Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

BiLin BaKaLıM...?? (1 Kullanıcı)

Kur'ana sevdalı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ara 2008
Mesajlar
2,706
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
49
Tamam ben sorayım o zaman 1 tane daha...
ALLAH razı olsun sizin gibi değerli diğer kardeşlerimide buraya davet ediyorum

soru - 6 : Müdessir süresinde anlatılan bir olaydaki muhatap müşrik kimdir?

Müdessir (11-30)
11-12-Şu adamın işini bana bırak ki, kendisini yarattığımda yapayalnızdı.
13- Ona bol bol mal verdim.
13- Gözü önünden ayrılmayan evlatlar verdim.
14- Her işini yoluna koydum.
15- Böyleyken halâ daha çoğunu vermemi bekliyor.
16 Hayır, hayır! O ayetlerimize inatla karşı çıkıyor.
17- Onu sarp bir yokuşa saracağım.
18- O düşündü ve değerlendirme yaptı.
19- Kahrolası, nasıl bir değerlendirme yaptı?
20- Bir daha kahrolası, nasıl bir değerlendirme yaptı?
21- Sonra baktı,
22- Sonra suratını astı ve kaşlarını çattı.
23- Sonra yüz çevirdi, büyüklük tasladı.
24- Ve dedi ki; "Bu Kur ân eskilerden aktarılan bir büyüdür.
25- O kesinlikle insan sözüdür."
26- Onu Sakar a atacağım.
27- "Sakar" nedir, biliyor musun?
28- Geride hiçbir şey bırakmaz, ondan hiçbir şey kurtulmaz.
29- Bütün insanların dikkatlerini üzerinde yoğunlaştırır.
30- On dokuz tane görevlisi vardır.

Rabbım sizden sonsuz kere razı olsun kardeşim,çok güzel bir form açmışsınız.
İnşaallah ara sıra uğrarız kardeşim.
Sorunuzun cevabı;Velid b.Muğire sanırım.
 

Kur'ana sevdalı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ara 2008
Mesajlar
2,706
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
49
Sorumuda sorayım inşaallah.
Peygamberimiz S.A.V efendimiz,hendek savaşından önce ashabını toplayarak istişare yaptı;Düşmanla nasıl savaşalım?sahabelerden birisi şehrin etrafına hendek kazılma fikrini sundu ve bu fikirle Müslümanlar bu savaştan zaferle çıktılar hendeği kazmakla.
Şimdi;Hendek kazma fikrini sunan sahabinin ismi kimdir?
 

ibra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Eyl 2009
Mesajlar
6,106
Tepki puanı
12
Puanları
38
Yaş
30
Konum
Konya
iranlı Selman farisi dir (r.a)

Kelime i şehadetin anlamı nedir. biraz kolay oldu ama :a07:
 

DiLaRa_I NuR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2009
Mesajlar
2,576
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
45
KELİME-İ ŞEHADETİN MANASI

.Alemlerin Rabbi olan ALLAH' a hamd olsun. Salat ve selam efendimiz Muhammed aleyhisselamın üzerine olsun.

ALLAH'ın kulları üzerindeki hakkını yerine getirebilmek için Kelime-i Şehadet'in manasını hakkıyla öğrenmek gerekir. Bu manayı hakkıyla öğrenmeyen insan bu Kelime-i Şehadetlere zıt düşebilecek bir duruma düşebilir.

“Eşheduenla ilahe illALLAH" kelimesinin kısaca manası: "Dilimle ikrar kalbimle tasdik ederim ki gerçek manada ibadete layık olan yalnız ALLAH 'tır. "Aynı zamanda "Eşheduenla ilahe illALLAH" ın manası:"Ben şahadet ediyorum; ALLAH’tan başka hakkıyla ibadet edilecek ilah yoktur. edinilen varlıklar, ibadet edilmeye layık değildir." Hazret-i Adem aleyhisselam'dan Peygamber efendimize kadar bütün Peygamberlere evvela "La ilah e illALLAH" Kelime-i tevhidini bildirmiştir.

Yani ALLAH Adem aleyhisselamın yaratılmasından sonra onun neslinden, ALLAH'tan başka varlıklara ibadet edenlerin geleceğini bildiği için, Peygamberlere de ilk bu uyarıyla emretmiştir. Peygamberlerde ilk önce, ALLAH'tan almış oldukları bu emri insanlara öğretmişlerdir.

Bu hangi kaideyi ortaya koyar? Mahluk, yani yaratılmış oldukları halde ilah olarak kabul edilen varlıklar vardır. Fakat biz bunları reddediyoruz. İbadete layık tek ilah ALLAH-u Teala' dır.Tam kelime anlamı olarak ne diyoruz? "La",yani "Hayır. Bu ilahlar ilah edinmeye ve ibadete layık değiL"
ALLAH-u Teala' dan başka ilahların (edinilen ilahların) mevcudiyeti, Kur'an da bildirilmiştir. İbadete layık ilah ise ancak ve ancak ALLAH'tır..
Demek ki edinilen ilahlar var, ama ilah edinmeye ve ibadete layık değiL.

Türkçe de ki: "ALLAH 'tan başka ilah yoktur" mealine şöyle bir tevil
getirilir:.Bunlara ibadet etmekten vazgeçin, ALLAH-u Teala ya ibadet edin ilah olarak sadece ALLAH 'ı tanıyın. " ALLAH-u Teala böyle emrediyor. "Eşheduenne Muhammedur RasululIah"
Buda aynı şekilde: "dilimle” itiraf ediyor ve kalbimle inanıyorum ki efendimiz aleyhisselatu vesselam, ALLAH-u teala tarafindan insanlara, cinlere ve bütün alemlere Peygamber olarak gönderilmiştir. " "Muhammedurresulullah " - manası:-"Muhammed ALLAH 'in Resuludur " Resulun görevi ise: İnsanların peşinden gitmeleri için ALLAH'ın onlara bildirdiklerini insanlara tebliğ etmek. Peygamberler ne getirdiyseler, ne yaptıysalar ve ne söylediyseler haktır, gerçektir, doğrudur. İşte biz Peygamberimize böyle itaat ediyoruz.

ALLAH-u Teala'nın da varlığını ,ibadete layık yegane varlık olarak bilmiş isek, Kelime-i ŞehadetIerin manalarını hem dilimizle söyleyerek, hem de bu inancı kalbimizde besleyerek ancak yerine getirmiş oluruz. Müslüman olmak için muhakkak Muhammed aleyhisselatu vesselama inanmak gereklidir Farz-ı ay-ndır, yani farzdır
ALLAH-u Teala Fetih suresinin 13.Ayetinde:

Meali: "Kim ALLAH 'a ve Resulun 'e iman etmez ise ,bilsin ki, biz kafirler için çılgm bir ateş hazırladık. "Bu muhkem yani açık bir ayet. Bunun tevili yoktur.

Buradaki "hazırladık" çoğul ifadesi ALLAH'ın ortağı veya yardımcıları var anlamına gelmez. Yaratan ALLAH-u Teala'dır Elbetteki ALLAH-u Teala'nın yaratmış olduğu varlıklar da, mekanlar da onu emrini yerine getiren Melekler (burada azap Melekleri) vardır. İşte o azap Melekleri kafırlere azap ederler Bu manada biz kelimesi yerinde kullanılır .Ama yaratan ALLAH-u Teala'dır Yoksa yaratmada hazırlamada ALLAH-u Teala hakkında çoğul kullanılmaz.

İşte bu Ayet-i Kerime'nin birinci bölümünde Muhammed aleyhisselatu vesselamm Peygamberliğine inanmayanların kafir olduğu açıkça ifade edilmektedir ALLAH'a ve Resulun'e iman etmeyen insanlar için, kim olursa olsun Muhammed aleyhisselamın varlığına, Peygamber
olarak geldiğine inanmayanlar için, ALLAH-u Teala ne buyuruyor?
Diyor ki: "O insan kafir’dir".Sebebi Peygambere inanmamasıdır. Dernek ki Muhammed aleyhisselatu vesselamın Peygamberliğine inanmayan kafirdiL Onun sadece: "Ben ALLAH 'a iman ediyorum" demesi yeterli değildiL Çünkü ALLAH-u Teala Ayetin de:
Yani, "ALLAH 'a ve Resulun'e iman".
Müslümanlığın dışında herhangi bir Din'e mensup olanlar (herhangi bir Dinden kasıt inanç şekli) hepsi kafirdir Demek ki Müslümanlığın birinci şartı "La iliihe illALLAH Muhammedur Resulullah" Kelime-i tevhidini söyleyip ona

kalben iman etmektir.
 

DiLaRa_I NuR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2009
Mesajlar
2,576
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
45
8. soruya geçiyorum o zaman....:a35:


Kureyş'in müşriklerinin ileri gelenleri, bir gece Dârünnedve dedikleri toplantı mahallerinde toplanarak, bu dîn gitgide yayılıyor diye görüştüler. Uzun konuşmalardan sonra, Ebû Cehil'in teklifi üzerine Peygamber Efendimiz'in vücudunu ortadan kaldırmağa karar verdiler. Bu korkunç kararı içlerinden en cesur olan, Hattab'ın oğlu Ömer'e verdiler. "Haydi, seni görelim." dediler.

Ömer, o zaman otuzüç yaşında idi. Âilesi Müslümanlık hakkında fikir sâhibi idi. Eniştesi Said, kızkardeşi Fâtıma Müslüman olmuşlardı. Ömer'in bunlardan haberi yoktu. Kılıcını kuşandı, Kâbe'yi tavaf ettikten sonra Safâ tepesine yollandı. Müslümanlar da Beyt-i Erkam'da toplanmışlardı. Ömer'in niyeti, oraya gidip Peygamber Efendimiz'i öldürmekti. «Acaba O'nu öldürebilecek miydi? Yoksa kendi nefsini mi öldürecekti.» Bunlardan biri olacaktı. Fakat gerçekten o, Muhammed'i öldürmeğe değil, kendisini Müslümanların arasına atmağa gidiyordu.

Yolda Abdullahoğlu Nuaym'e rastladı. Nuaym baktı ki Ömer kılıcını kuşanmış hiddetli hiddetli gidiyor. "Hayrola Hattaboğlu, nereye böyle?" diye sordu.

O da; "Arapların arasına tefrika düşüren Muhammed'in vücudunu ortadan kaldırmağa gidiyorum" dedi.

Nuaym; "Vallâhi sen, çok zor bir işe kalkışmışsın. Muhammed'in Eshâbı O'nun etrafında pervane gibi dolaşıyor. Farzet ki bu işi becerdin, Abdimenafoğulları seni yeryüzünde bırakırlar mı?" dedi.

Ömer bu sözlere alındı. "Sen de mi Muhammed'den yana oluyorsun?" diye çıkıştı.

Nuaym; "Yâ Ömer!.. Sen beni bırak, evvelâ kendi âilene bak, enişten ve amcan oğlu Said ile, eşi olan kızkardeşin Fâtıma Müslüman oldular."

Ömer, öfke ile hemen geri dönüp kızkardeşinin ve eniştesinin evine geldi.

O sırada, Habbab ibn-i Ered de içeride bulunuyor, yanındaki Kur'ân-ı Kerim sahifesinden onlara okuyordu. Hz.Ömer'in geldiğini işitince, Habbab evin bir köşesinde saklandı ve Kur'ân-ı Kerim sahifesini de sakladılar.

Ömer evin yakınına geldiği zaman, Habbab'ın onlara Kur'ân-ı Kerim okuduğunu işitmişti. İçeri girer girmez onlara; "Şu işitmiş olduğum ses ne idi?" diye sordu.

"Sen, bir şey işitmedin! Aramızda konuştuğumuz bir şey yoktu" dediler.

Ömer; "Evet! vallâhi, ikinizin de Muhammed'in dînine girdiğiniz, O'na uyduğunuz bana haber verildi" dedi.

Said; "Ey Ömer! Hak ve gerçek dînin, senin dîninden başkası olduğunu hâlâ göremedin, anlayamadın mı?" deyince,

Ömer'in kan başına sıçradı. Kalkıp eniştesinin başına çullandı. Onu öfkeyle yakalayıp yere attı. Fâtıma, kocasının üzerinden ayırmağa kalkınca, Hz.Ömer şiddetli bir tokat vurarak O'nun da yüzünü parçaladı.

İş bu dereceye gelince, Fâtıma da Said de bağırarak; "Evet! Müslüman olduk. Allâh'a ve Rasûlüne îman ettik! Ey Ömer! Hak ve gerçek olan din, senin dîninden başkasıdır! Biz, şehâdet ederiz ki Allah'dan başka Allah yoktur, yine şehâdet ederiz ki, Muhammed (A.S) Allâh'ın Rasûlüdür. Sen, artık dilediğini yap, elinden geleni geri bırakma!" dediler.

Ömer, kızkardeşinin yüzünü gözünü kanlar içinde görünce, yaptığına pişman oldu. Kızkardeşi Fâtıma'ya; "Biraz önce sizden işittiğim okunan o sahifeyi bana verin de, Muhammed'e gelen bu şeye bir bakayım?" dedi. Ömer kâtipti, okuma yazma bilirdi.

O'nun bu dileği üzerine Fâtıma; "Senin O'na hakârette bulunmandan korkarız!" dedi.

Ömer; "Korkmayın!" dedi. Okuduktan sonra onu geri vereceğine dair yemin etti.

Fâtıma, Ömer'in bununla Müslüman olacağını umdu; "Kardeşim! Sen, Allâh'a şerik koşulan bir dinde bulunduğun için pissin! Halbûki, O'na ancak temiz olanlar el sürebilirler. Kalk, önce bir yıkan!" dedi.

Bunun üzerine, Hz.Ömer kalkıp gusletti. Fâtıma da ona Kur'ân-ı Kerim sahifesini verdi. ve okumaya başladı. sonunda da müslüman oldu.

B)şimdi sorumuza gelelim. s) Habbab ibn-i Ered içeride hangi süreyi okuyordu?

not: rivayet edilen süreyle beraber yazarsanız daha doğru olur.


B)baki dua ve muhabbet ile...:a07: :a07:
 

DiLaRa_I NuR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2009
Mesajlar
2,576
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
45
cevap:T Tâhâ Sûresini başka bir rivâyete göre Hadid Sûresini okumuştur..
 

DiLaRa_I NuR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2009
Mesajlar
2,576
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
45
tamm kolay soru sorcam hadi gelin katilin aramiza
 

DiLaRa_I NuR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2009
Mesajlar
2,576
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
45
SORU:İslamiyet’i kabul ederken “Allah (c.c.) beni yaratırken babam Ebu Talib’e mi
sordu ki ben iman edeceğim zaman ona sorayım” diyen ve kabul eden
Peygamberimiz (s.a.v.)’in amcasının oğlu İslam’a ilk giren çocuk cennetle
müjdelenenlerden dört halifenin dördüncüsü Hz. Fatıma (r.anha) validemizin kocası
Hasan ile Hüseyin (r.a.)’in babası Allah (c.c.) aslanı lakaplı bu yiğit sahabe kimdir?
 

DiLaRa_I NuR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2009
Mesajlar
2,576
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
45
aleykümselam h. Geldiniz..birde soru sorsaniz sizde sira
selam ve dua ile...
 

-Ammar Bin Yasir-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
4,864
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
36
sağolun kardeşim
hendek savaşında hendek kazma fikri hangi sahabeye aittir?
 

DiLaRa_I NuR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2009
Mesajlar
2,576
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
45
Hz. Peygamber (S.A.V.) düşmanın geniş ölçüdeki hazırlıklarını öğrenince, bir harp meclisi topladı ve herkesten fikir sordu. Fikrine müracaat edilenler arasında, ilk İranlı Mühtedi Selman-ı Farisî (R.A.) da vardı. Hz. Peygamber (S.A.V.), büyük bir orduya karşı bir kasabayı müdafaa etmek için İran’da ne yaptıklarını Selman’dan sordu. Selman da “Kasabanın tahkimatı ve istihkâmları yoksa ve eldeki kuvvet küçükse, etrafına bir hendek kazarız ve kasabayı içeriden müdafaa ederiz” cevabını verdi.
 

DiLaRa_I NuR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2009
Mesajlar
2,576
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
45
a. Peygamberimiz (s.a.v.) „Dünya kadınlarının efendisi dört kadındır“ buyurmuştur. Kimdir bu kadınlar?
b. Kur’an-ı Kerim’de ismi geçen tek kadın kimdir ?
c. Peygamber olmadığı halde, Hz. Cebrail ile konuşma şerefine nail olan kadın kimdir ?
d. Hz. Meryem, hangi Peygamberi babasız olarak dünyaya getirmiştir ?
 

Kur'ana sevdalı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ara 2008
Mesajlar
2,706
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
49
1-a-Hz Meryem
b-Asiye
c-Hz Hatice
d-Hz Fatıma
2-Hz Meryem
3-Hz Meryem
4-Hz İsa

Belki eksik olabilir kardeş.
 

Kur'ana sevdalı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ara 2008
Mesajlar
2,706
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
49
Kur'anı kerimde Kabeyi yıkmaya gelen ebrehenin ordusunu anlatan sure hangisidir?OLOR]
 

DiLaRa_I NuR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2009
Mesajlar
2,576
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
45
hadi ama birazda gençler siz gelinde sorun cevaplayin ya hep biz olmuyor cevap yokmu sizde
 

DiLaRa_I NuR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2009
Mesajlar
2,576
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
45
-"Ben, develerin sahibiyim ve onları istiyorum. Kabe'nin ise asıl sahibi var. O'nu O Yüce sahibi korur!" diye cevap verdi.

Ebrehe, yağmalanan malları geri verdikten sonra, ordusunu ve şöhretli filini Mekke üzerine yürüttü. Abdülmuttalib ise, Kabe'nin kapısına yapışıp göz yaşları ile duâ ettikten sonra halkı dağlara çekerek olacakları ibretle beklemeye başladı. Ebrehe, koca filinin Mekke üzerine gitmemekte direndiğini, ayaklarının kumlara saplanıp kaldığını, başka tarafa çevrildiği zaman koşarak yol aldığını görünce, küplere bindi. Bu sırada, Ebrehe ve askerleri Kur'an-ı Kerîm'in Fîl Sûresi'nde bildirildiği üzere, hiç beklemedikleri bir şeyle karşılaştılar. Bir anda gökyüzünü kaplayan Ebabil kuşları, ağızlarında ve ayaklarında taşıdıkları küçük kızgın taşları düşman askerlerinin üzerine atıyorlar, bir nevi Ebrehe ordusunu havadan bombardıman ediyorlardı. Böylece koca ordu neye uğradığını şaşırdı, yara bere içinde perişan oldu. Çok az kişi kaçabildi. Onlar da aldıkları yaranın tesiriyle kısa zaman sonra öldü. Ebrehe de canını zor kurtarıp Yemen'e döndü ise de, çok geçmeden O da orada öldü. Kabe'nin sahibi Kabe'yi işte böyle korumuştu.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt