Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

BİR (lik) OLALIM...! (1 Kullanıcı)

ozmo

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Eki 2009
Mesajlar
69
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
:a33:bazı birliklerden uzak kalmak tek başına kalmak daha iyi diye düşünüyorum ben
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,069
Tepki puanı
8,128
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamünaleykum...

Esselamünaleykum...

:a33:bazı birliklerden uzak kalmak tek başına kalmak daha iyi diye düşünüyorum ben

6055_97889847637_89361212637_2233613_7025734_n.jpg


BİR olmak...
BİRLİK olmak...
Herzaman güzeldir...

" birimiz şarkta, birimiz garpta, birimiz mazide, birimiz müstakbelde, birimiz dünyada, birimiz ahirette olsak biz birbirimizle beraberiz"
 

GEVHER

Yönetici
Katılım
9 Eyl 2008
Mesajlar
3,971
Tepki puanı
2,515
Puanları
163
Selamünaleyküm MAVCİ abimiz...

Konunun güncellenmesi ihtiyacı hissediliyor yine.
Tevafuktur ki bugün tam da bu konu ile ilgili çok güzel ve anlamlı bir yazı okudum.İzninizle burada da paylaşıyorum.

İnşaAllah nasiplenir ve ugulayanlardan oluruz.


'' Allah'ın ipine sarılmak, dağılıp ayrılmamak''


Bugün İslam dünyasına baktığımızda, en önemli sorunlardan birinin parçalanmışlık olduğunu görüyoruz.
Avrupa ülkelerinin neredeyse tamamı aynı çatı altında, ancak Müslüman ülkeler arasında yeterince iş birliği hala kurulamadı.
Müslüman ülkelerdeki mezhepler, cemaatler, tarikatlar ve kuruluşlar arasında olması gereken kaynaşma ve yardımlaşma, kısacası dayanışma yok.
Oysa Yüce Allah Kur’an’da, tüm Müslümanların birlik olarak "birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi" (Saff Suresi, 4) yaşamaları gerektiğini haber verir.
“Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın...” (Ali İmran Suresi, 103) buyruğuyla da birlik ruhu içinde hareket etmelerini ister.


Birlik olmamaları halinde ise, güçlerinin azalacağını, “Allah'a ve Resulü’ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir.” (Enfal Suresi, 46) ayetiyle haber verir.


Bu ayet, günümüz dünyasında Müslümanların neden yeterince güçlü olmadıkları sorusunun da cevabı.
Cevap; “birlik ruhu içerisinde olmamak”.

Oysa Müslümanlar birlik olsalar; İslam ülkelerini kalkındırmak, zulüm görenlere yardım etmek ve onları korumak için gereken fikir mücadelesini yapmak, Kur’an ahlakını tüm dünyaya tebliğ etmek, İslam adına ortaya çıktığını iddia eden sapkın terörist akımları engellemek, bilim, sanat ve kültür alanında gelişme kaydetmek gibi pek çok başarıyı- Allah’ın dilemesiyle- kazanabilirler.


Kur’an ahlakı gereği tüm farklılıklara rağmen ırkı, dili ya da mezhebi ne olursa olsun tüm Müslümanlar kardeştir. Bütün Müslümanlar aynı Allah’a ve peygambere iman eder, aynı Kitabı okur, aynı kıbleye yönelerek namaz kılar ve ahirette aynı güzel karşılığı umarlar.
Her Müslüman; cinayet, zulüm, hırsızlık, sahtekarlık, sapkınlık gibi günahlara karşıdır ve aynı ahlaki değerleri savunur.


İnananların Sorumluluğu

Samimi mümin, çevresinde yaşanan olaylara karşı duyarlıdır. Allah yolunda olan ve O’na teslim olmuş bir insan, yeryüzünde iyiliğin temsilcisidir.
O halde zulüm ve teröre karşı tepkisiz kalamaz. Müslüman, suçsuz insanları katleden terörün, gerçekte en büyük düşmanıdır.

Çevrelerindeki olaylar kendi çıkarlarına dokunmadığı sürece rahatsızlık duymayan kimseler, Kur’an ahlakının kazandırdığı fedakarlık, dostluk, dürüstlük ve yardım anlayışından yoksundurlar.
Yaşamları boyunca, insanlığı bekleyen tehlikelerden habersiz, nefislerinin bencil tutkularını tatmine çalışırlar.
Oysa Allah, iyilik yapan, çevresine hayırlı ve olaylara karşı ilgili olan, insanları doğru yola çağıran bir ahlakı tavsiye eder.
Söz ettiğimiz bu farklı insanlar bir Kur’an ayetinde şu şekilde tarif edilir:

"Allah şu örneği verdi:
İki kişi; bunlardan birisi dilsiz, hiçbir şeye gücü yetmez ve herşeyiyle efendisinin üstünde (bir yük), o, onu hangi yöne gönderse bir hayır getirmez; şimdi bu, adaletle emreden ve dosdoğru yol üzerinde bulunanla eşit olabilir mi?" (Nahl Suresi, 76)


Ayetteki gibi ‘dosdoğru yol üzerinde bulunan’, Allah'tan korkup sakınan, değerleri önemseyen, ülkesine ve insanlığa hizmeti görev edinen bir insan, yaşadığı topluma büyük yararlar getirir.
Bu nedenle insanların gerçek dini öğrenmeleri ve Kur’an'la bildirilen üstün ve güzel ahlakı yaşamaları son derece önemlidir.

Bu insanlar Kur’an’da, "Onlar ki, yeryüzünde kendilerini yerleştirir, iktidar sahibi kılarsak, dosdoğru namazı kılarlar, zekatı verirler, ma'rufu (güzel olanı) emrederler, münkerden (çirkinden) sakındırırlar. Bütün işlerin sonu Allah'a aittir." (Hac Suresi, 41) ayetiyle tanımlanırlar.


Allah'ın buyruklarını yerine getiren, Kur’an ahlakını dikkatle uygulamaya çalışan, dünyayı yaşanılacak güzel bir yer haline getiren, barışı ve huzuru hakim kılan insan samimi mümindir.
Ve hedefi Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak amacıyla iyilik ve hayır yapmaktır.

Bir Kur’an ayetinde Rabbimiz müminlere şöyle buyurur:


"... Allah'ın sana ihsan ettiği gibi, sen de ihsanda bulun ve yeryüzünde bozgunculuk arama. Çünkü Allah, bozgunculuk yapanları sevmez." (Kasas Suresi, 77)


Ayette de belirtildiği üzere Allah müminlerden güzellik ve iyilikte bulunmalarını, bozgunculuktan kaçınmalarını ister.
İyilikte bulunanları "... Kim bir iyilikle gelirse, kendisine bunun on katı vardır..." ayetiyle müjdeler, kötülükte bulunanları ise "... kim bir kötülükle gelirse, onun mislinden başkasıyla cezalandırılmaz ve onlar haksızlığa uğratılmazlar." (Enam Suresi, 160) ifadesiyle uyarır.


İslam dini, terörün her türlüsüne karşıdır ve henüz eyleme dahi geçmeden, düşünce aşamasında terörü engeller.
Toplumda barış ve adaletin sağlanmasını emreder ve insanları fitneden, kargaşa ve bozgunculuktan sakındırır.

Bediüzzaman da terör ve anarşinin insanların karşısında büyük bir bela olduğunu söylemiştir. Terörle mücadele ile ilgili çeşitli çözüm yolları sunmuş, insanları bu konuda bilinçlendirmeye çalışmıştır.
O, "Dinin şiddetle men ettiği şey, fitne ve anarşidir. Çünkü anarşi hiçbir hak tanımaz. İnsanlık ahlakını ve medeniyet eserlerini canavar hayvanlar ahlakına çevirir…" (Bediüzzaman Said Nursi, Tarihçe-i Hayat, Isparta Hayatı, s.2216) sözüyle dinimizin terör ve şiddete bakış açısını en güzel şekilde ifade etmiştir. Bütün yaşamını da bu bakış açısını insanlara anlatmakla geçirmiştir.

Üstad bir sözünde "Madem iman hizmetinde tam ihlasla, anarşiliği durdurmakla, asayişi muhafaza etmekle sabır ve tahammül gerekir. Ben de bunun için rahatımı, haysiyetimi feda ediyorum. Onları da helal ediyorum." (Bediüzzaman Said Nursi, Emirdağ Lahikası, 2 cilt, s. 200) demiş, anarşi ve terörle mücadelenin iman edenlerin üzerinde önemli bir yükümlülük olduğunu, bu mücadelenin sabır ve kararlılık gerektirdiğini ifade etmiştir.

Gerçek adalet ise, insanlar arasında hiçbir ayrım yapmadan adaletle hükmetmek, zulme asla rıza göstermemek ve mazlumun yanında olmaktır.

Sahip olduğu Kur’an ahlakı ölçüsünde ön yargısız, tarafsız, dürüst, hoşgörülü, merhametli olan kişi, duygularının etkisinde kalmayacak, her durumda doğrudan yana olacak ve Nisa Suresi'nin 48. ayetindeki gibi, "insanlar arasında hükmedildiğinde adaletle hükmedilmesi" buyruğuna uygun adaletle hükmedecektir.


Yüce Allah'ın emrettiği adalet, dil, din, ırk ve etnik köken ayırt edilmeden, tüm insanlar arasında eşit uygulanacaktır.
Günümüzde insanlara ırkları ya da tenlerinin rengi nedeniyle zalimce ve adaletsizce davranılmaktadır.
Kur’an’da ise bu farklılıkların yaratılışındaki hikmet, insanların birbirleriyle tanışmaları olarak bildirilir:

''Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır. ''(Hucurat Suresi, 13)

Aydınlık bir gelecek için, Kur’an ahlakının özünde olan birlik ve kardeşlik ruhunun yaşatılması son derece önemlidir.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), ''Size iki şey bırakıyorum onlara sımsıkı sarıldıkça asla dalalete düşmeyecek ve sapıtmayacaksınız; Kur’an ve sünnetim" sözleriyle Müslümanlara uymaları gereken yolu gösterir. Bizlere düşen bu yola uymak ve Allah'ın şu buyruğunu unutmamaktır:


''Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın sizin üzenizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar. '' (Al-i İmran Suresi, 103)





( Elif Alaca )
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,069
Tepki puanı
8,128
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Ve Aleykumselam...

Ve Aleykumselam...

Allah CC. razı olsun GEVHER Kardeşim...
Eklediğiniz yazı çok faydalı olur inşallah...
Düşündüğümüzde Mü'min olarak, Müslüman olarak; zaten bizim görevimiz bunlardır diyoruz...
Faydalanmak ve hayatımızda bu emirlere uymak duasıyla inşallah...
Allaha emanet olunuz...
 

emineisanc

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ağu 2009
Mesajlar
15
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
58
s.a. okul önlerinde cocuklarımıza pusu kuranlara nasıl birlik beraberlikten konuşacagız canım kardeşim zaman oluyorki cocuğuna sahip cıkıyorsun diye başın belaya giriyor
nerdeyse insanlar cocuklarına allah korkusu bile aşılamamış bazen donup kalıyorum ilkokul cocuklarının söyledikleri sözlere
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,069
Tepki puanı
8,128
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Ve Aleykumselam...

Ve Aleykumselam...

s.a. okul önlerinde cocuklarımıza pusu kuranlara nasıl birlik beraberlikten konuşacagız canım kardeşim zaman oluyorki cocuğuna sahip cıkıyorsun diye başın belaya giriyor
nerdeyse insanlar cocuklarına allah korkusu bile aşılamamış bazen donup kalıyorum ilkokul cocuklarının söyledikleri sözlere

Haklısın kardeşim...
Bizler samimi, inançlı, saygı-sevgi ve hoşgörüyle hareket edenlerle BİR olur, BİRLİK olabiliriz.
İnsanlara İYİNİYETLİ yaklaşırız ama GÜVEN sonra oluşur...
Allah CC. yar ve yardımcımız olsun...
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,069
Tepki puanı
8,128
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamüaleykum...Hayırlı Cumalar...

Esselamüaleykum...Hayırlı Cumalar...

hadis1tt0sc1mz4.jpg
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,069
Tepki puanı
8,128
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamüaleykum...Hayırlı Cumalar...

Esselamüaleykum...Hayırlı Cumalar...

60568.jpg


Yüce Allah (c.c) Âl-i İmrân Sûresi 103. Ayetinde şöyle buyuruyor:

"Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın.
Parçalanıp bölünmeyin.
Allah’ın size olan nimetini hatırlayın.
Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de o, kalplerinizi birleştirmişti.
İşte onun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz.
Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de o sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz."
 

ataturkes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
12
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
BöyLeSine güzeL iLimLeri bizimLe payLaSan müsLüman kardesLerimizden allah razi oLSun
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,069
Tepki puanı
8,128
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Bir(lik) Olalım...

Bir(lik) Olalım...

Bediüzzamanın İttihad-ı İslam'ın tarifi şudur:

60957.jpg


Sual:
Dâima İttihad-ı İslâmdan bahsedersin. Sen bize tarif et.

Cevap:
İki Mekteb-i Musibet Şehadetnamesi ismindeki eserimde tarif etmişim.
Şimdi ileride o kasr-ı muallânın bir taşını, bir nakşını göstereceğim.
İşte, kâbe-i saadetimiz olan ittihad-ı münevver-i İslâmın Hacerül-Esved'i, Kâbe-i Mükerremedir;
ve dürret-i beyzâsı, Ravza-i Mutahharadır;
Mekke-i Mükerremesi, Ceziretü'l-Araptır;
medine-i medeniyet-i münevveresi, tam hürriyet-i şer'iyeyi tatbik eden Devlet-i Osmaniyedir.

Eğer İslâmiyet milliyetini ve İttihad-ı İslâmın taşını ve nakşını istersen, işte bak:

(1) Hayâ ve hamiyetten neş'et eden civanmerdâne humret;
(2) hürmet ve merhametten tevellüd eden mâsumane tebessüm;
(3) Fesâhat ve melâhattan hasıl olan ruhânî halâvet;
(4) Aşk-ı şebabîden, şevk-i bahârîden neş'et eden semâvî neşe;
(5) Hhüzn-ü gurûbîden, ferah-ı sehharîden vücuda gelen melekûtî lezzet;
(6) Hüsn-ü mücerredden, cemâl-i mücellâdan tecellî eden mukaddes ziynet;

Birbiriyle imtizaç edip, ondan çıkan levn-i nuranî ancak o şark ve garbın kab-ı kavseyni olan kâbe-i saadetinin tâk-ı muallâsının kavs-ı kuzahının elvan-ı seb'asının lâcivert levninin timsali, belki şu levnin manzarası bir derece irae edilebilir.
Lâkin ittihad, cehl ile olmaz. İttihad, imtizac-ı efkârdır.
İmtizâc-ı efkâr, mârifetin şua-ı elektriğiyle olur.




SÖZLÜK:

AŞK-I ŞEBÂBÎ : Gençlikte bulunan, gençliğe âit aşk.
CEMÂL-İ MÜCELLÂ : Parlak,parlayan güzellik.
CEZÎRETÜ'L-ARAP : Arap Yarımadası.
DÜRRE-İ BEYZÂ : Parlak inci.
ELVÂN-I SEB'A : Yedi ana renk.
FERAH-I SEHHARİ : Sırlı ferahlık
FESÂHAT : Doğru ve düzgün söyleyerek açık ve güzel ifâde etme.
HALÂVET : Tatlılık, şirinlik.
HUMRET : Utanmaktan hâsıl olan kırmızılık.
HÜRRİYET-İ ŞER'İYE : Şeriatın tarif ettiği hürriyet.
HÜSN-Ü MÜCERRED : Saf, arınmış güzellik.
HÜZN-Ü GURÛBÎ :hüznün kayboluşundan.
İMTİZÂC-I EFKÂR : Fikirlerin birbirine kaynaşması.
İMTİZAÇ : Kaynaşmak, uygun ve mutabık olmak, mezcolmak, uyuşmak, iyi geçinmek.
KÂBE-İ SAADET : Mutlulu Kâbesi. Mutluluk merkezi.
KAB-I KAVSEYN : İki yay mesâfesi. Hz. Muhammed'in (a.s.m.) Mirac'a çıkışıyla vardığı son nokta. Bütün yaratılanları arkasına alıp Yaradanla müşerref ve muhatap olduğu makam.
KASR-I MUALLÂ : Yüksek saray.
KAVS-I KUZAH : (Kavs-i kuzeh) Gök kuşağı. Alâim-i semâ. Ebem kuşağı.
LEVN : Renk, boya. Sıfat, çeşit.
LEVN-İ NURÂNÎ : Parlak renk. Nurlu renk
MÂRİFET : Bilgi, bilme, tanıma, hüner, anlatma, övme.
MEDÎNE-İ MÜNEVVERE : Nurlu, aydınlık Medine şehri.
MEKTEB : (C.: Mekâtib) Yazı yazacak yer. * Okul.
MELÂHAT : Yüz güzelliği.
MELEKÛTÎ : İçe âit. Melekût ile ilgili.
MUKADDES : Kudsî, temiz, pâk, ârî.
MUSÎBET : Belâ, felâket, hastalık, dert, sıkıntı, ezâ, başa gelen acı durumlar.
NEŞ'ET : Çıkma, doğma, meydana gelme, kaynaklanma, yetişme.
RAVZA-İ MUTAHHARA : Peygamber Efendimizin (a.s.m.) makberi ile minberi arasındaki lütuf makamı, sahası.
SEMÂVÎ : Cenâb-ı Hak tarafından gönderilen, gökten gelen.
ŞEHÂDETNÂME : İzin kağıdı. Diploma.
ŞUA-I ELEKTRİK: Elektrik akımı.
TAK-I MUALLÂ : Yüksek kubbe.
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,069
Tepki puanı
8,128
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamüaleykum...

Esselamüaleykum...

Yüce Allah (c.c) Âl-i İmrân Sûresinin 103. Ayetinde şöyle buyuruyor:


" Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın.
Parçalanıp bölünmeyin.
Allah’ın size olan nimetini hatırlayın.
Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de o, kalplerinizi birleştirmişti.
İşte onun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz.
Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de o sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.
"
 

Cihat-82

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Ara 2009
Mesajlar
232
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Selamun aleyküm.

Ne zaman birlik olabiliriz?

- Karşımızdakinin fikirlerine değer verdiğimizde,
- Karşımızdakini dinlemeyi öğrendiğimizde,
- Yeri geldiğinde hatamızı kabul edebildiğimizde,
- Sabit fikirli olmaktan kurtulduğumuzda,
- Görüşlerimizi, karşımızdaki kişiyi rencide etmeyecek, kalbini kırmayacak ve kışkırtmayacak şekilde dile getirmeyi öğrendiğimizde,
- En küçük bir fikir ayrılığında, herşeyi unutup kendi düşüncemizi karşımızdakine empoze etmekten vazgeçtiğimizde, yani savunduğumuz düşüncenin de yanlış olabileceğinin bilincinde olduğumuzda,
- Ve nihayetinde, Allah yolunun hak yol olduğu, bu yolda peygamberimiz Hz. Muhammed (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'in izinden yürümemiz gerektiği ve ehli sünneti terk etmemenin önemini anlayıp, bunu ortak bir yol olarak gördüğümüzde,

İşte o zaman, tam anlamıyla birlik olmuşuz demektir. Selam ve dua ile..
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,069
Tepki puanı
8,128
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Ve Aleykumselam...

Ve Aleykumselam...

Selamun aleyküm.

Ne zaman birlik olabiliriz?

- Karşımızdakinin fikirlerine değer verdiğimizde,
- Karşımızdakini dinlemeyi öğrendiğimizde,
- Yeri geldiğinde hatamızı kabul edebildiğimizde,
- Sabit fikirli olmaktan kurtulduğumuzda,
- Görüşlerimizi, karşımızdaki kişiyi rencide etmeyecek, kalbini kırmayacak ve kışkırtmayacak şekilde dile getirmeyi öğrendiğimizde,
- En küçük bir fikir ayrılığında, herşeyi unutup kendi düşüncemizi karşımızdakine empoze etmekten vazgeçtiğimizde, yani savunduğumuz düşüncenin de yanlış olabileceğinin bilincinde olduğumuzda,
- Ve nihayetinde, Allah yolunun hak yol olduğu, bu yolda peygamberimiz Hz. Muhammed (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'in izinden yürümemiz gerektiği ve ehli sünneti terk etmemenin önemini anlayıp, bunu ortak bir yol olarak gördüğümüzde,


İşte o zaman, tam anlamıyla birlik olmuşuz demektir. Selam ve dua ile..

Allah CC. razı olsun değerli kardeşim...
Ne güzel tavsiyeler bunlar...:a15:
Allaha emanet olun...
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,069
Tepki puanı
8,128
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...

Esselamûaleykum...

muptela5bw5nh9.jpg

"...Birimiz şarkta, birimiz garpta, birimiz mazide, birimiz müstakbelde, birimiz dünyada, birimiz ahirette olsak biz birbirimizle beraberiz..."
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,069
Tepki puanı
8,128
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...Hayırlı Cumalar...

Esselamûaleykum...Hayırlı Cumalar...

"... birimiz şarkta, birimiz garpta, birimiz mazide, birimiz müstakbelde, birimiz dünyada, birimiz ahirette olsak biz birbirimizle beraberiz."
 

GEVHER

Yönetici
Katılım
9 Eyl 2008
Mesajlar
3,971
Tepki puanı
2,515
Puanları
163
İnkâr Edenler Birbirlerinin Velileridir…Ya Müminler?​


'' İnkâr edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur.''
(Enfal Suresi, 73)

Geçmişte de günümüzde de inkar edenlerin birlikteliklerinin asıl amacı, Allah'ın beğendiği üstün özellikler olan özverinin, samimiyetin, dürüstlüğün, vicdanın ve adaletin, kısacası Kur’an ahlâkının yeryüzünde hakim olmasını engellemektir.

Çünkü, Kur’an ahlâkının yaşanması bu kişilerin çıkarlarını, dünyevi hırslarını engelleyecektir. Bu nedenle Kur’an ahlâkının yaygınlaşmasına ve dindar insanların sayılarının artmasına engel olmak için var güçleriyle çalışırlar.
Ayrıca dürüst ve iyi insanların da kendilerine katılıp, doğru yoldan sapmalarını isterler. İyi insanların da kendileri gibi dünyevi çıkarları için çalışan, gerçeklerden yüz çeviren, yalnızca nefislerinin bencilce tutkuları peşinde koşan insanlar olmalarını amaçlarlar.

'' Onlar, kendilerinin inkara sapmaları gibi sizin de inkara sapmanızı istediler. Böylelikle bir olacaktınız...''
(Nisa Suresi, 89)

'' Eğer sizi ele geçirecek olurlarsa, size düşman kesilirler, ellerini ve dillerini kötülükle size uzatırlar. Onlar sizin inkar etmenizi içten arzu etmişlerdir. ''
(Mümtehine Suresi, 2)

Eğer iyi insanları kendi saflarına katamazlarsa, bu defa da onları çeşitli yöntemlerle iyi ve hayırlı işlerden alıkoymaya çalışırlar.
Alay etme, küçük düşürmeye çalışma, dağıtmak için uğraşma, iftira atma, yurdundan sürme ya da ölümle tehdit etme gibi birçok yöntemi denerler.

Zarar vermek, inkarı (pekiştirmek), mü'minlerin arasını ayırmak ve daha önce Allah'a ve elçisine karşı savaşanı gözlemek için mescid edinenler ve:
"Biz iyilikten başka bir şey istemedik" diye yemin edenler (var ya,) Allah onların şüphesiz yalancı olduklarına şahidlik etmektedir.
(Tevbe Suresi, 107)

Ancak Kuran'da Allah, dinini yalanlayan ve elçilerine başkaldıran bu kimselerin çabalarının boşa çıkacağı haber verir.

'' Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanladı ve kendilerinden sonra (sayısı çok) fırkalar da. Her ümmet, kendi elçilerini (susturmak için) yakalamaya yeltendi. Hakkı, onunla yürürlükten kaldırmak için, 'batıla-dayanarak' mücadeleye giriştiler. Ben de onları yakalayıverdim. Artık Benim cezalandırmam nasılmış?''
(Mümin Suresi, 5)

Kalpleri kararmış, acıma duygusunu yitirmiş, değerleri hiçe sayan, dini alay konusu edinen kimselerin kötülüklerine son vermek için, vicdan sahibi samimi inananların, yeryüzünde kötülüğün yerine iyiliği ve güzelliği öngören Kur’an ahlâkının yaygınlaşmasına çalışmaları gerekir.
Allah, “…(birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur. (Enfal Suresi, 73) buyurarak müminlerin birbirlerine yardım etmemeleri durumunda yeryüzünde bozgunculuk olacağına dikkat çeker.

Bu, müminler için çok önemli vicdani bir sorumluluktur. Gerçekten vicdan sahibi olan insan, iyilikten yana çaba içinde olmalıdır.
Müminler kötülüklerle mücadelede birlikte hareket etmeli, kararlılıkla tavırlarını ortaya koymalıdırlar.
Çekimser ve duyarsız kalmak, kötülerin tarafına geçmek demektir.
Yaşanan dönem, insanın kendi çıkarları için değil, diğer insanlar için de ciddi bir çaba gösterme zamanıdır.

Bediüzzaman’ın müminlerin birlik olmaları konusundaki sözleri de çok dikkat çekicidir:

“Meselâ, her ikinizin Hâlıkınız bir, Mâlikiniz bir, Mâbudunuz bir, Râzıkınız bir-bir, bir, bine kadar bir, bir Hem Peygamberiniz bir, dininiz bir, kıbleniz bir-bir, bir, yüze kadar bir, bir Sonra köyünüz bir, devletiniz bir, memleketiniz bir-ona kadar bir, bir ..”

Toplumları uçuruma sürükleyen inkârcılara ve zalimlere karşı onurlu bir mücadele içinde olmak yerine, Müslümanların birbirleriyle çekişmeleri büyük bir yanılgıdır, vakit kaybıdır.

“…çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider…” (Enfal Suresi, 46) buyruğuyla Allah, samimi insanların birbirleriyle tartışmaları durumunda, zamanın yanı sıra güç kaybına da uğrayacaklarına dikkat çeker.
Allah'a samimi ve kesin bir bilgiyle iman eden insanların, çekişmeden, istişare ile, birlikte ve uyum içinde hareket ederek, içten ve hikmetli sözlerle dini anlatmaları vicdanları harekete geçirecektir.

Barışın, hoşgörünün, dostluğun, özverinin, huzur ve güvenin, kısacası Kuran ahlâkının yerleşik olduğu bir ortam için tüm vicdanlı insanlar birlikte olmalıdır.
Ellerinden gelenin en fazlasını yapma gayreti içinde olan insanlara, bu samimi niyetlerine binaen Allah da tüm arzu ettikleri güzellikleri verecektir.

Vicdanlı insanların üzerine düşen görev çok açıktır; ”fitne kalmayıncaya ve dinin hepsi Allah'ın oluncaya kadar” savaşmak...

O halde iman eden insanlar, birlik ve beraberlik içinde olmalıdır.
Yüce Allah, iman edenlerin aralarındaki bağın nasıl olması gerektiğini, "... birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi..." buyruğuyla açıklar.
Bu saflar halindeki fikir mücadelesi müminlerin, Allah’ın vaadi olan en güzel hayatı yaşamalarına vesile olacaktır.

Peygamberimiz’in(sav) veda hutbesinde;
'' Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslümanın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler...'' sözleriyle vasiyet ettiği gibi, Allah sevgisinden kaynak bulan bu sevgiyle müminler kalplerini doldurmalı ve birlik ruhunu yaşamalıdırlar.

Elif Alaca
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,069
Tepki puanı
8,128
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...

Esselamûaleykum...

Allah Celle Celalühu razı olsun Gevher kardeşim...
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,069
Tepki puanı
8,128
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...

Esselamûaleykum...

birlik.jpg

BİR OLALIM...BİRLİK OLALIM
2_.jpg

Gelin dostlar BİR olalım...
Gelin kardeşlerim BİRLİK olalım...

Allahımız (Celle Celalühu) BİR...
Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi Vessellem) BİR...
Kıblemiz BİR...
Dinimiz BİR...
Vatanımız BİR...

...
...
...
Bu kadar BİR varken...
BU husumet niye?
Bu kin niye?
Bu kavga niye?
Bu saygısızlık niye?
Bu çekememezlik niye?
Bu sevgisizlik niye?

Gelin Kardeşlerim BİR(LİK) Olalım...
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,069
Tepki puanı
8,128
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...

Esselamûaleykum...

2622-afce6b7608f21144969cea67888a4bebkopya.jpg


AllaH Celle Celalühu razı olsun kardeşlerim...
Mü'minler ancak kardeştir...Hadis-i Şerif



Gelin dostlar BİR olalım...
Gelin kardeşlerim BİRLİK olalım...

Allahımız (Celle Celalühu) BİR...
Peygamberimiz (Sallalahu Aleyhi Vessellem) BİR...
Kıblemiz BİR...
Dinimiz BİR...
Vatanımız BİR...
...
...
...
Bu kadar BİR varken...
BU husumet niye?
Bu kin niye?
Bu kavga niye?
Bu saygısızlık niye?
Bu çekememezlik niye?
Bu sevgisizlik niye?

Gelin Kardeşlerim BİR(LİK) Olalım...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt