devamı ;
hileli buluslar:ilk basmakta anlanmasi gereken en önemli husulardan biriside,
olusacak planli depremlerin bilim adamlari ve arkeologlar tarafindan gömülü
oldugu iddia edilen gizliliklerin oldugu bölgelerde gerceklesecek olmasi, yani
kalintilarin orada oldugu zaten tahmin ediliyordu ve deprem sayesinde
hepsinin yeniden gün isigina cikmasi saglanacak. bulunan yeni antik bilgiler
özellikle hristiyanlik ve müslümanlik inancinin temellerini cökertecek nitelikte
ipuclari sunacak. bunu yapabilmek icin antik doneme ait bazi hatali kanitlar
yenileri ile karsilastirilarak uluslara dinlerini yanlis anladiklari gösterilecek.
gökteki devasa "uzay show"u: projenin ikinci ayagi devasa bir üc boyutlu
göksel showdan ibaret. show optik holgramlar, lazer görüntüler ve sonik
seslendirmeler (dogrudan kafanizin icine konusulabilme teknolojisi) iceriyor.
lazer gösterimli ve degisimli hologramlar dünyanin her bölgesinde ülkeye ve
onlarin inanclarina bagli olarak farkli sekilde hareket edecekler. yeni tanri´nin
sesi her dilde ve lehcede dogrudan kisilerin kafasinin icine (telepati gibi)
gelecek. bunu anlayabilmek icin cesitli gizli örgütlerin yaklasik 30 senedir
yaptiklari arastirmalari incelemeliyiz. sovyetler ileri teknoloji bir islemciyi
mükemmellestirdiler ve hatta ihrac ettiler. islemcinin haznesine simdiye kadar
insan beyni ve vücudu üzerine yaptiklari anatomik, elektromekanik
kompozisyon, kimyasal ve biyolojik yapilanma bilgilerini parcalar halinde
yüklediler. bu islemciler serisi tüm insan dilleri, kültürleri ve bunlara bagli
anlamlarla yüklendirildiler. sovyetler ilk olarak islemcilerini primitif
programlarla yüklemeye basladilar, en baslarda yeni mesih programi ile.
görünüse göre sovyetler yani yeni dünya düzeni zion hedefinin sosyal
emperyalist kanadi, kullandiklara metodlara ayni zamanda insanlarin ve
topluluklarin beyin dalgalarini hedefleyerek ister tek kisi ister bir ulus,
istenilen yeni sisteme veya diktatörlüge uymak istemeyen kisilerin beyinlerine
"intihar" tesvikli farkli beyin dalgalari yollayarak tehdit unsur eden kisileri
ortadan kaldirmayi planlamaktadirlar.
ikinci ayagin iki farkli bakis acisi vardir.ilk öncelikle "uzay show"u. bu show
neyden dolayi kaynaklanacak? dinlerin cökmesine az kala, verilmis olan
kehanetlere bagli olarak es zamanli yapilacak. gösteri uydulardan, sodyum
bazli bir ekran üzerinde yerden yaklasik 90km yukarida gerceklesecek.
günümüzde halen arada bir testlerini görüyor fakat bunlari ufo gözlemlemesi
olarak kayitlara geciyoruz!
cok profesyonelce hazirlanmis bu show sonucunda yeni mesih tanitilacak ve
yeni dünya inancina adapte edilecek. gereginden cok gercekler ortaya
atilacagi icin kimsenin karsi cikma firsati olamayacak. "hatta en bilgeler dahi
kandirilacak".
projenin en can alici araclarindan biri ise "tractor beams" (emici isinlar). bu
sayede belirli insan gruplari göge cekilerek sanki tanrinin evine gidiyorlarmis
gibi bir görüntü yaratilacak. bu teknolojinin testleri kücük gri uzaylilar
tarafindan yapildigi savunulan kacirilma olaylarinda sikca yapilmakta idi.
(kücük griler 24.yuzyildan bu zaman duzlemine gonderilmis
domuz-insan-kurbaga ve maymun organizmasi ayrica bioelektronik cihazlarla
butunlestirilmis sibernetik robotlardir). hesaplanmis olan, yeni inanca ve
mesihe karsi olacak ayaklanmalar ve akabinde gerceklesecek kutsal savaslar
cok büyük, dünya üzerinde görülmemis bir insan kaybina neden olacak.mavi
isin projesi 2000 yillik kadim kehanetleri evrensel bir tamamlanis olarak
ortaya koyacak. prensip olarak gökyüzü bir film ekrani olarak kullanilacak ve
jeostasyoner uydular sayesinde dünyanin dört kösesine es zamanli, her dilde
ve lehcede yayin yapilacak.
bilgisayarlar tüm showu uydulardaki yüklü programlar sayesinde koordine
edecek. holografik görüntüler neredeyse ayni elf, vlf ve lf beyin sinyallerine
bagli olarak görsel ve isitsel olacak, ayni zamandada sanki bir optik
fenomenmis hissi uyandiracak. özellikle, her ülkeye kendi kültürüne ve
inancina bagli olan görüntüler ve akustik sinyaller verilecek. dünyanin hicbir
kösesi es gecilmeyecek! sanki uzayin derinliklerinden geliyormuscasina verilen
görüntü ve sesler, bircok mesih bekleyen din gruplarini ve tarikatlari cok
etkileyecek ve sanki bekledikleri mesih en sonunda gelmiscesine bir düsünce
uyandiracak.
ardindan isa, muhammed, buda, krishna v.b. görüntüleri aciklanmis olan ilahi
ve mistik gerceklerden sonra ic ice kayarak bir bütünü olusturacak. ancak bu
yeni gelmis olan tanri esasinda "antichrist" denen yalanci peygamber olacak
ve kadim anlatimlarin yanlis anlasildigini bu nedenle kardesin kardesi
vurdugunu, uluslarin uluslara savas actigini belirtip artik eski dinlerin yok
edilmesi gerektigini ve yeni bir inanisa gecilmesinin vakti geldigini söyleyecek.
bu yeni inanis tabiki yeni dünya düzenin inanci olacak!
tabiki bu mükemmel hazirlanmis plan dünya üzerinde devasa bir düzensizlik
yaratacak, ülkeler bribirlerine düsecek, herkes birbirini ögretileri icin
suclayacak, din ugruna akmis olan milyonlarca dolarin hesabi yapilacak.
ayrica, tüm bunlarin gerceklestigi sirada tüm dünyada politik anarsi ve dogal
afetlerden olusan zararlarin gerceklestigi bir an olacak.
hatta birlesmis milletler yeni dünya dininin tanitimi icin bethooven´in
9.senfonin neseye sarki isimli müzigini kullanmayi planliyorlardi.(avrupa birligi
marsi )egerki bu uzay showunu yildiz savaslari programi ile bir araya
getirirsek karsimiza su sonuc cikiyor: uzun süredir ürelerinde calisilmis olan
elektromanyetik radyasyon ve hipnotizma!
1974´te arastirmaci g.f. shapits yaptigi arastirmalrin birini anlatirken;
"arastirmalara göre hipnotizörün kullandigi kelimeler elektromanyetik enerjiye
cevrilebilir ve bu enerji dogrudan insan beyninin bilinc altina, sahsin bilgisi
veya herhangi bir araca bagli olmadan yerlestirilebilir ve sahsin bu iletiyi
bilincli bir sekilde kontrol veya bloke etme imkani yoktur! bu sayede sahsin
kisisel kontrolü elinden alinabilir ve özgür iradesi bastirilabilir. (gercek
zombiler!)
medyomluk fenomeni ile ugrasanlarin bu bilgileri daha iyi incelemeleri tavsiye
olunur! bircok, kendini "channeler" olarak tanitan kisiler bu aciklamalardan
sonra bir daha yayin yapmamislardi. cünkü bircogunun mesajlarinin birbirine
cok benzedigi ortaya cikti. channeling olarak gelen mesajlarin icerigi ve
kaynagi gercekten cok ciddi bir sekilde incelenmeli ve ayrica mesajlarin yeni
dünya düzenine faydali olup olmadigi göz önünde bulundurulmalidir.
the sydney morning gazetesinin 21.mart.1983 yayinladigi haberde, sovyetlerin
insan aklini ele gecirmeye calistiklarina dair yayinladigi haber etrafa korku
salmisti. yazilan haber eski olmasina ragmen sovyetlerin bu teknolojiyi ne
kadar zamandir gelistirdigine dair önemli bir isik tutyor. sovyetlerin kullandigi
islemciler daha önce belirttigimiz gibi dünya dilleri, lehceleri ve anlamlari ile
yükleniyor ve objektif programlarla birbirlerine baglaniyordu. ancak biz artik
sovyetlerden bahsetmiyoruz! bahsettigimiz sey "birlesmis milletler", yeni
dünya düzeninin organik islemcilerini halen gerekli bilgilerle yüklüyorlar.
köse yazisini yazan editör, haberin es gecilmeyecek kadar önemli oldugunu
belirtiyordu. sanirim bu mega-akil-kontrol-programini yapanlar bu programi
farkinda olmadan bir organizasyona satip tüm insaligin kölelesmesini
saglayabilecek bir temel yarattiklarini göremiyorlardi. sadece 1983 ten
günümüze bu programin ne kadar gelistirilmis olabilecegini bir hayal edin!
yapay düsünce ve iletisimasiri ilerlemis olan teknikler bizleri mavi isin
projesinin ücüncü basamagina dogru götürüyor.
proje telepatik ve elektronik olarak güclendirilmis cift-yönlü iletisim metodu ile
elf, vlf ve lf dalgalari her kisiye ulasacak ve akillarinda sanki tanrilari onlara
dogrudan ruhlarinin derinliginden konusuyormuscasina ikna edici bir his
yaratacak. bu dalgalar uydulardaki islemciler tarafindan su ana kadar
dünyadaki her insani, onun dini, dili ve kültürü hakkinda topladigi bilgilerle
etkileyecek. dalgalar dogal düsüncelere yatay olarak isleyip "yaniltici yapay
düsünceler" dedigimiz olayi yaratacak.
bu tip teknoloji 1970, 1980 ve 1990 larda insan beyni üzerine yapilan
arastirmalarda beynin tipki bir bilgisayar gibi calistirilabilecegine ve nasil
manipule edilebilecegini göstermektedir. bilgi yüklenir, isleme konulur, integre
edilir ve verilen karsiliga görede sistem programlanir. akil kontrolörleri
bilgileri tipki ayni yolla ellerindeki islemciler sayesinde gramer degisikligi yolu
ile manipule etmektedirler. ocak 1991 de, arizona üniversitesinde sunulan
"the nato advanced research workshop on current and emergent phenomena
and biomolecular systems" konferansi ne icindi? sunun icin: bilim adamlari,
bilinmeyen kaynaklar tarfindan finanse edilen arastirmalarinin yanlis ellerde
potansiyel birer silah olarak kullanilabilecegi hususunda uyarilmak istenmisti.
buluslari sayesinde abd coktan körlerin tekrar görmesini, sagirlarin tekrar
duymasini ve felclilerin tekrar yürümelerini saglayan iletisim aygitlari
üretmisti. aygitlar kurtulusu olmadigi belirtilen hastalari agrisiz ve nestersiz
sekilde iyilestirebilme özelligine sahip. bu yazdiklarim bilim-kurgu degil
"gercek"! bu yeni iletisim aygitlari insan beynine ve nörolojik sistemlerine ulf
frekanstaki radyasyon dalgalari ile yeni bir bakis acisi ile bakmamizi sagliyor.
bu aygitlarin bazilari cia ve fbi tarafindan suan kullanimda. ancak bu aygitlar
asla hastalari iyilestirmek icin kullanilmayacak cünkü bu seytan cagi düzeni
icin uygulanan ajandaya ve onun kuklalari olan abd hükümetine aykiri.yurt
icinde, bu yeni aygitlar, yeni dünya düzenine karsi grup veya kisiler üzerinde
kullanilarak iskence ve suikast ile ortadan kaldirilmalari saglaniyor.
sistem "manchurian adaylari" yaratiyor. halk kimin terörist veya iyi oldugu
konusunda manipule ediliyor. bu sistem sayesinde yeni bir "köle" halk tipi
yaratiliyor. uluslararasi denemler ele gecirilmis ve beyni yikanmis kisiler
tarafindan abd, kanada, ingiltere, avustruralya, almanya, finlandiya ve
fransada yürütülüyor. ayrica, ingiliz bilisimci bilimadamlarinin akil almaz
intihar serileri ve ölenlerin american ordusuna olan baglantilari cok ilgi
cekicidir.
simdi karsimiza cikan soru su: herhangi bir hükümet, kurum ve sirket bu tip
korkunc teknolojileri insanliga karsi gercekten ve bilerek kullanabilirlermi?
cevap, tabiki evet!
hükümet ajanlari ve bunlara bagli olan sirketler yeni dünya düzenini kurmak
ve halki tamamiyle kontrol edebilmek icin gereken her türlü yola
basvurmaktan kacinmamaktadirlar. neden sorusuna gelince: sadece bir sey
icin, egerki halk korkunc eylemlerle korkutulur ve güvenliklerinin tehlikede
oldugu hissi verilirse, halk sizi yeni koyacaginiz "fasist kanunlara" karsi
desteklemekten baska bir sey yapamaz. bu yolla halk silahsizlandirilir, tüm
kisisel bilgileri ele gecirilir ve halka tüm bunlarin sadece güvenlikleri icin
oldugu söylenerek kandirilirlar. ikinci olarak, onlarca yillik politikanin ve sosyal
yasamin bugünkü hali ile yeni sisteme adapte olamayacagindan dolayi yeni ve
alternatif ideolojiler ile degistirilmesi önerilir. tabiki alternatif sistem coktan
planlamistir! bu yeni alternatif sistemin adi yeni dünya düzenidir ("new world
order") ve halkin güvenligi ile gönülden hicbir iliskisi yoktur.
george bush bir röportajinda "dudaklarimi okuyun: korku herzaman güclü
elitler tarafindan halki kontrol altinda tutmak ve yönetmekicin kullanilmistir"
demisti.
seytan in yandaslarina ogrettigi "böl ve yönet" sistemi küresel bir sekilde
uygulanmakta ve her kisiyi güvenliginin risk altinda olduguna ve etrafindaki
herkesi potansiyel bir suclu olabilecegine dair inandirmaktadir. tabiki bu
tamamiyle "akil kontrölüdür"!
mavi isin projesinin derinlerine inebilmek icin psikolog james v. mcconnel in
1970te yayinladigi aciklamaya bir göz atmaliyiz. demistiki: "kisiler algi
yeteneklerinin uyusturucu hipnotizma ve cevresel manipulasyon sayesinde bir
"ödül veya ceza" sistemi altinda neredeyse tamamiyle kontrol altina alinabilir.
bu sayede halk pozitif bir beyin yikama yöntemi ile dramatik ve cok hizli bir
kisisel ve karakteristik evrime ugratilabilir.
baska bir psikolog, bir aciklamasinda: "bizler dogumumuzdan itibaren toplum
ne istiyorsa yapmak icin egitilmekteyiz! aslinda kendimizin ne yapmak
istediginin bir anlami veya önemi yoktur. bunun sebebi elitlerin ellerinde bu
teknolojiyi barindiriyor olmalaridir. kimseye kendi öz kisiliklerini gelistirme
hakki taninamaz!" bu aciklama ve fikirler cok önemli bir temel teskil
etmektedir, cünkü bu temeller bugün birlesmis milletler tarafindan
kullanilmaktadir ve kimsenin kendi öz kisiligini kesfetmesine izin vermez.
aslinda kimsenin kisiliginin sirf toplum kendisini anti-sosyal görüyor diye
degistirmesine dair bir düsünceye kapilmasina gerek yoktur. her birey yeni bir
kisilige bürünme veya bürünmeme haklari olduguna dair bir dilemmadadir.
haklar hayal ürünü kavramlardir! böyle bir hakkin varligi üzerine tartisilamaz
bile.
bu aciklamalardaki önemli husus, yenin dünya düzeninin suanki sosyal sistem
üzerine oturtulacagidir. yani eski inanislar artik "eski ve yanlis" olarak
nitelendirilecek ve insanlar yeni inanisa davet edilecek. halen eski inanisa
bagli olan kisiler ise yeni inanisa gecmis olan toplum tarafindan dislanmaya
baslanacaklari icin yavas yavas degisime ayak uydurmaya baslayacaklar. yeni
inanisa gecmis olanlar ise aslinda sadece yeni dünya düzenine gercekleri
bilmeden destek olmus olacaklar.
bu simdiye kadar tasarlanmis en büyük "akil kontrölü" projesi olabilirmi?nasa
nin mavi isin projesi, yeni dünya düzeni´nin en öncelikli görevidir. sizlere bu
bilgileri es gecip kenara itmeden evvel dikkatlice okumanizi ve arastirmanizi
tavsiye ediyorum.
gösterilen raporlari dahada incelersek, akil kontrölü operasyonlari icin
kullanilan ve pasenda/kaliforniyada yerlestirilmis olan insan sinir sistemi ile
ayni frekansta yayin yapan bir sinyal sisteminin loral electro-optical isimli
firma tarafindan dikilmis oldugunu buluyoruz. loral firmasi abd ordusunun
savunma sistemleri icin anlastigi en önemli firmalarindan biridir. abd hava
komutanligindan general leonard perez, loral firmasina düsman askerlirinin
akillarina mesajlar yerlestirip kendi "super askerlerini" düsman hattina
rahatca sokabilmek icin gelistirilmesini istedigi bir teknolojiyi arastirmalari icin
bir siparis vermisti. gelistirilen cihaz elektromanyetik radyasyon yaratarak
gigahertz frekansinda elf (extreme low frequency) modulasyonu
olusturuyordu. cihaz uzak mesafeden insanlara psikolojik ve fiziksel iskence
yapma amaci ile yapilmisti.
bu tarz silahlarin 1970lerde greenham common hava üssünden bir ingiliz
bayana karsi uygulandigina dair dava acilmisti. silahin gönderdigi isinyaller
dogrudan isitme sinirlerini etkiliyor ve kisinin kendi düsüncelerini dahi duyma
yetisini yok ediyordu.