mustafa_xtar
Kayıtlı Kullanıcı
İbn Mesuddan [r.a]: Resûlullah [s.a.v] buyurdu ki:
İnsanlar kıyamet gününde son derece çıplak, aç, susuz, yorgun ve muhtaç bir şekilde hasredilirler. Kim dünyada Allah [c.c] için giydirirse Allah da kıyamet günü onu giydirir, kim Allah [c.c] için yemek yedirirse Allah da ona yemek yedirir; kim Allah için su içirirse Allah da ona su içirir. Kim Allah [c.c] için amel işlerse Allah onu âhirette zengin yapar. Kim Allah için affederse Allah da onu affeder.
Cafer el-Abdî ve Hasandan (r.a): Resûlullah (s.a.v) buyurdu ki:
Allah (c.c) kullarından yemek yedirenlerle melekleri yanında iftihar eder.
Câbirden (r.a): Resûlullah (s.a.v) buyurdu ki:
Aç bir müslümanı doyurmak bağışlanmayı icap ettiren bir haslettir.
Abdullah b. Ömerden (r.a): Resûlullah (s.a.v) buyurdu ki:
Kim kardeşine doyuncaya kadar yemek yedirir ve kanıncaya kadar su içirirse Allah (c.c) onu ateşten yedi hendek uzaklaştırır. İki hendek arasındaki mesafe beş yüz yıllık yol mesafesidir
Ebû Saîdden (r.a): Resûlullah (s.a.v) buyurdu ki:
Hangi mümin aç bir mümini doyurursa kıyamet gününde Allah da (c.c) ona cennet meyvelerinden yedirir. Hangi mümin susuz bir mümini suya kandırırsa kıyamet gününde Allah da (c.c) ona misk kokulu mühürlü içecekten içirir. Hangi mümin çıplak bir mümini giydirirse kıyamet gününde Allah da (c.c) ona cennet hüllelerinden giydirir.
Bir Arabî Hz. Peygambere (s.a.v) geldi ve, Bana cennete yaklaştıracak ve ateşten uzaklaştıracak bir amelden haber ver dedi; Peygamber de (s.a.v), Onu işleyecek misin? diye sordu, gelen zat, Evet dedi.
Hz. Peygamber (s.a.v), Doğruyu söyler, ihtiyacının fazlasını da muhtaçlara verirsin dedi. Adam, Vallahi her doğruyu söylemeye ve fazla malı vermeye gücüm yetmez dedi.
Hz. Peygamber (s.a.v), O zaman yemek yedirir ve selâmı yayarsın buyurdu. O, Bu da zor dedi. Resûlullah (s.a.v), Senin deven var mı? diye sordu; adam, Evet dedi.
Hz. Peygamber (s.a.v), O zaman develerinden birine su kabı yükle ve su bulmakta zorlanan bir aileye götürerek onların su ihtiyacını karşıla; umarım ki sana cennet vacip oluncaya kadar ne deven helak olur ne de su kabın yırtılır buyurdu.
Hadisi nakleden demiştir ki: Bu adam şehid olarak öldürülünceye kadar ne devesi helak oldu ne de su kabı yırtıldı.
Ali b. Hasan b. Şakik demiştir ki: İbnül-Mübârekten şu olayı işittim: Adamın biri ona, Ey Ebû Abdurrahman, yedi senedir dizimde yara çıktı; doktorlara gittiğim ve ilâçların her çeşidini kullandığım halde hiçbir fayda görmedim dedi. O da, adama, İnsanların suya ihtiyaç duyduğu bir yerde bir su kuyusu kazdır, umarım oradan bir pınar çıkar da senin de kanayan yaran iyileşir dedi.
Adam denilen şekilde yaptı ve yarasından, kurtuldu.
Beyhakî diyor ki: Aynı şekilde şeyhimiz Hakim Ebû Abdullahın da bir hikâyesi vardır. Şöyle ki:
Üstadın yüzünde bir yara çıktı her çeşit ilâcı kullandığı halde yara iyileşmedi. Böylece bir sene geçince o da üstadı imam Ebû Osman Sâbûnîden cuma günü meclisinde kendisi için dua etmesini istedi. İmam çokça dua etti ve insanlar âmin dediler. İkinci cuma olduğunda, bir kadın meclise bir parça getirerek,
Önceki cumadan sonra evime gittiğimde o gece Hakim Ebû Abdullah için çok dua ettim, rüyamda Resûlullahı (s.a.v) gördüm. Resûlullah (s.a.v) bana, Ebû Abdullaha söyle müslümanların suyunu bollaştırsın buyurdu. Ben de bu parçayı Hakime getirdim dedi.
Hakim bir su içme yeri yapılmasını emretti ve evinin kapısının önünde bir su içme yeri yapıldı. Tamamlandıktan sonra oraya su dökülmesini ve içine kar (buz) atılmasını emretti. Sonra insanlar o sudan içmeye başladılar. Aradan bir hafta geçmişti ki yarası kayboldu, yüzü eskisinden daha güzel oldu, şifa buldu. Böylece yıllarca yaşadı.
www.menzil.net
ALINTIDIR
İnsanlar kıyamet gününde son derece çıplak, aç, susuz, yorgun ve muhtaç bir şekilde hasredilirler. Kim dünyada Allah [c.c] için giydirirse Allah da kıyamet günü onu giydirir, kim Allah [c.c] için yemek yedirirse Allah da ona yemek yedirir; kim Allah için su içirirse Allah da ona su içirir. Kim Allah [c.c] için amel işlerse Allah onu âhirette zengin yapar. Kim Allah için affederse Allah da onu affeder.
Cafer el-Abdî ve Hasandan (r.a): Resûlullah (s.a.v) buyurdu ki:
Allah (c.c) kullarından yemek yedirenlerle melekleri yanında iftihar eder.
Câbirden (r.a): Resûlullah (s.a.v) buyurdu ki:
Aç bir müslümanı doyurmak bağışlanmayı icap ettiren bir haslettir.
Abdullah b. Ömerden (r.a): Resûlullah (s.a.v) buyurdu ki:
Kim kardeşine doyuncaya kadar yemek yedirir ve kanıncaya kadar su içirirse Allah (c.c) onu ateşten yedi hendek uzaklaştırır. İki hendek arasındaki mesafe beş yüz yıllık yol mesafesidir
Ebû Saîdden (r.a): Resûlullah (s.a.v) buyurdu ki:
Hangi mümin aç bir mümini doyurursa kıyamet gününde Allah da (c.c) ona cennet meyvelerinden yedirir. Hangi mümin susuz bir mümini suya kandırırsa kıyamet gününde Allah da (c.c) ona misk kokulu mühürlü içecekten içirir. Hangi mümin çıplak bir mümini giydirirse kıyamet gününde Allah da (c.c) ona cennet hüllelerinden giydirir.
Bir Arabî Hz. Peygambere (s.a.v) geldi ve, Bana cennete yaklaştıracak ve ateşten uzaklaştıracak bir amelden haber ver dedi; Peygamber de (s.a.v), Onu işleyecek misin? diye sordu, gelen zat, Evet dedi.
Hz. Peygamber (s.a.v), Doğruyu söyler, ihtiyacının fazlasını da muhtaçlara verirsin dedi. Adam, Vallahi her doğruyu söylemeye ve fazla malı vermeye gücüm yetmez dedi.
Hz. Peygamber (s.a.v), O zaman yemek yedirir ve selâmı yayarsın buyurdu. O, Bu da zor dedi. Resûlullah (s.a.v), Senin deven var mı? diye sordu; adam, Evet dedi.
Hz. Peygamber (s.a.v), O zaman develerinden birine su kabı yükle ve su bulmakta zorlanan bir aileye götürerek onların su ihtiyacını karşıla; umarım ki sana cennet vacip oluncaya kadar ne deven helak olur ne de su kabın yırtılır buyurdu.
Hadisi nakleden demiştir ki: Bu adam şehid olarak öldürülünceye kadar ne devesi helak oldu ne de su kabı yırtıldı.
Ali b. Hasan b. Şakik demiştir ki: İbnül-Mübârekten şu olayı işittim: Adamın biri ona, Ey Ebû Abdurrahman, yedi senedir dizimde yara çıktı; doktorlara gittiğim ve ilâçların her çeşidini kullandığım halde hiçbir fayda görmedim dedi. O da, adama, İnsanların suya ihtiyaç duyduğu bir yerde bir su kuyusu kazdır, umarım oradan bir pınar çıkar da senin de kanayan yaran iyileşir dedi.
Adam denilen şekilde yaptı ve yarasından, kurtuldu.
Beyhakî diyor ki: Aynı şekilde şeyhimiz Hakim Ebû Abdullahın da bir hikâyesi vardır. Şöyle ki:
Üstadın yüzünde bir yara çıktı her çeşit ilâcı kullandığı halde yara iyileşmedi. Böylece bir sene geçince o da üstadı imam Ebû Osman Sâbûnîden cuma günü meclisinde kendisi için dua etmesini istedi. İmam çokça dua etti ve insanlar âmin dediler. İkinci cuma olduğunda, bir kadın meclise bir parça getirerek,
Önceki cumadan sonra evime gittiğimde o gece Hakim Ebû Abdullah için çok dua ettim, rüyamda Resûlullahı (s.a.v) gördüm. Resûlullah (s.a.v) bana, Ebû Abdullaha söyle müslümanların suyunu bollaştırsın buyurdu. Ben de bu parçayı Hakime getirdim dedi.
Hakim bir su içme yeri yapılmasını emretti ve evinin kapısının önünde bir su içme yeri yapıldı. Tamamlandıktan sonra oraya su dökülmesini ve içine kar (buz) atılmasını emretti. Sonra insanlar o sudan içmeye başladılar. Aradan bir hafta geçmişti ki yarası kayboldu, yüzü eskisinden daha güzel oldu, şifa buldu. Böylece yıllarca yaşadı.
www.menzil.net
ALINTIDIR