Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

YA RESULALLAH! (1 Kullanıcı)

Mehmet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Ara 2005
Mesajlar
73
Tepki puanı
0
Puanları
0
Ya Rasûlallah!

Modern zamanların kuyularına düştük. Ne Yusuf rahmeti yağıyor üzerimize, ne kervan geçiyor buralardan. Elif elif sözlerini ruh kuyularınıza ip diye kim sarkıtsın? "Dosdoğru" hayatını, hayatımıza ışık diye kim sunsun?

Sokaklarımızdan günah akıyor ya Rasûlallah. Bu günahlar, insanlarımızın gönlünü kararttı; bunun için yüzler gülemiyor, endişeli ve korkak. Sen'in nezaketine, mütebessim yüzüne ne kadar muhtacız.

Arkadaş arkadaşa, insan insana konuşurken bile savaş hâlindeyiz. Hapsedilen ruhumuzun fiziksel çırpınışlarını yaşıyoruz. Aslında bu yaşadıklarımız, kendimizin kendimize isyanıdır, hepimiz, kendi acılarımızı başkalarında test etmeye kalkışmışız. Herkes fiziksel kıyameti beklerken, yoksa biz ruhsal kıyametimizin sürecine mi girmişiz? Bu kopan, dağılan, savrulan ruhumuzun, kişiliğimizin, kimliğimizin hâli nedir? Herkesin "nefsî nefsî" diyecek olduğu günlerin geleceğini Sen'den duymuştuk. Şimdi "ben"lik imparatorluk kurmuş ya Rasûlallah. Evde kurmuş, okulda kurmuş, çevrede kurmuş; devletlerde kurmuş, tüm dünya "ben"in baskısı altında inliyor. Kıyamet, kendilerine yabancılaşan insanlara Allah'ın son hatırlatması gibi geliyor bana. Şimdi herkes yabancı. "Dost"un sözlüklerden bile adı silinmiş.

Sen'in şefkatine ne kadar muhtacız! Fakirler Sana gelir, Sen'de huzur bulurdu. Çocuklar Sen'i görünce gülümserdi. Kadınlar, Sen'de, mutluluklarının sırrına ulaşırdı. Hayvanlar bile Sen'i gördüklerinde dayanamaz, alabildiğine çölün özgürlüğüne koşarlardı.

Hele yetim ve öksüzlere karşı davranışın! "Müslümanlar içindeki en güzel ev, iyi davranılan bir yetimin olduğu evdir. Müslümanlar içindeki en kötü ev de, kötü davranılan bir yetimin olduğu evdir" buyurdun. Sana inanan bütün yetimler, Sen'i gördüklerinde içleri kaynar, gözleri boşalırdı.

Ben, bunu şundan biliyorum. Bir zamanlar, yetim ve öksüz çocukların barındığı bir mekândaydım. Hepsi birer problem durumuna gelmiş olan o çocuklara Sen'in adını sormuştum. Aralarından biri ayağa kalktı ve "Evet, biliyorum; O, peygamberimizdir" demişti. Ben de eklemiştim: "Peki; O, bugün yaşasaydı, sizin aranızda, burada olacağını da biliyor musunuz?" On beş, on altı yaşlarında biri, ürkek ve az duyulur bir sesle: "Nedenmiş o?" diye sormuştu. Ben de: "Çünkü O da yetim ve öksüzdü!"

Bir anda herkesin başının yere düştüğünü ve soru soran çocuğun gözlerinden boncuk gibi yaşlar aktığını görmüştüm.

Biz Sen'i anlatamadık ya Rasûlallah. Sen'in hayat anlayışını hayatımız kılamadık. O kadar çok konuştuk ki, harekete geçmeye mecalimiz kalmadı.

İntikam hırsı içimizi kavuruyor. Hased, kor ateş gibi yüreğimizi yakıyor. Cimrilik, ruhumuzu lime lime ediyor. Bencillik kalbimizi kanatıyor. Şatafat, debdebe, görkemli hayat zihinlerimizde ilahlaşmış durumda. Kibrimizden yanımızdan geçilmiyor. Hayâ sıyrılmış inmiş yüzümüzden. İkiyüzlülüğü hayat felsefesi edinmiş bulunuyoruz. Yalanı ve riyakârlığı başarının yolu diye benimsemişiz.

Ticaretimiz, yalnızca cepleri boşaltmıyor, ruhları da sürüklüyor ardından. Yeryüzünün adaletini Bush'a teslim ettik. Sözünü yerine getirenlere "enayi" gözüyle bakılıyor. "Takva"nın adı bile kalkmış aramızdan. Ölçülü davranmak, azimli olmak, cesaretli olmak gibi kavramlar tamamen anlam kaybına uğramış durumda.

Aslında ümitsizlik ifadeleri değil bunlar. Her gecenin ardından bir gündüz gelmez mi? Ahlâkî yapımız en koyu gecesini yaşıyor. İnanıyorum ki, bu gecenin ardından Muhammedî sabahlar doğacaktır. Yine kuşlar cıvıldaşacak, taze gelinler odalarının ışıklarını namaz için yakacaklar. Mert delikanlılar, "Allahu Ekber" sadâlarıyla camilere koşacaktır.

Ya Rasûlallah!

Nezaketine muhtacız. Şefkatini arıyoruz. Sevgini ve merhametini umuyoruz.

Affediciliğini bekliyoruz. Cömertliğini, dünya ile katılaşmış kalbimize nefes nefes üflemeni diliyoruz. Kızınız Fatıma'yı, yanınıza geldiğinde onu ayakta karşılayıp alnından öperdin. Onu çok severdin. Lâkin Fatıma annemiz büyük bir yokluk içinde yaşadı. Un öğüten bir değirmen üzerinde çalışır, kuyudan su getirirdi. Avuç içleri un öğütmekten aşınmış ve su kırbası taşımaktan çökmüştü. Sana gelerek bir hizmetçi kadın istedi. Bunun üzerine sen Ya Rasûlallah: "Ben hâlâ ashab-ı Suffe (kimsesiz insanlar) için bir şey yapamıyorum. Bu mesele çözülmeden olmaz kızım" demiştin, Fatıma anamıza. Şimdiki dünyayı düşünüyorum, yine gözlerim kararıyor.

İki gün üst üste doyacak kadar evinde bir arpa ekmeği bulundurmadın. "Benim dünyada işim ne, Ben bir ağacın gölgesinde bir an dinlenen, daha sonra kalkıp ayrılacak olan bir yolcu gibiyim" buyurdun.

Ya Rasûlallah, her şeye rağmen, bizi ümmetin olarak kabul buyurur musun? Yaralı paralı yüreğimizle Sen'i hissedebiliyor, Sen'in ipine tutunmak için çırpınıyoruz.
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Oradan
RE: YA RESULALLAH!

Allah razı olsun kardeşim eline emeğine sağlık
 

hazan_gulu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Eyl 2006
Mesajlar
231
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: YA RESULALLAH!

Rabbim senden razı olsun çok güzeldi....
 

avdan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2006
Mesajlar
308
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: YA RESULALLAH!

ELİNE YÜREĞİNE SAĞLIK KARDEŞİM ÇOK ÇOK GÜZEL YAZMIŞSIN ALLAH RAZI OLSUN HAYATINI ÜMMETİNE ADAMIŞ PEYGAMBERİMİZİN HUZURUNA GİTMEYİ ALLAH HEPİMİZE NASİP EDER İNŞAALLAH B)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt