Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

tövbe hakkında birkaç sorum var. (1 Kullanıcı)

10_uR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Şub 2008
Mesajlar
4
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Merhabalar herkese,
Benim bu konuda çok büyük ama gerçekten çok büyük bir sıkıntım var. Bir konuda tövbe ettim, bir daha bunu yapmayacağım tövbe ediyorum söz veriyorum Allah'ım dedim ama defalarca aynı şeyi tekrarladım :( defalarca tövbe ettim... ve içimde çok büyük sıkıntılar doğmaya başladı artık son zamanlarda. Sanki her şeyim ters gidiyo gibi geliyor, sanki Allah artık benim sesimi duymuyor dualarımı dinlemiyor gibi geliyor. Vicdanım çok rahatsız durumda. Neredeyse her şeye küsecek gibiyim. En son tövbe ettiğimden bu yana artık o konu hakkında kendimi daha çok tutmayı başarıyorum, nefsime hakim olabiliyorum yavaş yavaş. Ancak bundan önceki tövbelerim ve tövbelerime rağmen yine aynı şeyi tekrarlamış olmam ''acaba dinden çıkmış olabilir miyim?'' gibi sorular getiriyo aklıma :( Affedilir miyim edilmez miyim bilemiyorum bunu kimse de bilemez tabi ki Allah'tan başka ancak belki sizlerden gelecek yorumlar, bilgiler biraz ışık tutar diye düşündüm ve sizlere bu sıkıntımı açtım. Aslında düşündüğüm zaman yaptığım şey belki günah bile sayılmıyodur emin değilim ama tövbe edip de o tövbeyi defalarca bozmuş olmak beni çok sıkıyor ve çok korkutuyor :( yorumlarınızı bekliyorum, saygılarımla...
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
selamünaleyküm kardeşim.mevlam sizi islah etsin hidayete erdirsin.yar ve yardımcınız olsun.konu hakkında eminim ki bilgisi olan kardeşimiz çoktur.fakat sorunuz tüm bakış açısı ve yorumlara açık olduğundan ''bence,fikrimce,kanımca'' gibi şahsi açıklamalara yönelecektir.buda her yapılan yorum için kafanızın karışmasına sebep olacaktır.size tavsiyem.www.sorularlaislamiyet.com adresine giderek sorunuza kaynaklara dayalı cevap alabilirsiniz.


alt kısımda sizin yazdıklarınızdan alıntı yapacağım ve bu tarz düşünce söylemlerden sakının bu gibi cümleler etmeyin kardeşim.selam ve dua ile kalın ALLAH cc emanet olun......


Merhabalar herkese,
Benim bu konuda çok büyük ama gerçekten çok büyük bir sıkıntım var. Bir konuda tövbe ettim, bir daha bunu yapmayacağım tövbe ediyorum söz veriyorum Allah'ım dedim ama defalarca aynı şeyi tekrarladım :( defalarca tövbe ettim... ve içimde çok büyük sıkıntılar doğmaya başladı artık son zamanlarda. Sanki her şeyim ters gidiyo gibi geliyor, sanki Allah artık benim sesimi duymuyor dualarımı dinlemiyor gibi geliyor. Vicdanım çok rahatsız durumda. Neredeyse her şeye küsecek gibiyim. En son tövbe ettiğimden bu yana artık o konu hakkında kendimi daha çok tutmayı başarıyorum, nefsime hakim olabiliyorum yavaş yavaş. Ancak bundan önceki tövbelerim ve tövbelerime rağmen yine aynı şeyi tekrarlamış olmam ''acaba dinden çıkmış olabilir miyim?'' gibi sorular getiriyo aklıma :( Affedilir miyim edilmez miyim bilemiyorum bunu kimse de bilemez tabi ki Allah'tan başka ancak belki sizlerden gelecek yorumlar, bilgiler biraz ışık tutar diye düşündüm ve sizlere bu sıkıntımı açtım. Aslında düşündüğüm zaman yaptığım şey belki günah bile sayılmıyodur emin değilim ama tövbe edip de o tövbeyi defalarca bozmuş olmak beni çok sıkıyor ve çok korkutuyor :( yorumlarınızı bekliyorum, saygılarımla...
 

gecekondu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2007
Mesajlar
1,726
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Aşıklar Diyarı
Merhabalar herkese,
Benim bu konuda çok büyük ama gerçekten çok büyük bir sıkıntım var. Bir konuda tövbe ettim, bir daha bunu yapmayacağım tövbe ediyorum söz veriyorum Allah'ım dedim ama defalarca aynı şeyi tekrarladım :( defalarca tövbe ettim... ve içimde çok büyük sıkıntılar doğmaya başladı artık son zamanlarda. Sanki her şeyim ters gidiyo gibi geliyor, sanki Allah artık benim sesimi duymuyor dualarımı dinlemiyor gibi geliyor. Vicdanım çok rahatsız durumda. Neredeyse her şeye küsecek gibiyim. En son tövbe ettiğimden bu yana artık o konu hakkında kendimi daha çok tutmayı başarıyorum, nefsime hakim olabiliyorum yavaş yavaş. Ancak bundan önceki tövbelerim ve tövbelerime rağmen yine aynı şeyi tekrarlamış olmam ''acaba dinden çıkmış olabilir miyim?'' gibi sorular getiriyo aklıma :( Affedilir miyim edilmez miyim bilemiyorum bunu kimse de bilemez tabi ki Allah'tan başka ancak belki sizlerden gelecek yorumlar, bilgiler biraz ışık tutar diye düşündüm ve sizlere bu sıkıntımı açtım. Aslında düşündüğüm zaman yaptığım şey belki günah bile sayılmıyodur emin değilim ama tövbe edip de o tövbeyi defalarca bozmuş olmak beni çok sıkıyor ve çok korkutuyor :( yorumlarınızı bekliyorum, saygılarımla...

[YOUTUBE]http://www.youtube.com/watch?v=UQPkvW1QSQg[/YOUTUBE]


selamun aleyküm Kardeşim hayırlı akşamlar ... Ben bu konuda nasıl yardımcı olabilirim bilemiyorum ama Tövbe ettiğin şeyin kesin günah olduğu inancındaysan Tövbe etmek bir daha yapmayacağım anlamına gelir ... Rabbim yardımcın olsun inşallah sıkıntılarını huzursuzluklarını Gidersin .. HUZUR İSLAMDADIR ... Allaha emanet olasın selametle...

ALLAH TÖVBE EDENLERİ SEVER

2/222: ... Allah, çok tövbe edenleri sever...
9/118: ... Şüphesiz ki Allah TEVVÂB'tır, Tövbeleri çok kabul edicidir, RAHÎM'dir, merhameti sınırsızdır.


Tövbe edenler, Cenâbı Allah'ın sevgisi ile yücelmiş mutlu benliklerdir. Onlar Allahü Teâlâ'ya yönelerek her zaman çok ve pek çok tövbe ederek kulluk görevlerini yerine getirirler. Cenâbı Allah'ın bir isim sıfatı da tövbeleri çok kabul eden, tövbe nasip eden, Kendisine yönelenleri karşılıksız bırakmayan anlamında TEVVÂB oluşudur. Tevvâb'lık ve kuldaki " tövbe etme " ilişkisi, bir yaratılış yasası olarak her zaman devam etmektedir. Kul, bilip bilmediği günahlardan dolayı Cenâbı Allah'a sığınarak tövbe edecek ve çok affedici ve merhametli olan Yüce Allah'da kulunu bağışlayacaktır.


TÖVBE İLE İMANA YÖNELİŞ

5/74: Halâ Allah'a yönelip tövbe ederek O'ndan af dilemiyorlar mı?...
9/126: İman etmeyenler her sene bir veya iki defa çeşitli belâlara çarptırılarak imtihan edildiklerini görmüyorlar mı? Böyle iken yine tövbe etmiyorlar, ibret almıyorlar.
7/153: Günahları işledikten sonra tövbe edip imana sarılanlara gelince, tövbe ve imandan sonra Allah çok affedici, çok merhametli olacaktır.


Cenâbı Allah, birçok ayetlerle günahkarları ve yanılgı halindeki insanları tövbe etmeye çağırıyor. Onlar görmüyorlarmı ki, her sene bir iki defa çeşitli belalar ile sınava tabi oluyorlar. Hastalık, kaza, sıkıntı v.s. onları perişan ediyor. Halâ tövbe etmiyor, gerçekleri göremiyorlar. Ancak kalplerinde iman ışığı yanar da; " Suçluyum, kötülük yaptım, pişmanım, vazgeçiyorum. " derlerse durum değişir. O zaman Allah'ı çok affedici ve çok merhamet edici bulacaklardır. Cenâbı Allah'a giden yolda bir köprü durumunda olan tövbe etme sırrı, imanı gönlünde hissetmenin de bir neticesidir.


TÖVBELERİ ASLA KABUL EDİLMEZ

3/90: İmanlarının arkasından inkâr yoluna sapmış, sonra da inkârlarında daha da azıtmış kimselerin tövbeleri asla kabul edilmez. Onlar sapıkların ta kendileridir.

İman ettikten sonra; nankörlük ederek hak ve hakikatten, İslâmiyet yolundan sapanlar ve sonra inkârlarında daha da ileri gidenler için sonsuz kurtuluşlarını sağlayacak tövbe yolu onlara tamamiyle kapatılır. Çünkü onlar, ne yaptığını bilmeyen sapıklardan başkası değildir. Kur'ân inkâr etmeyi adet haline getirenler için kalbin mühürlenmesi ifadesini kullanmaktadır. Araf 7/101: "... Allah, inkar etmeyi adet haline getirenlerin kalblerini işte böyle mühürler. "


SABIR EDENLER

Sabır
; acıya, zorluğa, haksızlığa ve başa gelen üzücü olaylara dayanma gücüdür. Bir felakete veya belaya uğrayanın telaş ve feryat etmeden, her şeyin Cenâbı Allah'tan geldiğinin bilinci ile, bu sıkıntıya sonuna kadar tahammül göstermesidir. İman sahibi; Cenâbı Allah'a sığınıp tevekkül ederek her türlü ıztıraplara isyan etmeden katlanır ve sonunda ise mutlaka Cenâbı Hakk'ın vereceği en iyi karar ile esenliğe kavuşacağını bilir. Kalem 68/48: " Rabbinin hüküm vermesi için sabret..."

İlâhî Yasa'ları yerine getirmelerde yani emir ve yasaklar da nefsin kötü isteklerine direnebilmek sabrın zaferidir. Sıkıntı, hastalık, kötülüklere karşı koyma; ancak sabır gücü ile mümkün olur. Kulun sabırlı olması dışında, başkalarına da tavsiye etmesi, Kur'ân hükmü gereğidir. Sabır sırrı ile benlikler, olgunlaşarak sonsuz kurtuluşa ulaşırlar.

ALLAH SABREDENLERİ SEVER

3/146: ...Şüphesiz ki Allah, sabredenleri sever.
2/153: ... Allah, sabredenlerle beraberdir.


Allah, şüphesiz ki sabredenleri sever. Allahü Teâlâ'nın bir isim sıfatı da Sabur'dur. Sabır sahibi olanlarda Yüce Yaratıcı'dan bir belirti, bir görünüş var demektir. Cenâbı Allah, sabredenlerin dostu ve velisidir, onların bütün yardım dileklerini kabul eder ve onlarla hep beraberdir.
 

cennet_agaci

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Kas 2006
Mesajlar
2,468
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
iStAnBuLL
Esselamü aleyküm kardeşim..önce şeytanın sana vermiş olduğu vesveseleri kafandan at ''dinden çıkmış olabılırmıyım, Allah dualarımı sesımı duymuyor, herşeyım ter gıdıyor vs '' bu tarz düşünceleri silmedığin taktırde sonuçları kötü olabılır ...Rabbım edılen duaları gerı çevırmez sadece sabırla beklemelısın zamanı gelmedi diye düşünmelısın ...herkesin ayrı bir sınavı olduğu gıbı sızınde sınavınız bu kardeşim...herşeyden önce Rabbıme bol bol tevbe etmelısınız ama ınanarak içinizde şüphe etmeden ...hepimiz günahkarız ama dılımızınden istigfarı düşürmemlıyız süreklı ona tevbe etmelıyız ...yapmış olduğumuz hatalardan da kendımızı uzaklaştırmalıyız..zikir herşeyin ilacı...Peygamber efendımız (s.a.v) her gün 70 tane istiğfar cekermiş.. bunu alışkanlık haline getırın ve gunluk cekebılıcegınız kadar çekın hatta forumlar arasında kasım hadı abının forumu var tövbe kampanyası sıze tavsıyem oraya adınızı yazdırın...bence iyi gelicektır size... Allah yar ve yardımcınız olsun kardeşim hayırlı akşamlar..

استغفر الله استغفر الله العظيم الكريم اللذي لا الاه الاهو الحي القيوم واتوب اليك توبة عبد طالم لنفسه لا يملك لنفسه موتا ولا حياة و لا نشورا


اللهم صل علي محمد و علي ال محمد صلاة تنجنا بها من جميع الاحوال و الافات و تقضي لنا بها جميع الحاجات و تطهرنا بها من جميع السيات و ترفعنا بها عندك اعلي اتدرجات و تبلغنا بها اقصي الغيات من جميع الخيرات في الحيات و بعد الممات برحمتك يا ارحم الراحمين


اللهم انت ربي لا اله الا انت خلقتني و انا عبدك و انا علي عهدم و وعدك ما استطعت ااعوذ بك من شر ما صنعت ابوء لك بنعمتك علي و ابوء بذنبي فاغفرلي فانه لا يغفر الذنوب الا انت برحمتك يا ارحم الراحمين
Estağfirullâh Estağfirullâh Esteğfirullâh. El-Ğazîm el-Kerîm ellezî lâ ilâhe illâ hû. el-Hayyul-Gayyûmü ve etûbu ileyk. Tevbete ğabdin zâlimin li nefsihî lâ yemlikü li nefsihî mevten velâ hayâten velâ nüşûrâ.

Allâhümme salli ğalâ Muhammedin ve ğalâ âli Muhammed. Salâten tüncinâ bihâ min cemîğil-ehvâli ve'l-âfât ve tagdî lenâ bihâ min cemîği'l hâcât. ve tüdahhirunâ bih3a min cemîği's-seyyiât. ve terfeğunâ bihâ ğındeke eğlâ'd-Deracât. ve tübelliğunâ bihâ egsâ'l-ğayât min cemîğil hayrâti fi'l-hayâti ve bağde'l-memât. Bi rahmetike yâ erhamer rahimîn

Allahümme ente Rabbi lâ ilâhe illâ ente. Halegtenî ve ene ğabdüke ve ene ğalâ ahdike ve vağdike mestedağtü eğûzü bike min şerri mâ sanağtü ebûü leke bi niğmetike ğaleyye ve ebûü bi zenbî feğfirlî feinnehû lâ yeğfiruzzünûbe illâ ente. Bi rahmetike yâ erhamer rahimîn.

lâhi ya Rabbel alemin!

Büluğ çağina erdiğimden bu âna gelinceye kadar bütün âzâlarımdan her nekadar günah işlemişsem, ben onların cümlesine tevbe ettim, pişman oldum, bir daha işlememek üzere söz verdim.



Tevbe yâ Rabbi estağfirullah

Tevbe yâ Rabbi estağfirullah

Tevbe yâ Rabbi estağfirullah



Amentü billâhi ve melâiketihi ve kütübihi, ve rusülihi vel yevmil âhiri, vebil kaderi, hayrihi ve şerrihi minellâhi teâlâ vel bâsü bâdel mevt Hakkun;

Eşhedü ellâ ilâhe illallah, ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve rasülüh




Hz. Peygamber (s)a buyurdular ki: "Aziz ve Celil olan Allah, gündüz günah işleyenlerin tevbesini kabul etmek için geceleyin elini açar. Gece günah işleyenlerin tevbesini kabul etmek için de gündüz elini açar, bu hal, güneş batıdan doğuncaya kadar devam edecektir" Burada "el", Allah'ın ihsan ve fazlından kinayedir.

Kaynak: Müslim, Tevbe 32, (2760)
 

ebe78

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Ocak 2007
Mesajlar
530
Tepki puanı
0
Puanları
0
s.a bende kaan arkadaşımızın fikiri ile hem fikirim. bencede siz en iyisi sorularla islamiyet bölümünüe girin.ve küçük bir tavsiyem tövbe konusunda islami bilğiler konusunda kendini yetiştirmiş bir arkadaşınız ve ya bir hocadan yardım almanız her ne kadar okursanız muhakka faydasını görürüsünüz ama bu konuları yani tövbe v.b hani içinizdeki asıl sorun konusunu yüzyüze konuşulması bence aklınızdaki tövbe haşa raabbim sesimi duymuyor mu gibi soruları aklınızdan tamamen silinecektir. bol bol tövbe istigfar getirin.rabbim yar ve yardımcınız olsun allaha emanet olun.
 

10_uR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Şub 2008
Mesajlar
4
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
çok teşekkür ederim yönlendirmeleriniz ve aydınlatıcı bilgi paylaşımlarınız için:) Sevgili ile kalın sevgi ile kalın...
 

kasım hadi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Kas 2007
Mesajlar
5,714
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
56
selamun aleykum.

Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel,
Bizim dergahımız, umitsizlik dergahı değildir,
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel.

hz.MEVLANA.
 

ishakyakup

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Tem 2007
Mesajlar
549
Tepki puanı
21
Puanları
18
Yaş
45
Konum
Gebze
Merhabalar herkese,
Benim bu konuda çok büyük ama gerçekten çok büyük bir sıkıntım var. Bir konuda tövbe ettim, bir daha bunu yapmayacağım tövbe ediyorum söz veriyorum Allah'ım dedim ama defalarca aynı şeyi tekrarladım :( defalarca tövbe ettim... ve içimde çok büyük sıkıntılar doğmaya başladı artık son zamanlarda. Sanki her şeyim ters gidiyo gibi geliyor, sanki Allah artık benim sesimi duymuyor dualarımı dinlemiyor gibi geliyor. Vicdanım çok rahatsız durumda. Neredeyse her şeye küsecek gibiyim. En son tövbe ettiğimden bu yana artık o konu hakkında kendimi daha çok tutmayı başarıyorum, nefsime hakim olabiliyorum yavaş yavaş. Ancak bundan önceki tövbelerim ve tövbelerime rağmen yine aynı şeyi tekrarlamış olmam ''acaba dinden çıkmış olabilir miyim?'' gibi sorular getiriyo aklıma :( Affedilir miyim edilmez miyim bilemiyorum bunu kimse de bilemez tabi ki Allah'tan başka ancak belki sizlerden gelecek yorumlar, bilgiler biraz ışık tutar diye düşündüm ve sizlere bu sıkıntımı açtım. Aslında düşündüğüm zaman yaptığım şey belki günah bile sayılmıyodur emin değilim ama tövbe edip de o tövbeyi defalarca bozmuş olmak beni çok sıkıyor ve çok korkutuyor :( yorumlarınızı bekliyorum, saygılarımla...



selamün aleyküm..muhterem

rabbimiz bir ayeti celilesinde;

zümer 53 - De ki: "Ey haddi aşarak nefislerine karşı israf etmiş olan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümid kesmeyin. Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir." buyurmaktadır.. yani sizin günahlarınız ne kadar çok olursa olsun rabbimizin rahmetinden çok değildir...

başka ayeti celilelerinde ise;

yusuf 87 - "Ey oğullarım, gidin, Yusuf'u ve kardeşini araştırın. Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin; zira kâfir kavimden başkası Allah'ın rahmetinden ümit kesmez."

hicr 56 - İbrahim dedi ki: "Rabbimin rahmetinden, sapıklardan başka kim ümit keser?"


rahmetinden ancak kafirlerin ümit keseceğini beyan etmektedir...yani ne kadar günahımız olursa olsun yine tevbe edip rabbimize sığınmaktan başka çare yok...tevbemizin kabül olması ise tekrar aynı günaha dönmeme kararlılığımıza bağlıdır


"Aslında düşündüğüm zaman yaptığım şey belki günah bile sayılmıyodur"

ama en önemlisi bu satırınız....

haramlar ve helaller bellidir..bu hususta ilim ehli dışında bir fikir beyan etme hakkı kimsede yoktur..buna dikkat etmeniz çok elzemdir...
 

ilim_yolu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Haz 2010
Mesajlar
3
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Merhabalar herkese,
Benim bu konuda çok büyük ama gerçekten çok büyük bir sıkıntım var. Bir konuda tövbe ettim, bir daha bunu yapmayacağım tövbe ediyorum söz veriyorum Allah'ım dedim ama defalarca aynı şeyi tekrarladım :( defalarca tövbe ettim... ve içimde çok büyük sıkıntılar doğmaya başladı artık son zamanlarda. Sanki her şeyim ters gidiyo gibi geliyor, sanki Allah artık benim sesimi duymuyor dualarımı dinlemiyor gibi geliyor. Vicdanım çok rahatsız durumda. Neredeyse her şeye küsecek gibiyim. En son tövbe ettiğimden bu yana artık o konu hakkında kendimi daha çok tutmayı başarıyorum, nefsime hakim olabiliyorum yavaş yavaş. Ancak bundan önceki tövbelerim ve tövbelerime rağmen yine aynı şeyi tekrarlamış olmam ''acaba dinden çıkmış olabilir miyim?'' gibi sorular getiriyo aklıma :( Affedilir miyim edilmez miyim bilemiyorum bunu kimse de bilemez tabi ki Allah'tan başka ancak belki sizlerden gelecek yorumlar, bilgiler biraz ışık tutar diye düşündüm ve sizlere bu sıkıntımı açtım. Aslında düşündüğüm zaman yaptığım şey belki günah bile sayılmıyodur emin değilim ama tövbe edip de o tövbeyi defalarca bozmuş olmak beni çok sıkıyor ve çok korkutuyor :( yorumlarınızı bekliyorum, saygılarımla...

güzel kardeşim sana yardımcı olabilmek için üye oldum bu mesajımı nazara almanı rica ederim

BEŞİNCİ İŞÂRET: Cenâb-ı Hak, Kütüb-ü Semaviyede beşere karşı şu Cennet gibi azîm mükâfat ve Cehennem gibi dehşetli mücazatı göstermekle beraber çok irşad, îkaz, ihtar, tehdid ve teşvik ettiği halde; ehl-i îman, bu kadar esbab-ı hidâyet ve istikamet varken hizbü’ş-şeytanın mükâfatsız çirkin zaîf desîselerine karşı mağlub olmaları, bir zaman beni çok düşündürüyordu. Acaba îman varken, Cenâb-ı Hakk’ın o kadar şiddetli tehdidatına ehemmiyet vermemek nasıl oluyor? Nasıl îman gitmiyor?


Sırriyle: Şeytanın gâyet zaîf desîselerine kapılıp Allah’a isyan ediyor. Hatta benim arkadaşlarımdan ba’zıları, yüz hakîkat dersini kalben tasdik ile beraber benden işittiği ve bana karşı da fazla hüsn-ü zannı ve irtibatı varken, kalbsiz ve bozuk bir adamın ehemmiyetsiz ve riyakârane iltifatına kapıldı, onun lehinde benim aleyhimde bir vaziyete geldi. FESÜBHANALLAH dedim,
İnsanda bu derece sukut olabilir mi? Ne kadar hakîkatsız bir insan idi, diye o biçâreyi gıybet ettim, günaha girdim. Sonra sâbık işâretlerdeki hakîkat inkişaf etti, karanlıklı çok noktaları aydınlattı. O nur ile LİLLAHİ’L-HAMD, hem Kur’ân-ı Hakîm’in azim tergîbat ve teşvikatı tam yerinde olduğunu, hem ehl-i îmanın desâis-i şeytaniyeye kapılmaları, îmansızlıktan ve îmanın zaîfliğinden olmadığını, hem günah-ı kebâiri işleyen küfre girmediğini, hem Mu’tezile mezhebi ve bir kısım Hariciye mezhebi: “Günah-ı kebâiri irtikâb eden, kâfir olur veya îman ve küfür ortasında kalır.” diye hükümlerinde hata ettiklerini, hem benim o biçâre arkadaşım da yüz ders-i hakîkatı bir herifin iltifatına feda etmesi, düşündüğüm gibi çok sukut ve dehşetli alçaklık olmadığını anladım. Cenâb-ı Hakk’a şükrettim, o vartadan kurtuldum. Çünkü: Sâbıkan dediğimiz gibi şeytan, cüz’î bir emr-i ademî ile insanı mühim tehlikelere atar. Hem insandaki nefis ise, şeytanı her vakit dinler. Kuvve-i şeheviye ve gadabiye ise, şeytan desîselerine hem kâbile, hem nâkile iki cihaz hükmündedirler.

İşte bunun içindir ki, Cenâb-ı Hakk’ın “Gafûr”, “Rahîm” gibi iki ismi, tecelli-i âzamla ehl-i îmana teveccüh ediyor. Ve Kur’ân-ı Hakîmde Peygamberlere en mühim ihsanı, mağfiret olduğunu gösteriyor ve onları, istiğfar etmeye da’vet ediyor.


kelime-i kudsiyesini her sûre başında tekrar ile ve her mübârek işlerde zikrine emretmesiyle, kâinatı ihâta eden rahmet-i vâsiasını melce ve tahassüngâh gösteriyor ve emriyle kelimesini siper yapıyor.

detaylı bilgi : http://www.nur.gen.tr/tr.html#leftm...tapId=77&BolumId=5467&KitapAd=Lemalar&Page=74
 

ilim_yolu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Haz 2010
Mesajlar
3
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
güzel kardeşim sana yardımcı olabilmek için üye oldum bu mesajımı nazara almanı rica ederim

BEŞİNCİ İŞÂRET: Cenâb-ı Hak, Kütüb-ü Semaviyede beşere karşı şu Cennet gibi azîm mükâfat ve Cehennem gibi dehşetli mücazatı göstermekle beraber çok irşad, îkaz, ihtar, tehdid ve teşvik ettiği halde; ehl-i îman, bu kadar esbab-ı hidâyet ve istikamet varken hizbü’ş-şeytanın mükâfatsız çirkin zaîf desîselerine karşı mağlub olmaları, bir zaman beni çok düşündürüyordu. Acaba îman varken, Cenâb-ı Hakk’ın o kadar şiddetli tehdidatına ehemmiyet vermemek nasıl oluyor? Nasıl îman gitmiyor?


Sırriyle: Şeytanın gâyet zaîf desîselerine kapılıp Allah’a isyan ediyor. Hatta benim arkadaşlarımdan ba’zıları, yüz hakîkat dersini kalben tasdik ile beraber benden işittiği ve bana karşı da fazla hüsn-ü zannı ve irtibatı varken, kalbsiz ve bozuk bir adamın ehemmiyetsiz ve riyakârane iltifatına kapıldı, onun lehinde benim aleyhimde bir vaziyete geldi. FESÜBHANALLAH dedim,
İnsanda bu derece sukut olabilir mi? Ne kadar hakîkatsız bir insan idi, diye o biçâreyi gıybet ettim, günaha girdim. Sonra sâbık işâretlerdeki hakîkat inkişaf etti, karanlıklı çok noktaları aydınlattı. O nur ile LİLLAHİ’L-HAMD, hem Kur’ân-ı Hakîm’in azim tergîbat ve teşvikatı tam yerinde olduğunu, hem ehl-i îmanın desâis-i şeytaniyeye kapılmaları, îmansızlıktan ve îmanın zaîfliğinden olmadığını, hem günah-ı kebâiri işleyen küfre girmediğini, hem Mu’tezile mezhebi ve bir kısım Hariciye mezhebi: “Günah-ı kebâiri irtikâb eden, kâfir olur veya îman ve küfür ortasında kalır.” diye hükümlerinde hata ettiklerini, hem benim o biçâre arkadaşım da yüz ders-i hakîkatı bir herifin iltifatına feda etmesi, düşündüğüm gibi çok sukut ve dehşetli alçaklık olmadığını anladım. Cenâb-ı Hakk’a şükrettim, o vartadan kurtuldum. Çünkü: Sâbıkan dediğimiz gibi şeytan, cüz’î bir emr-i ademî ile insanı mühim tehlikelere atar. Hem insandaki nefis ise, şeytanı her vakit dinler. Kuvve-i şeheviye ve gadabiye ise, şeytan desîselerine hem kâbile, hem nâkile iki cihaz hükmündedirler.

İşte bunun içindir ki, Cenâb-ı Hakk’ın “Gafûr”, “Rahîm” gibi iki ismi, tecelli-i âzamla ehl-i îmana teveccüh ediyor. Ve Kur’ân-ı Hakîmde Peygamberlere en mühim ihsanı, mağfiret olduğunu gösteriyor ve onları, istiğfar etmeye da’vet ediyor.


kelime-i kudsiyesini her sûre başında tekrar ile ve her mübârek işlerde zikrine emretmesiyle, kâinatı ihâta eden rahmet-i vâsiasını melce ve tahassüngâh gösteriyor ve emriyle kelimesini siper yapıyor.

detaylı bilgi : http://www.nur.gen.tr/tr.html#leftme...emalar&Page=74
 

ilim_yolu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Haz 2010
Mesajlar
3
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
güzel kardeşim sana yardımcı olabilmek için üye oldum bu mesajımı nazara almanı rica ederim

BEŞİNCİ İŞÂRET: Cenâb-ı Hak, Kütüb-ü Semaviyede beşere karşı şu Cennet gibi azîm mükâfat ve Cehennem gibi dehşetli mücazatı göstermekle beraber çok irşad, îkaz, ihtar, tehdid ve teşvik ettiği halde; ehl-i îman, bu kadar esbab-ı hidâyet ve istikamet varken hizbü’ş-şeytanın mükâfatsız çirkin zaîf desîselerine karşı mağlub olmaları, bir zaman beni çok düşündürüyordu. Acaba îman varken, Cenâb-ı Hakk’ın o kadar şiddetli tehdidatına ehemmiyet vermemek nasıl oluyor? Nasıl îman gitmiyor?


Sırriyle: Şeytanın gâyet zaîf desîselerine kapılıp Allah’a isyan ediyor. Hatta benim arkadaşlarımdan ba’zıları, yüz hakîkat dersini kalben tasdik ile beraber benden işittiği ve bana karşı da fazla hüsn-ü zannı ve irtibatı varken, kalbsiz ve bozuk bir adamın ehemmiyetsiz ve riyakârane iltifatına kapıldı, onun lehinde benim aleyhimde bir vaziyete geldi. FESÜBHANALLAH dedim,
İnsanda bu derece sukut olabilir mi? Ne kadar hakîkatsız bir insan idi, diye o biçâreyi gıybet ettim, günaha girdim. Sonra sâbık işâretlerdeki hakîkat inkişaf etti, karanlıklı çok noktaları aydınlattı. O nur ile LİLLAHİ’L-HAMD, hem Kur’ân-ı Hakîm’in azim tergîbat ve teşvikatı tam yerinde olduğunu, hem ehl-i îmanın desâis-i şeytaniyeye kapılmaları, îmansızlıktan ve îmanın zaîfliğinden olmadığını, hem günah-ı kebâiri işleyen küfre girmediğini, hem Mu’tezile mezhebi ve bir kısım Hariciye mezhebi: “Günah-ı kebâiri irtikâb eden, kâfir olur veya îman ve küfür ortasında kalır.” diye hükümlerinde hata ettiklerini, hem benim o biçâre arkadaşım da yüz ders-i hakîkatı bir herifin iltifatına feda etmesi, düşündüğüm gibi çok sukut ve dehşetli alçaklık olmadığını anladım. Cenâb-ı Hakk’a şükrettim, o vartadan kurtuldum. Çünkü: Sâbıkan dediğimiz gibi şeytan, cüz’î bir emr-i ademî ile insanı mühim tehlikelere atar. Hem insandaki nefis ise, şeytanı her vakit dinler. Kuvve-i şeheviye ve gadabiye ise, şeytan desîselerine hem kâbile, hem nâkile iki cihaz hükmündedirler.

İşte bunun içindir ki, Cenâb-ı Hakk’ın “Gafûr”, “Rahîm” gibi iki ismi, tecelli-i âzamla ehl-i îmana teveccüh ediyor. Ve Kur’ân-ı Hakîmde Peygamberlere en mühim ihsanı, mağfiret olduğunu gösteriyor ve onları, istiğfar etmeye da’vet ediyor.


kelime-i kudsiyesini her sûre başında tekrar ile ve her mübârek işlerde zikrine emretmesiyle, kâinatı ihâta eden rahmet-i vâsiasını melce ve tahassüngâh gösteriyor ve emriyle kelimesini siper yapıyor.

detaylı bilgi : http://www.nur.gen.tr/tr.html#leftme...emalar&Page=74

ist. üni. ecz. fak. öğrencisiyim istanbulda yaşıyorsan gel görüşelim. ilim_yolu@*******.com
 

mübin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Şub 2008
Mesajlar
219
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
57
Sevgili 10_ur kardeşim yazdığın konuyu yollayalı hayli zaman geçmiş ama ben bugün farkettim sana diyeceğim şey bu sitede yazı yazan ne kadar insan varsa ben belki hepsinden fazla günahkarım diye düşünüyorum çünkü eski işim günaha çok çabuk girebileceğim bir işti ve bende çok günah kazandım Allah affetsin inşallah affetmiştir şu anda günahtan kaçabildiğim kadar kaçtım ama iş tövbe konusuna gelince sevgili ishak yakup kardeşin yazdığı ayetteki gibi allah'dan ümit kesilmez ama Allah'ın kimlerin tövbesini kabul ettiği ayetleri iyi okuman gerekiyor
Size bir anımı yazmakda istiyorum bir gün gene 10_ur kardeş gibi Allah beni bıraktı artık gibi düşünürken benim bazen yaptığım bir uygulama var Allah'ım ne olur cevap ver deyip kurandan cevap arardım ve aklıma gelen ilk iki rakamı süre ve ayet numarası olarak düşünür ve o sayfayı bulup okurdum Bulduğum sayfadaki ayete denk gelen yer ise neydi biliyormusunuz
Duha
(3) Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da.
Birde bu ayeti sana hatırlatmak isterim

Nahl
(92) Bir topluluk diğer bir topluluktan daha (güçlü ve) çoktur diye yeminlerinizi aranızda bir hile ve fesat sebebi yaparak, ipliğini iyice eğirip büktükten sonra (tekrar) çözüp bozan kadın gibi olmayın. Allah bununla sizi ancak imtihan eder. Hakkında ayrılığa düştüğünüz şeyleri kıyamet günü size elbette açıklayacaktır.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt