K
kodoo
hala oradasın, kalkıp bazı islami mekteplerin ve kişiliklerin farklı ekollerin felsefesini izlediğini söylüyorsun ama mesele önce de açıkladığım gibi..
tetabuktur.. mevzu edilen mektepler, İlahi Dinlerden faydalanmıştırlar.. Dolayısıyla ne kadar değiştirilmişlerse de doğru kalmış birkaç fikir ve uygulamaları vardır..
Ama, Hz Peygamber'in bi'setiyle.. Hak din İslam iblağ olmuş.. Dolayısıyla onlar da "Ortak kelime"ye davet edilmiştir..
Yani, şimdi kimse, kalkıp yoga yapın demiyor.. Namaz kılın, dua edin diyor..
Aaaa! Yahudilerde de secde var? Hıristiyanlarda da Dua..
O zaman secde yapmayacak, dua etmeyecek miyiz??
Değil mi, her zaman İslam'ın hükmü geçerlidir (dolayısıyla eski şeriatlerle İslam şeriatinin tetabuk ettiği/uyuştuğu mevzularda da İslamın hükmü uygulanır..)
Peygamberler aşk peşinden koşmamışlar demişsiniz! Heyhat!
Anladığınız, aşkı tarif eder misiniz?
Bence az önce dediğiniz gibi "amaç Allah rızasıdır".. (tarif etse de tam yeterli değildir..)
Peygamberlerin hususan Efendimizin ve Ehl-i Beytinin (aleyhimüsselam) amacı Allah rızası ve aşkıdır..
Ama, bu aşk fikri, zikri ve ameli Allah için olmayı gerektirir.. Çünkü seven sevdiğinin (c.c.) buyruğuna itaat eder..
Hz Peygamberin de "Deki: Namazım, orucum, hac ibadetim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah içindir. O'nun hiçbir ortağı yoktur." ayetinde olduğu gibi amacı Allah rızası (aşk ve kurbiyet) dir.
Dolayısıyla, efendimizin namazı, orucu, haccı ve hatta savaşları da Allah aşkı sebebiyledir...
Siz, sanırım Allah aşkının tezahürünün SADECE oturup tesbih çekmek olduğunu düşündüğünüzden böyle aşk kelimesine rahatsızlık duyuyorsunuz.. İlgili olmadığı halde onca şey yazıyorsunuz..
(Eğer, böyle düşünüyorsak bilmeliyiz ki) Allah aşkının tezahürü, oturup tesbih çekmek, zikir etmektir.. ("Fezkuruni ezkurkum, veşkuru li vela tekfurun") ama bu yeterli değildir..
İnsan-ı Kamil İmam Ali hazretlerini örnek alalım.. Allah aşkıyla yanıp kavrulan hazret.. Hayber'de Hz Peygamberin "Allah'ı ve Resulünü seven. Allah ve Resulünün de onu sevdiği.." övgüsüne layık olan hazret.. Yani aşk erlerinin İmamı/Öncüsü..
İmam-ı Ali için "Hem Merd-i Mescid, hem Merd-i Meydan" denir.. Mescid ve Meydan adamı..
Yani, bu aşkın tezahürü SADECE Mescid değildir.. Meydandır aynı zamanda..
Hazret, hem geceleri, tüm gözler uyurken "Allah..! Allah..!" diye zikretmekte.. (Hazretin müslümanlara öğrettiği Kumeyl duası en güzel tezahürüdür..) hem de cenkte Zülfikarını düşmanlara çalarken "Allah..! Allah..!" demektedir.. ve hakeza...
Umarım, böylece bu yanlış anlaşılma halledilmiştir.. Selam ve dua ile..
tetabuktur.. mevzu edilen mektepler, İlahi Dinlerden faydalanmıştırlar.. Dolayısıyla ne kadar değiştirilmişlerse de doğru kalmış birkaç fikir ve uygulamaları vardır..
Ama, Hz Peygamber'in bi'setiyle.. Hak din İslam iblağ olmuş.. Dolayısıyla onlar da "Ortak kelime"ye davet edilmiştir..
Yani, şimdi kimse, kalkıp yoga yapın demiyor.. Namaz kılın, dua edin diyor..
Aaaa! Yahudilerde de secde var? Hıristiyanlarda da Dua..
O zaman secde yapmayacak, dua etmeyecek miyiz??
Değil mi, her zaman İslam'ın hükmü geçerlidir (dolayısıyla eski şeriatlerle İslam şeriatinin tetabuk ettiği/uyuştuğu mevzularda da İslamın hükmü uygulanır..)
Peygamberler aşk peşinden koşmamışlar demişsiniz! Heyhat!
Anladığınız, aşkı tarif eder misiniz?
Bence az önce dediğiniz gibi "amaç Allah rızasıdır".. (tarif etse de tam yeterli değildir..)
Peygamberlerin hususan Efendimizin ve Ehl-i Beytinin (aleyhimüsselam) amacı Allah rızası ve aşkıdır..
Ama, bu aşk fikri, zikri ve ameli Allah için olmayı gerektirir.. Çünkü seven sevdiğinin (c.c.) buyruğuna itaat eder..
Hz Peygamberin de "Deki: Namazım, orucum, hac ibadetim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah içindir. O'nun hiçbir ortağı yoktur." ayetinde olduğu gibi amacı Allah rızası (aşk ve kurbiyet) dir.
Dolayısıyla, efendimizin namazı, orucu, haccı ve hatta savaşları da Allah aşkı sebebiyledir...
Siz, sanırım Allah aşkının tezahürünün SADECE oturup tesbih çekmek olduğunu düşündüğünüzden böyle aşk kelimesine rahatsızlık duyuyorsunuz.. İlgili olmadığı halde onca şey yazıyorsunuz..
(Eğer, böyle düşünüyorsak bilmeliyiz ki) Allah aşkının tezahürü, oturup tesbih çekmek, zikir etmektir.. ("Fezkuruni ezkurkum, veşkuru li vela tekfurun") ama bu yeterli değildir..
İnsan-ı Kamil İmam Ali hazretlerini örnek alalım.. Allah aşkıyla yanıp kavrulan hazret.. Hayber'de Hz Peygamberin "Allah'ı ve Resulünü seven. Allah ve Resulünün de onu sevdiği.." övgüsüne layık olan hazret.. Yani aşk erlerinin İmamı/Öncüsü..
İmam-ı Ali için "Hem Merd-i Mescid, hem Merd-i Meydan" denir.. Mescid ve Meydan adamı..
Yani, bu aşkın tezahürü SADECE Mescid değildir.. Meydandır aynı zamanda..
Hazret, hem geceleri, tüm gözler uyurken "Allah..! Allah..!" diye zikretmekte.. (Hazretin müslümanlara öğrettiği Kumeyl duası en güzel tezahürüdür..) hem de cenkte Zülfikarını düşmanlara çalarken "Allah..! Allah..!" demektedir.. ve hakeza...
Umarım, böylece bu yanlış anlaşılma halledilmiştir.. Selam ve dua ile..