Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

AKŞAMA KADAR YAŞAMAK (3 Kullanıcı)

DIDEM

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Tem 2006
Mesajlar
231
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaşlı bir adam ve genç bir delikanlı bir köşede oturup konuşmaktalar. Önlerinde iyi giyimli bir adam belirir. Genç olanın önüne bir kese altın koyar.
Genç:
- Sağol, paraya ihtiyacım yok.
- Olsun, ben sana veriyorum, ister sen harca, ister fakirere ver.
Genç fazla ısrar etmez. Keseyi alır hemen hepsini ihtiyacı olduğunu bildiklerine dağıtır.
Yaşlı adam aynı akşam genci bir başkasından yardım isterken görür ve sorar:
- Niçin o bir kese altından kendine ayırmadın?
Genç:
-Akşama kadar yaşayacağımı düşünemezdim.
 

duygu-bn

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Ağu 2006
Mesajlar
18
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: AKŞAMA KADAR YAŞAMAK

PAYLAŞIMIN İÇİN SAĞOL ARKADAŞIM EVET KİMSE NEYİN NE OLCAĞINI BİLEMEZ BENDE BİŞEY ANLATMAK İSTEDİM DÜN SABAHA KARŞI BİR ANNENİN FERYATLARIYLA UYANDIK HEPİMİZ KADINCAĞIZ YAVRUMMSEN DAHA MİNİCİKTİN DİYE AĞIT YAKIYODU YAVRUSUNU KAYBEDEN Bİ ANNENİN FERYATLARIYDI BU DAHA 5 YAŞINDAKİNİ OĞLUNU OYUN OYNARKEN DÜŞMESİ SONUCUNDA KAYBETMİŞ BİR ANNENİN İÇİM PARÇALANDI ÇOK KORKTUM İŞTE O ZAMAN ÇOK ÜZÜLDÜM RABBİMDEN O AİLE İÇİN ALLAHTAN SABIR İSTEMEKTEN BAŞKA BİŞEY GELMİYODU ELİMDEN ALLAH YARDIMCILARI OLSUN...ŞİMDİ O MİNİCİK ÇOCUK RABBİMİN CENNETİNE KAVUŞTU BİLİOMUSUNUZ ŞUANDA Bİ SELA SESİ DUYUYORUM BÜYÜK Bİ İHTİMALLE BU ÇOCUĞUN ARTIK O RABBİMİN YANIDA ONUN CENNETİNDE ALLAH GERİDE KALANLARINA SABIR VERSİN ..ARKADAŞLAR SİZİNLE DE PAYLAŞMAK İSTEDİM GÜN GELİCEK BİZDE BU DÜNYADAKİ HAYATIMIZA SON VERİCEZ RABBİM BİZE SON NEFESİMİZDE KELİME ŞEHADET GETİREREK ÖLMEYİ NASİP ETSİN BİZİ DOĞRU YOLDAN AYIRMASIN SELAM VE DUA İLE...
 

aise_sahra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ağu 2006
Mesajlar
97
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: AKŞAMA KADAR YAŞAMAK

amin kardeşim ALLAH imanlı ölmeyi nasip etsin inşaALLAH cümlemize.

kardeşim seninde anlattığın hikaye çok güzel.emeğine sağlık.ALLAH razı olsun selametle...
 

duygu-bn

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Ağu 2006
Mesajlar
18
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: AKŞAMA KADAR YAŞAMAK

CANIM BENİM ALLAH SENDEN DE RAZI OLSUN YALNIZ BENİM ANLATTIĞIM HİKAYE DEĞİL GERÇEK DÜN GECE BÖYLE Bİ OLAY YAŞADIM ONU ANLATMAK İSTEDİM SİZLEREDE ALLAH HEPİMİZİN YAR VE YARDIMCISI OLSUN AMİN
 

ismail fakihullah

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Haz 2006
Mesajlar
280
Tepki puanı
0
Puanları
0
Bir Mektuba Başlanmıştı...

Bir Mektuba Başlanmıştı...

Bir Mektuba Başlanmıştı...
Mehmet SUCU

"Sevgili Saniyeciğim;

Bu mektubu şu çöl akşamında, iki kızımız ve senden uzakta sizleri hayal ederek bitirmek istiyorum..." sözleriyle bir mektuba başlanmıştı.

I. Dünya Savaşı yıllarıydı. Yıl 1915, aylardan ekim, günlerden cumaydı. Yüzbaşı Sermet Fahir Efendinin mektubuydu bu. Sermet Fahir Efendi, 38. Alay 24. Tabur 31. Bölük Kumandanı'ydı. İngilizlerden Mısır'ı ve Kanal’ı geri almak için yola çıkan orduyu kahraman yüzbaşı Anadolu'ya getiriyordu. Vazifesini müdrikti. Kendisine emanet edilen Mehmetleri ailelerine sağ salim teslim etmeliydi. Her Mehmet'in bir bekleyeni vardı. Sermet Fahir de bekleniyordu. Sahralar yağmuru, tohumlar baharı, geceler neharı nasıl beklerse, o da öyle bekleniyordu. Saniye Hanımefendi bekliyordu Sermet Fahir Efendi'yi. Ama o kendini düşünmüyordu. Komutası altındaki Mehmetlerin kurtulmasını, bekleyenlerine kavuşmasını düşünüyordu. Zaman zaman bu zorlu yolculukta pusuya düşürülüyor, her yönden taarruza uğruyorlardı. Kim bilir kaç taarruz püskürttüler, ne zahmetler yaşadılar…

Mukaddes değerlerin korunması/yüceltilmesi misyonu ve tazecik fidanlardan oluşan bir topluluğun mesuliyeti onun omuzlarına yüklenmişti. Hangi vazifenin eri kılınmışsa, onu bihakkın yapmalıydı. Yoksa en ulvî değerler geleceğe nasıl taşınabilir, Hakk'ın hatırı başka türlü nasıl âli tutulabilirdi ki?

Bir avuç aldatılmış bedevinin yol gösterdiği İngilizlerdi, karşılarındaki. Mısır'ı, Süveyş Kanalı'nı almak belli ki tatmin etmemişti onları. Mehmetçiğin Anadolu'ya -Son Karakol'a- ulaşmasına mâni olmak istiyorlardı. Dönüş yolundaki ordu, bu sefer Birüssebi denen mevkide gündüzün kavurucu sıcağı, yerini gecenin ayazına bıraktığı noktada konaklamıştı. Sermet Fahir Efendi bu mola yerinde biraz dinlendikten sonra mektubuna başlamıştı: "Sevgili Saniyeciğim, bu mektubu şu çöl akşamında, iki kızımız ve senden uzakta...." Bu mektupta kin yoktu, sevgi vardı; şikâyet yoktu, metanet vardı; nefret yoktu, hasret vardı; isyan yoktu, rıza vardı. Hakk uğrunda yaşamayı ve ölmeyi, boyunda taşınan ve iki tarafı da kullanılan madalyon gibi kabullenme vardı. Hayatı ölüm kadar reddetme, ölümü hayat kadar yaşanabilir görme anlayışı vardı.

Tam bu sırada Yozgatlı Emir Eri Emin Çavuş çadırdan içeri girdi. Yüzbaşı, başını mektuptan kaldırdı. Elindeki kamış kalemi masaya bıraktı, ne olduğunu sordu. Yozgatlı Emin Çavuş, karşı tepenin ardında hareket eden karaltılar gördüklerini, anlaşılmaz sözler duyduklarını aktardı. Emin Çavuş, komutana, "Müsaade ederseniz bir keşif kolu çıkaralım, etrafı bir kolaçan edelim." dedi. Sermet Fahir Efendi, biraz düşündü. İzin vermedi, veremezdi. Çünkü Emin Çavuş'un, memleketinden baba olduğunu bildiren haberi hatırladı. İzin veremezdi, vermedi. Taze babayla taze bebeyi ayırmayı içine sindiremedi. İhtimal ki "Sen yeni baba oldun, bebenin yüzünü görmeden nereye?" dedi. Başkasını yaşatmak için ölmek hizmetti. Hayatta kalmak ücret olduğu için, hizmette önde ücrette geride kalmak iktiza ettiği için izin veremezdi, vermedi.

Fahir Efendi: "Ben önden gideyim, sen bana birkaç el bombası hazırla. Keşif koluyla siz beni arkadan takip edin." dedi. Karanlık gecede yüzbaşı ve peşindekiler sürüne sürüne karartıların yakınına vardılar. Fahir Efendi elindeki iki bomba ile aşağıdakileri haklayacağını hesapladı. Yüzbaşı, çocukluğundan beri dilinden hiç düşürmediği Âyete'l Kürsi'yi okudu ve ayağa kalkıp el bombasını savurdu. Bir infilak... Bomba hedefini bulmuştu. Diğer bomba sağ elindeydi. Besmele çekip bunu da fırlattı. Bir feryat daha koptu. Yüzbaşı, kum tepesinin dibindeki askerlerine kendisini takip etmeleri için işaret verdi.

Bombası kalmamıştı; ama tabancasında birkaç mermi vardı. Onlar da harcanacaktı. Bir müddet sürünerek hedefe biraz daha yaklaştı. Bu arada düşman da toparlanmıştı. Ortalık birden aydınlandı. Daire şeklinde bir ışık, Sermet Fahir Efendinin bulunduğu tepeciği tarıyordu. Sermet Fahir sağa sola sürünerek ışıktan kurtulmaya çalıştı; ama projektörden kurtulamadı, gözleri kamaşmıştı... Az sonra düşman makineleri üzerine boşaldı. Arkasından bir Kelime-i Şehadet, sonra bir şehit...

....

"Sana mı kıydılar yüzbaşım, hele kurban olayım az dayan, var geliriz yüzbaşım, hele bir dayan, kor muyuz kanını düşman eline." Ses Yozgatlı Emin Çavuş'undur. Emin Çavuş ve arkadaşları kumandanlarının bulunduğu yere vardılar; ama Sermet Fahir Efendi artık askeriyeden terhis olup, şehitler ordusuna katılmıştır.
Sermet Fahir Efendinin ömrü düşmanın imhasını görmeye yetmemişti. Emin Çavuş ve arkadaşları ihtimal ki düşmanı haklamışlardı. Yoksa Emin Çavuş, Sermet Fahir Efendinin mektubunu sahibine nasıl ulaştırıverirdi? Evet, Sermet Fahir Efendi'nin mektubu yarım kalmıştı. Yazdıklarıyla sevdiğine, çocuklarına özlemini dile getirmiş; yazamadıklarıyla, yani yaşadıklarıyla ayrı bir şahsiyet timsali olduğunu ortaya koymuştu. Yaşatmak için yaşamak vardı, hattâ yaşatmak için ölmek... En önemlisi; Sermet Fahir Efendi, Emin Çavuşu bebesine; Emin Çavuş, Sermet Fahir Efendiyi biiznillah Saniye'sine kavuşturdu:


"Sevgili Saniyeciğim;
Bu mektubu şu çöl akşamında, iki kızımız ve senden uzakta, sizleri hayal ederek bitirmek istiyorum. Ve yine istiyorum ki bu mektup hiç bitmesin.."

Saniye Hanımefendi aldı mektubu göğsüne bastırdı; kokladı, öptü, Sermet'inin kokusunu aradı, ağladı ağladı. Onunki ayrı bir destandı. Cephe gerisinde yazılan destanların cephede yazılanlardan farkı yoktu. Bir mektup yarım kalmıştı. Saniye Hanım, senelerce Sermet'ine kavuşacağı anı bekledi. Sevgisi hiç eksilmedi. Seneler sonra kendisiyle görüşen bir yazara, Saniye Hanım şöyle diyordu: "Şehitler ki evliya mertebesindedirler; beyime malum olmuş mektubu bitiremeyeceği... Çavuşu Emin'in bu mektubu bana getirip verdiği altmış yıldan bu tarafa kaç kez okudum, kaç kez ağladım, kaç kez ölüp ölüp dirildim bilemem. Ama ölmedim beyim, Sermet'im hiç yanı başımdan ayrılmadı. -Çamlıca tepelerine dönerek 'İşte' dedi- orada bulutların ötesinde akşama izin verecekler, verecekler ve gelip soframdaki minderine yine bağdaş kuracak. Cepheye gitmeden bir gece evvelki soframızda olduğu gibi…"

Saniye Hanımefendi ile konuşan yazarımızın çok güzel ifade ettiği gibi diyoruz: "Şimdi dostlar, yerinizden doğrulun ve ellerinizi semaya açarak Yüzbaşı Sermet Fahir Efendi'ye, üç milyona yakın şehit ve gaziye vede bu azız vatan ve tum ıslam cografyalarında yıtırdıgımız mukaddes suhedalarımızın ve fahrı kaınat efedımızın ruhu serıflerıne bır fatıha okuyalım . saygıdan ve sevgıdendır . ınsaallah
 

cigdem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 May 2006
Mesajlar
548
Tepki puanı
0
Puanları
0
Akşama Kadar Yaşamak

Akşama Kadar Yaşamak

Mekke...
Yaşli bir adam ve genç bir delikanli bir köşede oturup konuşmaktalar. Önlerinde iyi giyimli bir adam belirir. Genç olanin önüne bir kese altin koyar.
Genç:
- Sağol, paraya ihtiyacim yok.
- Olsun, ben sana veriyorum, ister sen harca, ister fakirlere ver.
Genç fazla israr etmez. Keseyi alir hemen hepsini ihtiyaci oldugunu bildiklerine dagitir.
Yaşli adam ayni akşam genci bir başkasindan yardim isterken görür ve sorar:
- Niçin o bir kese altindan kendine ayirmadin?
Genç:
-Akşama kadar yaşayacagimi düşünemezdim.

kim düşünebilir ki...
 

tween

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ağu 2006
Mesajlar
32
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Akşama Kadar Yaşamak

RE: Akşama Kadar Yaşamak

elinize sağlık
 

sert

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Haz 2006
Mesajlar
2,045
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Konum
İzmir
RE: Akşama Kadar Yaşamak

RE: Akşama Kadar Yaşamak

Anı yaşamak en doğru olanı galiba;hep geleceğe dair planlar yapıyoruz ancak 5dk.sonra ölüp ölmeyeceğimizi yalnızca Alemlerin Rabbi olan ALLAH bilir.
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
RE: Akşama Kadar Yaşamak

RE: Akşama Kadar Yaşamak

:) çok hoş çıkartmamız gereken çok dersler vr galiba. Tarla tarla üstüne koyan, fabrika fabrika üstüne koyan ölünce hepsinin kendine kalacağına inananlara etiket olsun
 

smayl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
10
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Akşama Kadar Yaşamak

RE: Akşama Kadar Yaşamak

--------------------------------------------------------------------------------

Gün ışımamış sabah yakındır… <
<
Yorgunluğun verdiği ağırlıkla hemen uykuya dalmıştı.Bir iniltiyle uyandı adam.Etraf halen karanlıktı. İniltiyi rüya gördüğüne yordu. Dudakları susuzluktan çatlıyordu, öyle susamıştı. Işıkları yakmadan mutfağa gidip suyunu içti ve yatağına döndü. Tam uyumak üzereyken, aynı inleme sesi tekrar kulaklarını tırmalamaya başladı. Ama rüyamıydı uyanık mıydı farkında değildi. Sesin geldiği yöne doğruldu. O an rüyada olduğuna iyice emin oldu. Çünkü duyduğu sesin sahibi evin tek seccadesiydi. <
Adam şaşırdı ve korkulu bir sesle <


-İnleyen sen miydin? <
-Evet dedi seccade <
-Niçin ağlıyorsun? <
Seccade yine içe işleyen bir sesle: <
- Seni uykundan uyandıran susuzluğunu, doyuncaya kadar, su içerek giderdin. Oysa benim susuzluğumu giderecek kimsem yok! <
- Nasıl susarsın, sen canlı bile değilsin dedi adam. <
Seccade: <
- Benim ihtiyacımda bir nevi sudur ama içtiğin değil. Benim susuzluğumu ancak tövbekar kulların gözyaşları giderir. <
- Anlamadım dedi adam meraklı gözlerle seccadeye <
- Ağlarım çünkü Allah’ın kulları; kabrinin aydınlığa ulaşmasını, karanlıklarda kalmamayı, o kutlu günde aydın olmayı isterler. İsterler de bu vakitte kalkıp iki rekat teheccüt namazı kılmazlar. Hep bakarım sana, bir günde kalkıp şükür için iki rekat namaz kılmazsın. <
-Beni rahat bırak deyip döndü adam. <
Seccade devam etti. <
- Ey Allah’ın kulu; bak işte sabah namazının vakti geldi. Ezanlar; namaz uykudan hayırlıdır diye sesleniyor. Ah sabah namazı , ah bu sabah namazı ! Namazlar arasında müstesnadır. Hem kalbe hem de ruha hayat veren bir iksirdir o . Yetmiyor mu ? gece gündüz dünya için koşuşturduğun , Aziz ve Kahhar olan Allah’ın çağrısına neden icabet etmezsin!!! <
Adam iyice sıkılarak: <
-Ey seccadem, beni rahat bırak . Gündüz yeterince yoruluyorum, biraz daha uyuyayım deyip yatağın sıcaklığına bıraktı kendini. <
- Seccade yılmadan adamı uyarmaya ve uyutmamaya uğraşıyordu. <
- Demek ki sen dünyaya ahretten daha çok önem veriyorsun. <
Adam iyice öfkelendi: <
-Yeter artık lütfen konuşma diye bağırdı. <
<
Seccade bu çıkışın karşısında önce sustu. Daha sonra sesini iyice alçaltarak ; <
-Ah o fecir vaktindeki adamlar, ah o fecir vaktindeki adamlar dedi. Sen O nurlu peygamberin bu vakit için neler söylediğini bilmez misin. “Her kim ki güneş doğmadan ve batmadan evvel namazlarını eda ederse ateşe girmeyecek”, “ Ve yine O güzel insan “Kim şu iki namazı (sabah - ikindi veya sabah - yatsı) kılarsa cennete gider.” Ve nihayet “Münafıklara en ağır gelen namaz sabah ve yatsı namazıdır. Onlar ki o iki namazdaki ecri bilselerdi sürüne sürüne giderlerdi…” <
Bunun üzerine adam yatağından doğrulup; <
-Haklısın sabah namazı gerçekten önemli dedi.. <
Seccade: <
-Öyleyse kalk ve namaz kıl dedi.-Yarın inşallah , mutlaka kalkacağım ama bugün çok yorgunum dedi adam. <
Seccade son bir ümitle ; <
-Kişi Salih amellerin ne kadar büyük ecri olduğunu idrak edemezse tüm zamanlarda bu ameller zor gelir. Sorun uyumaksa, kabir de uykudan çok ne var! Gel sözümü dinle Ey Allah’ın Kulu! <
Bu andan sonra adamda tek kelime duyulmadı. Seccade de bir süre sessiz kaldı. Adam uykuya devam etti. <
<
Ama heyhat! Adam ömründeki en uzun uykuyu dalmıştı bile. Seccadenin son sözlerini duyamadı. O an seccade adamın öldüğünü anlayınca kısık bir sesle şunları söylüyordu. <
-Ey tövbesini yarına erteleyen, bilir misin yarına çıkabileceğini !!! <
Ölüm pusuda hep, biz dünya için günah işlerken. Süresi de kısıtlı. Gün gelip atar, farkında olmadan. <




 

Duaa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Tem 2006
Mesajlar
151
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Akşama Kadar Yaşamak

RE: Akşama Kadar Yaşamak

sa.çok düşündürücü bir paylaşım kardeşim rabbim inş bu genc kardeşim gibi düşünmek nasip etsin bu şekilde bizim başımızada gelmiş olsa bende aynı şekilde yapardım diye düşünüyorum belki dünyalık olarak faydasını görmemiş olabilirz ama inş ahirette dünyada elde edemediğimiz harcamayı inş bu şekilde oluşumuzla orda harcarız rabbimin yardımıyla kardeşim allah razı olsun kardeşim.

Duaa ^^^^^^^^^^^^\ ||\
|__EMEĞE SAYGI_| ||´""|""\___
| _____________ l | |__|__|___| )
(****!)!(****)"""""**|(****) (****)****|(****) GÖSTERİLMELİDİR
 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Akşama Kadar Yaşamak

Akşama Kadar Yaşamak

Mekke...
Yaşlı bir adam ve genç bir delikanlı bir köşede oturup konuşmaktalar. Önlerinde iyi giyimli bir adam belirir. Genç olanın önüne bir kese altın koyar.
Genç:
- Sağol, paraya ihtiyacım yok.
- Olsun, ben sana veriyorum, ister sen harca, ister fakirere ver.
Genç fazla ısrar etmez. Keseyi alır hemen hepsini ihtiyacı olduğunu bildiklerine dağıtır.
Yaşlı adam aynı akşam genci bir başkasından yardım isterken görür ve sorar:
- Niçin o bir kese altından kendine ayırmadın?
Genç:
-Akşama kadar yaşayacağımı düşünemezdim.
 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: Akşama Kadar Yaşamak

RE: Akşama Kadar Yaşamak

B)B)
 

istikbal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
1,236
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Uzun ve düşünülmüş yoldan.
AkşAma Kadar YaşAmak

AkşAma Kadar YaşAmak

Mekke...
Yaşlı bir adam ve genç bir delikanlı bir köşede oturup konuşmaktalar.
Önlerinde iyi giyimli bir adam belirir. Genç olanın önüne bir kese
altın koyar.
Genç:
- Sağol, paraya ihtiyacım yok.
- Olsun, ben sana veriyorum, ister sen harca, ister fakirlere ver.
Genç fazla ısrar etmez. Keseyi alır hemen hepsini ihtiyacı olduğunu
bildiklerine dağıtır.
Yaşlı adam aynı akşam genci bir başkasından yardım isterken görür ve
sorar:
- Niçin o bir kese altından kendine ayırmadın?
Genç:
-Akşama kadar yaşayacağımı düşünemezdim.

alıntı
 

xebrarx

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Eyl 2007
Mesajlar
3
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
selamun aleykum msn adresını verısen daha ıyı tanısalım
 

barisyucel

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Eyl 2007
Mesajlar
4
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
bu konuda gercekten onemlı olan kendını dusunmedek baskısını gözetmek dusunmek... bızde kendımızı onların yerıne koyup etrafımızı dusunuyormuyuz acaba ...
 

sisam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Nis 2007
Mesajlar
104
Tepki puanı
0
Puanları
0
selamün aleyküm çok güzel emeğinize sağlık
 

istikbal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
1,236
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Uzun ve düşünülmüş yoldan.
Ve alayküm selam verahmetullahi vebereketuh
Allah c.c. cümlemizden razı olsun kardeşlerim.Hayır ve huzur dolu ramazanlar
Allah c.c. yar ve yardımcınız olsun.Dualarımızda müslüman kardeşlerimizi unutmayalım kardeşlerim.Allah c.c emanet olun...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt