Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Zikir nedir ve nasıl yapılır? (2 Kullanıcı)

_AYDIN_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Eyl 2009
Mesajlar
1,485
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Zikir nedir ve nasıl yapılır?

Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri buyuruyor ki:
Zikir, hatırlamak, anmak demektir. Hatırlamak da kalble olur. Söylemekle olmaz. Şimdi üç türlü zikir bilinmektedir:
1- Dille, söylemekle yapılan zikirdir. Söylerken, kalb birlikte hatırlamaz. Yalnız dille söylenen zikrin, kalbi temizlemekte faydası pek az olur. İbadet sevabı hâsıl olur. Aşağıdaki âyet-i kerime kalben zikretmeyenler içindir:
(Kalbleri Allahü teâlâyı zikretmeyenlere azap vardır.) [Zümer 21]

2- Yalnız kalble yapılan zikirdir. Dil söylemez. Üç ayet meali şöyledir:
(Rabbinizi, yalvararak ve gizli ve sessiz çağırınız) [Araf 54]

(Kalbler, ancak Allahı zikretmekle itminana [sükûna, rahata] kavuşur) [Rad 28]

(Rabbini, içinden zikret!) [Araf 204]
Daha başka birçok âyet-i kerimede ve sayısız hadis-i şeriflerde ve din büyüklerinin kitaplarında bu zikir bildirilmektedir.

3- Dille kalbin birlikte yaptığı zikirdir. Allah adamları, Evliya-i kiram, yükseklere eriştikten sonra, böyle zikri yapabilirler. Kalble yapılan zikir, en önce Fahr-i âlem efendimizin hicret gecesinde, Sevr dağındaki mağarada, Hazret-i Ebu Bekr-i Sıddık’a diz üstüne oturtup, gözlerini kapamasını emrederek sessiz yaptırdığı zikirdir. İki âyet-i kerime meali:
(Hep sadıklarla birlikte bulunun!) [Tevbe 121]

(Rablerini isteyenlerle beraber olmağa çalış!) [Enam 52]

Bu iki ayeti kerime meali büyüklerle rabıtayı bildiriyor. Bu rabıtayı yapmak, (Allahü teâlânın sevdiklerini hatırlamak, rahmet etmesine sebep olur) hadis-i şerifine uymaktır. Bunlar gibi, başka âyet-i kerimeler ve hadis-i şerifler de vardır.

Mazher-i Can-ı Canan hazretleri buyuruyor ki:
Üç türlü zikir vardır:
1- Kalb karışmadan, yalnız dil ile söylemektir. Bunun faidesi yoktur.

2- Ağızla söylemeyip, yalnız kalble yapılan zikirdir. Buna, tasavvufta Zikr-i hafi denir. Bu da, yalnız Zat-ı ilahiyeyi zikirdir. Yahut sıfatlarını düşünerek yapılır. Nimetleri de düşünülürse Tefekkür denir.

3- Kalble ve dille birlikte zikirdir. Dille kendi işitecek kadar söylenirse, buna da Zikr-i hafi denir. Âyet-i kerimede emrolunan, bu zikr-i hafidir. Başkası da işitirse Zikr-i cehri denir. Âyet-i kerimeler ve hadis-i şerifler, zikr-i hafinin zikr-i cehriden efdal olduğunu gösteriyor. Resulullahın hazret-i Ali’ye öğrettiği zikr-i cehri, kendi işitecek kadar olan zikirdir ki, hakikatte zikr-i hafi demektir. Zikirden önce kapıyı kapattırması da, böyle olduğunu gösteriyor. (Makamat-i Mazheriyye 11.mektup)

Zikretmek, Allahtan başka şeylerin sevgisini, onlara düşkün olmağı kalbden çıkarmak içindir. Kalbin mahlûklara bağlılığını yok etmek için en iyi ilaç zikirdir. Hadis-i şerifte, (Zikrederek, kalblerinin yükünü hafifletenlerin yolunda olun!) buyuruldu. Bunun için, “Allah’a, Allahü teâlânın sevgisine kavuşmak için, kalbin mahlûklara olan bağlantılarını kesmek, onu dünya zevklerine düşkün olmaktan kurtarmak lazımdır. Kalbi kurtarmak için de, zikirden daha faydalı bir ilaç yoktur” demişlerdir. (Tefsir-i azizi)

Allahü teâlâyı hatırlamak, Onun ismini söylemekle veya çok sevdiği bir Velisini görmekle olur; çünkü hadis-i şerifte, (Onlar görüldüğü vakit, Allah hatırlanır) buyuruldu. İsmini işitirken, söylerken, başka şey düşünülebilir. Onu hatırlamak şüpheli olur. Onu devamlı hatırlamak için, her gün binlerce söylemek lazım olur. Evliyayı severek, inanarak görünce, muhakkak hatırlanacağı müjdelendi. Görmek gözle olduğu gibi, Velinin şeklini, suretini, kalbine, hayaline getirmekle de, görmüş gibi olup, Allahü teâlâyı hatırlamaya sebep olur. Böyle, kalble görmeye rabıta denir ki, kalbi, Allahü teâlâdan başka şeyleri sevmekten, onları düşünmekten kurtaran vasıta ve temiz kalbe, ihlâsa kavuşturan yoldur.

İmam-ı Rabbani hazretleri, 231. ve 266. mektuplarında, yüksek sesle zikrin bid’at olduğunu bildirmektedir.
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
ALLAH RAZI OLSUN OKUDUK

ZİKİR İLE İLGİLİ BİRKAÇ AYETİ KERİME :

MERYEM - 65
Rabbus semâvâti vel ardı ve mâ beynehumâ fa’budhu vastabir li ibâdetih
(ibâdetihî), hel ta’lemu lehu semiyyâ(semiyyen). Semaların, yeryüzünün
ve ikisinin arasındakilerin Rabbidir. Öyleyse O'na kul ol! O'nun kulluğunda
sabırlı ol! O'nun İsmi'yle isimlendirilen (bir kimse) biliyor musun?

MUZEMMİL - 8
Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâ(tebtîlen).
Ve Rabbinin İsmi'ni zikret ve herşeyden kesilerek O'na ulaş.

AHZAB - 41
Yâ eyyuhellezîne âmenûzkûrullâhe zikren kesîrâ(kesîran).
Ey âmenû olanlar! Allah'ı çok zikirle (günün yarısından fazla) zikredin.

NİSA - 103
Fe izâ kadaytumus salâte fezkurûllâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ
cunûbikum, fe izatma’nentum fe ekîmus salât(salâte), innes salâte
kânet alel mu’minîne kitâben mevkûtâ(mevkûten).
Namazı bitirdiğinizde; ayaktayken, otururken ve yan üzeriyken (yan üstü
yatarken) Allah'ı hep zikredin! Güvenliğe kavuştuğunuzda namazı
erkânıyla kılın. Çünkü; namaz, mü'minlerin üzerine, vakitleri belirlenmiş
bir farz olmuştur.

KAF - 8
Tebsıraten ve zikrâ li kulli abdin munîbin.
Münib olan (Allah'a yönelen: Allah'a ulaşmayı dileyen) bütün kullarına
basiret olsun (onların kalp gözleri açılsın) ve (çok) zikretsinler (daimî
zikre ulaşsınlar) diye.
 

hayri07

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Şub 2009
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
değerli hocam dilimizi damağımıza bastırarak da zikir yapıyoruz yanlışım varsa düzeltin selametle...
 

Kaim

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2010
Mesajlar
2,197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Allah zikrimizi , şükrümüzü arttırsın.

konu cok güzel olmuş. Allah razı olsun.
 

acizanegünahkar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ara 2009
Mesajlar
1,082
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
56
Çok güzel paylaşım,
RABİM nuruyla nurlandırsın,
selametle Kardeşim.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Allahcc razı olsun gönüldaş...
Allahcc, zikreden kullardan eylesin inşaALLAH...
Ayın konusu seçilmesi tam isabet olmuş...
Kutlarım...
KALPLER ANCAK ALLAHI ZİKRETMEKLE YAKİNE ERER..
Allahcc, kalbiyle iman ve itikad edenler zümresinden eylesin inşaALLAH...
Rabbimize emanetsin kardeşimiz...
O EN GÜZEL VEKİLDİR...
Besmele...Selam...Dua...
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Esselamu aleykum,

Kıymetli kardeşim ayın konusu seçilmesine layık bir paylaşım yaptığınız için teşekkür ederim,konunuza katkısı olması umudu ile bir kaç kelam yazmak isterim...

ALLAH TEALA ile kulu arasında 70.bin perde vardır der büyüklerimiz,bu perdeler kulun Rabbine yaklaşmasına mani olan şeylerdir ve kim kalbinde ALLAH TEALA dan başka birşeye yer ayırırsa işte oda bu zulmet perdesinden bir perdedir.
Peki zikrin önemi nedir ?
Neden zikretmek gereklidir?
Tarikatların öğrettiği zikir sistemi neye göredir?

Bu sorular çok kişinin aklına gelir,şunu söylemek gerekirki ALLAH TEALA ile kulu arasındaki yakınlığa mani olan dünyevi işlerin sevgisinden kaynaklanan 70.bin perde ALLAH TEALA ya olan sevginin artması ve yanlız Mabudumuzun sevilmesi ile kalkacaktır,bunun en güzel yolu ise zikirdir.

Sizinde beyan ettiğiniz gibi zikir üç şekilde olmaktadır,yanlız dil,sadece kalb ve ikisi birden ancak bu kadarla sınırlı olan bu zikirlerin asıl maksadı ise murakabedir.
Yani zikrin amacı hatırlamak olduğundan murakabenin manasıda hiç akıldan çıkarmamaktır,bu sebepten murakabe makamına çıkan salik'e artık zikri bırakması emredilir çünkü maksat hasıl olmuş Rabbini arzulayan kul artık herdaim Onunla celle celaluhu beraber olmaya başlamıştır.

Kul zikre başladığı zaman sabırlı olursa eğer dil ile başlanan zikir zamanla kalbine düşer kalbi ile devam edilen zikir ise herdaim aklına düşer akıl ile yapılan zikir ise murakabenin tam kendisidir öyleki yanlız dil ile zikir eden kalb ile zikredenden daha zararda ise yanlız kalb ile zikredende murakabe edenden daha zarardadır bunu ayıran en büyük etken ise en güzel zamanında kalbi ile Rabbini anan kul bir vahim zamanda bir an bile olsa Rabbinden gafil olabilir ama evliyanın hasından olanlar yani murakabe ile şereflenenler asla vehamette Rablerini unutmazlar her daim onunla beraber olurlar.
Birde zikrin en aşağısı ile en efdali arasında kul kendinden farklılaşma ve hayatında değişmeler olduğunu fark eder bunun sebebi ise ''Kulum beni zikrettiğinde bende Onu zikrederim...'' buyuran Rabbimizin O salik üzerindeki rahmeti gereğidir,salik eğer daha fazla gayretli olursa sülukunda bu seferde bal tutanın parmağını yaladığı misali Rabbinden kendisine bahşedilen, yine Rabbine has olan şeylerin arttığını görür bunlardan başlıcaları zahiri ilmi artar,merhameti artar,sabrı artar,dinine olan sevgisi artar...
Murakabe makamına eren kişiye artık kalb gözü ve manevi ilim olan ledün ilmide verilir,bundan gayrısı büyüklerin sözleridir biz küçüklere birşey söylemek veya anlatmak yakışık almaz...

Baki selamlar ve dualarımla...
 

_AYDIN_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Eyl 2009
Mesajlar
1,485
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
selamun aleyküm kardeşlerim...
HAK TEALA cümlemizden razı olsun inşaALLAH...
hafize anneciğim ve erzurumli abiciğim,ALLAH celle celalühü katkılarınızdan dolayı razı olsun inşaALLAH...
selam ve baki dua'larımla,ALLAH'a emanet olunuz...
 

berat05

Yönetici
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
7,764
Tepki puanı
1,036
Puanları
163
Yaş
48
Konum
Gönlün olduğu yerde
Esselamu aleyküm ve Rahmetullah

Esselamu aleyküm ve Rahmetullah


Açmış olduğunuz bu değerli konu ile AYIN KONUSU seçildiniz
sizi
TEBRİK EDİYORUM
Emeklerinizden ve konuya eklemeler yaparak yardımcı olan diğer kardeşlerimizden RABBİM razı olsun inşallah
Allah Celle Celaluhu doğru yoldan ayırmasın ,cümlemizi bu konulardan istifade edebilmeyi nasip eylesin inşallah
 

_AYDIN_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Eyl 2009
Mesajlar
1,485
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38

Açmış olduğunuz bu değerli konu ile AYIN KONUSU seçildiniz
sizi
TEBRİK EDİYORUM
Emeklerinizden ve konuya eklemeler yaparak yardımcı olan diğer kardeşlerimizden RABBİM razı olsun inşallah
Allah Celle Celaluhu doğru yoldan ayırmasın ,cümlemizi bu konulardan istifade edebilmeyi nasip eylesin inşallah
teşekkür ederim kardeşim...
RABBİM cümlemizden razı olsun inşaALLAH...
selametle kalınız...
 

arzu74

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ara 2009
Mesajlar
2,336
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
49
emeğinize sağlık Allah razı olsun.gittiğim bir toplantıda senai demirci söylemişti :Dil söyler kalp işitir.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt