Peçeli-Bülbül
Kayıtlı Kullanıcı
Efendimizin aşıklarından, Hakk dostu, Pir-i Türkistan, Kul Hace Ahmed Yesevi...Türklerin, Orta asya'nın ve gönderdiği Alperenler vasıtasıyla Anadolu'nun müslümanlaşmasında, tarih boyunca en fazla emek sahibi olan bir kaç kutludan birisi, aziz Atamız...
Efendimiz(s.a.v) aşıklarının şeref yaşı saydıkları altmış üçe gelmiş olmasına ragmen can emanetinin hala ten kafesinde tutulup, alınmadığını görünce
-''Allah elçisi bu yaştan sonra güneş görmedi, toprağı altına girdi...Bende O'nun yolunu yol edindiysem bana da başka türlüsü olmamak gerekir'' der ve toprağın altına iner...Tekkesinin bahçesinin bir köşesine 3 arşın(2.25 m.) derinliğinde bir hücre kazdırır...Merdivenle inilir ve bir kişinin ancak sığabilceği, neredeyse mezar ölçülerinde bir odacıktır bu.Ahned Yesevi(ra) buraya 63 yaşında iner ve bir daha hiç yeryüzüne çıkmaz..''
''O, bu yaştan sonra görmemişti'' diyerek hiç güneş yüzü görmez.
Pir-i Türkistan bu hücrede tam 62 sene geçirir.125 yaşında vefat eder. Kur'an da ve sünnette bulunmayan, fakat aşkın gereği yapılan böylesi bir fedakarlık, hiç kimsenin eleştiri dilini uzatmasına hakkı da olmayan öyle bir haldir ki, Pir-i Türkistan'ın bu halini övgü ve takdir etme adına söylenecek her söz kaba ve kısırdır.
Türkler, böyle bir ''Aşık'' a sahip oldukları için sadece iftihar edebilirler...
Efendimiz(s.a.v) aşıklarının şeref yaşı saydıkları altmış üçe gelmiş olmasına ragmen can emanetinin hala ten kafesinde tutulup, alınmadığını görünce
-''Allah elçisi bu yaştan sonra güneş görmedi, toprağı altına girdi...Bende O'nun yolunu yol edindiysem bana da başka türlüsü olmamak gerekir'' der ve toprağın altına iner...Tekkesinin bahçesinin bir köşesine 3 arşın(2.25 m.) derinliğinde bir hücre kazdırır...Merdivenle inilir ve bir kişinin ancak sığabilceği, neredeyse mezar ölçülerinde bir odacıktır bu.Ahned Yesevi(ra) buraya 63 yaşında iner ve bir daha hiç yeryüzüne çıkmaz..''
''O, bu yaştan sonra görmemişti'' diyerek hiç güneş yüzü görmez.
Pir-i Türkistan bu hücrede tam 62 sene geçirir.125 yaşında vefat eder. Kur'an da ve sünnette bulunmayan, fakat aşkın gereği yapılan böylesi bir fedakarlık, hiç kimsenin eleştiri dilini uzatmasına hakkı da olmayan öyle bir haldir ki, Pir-i Türkistan'ın bu halini övgü ve takdir etme adına söylenecek her söz kaba ve kısırdır.
Türkler, böyle bir ''Aşık'' a sahip oldukları için sadece iftihar edebilirler...