Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Yaptığını Allahü Teâlâ görüyor (1 Kullanıcı)

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Allahü teâlâ, insanın, her yaptığını görmekte ve her düşündüğünü bilmektedir. İnsanlar, birbirinin dışını görür, Allahü teâlâ ise, hem dışını, hem de içini görür. Bunu bilen bir kimsenin, işleri ve düşünceleri edebli olur. Buna inanmayanın imanı gider. İnanıp da muhalefet etmek ise, büyük cesarettir. Allahü teâlâ; (Ey insan! Seni her an gördüğümü bilmiyor musun?) buyurmaktadır.

Resulullah efendimizin huzuruna bir kimse gelerek;
- Çok günah işledim, tövbe etsem kabul olur mu? diye arz edince, Peygamber efendimiz;

- Evet, olur buyururlar. Bunun üzerine o kimse;

- O günahları işlerken, Allahü teâlâ beni görüyor muydu? diye arz eder. Resulullah efendimiz;

- Evet buyurunca, o kimse bir ah çeker ve yıkılıp can verir. İman ve hayâ böyle olur.

Allahü teâlânın gördüğüne inanan, Onun beğenmediği bir şeyi yapabilir mi?

Büyüklerden bir zat, talebelerinden birini diğerlerinden daha çok severdi. Bu hale, diğer talebelerinin üzüldüğünü görünce, her birine bir kuş verip;

- Bunu, kimsenin görmediği bir yerde kesip getiriniz buyurur. Talebelerin hepsi tenha bir yerde, kendilerine verilen kuşu kesip getirirler. Fakat sevilen talebe, kuşu kesmeden geri getirir. O zat;

- Evladım niçin sözümü dinlemedin, kuşu niye canlı getirdin? diye sorunca, talebe;

- Efendim, kimsenin görmediği bir yer bulamadım. Allahü teâlâ, her yeri görüyor cevabını verir. Bunun üzerine diğer talebeler, onun derecesinin yüksekliğini anlarlar.

Mısır maliye nazırının zevcesi olan Zeliha, Yusuf aleyhisselamı, kendisine çağırınca, önce kalkıp büyük olduğunu sandığı, bir heykelin yüzünü örter. Yusuf aleyhisselam;

- Bunu, niçin örttün? buyurunca;

- Ondan utandığım için diye cevap verir. Bunun üzerine Yusuf aleyhisselam;

- Sen, bir taş parçasından utanıyorsun da, ben yerleri ve yedi kat gökleri yaratan, Rabbimin görmesinden utanmaz mıyım? buyurur.

Bir kimse, Cüneyd-i Bağdadi hazretlerine;

- Efendim, sokakta, kadınlara, kızlara bakmaktan kendimi men edemiyorum, ne yapayım? diye sual edince, cevabında;

- Allahü teâlânın seni, senin o kadını görmenden daha çok gördüğünü düşün! buyurur.

Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Allahü teâlâ, Adn ismindeki Cenneti, şu kimseler için hazırladı ki, günah işleyecekleri zaman, Onun büyüklüğünü düşünüp, Ondan hayâ ederek, günahlardan kaçınırlar.)

Vaktiyle adamın biri, elinde bıçakla bir kadına musallat olur. Adam güçlü, kuvvetli olduğu için de, kimse mani olamaz. Kadın, adamın elinde ızdırap içinde çırpınıp dururken, oraya Bişr-i Hafi hazretleri çıkagelir. Adama iyice yaklaşır ve bir şeyler söyler. Adam birden yere düşer ve kadın da kurtulur. Orada bulunanlar, yerde yatan adamın yanına giderler ve güçlükle nefes aldığını görürler. Adam biraz kendine gelince ona;

- Sana ne oldu? diye sorarlar. Adam;

- Bilmiyorum, ihtiyar zat bana; “Senin bu yaptığını Allahü teâlâ görüyor” deyince, ayaklarımın bağı çözüldü ve gördüğünüz gibi yere düştüm. Bu zat kimdir? der.

- Bişr-i Hafi hazretleridir, derler. Bunun üzerine adam;

- Eyvah ben onu bir daha nasıl göreceğim, der ve kuvvetli bir sıtma hastalığına yakalanarak kısa bir zaman sonra da vefat eder.

Hazret-i Ömer, halifeliği zamanında bir gece Medine sokaklarını kontrol için gezerken sabaha karşı bir evden, bir kadının kızına;

- Süte su koy! dediğini duyar. Kızın da;

- Emir-ül-Müminin hazret-i Ömer süte su katmayı yasak etti cevabını verdiğini ve annesinin;

- Emir-ül-müminin nereden bilecek demesi üzerine de;

- O görmüyorsa Allahü teâlâ görüyor dediğini işitir. Hazret-i Ömer bu hadise üzerine o kızı araştırıp, oğlu Asım’a nikah eder. Asım’ın bundan bir kızı olur, bundan da Ömer bin Abdülaziz hazretleri dünyaya gelir...

Netice olarak Allahü teâlâ, her şeyi görür, bilir, işitir. Her şeye de, gücü yeter. Bu sebeple kişi, yaptıklarını, yapacaklarını iyi düşünmesi lazımdır. Peygamber efendimizin buyurduğu gibi:
(Allahü teâlâyı görür gibi ibadet ediniz! Siz, Onu görmüyorsanız da, O sizi görüyor.)


***
Bizlere hayır dua desteği veren kardeşlerimizden ALLAH razı olsun.Rabbim; dualarımızı Dergah-ı Ululiyyetinde kabul buyursun..Çalışma, gayret ve samimiyet bizden, faydasını bol kılıp hidayet vermesi ALLAH’tandir.
Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtühû!.​
 

s.s.s

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Şub 2008
Mesajlar
2,871
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
46
ALLAH razı olsun....
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
ALLAH razı olsun....

Çalışmamızın bir kişinin bile derdine deva olması bizim için büyük sermaye ve sevinç vesilesi olacaktır. Çünkü biz, "Bir kişinin doğru yolu bulmasına vesile olmanın, bütün dünya ve içindekilere sahip olmaktan daha değerli olduğunu" Resûl-i Ekrem'in (s.a.v) mübarek dilinden ifade edilmiş olduğunu bilmekteyiz.
Sözlerimizin sonunda deriz ki; en güzel salâtlar, en mükemmel selâmlar Peygamber Efendimiz'e ve ailesine olsun! Son duamız da Allah'a hamdetmektir.Bizlere hayır dua desteği veren kardeşlerimizden ALLAH razı olsun.Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtühû!.
 

Mutlu Kul

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Şub 2007
Mesajlar
1,006
Tepki puanı
0
Puanları
0
aleyküm selam allah razı olsun kardeşim...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt