Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

TV Dizilerinin Getirdiği Yıkım.! (1 Kullanıcı)

ibra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Eyl 2009
Mesajlar
6,106
Tepki puanı
12
Puanları
38
Yaş
30
Konum
Konya
Televizyon dizilerinin Müslüman birey ve toplum üzerinde yaptığı yıkım vahâmet derecesindedir. Önce buna dair bazı tesbitler sunalım:

1- Kaç yaşında olursan ol eğer bir sevgilin yoksa eziksin demektir. Burada bize mutlaka bir kızla ve erkekle arkadaşlık yapmamız gerektiği bilinçaltımıza yerleştirildi.

2- Önemli olan tek şey aşktır. Aşk için evlilik, namus ve anne-baba feda edilebilir. Hayatın tamamını bir kız ve erkeğin ilişkisinde odakladı.

3- Başkalarını aşağılamak ve küçük düşürmek seni popüler ve gözde yapar. Popülerliğin yollarından birinin bu olduğu algısı maalesef topluma yerleşti.

4- Yalan söylemek ve hırsızlık sana göre iyi bir amaç için yapılıyorsa çok masum hatta çok da şirin şeylerdir. İslâm’ın yanlış gördüğü kavramların zıddı geliştirildi ve aykırı olarak gördüklerimiz artık normal gelmeye başladı.

5- Fakir insanlar asla mutlu olamazlar. Mutlu olmanın tek yolu zengin veya ünlü olmaktır. Böylece mutlu olmanın yollarından birinin doğru ve helalinden az ya da çok kazanmak olduğu unutturuldu.

6- Anne ve baban birbirine ilk günkü gibi aşık değilse boşanıp başkalarıyla evlenmeliler ve sen de onları desteklemelisin. Bir ömür boyu iyi günde kötü günde birlikte olma vefakârlığı zayıflatıldı.

7- Nikah olmadan beraber olmakta hiç bir sorun yoktur. Büyüdüğünde sen de istediğin kız veya oğlanla istediğin şekilde beraber olabilirsin. İslâm’da mahremin eline dokunmanın ateşe dokunmak olduğu algısı yok edildi, artık sevgilisi ile nikah dışı yaşamayan eleştirilir oldu!

8- Birinin değerli ve beğenilen olması için güzel/yakışıklı ve zengin olması gerekir. Yoksa değerli değildir. Her şeyi görüntüde ve maddiyatta arar olduk. Bunlar yoksa kendimizi eksik hissetmeye başladık.

9- Güzel olmak demek 34 beden zayıflığında ve mini etek giymek demektir. Yakışıklı olmak demek ise kaslı olmak ve bunları her fırsatta göstermek demektir.

10- Ahlâkının güzel olmasının hiç bir önemi yok. Çünkü insanlar seni kullanır ve enayinin teki olarak kabul edilirsin. Hırslı ve zeki olmalı, zekanı başkalarının kuyusunu kazmak için kullanmalısın.

11- Tek ve gerçek mutluluk bu dünyadaki lüks yaşamla kazanılır.


Yukarıda zikredilen bu tesbitler bir arkadaşımın hocası Mustafa Memişâ€™e aittir. Elbette dizilerin yol açtığı toplumun ahlâkını, helal ve haram ölçülerini, örfünü dumura uğratan başka mülahazaları da eklemek mümkündür. İslâmî camiaya ait kabul edilen yahut kimi muhafazakâr patronlara ait tv kanalları da bu dejenere edici misyondan müstağni değildir.

Birçok muhafazakâr kanal siyasi içerikli yayınlarında dik durmasına rağmen ayartıcı dizi ve filmleri yayımlamakta maalesef bir beis görmemekteler. Oysa siyasi olarak savunduklarını bu dizilerin muhtevası hiçleştirmektedir. Toplumun çoğunluğunun da dizi müptelası olduğu düşünülürse yayın politikasının tutarsızlığı ortaya çıkar.

Muhafazakâr tv kanalları zaman zaman diğer tv kanallarına göre daha tahripkâr roller de üstlenebiliyor. Çünkü dindar kesim bu televizyon kanalları bizim diye ailelerine rahatlıkla seyrettirirken diğerlerine kısmen seçici davranmaktadırlar..

“Sinema ve Sünnetâ€￾ üzerine makale yazmış ve İslâmî bir sinemanın kurulması gerektiğini sebepleriyle izah etmiş birisi olarak kök değerlere bağlı ürünlere değil; ibahiyeci, bencil ve şuh hayatları özendiren, insanlarımızı ruhen değerlerinden koparan ürünlere isyan ediyorum. Ülkeyi bir hârici düşman işgal etseydi bu dizilerin yaptığı yıkım kadar zarar veremezdi.

Müslümanlar kendi hassasiyetleri perspektifinden bu işe el atmak zorundalar. Aksi taktirde diğerlerinin yaptığı ve yukarıda sonuçları kısmen zikredilen dizilere teslim olmak durumunda kalacaklardır. Zira televizyonu protesto edelim demenin bir zemini kalmamıştır.


Serdar Demirel
Aıntı
 

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
501
Puanları
83
Yaş
43
Sevgili kardeşim.
Ellerine sağlık. Çok güzel tespitler.
gerçekten bir toplumu parçalamak yıkmak için
Hiç bir bombaya gerek kalmamış.
Buna daha çok şeyler ekleyeceğiz inşallah...
Uyarıp uyandırmalıyız bir birimizi.
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,142
Tepki puanı
7,437
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
Maaleaef maalesef maalesef...
Sigara için ve bazen alkol için bazı ekran buzlamaları zorunlu hale getirildi belki de...
Ancak bu TV dizileri ne namus, ne ar, ne aile ne din ne iman bırakıyor..?
Buna bir çözüm olmalı mutlaka...
 

VaVeyla

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
11,102
Tepki puanı
22
Puanları
38
Konum
Mevlana diyarı
Yazi cuk oturmus Malesef dogru ve her evde izleniliyo bunlar..

Discovery cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
501
Puanları
83
Yaş
43
Yani bunların farkındayız. ve gerçekten halen her evde ısrarla izlenen bir yada bir kaç dizi vardır.
Bizdede... ama yazık.
Gerçekten Buna bir çare bulunması lazım.
Bu sektör almş başını gidiyor.
Giden başı tek değil. Edeb gidiyor haya gidiyor.
En acı olanı da geleceğimiz gidyor.
 

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
501
Puanları
83
Yaş
43
''Ey iman edenler! Kadınlara zorla varis olmanız size helal değildir. Verdiğiniz mehrin bir kısmını kurtaracaksınız diye, onları sıkıştırmanız da helal değildir. Ancak açık bir hayasızlık yapmış olurlarsa başka. Onlarla iyi geçinin. Eğer kendilerinden hoşlanmadınızsa, olabilir ki, siz bir şeyden hoşlanmasanız da Allah onda bir çok hayır takdir etmiş bulunur.'' ( Nisa 19)

Oysa diziler bize öyle demiyor.
Hoşlandınmı evlen. baktın olmuyor Avukat tut bir celsede boşan.
Hiç fedakarlık gösterme. hiç affetmeyi deneme.
Yada Aldatma Hak yeme demiyor. '' Siz kadınları Allahın emaneti olarak aldınız bu hususta Allahtan korkmanızı tavsiye ederim'' Diyen EFENDİMİZİN hadisi değilde
Medeni denen kanunlar geçerli olmuş.
Toplumun en küçük ve asıl yapı taşı olan Aileyi böyle yıkıyorlarki
arkasında kendiliğinden yıkılmış bir toplum.
Rabbimiz bizleri evlatlarımızı sevdiklerimizi korusun inşallah..

Selam ve dua ile
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,142
Tepki puanı
7,437
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
1782154_10153630353133815_5172672548954014621_n.jpg
 

ibra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Eyl 2009
Mesajlar
6,106
Tepki puanı
12
Puanları
38
Yaş
30
Konum
Konya
Diziler aile yapımızı tehdit ediyor

Milletçe o kadar hoşgörülü olduk ki entrikalarla, gayri ahlâkî sahnelerle dolu dizileri bile yüzümüz kızarmadan seyredebiliyoruz. Senarist ve yönetmen Gülşah Nezaket Maraşlı, “Bir şeyi devamlı görürseniz, sizi başta rahatsız etse de zamanla alışır ve normal görerek zamanla benimsersiniz” diyerek açıklıyor bu durumu. Sinema yazarı ve eleştirmen Suat Köçer ise “Dizilerde sunulan yaşam biçimi bu topluma ait olsaydı, hiç kuşkusuz kahramanların büyük çoğunluğunun da toplumun yaşam biçimini yansıtıyor olması gerekirdi. Bu topyekun yürütülen bir proje midir, bilemiyorum doğrusu. Ama sektörü yönlendiren bazı çevrelerin bunu akıllarından geçirmediğini düşünmek safdillik olur bence” diyerek yerli gibi görünen dizilerin yabancılığına işaret ediyor.

Aileyi Koruma ve Destekleme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Gülenay Pınarbaşı’ya göre de önümüze serdikleri hayat tarzıyla diziler aile yapımızı tehdit ediyor. Pınarbaşı’ya göre bu kadar dizi çekilmesinin nedeni, en başta dramaların insanların ilgisini çekmesi, televizyonun karşısında bir bağlılık oluşturması. Dizilerin hayatımızda neden bu kadar yer ettiğini de “Başkasının aşkı, mutluluğu, mutsuzluğu çatışmayla verildiği için heyecan uyandırıyor. Daha çok seyrettiriyor” diyerek açıklıyor Gülenay Pınarbaşı. Zaten başkalarının hayatını seyretmeye, didiklemeye fazlasıyla meraklı olduğumuzdan diziler de bu merakımızı fazlasıyla tatmin ediyor.
 

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
501
Puanları
83
Yaş
43
Diziler aile yapımızı tehdit ediyor

Milletçe o kadar hoşgörülü olduk ki entrikalarla, gayri ahlâkî sahnelerle dolu dizileri bile yüzümüz kızarmadan seyredebiliyoruz. Senarist ve yönetmen Gülşah Nezaket Maraşlı, “Bir şeyi devamlı görürseniz, sizi başta rahatsız etse de zamanla alışır ve normal görerek zamanla benimsersiniz” diyerek açıklıyor bu durumu. Sinema yazarı ve eleştirmen Suat Köçer ise “Dizilerde sunulan yaşam biçimi bu topluma ait olsaydı, hiç kuşkusuz kahramanların büyük çoğunluğunun da toplumun yaşam biçimini yansıtıyor olması gerekirdi. Bu topyekun yürütülen bir proje midir, bilemiyorum doğrusu. Ama sektörü yönlendiren bazı çevrelerin bunu akıllarından geçirmediğini düşünmek safdillik olur bence” diyerek yerli gibi görünen dizilerin yabancılığına işaret ediyor.

Aileyi Koruma ve Destekleme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Gülenay Pınarbaşı’ya göre de önümüze serdikleri hayat tarzıyla diziler aile yapımızı tehdit ediyor. Pınarbaşı’ya göre bu kadar dizi çekilmesinin nedeni, en başta dramaların insanların ilgisini çekmesi, televizyonun karşısında bir bağlılık oluşturması. Dizilerin hayatımızda neden bu kadar yer ettiğini de “Başkasının aşkı, mutluluğu, mutsuzluğu çatışmayla verildiği için heyecan uyandırıyor. Daha çok seyrettiriyor” diyerek açıklıyor Gülenay Pınarbaşı. Zaten başkalarının hayatını seyretmeye, didiklemeye fazlasıyla meraklı olduğumuzdan diziler de bu merakımızı fazlasıyla tatmin ediyor.


Eyvallah kardeşim.

''Zaten başkalarının hayatını seyretmeye, didiklemeye fazlasıyla meraklı olduğumuzdan diziler de bu merakımızı fazlasıyla tatmin ediyor.''
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,042
Puanları
113
Yaş
42
Televizyon dizilerinin Müslüman birey ve toplum üzerinde yaptığı yıkım vahâmet derecesindedir. Önce buna dair bazı tesbitler sunalım:

1- Kaç yaşında olursan ol eğer bir sevgilin yoksa eziksin demektir. Burada bize mutlaka bir kızla ve erkekle arkadaşlık yapmamız gerektiği bilinçaltımıza yerleştirildi.

2- Önemli olan tek şey aşktır. Aşk için evlilik, namus ve anne-baba feda edilebilir. Hayatın tamamını bir kız ve erkeğin ilişkisinde odakladı.

3- Başkalarını aşağılamak ve küçük düşürmek seni popüler ve gözde yapar. Popülerliğin yollarından birinin bu olduğu algısı maalesef topluma yerleşti.

4- Yalan söylemek ve hırsızlık sana göre iyi bir amaç için yapılıyorsa çok masum hatta çok da şirin şeylerdir. İslâm’ın yanlış gördüğü kavramların zıddı geliştirildi ve aykırı olarak gördüklerimiz artık normal gelmeye başladı.

5- Fakir insanlar asla mutlu olamazlar. Mutlu olmanın tek yolu zengin veya ünlü olmaktır. Böylece mutlu olmanın yollarından birinin doğru ve helalinden az ya da çok kazanmak olduğu unutturuldu.

6- Anne ve baban birbirine ilk günkü gibi aşık değilse boşanıp başkalarıyla evlenmeliler ve sen de onları desteklemelisin. Bir ömür boyu iyi günde kötü günde birlikte olma vefakârlığı zayıflatıldı.

7- Nikah olmadan beraber olmakta hiç bir sorun yoktur. Büyüdüğünde sen de istediğin kız veya oğlanla istediğin şekilde beraber olabilirsin. İslâm’da mahremin eline dokunmanın ateşe dokunmak olduğu algısı yok edildi, artık sevgilisi ile nikah dışı yaşamayan eleştirilir oldu!

8- Birinin değerli ve beğenilen olması için güzel/yakışıklı ve zengin olması gerekir. Yoksa değerli değildir. Her şeyi görüntüde ve maddiyatta arar olduk. Bunlar yoksa kendimizi eksik hissetmeye başladık.

9- Güzel olmak demek 34 beden zayıflığında ve mini etek giymek demektir. Yakışıklı olmak demek ise kaslı olmak ve bunları her fırsatta göstermek demektir.

10- Ahlâkının güzel olmasının hiç bir önemi yok. Çünkü insanlar seni kullanır ve enayinin teki olarak kabul edilirsin. Hırslı ve zeki olmalı, zekanı başkalarının kuyusunu kazmak için kullanmalısın.

11- Tek ve gerçek mutluluk bu dünyadaki lüks yaşamla kazanılır.


Yukarıda zikredilen bu tesbitler bir arkadaşımın hocası Mustafa Memişâ€™e aittir. Elbette dizilerin yol açtığı toplumun ahlâkını, helal ve haram ölçülerini, örfünü dumura uğratan başka mülahazaları da eklemek mümkündür. İslâmî camiaya ait kabul edilen yahut kimi muhafazakâr patronlara ait tv kanalları da bu dejenere edici misyondan müstağni değildir.

Birçok muhafazakâr kanal siyasi içerikli yayınlarında dik durmasına rağmen ayartıcı dizi ve filmleri yayımlamakta maalesef bir beis görmemekteler. Oysa siyasi olarak savunduklarını bu dizilerin muhtevası hiçleştirmektedir. Toplumun çoğunluğunun da dizi müptelası olduğu düşünülürse yayın politikasının tutarsızlığı ortaya çıkar.

Muhafazakâr tv kanalları zaman zaman diğer tv kanallarına göre daha tahripkâr roller de üstlenebiliyor. Çünkü dindar kesim bu televizyon kanalları bizim diye ailelerine rahatlıkla seyrettirirken diğerlerine kısmen seçici davranmaktadırlar..

“Sinema ve Sünnetâ€￾ üzerine makale yazmış ve İslâmî bir sinemanın kurulması gerektiğini sebepleriyle izah etmiş birisi olarak kök değerlere bağlı ürünlere değil; ibahiyeci, bencil ve şuh hayatları özendiren, insanlarımızı ruhen değerlerinden koparan ürünlere isyan ediyorum. Ülkeyi bir hârici düşman işgal etseydi bu dizilerin yaptığı yıkım kadar zarar veremezdi.

Müslümanlar kendi hassasiyetleri perspektifinden bu işe el atmak zorundalar. Aksi taktirde diğerlerinin yaptığı ve yukarıda sonuçları kısmen zikredilen dizilere teslim olmak durumunda kalacaklardır. Zira televizyonu protesto edelim demenin bir zemini kalmamıştır.


Serdar Demirel
Aıntı
gerçekten 10 numara tesbitler yönetici olsam bütün dizileri yasaklarim
 

Sevginingücü

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Kas 2020
Mesajlar
1,532
Tepki puanı
1,271
Puanları
163
Yaş
66
Konum
Ankara
Kısaca, şeytan lain hile ve tuzaklarını sinsice kuruyor.

Biz insanlara düşen görev şeytan lain' in tuzaklarina düşmemek için gayret etmek uyanık olmak, " ihlas " lı olmak.

Allahu Teala ya KUL, Peygamber Aleyhisselamlara ÜMMET olacağız.

Dünya iptilâ dünyası. Adem Aleyhisselam dan bu güne.

Af dileyeceğiz, nefsimize hakim olacağız.

Allahu Tealanın C.C. Vahyine sarılacağız.

Şeytan Lain in tuzaklarına kanmayacağız.

Namaz, Zekat, Sadaka, Oruç, Hac, Kelimei Şahadet üzere olacağız.

Allahu Tealanın C.C. ADABI ile adaplanacagiz..

İnşallah.
 

Sevginingücü

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Kas 2020
Mesajlar
1,532
Tepki puanı
1,271
Puanları
163
Yaş
66
Konum
Ankara
Ya Rabbi, " nefis " mücadelemizde bizlere başarı ihsan eyle.
 

Sevginingücü

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Kas 2020
Mesajlar
1,532
Tepki puanı
1,271
Puanları
163
Yaş
66
Konum
Ankara
Ya Rabbi " nefis " ihsan ettin bizlere. Nefsi' de en büyük mücadele, ibtila, imtihan aracı kıldın.

Gönlümüze de aşk ihsan ettin..
Kalbimizede sev emri verdin.

Ya Rabbi ne çetin bir düşmanmı desem, mücadele mi desem.. bu nefise..

Pek çok insan Cennet den, Cehenneme sevk oldu..

Ya Rabbi, şeytan lainin tuzaklarindan bizleri koru..

Ya Rabbi nefesimizden, nefesimizin azginligindan.. kötü isteklerinden bizleri koru..

Ya Rabbi nefsimizi dindir.

Ya Rabbi edep, haya, ahlak yönünden bizleri destekle.

Ya Rabbi..insana öyle birşey ihsan et ki...
Nefesimiz doğru yöne meyletsin..

Ya Rabbi bizlere " İHLAS " Ihsan eyle.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt