Bu konunun burda ne işi var diyebilirsiniz."Salavat" dua anlamınada geldiği için dua köşesine yazmayı uygun gördüm.Aşağıdaki hadis-i şerifleri okuduktan sonra Rabbimiz(c.c.)'in ne kadar affedici olduğunu göreceksiniz.Görünüşte bu kadar az şeye çok mükafat veren Allah(c.c) kulunu ateşe atar mı? size sorarım kardeşlerim. Nolur bu şansımızı değerlendirelim.Tabiri caiz ise bu tolerans sadece efendimiz(s.a.v)'in ümmetine verilmiş.Bundan önce hiç bir ümmete bu mükafatların verildiğini ben duymadım.Bu fırsatı değerlendirelim ve ona salavat getirmeyi unutmayalım...
Aleyhüsselatü Vesselam Efendimiz buyurdular ki:
"Bir gün bana Cenab-ı Hakk'ın dört büyük meleği geldi. Bunlar Cebrail, Mikail, israfil ve Azrail aleyhisselam idiler.
Cebrail Aleyhisselam bana dedi ki: Ya Resulullah ! Senin ümmetinden bir kimse size günde on defa selavat ederse yarın kıyamet gününde ben onun elinden tutar, sıratı kuşlar gibi geçiririm.
Mikail aleyhisselam'da dedi ki: Ben o kula senin kevser havuzundan kana kana içiririm.
İsrafil aleyhisselam dedi ki: Ya Resullullah o kulun affı için başımı secdeye koyarım Allahu Teala onu affetmedikce başımı secdeden kaldırmam.
Azrail aleyhisselam da: Ya Nebiyallah sana günde on dafa selavat edenin ruhunu Peygamberler gibi kabzederim. dediler "
Bunun üzerine Nebiler Nebisi Efendimiz :"Bu ne büyük Lütuf Ya Rabbi, Bu ne büyük ihsan Allah'ım buyurdu"
"Cuma günü ve geceleri üzerime (100) defa salavat getirenin Allah Teala (c.c) otuzu dünyaya, yetmişi ahirete ait olmak üzere yüz hacetini kabul eder."
"Sünnetimi ihya eden, üzerime salavat getiren, darda kalanlara yardımda bulunanlar kıyamet gününde arşın gölgesinde olacaklardir."
"Sırat üzerinde kalmış, hurma yaprağı gibi tirtir titreyen bir adam gördüm .O anda üzerime getirdigi salavat-i şerife gelip o durumdan onu kurtardı. "
- Dün gece acayip bir şey gördüm. Adamın biri Sırat üzerinde düşüp kalkıyordu. O anda üzerime getirdiği salavat geldi. Elinden tuttuğu gibi Sırat'tan geçirdi.
" Meclislerinizi salavat ile süsleyiniz."
"Kiyamet günü büyük ecir almak isteyen, üzerime salavat getirsin"
"Cuma günü üzerime (80) kere salavat getirenin seksen senelik günahi affolunur."
"Bana en yakın olanlar, üzerime en çok salavat getirenler olacaktir. "
Bir Salavat, Dünya Dolusu Iyiliğe Bedeldir!
ALLAH dostlarından biri bir gün namaz kılarken son oturuşta "Ettehiyyatü"yü okuduktan sonra salavatları okumayı unutur. O gece bir rüya görür. Rüyasında Peygamberimiz (s.a.v.) kendisine iyice bir çıkışır ve şöyle der: "Namazını dosdoğru kıldın, herşeyi yerli yerinde yaptın da bana salavat getirmeyi unuttun. O yüzden sana kızgınım."
Bunun üzerine ALLAH dostu boynu bükük, mahcup bir durumda, yalvaran bakışlarla , "Ey ALLAH'ın Resulü!.." der. "Öylesine ibadete dalmış, ALLAH'ı hamd ü sena etmekle o derece meşguldüm ki, size salavat getirmeyi unutuvermişim..."
Ardından sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurur: "Ey eren!.. Sen benim şu sözlerimi duymadın mı? Ben dedim ki: "Bana salavat getirmedikçe işlenen ameller, edilen dualar mevkuf ve mahbustur.(kabul edilmemişlerdir.)Eğer kişi kıyamet günü ALLAH'ın huzuruna dünya dolusu iyilikle çıksa, fakat bana arasıra salavat getirmeyi unutsa, şüphesiz ki bütün iyilikleri geri çevrilir ve yüzüne vurulur."
(Zübdetül Vaizin)
Peygamberimiz (s.a.v.) diyor ki:
"Bence kıyamet günü en değerli insan bana en çok salavat getiren kişidir."
Dünyadan el-etek çekerek kendini ibadete adamış abidlerden biri, bir gcece rüyasında Sevgili Peygamberimiz (a.s.m.) i görür. Hz Peygamber (s.a.v.) abid ile karşılaşır fakat kendisine yüz vermez ve tanımamazlıktan gelir...
Bu duruma üzülen abid, sebebini merak eder. "Ey ALLAH'ın Elçisi!.. Beni görmezlikten geldiniz, tanımadınız, ben falanca abidim. Yoksa bana kzıgınmısınız. Öğrenmek istiyorum. Ben alimlerimizden ana-babanın evladını tanıdığı gibi Peygamberin ümmetini tek tek tanıdığını duymuştum." der.
Hz Peygamber (s.a.v.) ise abide şu karşılığı verdi. "Ey abid!.. Alimler doğru söylemişler. Evet ben ümmetimin fertlerini ana-babanın evladını tanıdığından daha iyi tanırım. Fakat seni tanımıyorum. Çünkü ben, bana salat ü selam getirerek beni tanıdığını ispat edenleri tanır ve sayarım. Sen ise arasıra bana salavat getirmeyi unutuyordun. İşte yüzüne bakmayışımın ve seni tanımayışımın gerçek sebebi budur."
(Zehret-ür Riyaz)
Aleyhüsselatü Vesselam Efendimiz buyurdular ki:
"Bir gün bana Cenab-ı Hakk'ın dört büyük meleği geldi. Bunlar Cebrail, Mikail, israfil ve Azrail aleyhisselam idiler.
Cebrail Aleyhisselam bana dedi ki: Ya Resulullah ! Senin ümmetinden bir kimse size günde on defa selavat ederse yarın kıyamet gününde ben onun elinden tutar, sıratı kuşlar gibi geçiririm.
Mikail aleyhisselam'da dedi ki: Ben o kula senin kevser havuzundan kana kana içiririm.
İsrafil aleyhisselam dedi ki: Ya Resullullah o kulun affı için başımı secdeye koyarım Allahu Teala onu affetmedikce başımı secdeden kaldırmam.
Azrail aleyhisselam da: Ya Nebiyallah sana günde on dafa selavat edenin ruhunu Peygamberler gibi kabzederim. dediler "
Bunun üzerine Nebiler Nebisi Efendimiz :"Bu ne büyük Lütuf Ya Rabbi, Bu ne büyük ihsan Allah'ım buyurdu"
"Cuma günü ve geceleri üzerime (100) defa salavat getirenin Allah Teala (c.c) otuzu dünyaya, yetmişi ahirete ait olmak üzere yüz hacetini kabul eder."
"Sünnetimi ihya eden, üzerime salavat getiren, darda kalanlara yardımda bulunanlar kıyamet gününde arşın gölgesinde olacaklardir."
"Sırat üzerinde kalmış, hurma yaprağı gibi tirtir titreyen bir adam gördüm .O anda üzerime getirdigi salavat-i şerife gelip o durumdan onu kurtardı. "
- Dün gece acayip bir şey gördüm. Adamın biri Sırat üzerinde düşüp kalkıyordu. O anda üzerime getirdiği salavat geldi. Elinden tuttuğu gibi Sırat'tan geçirdi.
" Meclislerinizi salavat ile süsleyiniz."
"Kiyamet günü büyük ecir almak isteyen, üzerime salavat getirsin"
"Cuma günü üzerime (80) kere salavat getirenin seksen senelik günahi affolunur."
"Bana en yakın olanlar, üzerime en çok salavat getirenler olacaktir. "
Bir Salavat, Dünya Dolusu Iyiliğe Bedeldir!
ALLAH dostlarından biri bir gün namaz kılarken son oturuşta "Ettehiyyatü"yü okuduktan sonra salavatları okumayı unutur. O gece bir rüya görür. Rüyasında Peygamberimiz (s.a.v.) kendisine iyice bir çıkışır ve şöyle der: "Namazını dosdoğru kıldın, herşeyi yerli yerinde yaptın da bana salavat getirmeyi unuttun. O yüzden sana kızgınım."
Bunun üzerine ALLAH dostu boynu bükük, mahcup bir durumda, yalvaran bakışlarla , "Ey ALLAH'ın Resulü!.." der. "Öylesine ibadete dalmış, ALLAH'ı hamd ü sena etmekle o derece meşguldüm ki, size salavat getirmeyi unutuvermişim..."
Ardından sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurur: "Ey eren!.. Sen benim şu sözlerimi duymadın mı? Ben dedim ki: "Bana salavat getirmedikçe işlenen ameller, edilen dualar mevkuf ve mahbustur.(kabul edilmemişlerdir.)Eğer kişi kıyamet günü ALLAH'ın huzuruna dünya dolusu iyilikle çıksa, fakat bana arasıra salavat getirmeyi unutsa, şüphesiz ki bütün iyilikleri geri çevrilir ve yüzüne vurulur."
(Zübdetül Vaizin)
Peygamberimiz (s.a.v.) diyor ki:
"Bence kıyamet günü en değerli insan bana en çok salavat getiren kişidir."
Dünyadan el-etek çekerek kendini ibadete adamış abidlerden biri, bir gcece rüyasında Sevgili Peygamberimiz (a.s.m.) i görür. Hz Peygamber (s.a.v.) abid ile karşılaşır fakat kendisine yüz vermez ve tanımamazlıktan gelir...
Bu duruma üzülen abid, sebebini merak eder. "Ey ALLAH'ın Elçisi!.. Beni görmezlikten geldiniz, tanımadınız, ben falanca abidim. Yoksa bana kzıgınmısınız. Öğrenmek istiyorum. Ben alimlerimizden ana-babanın evladını tanıdığı gibi Peygamberin ümmetini tek tek tanıdığını duymuştum." der.
Hz Peygamber (s.a.v.) ise abide şu karşılığı verdi. "Ey abid!.. Alimler doğru söylemişler. Evet ben ümmetimin fertlerini ana-babanın evladını tanıdığından daha iyi tanırım. Fakat seni tanımıyorum. Çünkü ben, bana salat ü selam getirerek beni tanıdığını ispat edenleri tanır ve sayarım. Sen ise arasıra bana salavat getirmeyi unutuyordun. İşte yüzüne bakmayışımın ve seni tanımayışımın gerçek sebebi budur."
(Zehret-ür Riyaz)