Yatma Seherde - Uğrarsın Derde
Yunus Emre (Rahmetullahu Aleyh) bir beytinde kullandığı “Yatma seherde uğrarsın derde, Söyle her yerde Elhamdülillah” ifadesiyle seher vaktine dikkat çekmiştir. Çok şey söylenmiştir seher vaktiyle alakalı ama bu vakit, sözün değil fiilin sultan olduğu bir vakittir. Nice sırlara bu vakitlerde erişilmiş, bu vaktin kıymetini de ancak bu vakitte uyanıklar elde etmiştir.
Uyku haline yarı ölüm dediklerine göre büyükler, uykudan kalkış da yarı ölümden uyanış hali diyebiliriz o zaman…
Alemlere Rahmet Hazreti Muhammed (sav) Efendimiz bir Hadis–i Şeriflerinde; “Yaşadığınız gibi ölür, öldüğünüz gibi haşrolursunuz (dirilirsiniz)” buyurduğuna göre, kişinin yeni bir güne başlaması yarı ölümden tekrar hayata dönüş halini yansıtır. Kişinin güne başlayış şekli aynı zamanda o günün rengini ve seyrini de alakadar etmektedir.
Hedefe varış, başlangıç açısının doğruluğu ile birebir alakalıdır. Başlangıç noktasındaki en küçük bir açı sapması mutlak hedefin şaşmasına sebebiyet verdiği gibi, o günün başlangıcını, seyrini, rengini, temsil eden vakit de seher vaktidir…
Gafletle ve ibadetten mahrum bir uyanış, aslında hem gafletle uykuya geçiş halini hem de yeni bir güne gafletle başlamanın hâlini yansıtmaktadır. Yeni bir günün rahmet ve bereketle, huzur ve selametle geçmesini arzulayan gönüller, o günün hazırlığını uykuya geçerken, yani daha yatmadan önce yapmalıdırlar. Gece sağlıklı bir uyku için az yemek yiyerek midenin fesattan korunması bile o gecenin selametle geçmesi ile alakadardır. Devamlılık arz eden her süreç her iş ve her davranış, zincirin halkaları gibi birbirini tamamladığı gibi her geleceğin geçmişle mutlak bağı, ilişkisi vardır. Bu hâl maddede de manada da aynıdır. Rahmetli Baki Bektaş Hocamız; “nasıl ki maddede her iş bir kurala bağlıdır, manada da her işin bir kuralı vardır. Bu Sünenetullahtır, Adetullah’tır.” Derlerdi...
Az yemek, sünnet üzere yatmak da gece namazları ve diğer ibadetlerle alakalıdır.
Demek ki gece namazlarını ve diğer ibadetlerini aksatmadan gönül hoşluğuyla sünnet üzere uykuya geçenler, hayata kaldıkları yerden başlama halini de doğal olarak yakalama şansını elde ederler. Ve böylece sırlarla dolu olan seher vaktinde uyanıklık hâlini yakalamış olurlar.
Gerçekten de söylenen bu hâli yakalamak için gayret ortaya koyanlar, bu nimetten de istifade edebilmektedirler. Yapabilene aşk olsun…
Seher vaktinde uyanık olan ve Rabbine yalvaranlar, Kuran’da işaret edilmiştir;
“O sabredenleri, o doğruluktan şaşmayanları, o elpençe divan duranları, o nafaka verenleri ve seher vakitlerinde o istiğfar edip yalvaranları (görür)”.( Al–i İmran Suresi:17 )
“Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiği şeyleri alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunurlar. Şüphesiz onlar bundan önce iyilik yapan kimselerdi. Geceleri pek az uyurlardı. Onlar seher vakitlerinde Allah’tan bağışlanma dilerlerdi” (Zariyat Suresi; 15,16,17,18)
Alemlere Rahmet Hazreti Muhammed(sav) de bir hadisi şeriflerinde seher vaktinde uyanıklık, zikir ve namazla alakalı şöyle buyurmuşlardır;
“Bir kimse sabah namazını cemâatle kıldıktan sonra oturup güneş doğuncaya kadar zikir ile meşgul olsa, güneş doğunca da iki rekat (İşrak) namaz kılsa, bir nafile hac ve umre sevabına nail olur” (İhyâ, I 336)
Bundan sonra söze ne hacet ki; gönül dertlerine derman bulmak isteyenler; kalkalım seherde, yalvaralım Rabbimize…
Hadi ne duruyorsunuz ?
Yunus Emre (Rahmetullahu Aleyh) bir beytinde kullandığı “Yatma seherde uğrarsın derde, Söyle her yerde Elhamdülillah” ifadesiyle seher vaktine dikkat çekmiştir. Çok şey söylenmiştir seher vaktiyle alakalı ama bu vakit, sözün değil fiilin sultan olduğu bir vakittir. Nice sırlara bu vakitlerde erişilmiş, bu vaktin kıymetini de ancak bu vakitte uyanıklar elde etmiştir.
Uyku haline yarı ölüm dediklerine göre büyükler, uykudan kalkış da yarı ölümden uyanış hali diyebiliriz o zaman…
Alemlere Rahmet Hazreti Muhammed (sav) Efendimiz bir Hadis–i Şeriflerinde; “Yaşadığınız gibi ölür, öldüğünüz gibi haşrolursunuz (dirilirsiniz)” buyurduğuna göre, kişinin yeni bir güne başlaması yarı ölümden tekrar hayata dönüş halini yansıtır. Kişinin güne başlayış şekli aynı zamanda o günün rengini ve seyrini de alakadar etmektedir.
Hedefe varış, başlangıç açısının doğruluğu ile birebir alakalıdır. Başlangıç noktasındaki en küçük bir açı sapması mutlak hedefin şaşmasına sebebiyet verdiği gibi, o günün başlangıcını, seyrini, rengini, temsil eden vakit de seher vaktidir…
Gafletle ve ibadetten mahrum bir uyanış, aslında hem gafletle uykuya geçiş halini hem de yeni bir güne gafletle başlamanın hâlini yansıtmaktadır. Yeni bir günün rahmet ve bereketle, huzur ve selametle geçmesini arzulayan gönüller, o günün hazırlığını uykuya geçerken, yani daha yatmadan önce yapmalıdırlar. Gece sağlıklı bir uyku için az yemek yiyerek midenin fesattan korunması bile o gecenin selametle geçmesi ile alakadardır. Devamlılık arz eden her süreç her iş ve her davranış, zincirin halkaları gibi birbirini tamamladığı gibi her geleceğin geçmişle mutlak bağı, ilişkisi vardır. Bu hâl maddede de manada da aynıdır. Rahmetli Baki Bektaş Hocamız; “nasıl ki maddede her iş bir kurala bağlıdır, manada da her işin bir kuralı vardır. Bu Sünenetullahtır, Adetullah’tır.” Derlerdi...
Az yemek, sünnet üzere yatmak da gece namazları ve diğer ibadetlerle alakalıdır.
Demek ki gece namazlarını ve diğer ibadetlerini aksatmadan gönül hoşluğuyla sünnet üzere uykuya geçenler, hayata kaldıkları yerden başlama halini de doğal olarak yakalama şansını elde ederler. Ve böylece sırlarla dolu olan seher vaktinde uyanıklık hâlini yakalamış olurlar.
Gerçekten de söylenen bu hâli yakalamak için gayret ortaya koyanlar, bu nimetten de istifade edebilmektedirler. Yapabilene aşk olsun…
Seher vaktinde uyanık olan ve Rabbine yalvaranlar, Kuran’da işaret edilmiştir;
“O sabredenleri, o doğruluktan şaşmayanları, o elpençe divan duranları, o nafaka verenleri ve seher vakitlerinde o istiğfar edip yalvaranları (görür)”.( Al–i İmran Suresi:17 )
“Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiği şeyleri alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunurlar. Şüphesiz onlar bundan önce iyilik yapan kimselerdi. Geceleri pek az uyurlardı. Onlar seher vakitlerinde Allah’tan bağışlanma dilerlerdi” (Zariyat Suresi; 15,16,17,18)
Alemlere Rahmet Hazreti Muhammed(sav) de bir hadisi şeriflerinde seher vaktinde uyanıklık, zikir ve namazla alakalı şöyle buyurmuşlardır;
“Bir kimse sabah namazını cemâatle kıldıktan sonra oturup güneş doğuncaya kadar zikir ile meşgul olsa, güneş doğunca da iki rekat (İşrak) namaz kılsa, bir nafile hac ve umre sevabına nail olur” (İhyâ, I 336)
Bundan sonra söze ne hacet ki; gönül dertlerine derman bulmak isteyenler; kalkalım seherde, yalvaralım Rabbimize…
Hadi ne duruyorsunuz ?