Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Allah’a İbadette Samimiyet (3 Kullanıcı)

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
İnsanı iyiliğe, güzel ahlâka, ibadete ve her türlü hayra sevk eden en önemli âmil muhabbetullahtır (Allah sevgisi). Muhabbetullah hakkında bazı ayetler şu şekildedir:

“Allah onları, onlar da Allah’ı severler” (Maide: 56).

“İman edenlerin Allah’a sevgisi ise sağlamdır” (Bakara: 165).

Allah sevgisi, imanın kemal derecesidir. Peygamberimiz “Allah ve Resulü, kişiye başkalarından daha sevimli olmadıkça, iman etmiş olmaz” (Buharî–Müslîm) buyurmuştur.

Muhabbetullah yoluyla kul, Allah’ın ahlâkı ile ahlâklanır ve güzel vasıflarla donanır. İbadet bu gibi insanlar için bir vazife değil, zevk ve huzur vesilesidir. Sabır, şükür, kanaat, merhamet, tevazu, tevekkül, rıza vb. bütün ahlâkî faziletler bu kimselerin hâli olur. Çile ve meşakkatlere sabreder ve Allah’ın hükmüne rıza gösterir.

Kaza ve kadere rıza göstermek Allah sevgisinin en bâriz işaretlerindendir. Bu kimseler hakkında Cenab–ı Hak, “Allah onlardan razıdır, onlar da Allah’tan razıdırlar” (Beyyine: 8) buyurmuştur.

Allah sevgisinin diğer bir işareti de O’nun Resulü Hz. Muhammed’i (sav) sevmek ve O’na muhabbet beslemektir.

Bedevî’nin biri Resul–i Ekrem’e gelerek kıyametin ne zaman kopacağını sorduğunda Resulûllah, “Kıyamet için ne hazırladın?” diye sorar. Bedevî, “Öyle fazla namaz kılmış ve oruç tutmuş değilim ancak Allah ve Resulü’nü severim” der. Bunun üzerine Peygamberimiz, “Kişi sevdiği ile beraberdir” (Buharî–Müslîm) buyurmuştur.

Yine bu mânâdaki bir hadis–i şerif şu şekildedir:

“Allah–ü Teala’nın size verdiği sayısız nimetler için O’nu seviniz. Beni de Allah sevdiği için seviniz” (Tirmîzî).

Allah’ın Resulü, sevgilisi ve dostu olduğu için Resulûllah (sav)’i sevmek de bir ibadettir; muhabbetullahın bir gereğidir.

Kulun Allah sevgisine ulaşmasının ve muhabbetullahı hâl edinmesinin yolu farzları yerine getirmek ve nafile ibadetlere devam etmektir. Nitekim bir Hadis–i Kudsî’de Allah (cc):

“Kulum nafile ibadetlerle durmadan bana yaklaşır. Ve Ben de onu severim. Onu sevdiğim zaman, işiten kulağı, gören gözü ve konuşan dili olurum” buyurmuştur (Buharî).

Bu itibarla ibadetler, kulu Allah’a taşıyan birer Burak hükmündedir. Allah’ın kulunu, kulun da Allah’ı sevmesinin, insanın muhabbeti hâl edinebilmesinin ve ömrünü bu şekilde geçirmesinin yegâne yolu bilhassa nafile ibadetlere devam etmekten geçer.
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
”Zikrullah kulun Allah’a olan muhabbetinin ilanı mahiyetindedir”.
”Kullarımdan velilerim, yarattıklarımdan sevdiklerim Beni zikredenlerdir ki, zikirlerine karşılık Ben de onları zikrederim” buyrulmaktadır.

Peygamberimiz (sav), ”Size hayırlı olanlarınızı haber vereyim mi?” diye sordu. ”Evet ya Rasulallah haber ver“d ediler. Peygamberimiz (sav), ”Sizin hayırlı olanlarınız onlardır ki; kendileri görüldükleri zaman yüce Allah hatırlanır, anılır.”

Zorlukları aşmak için sabır gerekiyor, sabretmek için de güçlü bir imana erişmek… Güçlü bir imana erişmek için dua etmek, dua etmek için de samimi olmak, ihlasa erişmek gerekiyor.

Allah (cc) zorlukları kolaylıklara tebdil eylesin. Amin...
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Tasavvufta “hayat bir kemale erme sürecidir” deniyor. Bu süreçte Allah (cc) bizleri darlıklarla, zorluklarla da sınayabilir, genişliklerle, güzelliklerle de deneyebilir. Her halukarda rızaya ulaşabilmek için önce bizlerin Allah’tan razı olmamız gerekiyor. Allah’a olan sevgimiz O’ndan razı olmamızı kolaylaştıracaktır. Allah’ı çok sevmek için de O’nu çok anmaya ihtiyacımız olduğu bir hakikattir.

Yunus (as) balığın karnında zorluklar içinde iken zikrini doruk noktaya çıkarıyor. Bu zikir sayesinde hem kendine teselli veriyor hem de Yaratan’ın merhametini üzerine çekiyor. Sonunda da selamete eriyor. Zikretmeden sabretmek gerçekten çok zor.

“Kulum Beni anmak için dudaklarını kıpırdattığında Ben onunla beraberim” diye buyrulmuyor mu?
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Resulullah (sav) buyurdu ki, "Amellerinizin en hayırlısı, Rabbınızın katında en temiz derecelerinizi en çok yükselten, sizin için altın ve gümüş infak etmenizden ve düşmanla muharebeden daha hayırlı amel. Allah’ı zikretmektir”


Cenâb-ı Hakk (c.c.) Kur’ân’da: “Onlar (mü’minler) ayakta iken, otururken ve yatarken (daima) Allah’ı zikrederler” ve “Nice adamlar vardır ki, hiç bir ticaret, hiçbir alışveriş onları zikrullahtan alıkoymaz” buyurmaktadır. Resulullah Efendimiz (sav), bu emir ve sıfatların en canlı timsâli idiler. Hz. Âişe -radıyallahu anha-vâlidemiz, bize Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in, hayâtları boyunca hiç bir an Hakk’ı zikir ve tesbihten hiçbir vakit geri kalmadıklarını haber veriyor. Her an Allah ile beraber bulunuyorlardı. Otururken, yatarken, yürürken, uyurken, abdest alırken, seyahat ederken, evinden çıkarken, mescide giderken, düşmanla mücâdele ederken dâima Allah’ı zikreder, dâima O’nun adını anarlardı.

Allah’ın Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-, insanları zikre teşvik ederek şöyle buyururdu:
“Amellerinizin en hayırlısı, Rabbınızın katında en temiz derecelerinizi en çok yükselten, sizin için altın ve gümüş infak etmenizden ve düşmanla muharebeden daha hayırlı amel. Allah’ı zikretmektir”.

Ebû Said el-Hudrî, Resulullah’a (sav) sordu: "Yâ Resûlallah, kıyamet günü Allah katında derecesi en üstün olan kullar kimlerdir?"

Allah Rasûlü şöyle buyurdular: "Allah’ı çok zikredenler". Allah’ın Rasûlü için zikirler meşgul olmak insanları esaretten kurtarmaktan daha hoştu. Nitekim Resulullah Efendimiz (sav): “Allah’ı zikre oturup güneş doğuncaya kadar O’nu tek bir tahmid, teşbih ve tehlil etmek, bana İsmail evlâdından iki veya daha çok köleyi âzâd etmekten daha sevgilidir” buyurmuştur.
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
“Bir topluluk kendilerindeki özellikleri değiştirinceye kadar Allah onlarda bulunanı (güzel nimetleri) değiştirmez.” (Rad, 11)

İnsan, insan olması nedeniyle ağır sorumluluklar altındadır ancak Allah–ü Teala bu sorumlulukları ona kolaylaştırır. Yeter ki insan iyi bir kul olmak istesin. Kulluk gibi insana zevk ve şevk veren başka ne vardır? Kulluğumuzu tam olarak idrak edebilmek için fani bir varlık oluşumuzu sık sık tefekkür etmemiz gerekiyor. Fanilik şuurunu kazandığımız zaman kulluk şuurunu da kazanmış oluyoruz.

Şöyle bir düşünürsek, insanın bir gün ölerek Rabbine kavuşması bu dünyadaki bütün zevklerin fevkinde olan bir haldir. İnsan ibadet ederek halini düzeltir, hali düzeldikçe ibadetlerden aldığı hazda bir artış olur. İnsan yolda yürürken bu kadar haz alır, mes’ud olursa menzile vardığında yani Rabbine kavuştuğunda kim bilir ne güzelliklerle karşılanacaktır. İşte bunları bir şekilde fark eden insana verilen sorumluluklar kolaylaştırılır. Her ibadet bizleri Allah’a yaklaştıran bir Burak hükmündedir ve bunu bu şekilde algılayabilmek için ilim öğrenmeye ihtiyacımız olduğu bir gerçektir. Eğer ilim öğrenirsek bazı şeylerin hakikatine erebildiğimiz için ibadetler daha çok manevi zevk verir.

“Her kim Allah’ın emir ve yasaklarına saygı gösterirse bu, Rabbinin katında kendisi için daha hayırlıdır.” (Hac, 30)

“Eğer siz Allah’a (Allah’ın dinine) yardım ederseniz, O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.” (Muhammed, 7)

Kur’an–ı Kerim’de Alak suresinde şöyle buyrulmaktadır: ”Oku! Kalemle öğreten, insana bilmediğini bildiren Rabbin, en büyük kerem sahibidir.” Şüphesiz ”Okumanın manası kişi Hakkı bilmektir/Çün okudun bilmezsin nice kuru emektir”.
Okumanın gayesi ilim öğrenmektir. Muhyiddin–i Arabi Hz. diyor ki; ”Bil, bul, arif olmaya çalış.”

Bir şeyi hakikatini bilerek yapmak vardır, bir de bilmeden yapmak vardır.
Bizler bilerek ibadet edenlerden, kul olanlardan olalım.
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
“Ey huzur içinde olan nefs! O senden, sen de O’ndan hoşnut olarak Rabbine dön. Ey nefs! İyi kullarımın arasına katıl ve cennetime gir!” (Fecr, 28–30).

Ne güzel ayetler, ne güzel sözler… Okuyunca insanın içine bir ferahlık geliyor. Keşke biz de bu hitaba muhatap olan kullardan olsak diye içimizden geçiyor.

“Ne çileler verdin ise/Senden bize hediye/Mecnunum kapına geldim/Hak Mevlam diye diye”. Allah’tan razı olursak ancak iyi kulların arasına girebiliyoruz. İyi kulların arasına girmek de cennete girmek gibi bir şey.

Allah (cc) iyiliği yaratmış, iyi insanlar yaratmış. İyi insan olmakla kamil mümin olmak arasında bir paralellik var. Eğer mümin olgun olmayı başarabiliyorsa iyi insan olmayı da başarabiliyor demektir.
Tasavvuf ve mutasavvıflar, iyi insanlar, Allah’ın zikri ile tatmin olmuş gönüller oluşturabilmek için vardır. İyi insan olmak ile Allah’ı çokça anmak arasında da bir paralellik vardır. Allah’ı az anmak bir münafıklık alametidir diye geçer bazı kitaplarda.

Allah’ı çok anmak bir muhabbetullah vesilesidir. Muhabbetullahın göstergesi de Allah’ı çok anmaktır. Allah’ı çok ananlar iyiliklere yakın kötülüklerden uzaktırlar. Çünkü Allah’ı çok ananlar O’nun ahlakı ile ahlaklanma eğilimindedirler.

İhsana ulaşabilmek için de zikrullaha ihtiyaç vardır. “İhsan, Allah’a, O’nu görüyormuşsun gibi ibadet etmendir. Zira sen O’nu görmüyorsan da O seni görüyor”.

Rahmetli Celal Mısır Hocamız “İhsan ve zikir” adlı makalesinde şöyle demektedir; ”İhsan ve zikrullah tasavvufu ifade etmekle, kalbe taalluk eden ve nakli delillerle sabit olan iki asli unsurdur ki, ahrette fayda verecek selim kalp ancak bu iki mefhumun ruhuna inmekle elde edilir.
Amellerin makbuliyeti kalbin huzur, sükun ve selametine bağlı olduğuna göre ruh terbiyesi için kalbin tasfiyesi ve tezkiyesinin önemi açıktır.” Kalbin tasfiyesi, kalbin temizlenmesi ve saflaştırılması, tezkiye ise temize çıkarma ve ayıplardan temizleme anlamına geliyor.

İnşallah bizler de nefsimizi tezkiye ederek selim kalbe ulaşabiliriz.
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Bizi son nefesimizde hâl ve kâl bakımından Lâ ilâhe illâllah ehlinden eylemesini Allah'tan dileriz. Bizi zâhir ve bâtında bu mübarek sözü söyleyenlerden kılmasını rahmetinden niyaz ederiz ve bizde bu hâlin dünyaya vedâ edinceye kadar devam edip dünyaya iştiyak gözüyle iltifat etmemeyi, aksine dünyadan kaçınıp Allah Teâlâ'nın mülâkatına lâyık bulunanlardan eylemesini Allah Teâlâ'dan talep ederiz. Çünkü Allah ile mülâkatı seven bir kimsenin mülâkatını Allah da sever. Kim Allah'ın huzuruna varmaktan hoşlanmazsa, Allah da onun kendisine gelmesinden hoşlanmaz.
 

elifeslem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Nis 2010
Mesajlar
682
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAHIN ADIYLA,

Selamın Aleyküm ve Rahmetullah ve Berekatüh,Allah razı olsun kardeşim.Emeğinize sağlık.Tüm yazdıklarınıza ve dualarınıza canı gönülden AMİN,AMİN,AMİN diyorum.Allah cumlemizi halis,takva sahibi,ihlaslı,razı olacağı kullardan eylesin.AMİN...

SELAM VE DUAYLA KALALIM ALLAHA EMANET OLALIM İNŞAALLAH
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Allah’a İbadette Samimiyet



Yüce Allah Kuran’da şöyle beyan eder; “Kim Rabbine kavuşmayı arzu ederse salih amel işlesin ve Rabbine (yaptığı) ibadete hiç kimseyi ortak etmesin!” (Kehf/110).

Hasan Basrî’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:
Allah’ın kendisine ilim verdiği kişiye Allah Teâlâ sorar:
- Öğrendiğinle ne yaptın?
-Yâ Rab! Onunla gece gündüz sana ibadet ettim.
- Yalan söylüyorsun!
Melekler de “Yalan söylüyorsun! Bilakis sen onunla ‘Filan adam âlimdir’ dedirtmek istedin. Zaten öyle de denildi!” derler.
Allah’ın, kendisine mal verdiği kişi... Allah Teâlâ ona da sorar:
- Sana nimet verdim. Onu nasıl kullandın?
- Yâ Rab! O mal ile gece-gündüz sadaka verdim.
- Yalan söylüyorsun!
Melekler de “Yalan söyledin! Bilakis sen onunla ‘Filan adam cömerttir’ dedirtmek istiyordun. Nitekim öyle de denildi” derler.
Allah yolunda öldürülen kişi... Allah Teâlâ ona sorar:
- Sen ne yaptın?
- Yâ Rab! Cihad ile emrolundum ve savaşırken de öldürüldüm!
- Yalan söylüyorsun!
Melekler de “Yalan söylüyorsun; zira senin gayen ‘Filan adam kahramandır’ dedirtmekti. Nitekim dünyada iken böyle denildi” derler. (Müslim, İmam Ahmed, Nesâî).

Hadîsi rivâyet eden Ebu Hüreyre şöyle diyor:
"Sonra Hz. Peygamber baldırlarımın üzerine bir çizgi çekerek şöyle buyurdu:
“Ey Ebu Hüreyre! Bunlar kıyamet gününde kendileriyle cehennem ateşinin ilk tutuşturulacağı mahluklardır” (İhya-ı Ulumuddin)
güncelleme...
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAHIN ADIYLA,

Selamın Aleyküm ve Rahmetullah ve Berekatüh,Allah razı olsun kardeşim.Emeğinize sağlık.Tüm yazdıklarınıza ve dualarınıza canı gönülden AMİN,AMİN,AMİN diyorum.Allah cumlemizi halis,takva sahibi,ihlaslı,razı olacağı kullardan eylesin.AMİN...

SELAM VE DUAYLA KALALIM ALLAHA EMANET OLALIM İNŞAALLAH





Sizlerden de Allah razı olsun.
 

makbergulu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2007
Mesajlar
467
Tepki puanı
0
Puanları
0
RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAHIN ADIYLA,

Selamın Aleyküm ve Rahmetullah ve Berekatüh,Allah razı olsun kardeşim.Emeğinize sağlık.Tüm yazdıklarınıza ve dualarınıza canı gönülden AMİN,AMİN,AMİN diyorum.Allah cumlemizi halis,takva sahibi,ihlaslı,razı olacağı kullardan eylesin.AMİN...

SELAM VE DUAYLA KALALIM ALLAHA EMANET OLALIM İNŞAALLAH

amin.bende ablamın dualarına canı gönülden katılıyorum...paylaşımlarınızı hevesle takip ediyorum.rabbim ilminizi arttırsın inş.
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
İtaatten, ibadetten kaçan insan için, hakikaten kulluk bir azaptır. Ama o zevk–i maneviyeyi tadan için ibadet bir sevdadır.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt