Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Allah bizi seviyor mu? (1 Kullanıcı)

Nur_u Secde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
5,186
Tepki puanı
3,544
Puanları
163
Yaş
46
mykabus kardeşim ne demek kusur.bilakis sevinirim.böylece kardeşimizide aydınlatmış oluruz inşallah.
 

Pandora

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eyl 2008
Mesajlar
15
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
30.Ayet - O kâfir olanlar, görmediler mi ki, göklerle yer bitişik bir halde iken biz onları ayırdık. Hayatı olan her şeyi sudan yarattık. Hâlâ inanmıyorlar mı?

33. AYET - Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratan O'dur. Bunların her biri kendi dairesinde dolaşmaktadır.


Örnek verdiğiniz ayetler evrenin yaratılışı ile ilgilidir. Ben Allah’ın evrene müdahale edip etmediğini öğrenmek istemiştim.
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
41
Konum
sakarya
Selamun aleykum.Rabbimizin bizi sevdiğinin en büyük isbatı insan olarak yaratılmamızdır.Bizim bu dünyaya gönderilme gayemiz rabbimizin kendi büyüklüğünü isbat etmek istemesi bence.Bu büyüklük karşısında elbetteki yapacağımız tek şey nasılki bizi doğuran annemizi çok seviyosak dediğinden çıkmıyorsak ;bizi yaradan rabbimizide daha çok sevip emirlerini yapmamızdır.

Emeklerinize sağlıkB)
 
A

Arzu_76

Selamün aleyküm

Rabbim razı olsun sevgili kardeşim yine çok mükemmel bir paylaşımda bulunmuş içim cız etti.

Rabbim sevgini kalplerimizden eksik etme

Dua ile
 

Pandora

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eyl 2008
Mesajlar
15
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Cevabı ben vereyim.

Allah evrene müdahale etmiyor. İyinin mükafatını cennette, kötülerin cezası da cehennemde veriliyor...
 

MyKaBuS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2008
Mesajlar
1,131
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
36

Pandora

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eyl 2008
Mesajlar
15
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
''Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah'ın takdiri(düzenlemesi)dir. Ayın dolaşımı için de konak yerleri (evreler) belirledik. Nihayet o, eğrilmiş kuru hurma dalı gibi olur. Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir. ''

''Biz göğü 'büyük
bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz (onu) genişleticiyiz.''

MyKabus, dediğim gibi diğer verdiğin ayetlerde olduğu gibi yukarıdaki ayetler de evrenin yaratılışı ile ilgilidir. İslam inancına göre evren yaratılmış fakat Allah'ın daha sonra herhangi bir müdahalesi olduğuna dair bir işaret yok. Deprem, sel vb. gibi felaketlere Allah'ın bir müdahalesi söz konusu mudur? Tüm bu felaketler hem insanlığa hem de dünyayı olumsuz etkiliyor. Demek ki doğanın düzenine Allah karışmıyor.
 

MyKaBuS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2008
Mesajlar
1,131
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
36
''Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah'ın takdiri(düzenlemesi)dir. Ayın dolaşımı için de konak yerleri (evreler) belirledik. Nihayet o, eğrilmiş kuru hurma dalı gibi olur. Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir. ''

''Biz göğü 'büyük
bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz (onu) genişleticiyiz.''

MyKabus, dediğim gibi diğer verdiğin ayetlerde olduğu gibi yukarıdaki ayetler de evrenin yaratılışı ile ilgilidir. İslam inancına göre evren yaratılmış fakat Allah'ın daha sonra herhangi bir müdahalesi olduğuna dair bir işaret yok. Deprem, sel vb. gibi felaketlere Allah'ın bir müdahalesi söz konusu mudur? Tüm bu felaketler hem insanlığa hem de dünyayı olumsuz etkiliyor. Demek ki doğanın düzenine Allah karışmıyor.

Tekrardan Merhaba

Sevgili Kardeşim İslam İnancına Göre Evreni ( Gökleri ve Yeri ) Yaratan Allah'dır. Allah Baştan Herşeyi Yaratmıştır. Rüzgarın Oluşumunu, Yağmurun Yağmasını, Depremlerin Meydana Gelmesini vs. Bu Kavram Allah'ın Evrene Sonradan da Müdahale Edebileceğini Gösterir... Şimdi Kardeş Allah'ın Varlığının Evrendeki Hassas Denge ve Tasarımın Ötesinde Daha Çokca Bilimsel Kanıtı Vardır. Materyalist Düşünceye Sahip Olan Bir Adam Canlıların Kökeninin Çözüldüğünü Darwin Teorimi ile Çözüldünü Sanıyor. Veya Avunuyor.. Ama Darwin Artık Çürük Bir Teoridir. Canlıların Kökeninde Bir Tasarım Yapıldığı Somut Tespitlerle İspatlanmıştır. Bu Durum Hem Allah'ın Evreni Kusursuz Bir Şekilde Yarattığını Hemde Yarattığı Bu Evrene Müdahale Ettiğini Bilimsel Açıdan Görüyoruz...

Kürşat

........................
 

Pandora

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eyl 2008
Mesajlar
15
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Darwin, Türlerin Kökeni isimli eserinde canlılığın ortaya çıkışı, türler arasındaki geçişi konu almıştır. Canlılığın ortaya çıkışı da evrenin yaratılışından sonradır.
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
41
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Elbetteki seviyor ama bazı insanlar anlamıyor
"Eğer Allah'ın sizi sevip sevmediğini düşünüyorsanız sizi ne ile meşgul ettiğine bakın"

Bu hadisin açıklaması şu şekilde; eğer günlük hayatta malayani yani boş işlerle meşgul değilseniz hayatınız O'nun istediği şekilde geçiriyorsanız bilinki Allah sizi seviyordur...
Allah sevdiği insanın aklından hiç çıkmaz. Eğer bir insan sürekli Allah'ı düşünüyorsa aklı sürekli Allah'la irtibat halinde ise bu insanın 'Acaba Allah beni seviyor mu?' diye sorması abes olur...

'Madem Allah beni seviyor o halde neden dualarımı kabul etmiyor?'

Soğuk algınılığı olan bir insan doktora gitse, doktor onu muayene etse ve hastaya
-Senin C vitamini almaya ihtiyacın var sana C vitamini yazıyorum. dese
Hastada;
-Yok doktor bey bana sen Avitamini yaz. dese doktorun cevabı;
-Senin A vitaminine değil C vitaminine ihtiyacın var, senin için yararlı olan bu.. olur...

Bu örnekteki gibi insan Allah'tan ısrarla bişeyler ister ama Allah kabul etmez bunun nedeni ya isteğimiz şey bizim için faydalı değildir çünkü biz geleceği göremeyiz ama Allah görür ve istediğimiz şeyin gelecekte bizim için hayırlı olmadığını bilir bu yüzden bizim için faydalı olan duanın kabul olmamasıdır.
Ya da
Allah duamızı kabul etmiştir ama biz yansımasını hemen göremeyiz doğru zamanın gelmesi gerekir.
misal olarak babanızın arabasına bindiniz babanız kontağı çalıştırdı ve siz babanıza
-Baba 5. vitese takarmısın? dediniz. Babanız da size;
-Tamam oğlum dediğini yapacağım ama 5. vitese geçmeden önce 2'ye 3'e 4'e geçmem lazım 5.vitese geçmemin daha zamanı var.. der...


Eğer bu durumların dışında da dualar kabul olmuyorsa kişi Allah'la arasındaki münasebete baksın eminim hatalarını anlayacaktır...


Allahın kapısını ısrarla çalarsa, kapı mutlaka bir gün açılacaktır! O kapı hiç kapanmadı ki açılsın! Evet; sevgilinin kapısı hiç kapanmaz. Zaten kapısı kapanacak sevgili, sevgili değildir. bir sevgili Öyle sevin ki, herkesin kapısı kapandığında bile Onun kapısı açık dursun!​
 

MyKaBuS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2008
Mesajlar
1,131
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
36
Darwin, Türlerin Kökeni isimli eserinde canlılığın ortaya çıkışı, türler arasındaki geçişi konu almıştır. Canlılığın ortaya çıkışı da evrenin yaratılışından sonradır.

Sevgili Arkadaşım

Siz Konu İçinde Konu Açıyorsunuz. Allah'ın Evrene Müdahalesi Sorusuna Yanıtınızı Verdim Ben. Elbette Evrenin Yaradılışından Sonra Hayat Başladı. Evren Yaratıldı. Bugün dünyamızın nasıl meydana geldiği hakkında büyük ansiklopedilerde ve fen adamlarının kitaplarında şu malumat vardır:

(Milyarlarca sene evvel, bütün kâinat [Evren] bir tek parçadan ibaret idi. Bu tekparçanın ortasında birdenbire büyük bir infilak oldu ve bu tek parça
birçok parçalara ayrıldı. Parçaların her biri başka bir cihete doğru
gidiyordu. Nihayet, bu parçaların bazıları birbirleriyle birleşerek
muhtelif seyyareler [gezegenler] ve ayrı ayrı galeksiler [saman
yolları], güneşler ve peykler [aylar] meydana getirdiler. Artık Fezada
[uzayda] bu ilk patlamaya karşı bir mukavemet kalmadığından, bu
seyyareler ve uydular ve bunların içinde bulundukları galeksiler fezada
kendi mahreklerinde [yörüngelerinde] devr etmeye [dönmeye] ve yüzmeye
devam ettiler. Dünya, içinde güneşin de bulunduğu bir galeksidir.
Kâinatta sayılamayacak kadar çok galeksiler vardır. Kâinat, gittikçe
genişleyen bir manzume [sistem]dir. Galeksiler yavaş yavaş dünyadan
uzaklaşmaktadır. Çünkü, Kâinat, genişlemektedir. Bir kere, süratleri
ziyanın süratine varırsa, artık öteki galeksileri görmemize imkan
kalmayacaktır. Şimdiden, daha kuvvetli teleskoplar yapmaya mecburuz.
Zira, bir müddet sonra, onları göremeyeceğimizden korkmaktayız)
diyorlar.

Fen Adamlarına (Bu neticeye ne zaman vasıl oldunuz?) dediğimiz zaman, (Şöyle böyle 50-60
seneden beri, bütün dünya fen adamları bu kanaatlerde birleşmiştir)
demektedirler. 50-60 sene, dünya hayatında çok kısa bir fasıladır.

Şimdi hemen Bu konudaki sana daha önceden de yazmış olduğum ayetelere bakalım bi;

(İnkâr edenler, gökler ve Erd küresi birbirlerine yapışık iken onları ayırdığımızı bilmezler mi?) [Enbiya 30]

(İnkâr edenlere bir delil de, gecedir. Biz, ondan gündüzü sıyırıp çekeriz de
onlar karanlıklara gömülürler. Güneş, kendisi için belirlenen yerde
akar (döner.) [Yasin 37,38]


Demek oluyor ki, Allahü teâlâ,
fen adamlarının ancak 50-60 sene evvel meydana çıkarabildikleri
dünyanın yaratılışını bundan tam 1400 sene evvel insanlara
bildirmiştir.

Şimdi yine fen adamlarına dönelim:

Biyologlar:

(Bugün hayatın nasıl meydana geldiğini şöyle açıklıyoruz: Dünyanın ilk
havasında amonyak, oksijen ve karbonik asit vardı. Yıldırımların
tesirleri ile bunlardan amino-asitler meydana geldi. Milyarlarca sene
evvel, ilk defa su içinde protoplazma husule geldi. Bunlardan ilk
amibler meydana çıktı. Hayat suda başladı. Sudan karaya çıkan canlılar,
havadan amino-asitleri alarak proteinli bünyeler meydana getirdiler.
Görüldüğü gibi, bütün canlılar sudan gelmektedir ve ilk canlılar suda
teşekkül etmiştir) diyorlar.

Şimdi, âyet-i kerimelerde ne buyurulduğuna bakalım:

(İnkâr edenler, bütün canlıları sudan yarattığımızı bilmezler mi?) [Enbiya 30]

(İnsanı sudan [meniden] yaratarak erkek ve kadın akrabalar yapan Allah�tır.) [Furkan 54]

(Yerin yetiştirdiklerinden, insanların kendilerinden ve henüz mahiyetini
bilmedikleri şeylerden bütün çiftleri yaratan Allahü teâlâ her türlü
ayb ve noksandan münezzehdir.) [Yasin 36]


Burada, nebatatı
ve hayvanatı tetkik edenlere ve bunların yanında (Bilmedikleri şeyler)
buyurarak, insanların ancak zamanla ve yavaş yavaş bulabildikleri, atom
enerjisi gibi, yeni kaynakları inceleyen ilim adamlarına imalar,
işaretler vardır. Nitekim âyet-i kerimede mealen buyuruluyor ki:

(Gökleri ve yerleri yaratması, renklerinizin ve lisanlarınızın ayrı olması, Onun varlığının âyetlerinden [işaretlerinden]dir. Doğrusu burada âlimler [anlayış sahipleri] için ibret vardır.) [Rum 22]

Demek
oluyor ki, (lisan ve renk farklarında) henüz bizim bugün daha
bilemediğimiz bazı incelikler vardır. Bunlar zamanla meydana çıkacaktır.

Şimdi,
dünyanın sonu hakkındaki malumatımızı tetkik edelim. Fen adamları,
(Dünyanın muhakkak sonu gelecektir. Nitekim, kâinatta bazen bir seyyare
parçalanıp ortadan kaybolmaktadır. Bizim tetkiklerimize göre, dünyamız,
önceden kati olarak hesap edemediğimiz bir zaman sonra, muvazenesini
kaybederek param parça olacaktır) demektedirler. Halbuki bunu Kur'an-ı
kerim bize 1400 sene evvel bildirmiştir. Âyet-i kerimelerde mealen
buyuruluyor ki:

(Yer dehşetle sarsıldıkça sarsıldığı, yeryüzü ağırlıklarını dışarıya çıkardığı zaman.) [Zilzal 1,2]

(Size, [varlığına ve birliğine delalet eden] âyetlerini,
mucizelerini gösteren, size gökten rızk indiren Odur. Bu âyetlerden,
işaretlerden Allah'a inananlardan başkası ibret almaz.) [Mümin 13]


Buradaki (gökten rızk indiren)
tâbiri, çok kereler Musa aleyhisselam ve kavmi, çölde yolunu kaybettiği
zaman, gökten inen (Kudret helvası) denilen ve bugün de susuz yerlerde
peyda olan Manna adlı şekerli maddeyi işaret olabilir denilmiştir.
Halbuki bu açıklama yanlıştır. Tefsir kitaplarında, âyet-i kerimedeki (Size gökten rızk indiren) mealindeki kısım, (Size gökten rızkınızın sebebi yağmur ve gayrilerini [kar, rutubet] indiren Allahü teâlâdır) şeklinde tefsir buyurulmuştur. Çünkü Allahü teâlâ, bizim rızkımızı hakikaten semadan indirmektedir.

Bunu biraz izah edeyim. Bugün, en büyük fen adamları, dünyada albüminlerin,
proteinlerin nasıl meydana geldiğini şöyle izah etmektedir: (Yağmurlu
günlerde yıldırım ve şimşeklerin tesirleri ile havadaki oksijen ve azot
birleşerek renksiz azot monoksit gazını meydana getirmekte, bu gaz
tekrar oksijenle birleşerek, turuncu renkli azot dioksid, diğer
taraftan yine yıldırım ve şimşeklerin tesiri ile havadaki rutubet ve
azottan, amonyak meydana gelmektedir. Azot dioksid ise, rutubetin
tesiriyle nitrik aside dönüşmekte, bu sefer nitrik asit ile amonyak,
yine havada bulunan karbonik asitle birleşerek amonyum nitrat ve
amonyum karbonat hasıl olmakta, meydana gelen bu tuzlar, yağmurla yer
yüzüne inmektedir. Yer yüzünde bu tuzlar toprakta bulunan kalsiyum
tuzları ile birleşerek kalsiyum nitratı meydana getirmekte, bu tuz da
nebatat [bitkiler] tarafından mass edilerek [emilerek] onların
yetişmesine sebep olmaktadır. Bu nebatatı yiyen insanlarda ve
hayvanlarda, o maddeler muhtelif proteinlere, [ki bunların arasında
albüminler de vardır] tehavvül etmekte ve bu hayvanların etlerini,
sütlerini, yumurtalarını yiyen insanları beslemektedir. O halde,
insanların rızkı, Kur'an-ı kerimde bildirilmiş olduğu gibi, semadan
gelmektedir.)

Son olarak, Kur'an-ı kerimin Muhammed
aleyhisselamın en büyük mucizesi olduğuna dair, herkesin bildiği bir
olayı, bir hakikati burada tekrar hatırlatalım:

Müslümanlığı tercih edenlerin arasında denizaltı araştırmaları ile bütün dünyanın
yakından tanıdığı, dünyanın en meşhur denizaltı kâşiflerinden Fransız
ilim adamı Kaptan Kusto yer alıyor.

Televizyonda yayınlanan Yaşayan Deniz programı ile okyanusların sırlarını bir bir gözler önüne getiren Kaptan
Kusto, İslam dinini tercih etmesine asıl sebep olan vakanın, Atlas
Okyanusu ile Akdeniz sularının birbirine karışmadığını tespit ettikten
sonra, bunun 1400 sene önce dünyaya indirilen Kur'an-ı kerimde beyân
buyurulduğunu görmesi olduğunu bildirdi.

Birbirine karışmayan iki denizin bulunduğu hususunda birkaç âyet-i kerime vardır:

(Birinin suyu tatlı ve susuzluğu giderici, diğerinin ki tuzlu ve acı iki denizin
arasına bir engel, aşılamaz bir serhat koyan Odur.) [Furkan 53]


(İki deniz, birbirine bitişik iken, [Rabbinizin koyduğu engel ile] birbirine karışmaz.) [Rahman 19, 20]

(....iki deniz arasına perde koyan...) [Neml 61]

(İki denizden biri tatlıdır, harareti keser, içimi kolaydır. Diğeri de tuzludur, boğazı yakar.) [Fatır 12]

Yukarıdaki bilgileri, (Kur'an-ı kerimde bildirilen şeyler, fen bilgilerine
uymuyor, Muhammed aleyhisselam arkadaşlarıyla kendi yazdı) diyenlere
cevap olarak yazıyorum.


Kürşat
 

Pandora

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eyl 2008
Mesajlar
15
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Sudan yaratılışın yanı sıra Kuran'da topraktan yaratılış da geçer.

''Şüphesiz Allah katında (yaratılışları bakımından) İsa'nın durumu, Adem'in durumu gibidir: Onu topraktan yarattı. Sonra ona "ol" dedi. O da hemen oluverdi. ''

Şimdi insan sudan mı yaratılmıştır topraktan mı?

Televizyonda yayınlanan Yaşayan Deniz programı ile okyanusların sırlarını bir bir gözler önüne getiren Kaptan
Kusto, İslam dinini tercih etmesine asıl sebep olan vakanın, Atlas
Okyanusu ile Akdeniz sularının birbirine karışmadığını tespit ettikten
sonra, bunun 1400 sene önce dünyaya indirilen Kur'an-ı kerimde beyân
buyurulduğunu görmesi olduğunu bildirdi.


Kaptan Cousteau Atlas okyanusu ve akdenizin birbirine karışmadığını görmüş, Rahman Suresi’ nin 19-20. ayetlerini okuyunca bunun kuranda olduğunu farketmiş ve müslüman olmuştur.

Gerçek;

Aslında Kaptan Kusto hiç bir zaman müslüman olmamıştır.

Kaptan Cousteau (Kusto), müslüman olmamıştır. 1997 yılında vefat eden Kaptan Kusto, Paris'teki Notrdam Katedrali'nde yapılan Hristiyan töreni ile defnedilmiştir. cenazesi, bir Cami'den cenaze namazı ile kaldırılmamıştır. (1)

Bu efsane o kadar dillenip budaklanmıştır ki; en sonunda Cousteau kurumuna sorulmuş (kaptan henüz hayattayken) ve aşağıdaki cevap alınmıştır;

Türkçesini veriyorum:

Cousteau Kurumu

Sayın Charles TUCKER
11A Chemin de Pennachy
69230 ST GENIS LAVAL
FC/DC
Paris, Kasım 2, 1991

Sayın ilgili,

Mektubunuzu aldık ve etkinliklerimizle ilgilendiğiniz için teşekkür ederiz.

Saygıdeğer Cousteau müslüman olmamıştır ve bu dedikodu kurumumuzun haberi olmadan yayılmıştır.

Yüksek Saygılarımla,

Didier CERCEAU
chargé de mission
(Kurum Sorumlusu/Yetkilisi)


Konunun dışına çıkmak istemezdim ama yazdığınız şeylerin aslı olmayınca düzeltme ihtiyacı hissediyorum.
 

MyKaBuS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2008
Mesajlar
1,131
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
36
Sevgili Pandora Kardeşim

Yine Yanlış Anlıyorsunuz Ben İnsanın Yaradılışını Söylemedim... Yaşamın Suda Başladığını Söyledim...

Allah Kuranda; O kâfir olanlar, görmediler mi? Baksalar ya; veya haberleri yok mu, sorsalar ya; veyahut şu görüş ve düşüncede değiller mi? Göklerle yer, şu gördükleri âlemin yukarı kısmını teşkil eden yüksekler ve alt kısmını oluşturan yer bitişik idiler. İkisi de deliksizdi. Yukarıdan yağmur yağmıyor, yerde ot bitmiyordu, bunu görüyorlardı. Veyahut yer, dağsız deresiz yekpare; gök boyutları da güneşi, ayı, gökcisimleri ve yıldızları yok, tek bir bütün halindeydi. Veyahut yer, gökcisimlerine bitişik, hepsi bir şeydi.

Kurân-ı Kerim'e göre insanın yaradılışını iki bölümde inceleyebiliriz. Hz. Adem' jn yaratılışı. Anne rahminde insan yavrusunun yaratılışı. Birinciye Havva annemizin, ikinciye Hz.İsa (a.s.)'nın yaratılışı ilave edilmelidir.

Hz. Âdem'in (a.s.) yaratılışına dair Kuran ayetleri şu mealdedir;

"Hani Rabbin meleklere muhakkak ben yeryüzünde bir halife (bir insan, Adem) yaratacağım" demişti (Bakara 30).

"And olsun biz insanı kuru bir çamurdan suretlenmîş balçıktan yarattık" (Hicr 26).
"O insanı (Ademi) bardak gibi (çınlayan) kupkuru bir balçıktan yarattı (Rahman 14)

"Yaratılışta kendileri mi daha kuvvetli yoksa bizim yarattıklarımız mı?Hakikat bizonları cıvık bir çamurdan yarattık" (Saffat 11)

"Ki o, yarattığı herşeyi güzel yapan, insanı (Âdemi) yaratmaya da çamurdan başlayandır" (Secde 7)


Gerçekten sadece insanın değil tüm canlıların yapısını teşkil eden esas maddenin topraktaki elementler ve sudan ibaret olduğu özellikle insan organizmasının % 30'nun inorganik ve organik (katı) madde, % 70'nin sudan ibaret olduğu bilinmektedir. Bu terkip göz önüne alınırsa insan organizması suyu galip bir yapı gösteriyor. Hayatı su veriyor. Keza bitkiler, hayvanlar ve herşey topraktan geliyor, tekrar ona dönüyor ve toprak oluyor.

İnsanın yaradılışı hakkındaki ayetlerin İzahı bu şekildedir. Kurân-ı Kerim'e göre insanın insan olarak yaratıldığı anlaşılıyor. Ama son günlerde Darvin'in aksine Fransız L’express gazetesinde Allan Wilson bilimsel araştırmalara dayanarak yepyeni bir hipotez ortaya attı. Ona göre Havva'nın zenci olduğu, maymunun insandan türediğini iddia etti. Bazı Türk gazeteleri ise Kurân-ı Kerim'de ki "biz onlara (Yahudilere) hor ve hakir maymunlar ve domuzlar olun dedik" (Bakara 65, Maide 60, A'raf 166) mealindeki ayetler İle insandan maymunun türemesi arasında bir irtibat kurmak eyilimi gösterdiler. Halbuki bu ayetler sapıtmış Yahudi kavmine ilâhi bir ceza ile helak olma anlamında tefsir edilmiştir. Ayrıca Kurân-ı Kerim'de münkirler hakkında "hayvandan aşağı" (Araf 179) müminler hakkında ise "yaratılmışların bir çoğundan üstün kılınmış" (İsrâ 70) gibi ifadeler dikkati çekmektedir.

İnsanın ana rahminde halk oluşu Kurân-ı Kerim'de şu şekilde İfade edilmektedir:

"İnsanın üzerine uzun devirden öyle bir zaman gelip geçti ki o anılmaya değer bir şey bile değildi.

Hakikat biz insanı birbiriyle karışık (erkek ve kadın suları ile) bir damla sudan yarattık" (Dehr1,2).

"Sonra onu (insan) sarp ve metin bir karargâhda (rahimde) bir nutfe yaptık" (Mü'minun 13).

"Sonra o nutfeyi bir kan pıhtısı haline getirdik derken o kan pıhtısını bir çiğnem et yaptık, O bir çiğnem eti de kemik (ler)'e kalb ettik de o kemiklere de et giydirdik. Bilahare onu başka yaratılışa inşa ettik. Suret yapanların en güzeli olan Allah'ın şanı ne yücedir" (Mü’minun 14).


"Ki O sizi bir topraktan, sonra bir meniden sonra bir kan pıhtısından yaratıp sonra bebek olarak çıkaran sonra sizi güçlü kuvvetli bir çağa erişmeniz için, sonra da ihtiyarlar olmanız için yaratandır" (Mümin 6,7).

Kâl'e Aldınız Kişi Müslüman Olmuş Yada Olmamış Orasını Bilemeyiz. Yazdığım Herşeyin Aslı Vardır Kardeşim. O Dediğiniz Kişinin Müslüman Olup Olmama Konusunu Gazeteden, Tvden, Dergiden vs Takip Etmiştim Öyle Yazdım.

Bu Arada Pandora Kardeşim Seninle Benim Aramda Görüş Ayrımı Yok. Eğer Görüş Ayrımı Olsaydı Seninle Burada Sohbet Edemezdik Demi. Ben Elmaya Portakal, Sen Telefona Gözlük Deseydin Aramızda Bir Görüş Farklılığı Doğardı ve Anlaşamazdık. İşte Buradan Yola Çıkalım Allah Bize Akıl Vermiştir. ve En Üstün Varlık Olarak da İnsanı Yaratmıştır. Darwin Teorimi vs Gibi Asılsız Teorilerle Uğraşmayınız. Doğru Yolu Bulmanız Dileğiyle... Saygılarımla
Her Konuda Ne Olursa Olsun Yazınız Lütfen...

Kürşat...
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
40
Konum
İstanbul
Sudan yaratılışın yanı sıra Kuran'da topraktan yaratılış da geçer.

''Şüphesiz Allah katında (yaratılışları bakımından) İsa'nın durumu, Adem'in durumu gibidir: Onu topraktan yarattı. Sonra ona "ol" dedi. O da hemen oluverdi. ''

Şimdi insan sudan mı yaratılmıştır topraktan mı?

İnsanın yaratılışı
Ateistler, kendi aralarında âyetlerde çelişki aramışlar. Bazı âyetlerin çelişkili olduğunu iddia ediyorlar. Ateist postuna bürünen misyoner diyor ki:
Sual: İnsanın yaratılışı, Kur’anda çamurdan, topraktan, sudan falan denilerek on çeşit farklı ifade vardır. Bunlar çelişki değil mi? İşte âyetler:

1- Döllenmiş Yumurta
O, insanı alekadan yarattı. (Alak 2) [Aleka’yı, embriyo, döllenmiş yumurta veya kan pıhtısı olarak tercüme edenler oluyor.]

2- Nutfeden
O insan, [rahme] akıtılan meninin içinden bir nutfe [sperm] değil miydi? (Kıyamet 37)
Rahimlere atılan meniden insanı yaratan siz misiniz, yoksa biz mi? (Vakıa 58-59)
O, insanı bir damla nutfeden [spermden] yarattı. (Nahl 4)
Biz insanı katışık bir nutfeden [sperm ile ovumun birleşmesinden] yarattık. (İnsan 2)

3- Sudan
Her canlı şeyi sudan yarattığımızı görüp düşünmediler mi? (Enbiya 30)
Allah, her dabbeyi [her hayvanı, her canlıyı] sudan yarattı. (Nur 45)
Sudan bir insan yaratıp onu nesep ve sıhriyete dönüştüren Odur. (Furkan 54)

4- Topraktan
Allah nezdinde İsa'nın durumu, Âdem'in durumu gibidir. Allah onu topraktan yarattı. Sonra ona ol dedi ve oluverdi. (Al-i İmran 59)
Sizi topraktan yaratması, Onun [varlığının] delillerindendir. (Rum 20)
O sizi yerden [topraktan] yarattı. Ve sizi o yerde yaşattı. (Hud 61)
Sizi yerden [toprakta] yarattık; yine sizi o yere [toprağa] döndüreceğiz. (Taha 55)

5- Balçıktan
Biz insanı, kuru çamurdan, şekillenmiş balçıktan yarattık. (Hicr 26)
O sizi çamurdan yarattı. (Enam 2)
Biz insanı süzme çamurdan yarattık. (Müminun 12)
O, insanı, pişmiş [tuğla gibi] bir balçıktan yarattı. (Rahman 14)

6- Toprak ve Meni
Allah sizi topraktan, sonra meniden yarattı. (Fatır 1)
Yarattığı her şeyi güzel yaratan ve insanı yaratmaya bir çamurdan başlayan Odur.
Sonra onun zürriyetini, değersiz, hakir bir sudan [meniden, spermden] üretti. (Secde 7,8)

7- Topraktan, nutfeden, alekadan
Ey insanlar, eğer öldükten sonra dirilmekten şüpheniz varsa, [bilin ki] biz, sizi topraktan, sonra nutfeden [spermden] sonra alekadan [embriyodan] sonra yapısı belli belirsiz bir et parçasından yarattık. (Hac 5)
Sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alekadan [embriyodan] yarattı. (Mümin 67)
Allah sizi topraktan, sonra nutfeden [spermden] yarattı. (Fatır 11)

8- Aşamalardan geçerek
Sizi merhalelerden [aşamalardan] geçirerek O yarattı. (Nuh 14)

9- Tek nefisten
O, sizi bir tek nefisten [Âdem’den] yarattı. (Enam 98, Zümer 6)
Sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. (Hücurat 13)

10- Yoktan yarattı
İnsan düşünmez mi ki, o hiçbir şey değil iken biz onu yoktan yarattık. (Meryem 67)


CEVAP
Ateist bunları meallere bakarak yazmış. Halbuki bu ilim işidir. Arapça’nın inceliklerini ve tefsir ilmini bilmek ve Resulullah efendimizin bu âyetleri nasıl açıkladığına vakıf olmak gerekir. Her zaman yazıyoruz, meallerden din öğrenilmez. Tıp kitabı okumakla doktor olup ameliyat yapılmaz. Anayasa kitabını okuyan hukukçu olamaz, Anayasayı da anlayamaz. Yüzme bilmeyen birinin eline bir tahta verip okyanusun ortasına bırakarak, tarif edildiği gibi sen burada yüzmeyi öğren denmez. Mealden dinin hükümleri öğrenilmez.

Türkçe’de olduğu gibi her dilde deyimler vardır. Manası ile söylenen farklı olur. Mesela bir kimseye gözümden düştün veya gözüme girdin denilse, göz ile hiç alakası olmadığını Türkçe bilen herkes bilir. Birine gözüme girdin, seni çok sevdim, yanımda çok itibarın var, seni takdir ediyorum dense, bunlar birbirinden farklı şeyler değildir. Farklı kelimeler kullanmakla başka şeyler söylenmiş olmuyor.

Şimdi maddeler halinde açıklayalım:
1- Bu âyette, insanın alekadan yaratıldığı bildiriliyor. Aleka = Embriyo, erkekten gelen sperm [meni] ve dişiden gelen ovumun [yumurtanın] birleşmesiyle, yani döllenme ile oluşan organize yapıdır. Embriyo zamanla cenin ve çocuk oluyor.

2- Burada, insanın spermden meydana geldiği söyleniyor. Herkes bilir ki başlangıç olarak elbette çocuk spermden meydana geliyor. İnsan suresinin ikinci âyetinde ise, biraz daha açıklamalıdır. Katışık nutfe deniyor. Yani erkekten gelen spermin ve kadından gelen ovumun birleşmesiyle meydana geliyor deniyor. Bunun çelişki neresindedir?

3- Her canlının sudan yaratıldığı bildiriliyor. Sperm de içi hücre dolu bir sudur. Yine insanın meniden geldiği bildiriliyor.

4- Burada ilk insanı yani Âdem aleyhisselamı topraktan yarattığı bildiriliyor. Sonraki insanların oluşumu ile bunun ne ilgisi vardır ki çelişki olsun.

5- Bu maddede de, insanın çamurdan yaratıldığı bildiriliyor. Çamur, sulandırılmış toprak demektir. Hadis-i şerifte açıklandığına göre, Allahü teâlâ dünyanın her yerinden alınan toprağın çamur haline getirilmesini emrediyor, bu çamur iyice yoğruluyor. Bu çamurdan bir insan heykeli meydana getiriliyor. Güneşte kalarak pişmiş tuğla gibi oluyor. Sonra, Allahü teâlâ bu heykele can veriyor ve Âdem aleyhisselam meydana geliyor. İlk insanın topraktan veya çamurdan yaratıldı denmesinde bir çelişki yoktur.

6- Burada ilk insanın topraktan, çamurdan meydana geldiğini, sonrakilerin ise, meni vasıtası ile ürediği bildiriliyor. Diğerleri ile çelişkili bir durum yoktur.

7- Burada ise öteki âyetlerin bir nevi açıklaması yapılıyor. İnsan önce topraktan, meydana geldi. Sonraki insanlar da sperm vasıtası ile çoğaldı. Sperm de kadında meni ile aleka halini, sonra cenin halini aldığı bildiriliyor. Yani çocuğun meydana geldiği devreler anlatılıyor. Burada da hiç çelişki yok.

8- Bu âyette de yedinci maddedeki durum açıklanıyor. İnsanın belli devreler, aşamalar halinde meydana geldiği açıklanıyor.

9- Burada da, bütün insanların tek kişiden Hazret-i Âdem’den geldiği bildiriliyor. İkinci âyette de, Hazret-i Havva validemizle Hazret-i Âdem’den geldiği bildiriliyor. Bu ikisi farklı bir şey değildir.

10- Bu son maddede ise, ortada hiçbir şey yokken, ilk insan topraktan, sonrakiler de meni vasıtası ile yaratılmış oluyor. Bu on maddenin hiç biri, diğeriyle çelişkili değildir.

Netice:
1- Allahü teâlâ her şeyi yoktan yarattı. Yani Onun yaratmasından sonra var oldular.
2- Hazret-i Âdemi topraktan yarattı. Ondan Havva validemizi yarattı.
3- Bu ikisinden diğer insanları [sperm, ovum vasıtasıyla] yarattı.
4- Bunları ve yaratmasındaki aşamaları âyetlerinde bildirdi.

Aslında âyetlerde çelişki olmadığını ateist kılığına giren misyonerler de pek iyi biliyorlar. Maksatları, çamur at izi kalır düşüncesiyle müslümanların zihinlerini karıştırmaya çalışıyorlar. Fen bilgisini iyi bilen, müslüman bunların tuzağına düşmez.

Çelişkili âyet yoktur (Ateistlere cevaplar) .:.: www.dinimizislam.com :.:.
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
40
Konum
İstanbul
Cevabı ben vereyim.

Allah evrene müdahale etmiyor. İyinin mükafatını cennette, kötülerin cezası da cehennemde veriliyor...

Dünyada da cezalandırır ve cezalandırdığı da Kur’an-ı kerimde bildiriliyor. Azap âyetleri, rahmet âyetlerinden daha çoktur. Kâfirler, Hazret-i Nuh’a (Madem Allah cezalandırıyor, haydi bizi cezalandırsın) demişlerdir. (Hud 32) Daha sonraki âyetlerde ise, inananların gemiye alındığı, inanmayanları ise Allahü teâlânın suda boğduğu bildiriliyor.

Allahü teâlâ ibret olsun diye birçok milletleri cezalandırıp helak ettiğini bildirmiştir. Bu konudaki bazı âyet-i kerime mealleri:

(O kâfirleri dünyada da, ahirette de en şiddetli azap ile cezalandıracağım.) [Al-i İmran 56]

(Kendilerine yapılan öğütleri unutunca, biz kötülükten men edenleri kurtardık ve zalimleri, Allah'a karşı gelmelerinden ötürü şiddetli azaba uğrattık.) [Araf 165]

(Melekler dediler: Ey Lut, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana dokunamaz. Gece ailenle yola çık. Azap emrimiz gelince oranın altını üstüne getirdik; üzerlerine taş yağdırdık.) [Hud 81,82]

(Onlara kendilerinden öncekilerin, Nuh, Ad ve Semud kavimlerinin, İbrahim kavminin, Medyen halkının ve altüst olan şehirlerin haberi ulaşmadı mı?) [Tevbe 70]

(Seni yalancı sayıyorlarsa bil ki, onlardan önce Nuh milleti, Ad, Semud, İbrahim milleti, Lut milleti ve Medyen halkı da peygamberlerini yalancı saymış ve Musa da yalanlanmıştı. Ama Ben, kâfirlere önce bir süre tanıdım, sonra da onları yakalayıverdim. Beni tanımamak nasılmış görsünler. Nice beldelerin halkını haksızlık yaparken yok ettik. Artık çatıları çökmüş, kuyuları yıkık, sarayları bomboş kalmıştır.) [Hac 42-45]

(Ad’ı, Semud’u, Res halkını ve daha birçok kâfirleri yerle bir ettik.) [Furkan 38]

(Eyke halkı ve Tübba kavmi de, resullerini yalanladılar da, azabım gerçekleşti.) [Kaf 14]

(Önce Ad milletini, Semud milletini yok eden, pek azgın olan Nuh kavmini helâk eden, Lut milletinin beldelerini yere batıran Odur.) [Necm 50-53]

(Rabbin onları azap kırbacından geçirdi. Çünkü Rabbin hep gözetlemededir.) [Fecr 13-14]

(Cumartesi günü [balık avından men edilmişken] içinizden [bu emri çiğneyerek] azgınlık edenleri biliyorsunuz. Onlara “Aşağılık birer maymun olun” dedik; [Maymuna çevrilenler üç gün sonra öldü] Bu olayı önündekilere [o zamankilere] ve ardındakilere [sonra geleceklere] ibret verici bir ceza örneği ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir ders olsun diye yaptık.) [Bekara 65,66]

(Firavun ailesini, ders alsınlar diye, yıllarca kuraklık ve ürün kıtlığına uğrattık.) [Araf 130]

Diğer peygamberlere inanmayanlar dünyada çeşitli belaya maruz kaldıkları halde, Peygamber efendimizin rahmet olması sebebiyle, cezalar genelde ahirete tehir edilmiştir. Onun hürmetine bu ümmete dünyada hemen ceza verilmiyor. Bir âyet meali şöyledir:
(Sen aralarında bulundukça, o kâfirlere azap etmem.) [Enfal 34]

Kâfirler Resulullah ile alay ederek, (Rabbine söyle de, bize çabuk azap göndersin) diyorlardı.
Allahü teâlâ, kâfirlerden müminler dünyaya getirmeyi ezelde takdir buyurduğu için, (O kâfirlere azap etmem) buyurdu. Enfal suresinin, (İstiğfar ettikleri için Allah onlara azap yapmaz) mealindeki 33. âyeti için, (onlardan, istiğfar edecek olan çocuklar dünyaya geleceği için, onlara azap etmem demek) olduğunu, âlimler bildiriyor. Bu ümmet seçilmiştir. Bir âyet meali:
(Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz.) [Al-i İmran 110]

Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Allahü teâlâdan gafil olmayın. Huşulu gençler, rüku eden ihtiyarlar, otlayan hayvanlar, emzikteki çocuklar olmasaydı, üzerinize azap üstüne azap yağardı.) [Beyheki, Taberani]

(Ümmetim, merhamete kavuşmuştur, onlara ahirette azap yoktur. Dünyadaki depremler, belalar, fitneler günahlarına kefaret olur.) [Hâkim]

(Allahü teâlâ, bir ümmeti [müstahak oldukları] azaba uğratmamışsa, gıda maddeleri pahalanır, ömürleri kısalır, tüccarları ticaret edemez, yağmurları azalır ve başlarına şerli kimseler musallat olur.) [Deylemi]

(Allahü teâlâ özel bir kesimin kötü ameli yüzünden genel bir azap vermez. Şayet toplum, gücü yettiği halde, özel kesime aldırmaz ise, hepsine azap eder.) [Taberani]

(Depremler olur. 10, 20 veya 30 bin kişi ölür. Allahü teâlâ bu ölümü müminlere rahmet, kâfirlere ise azap kılar.) [İ.Asakir]

Peygamber efendimiz, (Ümmetimde günahlar zuhur ettiğinde, Allahü teâlâ onlara genel bir azap verir) buyurunca, “O zaman onların içinde salihler olmaz mı?” diye soruldu. Buyurdu ki:
(Evet olur. Azap herkese isabet eder. Fakat salihler Allahü teâlânın affına ve rızasına kavuşur.) [İ. Ahmed]

(Allahü teâlâ, kullara bela murat ettiğinde, çocuklar ölür. Kadınlar doğurmaz ve içlerinde rahmete şayan biri yoksa, başlarına bela gelir.) [Şirazi]

(Müminin kendine, çocuğuna ve malına, hiç günahı kalmayıncaya kadar bela gelir, bu Allah’a mülaki oluncaya [ölünceye] kadar devam eder.) [Tirmizi]

(Kul, ameliyle kendisine takdir edilen mertebeye ulaşamıyorsa, Allahü teâlâ ona, ailesine veya malına bela verir ve o belalara sabretmeyi de verir ki ezelde onun için takdir ettiği dereceye nail olsun.) [Buhari]

(Şüphe edilen altın, ateşle muayene edildiği gibi, insan da bela ile imtihan olur.) [Taberani]

Bela günahsız olanlara da gelir. Allah indinde derecesi daha yüksek olana daha çok, daha şiddetli bela gelir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(En şiddetli belaya duçâr olanlar, Peygamberler, sonra fazilet derecesine göre onları takip edenlerdir. Kişi dindarlığı derecesinde belaya duçâr olur. Eğer kişi dininde kuvvetli ise onun belası da şiddetli olur. Eğer dini gevşek ise belası da ona göre olur. Bela, kula öyle yapışır ki, günahı kaldığı müddetçe onu bırakmaz.) [Tirmizi]


Allah’ın isimleri ve sıfatları .:.: www.dinimizislam.com :.:.
 

YEGAN

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
78
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
allahım seni cok seviyorum
 

islamcı2

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Şub 2009
Mesajlar
195
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
allah razı olsun kardeş emegine sağlık
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Sudan yaratılışın yanı sıra Kuran'da topraktan yaratılış da geçer.

''Şüphesiz Allah katında (yaratılışları bakımından) İsa'nın durumu, Adem'in durumu gibidir: Onu topraktan yarattı. Sonra ona "ol" dedi. O da hemen oluverdi. ''

Şimdi insan sudan mı yaratılmıştır topraktan mı?

Televizyonda yayınlanan Yaşayan Deniz programı ile okyanusların sırlarını bir bir gözler önüne getiren Kaptan
Kusto, İslam dinini tercih etmesine asıl sebep olan vakanın, Atlas
Okyanusu ile Akdeniz sularının birbirine karışmadığını tespit ettikten
sonra, bunun 1400 sene önce dünyaya indirilen Kur'an-ı kerimde beyân
buyurulduğunu görmesi olduğunu bildirdi.


Kaptan Cousteau Atlas okyanusu ve akdenizin birbirine karışmadığını görmüş, Rahman Suresi’ nin 19-20. ayetlerini okuyunca bunun kuranda olduğunu farketmiş ve müslüman olmuştur.

Gerçek;

Aslında Kaptan Kusto hiç bir zaman müslüman olmamıştır.

Kaptan Cousteau (Kusto), müslüman olmamıştır. 1997 yılında vefat eden Kaptan Kusto, Paris'teki Notrdam Katedrali'nde yapılan Hristiyan töreni ile defnedilmiştir. cenazesi, bir Cami'den cenaze namazı ile kaldırılmamıştır. (1)

Bu efsane o kadar dillenip budaklanmıştır ki; en sonunda Cousteau kurumuna sorulmuş (kaptan henüz hayattayken) ve aşağıdaki cevap alınmıştır;

Türkçesini veriyorum:

Cousteau Kurumu

Sayın Charles TUCKER
11A Chemin de Pennachy
69230 ST GENIS LAVAL
FC/DC
Paris, Kasım 2, 1991

Sayın ilgili,

Mektubunuzu aldık ve etkinliklerimizle ilgilendiğiniz için teşekkür ederiz.

Saygıdeğer Cousteau müslüman olmamıştır ve bu dedikodu kurumumuzun haberi olmadan yayılmıştır.

Yüksek Saygılarımla,

Didier CERCEAU
chargé de mission
(Kurum Sorumlusu/Yetkilisi)


Konunun dışına çıkmak istemezdim ama yazdığınız şeylerin aslı olmayınca düzeltme ihtiyacı hissediyorum.

Alim ilmine yansın...PAZUSUNA PEHLİVAN..BURDA KAPTAN KUSTONUN MÜSLÜMAN OLUP OLMAMASI DEĞİL ASLOLAN..BU MUCİZEYİ-KURANIN 1400 YIL EVVEL BİLDİRDİĞİ...SULAR KARIŞMIYOR..VE BUNU ALLAHCC BİLDİRİYOR.. BULUŞ YENİ ..BİLGİ 1400 YIL ÖNCEDEN..YANİ MUCİZE..İLİM NAMUSU DİZE GELİP MÜSLÜMAN OLMAYI GEREKTİRİR..ÇOBANLA KAPTANIN İNSANLIK NOKTASINDA FARKI YOKKİ..ÖNEMLİ OLAN HAKKI GÖRÜP TESLİM OLMAK..KUSTO MÜSLÜMAN OLDUYSA KARDEŞİMİZDİR..OLMADIYSA VAY HALİNE..MUCİZE ORTADA..GERİSİ NASİP İŞİ..Selametle...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt