Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Anayasa'miz: [Kur'an] (5 Kullanıcı)

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
46
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
ANAYASA'MIZ: [KUR'AN]

Bismillahirrahmanirrahim..!
Bizim Kur'an'dan başka Anayasa'mız yoktur!..

Kur'an-ı Kerim, yüce semâdan Hz. Muhammed (S.A.V.) in kalbine muska yapılmak için, sadece kabirlerde, matemlerde okunmak için, satırlara yazılıp ezberlenmek için, kağıtlarını yüklenip, ahlâkî yönünü ihmal etmek için, sözlerini ezber edip hükümlerini terketmek için inmemiştir.

Kur'an-ı Kerim, insanlığı hayır ve saadete kavuşturmak için inmiştir. «Şüphesiz ki size Allah katından Nûr ve apaçık bir Kitab inmiştir. Allahü Teâlâ bu kitabla rızasına uyanları selâmet yollarına sevkeder. Onları emriyle karanlıklardan aydınlığa çıkarır ve onları doğru yola sevkeder.»)
Ey Müslümanlar!.. Yabancıların kanunlarına razı olup ta ilâhî nizâma razı olmamanız ayıp değil midir?"

Halbuki Allahü Teâlâ Kur'an-ı Kerim'in hükümleriyle hükmetmeyen her milleti «fâsıklık» ile vasıflandırıyor: «Allah'ın indirdiği ile hükmetmiyenler .. işte onlar fasıkların tâ kendileridir.»
«Allah'ın indirdiği ile hükmetmiyenler...işte onlar kâfirlerin tâ kendileridir.»!

Allah'ın kitabı ile hükmetmiyen bugünkü müslümanlar, şu misallerde zikredilen kimselere benzemektedirler:
a) Elindeki lâmbayı söndürüp körden imdat bekleyen adama:

Ey Müslümanlar!.. Allahü Teâlâ'nın kitabını bırakıp bu hâle geldikten sonra elinde lâmba bulunduğu halde onu söndürüp körlerden kılavuzluk bekleyen adam gibi oldunuz.

b) Lâmbanın düğmesine basmayıp karanlıkta körü körüne dolaşan adam:

Bugün Allah'ın kitabını bırakan Müslümanlar, önündeki lâmbanın düğmesine basıp her tarafı aydınlatmayan, kendisini kuşatan karanlık içinde sağa-sola çarpan, şuursuzca hareket eden bir cemaat gibidirler.
Maide Sûresi

Hattâ fâsıklığı da az görerek Kur'an'la hükmetmiyenleri «kâfir» ilân etmiştir:
c) Dalgalara tutulan bir geminin yolcularına: Günümüzde bütün âlemi, materyalizm akımı kaplamıştır. Maddecilik, insanları, dalgalar içinde sağa-sola sallanan bir geminin yolcuları haline getirmiştir. Bugün insanlık ızdırap içindedir. Acı çekmektedir. Şahsî çıkarların ve açgözlülüğün ateşinde yanıp kavrulmaktadır.
İnsanlık Kur'an-ı Kerimin hidâyetinden alınan tatlı sulara muhtaçtır. Bu ilâhî menba ile ızdırabının yaralarını yıkasın. Huzur ve saadete ersin.

d) Elindeki hazineleri bırakıp faizcilerden en yüksek oranda faizle ödünç para alanlara:
Bugün hukukçular, Kur'an-ı Kerimi bırakıp beşerî düzenlere başvurunca elindeki hazineleri bırakıp faizcilerden en büyük faizle ödünç para alanlara benzemişlerdir. Şüphesiz ki, akıllı bir kimse bunu yapamaz.
Yazıklar olsun hukukçulara, yazıklar olsun. Gayret sarfediyorlar, hâlâ birşey bulacaklar. Ellerinde âb-ı hayata davet eden Kur'an En yüce metod ve mukaddes Ahkâm.

Ey Müslümanlar!..
Allanın kalb gözlerini Kur-an-ı Kerimin nuruna kapattığı şu batılıların, yollarını şaşırmış olmalarına edilmez.
Çünkü Allahü Teâlâ buyuruyor ki: «Allanın kendilerine nûr bahşetmediği (bir) kimsenin nuru olamaz.

Fak'at ceplerinde ve evlerinde Kur'an-ı Kerim bulunan şu müslümanların Kur'an'dan uzak kalmaları çok vericidir.
işte bu batılılar, bazân nefsanî yollara başvurarak, bazan da kuvveti ve müsbet ilimleri kullanarak müslümanları Kur'an-ı Kerim'in nurundan ve doğru yolundan uzaklaştırmayı başarmışlardır.

Allahü Teâlâ'nın da buyurduğu gibi, batılılar «Dünya hayatının sadece dış görünüşünü bilirler, âhiretten gafildirler!

Böylece müslümanlar Peygamber Efendimiz(S.A.V.)'in bildirdiği şu hale gelmişlerdir:
«Siz, kendinizden öncekilerin yolunu karış karış adım adım izleyeceksiniz. Hattâ bir kertenkele deliğine girseler onları takip edersiniz.» Ashâb-ı Güzin: «Bunlar Yahudi ve Hıristiyanlar mı?» deyince, Peygamber Efendimiz (S.A.V.): «Ya kim olacak?» cevabını vermiştir.

Halbuki Allahü Teâlâ müslümanları bu şekilde hareket etmekten şiddetle men'etmiştir: «Ey iman edenler!.. Eğer kâfirlere itaat edecek olursanız, sizi geriye çevirirlerde dünya ve âhirette hüsrana uğrayanlardan olursunuz. Aslında sizin dostunuz Allah'tır. O yardım edenlerin en hayırlısıdır.»

Anarşiye davet eden batılılara kulak verilirken.
Doğruluğu haykıran Kur'andan yüz çevriliyor. Vah Kur'an'a. Bir bak onun ulvi ahkamı ne oluyor?Müslümanlar tarafından diri diri gömülüyor. Bugün, arap alemi mihnet içinde kıvranıyor.Batının dayandığı anarşi onu yıkıyor.

İşte biz Müslümanların kanun kabul ettiğimiz. Anayasa olarak ilân ettiğimiz, Kur'an-ı Kerim işte budur!.. insanı bela ve musibetlerden kurtaran ancak Kur'an'dır.

Boynumuza takılan zillet ipinden, içine battığımız fesattan kurtaracak da odur.Kur'an-ı Kerim her nesil için, her zaman ve mekânda tatbiki elzem bir kitaptır: Âl-i Imran Sûresi

Biz Kur'an'ın her asırda ANAYASA olmasını istiyoruz.Biz Kur'an'ı kırılmaz süngülerle her tepeye dikmek istiyoruz. Ya izzet ve şerefle dolu bir hayatı
yaşamalıyız Veya ölümü tadıp mes'uliyetten kurtulmalıyız...

İSTİKBAL İSLAMINDIR..!

alıntıdır
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Selamün Aleyküm değerli Nihal AblamB)

Rahman c.c razı olsun çok güzel bir paylaşımdı.. Kur'an'a verilmesi gereken gerçek değer, çağımız müslümanlarının şimdiki durumlarıyla mükemmel bir şekilde analiz edilmiş... Müslümanın anayasası, tağutun nefsani ve keyfi yasaları değildir. Onun yasası, evrenselliğini kıyamete kadar sürdürecek olan İlahi Kelimetullah'tır.. Kur'an'ın içindeki hükümler de, bizlerin hem içtimai, hem ailevi hem de bireysel tüm meselelerimizi kapsamaktadır.. O, gönderilen en son kitaptır ve Allah'ın, tamamladığını buyurduğu nurdur..Ondan sonra başka kitap gelmeyecektir.. İçinde dünyevi ve uhrevi hayatımızı düzenleyecek İlahi yasalar vardır.. Bugün, Firavuni sistemler ve onların çağdaş destekçileri de, Kur'an'ın hakim olması kadar hiçbir şeyden korkmamaktadırlar.. Kur'an, ölülere okunacak bir kitap olmaktan çıkarılmadığı ve kılıflarda tozlanmaya terk edildiği müddetçe, onlar rahattırlar.. Lakin, bugün biliyoruz ki Kur'an'ı okumak da yetmemektedir.. En güzel şekilde pratik etmekle yükümlüyüz onu..Batılı bilim adamları ve araştırmacılar dahi, Kur'an'daki birçok gerçeğin asırlar evvelden insanlığa bildirildiğini söylüyorlar, bilimin Kur'an'ı doğruladığını dile getiriyorlar.. Batılı dahi bizden daha çok araştırmakta ve bilimsel çalışmaları için faydalanmaktadır Kur'an'dan.. Bizler ise, bizlerden beslendikleri kaynaklarla edindikleri gerçekleri onlardan alıyoruz.. Marifet, o yüce kitaba çok farklı gözle bakabilmekte.. Biz bu bakışı kazanamadığımız müddetçe de dünyada zillete, ahirette de Kur'an'ın şefaatine değil şikayetine düçar olacağız demektir..Rahman c.c yar ve yardımcımız olsun inşallah..Allah c.c razı olsun deeğrli ablam..Paylaşımlarınızı severek okuyorum, Rabbimiz c.c daimi eylesin, tesirli kılsın her birini inşallah..Dualarımla birlikte En Emin'e emanetimsiniz.B)
 

berat05

Yönetici
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
7,767
Tepki puanı
1,043
Puanları
163
Yaş
49
Konum
Gönlün olduğu yerde
ANAYASA'MIZ: [KUR'AN]


Bismillahirrahmanirrahim..!
Bizim Kur'an'dan başka Anayasa'mız yoktur!..


İSTİKBAL İSLAMINDIR..!


ELLERİNE VE GÖNLÜNE SAĞLIK DEĞERLİ KARDEŞİM.
MAAŞALLLAH DİYORUM ANCAK:G
SEN HAZIRLA YAZ BENDE OKUYUP KEYFİNİ ÇIKARAYIM..
EMEKLERİN İÇİN HAKKINI HELAL ET KARDEŞİM,
RABBİM C.C. SENİN DE BİLGİNİ ARTIRSIN,İBADETLERİNİ KABUL EYLESİN İNŞALLAH
RABBİM'E C.C. EMANET OL
 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
46
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
ELLERİNE VE GÖNLÜNE SAĞLIK DEĞERLİ KARDEŞİM.
MAAŞALLLAH DİYORUM ANCAK:G
SEN HAZIRLA YAZ BENDE OKUYUP KEYFİNİ ÇIKARAYIM..
EMEKLERİN İÇİN HAKKINI HELAL ET KARDEŞİM,
RABBİM C.C. SENİN DE BİLGİNİ ARTIRSIN,İBADETLERİNİ KABUL EYLESİN İNŞALLAH
RABBİM'E C.C. EMANET OL

Selamünaleyküm ablacığım B) ALLAH c.c. razı olsun...AMİN...AMİN...AMİN...
ne demek ablam yaptığım sözümü olur yeterki faydalanılsın siz okumaya devam edin İNŞALLAH...hazırlamaya razıyım...sık kullanılanlarda var olanları ekliyorum..HAKKIM VAR İSE HELAL OLSUN...
acizane kardeşinizi dualarınızda eksik etmeyin yeterli ablam...
RABBİM sizi sevdiklerinize bağışlasın İNŞALLAH...
ALLAH c.c. emanet olun...selam ve dua ile...selametle İNŞALLAH... :H
 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
46
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
Selamün Aleyküm değerli Nihal AblamB)

Rahman c.c razı olsun çok güzel bir paylaşımdı.. Kur'an'a verilmesi gereken gerçek değer, çağımız müslümanlarının şimdiki durumlarıyla mükemmel bir şekilde analiz edilmiş... Müslümanın anayasası, tağutun nefsani ve keyfi yasaları değildir. Onun yasası, evrenselliğini kıyamete kadar sürdürecek olan İlahi Kelimetullah'tır.. Kur'an'ın içindeki hükümler de, bizlerin hem içtimai, hem ailevi hem de bireysel tüm meselelerimizi kapsamaktadır.. O, gönderilen en son kitaptır ve Allah'ın, tamamladığını buyurduğu nurdur..Ondan sonra başka kitap gelmeyecektir.. İçinde dünyevi ve uhrevi hayatımızı düzenleyecek İlahi yasalar vardır.. Bugün, Firavuni sistemler ve onların çağdaş destekçileri de, Kur'an'ın hakim olması kadar hiçbir şeyden korkmamaktadırlar.. Kur'an, ölülere okunacak bir kitap olmaktan çıkarılmadığı ve kılıflarda tozlanmaya terk edildiği müddetçe, onlar rahattırlar.. Lakin, bugün biliyoruz ki Kur'an'ı okumak da yetmemektedir.. En güzel şekilde pratik etmekle yükümlüyüz onu..Batılı bilim adamları ve araştırmacılar dahi, Kur'an'daki birçok gerçeğin asırlar evvelden insanlığa bildirildiğini söylüyorlar, bilimin Kur'an'ı doğruladığını dile getiriyorlar.. Batılı dahi bizden daha çok araştırmakta ve bilimsel çalışmaları için faydalanmaktadır Kur'an'dan.. Bizler ise, bizlerden beslendikleri kaynaklarla edindikleri gerçekleri onlardan alıyoruz.. Marifet, o yüce kitaba çok farklı gözle bakabilmekte.. Biz bu bakışı kazanamadığımız müddetçe de dünyada zillete, ahirette de Kur'an'ın şefaatine değil şikayetine düçar olacağız demektir..Rahman c.c yar ve yardımcımız olsun inşallah..Allah c.c razı olsun deeğrli ablam..Paylaşımlarınızı severek okuyorum, Rabbimiz c.c daimi eylesin, tesirli kılsın her birini inşallah..Dualarımla birlikte En Emin'e emanetimsiniz.B)

Aleykümselam kalbi güzel kardeşimB) ALLAH c.c.sizden de razı olsun...
emeğine,yüreğine sağlık çok güzel yorum yapmışsın (MAŞALLAH) beğeniyle okudum...ALLAH c.c. yar ve yardımcımız olsun...AMİN...AMİN...AMİN...
RABBİM KUR'AN 'IN ŞEFAATİNDEN MAHRUM BIRAKMASIN...İNŞALLAH...
düşünceniz içinde teşekkür ederim güzel kardeşim...
ALLAH c.c. emanet olun...selam ve dua ile...
selametle İNŞALLAH...B)
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38

Esselamun aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü.
Allah razı olsun kardeşim,


"Allahû Teâla (cc)'nın indirdiği hükümlerle hükmedilmesi esastır... İslâm fıkhında hakimiyet ve iktidar kavramları; birbirleriyle ilgili olmakla beraber, farklı mahiyete haizdirler.

Hakimiyet kayıtsız ve şartsız Allahû Teâla (cc)'ya aittir. Hakim-i mutlak olan O'dur. Müslümanlar namazlarını edâ ettikten sonra; "Lehûl Mulk (hakimiyet o'nundur) ve lehû'l Hamd" diyerek, bunu ikrar ederler.

İktidar kavramı ise, Allahü Telâla'nın (cc) halifesi olan insanlara ait fiilleri ifade için kullanılabilir. Hilâfet rejiminin hedefi, insanoğlunun hem bu dünya, hem ahiret aleminde saadetine vesile olmaktır. Günümüzde insanların hevâlarından kaynaklanan ideolojiler, yeryüzüne hakim olma ihtirasına kapılmışlardır. Bunun getirdiği fitne ve fesad, bütün şiddetiyle sürmektedir. Hesap gününe hazırlanan mü'minlerin; Allahû Teâla (cc)'nın indirdiği hükümleri (hakikati ve adaleti) bir kenara bırakıp, müstekbirlerin ideolojilerine hizmet etmeleri caiz değildir."

"Kur'an-ı Kerim'de Resûl-i Ekrem (sav)'e hitaben: "(Ve şu emri indirdik) insanlar arasında, Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmet!.. Sakın onların (insanların) heva ve heveslerine uyma" (El Maide Sûresi: 49) hükmü beyan buyurulmuştur.

Yeryüzünde Allahû Teâla'nın (cc) indirdiği hükümlerle mi, yoksa insanların hevalarından kaynaklanan ideolojilerle mi hükmedilecektir? Bu suale verilecek cevap, Hz. Adem (as)'dan itibaren devam eden mücadelenin keyfiyetini belirleme açısından önemlidir. Halbuki biz biliyoruz ki, 'Allahû Teâla (cc)'nın mülkünde, O'nun verdiği rızıklarla hayatını devam ettiren her insan; İslâm ahkâmına teslim olmak borcundadır. Allah'ın (cc) hükümlerine mukabil olmak ve onların yerine geçmek üzere; insanların hüküm icad etmesi caiz olmadığı gibi, küfür ahkamına razı olmaları da caiz değildir.

Resûl-i Ekrem (sas)'in: "Nefsim yed-i kudretinde olan Allahû Teâla (cc)'ya yemin olsun ki, arzusunu İslâm'a tabi kılmayan kimse iman etmiş olmaz" buyurduğu bilinmektedir. Allahû Teâla (cc)'nın mülkünde küfür ahkamı ile hükmetme hakkı hiç kimseye tanınmamıştır. Molla Hüsrev: "Siyerû'l ecnas'ta kaydedildiğine göre; "bir kimse başkasına küfür (ahkamı) ile emretmek için azmeylese, sırf bu azmi sebebiyle kafir olur. Şayed bu kimse kelime-i küfrü konuşsa ve bir cemaat de o konuşanın sözünü kabul eylese, o cemaatin hepsi kafir olur" hükmünü zikretmektedir."

"Yeryüzünde heva ve heveslerine kapılarak; Allahû Teâla (cc)'nın indirdiği hükümlere karşı ayaklanan (Tuğyan eden) her gücün tek ismi vardır: Tağut!.. Hz. Adem (as)'dan itibaren bütün Peygamberler insanları; Tağuti güçlere karşı cihad etmeye davet etmişlerdir. Tevhid mücadelesinin temeli budur.

Nitekim Allahû Teâla (cc): "Andolsun ki biz her kavme: "Allah'a ibadet edin, Tağut'a kulluk etmekten kaçının" diye (tebligat yapması işin) bir peygamber göndermişizdir" (En-Nahl Sûresi: 36) hükmünü beyan buyurmuştur. Tağuti güçlerle işbirliği yapan ve onların iktidarlarını, İslâm dinini istismar ederek ayakta tutmaya çalışan "Bel'am" tipli kimseler; mü'minlerin en büyük düşmanlarıdır."

Bu tesbitlerde de görülüyor ki "Hakimiyet kayıtsız ve şartsız Allah 'a aittir"


Kaynak Kitaplar:
Eski Anayasa Hukukumuz Ve İslam Anayasası-Prof. Dr. Ahmed Akgündüz
Emanet ve Ehliyet-Yusuf Kerimoğlu
İbn-i Kesir-Tefsirû'l Kur'an'il Azim
Molla Hüsrev-Dürerû'l Hükkam fi Şerhi Gureri'l Ahkam



Selam ve baki dua ile kalın.

93270140eb0.gif
97906724wb4.gif

 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
46
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com

Esselamun aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü.
Allah razı olsun kardeşim,


"Allahû Teâla (cc)'nın indirdiği hükümlerle hükmedilmesi esastır... İslâm fıkhında hakimiyet ve iktidar kavramları; birbirleriyle ilgili olmakla beraber, farklı mahiyete haizdirler.

Hakimiyet kayıtsız ve şartsız Allahû Teâla (cc)'ya aittir. Hakim-i mutlak olan O'dur. Müslümanlar namazlarını edâ ettikten sonra; "Lehûl Mulk (hakimiyet o'nundur) ve lehû'l Hamd" diyerek, bunu ikrar ederler.

İktidar kavramı ise, Allahü Telâla'nın (cc) halifesi olan insanlara ait fiilleri ifade için kullanılabilir. Hilâfet rejiminin hedefi, insanoğlunun hem bu dünya, hem ahiret aleminde saadetine vesile olmaktır. Günümüzde insanların hevâlarından kaynaklanan ideolojiler, yeryüzüne hakim olma ihtirasına kapılmışlardır. Bunun getirdiği fitne ve fesad, bütün şiddetiyle sürmektedir. Hesap gününe hazırlanan mü'minlerin; Allahû Teâla (cc)'nın indirdiği hükümleri (hakikati ve adaleti) bir kenara bırakıp, müstekbirlerin ideolojilerine hizmet etmeleri caiz değildir."

"Kur'an-ı Kerim'de Resûl-i Ekrem (sav)'e hitaben: "(Ve şu emri indirdik) insanlar arasında, Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmet!.. Sakın onların (insanların) heva ve heveslerine uyma" (El Maide Sûresi: 49) hükmü beyan buyurulmuştur.

Yeryüzünde Allahû Teâla'nın (cc) indirdiği hükümlerle mi, yoksa insanların hevalarından kaynaklanan ideolojilerle mi hükmedilecektir? Bu suale verilecek cevap, Hz. Adem (as)'dan itibaren devam eden mücadelenin keyfiyetini belirleme açısından önemlidir. Halbuki biz biliyoruz ki, 'Allahû Teâla (cc)'nın mülkünde, O'nun verdiği rızıklarla hayatını devam ettiren her insan; İslâm ahkâmına teslim olmak borcundadır. Allah'ın (cc) hükümlerine mukabil olmak ve onların yerine geçmek üzere; insanların hüküm icad etmesi caiz olmadığı gibi, küfür ahkamına razı olmaları da caiz değildir.

Resûl-i Ekrem (sas)'in: "Nefsim yed-i kudretinde olan Allahû Teâla (cc)'ya yemin olsun ki, arzusunu İslâm'a tabi kılmayan kimse iman etmiş olmaz" buyurduğu bilinmektedir. Allahû Teâla (cc)'nın mülkünde küfür ahkamı ile hükmetme hakkı hiç kimseye tanınmamıştır. Molla Hüsrev: "Siyerû'l ecnas'ta kaydedildiğine göre; "bir kimse başkasına küfür (ahkamı) ile emretmek için azmeylese, sırf bu azmi sebebiyle kafir olur. Şayed bu kimse kelime-i küfrü konuşsa ve bir cemaat de o konuşanın sözünü kabul eylese, o cemaatin hepsi kafir olur" hükmünü zikretmektedir."

"Yeryüzünde heva ve heveslerine kapılarak; Allahû Teâla (cc)'nın indirdiği hükümlere karşı ayaklanan (Tuğyan eden) her gücün tek ismi vardır: Tağut!.. Hz. Adem (as)'dan itibaren bütün Peygamberler insanları; Tağuti güçlere karşı cihad etmeye davet etmişlerdir. Tevhid mücadelesinin temeli budur.

Nitekim Allahû Teâla (cc): "Andolsun ki biz her kavme: "Allah'a ibadet edin, Tağut'a kulluk etmekten kaçının" diye (tebligat yapması işin) bir peygamber göndermişizdir" (En-Nahl Sûresi: 36) hükmünü beyan buyurmuştur. Tağuti güçlerle işbirliği yapan ve onların iktidarlarını, İslâm dinini istismar ederek ayakta tutmaya çalışan "Bel'am" tipli kimseler; mü'minlerin en büyük düşmanlarıdır."

Bu tesbitlerde de görülüyor ki "Hakimiyet kayıtsız ve şartsız Allah 'a aittir"


Kaynak Kitaplar:
Eski Anayasa Hukukumuz Ve İslam Anayasası-Prof. Dr. Ahmed Akgündüz
Emanet ve Ehliyet-Yusuf Kerimoğlu
İbn-i Kesir-Tefsirû'l Kur'an'il Azim
Molla Hüsrev-Dürerû'l Hükkam fi Şerhi Gureri'l Ahkam



Selam ve baki dua ile kalın.

93270140eb0.gif
97906724wb4.gif


Vealeykümselam değerli kardeşim ALLAH c.c. razı olsun...İNŞALLAH
emeğinize sağlık bu güzel katkınız için teşekkür ederim
ALLAH c.c. emanet olun...selam ve dua ile...İNŞALLAH...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt