Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

YA Rabbi! Ben Pişmanım... (2 Kullanıcı)

salavatqetir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eki 2010
Mesajlar
1,596
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
31
Yegane Kurtuluş Çaremiz
TÖVBE


383836_281334298585167_347774157_n.jpg

"Ey iman edenler! Allah'a tövbe edin. Muhakkak kurtuluşa erersiniz."
(Nur.31)
Allah-u Zülcelal, ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "Muhakkak Allah, iman eden kimselerin sahibidir. İman edenler Allah'ın muhafazası altındadır. Kafirlerin (ise ne dünyada, ne ahirettte muhafaza edecek) sahipleri yoktur."(Muhammmed,11)

Allah-u Zücelal ayet-i kerimede, müminlere ne güzel müjde veriyor.
Bunun yanında kâfirlere de, kendilerinin neleri beklediğini, dünya ve ahiret hayatlarının nasıl bir perişanlık içinde olduğunu haber veriyor.
Allah-u Zülcelal, iman edenlerin sahibi olduğunu ve onları hem dünyada hem de ahirette muhafaza edeceğini bildirmiştir. Bize düşen görev, bu mü'minlik sıfatını elde edebilmektir. Yeter ki bu sıfatın sahibi olabilmek için az da olsa gayret gösterelim. O zaman, Allah-u Zülcelal bize sahip çıkacak ve bizi muhafaza edecektir.

Tabii ki, her şey Allah-u Zülcelal'e aittir. İnsan, O' nun himayesi, koruması altına girdimi, hiç bir şey ona zarar veremez.
Allah-u Zülcelal'in insanlara sahip çıkmasına vesile olacak sıfatları elde etmek kolaydır.Çünkü Allah-u Zülcelal kullarına çok büyük fırsatlar vermiştir.Mü'minlere hitap ettiği başka bir ayet-i kerimede de şöyle buyurmuştur: "Ey iman edenler! Allah'a tövbe edin. Muhakkak kurtuluşa erersiniz." (Nur, 31) Diğer bir ayet-i kerimede ise: "Kim tövbe etmezse, zalimlerdendir."(Hucurat, 11) buyurmuştur.

İşte aktarmış olduğumuz bu üç ayet-i kerime'de, bizim için büyük işaretler vardır. Bu ayet-i kerimelerden kendi payımıza düşeni almalı ve bunların ışığında yolumuza devam etmeliyiz.

İnsan, yaratılış itibariyle hata ve günahlara karşı meyillidir.Nefsinin buyruklarına uyarak hata ve günahlardan pişman olup, tövbeye sarıldığı zaman, Allah-u Zülcelal onu affederek sahip çıkar ve muhafaza altına alır. Ne yazık o kimselere ki, tövbeden imtina ederek, çekinerek bu muhafazadan mahrum kalmışlardır.
Şunu unutmamak gerekir ki, her insan hata yapar. Hatanın en hayırlısı da, tövbe edendir.

Evliyaullah'tan bir zat şöyle nakletmiştir: "Bir gün, Basra sokaklarında yürürken,bir annenin kapıyı açarak çocuğunu kapının önüne koyup , kapıyı kapatttığını gördüm. Çocuk bir müddet ağladı, dolaştı ve kendi kendine şöyle dedi :'Beni besleyecek ve muhafaza edecek, annemin evinden başka bir ev yok. Bu insanların hepsi yabancıdır. Öyleyse ben nereye gidiyorum?' Bu şekilde pişmanlık içerisinde geri döndü.
Akşam olunca, gelip evin kapısını eşiğine yüzünü koyarak uyudu. Annesi,gece yarısı kalkıp kapıyı açınca, çocuğunun yüzünü eşiğe koymuş bir halde uyuduğunu gördü. Kalbi öyle yandı ki, çocuğunun üzerine kapanarak ağlamaya başladı.Ve ona şöyle dedi:'Benim emirlerime karşı gelip, sana zulüm ve hakaret etmeme sebep olma. Çünkü Allah-u Zülcelal, beni sana karşı çok şefkatli yaratmıştır. Bana asi gelme.' Ve çocuğunu oradan kaldırıp eve aldı." İşte bizim halimizde bu şekildedir.

Allah-u Zülcelal, kullarına karşı, bir anneden daha fazla şefkat ve merhametlidir. Şeytanın yanında ise cehennemden başka bir şey yoktur. Şeytanın hilelerine aldanıp, onun ardına düştüğümüz zaman , aynen annesinin kovduğu o çocuk gibi pişman olup, Rabbimizin kapısının eşiğine yüz sürmemiz, pişman olup O'na yalvarmamız lazımdır.
Bir insan, günah işleyipte bu yaptığından pişman olur ve tövbe ederse , Allah-u Zülcelal şöyle hitap eder:"Kulumu bağişladım. Kulum işlediği günahlardan pişman olduğu müddetçe, onu ona bağışlayacak bir kudretin sahibiyim."

İnsan şunu hiç bir zaman unutmamalıdır ki kurtuluş, Allah-u Zülcelal'in kapısına çöküp yalvarmaktan ve pişman olmaktan geçer. Yoksa, Şeytan'ın memleketinde, pişmanlık ve hezimetten başka bir şey yoktur.

Karşımızda, tövbe gibi büyük bir fırsat kapısı varken, gevşek davranıp, ondan faydalanmamak, çok büyük bir yanlıştır. Ashab-ı Kiram(radıyallahu anhum) şöyle buyrmuşlardır:"Biz,Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in huzurunda bulunduğumuz zamanlar; onun , yüz defa 'Estağfirullah'il aliyy'ül azim ve etübû ileyh' dediğine şahit oluyorduk."

Petgamber Efendimiz (s.a.v) günahtan masum, tertemiz olduğu halde Allah-u Zülcelal'e daima bu şekilde tövbe etmekteydi. Peygemberlerin kalpleri,daima Arş-ı Alânın etrafında, Allah-u Zülcelal'in Zat'ının nurlarının çevresinde dolaştığı için, onların tövbeleri,bir an bile olsa Allah-u Zülcelal'dengafil kalmamak içindi. Aynen, ateş böceklerinin, geceleri ışığın etrafında dönmesi gibi, onların kapleri de daima Allah-u Zülcelal'in nurunun çevresinde dönmektedir.

Bizim ise çok çeşit günahlarımız vardır. Kalbimiz, dünyaya meylettiğinde,yöneldiğinde, başka insanların kalbini kırdığımızda, ibadetlerimizden geri kaldığımızda, her an Allah-u Zülcelal'e karşı yaptığımız kusurlardan dolayı tövbe etmemiz, pişmanlığımızı dile getirmemiz lazımdır.

Peygamber Efendimiz(s.a.v), günde 100 defa tövbe ediyordu.Bizde hiç olmazsa günde bir sefer tövbe edelim; ayda bir sefer tövbe edelim. Allah-u Zülcelal, denizden bir damla da olsa,Peygamberine mutabaat etmeyi, sünnetine uymayı bizlare nasip etsin, inşaalah.

Sohbetimizin başında da söylediğimiz gibi, mü'min sıfatını elde edebilmek için biraz gayret göstermemiz lazımdır.Bu mü'minlik sıfatını kazandığımız zaman, Allah-u Zilcelal'e kendimizi teslim etmiş oluruz ki, o zaman bizi hata ve günahlardan, dünyada başımıza gelecek zararlardan muhafaza eder.

Allah-u Zülcelal'in sahip çıkmasının ve muhafaza etmesinin, ne kadar kıymetli ve kuvvetli oldğunu hepimiz biliyoruz.
'Yardım Et, Ya Rahman!'
Zeyd bin Sabit (r.a) yanında bir arkadaşı ile beraber,Mekke'den Taif'e gitmek için yola çıkmıştı. Zeyd bin Sabit (r.a)'ın arkadaşının münafık olduğundan haberi yoktu. Bir mevkiye geldiklerinde, israhata çekildiler.
Zeyd bin Sabit (r.a) uyuyunca, bu münafık, onu öldürmek için ayaklarını ve ellerini bağladı.
(Peygamber Efendimizin zamanında,dil ile şehadet getirdikleri halde, kalben ve ruhen kafir olan, 300 kadar münafık vardı.)
Zeyd bin Sabit (r.a) kendine gelince, el ve ayaklarının bağlı olduğunu gördü, ve arkadaşınında o kimselerden olduğunu anladı.
Zeyd binSabit (r.a) durumuna bakınca, kendisini bu halden, ancak Allah-u Zülcelal'in kurtarabilieceğini idrak etti ve şöyle dedi:
-"Ya Rahman! E'inni."(Bana yardım et, Ya Rahman!)
Böyle söylediği anda, bir duvarın arkasından, sert bir şekilede "Öldürme!" diye bir ses geldi. O anda, münafık 'Ben bunu öldürürsem , o da beni öldürecek'diye heyecanlandı.Dışarı çıkıp baktı, ancak kimseyi göremedi.Tekrar Zeyd bin Sabit (r.a)'I öldürmek için içeri girince, yine aynı sesi duydu.bu hal üç defa tekrar etti. Ü çüncü sefer dışarı çıktığında at binmiş, elinde kılıçla bir zat geldi, o münafığı öldürdü Zeyd bin Sabit'in el ve ayalarını çözdü.
Ona şöyle dedi:
"Sen 'Ya Rahman! E'inni' dediğin zaman, ben göklerin yedinci katında indim. Allah-u Zülcelal bana, 'Ben mü'minlerin velisiyim(sahibiyim) ' dedi ve seni kurtarmak için gönderdi."

İnsan, Allah-u Zülcelal'E hakiki iman sahibi olursa, Allah-u Zülcelal de onu işte böyle muhafaza eder.
Sonuç olarak, daima Allah-u Zülcelal'e karşı tövbe etmek ve O'nun merhametine sığınmak, tek çıkar yoldur. Allah-u Zülcelal o kadar merhametlidir ki, kullarının tövbe edip kendisine yönelmesini istemektedir.
Hatta, her gün bir melek,günah işleyen insanlara "Yeter!" ,hayır yapan insanlara da"Allah-u Zülcelal'e doğru gelin" diye nida etmektedir.
Yeter ki biz, günahlarımızdan yüz çevirmeye çalışıp Allah-u Zülcelal'e yönelelim.
O zaman, Allah-u Zülcelal bize sahip çıkacak, çok şeyleri bize nasip edecektir.Allah-u Zülcelal, hepimize razı olacağı salih ameller nasip etsin ve kendi fazl-ı keremi ile bizleri af ve mağrifet etsin.(Amin.)
Sallallahu ala Seyyidina Muhammedin Nebiyyü'l Ümmiyyi ve ala Alihi ve Sahbihi ve sellem.

Gülistan dergisi
2005
 

salavatqetir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eki 2010
Mesajlar
1,596
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
31

"Ey günâhta aşırı giderek nefislerine zulmetmiş kullarım,
Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin;
muhakkakki Allah bütün günahları bağışlar.
Şüphe yok ki O, çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir."
(ez-Zümer,39/53)
 

salavatqetir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eki 2010
Mesajlar
1,596
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
31
Ya Rabbi!
Ben Pişmanım..
"Ey mü'minler! Hep birlikte Allah'a tövbe edin ki, kurtuluşa eresiniz."(Nur;31)
 

Kaim

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2010
Mesajlar
2,197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Ya Rabbi bende pişmanım.

nefsim kuvvetli bense zayıf tiğnetli.

yanılıyorum.

hata ediyorum.

Nolur beni ve bağışlanma isteyen bütün müminleri bağışla

sen cok esirgeyen bir rabsın.
 

kardelele

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ocak 2009
Mesajlar
15,425
Tepki puanı
28
Puanları
0
Yaş
55
Konum
istanbul
ey rabbim sen bağışlayıcısın.
bağışlamayı seversim.
biz aciz kullarınıda bağışla
kapına geldik yüzümüz yoK YARAB
tövbelerimizi kabul et bizler bağışla
YA RAHMAN YA RAHİM......

Yegane Kurtuluş Çaremiz
TÖVBE

......


AMİN AMİN AMİN..........
 

salavatqetir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eki 2010
Mesajlar
1,596
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
31
MERHAMET KAPISI: TÖVBE

71881.jpg

Tövbe. Allah'u Zülcelal'in kullarına açmış olduğu çok büyük bir merhamet kapısıdır. İnsanan pişmanlık duyarak samimi bir şekilde yaptığı bir tövbe,kendisi için kurtuluştur. Onun için Allah-u Zülcelal bir ayeti kerimede:
"Ey Müminler! Hep birlikte Allah'a tövbe edin ki, kurtuluşa eresiniz." (Nur;31) buyurmuştur.

Malesef günümüzde günahlar deniz gibi olmuştur.Dağ gibi çoğalan günah ve isyanlar zamanla insanın kalbini katılaştırdığı için o kimseler pişmalık duygusun dan uzaklaşıyor.

Pişman olayı bilmeyen bir kimseden tövbe etmesini beklemekte , dişi olmayan bir çocuğun et yiyememesine şaşırmak gibidir.
Çünkü tövbe, yumuşak ve pişman olan bir kalbin amelidir.Günahlardan dolayı taş gibi sertleşmiş bir kalpden pişmanlık ve tövbe etmesini beklemek boş bir gayrettir.

İnsan günahlara devam edip, ibadetlerden uzak kaldıkça ve bu halinden bir raharsızlık duymadığı müddetçe, tövbeden uzak kalır.
Nefsin arzu ve isteklerinin peşinde koşan kimse, tövbeyi unutur. Tövbeyi terk eden kimse de şeytanın arkasında yürüyerek ta kabrin kapıısına kadar gelir

Ne zaman ki gerçeği görür, bu halinin yanlış olduğunu anlar ve pişman olur...
Fakat, o zaman da geç kalmış olur. O an geldiği zaman, insan büyük bir hatanın içinde olduğunu anlar ama
Allahh-u Zülcelal buyurur ki:
"Özür dilemeyin artık."(tövbe;66)
Onun için akıllı olan kimse, o an gelip çatmadan önce, günahlarından tövbe edip, Allah-u Zülcelal'e dönmelidir.
Bu insan için en selametli yoldur.

Tövbe ettikten sonra da, günahlardan uzak durmaya çalışmak lazımdır.Bir kimse günahla karşı karşıya geldiği zaman, "Bu günahı yapayım,
sonra tövbe ederim" demeside, şeytanın aldatmasından başka bir şey değildir.

Çünkü Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifinde:
Hem günahına devam edip hem de tövbe eden kimse, Rabbiyle alay eden kimse gibidir.""(beyhaki)buyurmuştur.

Demek ki insan günahlarından tövbe ettikten sonra, bir daha günaha düşmemek için gayret göstermelidir, ancak bazı zamanlarda nefsine mağlup olup günah yaptığı zaman da hemen bunda yine tövbe etmelidir,
Nitekim Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerimede: "Elbette, iyilikler kötülükleri yok eder."(Hud;114) buyurmuştur.

Günahların hepsi birer pisliktir. Bu pisliğide tövbe ile yıkamak lazımdır. tövbe ile kendisini temizleyen kimse de hem dünyada hem de ahirette rahata kavuşur.

Gülistan dergisi
2005
 

salavatqetir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eki 2010
Mesajlar
1,596
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
31
"Ey kalpleri çekip çeviren Rabbim! Kalbimi dinin üzere sabit kıl."
(Tirmizi,Deavat,85)​
 

melek4545

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
3,460
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
32
Konum
İstanbul
EN BÜYÜK TEVBE DUASI

Allah'ım! Sen benim Rabbimsin! Senden başka hiçbir ilah yoktur.Beni sen yarattın.Ben senin kulunum.Gücüm yettiği kadarıyla senin yolundayım.Yaptığım fenalıkların şerrinden sana sığınırım.Üzerimde olan nimetlerini itiraf ederim.Günahımı da itiraf ederim.Beni bağışla;Çünkü senden başka hiçbir kimse günahları af edemez

Kim bunları inanarak sabahleyin söylerde akşam olmadan ölürse, o kişi cennet ehlindendir.Yine kim bunları inanarak geceleyin söylerde , sabaha ulaşamadan vefat ederse cennet ehlindendir.
 

hudavendigar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Kas 2006
Mesajlar
735
Tepki puanı
1
Puanları
0
NİSA SURESİ

17. Allah'ın kabul edeceği tevbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra tez elden tevbe edenlerin tevbesidir; işte Allah bunların tevbesini kabul eder; Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.
18. Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelip çatınca "Ben şimdi tevbe ettim" diyenler ile kâfir olarak ölenler için (kabul edilecek) tevbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır.


Arkadaşlar.Bu ayetlere dikkat edelim ki yalancı tevbekarlardan olmayalım İnşaallah.Ayetler bizi açıkça uyarıyor.
 

salavatqetir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eki 2010
Mesajlar
1,596
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
31
"Ya Rabb! Benim hatalarımı bilmeden yaptıklarımı, işimde aşırı gitmemi ve
Senin benden çok iyi bildiğin hallerimi mağfiret eyle. Allah'ım, benim latifeleşmelerimi, ciddiyet hallerimi, hataen ve kasten yaptıklarımı ve bende olan herşeyimi mağfiret eyle!"

(Buhari,Deavat,60;Müslim,70)​
 

salavatqetir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eki 2010
Mesajlar
1,596
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
31
EN BÜYÜK TEVBE DUASI

Allah'ım! Sen benim Rabbimsin! Senden başka hiçbir ilah yoktur.Beni sen yarattın.Ben senin kulunum.Gücüm yettiği kadarıyla senin yolundayım.Yaptığım fenalıkların şerrinden sana sığınırım.Üzerimde olan nimetlerini itiraf ederim.Günahımı da itiraf ederim.Beni bağışla;Çünkü senden başka hiçbir kimse günahları af edemez

Kim bunları inanarak sabahleyin söylerde akşam olmadan ölürse, o kişi cennet ehlindendir.Yine kim bunları inanarak geceleyin söylerde , sabaha ulaşamadan vefat ederse cennet ehlindendir.






NİSA SURESİ

17. Allah'ın kabul edeceği tevbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra tez elden tevbe edenlerin tevbesidir; işte Allah bunların tevbesini kabul eder; Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.
18. Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelip çatınca "Ben şimdi tevbe ettim" diyenler ile kâfir olarak ölenler için (kabul edilecek) tevbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır.


Arkadaşlar.Bu ayetlere dikkat edelim ki yalancı tevbekarlardan olmayalım İnşaallah.Ayetler bizi açıkça uyarıyor.
Allah razı olsun..
 

hudavendigar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Kas 2006
Mesajlar
735
Tepki puanı
1
Puanları
0
Nefs-levvameyi atlatabilsek İnşaallah gerisi gelecektir.Mühim olan, günahlarımıza tekrar etmemeye gayret göstermektir.
 

hayri07

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Şub 2009
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
EN BÜYÜK TEVBE DUASI

Allah'ım! Sen benim Rabbimsin! Senden başka hiçbir ilah yoktur.Beni sen yarattın.Ben senin kulunum.Gücüm yettiği kadarıyla senin yolundayım.Yaptığım fenalıkların şerrinden sana sığınırım.Üzerimde olan nimetlerini itiraf ederim.Günahımı da itiraf ederim.Beni bağışla;Çünkü senden başka hiçbir kimse günahları af edemez

Kim bunları inanarak sabahleyin söylerde akşam olmadan ölürse, o kişi cennet ehlindendir.Yine kim bunları inanarak geceleyin söylerde , sabaha ulaşamadan vefat ederse cennet ehlindendir.
RABBİM KAPINA GELDİM BEN PİŞMANIM tövbeaediyorum beni affet. AMİN.RABBİM BÜtün müminleri bağışlasın selam ve dua ile.
 

salavatqetir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eki 2010
Mesajlar
1,596
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
31
''Asıl hüner; Tevbe etmek değil, tevbeyi bozmamaktır.."

(Abdülkadir Geylâni)
 

salavatqetir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eki 2010
Mesajlar
1,596
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
31
Ya Rabbi!
Ben Pişmanım..
"Ey mü'minler! Hep birlikte Allah'a tövbe edin ki, kurtuluşa eresiniz."(Nur;31)
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
"Ya Rabb! Benim hatalarımı bilmeden yaptıklarımı, işimde aşırı gitmemi ve
Senin benden çok iyi bildiğin hallerimi mağfiret eyle. Allah'ım, benim latifeleşmelerimi, ciddiyet hallerimi, hataen ve kasten yaptıklarımı ve bende olan herşeyimi mağfiret eyle!"

(Buhari,Deavat,60;Müslim,70)​

Amin insaALLAH
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Evliyanın dizinin dibine çöküp, "Ya Rabbi ben pişmanım..." diye, Allah dostu veli vesilesiyle, Allah'a tövbe etmek. Ve aslına, yani insanlığına dönmeye söz vermek. Yoksa; merkeplerle oturup, evliyadan kaçarak, insan ne bozulmuş fıtratını düzeltebilir, ne de hem dünyada hem ahirette zelillikten kurtulabilir...
Allah (c.c.) hepimize dostunun dostu, düşmanının düşmanı olmayı nasip etsin...

ALINTIDIR...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt