Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

ZAMANIN Sahabesi Olmak İster Misiniz? (1 Kullanıcı)

Emanet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
3,573
Tepki puanı
32
Puanları
48
Yaş
38
Bir kişi Cüneyd-i Bağdadi Hazretlerine: 'Gözlerimi haramdan nasıl korurum?' diye sordu.. Cüneydi Bağdadi Hazretleri de: 'Seni görenin bakışının, senin bakışından önce olduğunu düşünerek...' demiş..

ALLAH razı olsun Aliyem,
gel artık kardeş...
yüreğinden dökülen o kıymetli sözlerini öyle özledimki...
RABBE emanetimsin oralarda..
hayırlı haberlerin gelir inşaALLAH...
yüreğine selam..
 

Çeşm-i Bülbül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2009
Mesajlar
13,384
Tepki puanı
6
Puanları
0
ZAMANIN Sahabesi Olmak İster Misiniz?

selamün aleyküm değerli ablacım
emeğinize sağlık
allah razı olsun
rabbim yar ve yardımcınız olsun
selametle
 

hudavendigar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Kas 2006
Mesajlar
735
Tepki puanı
1
Puanları
0
aliye-aliye kardeşimizden Allah razı olsun.
Evet; zamanımıızn sahabesi olmayı gerçekten kim istemez.Lakin bunu yapmak biraz zor oluyor bu zamanda.Çünkü günahlar, bid'atlar o derecede arttı ki bunlara bulaşmamak adeta mümkün olamamaktadır.Fakat yine de zor da olsa bu gerçekleştirebilinir.
İlk önce Şeriat'ı bilmemiz lazımdır.İkincisi ise gerçek bir tarikata girip orada kalmaktır.Mürşidi sağlam olanı seçmelidir.
Daha sonra yapılacak iki şey kalmaktadır, ki bu da mürşidinin ders ve tembihleri doğrultusunda mücahede ve riyazet yapılmalıdır.Bu iş biraz zordur.Bunda sabır, sebat ve azim gerekir.Bu yol çok uzun ve incedir.İnsanın ömrü yetmeyebilir..

Kısacası; Şeriat ve tasavvufu birleştirip bu yola baş koymaktır kısacası...Yani adam gibi adam yetişmek.Tıpkı sahabe gibi..Allah yar ve yardımcımız olsun...

İşte meydan, işte yol!...Hem de ne yol!.Çile dolu bir yol!..Buyralım bu yola, ehli sünnet ve itikad yoluna, Sırat-ı müstekim yoluna, hidayet yoluna!..Buyrun,buyuralım..
 

hudavendigar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Kas 2006
Mesajlar
735
Tepki puanı
1
Puanları
0
Dikkat ediniz ki memleketimizde sakala sarığa, cübbeye, çarşafa, başörtüsü,tesettüre karşı çıkan nice insanlar ve resmi kurum ve kuruluşlar vardır.Bunları da göz önüne alınacak ve direnilecetir.Resulullah(S.A.V.) efendimiz bu yolda çok çile çekti,eza ve cefa gördü.Bu yol ateşten gömlek giyme yoludur.Azıcık zulüm ve işkencelere bakıp vazgeçmek olmaz.

"İslam, garip olarak başladı garip olarak geri dönecektir.Ne mutlu o gariplere" diyen Peygamber efendimiz Sallallahu aleyhi vessellem hazretlerine sayısız salat ve selam olsun...
 

azizislam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 May 2006
Mesajlar
1,330
Tepki puanı
0
Puanları
0
ya nasıl güzel bir yazıydı Allahda sana böyle güzellikler versin
 
T

tevbekarım

Allah razı olsun çok güzel bi paylaşımdı bize 2 yıl sonra okumak nasip oldu ELHAMDÜLİLLAH....
karanlıklardan aydınlıklara çıkaran Rabbime ELHAMDÜLİLLAH...
 

kardelele

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ocak 2009
Mesajlar
15,425
Tepki puanı
27
Puanları
0
Yaş
55
Konum
istanbul
Allah'a söz verelim; bu çağın sahabesi olalım.Bizimle, Rabbimiz meleklere karşı övünsün, melekler bize tebessümle baksın. İstemez misiniz, kim istemez ki?

Mevlamız, cümlemizi zamanımızın sahabesi yapsın inşAllah(celle celalüh) (Amin)


ALLAH YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN.
EMEĞİNİZE YÜREĞİNİZE SAĞLIK.
ALLAHA EMANET OLUN.
 

smyyes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
3,791
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
30
Bir kişi Cüneyd-i Bağdadi Hazretlerine: 'Gözlerimi haramdan nasıl korurum?' diye sordu.. Cüneydi Bağdadi Hazretleri de: 'Seni görenin bakışının, senin bakışından önce olduğunu düşünerek...' demiş..

ne güzel demiş.ilk okuyuşta anlayamasamda sonra anladım ki ne güzel demiş.

 

suda

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Kas 2010
Mesajlar
336
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
cimrilik kötü bir şey
 

hudavendigar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Kas 2006
Mesajlar
735
Tepki puanı
1
Puanları
0
Günümüzün sahabesi olmak yürek ister yürek!..Dünya malına hırslı olanlar bunu asla başaramazlar.Cimrilikle asla bir arpa boyu yol katedemezler.
 

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
501
Puanları
83
Yaş
43
Selamün Aleyküm.
Evet... dediğiniz gibi Yürek ister...
Ama ben umutluyum. Geçte olsa uyanabildik veya uyanıyoruz hala
Nefsani ve Şehvani Arzulardan kalbimizde imana yer bırakmamışsak
Temizlik için direniyor bu mücadeleyi veriyoruz.
Bizler azda olsa ucundan tutmayı başarabilirsek ne mutlu bize.
Hem kendimiz bu yolda direnirsek
Bence Günümüz Ashabı olur Sahabelerini yetiştirebiliriz.
Herbirimiz küçüklerine Duruşu ve fikriyle örnek olabilirse
Kendi çocuklaımızdan başlayarak Sahabe yürekli
Sahabe imanlı , Cesareti, Duruşu, Bilgisi ile Nice Ashab yetiştirebiliriz..

Rabbimiz bizler bu yolda ilerlemeyi nasip eylesin amin.

Selam ve dua ile
 

hudavendigar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Kas 2006
Mesajlar
735
Tepki puanı
1
Puanları
0
Günümüzde sahabe gibi yaşamak mümkün müdür?


Günümüzde değil; hiçbir devirde ve hiçbir çağda sahabelere yetişilmez; sahabe gibi olunmaz. Fakat her çağda ve her zamanda sahabeler örnek alınırlar, model alınırlar. Üstad Bedîüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle, peygamberlerden sonra insanoğlunun en faziletlileri Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm’ın sahabeleridir. Sahabelerin mertebesine hiçbir şekilde yetişilmez. Çünkü onlar Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm’ı “peygamber” olarak görmüşler, iman etmişler ve “sohbeti” ile müşerref olmuşlardır. Peygamber sohbeti onlara, sair evliyanın senelerle seyr ü sülûkla elde ettikleri feyze ve nura, “bir dakikada” ulaştıran bir mertebe ve yükseliş vermiştir.1
Ebû Musa el-Eş’ârî radiyallahü anh anlatmıştır: “Bir gün evden çıktım ve içimden: ‘Vallahi bu gün Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm’dan ayrılmayacağım ve bütün gün onunla birlikte olacağım’ diye ahdettim. (Ebû Musa mescide geliyor, Hazret-i Peygamber’i (asm) soruyor. Ona: ‘Resûlullah mescitten çıktı ve şu yöne doğru gitti’ diyorlar.) Bunun üzerine ben de mescitten çıktım ve Resûlullah’ı (asm) sora sora izi üzerinde gittim. Nihayet Resûlullah’ı (asm) Erîs kuyusunun bahçesinde buldum. Bu bahçenin kapısı hurma dalından yapılmıştı. Resûlullah (asm) abdest aldı ve Erîs Kuyusunun ağzına serinlemek için oturdu. Ben de kalkıp Resûlullah’ın (asm) yanına vardım. Resûlullah’a (asm) selâm verdim. Sonra geri dönüp kapının yanına oturdum. Kendi kendime:
“Bu gün ben Resûlullah’ın (asm) kapıcısı olayım” diye karar verdim. Bu sırada Ebû Bekir (ra) geldi. Kapıyı itti. Ben:
“Kimdir o?” dedim. O:
“Ebû Bekir” dedi. Ben:
“Biraz müsaade et” dedim. Sonra gittim:
“Ya Resûlallah! Kapıda bekleyen Ebû Bekir’dir. Yanınıza gelmek için izin istiyor” dedim. Resûlullah (asm):
“Ona izin ver ve kendisini Cennetle müjdele!” buyurdu. Hemen geriye döndüm ve:
“Gir!” dedim. Sonra: “Resulullah seni Cennet’le müjdeliyor” dedim.
Ebû Bekir girdi ve Hazret-i Peygamber’in (asm) sağ yanına oturdu.
Ben kapıya döndüm. Kapı tekrar çaldı. Ben:
“Kimdir o?” dedim. O:
“Ömer bin Hattab’tır” dedi. Ben:
“Biraz bekle!” dedim. Sonra Resûlullah’a (asm) geldim, selâm verdim ve:
“Ya Resulallah! Ömer bekliyor. Yanınıza gelmek için izin istiyor” dedim.
Resulullah (asm):
“Ona izin ver ve kendisini Cennet’le müjdele” buyurdu.
Ömer’e geldim ve:
“Buyur” dedim. Sonra: “Resulullah seni Cennet’le müjdeliyor” diye haber verdim.
Ömer girdi ve Resûlullah’ın (asm) sol yanına oturdu. Ben kapıya döndüm.
Az sonra kapı yeniden çaldı. Kardeşim abdest alıp bana yetişecekti. Gelenin o olmasını diledim.
“Kimdir o?” dedim. O:
“Osman bin Affan” dedi. Ben:
“Biraz bekle” dedim. Ve Hazret-i Peygamber’e (asm) gelip haber verdim. Resulullah (asm):
“Ona izin ver ve kendisine isabet edecek olan belâ ve musibetle birlikte Cennet’le müjdele” buyurdu.
Döndüm ve Hazret-i Osman’a (ra):
“Gir” dedim. “Resûlullah (asm) seni, sana isabet edecek olan belâ ve musibetle birlikte seni Cennet’le müjdeliyor” diye ilâve ettim.
O da girdi ve Resûlullah’ın (asm) karşısına oturdu.”2
Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’a en zor zamanlarında yardım eden, onun (asm) nurlu sohbetlerinden yüksek feyiz alarak doğrudan ve hiç aracısız zahirden hakikate geçen sadık arkadaşları, yani sahabeler, yani Ashab-ı Güzin, tam mânâsıyla birer Peygamber Yıldızıdır. İnsanlık tarihinde Peygamberlerden sonra gelmiş en şerefli nesil ve en hayırlı topluluktur. Bedîüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle, her biri hak, hakkaniyet, sıdk ve doğruluk için, canlarını, mallarını, anne ve babalarını, kavim ve kabilelerini feda eden birer fedaidirler.3 Günümüzde elbette onlar örnek alınarak yaşanabilir.
Allah feyizlerini üstümüzden eksik etmesin. Âmin.

Dipnotlar:
1- Sözler, s. 451
2- Müslim, Fadâili’s-Sahâbe, 29
3- Mektûbât, s. 121
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
33
Konum
.........



6a533261ed7879d8lf0cw8.jpg




= SAHABE YÜREKLİ GÖNÜLLER =

Hamd Alemlerin Rabbine;Salat ve Selam Onun Kulu ve Elçisi,Gönüllerin Efendisi Muhammed(a.s.)üzerine olsun.



“Onlar ki,gayba inanırlar,namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler.İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.”


Rasulullah'tan yansıyan nurla aydınlananlardır onlar…
Hz.Peygamberden Hakk'a uzanan hidayet yolunun işaret taşlarıdır onlar…
Vahyi tüm yüceliğiyle ve bedeliyle omuzlayan yiğitlerdir onlar….
Onlar; Allah için canlarından, mallarından, yurtlarından, ehlinden.... geçenlerdir.


Ya bugünün sahabeleri…

Asrı Saadet rüzgarları estirmenin çabasında olanlar…
Gönüller Sultanının iki parmağını birleştirerek ashabına gösterdiği “Gerek kendisine ve gerekse başkasına ait herhangi bir yetimi görüp gözetmeyi üzerine alan kimse ile ben, cennette işte böyle yanyanayız” buyurduğu mananın peşine düşen;


Savaşlarla dağılmış, parçalanlmış, afetlerle yıkılmış, acılarla yorgun ve hasta düşmüş yüreklere ilaç olmaya çalışanlar….


Kur-an’ın söylemiyle “Size ne oldu da yolunda ve “Rabbimiz! Bizi,halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder bize katından bir yardımcı yolla!” diyen zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz!” ayetinin işaret ettiği feryatlara kulak tıkamayanlar…


Evet onlar da bu günün sahabeleri olmanın gayretinde... Rasulullah'ın sahabesine dahil olabilme sancısını yüreklerinde taşıyanlardır..


En zor zamanlarımızda, ihtiyaç anlarımızda Rabbim hep bu güzel mü'min ve mü'mineleri vesile kılar bizlere..


SAHABE YÜREKLİ GÖNÜLLERDİR ONLAR….
Uğradıkları yerlerde masum çocukların gözlerindeki ışık olup neşe saçarlar.Misk kokuları gibi etrafa huzur yayarlar … Ve yetim ve mazlum yüreklere umut olurlar…




Rabbim bizleri de onlar gibi bakıp onlar gibi görebilenlerden eylesin inş.AMİN….


Allah razi olsun...
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
en büyük veli
en küçük sahabînin
ayağının tozu bile değildir
bu ölçülendirmeyi koyan da
en büyük veli - İMÂM-I RABBANÎ


|Salih MİRZABEYOĞLU - Esatir ve Mitoloji - syf. 134 |






 

berat05

Yönetici
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
7,764
Tepki puanı
1,035
Puanları
163
Yaş
48
Konum
Gönlün olduğu yerde
Bu konu içimde ayrı bir yerdedir...Öylesine düşündürür ki....

O zamanda olsaydık nasıl mücadele ederdik ? Ne yapardık ? Nasıl biri olurduk ?
Böylesine kolay bir zamanda "O yıldızların tırnağı bile olamazken" o zaman nasıl yaşardık diye düşünmeden edemiyorum....

Rabbim bizleri Sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed'in ( salllahü teala aleyhi vessellem ) Ashabının, Ehlibeytinin yolundan gitmeyi nasip eylesin inşallah.. Ahirette Şefaatlerine nail oluruz inşallah..
 

merve_talat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Eki 2006
Mesajlar
211
Tepki puanı
0
Puanları
16
Yaş
37
Allah razı olsun paylaştığınız yazılar çok güzel ve faydalı rabbim onların izinden gitmeyi hepimize nasip etsin rabbim sizden ebeden razı olsun selam ve dua ile allah a emanet olun
 

hakyolu007

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2012
Mesajlar
2,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
42
billed.asp




Herkese sorduğumuzda alacağımız cevap genelde aynıdır.''Asrı Saadet'te yaşamak ister misiniz?'' Birçoğumuzun cevabı: ''Tabii kim istemez?'' olacaktır.Evet tabii kim istemez değil mi? Kim istemez? Ama Mevla, kulu için en iyisini bilir; bu yüzden bizi bu zamanda yaratmış demek ki; bunda bir hikmet var.

Düşünüyorum da acaba o devirde yaşasaydık, biz de Ona iman edecek miydik? Yoksa biz de Ebu Cehil ya da Ebu Leheb gibi ona her türlü eza ve cefayı reva mı görecektik? Düşünüyorum, çok düşünüyorum ve ben: ''Ona iman ederdim.'' diyemiyorum.Diyemiyorum çünkü Ona iman edenlerin çektikleri eziyetleri düşündükçe, kendimde o eziyetleri çekecek imanı göremiyorum.Bu yüzden bu devirde yaşadığıma sonsuz şükrediyorum, sonsuz.... Devrimizde İslam'ı yaşamak o kadar kolay ki.. Tabii ülkemizde tam manasıyla yaşamak, bazı alanlarda zor ama; yine de o devre göre ne kadar kolay değil mi? Ve bizim elimizdeki imkanlar, onların elinde olsaydı, ne yolda, nasıl harcarlardı? Ya bizler? Dalıyoruz sanal aleme, çık çıkabilirsen içinden.. Peki birilerine bir şeyler anlatmak için kullanıyor muyuz neti? Faydalı şeyler öğreniyor muyuz? (inş.öğreniyoruzdur)

Düşünüyorum, ben de Sümeyye validemiz gibi canımı verir miydim? Hazreti Bilal gibi taşlar altında ezilir miydim ya da Hazreti Ebu Bekir gibi malımın tamamını verir miydim diye ama ben bunların hiç birine: ''Evet Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) için malımı ve canımı seve seve verirdim.'' diyecek kadar imanı kendimde göremiyorum.(Mevlam nasip etsin inşAllah(celle celalühü))..

Demek ki Rabbime ne kadar hamdetsem, ne kadar şükretsem az...

''Zamanın sahebesi olmak'' dedim.Şimdi size bir soru: ''Zamanımızın sahebesi olmak ister misiniz?'' ''Nasıl?'' derseniz, çok kolay.. Madem Rasullullah zamanında yaşamadık, biz de onun yaşadığı şekilde yaşarız ve ona layık bir sahabe oluruz...

Peygamber Efendimiz (aleyhissalatu vesselam) (Sallallahu Aleyhi veSellem) Hazreti Ali'ye (Radıyallahu Anh) :"Ya Ali, bakış bakışı takip etmesin, ilk bakış senindir (mübahtır), ancak ikinci bakışa hakkın yoktur." (Ebu Davut-Tirmizi) buyurmuştur.


Bir kişi Cüneyd-i Bağdadi Hazretlerine: 'Gözlerimi haramdan nasıl korurum?' diye sordu.. Cüneydi Bağdadi Hazretleri de: 'Seni görenin bakışının, senin bakışından önce olduğunu düşünerek...' demiş..

Gerçekten bu bilinçte olduktan sonra, bakamıyorsunuz harama.. Deneyin bir..Siz de göreceksiniz ..

Devrimizde, ''gözleri kapalı olmak çok önemli..Büyüklerimiz: ''Kalp, gözün arkasındadır.'' demişler. Ne kadar doğru...
''Yabancı kadına şehvetle bakmak, şeytanın zehirli oklarından bir oktur. Kim onu, Benim korkumdan dolayı terk ederse, kalbine öyle bir iman neşvesi (yani lezzet) ve halâveti atarım ki, onun zevkini gönlünün derinliklerinde duyar.”

(Hadis-i Kudsi)


Bir radyo programında dinlemiştim..Spiker: ''Haramların, fiziki durumumuzu değiştirmemesi bir imtihandır.'' demişti.Çünkü bizden önceki ümmetler bir günah işledikleri zaman, hemen şekilleri değişirdi.Maymun, hınzır ya da başka suretlere dönerlerdi.

Allah'a söz verelim; bu çağın sahabesi olalım.Bizimle, Rabbimiz meleklere karşı övünsün, melekler bize tebessümle baksın. İstemez misiniz, kim istemez ki?

Mevlamız, cümlemizi zamanımızın sahabesi yapsın inşAllah(celle celalüh) (Amin)
30 Ağustos 2007 / Alıntı



billed.asp

Emeğine yüreğine Sağlık kardeşim Allah Razı olsun hepimizden
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt