askeri, ülkenin içinde bulunduğu bu şartlarda "İstiklâl Savaşı"nın gereğini yerine getirmeyecekse âmiyane tâbirle "dükkanı kapatıp" gitsin!..
Bizim bütün bu söylediklerimiz "şiddet"e, "darbe"ye teşvik değil; Anayasa'nın 5.maddesinde bahsedilen "bağımsızlık ve ülkenin bütünlüğü" ile ilgili vazifenin yerine getirilmesine dair bir ihtardır.
AB'ye giriş sürecinde ve Amerika'yla ilişkilerde milletin "egemenlik" hakkı dışarıya devredilmemiş midir? Buna bağlı olarak da, "milletin bağımsızlığı"ndan ve "bütünlüğü"nden ve "ülkenin bölünmezliği"nden bahsetmek mümkün mü?!
Anayasa'nın 5. maddesine ve Silahlı Kuvvetleri ilgilendiren iç hizmet kanununun ilgili maddesine göre "milletin bağımsızlığını ve bütünlüğü"nü ve "ülkenin bölünmezliği"ni koruma görevi hangi şartlarda ve ne zaman yerine getirilecek? Bunu bilmek istiyoruz!.. Boğazlardan geçen gemileri tren seyreder gibi seyreden bir Silahlı Kuvvetlerin "İstiklâl Savaşı"ndan bahsetmeye ne kadar hakkı var?! İstiklâl Savaşı vermiş ve Çanakkale'yi geçilmez kılmış bir ordunun Din, Vatan, Millet adına yapacağı yegâne şey; Çanakkale Boğazı'ndan geçmeye teşebbüs edecek ABD ve NATO gemilerini denizin serin sularına gömmek olmalıydı!..
 

HÜZÜNLE DOLUYUM

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ocak 2009
Mesajlar
343
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Çanakkale geçilmiştir!
Çanakkale'nin geçilmesi dahi "İstiklâl Savaşı" şartlarının göstergesi değilse, bugün bir "İstiklâl Savaşı" için neyin gösterge olduğunu, doğrusu bilmek isteriz.
Çanakkale'yi "geçilmez" kılan ruh, ete kemiğe bürünüp tekrar meydan yerine çıktığında ve emperyalizme boğazlarda "dur!" dediğinde din de, vatan da, millet de, bağımsızlık da hak ettiği yeri alacaktır...
 

hafizkiz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ağu 2007
Mesajlar
1,923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Konum
manevi iklimden selamlar
BARAN'dan
(Kâim ve Dâim-89)

Tanımlanamayan Şey: İSTİKLÂL SAVAŞI
Anayasanın 5. Maddesi:
Devletin Temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.

* * *

Ülkede her bir kesimin farklı "sorunları" var…
Tanımlanamayan, izahı yapılamayan, şekli ve muhtevası tam olarak izah edilemeyen bir konu var ki, herkesi ilgilendirmekle beraber asıl Silahlı Kuvvetleri ilgilendiren bir "sorun"…
"Yüce", "büyük", "anlı-şanlı" gibi ifadelerle içi boş cümle kalıpları kurmaya alışkın hiçbir askerden, nedense bu "sorun"un tanımlanmasına ve çözümüne dair tek bir cümle duyamazsınız.
Tanımlanamayan sorun; "İstiklâl Savaşı"!
"İstiklâl Savaşı" nedir? Neyi ifade eder? "İstiklâl Savaşı" deyince ne anlaşılmalı?
Umumî anlayış şu;
"İstiklâl Savaşı" denilen şey olmuş-bitmiştir…" "Bir daha o günlere dönülmeyecek…" "Allah bu millete o günleri bir daha yaşatmasın…" "Önümüze bakalım, ufuklara yelken açalım…"
"Öğretilen tarih" o kadar yalancı ve uydurmadır ki; "İstiklâl Savaşı"ndan ve hâliyle bir işgalden bahsedilir de, nedense düşmanın işgâl ettiği topraklarda neler yaptığından, ne tür insanlık suçları işlediğinden Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren hiç bahsedilmez![/
FONT]


yazıklar olsun bu maddenin içeriğine tarihini bilmeyen bir milletin geleceği olamaz
 

HÜZÜNLE DOLUYUM

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ocak 2009
Mesajlar
343
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
yazıklar olsun bu maddenin içeriğine tarihini bilmeyen bir milletin geleceği olamaz

Allahcc razı olsun...BAK ARSLAN HAKİKATE İSPİNOZ KAFESİNDE...TARTILAN VATANA BAK DALKAVUK KEFESİNDE..AHH..HOKKABAZLIK..SEFİL AYNALI DOLAP.BİR ŞAPKA BİR ELDİVEN BİR MAYMUN VE İNKILAP......................................MİLLETE KASTEDENİN ADI MİLLİ KAHRAMAN...YERE BATSIN BU DÜNYA...BU DÜNYADAN HAYR UMAN.....NF KISAKÜREK...
 

HÜZÜNLE DOLUYUM

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ocak 2009
Mesajlar
343
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Mezarda kan terliyor babamın iskeleti...NE YAPTIK NE YAPTILAR MUKADDES EMANETİ...NFK...
 

northerner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eki 2008
Mesajlar
253
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
emeğine sağlık kardeşim.çok güzel bir yazı olmuş
 

gulmelekgul

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Haz 2007
Mesajlar
66
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Konum
konya
Alllah razı olsun benim çok düşündüğüm ve üzüldüğüm konudur tv ve zararları,körpe beyinlerde yaptığı tahribat...Hatta az önce oğluma yumurcak tv açtım reklamları seyrederken sinir küpü oldum yine sütlü bir içecek reklamında,küçük bir kız ve küçük bir oğlan çocuğu konuşuyor ama gölerinizi kapatırsanız yani onların çocuk olduğunu görmezseniz konuşma sanki iki sevgili yetişkinin arasında geçiyor...Çocuk dizilerimiz zaten içler acısı ne olacak buna kim son verecek bilmiyorum!!!
 

hafizkiz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ağu 2007
Mesajlar
1,923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Konum
manevi iklimden selamlar
Alllah razı olsun benim çok düşündüğüm ve üzüldüğüm konudur tv ve zararları,körpe beyinlerde yaptığı tahribat...Hatta az önce oğluma yumurcak tv açtım reklamları seyrederken sinir küpü oldum yine sütlü bir içecek reklamında,küçük bir kız ve küçük bir oğlan çocuğu konuşuyor ama gölerinizi kapatırsanız yani onların çocuk olduğunu görmezseniz konuşma sanki iki sevgili yetişkinin arasında geçiyor...Çocuk dizilerimiz zaten içler acısı ne olacak buna kim son verecek bilmiyorum!!!


sizin düşünceleriniz içinde Allah razı olsun
vesselam...​
 

ismailbasarir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eyl 2008
Mesajlar
218
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Selamun Aleyküm ..
Allah Razı Olsun Kardeşimm..
Dua iLe.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Çanakkale Savaşında İngiliz alçaklığı Çanakkale Savaşları'nda İngilizlerin, Lahey Sözleşmesi'ne göre yasak olmasına rağmen "domdom" kurşunu kullanarak savaş ihlali yapıp Mehmetçiğe pek çok zayiat verdiği bildirildi
15/03/2009
1665.jpg
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Esenkaya, özellikle Seddülbahir bölgesinde İngizlerin Türk askerlerine karşı misket şeklinde domdom kurşunu kullandığına dair bilgilerin arşivlerde bulunduğunu söyledi.
Domdom kurşununun vücutta derin yaralar açtığını ve değdiği yeri felç ettiğini belirten Esenkaya, "1907 yılında imzalanan Lahey Sözleşmesi'ne göre yasak olan domdom kurşununu kullanan İngilizler, savaş ihlali yapmıştır. Arşivlerde bulunan resmi kaynaklar ile cephede savaşan Türk askerlerinin anılarında bu tip kurşunun kullanımından sık sık bahsedilmektedir" dedi.
Çanakkale Savaşları'nda yedek subay olarak Zığırdere bölgesinde 110 gün görev yapan Münim Mustafa'nın anılarında bu tip kurşun kullanımından bahsettiğini belirten Esenkaya, anılardaki, "Havada, tepemizden geçen kurşunlar arasında bazıları çocukların şenliklerde yere attıkları zaman garip bir ses çıkaran fişeklerin sesini andırıyordu. Bunların ne olduğunu sorduğumuz zaman domdom kurşunu cevabını alıyorduk." ifadelerine dikkat çekti.
İngilizlerin, 9 Mayıs 1915'te domdom kurşunlarını kullandığı konusunda elde edilen telsiz telgraf muhaberelerinin bulunduğunu, resmi tebliğlerde ve özel muhabirlerin ulaştırdıkları telgraflarda da yasak olmasına rağmen düşmanın, domdom kurşunlarını kullandığının anlaşıldığını bildiren Esenkaya, şöyle devam etti:
"Başkomutan Vekili Enver Paşa'dan Dışişleri Bakanlığı'na 20 Mayıs 1915 tarihinde ulaştırılan belgede Çanakkale Boğazı'nda yaralanıp Tekirdağ Hastanesine gönderilen bir Türk askerinin bacağından domdom kurşunu çıkarıldığı konusunda belge bulunmaktadır."
Esenkaya, o döneme ait hastane raporlarında, şu askerlerin domdom kurşunuyla yaralandığı bilgilerinin kayıtlı olduğunu bildirdi ve şu bilgiyi verdi:
"Biga kazasının Elmalı köyünden Dülgeroğulları'ndan Mehmet oğlu Sadık Domuzburnu'nda, Nazilli kazası Sultanhisar Nahiyesi Eskihisar köyünden Koca Halil Oğulları'ndan Ahmet oğlu Mehmet Seddülbahir'de, Çorum sancağının Tepecik Mahallesi'nden Hüseyin oğlu İbrahim Seddülbahir'de, Biga kazasının Sarıkaya köyünden İsmail oğlu Abdülhalim, Bursa vilayetinin Aziziye kazasının Celaliye köyünden Berberoğulları'ndan Ali oğlu Mustafa Arıburnu'nda, Kastamonu'nun Taşköprü kazasının Seki köyünden Hacı Ahmetoğulları'ndan Hasan oğlu Halil Kabatepe'de domdom kurşunuyla yaralanmıştır."
 

bir_umut

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Şub 2009
Mesajlar
2,564
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
41
Yok kardeşim Çanakkale yine geçilmez...çünkü biz millet olarak "vatan" söz konusu olunca bir başka oluruz, kimse geçemez önümüze.
lâkin o zaman topla tüfekleydi savaşları şimdi ise "psikolojik" savaş içindeler ki bunu da çok güzel başardılar.sokağa çıkıp baktığın zaman avrupai bir hal içerisindeyiz maalesef...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt