Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

zübeyr GÜNDÜZALP...nefis terbiyesi (4 Kullanıcı)

ebuzer25

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ağu 2008
Mesajlar
1,845
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Ey nefsim!
Her karşılaştığın kimseye hastalığından bahsetme. Bilmiyerek evhama düşmiye sebebiyet verme. Hastalığına ehemmiyet verdikçe şişer. Ehemmiyet vermezsen söner. Dualar edip manevî imdadına yetişilmesi için sana daimî duacı olacak bir nur kardeşine hastalığını arzetmek olabilir.

Ey nefsim!İstikrarlı, sebatlı ve ihlâslı çalışman din kardeşlerinin risale-i nur hizmetkârlarının kuvve-i manevîyelerinin takviyesine, halisane hizmetlerinde gayret, faaliyet ve himmetlerini arttırmaya sebep olabilir. Haberin ve taallûkun olmadan fazl-ı ilâhi ile husule gelecek bu azim netice ve sevabtan, tenperverliğe ve istirahat döşeğine sukut etmemek için daima çalışkan ve faal ol. Bu saadet ve zevkten, ferah ve sürürdan mahrum olmamanın yegâne çaresi, istikrarlı ve az da olsa hergün nurlara devamlı çalışmaktır.

Ey nefsim!Herhangi bir yakın kardeş ve arkadaşın senin hakkında sistemli ve menfi bir surette dedikodu yapabilir. Bunlar senin kulağına gelirse sana nakledilirse, hiç aldırış etme misilleme yapma onu helâl et. Bu kâmilâne muamelede ve ahlâk-ı aliyeyi bilfiil imtisalden sen kazançlısın. Merak etme sana veya hizmetine edilen kötü fenalıklar zarar vermez. Eğer mücadele ve münazaa edersen işte o zaman tam zararlısın, ahmaksın, cahil ve aptalsın.

Ey hal ve ahvalinin su-i tesir ve su-i infial uyandırdığından habersiz ve gücendirici olan nefsim!Senden büyük bir nur ağabeyin veya kardeşin, bir meclis-i nuriyede ve derste nuranî sohbetler ederken meslek-i nuriyeden bahsederken “daima öğrenmiye ve yetişmiye muhtacım” diye dinle.

Aynı mevzu hakkında mütemmim veya fazla malûmatın da olsa sus! Zira edebe muhaliftir. Cemaat efradından birkaç veya birçoklarının konuşmasına belki de mevzu dışına çıkmasına sebep olursun. Muvafık olmıyan bir şey konuşulsa, gerek nur ağabey ve gerek nur kardeşinin o ahenkli sohbette hata-sevabını yapma. Dilini tut, konuşma. İcab ederse risale-i nurdan okuyarak yalnızca onun ıttılaına mütevaziane ve mahviyetkârane arzet. Yoksa bed haşin ve sert bir konuşma ile ve asık bir suratla hiçbirşeyin halledilemiyeceğini, münakaşaya az da olsa girişilince o muvafık ve mutabık olmıyan veya menfi bulunan bir mes’eleyi o şekilde halletmeye çalışmak, cemaat içinden bazı benimseyecekler bulunacağını ve fikirleri bulandıracağını böylece faydalı olacağım derken zarar vermek ahmaklığı olacağını daima hatırla. - zira kütüb-ü islâmiyede ahmaklığın tarifi budur- hayatî bir düstur ittihaz et.”

Ey mütekebbir ve mağrur nefsim!Eğer sen kendini mağrur ve mütekebbir bilmesen mutlak ve muhtemeldir ki; nefsin aldatıyor ve aklın taallûk etmiyor. Bunun için bilhassa ve bilhassa genç nur kardeşlerin herhangi bir fikir serdeylese-ama mutabık, ama mutabık değil- bunu tevazu, mahviyet ve sükûnetle dinle. Aynı anda onu rencide etmiyerek dinle. Zira belki nur külliyatını tam okumıyabilir veya o noktayı intikal etmiyebilir.- Bu sebeple risale-i nurun meslekinin en mühim bir esası olan şefkatle, sükûnetle ve o anda müsamaha ile karşılayıp pek mücmel ve mülâyim bir cevap vererek deki: “ben bunu şu anda şimdi kendim bilsem de söylemek istemiyorum. Sizinle beraberce risale-i nur veya lâhikalardan araştıralım bulalım. Bu düsturla kalbin mutmain ve aklın tatmin olur kanaatındayım. Onun için yalnız baş başa kalıp okuyalım.” Diye cevaplandır. Gerek indî, şahsî veya başka şeylerden aldığım herhangi bir sözü size nakledebilir. Bu ise size risale-i nurun meslekine bir perde olabilir. Bu mutlak ve mücerrebdir. Emsalleri kırk seneden beri pekçoktur diyerek…üstad-ı pakimizin mazhar olduğu ism-i hakîm ve rahîme ittiba ederek o genci gücendirme, akıl ve kalbinde su-i infial veya su-i tefehhüm uyandırma

Ey nefsim! Fazilet ve meziyetler, iyilik ve muvaffakiyetler; ilim ve irfan, hüner ve marifet üstünlüğü, sebeb-i tevazu ve mahviyettir. Âdeta tevazu ve mahviyet bunların lâzımıdır. Zira hasenat cenab-ı hakdan, seyyiat nefsimdendir, böyle olduğu halde mezkûr hasenelerden bazılarını veya hepsine mazhar olmakla başkalara tefevvuk ve tekebbür tavrı takınmak bir nevi küfran-ı nimet, âmilik ve ahmaklıktır. Bu derekeye sukut etmemeye çalış.

Ey malûmatfuruş nefsim!Üstad-ı pakimiz müdebbir-i azam bediüzzaman hazretleri bütün dikkat ve alâkaları risale-i nur üzerinde temerküz ettirmiştir.
Alâkası inkisama uğrayanın himmeti zaafa düçar olur.

Mecliste ferman ve ilân etmiştir. Veya başka şeylerle fazla tevağğul eden veya yeni olup başka şeyleri okuyanlar, günlük aldatıcı içtimai mes’eleler hususunda konuşsa sen sükût et. Hemen onun içinde bir yol bulup risale-i nura intikal ile “kardeşim, biraz da risale-i nur okuyalım şeklinde yaşlı da olsan mütevaziyane mahviyetkârane ve kavl-i leyyinle de ki: Kardeşim risale-i nur baştanbaşa marifetullah ve doğrudan doğruya ahirete mütevecihhtir. Fakat dünyaya faydası bir meyvesi nev’indendir. Hem baştanbaşa allahtan resulûllahtan, dinî ve dünyevî saadet ve selâmetten bahseden bir kur’an tefsirini az da olsa sizinle bir ders arkadaşı olarak okumak tarif edilmiyecek derecede bir sevap, nuru hayır olduğu kütüb-ü islâmiyede beyan edilmiştir.
Kalb ve aklımızın feyiz ve nurlarla gark olduğu mücerrebdir. Bu itibarla beraber risale-i nur okuyalım.” Deyip siyasî, içtimaî mevzuları risale-i nur dersine çevir.

Ey şefkatsiz ve mağrur nefsim!Beraber hizmet ettiğin ve bir çatı altında bulunduğun ve daha başka nuranî yerlerde olan genç nur kardeşlerinden iki-üçü senin bed ve sert hareketlerinden zuhur eden ve bu emsal ahval ve akvalin yeni nur saidler sana hüsn-ü zan ederek ki kendi akranlarına da yapmaya başlarlar. Bunu müşâhede eden ferasetli nur saidler sana mahviyet ve tevazu ile yalnız olarak söylese, sen de bunlara muğber olup fiiliyatını tevil ve inkâr etsen veya kabul-ü âdemini ima edebilirsin, fakat onlar senin haberin olmadan veya olarak seni istiskal veya red etseler üstadına nur-u kur’ana vakf-ı hayat eden meslek-i nuriyeye sarılıp itidal-i demle muhafazaya çalışanlara, şahsın muarız ve alehtar olsa bu kabahatin müsebbibi kimdir? Elbette sensin.

Şu halde madem onlar genç veya olgun çağdadırlar, kabahatını idrak edip ihlâsı ve uhuvveti vesaireyi onlarla okuyarak imaen veya dolayısile de olsa bunlara mukabele etme.zira; bu senin (şefkat, uhuvvet, müsamaha, hoş görürlük) gibi meziyet ve faziletlerinin icabıdır. Aksi takdirde hizmetin ya ihlâssız, ya ömürsüz olur. Bu mücerrebdir. Kendinin de müşahedeleri içindedir.

Bir evliyaullahın meslek-i nuriyemle alâkalı bazı nasihatlarından meallerini nefsime hitab ederek derim ki:

Ey nefsim! İlm-i marifetullah ve edep tahsiline gayret et. Cümle hallerinde şeriata uyarak hareket et. Ancak sana farz olan ilmihal, fıkıh ve hadis ilmini öğren (risale-i nur serapa kur’an ve hadis tefsiridir.) Tahkiki iman, maarif-i ilâhî ehlinin derslerine devam et ki, ilmîle âmil olan ehl-i şeriat ve ehl-i takva olabilesin. Namazını daima ilk vaktinde ve cemaatle kıl. Az söyle, çok dinle. Şuurî ve gayr-i şuurî şöhret talebinde bulunma. Helâl ye.. Şüpheli şeylerden içtinab et. Kalbi öldürecek derecede kahkaha ile gülme. (kahkaha ile gülmek kalbi öldürür) mealinde hadis-i şerif var. Bundan elinden geldiği kadar kaçın.

Vücudunun temizliğine bilhassa haftada bir defayı geçirmemek üzere yıkanmıya, elbiselerinin taharetine dikkat et, nurları hergün mütalâa etmeli; zikir, fikir, ibadet, taat da bu nisbette makbul olur. Hem risale-i nuru okumak: hem ilimdir, hem zikirdir;
Hem fikirdir, hem ibadettir. Zira baştanbaşa maarif-i ilâhîyi ders veren bir eserdir.

İlmîle âmil olan zâhir ve bâtın ehli gibi zamanın imamına ve ferd-i ferid makamında olan zata malen, bedenen, kalben, ruhen hizmet et. Eğer fazl-ı ilâhî yaşadığın zamanda böyle bir zatın ve eserlerinin hizmetini nasip eylemişse, sadakat ve ihlâsın azamî, azamî gayret, himmet ve faaliyetin son nefesine kadar olsun. O zat-ı yektanın elinde sen “gasledilecek bir cenaze” gibi sebat ve teslimiyetle ol. Böyle zatların fiil ve kavillerini inkâr edenler ebediyyen felâh bulamazlar. Sen tek başına da kalsan yirminci asrın bir gavs-ı azamı, harika bir müfessir-i kur’anı olan üstad-ı zîşanın bediüzzaman ve âsârına sadakattan ayrılma.

« Son Düzenleme: 10 Şubat 2009, 11:15:06 Gönderen: 1kul » Moderatöre Bildir Logged

 

subayildiz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Mar 2009
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Allah razı olsun bu güzel yazıyı paylaştığınız için...
 

tufan_78

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 May 2008
Mesajlar
542
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Allah razı olsun kardeşim..duanızı eksik etmeyın inşallah..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt