Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

üstad Necip Fazildan... (1 Kullanıcı)

Emanet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
3,573
Tepki puanı
32
Puanları
48
Yaş
38
Ağlayamayan, anlayamayan, yumruğunu sıkamayan insandan iğreniyorum!...

Necip Fazıl Kısakürek

Selamünaleyküm...kardeşim ALLAH c.c. razı olsun...Necip Fazıl Kısakürek'in 25. vefat yıl dönümü...emeğinize sağlık güzel bir paylaşım...biraz katkıda bulunmak istedim izinsiz oldu kusura bakmayın...selam ve dua ile...

ve aleyküm selam...RABBİM cümlemizden razı olsun...katkılarınız için teşekkürler...çok iyi oldu....RABBE emanetsiniz....selam ve dua ile.......
 

Emanet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
3,573
Tepki puanı
32
Puanları
48
Yaş
38
GÖNLÜM UÇMAK DİLERKEN SEMAVİ ÜLKELERE ;

AYAĞIM TAKILIYOR YERDE Kİ GÖLGELERE...

nfk
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
bu kapıdan kol ve kanat kırılmadan geçilmez,
eşten,dostan,sevgiliden ayrılmadan geçilmez..........

nfk....Allahcc razı olsun GÖNÜLDAŞLAR...BESMELE...SELAM...DUA...
 

Emanet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
3,573
Tepki puanı
32
Puanları
48
Yaş
38
Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;
Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?

nfk

 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
......
Ali Osman meçhul bir arkadaşa sahiptir. Sanki kendi gölgesi gibi onu takip etmektedir. Ali Osman o gölgeye “Gönüldaş” adını takmıştır. Evet tahmin ettiğiniz gibi bu tabir de bir Necip Fazıl tabiridir. Güzel tabir…

GÖNÜLDAŞ- Üstad’ı okurken en çok neye dikkat edersin?

A.OSMAN- Zevke… O’nu okurken, en içtimai konurları bile öyle bir dille anlatıyor ki, harika. Ayrıca herkesin kendisini anlama derdinde değil. Kim ne der umurunda değil, inanıyor ve yazıyor. Sen ne düşünürsen düşün, inandığı şey için kalemini kılıç gibi kullanabiliyor. Kimini okşuyor, kimini çiziyor. Beğenilmek derdi yok, dava büyük.

Ha! Geçen bir kitabını okurken kitap kapağındaki resme gözüm takıldı.

GÖNÜLDAŞ- Her kitabında zaten resmi var.

A.OSMAN- Yok, öyle değil, resimden ziyade “gözlerine” dikkat ettim. Yıllardır aynı resimleri görmeme rağmen, O’nun gözlerinde hiç bu manayı sezmemiştim.

GÖNÜLDAŞ- Nasıl bir mana? Gözlerdeki mananın şerhini bekliyorum!

A.OSMAN- Evet, şerh, fertten ferde değişen anlayış “yorum”.

GÖNÜLDAŞ- Her neyse, yorum, şerh, tabir ne kabul edersen, seni bekliyorum!

A.OSMAN- Bu resim hayatının son yıllarlındaki hallerini gösteren vesikalık bir fotoğraf. O gözler, ah o gözler… Bir ömür evet, dopdolu yaşanan, çileyle yumak yumak örülmüş bir hayat ve o gözler… Derin gözler, fikir fışkıran “sana bakıyorum, anla beni!” diyen gözler…

GÖNÜLDAŞ- Yine duygulandın, gözlerin buğulandı. İstersen devam etme, burada keselim.

A.OSMAN- Hayır, hayır! O’nun gözünün derinliklerine bakmadan onu anladığını söyleyenlere söyleyeceklerim var! "Üstad, Üstad" diyen papağanlar acaba onu anlayabilmişler miydi? O’nu kendi ucuz ve basit fikirlerine alet etmek isteyenler, “açık gözler” herhalde anlayamamışlardır.

GÖNÜLDAŞ- Taş kime?

A.OSMAN- Yarası olan gocunur. Sözlerimi üzerine alan varsa, niye alınıyorsun demem. Üstad, basit işlerin, dünyalık-süfli endişelerin adamı değildi. Yetmişdokuz yıl hayat süren merhum zat, ömrünün kırkbeş yılını “çile” çekmekle geçirmiştir.

GÖNÜLDAŞ- “Çile" tabirini açalım...

A.OSMAN- Pek tabii. Necip Fazıl’ın çilesi arabesk, sulandırılmış bir çile değildi, fikir çilesiydi. Hiçbir zaman zorluklar, belalar karşısında salya-sümük ağlamadı. Romantik bir mizaca sahip ve aynı zamanda idealist idi.

GÖNÜLDAŞ- Aynı zamanda realist, üçü bir arada; romantizm, idealizm, realizm…

A.OSMAN- Evet, evet. Nakşi sırrıydı kavgası. Halk içinde Hak ile beraber idi. Bir yandan manevi yolda ilerlerken zahiri mücadelede de öncü rolünü oynadı. Düşünebiliyor musun, “İman ve İslam Atlası” ismindeki şaheserini hapishanede yazmıştır. Kabuğuna çekilmeyi marifet sayanlardan değildi. Kamil insan’ın “manzur-u nazar-ı piran-ı kiram’ın eteklerine yapıştı. Ağladı, Üstad çok ağladı.

GÖNÜLDAŞ- Sözlerin çelişkilerle dolu Ali Osman. Az önce hiç ağlamadı diyordun, şimdi ise çok ağladı diyorsun.

A.OSMAN- Sözümü bitirmedim ki! Üstad nefsi için, iç temizliğini kısaca “Allah için” ağladı, düşmanlarından korktuğu için değil. Aksine onlarla her sahada mücadele etti. Adam yerine koymadı onları, tahkir etti. “Kibirliye kibir etmek sadakadır” ölçüsü gereğince başı her zaman dik idi.

GÖNÜLDAŞ- Bazıları Üstad’a “kibirli” diyor. Sen ne diyorsun?

A.OSMAN- Evet, kibirliydi ama kime karşı? Kafirlere karşı, Müslüman’a karşı değil. “İçinde bir damla kibir bulunan cennete giremez” ölçüsü ortadayken O’na kibirli deyip, kestirip atmak, insafa ve izana sığmaz. Konferanslarının kalabalık olmasını istemiş, alkışı severmiş, konvoyla karşılanmak istermiş vesaire iddialar var. Bütün bunlar “gözdağı ve gövde gösterisi” olarak algılanmıyor da “kibir” olarak tefsir ediliyor ne yazık ki.

GÖNÜLDAŞ- Yani…

A.OSMAN- Yanisi şu: Üstad’ın kibri “müsbet kibir” idi. Allah’tan gayrısına itibar etmezdi. Evliya ulularından birinin dediği gibi müsbet kibir insanı “fena” mertebesine ulaştırır.

GÖNÜLDAŞ- “Fena” mertebesi dedin de, Üstad’ın tasavvuf takipçilerinden, sofilerden bekledikleri neydi? Kusura bakma, daldan dala atlıyorum ama bilinmesi gerekir diye düşünüyorum.

A.OSMAN- Laf lafı açıyor, önemli değil. Üstad, bence sofileri bulundukları noktadan “zıplatmayı” denemiştir. “Başbuğ Velilerden 33” müellifi ile “ideolocya örgüsü” müellifi aynı zatı muhteremdir. Yani bir yanda Allah’a erme ve olgunlaşma yolunun incilerini anlatan kitap, diğer yanda da yaşadığımız dünyaya mutlak saadeti sağlayacak devlet bilgilerini veren kitap...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
...Yukardan devam...

GÖNÜLDAŞ- Madde ve mana iç içe, harmanlanmış halde…

A.OSMAN- Aslında madde diye bir şey de yok zaten. Her şey manadan ibaret. Madde olarak gördüğümüz her şey yok, hissettiğimiz her mana ise hakiki anlamda “var”. “Hiç ölmeyecek gibi bu dünya, yarın ölecek gibi ahiret için” ölçüsünde bile bu dünya için çalışma, nihayetinde “öteki dünya”yı hedeflemektedir. Her şey ölüm sonrası gerçek hayat için, gerisi boş…

GÖNÜLDAŞ- Senin en çok bu huyunu sevmiyorum Ali Osman. Çok çabuk duygulanıyorsun, hemen sözlerin titriyor.

A.OSMAN- “Ağlamayı bilmeyen, düşünmeyi de bilmez” gönüldaş. Önderimiz niye ağladıysa biz de onun için ağlarız. Sulu göz değiliz, ama gözyaşları kalpleri yıkar, temizler. Çok günah işlediği halde başına hiç bela gelmeyen birisi bu konuyu vurgulayınca şu ilahi ikazı alıyor: “Biz ondan gözyaşını kaldırdık, yetmez mi?” Daha önce de belirttiğim gibi “kafire karşı hiddetli, mümine karşı şefkatli” hikmeti de bu hususu işaret ediyor.

GÖNÜLDAŞ- Anladım, konumuza dönersek, sofiler ve Üstad…

A.OSMAN- Öncelikle şunu belirteyim: Üstad’ın gerçek şahsiyeti kendi milletinden gizlenmiştir. Gelelim sofi-üstad meselesine: Tasavvuf dergahı “miskinler tekkesi” diye istihza ile anılırken “kaba softa-ham yobaz” tipi arasından hakiki sofiyi bulmak güçleşti. Üstad’ın ve kitaplarının sofilerce tanınması engellendi. Necip Fazıl denince akla sadece “çile” adlı şiir kitabı geldi. Bu kitaptaki şiirleri de anlayışsızca-idraksizce okudular.

GÖNÜLDAŞ- Üstad’ın tanınması engellendiyse bunda sofinin suçu ne?

A.OSMAN- Sofi suçludur! Aramamış, araştırmamış, okumamış, okutmamış, kolaycılığı seçmiştir. Sofiler, hele hacegan yolunun takipçileri Üstad’ın kitaplarını mutlaka okumalıdırlar. Şuurlu her sofinin okuması gereken “Rabıta-i Şerife, Başbuğ Velilerden 33, Veliler Ordusundan 333, O ve Ben, Tasavvuf Bahçeleri” gibi kitaplar derlenmiş, toparlanmış birer kaynak, birer hazinedirler.

GÖNÜLDAŞ- Peki sofileri zıplatabildin mi Üstad? Hiç öyle görünmüyor da.

A.OSMAN- Üstad ölmedi Gönüldaş. Çok klasik bir laf oldu, ama gerçekten öyle. O’nun zamanında zıplamamış, zıplayamamış olabilirler. Ama “sen ve ben” varız ve yeteriz. “Kim var?” Sorusuna sağa sola bakmadan “ben varım!” diyenler yeter. Hakikat her zaman “çok”tan yana olmaz.

GÖNÜLDAŞ- Evet ama…

A.OSMAN- Aması ne? Meğer ki "ben" varım, hiçbir şey yok o halde. İlla kelle sayısı mı istiyorsun? Hiçbir güç sayı çokluğu sebebiyle galip gelmediği gibi, azlık sebebiyle de yenilmemiştir. 'Düşünen insan’ı yakala ve doğru düşünmeyi öğret, yeter. “Her hakikate bir sahtesi musallat olur” hikmeti gereğince sahte mürşidler, sahte sofiler de bulunacaktır. Bunların terakki göstermesi asla mümkün değildir. Samimi olanlar Üstad’ın çağrısına “evet” derken, samimiyetsizler zırlamaya ve ticaretlerine devam edegeleceklerdir.

GÖNÜLDAŞ- Üstad’ın gözlerinden nerelere geldik!

A.OSMAN- Bunlar o gözlerle alakalı da ondan. Üstad yıllarca o mana ile baktı. O’nu anlayanları tenzih ederim, maalesef çoğunluk anlamadı, anlayamadı.

GÖNÜLDAŞ- Bu kadar muhabbet yeter sanırım. Gene görüşürüz Ali Osman.

A. OSMAN- Yetmez, ama yoruldum. Aniden gelme, haber ver, hazırlanayım.

ALININTI...
Allahcc yar ve yardımcınız olsun...
BESMELE...SELAM...DUA...
 

Emanet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
3,573
Tepki puanı
32
Puanları
48
Yaş
38
RABBİM razı olsun gönüldaşım,
emeğine sağlık...
güzel bir katkıydı..devamını beklerim inşaALLAH..
selam ve dua ile..
ALLAHA emanetsin..
 

ismaile

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ocak 2009
Mesajlar
1,872
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
emeğinize sağlık hayırlı paylaşımlar
 

Emanet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
3,573
Tepki puanı
32
Puanları
48
Yaş
38
2qmgh9wev9qm4.jpg
 

odtulu.seyma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Tem 2008
Mesajlar
686
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Uyan yarim, uyan, söndü yıldızlar,
Gün, karşı tepeden doğmak üzredir.
Her sabah güneşi seyreden kızlar,
Mahmur gözlerini oğmak üzredir.

Uyan yarim, sesler geldi derinden,
Karanlık oynadı, koptu yerinden;
İlk ışık, kapının eşiklerinden,
Şimdi bir gölgeyi koğmak üzredir.

Sevgilim, kapımı çaldı aydınlık,
Baygın gözlerimi aldı aydınlık,
İçimde tıkandı, kaldı ayrılık,
Bu aydınlık beni boğmak üzredir.

NECİP FAZIL KISAKÜREK
 

YaralıGönül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 May 2009
Mesajlar
1,053
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
Maşallah. elinize , yüreğinize sağlık kardeşlerim.
üsdat dan ne güzel dörtlükler.
selam ve dua ile...
 

yarensin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Eyl 2008
Mesajlar
978
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
emeğinize sağlık harika olmuş...
 

Emanet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
3,573
Tepki puanı
32
Puanları
48
Yaş
38
Uyan yarim, uyan, söndü yıldızlar,
Gün, karşı tepeden doğmak üzredir.
Her sabah güneşi seyreden kızlar,
Mahmur gözlerini oğmak üzredir.

Uyan yarim, sesler geldi derinden,
Karanlık oynadı, koptu yerinden;
İlk ışık, kapının eşiklerinden,
Şimdi bir gölgeyi koğmak üzredir.

Sevgilim, kapımı çaldı aydınlık,
Baygın gözlerimi aldı aydınlık,
İçimde tıkandı, kaldı ayrılık,
Bu aydınlık beni boğmak üzredir.

NECİP FAZIL KISAKÜREK

Maşallah. elinize , yüreğinize sağlık kardeşlerim.
üsdat dan ne güzel dörtlükler.
selam ve dua ile...

emeğinize sağlık harika olmuş...

RABBİM razı olsun..
katkılarınız için teşekkür ederim katkılarınız için...
ALLAHA emanetsiniz..selam ve dua ile..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt