Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Aşıkmısın?? (1 Kullanıcı)

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
''Aşk hal işidir,kal işi değildir..''sözü,,,aşkın dile gelmeyen,cümlelere sığmayan,bir

yanını vurgular hep..kalemler ,kelamlar aşk bahsinde acze düşerler...

''Kalem yazarak koşar gider amma,,aşk bahsine gelince çatlar aciz kalır...

Aşkı şerh etmek ve anlatmak için ne söylersem söyleyeyim,asıl aşka gelince,o sözlerden mahcup olurum der hz.Mevlana...

''BEN OLDA BİL!''

''Aşk yolunda akılla yürüyenler,güneşi mumla arayanlar gibidir.''

Diliyle aşk diyenler,bilmezler gerçekte aşkın ne olduğunu...Aşka dair sözler,kuru anlatılar ve örneklerden ibarettir...Aşkın dili başkadır...

Aşkı anlatabilmek için yeryüzün de var olan dillerden başka bir dil gereklidir...

''Aşk sözleri kuş dilidir..ona Süleyman gerektir.''


AŞKIN...hakikatını aşıklar bilebilir ancak....

Aşk bir incidir,her kulakta salınmaz.

Aşk bir nurdur,her gözde görünmez,

Aşk bir huzurdur,her derunda bulunmaz,

Aşk bir zevktir,onun da başka bir dili var.

Aşk bir şevktir,onun da ayrı ehli var.

Aşk bir dalgalanmadır.onun da deryaları var...


AŞK SONSUZLUĞUN BURAĞIDIR...
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Birbirlerine kırılan iki arkadaştan biri, uzun bir aradan sonra diğerinin kapısını çalar
''Kim o_?''diye seslenir içerdeki
''Benim'' der kapıyı çalan
''Burada ikimize birlikte yer yok!'' diye cevap verir öbürü
Aradan uzunca bir zaman geçer Yeni bir umutla tekrar çalar sevdiği arkadaşının kapısını
''Kim o_?'' diye sorar yine içerdeki
''Sen'im'' der bu seferVe kapı sonuna kadar aralanır
Hz Mevlana da; ''Birisinin kalbinde taht kurmak, sevgisini kazanmak istiyorsanız, öylesine sevmelisiniz ki, benliğinizi bırakıp adeta 'o' olmalısınız'' diye anlatır hakiki muhabbeti
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
İşte kalbim avuçlarımda...

İçimde beyaz bir türkü, sağ yanımda sensizlik,
üşüyen menekşeler anlatsın söyleyemediklerimi...
Şemsiyesiz çıkılan yağmurlu yürüyüşlerin sonrasındaki sırılsıklamlık var ya...
Sırılsıklamım işte öylece...

İşte kalbim avuçlarımda...
Şahin bakışlı gök, yüzünü dönmüyor bana; sen dön, bana yüzünü dön...

Sulu sepken yağsın üzerimize aşk !
Dostum özledim seni... Özlemle açıyorum çiçeklerimi...

İşte kalbim avuçlarımda...
Sana geldim, kır çiçeklerinin kokusunu da aldım gelirken ve elma şekerlerini
-tüm masumiyetiyle-
Ve aldım yanıma aşk dolu heybemi...
Daha ne kaldı?

İşte kalbim avuçlarımda..Geldim dost..

-Sen kimsin?
-Senim ey dost,sen...

Hilâl Küçük Özdamar​
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
♥Aşk oturabileceğin bir ağaç gölgesi gibidir.

On kere de yüz kerede dönsen etrafında,

nefes nefese kalsanda nabzının durmasını

kalbinin yerinden çıkmasını göze alacak kadar

Onursuzca yaşamadığın sürece

Ellerinin uzandığı yere kadar dokunmak

Gözlerini kapatıp nefesini hissetmek yaşamak o anı.

Uzaklaşmak yetmiyor, kaçmaksa çare değil.

İtmek için güç gerekir duvar gibi oturur yüreğine

İşte o gün yok edendir aşk.

Sararmaktır sonbahar gibi

Ağır ağır.

Adım adım, yere düşen bi yaprak misali,

Gölgesinde serinlemektir aşk.

Okan Yavuz​
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Aşkı
k i m s e ye
s o r m a,
a ♥ş ♥k ♥ı ♥n
k e n d i s i n e
s o r !

[Rûmi]​
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Nefsin elinden kaçarken yırtılmaktır Aşk...

Ve tadını en iyi Yusuf'un gömleği bilir...!!

....
..
 

s.s.s

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Şub 2008
Mesajlar
2,871
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
47


Aşka irade tesir etmez.
Aşıklar bir ilahi kaderi yaşarlar.
Neden, nasıl olduğunu bilmedikleri bir halin yoludur önlerinde uzayan.
Ayakları alıp götürür insanın ,kalbi alıp sürükler sevgilinin saçlarına doğru.
Bir kaderi yaşamaktır aşk.
Aşıklardan sual olunmaz bu yüzden.
Aşktan sual olunmaz insan.
Aşık,muaftır.
Onu oradan almaya hiçbir güç,hiçbir istek yetmez.Aşık ancak kaderi gereğince aşktan uzak kalır.
Doğmak gibidir aşk.Kendiliğinden…Ölmek gibi ya da ,tayin edemeden …
Belirlenen saattir üzerimizde ,yağmurun yağması,güneşin doğması,çiçeklerin açması,mevsimlerin dönmesi,nehirlerin akması,kuşların kanat çırpması,rüzgarın esmesi,bulutların hareket etmesidir aşk.
Sur’un üflenmesidir.
Saattir aşk.
Sevgiliyi gördüğünde artık başka yöne çevirmemektir bakışlarını.
Aşk kanattır…
Her sabah ezanında Süleymaniye’den gökyüzüne yükselebilmektir.
Bu şehri baştan aşağıya dolaşabilmektir aşk.
Boğaz’ın esintisine bırakmaktır kendini.
Alçalıp,Eyüp sırtlarında nefes almaktır.
Bir vapura eşlik etmektir Üsküdar’dan Sirkeci’ye.
Bir martının kanadının peşinde,Marmara Denizi’nin altını üstüne getirip lodosla yarenlik etmektir…
Boş bir pet şişe ,yarısı yırtık bir mektup ve buruşturulup atılmış bir Maltepe sigarası paketiyle,Samatya açıklarından karaya vurmaktır.
Aşk hep karaya vurmaktır.
Aşk ,an geldiğinde başka bir gökyüzüne de uçabilmektir.
Alıp başını buralardan gidebilmektir bir gece vakti.
Özgür olmaktır.Kanatlanıp bir dağın zirvesinde nefeslenmektir.
Alıp sevgiliyi bu şehrin namussuz karanlıklarından ,uzaklara,bir masalın şefkatli kollarına uzanmaktır.
Alıp sevgiliyi,bu kirden ,pastan uzaklara kaçmaktır.
Bir şarkıya kanatlanmaktır,çok eskilerde kalmış bir köy evine uçmaktır.
Kader göz ettiğinde ,hesapsızca takılıp peşine ,nereye derse oraya varmaktır.Aşk varmaktır.
Şimdi çok gerilerde kalmış sımsıcak bir hatıraya süzülmektir,sevgilinin ellerinden bahsedip…
Aşk kimsesizliktir…
Bir anda ıssızlaşmak ,kimseleri görmez olmaktır.
Köyün delisi,mahallenin enayisi,alemin abdalıdır.
Öylesine yalnız ,öylesine bir başına ,öylesine kimsesizdir aşık…
Ve aşk öylesine kalabalık…
Kendi dilini konuşur,kendi hayalleriyle ayakta kalır,kendi boşluğunu doldurur sigarasının dumanıyla.
Aşk hali yokluk halidir bir tarafıyla .
Herkes bir yerlere gitmiştir.Hiç bilmediğin yerlere.
Ne arayanı vardır aşığın ne de soranı.
Kimsesizliğine bir tek sinema perdeleri ortak olur.
Bir tek emirgan parkı sorar hatrını.
Bir tek sokak satıcılarının sesi duyulur aşığın odasında .
Kimsesizliğin yaydığı bir suskunluktur aşk.
Aşk derin bir kuyudur…
Kervanların uğramadığı yollarda kalmış bir kuyudur aşk…
Yusuf’un kuyusu…
Kaderin ta kendisidir…
Bir kuyunun karanlığında,bir kuyunun kuytuluğunda,bir kuyunun endişesinde umut etmektir,dua etmektir,yakarmaktır,beklemekt ir.
Kuyunun içinde bile susuzluk çekmektir.
Bir Beyoğlu gecesinin neon ışıklarla aydınlatılmaya çalışılan günahkar karanlığında kaybolmaktır aşk.
Kader neredeyse, orada olmak;kaybetmekse istenilen eyvallah diyebilme yeteneğidir.
Kuyunun ortasında belki de ölüme yakın durmaktır aşk.
Boğazı patlarcasına bağırmak,seslenmek,birilerini varlığından haberdar etmektir aşk.
Ben buradayım diyebilmektir,ben aşığım diyebilmektir,aşkını cümle aleme haykırabilmektir aşk.
Bir aşka düşmek,bir kuyuya düşmektir.
Kader ve aşk bir kuyuda birlikte yıllarca yaşayabilir.
Yeter ki insanın içindeki Yusuf yanı onu dımdızlak bırakıp gitmemiş olsun.
Yeter ki kuyu ,o kuyu olsun.
Aşk, bütün karanlıklara ve zamanlara karşı beklemeyi bilmenin ta kendisidir.
Nasıl olsa kader ,hep yanı başında ve olması gerekenin yanında yer alacaktır.
Aşk böyle tarifsiz bir alınyazısının ebcedidir….


İbrahim Sadri - Aşk 29 harftir
 

s.s.s

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Şub 2008
Mesajlar
2,871
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
47


"Biz bu dünyaya üç harfin mahrecini çıkarmaya geldik…
Ayın, Şın, Kaf = Aşk” (*)




Aşk…


“Sen” tahtına kim oturmuşsa onun adıydı.


Ödenilen bedellerin ismiydi.


“Şunu yaptım. Bunu yaptım” dedikçe kanayan yanımızın acısıydı.


En kaygan yanından yürümekti kalbin, düştükçe vazgeçmemek her düşüşte bir daha yenilenmekti.


Yüreği çatlatan en derin nefesti.


Sukutun sesiydi o.




Aşk...


İçimizin en garip telaşıydı.


Tanıdık bir isimdi


Kişiler adedince yaşanmışlık taşıyan, bilinen, ama bilindikçe unutulan yanımızdı.


Sonu hüzünlü biten masalların en zalim kahramanı iken, aynı anda en acınan taraftı.


Torbasında tek isimle gelen, bir ömür o ismi tekrarlatandı.


Klasikleşmiş bir şiir gibi her an yenilenen, yenilendikçe çoğalandı.


Hayatın nefes almaktan ibaret olmadığını öğretirken, bir gözleri ahuya zebun edendi.


Bütün “sen”li anları toplatıp, “işte hayat bu” dedirtendi.




Aşk...


en utangaç yanımızdan sınıyordu.


Bencilliği unutup “sen” vadilerinde koşturuyor,


Ertesiz bırakıp, dünlere prangalıyordu.


Tüm mevsimleri değiştirip; zemheride yaz, yazda karakışa dönüyordu.


Şikâyet ettikçe de acıtıp, gülün dikeni oluyordu.


Her geceye bir isim kazıyor, her sabaha o ismin kırıklarını seriyordu.




Aşk...


Yalnızlığın peçesini açıyor, acılarla yüz göz ediyordu.


Dile kadar gelip yutkunulan kırgınlıkların tadı oluyor,


Yürekte kekremsi bir tad bırakıyordu.


Bu halinden hiç şikâyet etmiyor, hüzünlendikçe bileniyordu.


Yani “Ben”li anları un ufak edip başımızdan aşağı serpiyordu.




Aşk...


Üç harf tek hece iken,


Bir ömre bedel olacak kadar derindi.


Bir şey için her şeyin feda edildiğini duyduğumuzdan beri, vazgeçişlerin adıydı.


Bir damla gözyaşında tufanlar saklayandı.


O kadar güçlü, bir o kadar masumdu.


Kimi zaman hoyrat bir rüzgâr oluyor; kızdıkça yıkıp, hüzünlerde susuyordu.


Kimini mecnun edip çöllere düşürüyor,


Kimini boğup deryada yitiriyor,


Kimini zindanlara itip, kendini bitiriyordu.




Aşk...


Sonsuz sevgi vaad ediyor, her başlangıcı bitişe gebe kılıyordu.


Korkunun ikiz kardeşi olup; hiç güvendirmiyordu.


Ruhumu üşütüp, aklımı başka diyarlara sürüp,


Kalbimden bihaber eyliyordu.


Dilime sıkı düğümler atıp


Sözü namluya sürüp, en ben yanıma nişan alıyordu.




Aşk...


Aslını kimse bilmiyordu.


Yazıldıkça yazılıyor, söylendikçe gizleniyordu.


Hesapsız harcamaya gelmişti zamanı, kimseden müsaade almıyordu.


Deli bir tay gibi, dizginlendikçe dikleniyordu.


Yürek evinin kapısını zorluyor, kimi zaman açık unutuyordu


Binlerce küçük ayrıntıyı keşfettiriyor, tüm geç kalmışlıkları kanatıyordu.




Aşk...


Gitmek ve kalmak arasında sıkıştırıyor,


Hep bulmamak için aratıyordu.


Sefersiz gemilerden bilet alıyor, şehrin titreyen iskelelerinde bekliyor,


Uykusuz banklarına yaslanıyordu.


Hiç ummadığımız anda geliyor, umduğumuz anda gitmiyordu.


Zira umduğumuz an, hiç olmuyordu.




Ve öğretiyordu


Aşk: Keşkesiz kaldıkça yaşanıyordu.






Saadet Bayri Fidan
 

abı_hayat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eyl 2008
Mesajlar
5,186
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
41
bende aşık oldum sanırım...:a11::a11::a11::a11:
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
katkıların için :TB)B)




"Biz bu dünyaya üç harfin mahrecini çıkarmaya geldik…
Ayın, Şın, Kaf = Aşk” (*)




Aşk…


“Sen” tahtına kim oturmuşsa onun adıydı.


Ödenilen bedellerin ismiydi.


“Şunu yaptım. Bunu yaptım” dedikçe kanayan yanımızın acısıydı.


En kaygan yanından yürümekti kalbin, düştükçe vazgeçmemek her düşüşte bir daha yenilenmekti.


Yüreği çatlatan en derin nefesti.


Sukutun sesiydi o.




Aşk...


İçimizin en garip telaşıydı.


Tanıdık bir isimdi


Kişiler adedince yaşanmışlık taşıyan, bilinen, ama bilindikçe unutulan yanımızdı.


Sonu hüzünlü biten masalların en zalim kahramanı iken, aynı anda en acınan taraftı.


Torbasında tek isimle gelen, bir ömür o ismi tekrarlatandı.


Klasikleşmiş bir şiir gibi her an yenilenen, yenilendikçe çoğalandı.


Hayatın nefes almaktan ibaret olmadığını öğretirken, bir gözleri ahuya zebun edendi.


Bütün “sen”li anları toplatıp, “işte hayat bu” dedirtendi.




Aşk...


en utangaç yanımızdan sınıyordu.


Bencilliği unutup “sen” vadilerinde koşturuyor,


Ertesiz bırakıp, dünlere prangalıyordu.


Tüm mevsimleri değiştirip; zemheride yaz, yazda karakışa dönüyordu.


Şikâyet ettikçe de acıtıp, gülün dikeni oluyordu.


Her geceye bir isim kazıyor, her sabaha o ismin kırıklarını seriyordu.




Aşk...


Yalnızlığın peçesini açıyor, acılarla yüz göz ediyordu.


Dile kadar gelip yutkunulan kırgınlıkların tadı oluyor,


Yürekte kekremsi bir tad bırakıyordu.


Bu halinden hiç şikâyet etmiyor, hüzünlendikçe bileniyordu.


Yani “Ben”li anları un ufak edip başımızdan aşağı serpiyordu.




Aşk...


Üç harf tek hece iken,


Bir ömre bedel olacak kadar derindi.


Bir şey için her şeyin feda edildiğini duyduğumuzdan beri, vazgeçişlerin adıydı.


Bir damla gözyaşında tufanlar saklayandı.


O kadar güçlü, bir o kadar masumdu.


Kimi zaman hoyrat bir rüzgâr oluyor; kızdıkça yıkıp, hüzünlerde susuyordu.


Kimini mecnun edip çöllere düşürüyor,


Kimini boğup deryada yitiriyor,


Kimini zindanlara itip, kendini bitiriyordu.




Aşk...


Sonsuz sevgi vaad ediyor, her başlangıcı bitişe gebe kılıyordu.


Korkunun ikiz kardeşi olup; hiç güvendirmiyordu.


Ruhumu üşütüp, aklımı başka diyarlara sürüp,


Kalbimden bihaber eyliyordu.


Dilime sıkı düğümler atıp


Sözü namluya sürüp, en ben yanıma nişan alıyordu.




Aşk...


Aslını kimse bilmiyordu.


Yazıldıkça yazılıyor, söylendikçe gizleniyordu.


Hesapsız harcamaya gelmişti zamanı, kimseden müsaade almıyordu.


Deli bir tay gibi, dizginlendikçe dikleniyordu.


Yürek evinin kapısını zorluyor, kimi zaman açık unutuyordu


Binlerce küçük ayrıntıyı keşfettiriyor, tüm geç kalmışlıkları kanatıyordu.




Aşk...


Gitmek ve kalmak arasında sıkıştırıyor,


Hep bulmamak için aratıyordu.


Sefersiz gemilerden bilet alıyor, şehrin titreyen iskelelerinde bekliyor,


Uykusuz banklarına yaslanıyordu.


Hiç ummadığımız anda geliyor, umduğumuz anda gitmiyordu.


Zira umduğumuz an, hiç olmuyordu.




Ve öğretiyordu


Aşk: Keşkesiz kaldıkça yaşanıyordu.






Saadet Bayri Fidan
 

s.s.s

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Şub 2008
Mesajlar
2,871
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
47
Aşktan yana söz duyunca,
ben hep seni düşünürüm.......
 

aşk çiçeği

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Tem 2008
Mesajlar
526
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
amin vakti saaati dolduğunda bizim semte taşınır belkieyvallah
taşınsın hayırlısı olsun
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt