_YUSUF_
Yönetici
- Katılım
- 26 Haz 2008
- Mesajlar
- 4,070
- Tepki puanı
- 1,042
- Puanları
- 113
- Yaş
- 42
Selamün Aleyküm
Nasip olursa bu forumda kötü halleri ve bunların çarelerini paylaşmaya çalışacağım.Cümlemize nasiplenmek dileğiyle...
Bismillarhirrahmanirrahim
Dilin Afetleri
Şunu bilesin ki, dil yüzünden meydana gelen büyük tehlikeler vardır. Onun tehlikeli hallerinden necat bulmak için sükût gerekir. Bundandır ki, Peygamber s.a. efendimiz sükûtu övmüş ve ümmetini az konuşmaya, yersiz konuşmamaya teşvik etmiştir. Zikredeceğimiz hadîs-i şerifler bu durumu açık açık göstermektedir.
«Susan kurtuldu.»
«Sükût hikmettir. Onu elde etmek isteyen azdır.»
«Sakal ve bıyığı arasında olanı, - dil - iki ayağı ara¬sında olanı, - edep yeri - iyi kullanmaya kim söz verirse, Cennete gireceğine kefilim.»
Muaz b. Cebel r.a. rivayet ediyor. Hazreti Resûl'den bir tavsiyede bulunmasını istedim, şöyle buyurdu:
«Allah'ı görür gibi ibadet et. Kendini ölülerden say. İstiyorsan, bu sayılanların hepsinden daha önemli bir şeyi anlatayım.»
Son cümleyi söyledikten sonra, dilini parmağı ile işaret ediyordu.
Hazreti Sıddik r.a. ağzına taş koyar, dilini yersiz söz etmekten korurdu. Çok defa dilini işaret eder, başıma gelenler bundan geldi, derdi.
îbn Mes'ud r.a. şöyle buyurur: Kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a yemin ederim ki, uzun müddet zindan mahkûmu olmaya, dilden daha muhtacı yoktur.
Dilin sakıncalı durumuna dair hadîs-i şerif ve ashabın kelâmını zikretmiş bulunuyoruz. Şimdi de ondan gelecek âfetleri anlatalım. O âfetleri anlatırken, en küçüğünden başlayıp, büyüğüne doğru çıkacağız...
Malâyani: Hiçbir şeye yaramayan söz veya iş mânâlarına gelir. Şunu bilesin ki, boş yere ettiğin sözlerle vaktini hiçe harcetmiş olursun. Bu şekilde, boş yere harcettiğin vakit için, kendini zorla hesap vermeye arz etmiş olursun... Dahası, senin İçin iyi olacak bir şeyi, kötüye çevirmiş olursun...
Eğer boşa geçirdiğin o zamanlarını, Allah'ı anmaya harcasaydın yahut sussaydm, hiç olmazsa tefekkürle geçirseydin, birçok yüksek dereceler alacağın muhakkaktı...
Bu hususta önemli olan bir hadîs-i şerifi yeri gelmiş¬ken anlatalım:
«Malâyanîyi boş yere zaman harcamayı bırakmak, insanın İslâmı güzelliğinden sayılır.»
Hazret-i Enes r.a. bir hadiseyi şöyle anlatıyor: Uhud çenginde bizden biri şehid oldu. Yanma varanlar; açlık hissini iptal için, midesine bir taş bağlamış buldular. Anası onun bu halini görünce yanma gitti, yüzüne bulaşan tozu toprağı sildi ve yavrum, gittiğin Cennet sana .mübarek olsun, dedi...
Bunu duyan Peygamber s.a. efendimiz şöyle buyurdu: «Ey kadın, onun cennetlik olduğunu nereden kestirdin. Acaba o malâyanî — boş yere laf — etmedi mi? Ve kendine zararlı olmayan, bilâkis faydalı şeyin gelmesine hiç
mani olmadı mı?...»
Malâyanî için şöyle bir tarif yapabiliriz: Oturduğun mecliste; yolculuk anlarında gördüğün dağları, düz ovaları vb. şeyleri anlatman, malâyanî sayılır.
Boş söz: Bu, bir şeyi faydasız yere tekrar etmen, söylenmesi için hiçbir sebep yokken bazı şeyleri anlatmandır. Ata b. Ribah şöyle buyurur: Geçmiş büyükler, yersiz ve fuzulî kelâmı kötü saymışlardır.
Bu gibi sözlerin misâli de şöyledir: Allahım, şu köpeği rezil et, gibi... Bu söze lüzum yok... Çünkü onun bulunduğu halona yeter.
Mutrif Hz. diyor ki; Köpeğe, merkebe, Allahım bunu rezil et derken, Allah'tan gafilsiniz. Böyle bir sözü söylerken Alîahü Teâlâ'nm azameti ve celâli kalbinizde büyümeli... Ve sizi o sözlerden alıkoy malı.
Boş sözün misâli çoktur. Saymakla bitmez. Bu hususta zikredeceğimiz şu hadîs-i şerifler önemlidir:
«Dilini, yersiz fazla lâftan koruyan ve malının fazlasını da sadaka verebilen kimseye mübarek olsun.»
Bilâl b. Haris, bir hadîs-i şerifi şöyle anlatır:
«Bir kimse, Allahu Teâlâ'nm hoşnut olduğu bir kelimeyi sarf eder, böyle yaparken, o kelimenin gerektirdiği yüceliğe ermeyi aklına getirmez. Ama, Ailahü Teâlâ ile karşılaştığı zaman, kendisini Hak Teâlâ tarafından rıza defterine yazılmış bulur...
Yine bir kimse, Ailahü Teâlâ'nm sevmediği, dargın dolduğu bazı kelâmı sarfeder. Bunu yaparken, o kelimenin gerektirdiği derekeye düşeceğini akhna getirmez. Fakat kıyamet günü Ailahü Teâlâ'nm dargınlığına uğrar ve kendisini sevilmeyen kimseler arasına yazılmış bulur...»
Hz. Alkame zikri geçen hadîs-i şerif için şöyle diyor: Birçok söylenecek söz ve sarf edilecek kelâm var ki, onları söylemekten Bilâl b. Haris tarafından nakledilen hadîs-i şerif beni alıkoymakta...
Bir başka hadîs-i şerifte ise şöyle buyurulur:
«Bîr kimse, arkadaşlarını güldürmek kasdı ile sarf ettiği bir kelime sebebi ile doğru yoldan, yerle süreyya arası kadar uzaklaşır...»
Batıl işlere ve masiyete dalmak: Bunları şöyle sayabiliriz: Kadınlara ait bazi yersiz halleri anlatmak veya dinlemek... îçki meclislerinde oturmak... Fasık kimselerin yanına gitmek...
Bir âyet-i kerimede şöyle buyurulur: «Biz boş ve batıl işlere dalıp gidenlerle kalıp gittik.» (Müddessir: 45). Bu âyet-i kerime, hataları yüzünden Öbür âlemde uğradıkları azabın sebeplerini sayan bir cemaatın ağzından anlatılmaktadır.
Nasip olursa bu forumda kötü halleri ve bunların çarelerini paylaşmaya çalışacağım.Cümlemize nasiplenmek dileğiyle...
Bismillarhirrahmanirrahim
Dilin Afetleri
Şunu bilesin ki, dil yüzünden meydana gelen büyük tehlikeler vardır. Onun tehlikeli hallerinden necat bulmak için sükût gerekir. Bundandır ki, Peygamber s.a. efendimiz sükûtu övmüş ve ümmetini az konuşmaya, yersiz konuşmamaya teşvik etmiştir. Zikredeceğimiz hadîs-i şerifler bu durumu açık açık göstermektedir.
«Susan kurtuldu.»
«Sükût hikmettir. Onu elde etmek isteyen azdır.»
«Sakal ve bıyığı arasında olanı, - dil - iki ayağı ara¬sında olanı, - edep yeri - iyi kullanmaya kim söz verirse, Cennete gireceğine kefilim.»
Muaz b. Cebel r.a. rivayet ediyor. Hazreti Resûl'den bir tavsiyede bulunmasını istedim, şöyle buyurdu:
«Allah'ı görür gibi ibadet et. Kendini ölülerden say. İstiyorsan, bu sayılanların hepsinden daha önemli bir şeyi anlatayım.»
Son cümleyi söyledikten sonra, dilini parmağı ile işaret ediyordu.
Hazreti Sıddik r.a. ağzına taş koyar, dilini yersiz söz etmekten korurdu. Çok defa dilini işaret eder, başıma gelenler bundan geldi, derdi.
îbn Mes'ud r.a. şöyle buyurur: Kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a yemin ederim ki, uzun müddet zindan mahkûmu olmaya, dilden daha muhtacı yoktur.
Dilin sakıncalı durumuna dair hadîs-i şerif ve ashabın kelâmını zikretmiş bulunuyoruz. Şimdi de ondan gelecek âfetleri anlatalım. O âfetleri anlatırken, en küçüğünden başlayıp, büyüğüne doğru çıkacağız...
Malâyani: Hiçbir şeye yaramayan söz veya iş mânâlarına gelir. Şunu bilesin ki, boş yere ettiğin sözlerle vaktini hiçe harcetmiş olursun. Bu şekilde, boş yere harcettiğin vakit için, kendini zorla hesap vermeye arz etmiş olursun... Dahası, senin İçin iyi olacak bir şeyi, kötüye çevirmiş olursun...
Eğer boşa geçirdiğin o zamanlarını, Allah'ı anmaya harcasaydın yahut sussaydm, hiç olmazsa tefekkürle geçirseydin, birçok yüksek dereceler alacağın muhakkaktı...
Bu hususta önemli olan bir hadîs-i şerifi yeri gelmiş¬ken anlatalım:
«Malâyanîyi boş yere zaman harcamayı bırakmak, insanın İslâmı güzelliğinden sayılır.»
Hazret-i Enes r.a. bir hadiseyi şöyle anlatıyor: Uhud çenginde bizden biri şehid oldu. Yanma varanlar; açlık hissini iptal için, midesine bir taş bağlamış buldular. Anası onun bu halini görünce yanma gitti, yüzüne bulaşan tozu toprağı sildi ve yavrum, gittiğin Cennet sana .mübarek olsun, dedi...
Bunu duyan Peygamber s.a. efendimiz şöyle buyurdu: «Ey kadın, onun cennetlik olduğunu nereden kestirdin. Acaba o malâyanî — boş yere laf — etmedi mi? Ve kendine zararlı olmayan, bilâkis faydalı şeyin gelmesine hiç
mani olmadı mı?...»
Malâyanî için şöyle bir tarif yapabiliriz: Oturduğun mecliste; yolculuk anlarında gördüğün dağları, düz ovaları vb. şeyleri anlatman, malâyanî sayılır.
Boş söz: Bu, bir şeyi faydasız yere tekrar etmen, söylenmesi için hiçbir sebep yokken bazı şeyleri anlatmandır. Ata b. Ribah şöyle buyurur: Geçmiş büyükler, yersiz ve fuzulî kelâmı kötü saymışlardır.
Bu gibi sözlerin misâli de şöyledir: Allahım, şu köpeği rezil et, gibi... Bu söze lüzum yok... Çünkü onun bulunduğu halona yeter.
Mutrif Hz. diyor ki; Köpeğe, merkebe, Allahım bunu rezil et derken, Allah'tan gafilsiniz. Böyle bir sözü söylerken Alîahü Teâlâ'nm azameti ve celâli kalbinizde büyümeli... Ve sizi o sözlerden alıkoy malı.
Boş sözün misâli çoktur. Saymakla bitmez. Bu hususta zikredeceğimiz şu hadîs-i şerifler önemlidir:
«Dilini, yersiz fazla lâftan koruyan ve malının fazlasını da sadaka verebilen kimseye mübarek olsun.»
Bilâl b. Haris, bir hadîs-i şerifi şöyle anlatır:
«Bir kimse, Allahu Teâlâ'nm hoşnut olduğu bir kelimeyi sarf eder, böyle yaparken, o kelimenin gerektirdiği yüceliğe ermeyi aklına getirmez. Ama, Ailahü Teâlâ ile karşılaştığı zaman, kendisini Hak Teâlâ tarafından rıza defterine yazılmış bulur...
Yine bir kimse, Ailahü Teâlâ'nm sevmediği, dargın dolduğu bazı kelâmı sarfeder. Bunu yaparken, o kelimenin gerektirdiği derekeye düşeceğini akhna getirmez. Fakat kıyamet günü Ailahü Teâlâ'nm dargınlığına uğrar ve kendisini sevilmeyen kimseler arasına yazılmış bulur...»
Hz. Alkame zikri geçen hadîs-i şerif için şöyle diyor: Birçok söylenecek söz ve sarf edilecek kelâm var ki, onları söylemekten Bilâl b. Haris tarafından nakledilen hadîs-i şerif beni alıkoymakta...
Bir başka hadîs-i şerifte ise şöyle buyurulur:
«Bîr kimse, arkadaşlarını güldürmek kasdı ile sarf ettiği bir kelime sebebi ile doğru yoldan, yerle süreyya arası kadar uzaklaşır...»
Batıl işlere ve masiyete dalmak: Bunları şöyle sayabiliriz: Kadınlara ait bazi yersiz halleri anlatmak veya dinlemek... îçki meclislerinde oturmak... Fasık kimselerin yanına gitmek...
Bir âyet-i kerimede şöyle buyurulur: «Biz boş ve batıl işlere dalıp gidenlerle kalıp gittik.» (Müddessir: 45). Bu âyet-i kerime, hataları yüzünden Öbür âlemde uğradıkları azabın sebeplerini sayan bir cemaatın ağzından anlatılmaktadır.