Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Yürekten Ağlayan Bir Kadın... (1 Kullanıcı)

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,554
Tepki puanı
904
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
scaled.php

Yürekten Ağlayan Bir Kadın.
..

Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında.
Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya...
En az erkekler kadar yani!
Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur.
Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir.
- Yürekten ağlayan bir kadın ...
Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe!
-İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının.
Yutkunamaz, nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır.
Gözleri buğulanır kadının sonra.
ama aglamayacagim, der içinden.
Ama engel olamaz işte.
Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır..
Bu acıya ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın.
İnce ince süzülür yaşlar gözünden; önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli...
Ve kadın ağlar; hem de çok!
Sanmayın ki gidene ağlar kadın!
Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır.
O yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa bile izinin kalacağını bilir kadın; o yüzden ağlar.
Ama bilir misiniz, ağlamak kadınları olgunlaştırır.
Her damla, daha çok kadın yapar kadınları.
Her damla bir derstir çünkü.
Bazen kadınlar ağladığında çoğu insan, ağlama niye ağlıyorsun ki, değmez onun için derler.
Bilmediklerindendir böyle demeleri.
Çünkü yürekleri acıyan kadınlar ağlamazlarsa, ölürler.
İçlerindeki zehirdir onları öldüren!
Ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar, o irini temizlerler yaralarındaki!
Çünkü bilirler, o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür yaraları
Dönüşmemesi lazımdır oysa.
O yüzden de bolca ağlarlar.
Zaman geçer sonra.
Kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler.
Umarım öğrenirler, yoksa ruhlar sapkın yollara çarpar kendini.
Sapan ruhların doğru yolu bulması da yeni acılar demektir.
Bunu bilir kadınlar, o yüzden eninde sonunda öğrenirler kendilerine sarılmayı...
Çok ağlayan kadınlar, bir çok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında.
Her damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça o safça inandıkları aşk gerçeği onların gözünde küçülür.
Küçüldükçe değerini yitirir ve işte o zaman kendilerine sarılıp, yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden.
Güçlü, yenilmez, mağrur ve aşka inanmayan...
İnançlarını yitirdi kadınlar.
Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki, o kadar çok ağladılar ki!
Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına inanıyorlar, o yüzden kendilerine sarılıyorlar.
Çünkü biliyorlar ki
sarıldıkları adamlar onları hak etmedi; hem de hiçbir zaman!
Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları adamların.
E.. o zaman niye sarılsınlar ki!
Niye sarılalım ki!
Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur.
Bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır.
Bilin ki, artık aşkın olmadığına inanmıştır.
Bilin ki, sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır
O da kim, ne diye sormayın artık.
Çok ağlayan kadınlar, eninde sonunda kendilerine sarılırlar....................
Alıntı.
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
33
Konum
.........
Üç bin kadın üzerinde yapılan bir araştırmaya göre kadınlar bir yıl dört ay gözyaşı döküyor.

“TheBabyWebsite.com” tarafından yapılan ankete göre kadınlar, doğdukları yıl bez değiştirme, beslenme gibi ihtiyaçlarının giderilmesi için günde üç saat, bir-üç yaşları arasında düşme, yorgunluk, azarlanma gibi sebeplerden günde iki saat beş dakika, genç kızlık dönemlerinde ise hormon, arkadaş kavgası, sevgili tarafından terk edilme gibi sebeplerden haftada ortalama iki saat 13 dakika, 19 yaşını geçtiklerinde ise haftada iki saat 14 dakika ağlıyorlar. 19-25 yaş arası kadınlarda duygusal bir film ya da ilişkiler konusundaki kararsızlık ağlamaya yeterli.

25’ten sonra kötü haber, yorgunluk, eşiyle kavga gibi ortak nedenlerden göz yaşı dökmeye devam eden kadınlar böylece hayatlarının 12 bin saatini ağlayarak geçirmiş oluyorlar.
 

KatrePare

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Tem 2011
Mesajlar
4,014
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
Evet okumustum bu yazıları..
Bılen bılıyor vesselam.
Allah razı olsun.
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
33
Konum
.........
Kadınlar Neden Ağlar
-----------İçlerinde ki zehir onları öldürür ağlayarak ancak o zehirden kurtulurlar. Kadınlar aslında çok sabırlıdırlar…
-----------Her söylenen acı söz acı zehir gibi akar kalplerine. Damarlarında o öldürücü keskin zehir dolaşmaya başlar. Nefes alırken yutkunurken sineleri acır. Boğulacak gibi olurlar…
-----------Ağlamasalar o zehri asla dışarı atamazlar. O zehir kalbi yara eder parçalar tedavi edilmeyen yarada cerahatler oluşur. İrin olup akar damarlarında… O ise soldurur kadını içten içe, yanarken söner kadın...
-----------Zaman geçer zehirle irine dönen yara iyileşmemişse kadın yutkunamaz olur... Zamanla kadınlar acılarıyla gülmeyi kendilerine sıkıca sarılmayı öğrenirler. Yoksa ruhları ızdırapla sapkın yollara çarpar kendisini ki, en başta kadın kendisini yetersiz görür. Üzülür kurur gazele döner… Çok ağlayan kadını lütfen kınamayın. Siz Onları ağlatanları kınayın...
-----------Gözyaşını kadınlara şerbet gibi içirenleri kınayın... Çokça ağlayan kadınlar aslında çok şeyden hakları olduğu halde vazgeçen kadınlardır...
-----------Aslında gözyaşına değmeyenler için döktükleri her damla gözyaşı onları güçlendirir… Aşk gerçeği Onların gözünde küçültür. Aşk kendi eş dengini bulduğunda her zerresini sarhoş edebilmelidir...
-----------Kadın âşıkken erkek O nu hiçe sayıyorsa zehirli iğnesini her dakika batırıyorsa bu kadına daha çok acı verir. Ve iğneyle zehirlenmiş daima kalbi kanatılmış kadında aşk küçüldükçe değerini yitirir. İşte o zaman dimdik ayakta durup kadın kendisini keşfeder sımsıkı sarılır, yeni bir kadını yaratır kendisinden. Daha güçlü yıkılmaz yılmazdır…
-----------Yenilmeyen mağrur aşka inanmayan süslü sözlere aldanmayan… İnsanlar Ona yaklaştıkça o hiç güvenmez. Neden bekârdır kadın? Çünkü inancını güvencini itimadını yitiren kadın yudum yudum zehir içtiyse bir daha nasıl inanır güvenir… Acaba ilk teslimiyetin olması ne kadar sürer? Bana sorarsanız ilk teslimiyetteki kadar saf tertemiz olmaz… Hep acabalar dolanır kafada.
-----------Kariyer sahibi de olsalar ev kadını da olsalar duygular hep aynıdır. Kadın duygu dolu naziktir. Kadınların inançlarını yitirmesi o kadar kolay olmaz. Yıllarca yüreklerine saplanan iğneler acaba ne kadar zamanda iyileşir… Erkekler hüznünü kederini belli bir noktada belli ederler...
-----------Kadınlarda ki sabır onlarda yoktur… Sanki çorap ipliğine bağlıdır… Bir kadını gerçekten yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlamaya başlamışsa kadın ancak sevdiği değer verdiği için ağlar. Kadın yürekten ağlıyorsa O’nu ağlatan yüreğine de ulaşmış. Yüreğinde yer almıştır.
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,554
Tepki puanı
904
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur.
Bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır.
Bilin ki, artık aşkın olmadığına inanmıştır.
Bilin ki, sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır.
O da kim, ne diye sormayın artık.
Çok ağlayan kadınlar, eninde sonunda kendilerine sarılırlar çünkü!
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,554
Tepki puanı
904
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Bir Kadın Neden Ağlar!
b-406887-a%C4%9Flayan_kad%C4%B1n_ve_g%C3%BCl.jpg



Tam aranılan insan tiplerinden biriydi.
Öyle düşünülüyordu.
Kişiliğiyle,candanlığıyla, sıcaklığıyla,samimiyetiyle ve fedakarlığıyla.
Hep iyi bir kardeş,iyi bir komşu,iyi bir arkadaş en önemlisi de iyi bir dost oldu.
Ama ötesini kimse düşünmedi.
Belki layık görmediler,belki mesafeli buldular belki de ulaşılmaz kim bilir?
Halbuki ellerini uzatsalar tutacaklar ama haberleri yok.
Onun içinde büyümeyen bir çocuk vardı ve ne yazık ki bunu farkedebilen olmadı.
Kaybeden kimdi?
O mu karşıdakiler mi?
Kim bilir;belki de aranılan insan değildi öyle avutulmuştu ya da tam öyleydi de kimse ulaşmaya cesaret edemedi.
Kaybetmekten korktuklarından mıdır acaba;onunla bir ömrü mutlu geçirmek varken kaybetmektense dostluğuna razı olmaları.
Ama yavaş yavaş o çocuğu ölüme mahkum ettiler.
Belki can çekişen çocuğun elinden tutan olur ne dersiniz?
Çevresinde genelde çok sevilir, iltifatlar edilirdi.
Ama iç dünyasını bilen ve ya merak eden yoktu.
Bir insanın tüm iyi duygularını kullanıp yalnızlığa mahkum edilişti belki de.
Yüzü gülme pozlarında olsada gönlünü hep ağlattılar,farkında olmadan belki ama ağlattılar işte.
Bir kadın sadece o olduğu için sevilmek ister.
Ne becerileri,ne iyiliği veya fedakarlığı,ne güzelliği vesair, vesair bunlar işe katılmaksızın sadece insan olarak sevilmek,değer verildiğini hissetmek ister.
Ama günümüzde böyle mi?
Maalesef değil.
Bir kişiyi sadece insan olduğu için seven yok.
Hiç bir özelliğini ortaya katmadan iyi-kötü,güzel-çirkin,becerikli-beceriksiz vesair nötr olarak görüp karşılıksız sevmek.
Kime sorsan gönül güzelliği der ama yalan.
Önemli olan dış güzellik,belki de gönlünü sevdiler ama güzel bulmadılar.
Dostum dedikleri de dost mudur gerçekten?
Onu sadece iyi değil kötü özellikleriyle de kabul edebilirler mi acaba?
Onlara iyi davranmasa yine aynı sevgiyi verebilirler mi?
Bunu anlamak imkansız gibi bir şey.
Heyhat geçen ömrüne................

 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt