Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

*Ya$aDıGınıZ GiBi ÖLeceKsiNiZ* (1 Kullanıcı)

ping_pong

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Haz 2008
Mesajlar
691
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Lisanıyla Allah'ı zikredip, harama helâle dikkat etmeyen, insanların hakkına hukukuna tecavüz edip, haramlarla meşgul olan kimsenin, lisanı ile hâli tezat teşkil eder. Zira zikirden maksat, Allah'ı bilmek ve O'nun emirlerine tâbi olmaktır. Yoksa zikir, sadece tesbih dolaştırmak değildir.
 

Nur_u Secde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
5,266
Tepki puanı
3,644
Puanları
163
Yaş
47
GAFLETİ YOK ETMEK VE

KOVMAK
Hani anlatılır: Adamın bir tanesi ölüm döşeğinde iken "Demeti beş lira! Demeti beş lira!" diye sayıklayarak ölmüş. Son nefesini niye böyle vermiş? Eee adam ömrünü pazarda "Demeti beş lira!" diye bağırarak geçirince, son nefesini de böyle veriyor. Peki, böyle demese miydi? Desin elbette, ama "Allah" da desin, "Lâ ilâhe illallâh" da desin. Böylece ağız zikre alışsın ki, son anda diline o gelsin. Zira Efendimiz "Yaşadığınız gibi öleceksiniz." buyuruyor





Bu arada şunu da belirtelim ki; zikrin pek çok çeşidi vardır. Zikir, Allahu Teâlâ'yı sadece lisanla anmak değildir.



Tüm uzuvlarımızı Allah'ın emir ve yasaklarına uygun şekilde kullanmak da zikirdir. Zikrin iki kanadı olduğunu kabul edersek, bu kanatlardan biri Allah'ın emirlerine uymak,​

diğer kanat ise, haramlarından kaçmaktır.

Lisanıyla Allah'ı zikredip, harama helâle dikkat etmeyen, insanların hakkına hukukuna tecavüz edip, haramlarla meşgul olan kimsenin, lisanı ile hâli tezat teşkil eder. Zira zikirden maksat, Allah'ı bilmek ve O'nun emirlerine tâbi olmaktır. Yoksa zikir, sadece tesbih dolaştırmak değildir.






Zikrin çeşitleriyle alâkalı olarak Üstadımız Hacı Ali Haydar Efendi Kuddise Sirruhu Hazretleri, "Mevlâ Teâlâ anılarak, kast ve yâd edilerek işlenen her iş, söz, sükut ve hareket Mevlâ'yı zikir sayılır. Herhangi bir uzvu hak için kullanmak, o uzvun zikridir.


İşte bu vechile zikrin kaynağı, çeşitleri ve mertebeleri pek çoktur ve Mevlâ tarafından emir buyrulan zikri kesir (çok zikretmek) bu şekilde meydana gelir." buyurmuştur.

Yine bununla alâkalı olarak İmam Rabbânî Hazretleri şöyle buyuruyor: "Hangi şekille olursa olsun zikirden gaye, "gafleti yok etmek ve kovmak" tan ibarettir.



Yoksa zikir, zannedildiği gibi sadece "Lâ ilâhe illallâh" veya "Allah" kelimelerini tekrardan ibaret değildir

Öyleyse Allah'ın emrini yerine getirmeyi, yasaklarından kaçınmayı ifade eden her şey zikrin şümulü içindedir."

Rabbim bizleri, fuzûlî ve malayâni lakırdılar ederek vakit geçirenlerden değil, dilleri Allah'ın zikriyle ıslak kalan salih kullarından eylesin... Fî Emanillah!
amin kardeşim.Allah razı olsun.
 

gülnisa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
11,851
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
51
HER ŞEY O'NU ZİKREDİYOR


Bir şeyh Efendi, müridlerini imtihan kastıyla onlara "Çiçek getirin." diye emretti. Müridlerin hepsi dağıldılar ve bir müddet sonra ellerinde birer çiçekle şeyhlerinin huzuruna çıktılar.

Fakat onlardan bir tanesi elinde sapı kırık bir çiçekle geldi. Bu mürid şeyhin en çok sevdiği, diğer müridlerin ise, çok kıskandıkları biriydi. Bu durumu gören diğer müridler "Şuna bak! Şeyhimize sapı kırık bir çiçeği lâyık görmüş." diyerek onu kınadılar. Şeyh Efendi, müridlerinden çiçekleri kabul ederken sıra o müridine gelince, "Niçin sapı kırık çiçek getirdin evladım?" diye sordu. O mürid, "Efendi Hazretleri, hangi çiçeğe vardıysam Allah'ı zikrederken buldum, yalnızca bu zikretmiyordu; onun için bunu getirdim." diye cevap verdi.
Çiçek dalında olduğu müddetçe Allah'ı zikrediyor.

Evimizdeki kapılar, pencereler, tavanlar, lambalar, halılara varıncaya kadar hepsi Allah'ı tesbih etmektedir. "Peki, biz bu zikirleri niçin duymuyoruz?" dersen, tüm bunlar kendi lisanı hâliyle Mevlâ'yı zikrederler. Nitekim âyeti kerimenin sonunda "siz onların tesbihini anlamazsınız." buyrulmuştur.
Ekâbirden bazı zatlar, "Eğer insanlar evlerinde bulunan eşyaların tesbihlerini duysalardı, kendilerinden geçerlerdi." demişlerdir.


Bir başka âyeti kerimede ise Rabbimiz, "Siz beni zikredin, ben de sizi zikredeyim..."(4) buyurmuştur. Tabi-î bizim Allah'ı zikretmemiz ile, Allah'ın bizi zikretmesi, aynı değildir.

Bunun pek çok mânaları vardır. Bunlardan birkaçını zikredecek olursak:
"İtaat etmek sûretiyle beni zikredin ki, ben de yardımımla sizi zikredeyim."


"Dua etmekle beni zikredin ki, ben de icabet ve ihsanla, (istediğinizi vermekle) sizi zikredeyim.""İstiğfarla beni zikredin ki, ben de mağfiretle (af ederek) sizi zikredeyim."


Bu âyeti kerimede geçen "Siz beni anın, ben de sizi anayım." ifadesi aslında "Siz beni sevin, ben de sizi seveyim." demektir. Yani Mevlâ'yı ne kadar çok zikredersek, O'na olan sevgimiz de o kadar çok demektir. Zira Efendimiz Aleyhissalâtu Vesselâm, "Kim bir şeyi severse, onu çok anar." buyurmuştur.(5)


Bir başka ifadeyle Allahu Teâlâ'nın bir kulunu sevdiğinin alâmeti, o kulun Allah'ın zikriyle meşgul olmasıdır


Zikirde önce kul, sonra Mevlâ; muhabbette ise, önce Mevlâ, sonra kul gelir. Yani kul önce Mevlâ'sını zikredecek ki, Mevlâ da onun kalbine muhabbetini koysun; böylece o da Rabbisini sevebilsin.

Çünkü muhabbet, Allah vergisidir, onu kalbine koyacak olan Allah'tır. İşte bu da senin zikrine bağlanmıştır.

Yani Mevlâ'yı ne kadar zikreder ve anarsan, o kadar O'na yakın ve sevgili olursun. O hâlde zikir, Allah'ı sevmenin yolu, sevdiğini yâd etmenin usûlüdür.

selamunaleykum kardeşim emeğıne sağlık
her daım RABBIMIZI zıkredelım inşaallah
allaha emanet olun
selam ve dua ıle
 

ping_pong

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Haz 2008
Mesajlar
691
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Zikirde önce kul sonra Mevlâ, muhabbette ise, önce Mevlâ sonra kul gelir.

Yani kul önce Mevlâ'sını zikredecek ki, Mevlâ da onun kalbine muhabbetini koysun, böylece o da Rabbisini sevebilsin.

Çünkü muhabbet, ALLAH vergisidir; onu kalbine koyacak olan ALLAH'tır..

MERKEP KADAR OLAMAYANLAR


Allahu Teâlâ Kur'anı Kerim'de biz kullarına; namaz, oruç hac, zekât gibi hususlarda birtakım emirler beyan buyurmuştur. Ve hiçbiri hakkında "çok namaz kılın" "çok oruç tutun" şeklinde emredilmemiş; ancak zikirle alâkalı olarak "Ey iman edenler! ALLAH'ı çok zikredin..."(1) buyrulmuştur.

Peki, "çok zikredin" ifadesi ne demektir? Hazardaseferde, sağlıkta hastalıkta, sıkıntıdarahatta, ayakta otururkenyatarken, kısaca her yerde ve her durumda ALLAH'ı çokça anın ve zikredin demektir.


ALLAH'ı çok zikretmek gerektiği hadisi şeriflerde de beyan edilmiştir. Efendimiz Aleyhissalâtu Vesselâm bir hadisinde: "İnsanlar (size) mecnun (deli) deyinceye kadar ALLAH'ı zikretmeyi çokça yapın." buyurmuştur.(2)


Bütün kâinat yaratılalı beri, arşdan ferşe, zerreden küreye ne varsa Mevlâ'yı tesbih etmektedir. Nitekim Mevlâ Teâlâ: "Yedi kat gökler ve yer ve onlarda olanlar da O'nu tesbih ederler. Hiçbir şey yoktur ki, O'nu hamd ile tesbih etmesin. Lâkin siz onların tesbihlerini anlayamazsınız. Şüphe yok ki O Halîmdir, Gafûrdur."(3) buyurmuştur.

Semavat, nebatat, bütün mahlûkat her şey ALLAH'ı zikrediyor. Suyun çağlaması, yaprağın hışırtısı, kapının gıcırtısı, damın tıkırtısı, hep ALLAH'ı zikirdir. Havada uçan her kuş, denizde yüzen her balık, ağaçtaki her yaprak Mevlâ'yı zikreder. Zikretmeyen ise, sadece gafil olan insandır... Halbuki eşrefi mahlûk olarak yaratılan ve envai çeşit nimetlerle kuşatılmış olan insanoğlu, her şeyden daha çok ALLAH'ı zikretmeli değil mi?.. İnsan Rabbini zikirden gafil olunca, ne kendine ihsan edilen nimetleri, ne de o nimetleri vereni görmüyor demektir ki, bu çok büyük bir nankörlüktür. Aslında insan istese de istemese de ALLAH'ı zikreder.

Çünkü Allahu Teâlâ bizi ona göre programlamıştır. Nefes alıp verirken "Huu" diye almıyor muyuz? İşte bu "Hu" lafzı
Alahu Teâlâ'ya delalet eder. Nefes alıp vermeden kim yaşayabilir?


Rivayet edilir ki, hayvanların ömrü zikirleri adedincedir. Kaç adet zikri varsa, onu tamamlar ve ölür.

Merkebin bir günde beş bin defa ALLAH'ı zikrettiği rivayet edilir. Belki bu hayvanı beğenmezsin; ama çoğundan fazla ALLAH'ı zikrediyor
.​
 

ping_pong

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Haz 2008
Mesajlar
691
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
GAFLETİ YOK ETMEK VE
KOVMAK
Hani anlatılır: Adamın bir tanesi ölüm döşeğinde iken "Demeti beş lira! Demeti beş lira!" diye sayıklayarak ölmüş. Son nefesini niye böyle vermiş? Eee adam ömrünü pazarda "Demeti beş lira!" diye bağırarak geçirince, son nefesini de böyle veriyor. Peki, böyle demese miydi? Desin elbette, ama "ALLAH" da desin, "Lâ ilâhe illallâh" da desin. Böylece ağız zikre alışsın ki, son anda diline o gelsin. Zira Efendimiz "Yaşadığınız gibi öleceksiniz." buyuruyor
 

ping_pong

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Haz 2008
Mesajlar
691
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Rivayet edilir ki, hayvanların ömrü zikirleri adedincedir. Kaç adet zikri varsa, onu tamamlar ve ölür.

Merkebin bir günde beş bin defa ALLAH'ı zikrettiği rivayet edilir. Belki bu hayvanı beğenmezsin; ama çoğundan fazla ALLAH'ı zikrediyor.​
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt