Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

OKYANUSTAN BİR DAMLA.. (2 Kullanıcı)

RECEB-I KAMER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,767
Tepki puanı
72
Puanları
48
Yaş
38
Konum
vakt-i seher
İ’lem eyyühe’l-aziz! Senin iktidarın kısa, bekan az, hayatın mahdut, ömrünün günleri mâdud ve herşeyin fânidir. Öyleyse, şu kısa, fâni ömrünü fâni şeylere sarf etme ki, fâni olmasın.Bâki şeylere sarf et ki, bâki kalsın.

Evet, yaşadığın ömürden dünyada göreceğin istifade ancak yüz sene olur.Bu yüz sene ömrünü yüz tane hurma çekirdeği farz edelim.Bu çekirdekler iska edilip muhafaza edilirse, ilâ-mâşaallah semere verecek yüz tane ağaç olur.Aksi takdirde, ateşe atıp yakmaktan başka bir istifadeyi temin etmez.Kezâlik, senin o yüz senelik ömrün de, şeriat suyu ile iska ve âhirete sarf edilirse, âlem-i bekada ilelebed semerelerinden istifade edeceksin. Binaenaleyh, semeredar yüz tane hurma ağacını terk ve yüz tane çekirdeklerine kanaat ile aldanırsa, o adam, hutameye (Cehenneme) hatab olmaya lâyıktır.

Mesnevi-i Nuriye
 

RECEB-I KAMER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,767
Tepki puanı
72
Puanları
48
Yaş
38
Konum
vakt-i seher
Şu kâinatın Sahip ve Mutasarrıfı, elbette bilerek yapıyor ve hikmetle tasarruf ediyor ve her tarafı görerek tedvir ediyor ve herşeyi bilerek, görerek terbiye ediyor ve herşeyde görünen hikmetleri, gayeleri, faideleri irade ederek tedvir ediyor.

Madem yapan bilir, elbette bilen konuşur.

Madem konuşacak; elbette zîşuur ve zîfikir ve konuşmasını bilenlerle konuşacak.

Madem zîfikirle konuşacak; elbette zîşuurun içinde en cemiyetli ve şuuru küllî olan insan nev’iyle konuşacaktır.

Madem insan nev’iyle konuşacak; elbette insanlar içinde kàbil-i hitap ve mükemmel insan olanlarla konuşacak.

Madem en mükemmel ve istidadı en yüksek ve ahlâkı ulvî ve nev-i beşere muktedâ olacak olanlarla konuşacaktır. Elbette, dost ve düşmanın ittifakıyla, en yüksek istidatta ve en âli ahlâkta ve nev-i beşerin humsu ona iktidâ etmiş ve nısf-ı arz onun hükm-ü mânevîsi altına girmiş ve istikbal onun getirdiği nurun ziyasıyla bin üç yüz sene ışıklanmış ve beşerin nuranî kısmı ve ehl-i imanı mütemadiyen günde beş defa onunla tecdid-i biat edip ona dua-yı rahmet ve saadet edip ona medih ve muhabbet etmiş olan Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm ile konuşacak ve konuşmuş; ve resul yapacak ve yapmış; ve sair nev-i beşere rehber yapacak ve yapmıştır.

Mektubat

 

RECEB-I KAMER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,767
Tepki puanı
72
Puanları
48
Yaş
38
Konum
vakt-i seher
Diyebilirsin; "Benim Rabb-i Rahimim, dünyayı bana bir hane yaptı; ay ve güneşi o haneme bir lamba ve baharı bir deste gül ve yazı bir sofra-i nimet ve hayvanı bana hizmetkar yaptı; ve nebatatı, o hanemin zinetli levazımatı yapmıştır."

Sözler
 

RECEB-I KAMER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,767
Tepki puanı
72
Puanları
48
Yaş
38
Konum
vakt-i seher
İ’lem eyyühe’l-aziz! Hiçbir insanın Cenab-ı Hakka karşı hakk-ı itirazı yoktur. Ve şekva ve şikayete de haddi yoktur. Çünkü, şikayet eden ferdin hilaf-ı hevesini iktiza eden, nizam-ı alemde binlerce hikmet vardır. O ferdi irza etmekte, o bin hikmetin iğdabı vardır. Bir ferdi razı etmek için bin hikmet feda edilemez.
"Eğer hak onların keyiflerine tabi olsaydı, gökler ve yer hep fesada uğrardı." Mü’minün Süresi, 23:71.

Eğer her ferdin keyfine göre hareket edilirse, dünyanın nizam ve intizamı fesada gider.
Ey müteşekki! Sen nesin? Neye binaen itiraz ediyorsun? Cüz’i hevesini külliyat-ı kainata mühendis mi yapıyorsun? Kokmuş olan zevkini nimetlerin derecelerine mikyas ve mizan mı yapıyorsun? Ne biliyorsun ki, zannettiğin nimet nikmet olmasın? Senin ne kıymetin var ki, sineğin kanadına müvazi olmayan hevesini tatmin ve teskin için felek çarklarıyla hareketten teskin edilsin?
 

RECEB-I KAMER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,767
Tepki puanı
72
Puanları
48
Yaş
38
Konum
vakt-i seher
Evet, hiç mümkün müdür ki, insan, umum mevcudât içinde ehemmiyetli bir vazifesi, ehemmiyetli bir istidadı olsun da, insanın Rabbi de insana bu kadar muntazam masnuâtıyla kendini tanıttırsa, mukabilinde insan İmân ile Onu tanımazsa; hem, bu kadar rahmetin süslü meyveleriyle kendini sevdirse, mukabilinde insan ibâdetle kendini Ona sevdirmese; hem, bu kadar bu türlü nimetleriyle muhabbet ve rahmetini ona gösterse, mukabilinde insan şükür ve hamd ile Ona hürmet etmese, cezasız kalsın, başıboş bırakılsın, o izzet, gayret sahibi Zât-ı Zülcelâl, bir dâr-ı mücâzât hazırlamasın?
Hem, hiç mümkün müdür ki, o Rahmân-ı Rahîmin kendini tanıttırmasına mukabil, İmân ile tanımakla ve sevdirmesine mukabil, ibâdetle sevmek ve sevdirmekle ve rahmetine mukabil şükür ile hürmet etmekle mukabele eden mü'minlere bir dâr-ı mükâfatı, bir saadet-i ebediyeyi vermesin?
 

RECEB-I KAMER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,767
Tepki puanı
72
Puanları
48
Yaş
38
Konum
vakt-i seher
"Demek, şu saltanat sahibinin pek büyük bir keremi, pek geniş bir merhameti var. Hem pek büyük izzeti, pek celâlli bir haysiyeti, namusu vardır."
"Halbuki kerem ise, in'âm etmek ister. Merhamet ise ihsansız olamaz. İzzet ise gayret ister. Haysiyet ve namus ise, edepsizlerin tedibini ister. Halbuki şu memlekette o merhamet, o namusa lâyık binden biri yapılmıyor. Zalim izzetinde, mazlum zilletinde kalıp buradan göçüp gidiyorlar."


"Demek bir mahkeme-i kübrâya bırakılıyor.
"

Sözler
 

RECEB-I KAMER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,767
Tepki puanı
72
Puanları
48
Yaş
38
Konum
vakt-i seher
İ’lem Eyyühel-Aziz! Aklı başında olan insan, ne dünya umûrundan kazandığına mesrur ve ne de kaybettiği şeye mahzun olmaz.Zira dünya durmuyor, gidiyor.İnsan da beraber gidiyor.Sen de yolcusun.Bak, ihtiyarlık şafağı, kulakların üstünde tulû' etmiştir.Başının yarısından fazlası beyaz kefene sarılmış.Vücudunda tavattun etmeye niyet eden hastalıklar, ölümün keşif kollarıdır.Maahaza, ebedî ömrün önündedir.O ömr-ü bâkide göreceğin rahat ve lezzet, ancak bu fâni ömürde sa'y ve çalışmalarına bağlıdır.Senin o ömr-ü bâkiden hiç haberin yok.Ölüm sekeratı uyandırmadan evvel uyan!

Mesnevi-i Nuriye

B)B)B)
 

melissa26

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,857
Tepki puanı
18
Puanları
36
Yaş
51
okuyormuşum, Risale-i nurdan cümleler ...Alaaddin başar
burdan anlayabiliyorum ama yinede yudum yudum okuyorum bir satır cümleyi iki sayfada bazen daha fazlada açıklıyor
türkiyede unutmuşum kitabımı , yeniden devam
bu nasıl ? ilk ciltteyim daha
 

RECEB-I KAMER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,767
Tepki puanı
72
Puanları
48
Yaş
38
Konum
vakt-i seher
okuyormuşum, Risale-i nurdan cümleler ...Alaaddin başar
burdan anlayabiliyorum ama yinede yudum yudum okuyorum bir satır cümleyi iki sayfada bazen daha fazlada açıklıyor
türkiyede unutmuşum kitabımı , yeniden devam
bu nasıl ? ilk ciltteyim daha
anladığım kadarıyla bahsettiğiniz kişinin açıklamalarını okuyorsunuz yanılmıyorsam tabiki :)
acizane kanaatim ışığın direkt kendisine müracaat ediniz..illaki diğer kaynaklar da faydalı olacaktır ama risale-i nurlardan herkesin hissesi bir olmaz..açıklama yapan kişinin zihnine gelemeyen manalar sizler,bizler okuyunca açılabilir..hiç okumamaktansa illaki sizin bahsettiğiniz yöntem de güzel ama tavsiyem bu yönde olur..Rabbim layıkıyla okumak,anlamak ve hayatımıza tatbik etmek nasib etsin inşallah..Rabbim muvaffak etsin ablam..internet çok güzel bir kütüphane :)
 

RECEB-I KAMER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,767
Tepki puanı
72
Puanları
48
Yaş
38
Konum
vakt-i seher
Arkadaş! Dünyanın üç vechi vardır:
Birisi: Âhirete bakar.Çünkü onun mezraasıdır.
İkincisi: Esmâ-i Hüsnâya bakar.Çünkü onların mektep ve tezgâhlarıdır.
Üçüncüsü: Kasten ve bizzat kendi kendine bakar.Bu vecihle insanların hevesatına, keyiflerine ve bu fâni hayatın tekâlifine medar olur.
Nur-u imanla dünyanın evvelki iki vechine bakmak, mânevî bir cennet gibi olur.Üçüncü vecih ise, dünyanın fena yüzüdür ki zatî ve ehemmiyetli bir kıymeti yoktur.


Mesnevi-i Nuriye


B)B)B)
 

Kubra :)

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Nis 2013
Mesajlar
47
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
33
okuyormuşum, Risale-i nurdan cümleler ...Alaaddin başar
burdan anlayabiliyorum ama yinede yudum yudum okuyorum bir satır cümleyi iki sayfada bazen daha fazlada açıklıyor
türkiyede unutmuşum kitabımı , yeniden devam
bu nasıl ? ilk ciltteyim daha


Selamun aleykum melisa hanim anladigim kadariyla turkide degilsiniz ama yer turkiye yaziyor
eger yurt disinda iseniz ordan sizin icin sohbetler ayarlana bilir..ama turkide isenizde bende yardici olmaya calisicam..dedigim gibi turkide degilseniz ve gitmek istiyorsaniz konusabilirim...ama sizden ricamdir tam olarak bir cevapp vermenizdir..daha once ayni durum oldu ve abilare cok mahcup oldum..guven konusu yasiyorsaniz bir kac bayanla gidin gozlemleyin..yok gene icinize sinmiyorsa eger evli iseniz esiniz baksin iclerinize siner guvenirseniz bu sohbetlerden rabbimin izni ile fayadalinirsiz....bende elimden geldigince burda size yardimci olmaya calisirim tabi isterseniz..yanliz ben cok fazla giremiyorum benimde risale ve kuran derslerim var cok yoruluyorum bazen..ama yazilarin cogu bende kayitli word seklinde okuduktan sonra kaydederim..siz isterseniz tabi :)
 

Kubra :)

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Nis 2013
Mesajlar
47
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
33
Eğer Allah'ı buldunsa, bütün eşya senindir gör. Sözler - 220
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Ayın En İyi Üyesi
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,255
Tepki puanı
7,607
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
541853_509859255715799_667325875_n.jpg
 

RECEB-I KAMER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,767
Tepki puanı
72
Puanları
48
Yaş
38
Konum
vakt-i seher
"Sizlere müjde! Mevt i'dam değil, hiçlik değil, fena değil, inkıraz değil, sönmek değil, firak-ı ebedî değil, adem değil, tesadüf değil, fâilsiz bir in'idam değil.Belki bir Fâil-i Hakîm-i Rahîm tarafından bir terhistir, bir tebdil-i mekândır.Saadet-i Ebediye tarafına, vatan-ı aslîlerine bir sevkiyattır.Yüzde doksandokuz ahbabın mecma'ı olan âlem-i berzaha bir visal kapısıdır."

Yirmibirinci Mektup
 

melissa26

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,857
Tepki puanı
18
Puanları
36
Yaş
51
Selamun aleykum melisa hanim anladigim kadariyla turkide degilsiniz ama yer turkiye yaziyor
eger yurt disinda iseniz ordan sizin icin sohbetler ayarlana bilir..ama turkide isenizde bende yardici olmaya calisicam..dedigim gibi turkide degilseniz ve gitmek istiyorsaniz konusabilirim...ama sizden ricamdir tam olarak bir cevapp vermenizdir..daha once ayni durum oldu ve abilare cok mahcup oldum..guven konusu yasiyorsaniz bir kac bayanla gidin gozlemleyin..yok gene icinize sinmiyorsa eger evli iseniz esiniz baksin iclerinize siner guvenirseniz bu sohbetlerden rabbimin izni ile fayadalinirsiz....bende elimden geldigince burda size yardimci olmaya calisirim tabi isterseniz..yanliz ben cok fazla giremiyorum benimde risale ve kuran derslerim var cok yoruluyorum bazen..ama yazilarin cogu bende kayitli word seklinde okuduktan sonra kaydederim..siz isterseniz tabi :)
Aleykum selam
Allah razı olsun ince düşüncen için Türkiye de idim , belçika ikinci adresim
izin dersen, izin yok ...kitaba bile dinlermiyim? anlayacağım yerden çabalıyorum işte... sohbet güzel elbet bilen olursa kimseyi dinlemez giderim... benim rastladıgım sohbette kitaptan okuyorlar, konuya vakıf kişiler değil , hiç bilmeyen, hiç kitap açıp okumayanlara hitaplar
öyle olmalı ki, konuya vakıf, dini bilgisi fazla inceliklerden anlayan , bulursam babam olsa durmam:a15:
Yine de düşündüğün için Rabbim senden razı olsun cennetine alsın
 

Kubra :)

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Nis 2013
Mesajlar
47
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
33
Aleykum selam
Allah razı olsun ince düşüncen için Türkiye de idim , belçika ikinci adresim
izin dersen, izin yok ...kitaba bile dinlermiyim? anlayacağım yerden çabalıyorum işte... sohbet güzel elbet bilen olursa kimseyi dinlemez giderim... benim rastladıgım sohbette kitaptan okuyorlar, konuya vakıf kişiler değil , hiç bilmeyen, hiç kitap açıp okumayanlara hitaplar
öyle olmalı ki, konuya vakıf, dini bilgisi fazla inceliklerden anlayan , bulursam babam olsa durmam:a15:
Yine de düşündüğün için Rabbim senden razı olsun cennetine alsın

Anladim peki nasil isterseniz..
Allah sizden de razi olsun boyle guzel duaniz icin..
Rabbim ettiginiz dualarimi butun ummeti muhammed icin (s.a.v) icin kabur buyursun Amiin
selametle kalin:)
 

Kubra :)

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Nis 2013
Mesajlar
47
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
33
"Sizlere müjde! Mevt i'dam değil, hiçlik değil, fena değil, inkıraz değil, sönmek değil, firak-ı ebedî değil, adem değil, tesadüf değil, fâilsiz bir in'idam değil.Belki bir Fâil-i Hakîm-i Rahîm tarafından bir terhistir, bir tebdil-i mekândır.Saadet-i Ebediye tarafına, vatan-ı aslîlerine bir sevkiyattır.Yüzde doksandokuz ahbabın mecma'ı olan âlem-i berzaha bir visal kapısıdır."

Yirmibirinci Mektup
Ölüm, insanları ebedi olarak yok eden bir idam değildir. Ölüm, insanların kaybolup bir daha varlık alemlerine çıkamayacağı bir hiçlik de değildir. Ölüm fanice yaşayıp, bir daha varlık alanına gelememek de değildir. Ölüm, bir daha toplanmamak üzere ceset ve cismin dağılıp sönmesi ve dağılması da değildir. Ölüm, dost ve ahbaplardan ebedi olarak ayrı düşmek de değildir. Ölüm, tesadüfen yok olmak da değildir. Ölüm, kendiliğinden olan ve varlık alemini dağılmaya götüren failsiz bir fiil de değildir.

Ölüm,
her fiilin sahibi olan Allah’ın kasıtlı ve intizamlı olarak yarattığı bir terhistir, bir mekan değişimidir. Yani meşakkatli ve sıkıntılı dünya hayatından, lezzet ve istirahat yeri olan cennete gitmektir. Ölüm, ebedi saadet yurdu olan ve insanın asıl vatanı hükmünde olan cennete bir sevkiyattır.



İnsanın mahiyetine dikkat ile bakıldığında dünya için değil, ahiret için yaratıldığı anlaşılır. Beka aşkı, cami fıtrat, nihayetsiz arzu ve emeller dünya için değil, ahiret içindir. Ölüm, yüzde doksan dokuz, ahbap ve dostların toplandığı berzah alemine açılan bir kavuşma kapısıdır.

Başta İki Cihan Serveri Hazreti Peygamberimiz (asv) ve bütün enbiya ve evliya, kabrin arkası olan berzah aleminde toplanmış, bizi gözlüyorlar. İşte ölümün hakikati budur.

Bu bahis, haşir ve öldükten sonraki hayatı inkar eden kafir ve zındıklara ölümün hakikatini bir ihtardır. Ölümün, zannedildiği gibi karanlık ve hiçlik olmadığının ispatıdır.



 

RECEB-I KAMER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,767
Tepki puanı
72
Puanları
48
Yaş
38
Konum
vakt-i seher
Ölüm, insanları ebedi olarak yok eden bir idam değildir. Ölüm, insanların kaybolup bir daha varlık alemlerine çıkamayacağı bir hiçlik de değildir. Ölüm fanice yaşayıp, bir daha varlık alanına gelememek de değildir. Ölüm, bir daha toplanmamak üzere ceset ve cismin dağılıp sönmesi ve dağılması da değildir. Ölüm, dost ve ahbaplardan ebedi olarak ayrı düşmek de değildir. Ölüm, tesadüfen yok olmak da değildir. Ölüm, kendiliğinden olan ve varlık alemini dağılmaya götüren failsiz bir fiil de değildir.

Ölüm,
her fiilin sahibi olan Allah’ın kasıtlı ve intizamlı olarak yarattığı bir terhistir, bir mekan değişimidir. Yani meşakkatli ve sıkıntılı dünya hayatından, lezzet ve istirahat yeri olan cennete gitmektir. Ölüm, ebedi saadet yurdu olan ve insanın asıl vatanı hükmünde olan cennete bir sevkiyattır.



İnsanın mahiyetine dikkat ile bakıldığında dünya için değil, ahiret için yaratıldığı anlaşılır. Beka aşkı, cami fıtrat, nihayetsiz arzu ve emeller dünya için değil, ahiret içindir. Ölüm, yüzde doksan dokuz, ahbap ve dostların toplandığı berzah alemine açılan bir kavuşma kapısıdır.

Başta İki Cihan Serveri Hazreti Peygamberimiz (asv) ve bütün enbiya ve evliya, kabrin arkası olan berzah aleminde toplanmış, bizi gözlüyorlar. İşte ölümün hakikati budur.

Bu bahis, haşir ve öldükten sonraki hayatı inkar eden kafir ve zındıklara ölümün hakikatini bir ihtardır. Ölümün, zannedildiği gibi karanlık ve hiçlik olmadığının ispatıdır.




''İşte ölümün hakikati budur.''

Selamun aleyküm Allah razı olsun kardeşim..

 

RECEB-I KAMER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,767
Tepki puanı
72
Puanları
48
Yaş
38
Konum
vakt-i seher
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm iddia-yı nübüvvet etmiş, Kur’ân-ı Azîmüşşan gibi bir fermanı göstermiş ve ehl-i tahkikin yanında bine kadar mu’cizât-ı bâhireyi göstermiştir. O mu’cizat, heyet-i mecmuasıyla, dâvâ-yı nübüvvetin vukuu kadar vücutları kat’îdir. Kur’ân-ı Hakîmin çok yerlerinde en muannid kâfirlerden naklettiği sihir isnad etmeleri gösteriyor ki, o muannid kâfirler dahi mu’cizâtın vücutlarını ve vukularını inkâr edemiyorlar. Yalnız, kendilerini aldatmak veya etbâlarını kandırmak için hâşâ sihir demişler.

Evet, mu’cizât-ı Ahmediyenin (a.s.m.) yüz tevatür kuvvetinde bir kat’iyeti vardır. Mu’cize ise, Hâlık-ı Kâinat tarafından, onun dâvâsına bir tasdiktir, sadakte hükmüne geçer. Nasıl ki, sen bir padişahın meclisinde ve daire-i nazarında desen ki, “Padişah beni filân işe memur etmiş.” Senden o dâvâya bir delil istenilse, padişah “Evet” dese, nasıl seni tasdik eder. Öyle de, âdetini ve vaziyetini senin iltimasınla değiştirirse, “Evet” sözünden daha kat’î, daha sağlam, senin dâvânı tasdik eder.


Öyle de, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm dâvâ etmiş ki:

“Ben, şu kâinat Hâlıkının meb’usuyum. Delilim de şudur ki: Müstemir âdetini, benim dua ve iltimasımla değiştirecek. İşte, parmaklarıma bakınız, beş musluklu bir çeşme gibi akıttırıyor. Kamere bakınız, bir parmağımın işaretiyle iki parça ediyor. Şu ağaca bakınız, beni tasdik için yanıma geliyor, şehadet ediyor. Şu bir parça taama bakınız, iki üç adama ancak kâfi geldiği halde, işte, iki yüz, üç yüz adamı tok ediyor.”

Ve hâkezâ, yüzer mu’cizâtı böyle göstermiştir.


Ondokuzuncu Mektup
 

melissa26

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,857
Tepki puanı
18
Puanları
36
Yaş
51
Allah razı olsun , Kubra kardeşim bir solukta okudum, ne güzel ifade edilmiş
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt